“Haberleşme uydularını kendi imkânlarımızla üreterek, bu kabiliyete sahip 10 ülkeden biri olmakta kararlıyız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Uzay Programı Tanıtım Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Gözlem uydularında kazandığımız tecrübeyle, haberleşme uydularını da kendi imkânlarımızla üreterek, bu kabiliyete sahip 10 ülkeden biri olmakta kararlıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Millî Uzay Programı Tanıtım Toplantısı’na katılarak, Türkiye’nin Millî Uzay Programı’nı açıkladı.
Millî Uzay Programı’nın Türkiye’nin uzaydaki yol haritası olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel uzay yarışında ülkemizi üst liglere taşıyacak bu yol haritasının başarıyla hayata geçmesini diliyorum” dedi.
“UZAY ÇALIŞMALARINDA İNSAN KAYNAĞI, TASARIM VE MÜHENDİSLİK KABİLİYETLERİ AÇISINDAN ÇOK DAHA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE VAR”
“Paylaşacağımız hedefler bir hayal ürünü değil, havacılık ve uzay teknolojilerinde bugüne kadar başardıklarımızın bir üst noktaya taşınmasıdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda oluşturulan altyapı yatırımlarıyla bugün uzay çalışmalarında insan kaynağı, tasarım ve mühendislik kabiliyetleri açısından çok daha güçlü bir Türkiye bulunduğunu söyledi.
Türkiye’yi kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen, test edebilen bir seviyeye çıkardıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun ilk örneğinin GÖKTÜRK-2 uydusu olduğunu, şimdi de sırada gece ya da gündüz fark etmeden her türlü hava şartında yüksek çözünürlüklü görüntü elde edebilecek GÖKTÜRK-3 uydusunun bulunduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBİTAK Uzay tarafından geliştirilen, ilk yerli ve millî yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydusu İMECE’nin de entegrasyon işlemlerinin tamamlandığını, testlerinin sürdüğünü bildirerek, bu uydunun da 2022 yılında uzaya fırlatılacağını kaydetti.
İMECE yörüngeye yerleştiğinde, tüm kurumların görüntü ihtiyacını karşılayacak metre altı çözünürlükteki ilk millî gözlem uydusu olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gözlem uydularında kazandığımız tecrübeyle, haberleşme uydularını da kendi imkânlarımızla üreterek, bu kabiliyete sahip 10 ülkeden biri olmakta kararlıyız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen aybaşında uzaya fırlatılan TÜRKSAT 5-A uydusuyla faal haberleşme uydularının sayısının dörde yükseldiğini, yerli ve millî imkânlarla üretilecek ilk haberleşme uydusu TÜRKSAT 6-A’nın da 2022’de uzaydaki yörüngesine yerleştirileceğini söyledi.
Türkiye’nin uydu teknolojilerinin alt bileşenleri ve yazılımlarını üretmek noktasında da yoğun çalışmalar içinde olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüksek çözünürlüklü uzay kamerası, yeni nesil uçuş bilgisayarı ve yazılımları, elektrikli itki motoru, yönlendirilebilir anten, tepki tekeri, yıldız izler, güneş algılayıcı gibi birçok kritik alt sistemi, özgün olarak geliştirip ürettik. Önümüzdeki süreçte, Türk mühendislerinin yerli yazılımlarıyla birlikte, uydulardan elde ettiğimiz bilgilerin güvenliğini de tamamen sağlamış olacağız” açıklamasında bulundu.
“UZAY SİSTEMLERİ ALANINDA MONTAJ, ENTEGRASYON VE TEST HİZMETLERİ SAĞLAYAN ULUSLARARASI BİR OYUNCU KONUMUNDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin uzay alanındaki kurumsal kapasitesine büyük önem verdiklerini, modern altyapılan sayesinde roket, uydu, yer sistemlerinde fikirden ürüne kadar ihtiyaç duyulan tüm imkanları sağlayabildiklerini anlatarak, TÜBİTAK Uzay, TÜBİTAK SAGE, DELTA-VE, ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, TÜRKSAT ve İTÜ başta olmak üzere, birçok kuruluşun altyapılarında önemli projeler yürütüldüğünü aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzay ve roket test merkezlerimiz, uzay sistemleri tasarım ve test laboratuvarlarımız, uydu haberleşme ve uzaktan algılama araştırma merkezlerimiz, yer kontrol istasyonlarımız, optik sistemler araştırma ve uygulama altyapılarımızla her geçen gün daha yetkin hâle geliyoruz. Artık, uzay sistemleri alanında montaj, entegrasyon ve test hizmetleri sağlayan uluslararası bir oyuncu konumundayız” ifadelerini kullandı.
Çok az sayıda gelişmiş ülkenin sahip olduğu Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’nin 2015 yılından beri faal olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uydu bileşenlerinin radyasyona dayanıklılığının test edildiği Türkiye’nin ilk Parçacık Radyasyonu Test Altyapısı olan ODTÜ-Saçılmalı Demet Hattı’nın da 2019 yılında hizmete alındığını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin şu anda en önemli eksiğinin fırlatma konusu olduğuna dikkat çekerek, bu konuda da önemli adımlar atıldığını geçen yıl, ROKETSAN Uydu Fırlatma, Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdiklerini hatırlattı.
İlk yerli sonda roketinin 136 kilometre irtifaya çıkarak uzay sınırını aştığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, astronomik gözlem noktasında da önemli altyapılara sahip olunduğunu, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nin Türkiye’nin en büyüğü olan 1,5 metre çapında bir teleskobu barındırdığını, Erzurum’da, Karakaya Tepeleri üzerinde, 3 bin 170 metre yükseklikte de Doğu Anadolu Gözlemevi’nin inşa edildiği bilgisini paylaştı.
“ASTRONOMİ, MATEMATİK VE TIP GİBİ TEMEL BİLİMLERE ÖNCÜLÜK ETMİŞ, ÇIĞIR AÇMIŞ BİR MEDENİYETİN MİRASÇILARIYIZ”
Sadece TÜBİTAK aracılığıyla son 18 yılda, uydu, uzay, fırlatma sistemleri, uzay ekipmanları konularında kamu ve akademi dünyasından 56 projeye 2,1 milyar lira kaynak sağladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin uzay ve havacılık temalı ilk bilim merkezi Gökmen Uzay ve Havacılık Eğitim Merkezi’nin de 2020 yılında Bursa’da hizmete açıldığını anımsattı.
“Biz, astronomi, matematik ve tıp gibi temel bilimlere öncülük etmiş, çığır açmış bir medeniyetin mirasçılarıyız” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, El-Fergani, El-Sufi, El-Biruni, Ali Kuşçu, El Cezeri, Takiyüddin ve Mirim Çelebi gibi binlerce Türk ve Müslüman bilim insanıyla gurur duyduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz işte bu âlimleri yetiştiren toprakların evlatlarıyız. Bu gerçekleri asla unutmayacağız. Ama şunu da bileceğiz ki bizim daha yapacağımız çok işi var. Bu büyüklerimize layık olmak için yapacağımız çok iş var. Pozitif bilimlerdeki üstünlüğün, son yüzyıllarda batıya geçerek, onları kalkındırdığını elbette biliyoruz. Coğrafi keşiflerle değişen güç dengelerinin farkına varmada geç kaldık ve bunun bedelini ağır şekilde ödedik. Ama bugün, dünya yeni bir değişimin, yeni bir dönüşümün arifesindedir” diye konuştu.
Yeni dönemde, güç dengelerini uzay keşiflerinin, bu alandaki yeni teknolojilerin belirleyeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlayışla, doğru zamanda İHA ve SİHA teknolojilerine yatırım yaparak, sahada oyunu değiştiren tarafta yer almayı başardık” ifadesini kullandı.
Millî elektrikli otomobil için de doğru zamanda adımlar attıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu konuda da Türkiye, en çok konuşulan, takip edilen ülkeler arasındadır. Şimdi de uzay çalışmalarında, doğru zamanlamayla doğru adımları atarak hareket etme kararlılığımızı ortaya koyuyoruz. Temsil ettiğimiz medeniyetin dünyaya yeniden öncü olabilmesi, Türkiye’nin uzay yarışındaki kat edeceği mesafeye bağlıdır. İnsanlığın bir kısmının değil, tamamının barışa ve huzura kavuşması için medeniyetimizi yeniden şahlandırmak mecburiyetindeyiz. Asırlar boyunca topraklarına her ayak basan tarafından sömürülen Afrikalı kardeşlerimiz için bunu başarmak mecburiyetindeyiz. Şu anda bakıyorum da Fransa’nın başındaki zat durmadan bana saldırıyor. Ya senin benle ne işin var? Sen önce Cezayir’in hesabını ver. Senin büyüklerin Cezayir’de 1 milyon insanı öldürdü onun hesabını ver. Sen önce Ruanda’nın hesabını ver, yüz binlerce insanı öldürdünüz. Ama Türk’ün ve Türkiye’nin, ne de ecdadımızın geçmişinde böyle bir şey söz konusu değil. Bizim ellerimizde kan yok, ama sizde kan var. Sürgünlerle yerinden, yurdundan edilen, dinini, dilini, ismini değiştirmeye zorlanan Asyalı kardeşlerimiz için bunu başarmak mecburiyetindeyiz. Gettolara sıkıştırılmış faşizmin ve suç şebekelerinin insafına bırakılmış Batılı kardeşlerimiz için de bunu başarmak mecburiyetindeyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Azerbaycan’ın Karabağ’daki mücadelesine verdiği desteği yineleyerek, “30 yıldır Azerbaycan’da tüm Karabağ’ı işgal altında tutunuz, o topraklar kimindi? O topraklar Azerbaycanlı kardeşlerimizindi ve bu toprakları işgal altında tutunuz. Şimdi kendi göbeğini Azeri kardeşlerimiz kendileri kesti ve biz de elimizden gelen desteği verdik ve böylece Karabağ, evet, sahiplerinin eline geçti” ifadelerini kullandı.
“YERYÜZÜNDE ADALETİ TESİS ETMENİN YOLU GÖKYÜZÜNDE GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE VAR OLMAKTAN GEÇİYOR”
Türkiye’nin Libya’dan askerlerini çekmesini isteyen Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a da cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sen önce bu aklı vereceğine bunu kendine sakla, bak orada Çad’ın, Mali’nin, Wagner’in askerleri var, siz onları oralardan bir çekin, onları bir çekin ondan sonra sizle bunları konuşalım. Ve biz askeri ve güvenlik iş birliği anlamamız olan Libya’yla anlaşmamızın gereğini yaptık ve sadece orada eğitim için varız, eğitimin dışında değil” dedi.
Bugün yeryüzünde adaleti tesis etmenin yolunun gökyüzünde güçlü bir şekilde var olmaktan geçtiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknolojik kapasitemizi geliştirmek ve buradan doğacak olan ekonomiden faydalanmak için uzayda da olacağız. Şu anda uzayı görüyorum ve bambaşka görüyoruz. Elde ettiğimiz tecrübe ve birikimi, bilim, sanayi ve teknoloji ekosistemimize aktarabilmek için uzayda olacağız” açıklamasında bulundu.
“Güçlü ve bağımsız bir Türkiye’nin yerini sadece dünyada değil uzayda da tahkim edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vizyonu yürütecek kurumun da Türkiye Uzay Ajansı olduğunu duyurdu.
Bu kurumun uzay alanında birikmiş kabiliyetleri tek çatı altında koordine etmek ve bu alanda yeni, güçlü bir sinerji oluşturmak için yola çıktığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk görevi Millî Uzay Programı hazırlamak olan ajansın, kamu kuruluşlarından özel sektöre, üniversitelerden uluslararası ortaklara kadar tüm paydaşların katkılarıyla çalışmasını tamamladığını bildirdi.
“MİLLÎ UZAY PROGRAMI’NDAKİ EN ÖNEMLİ HEDEF CUMHURİYETİN 100. YILINDA AYA İLK TEMASI GERÇEKLEŞTİRMEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi Türkiye’nin uzaydaki 10 yıllık vizyon, strateji, hedef ve projelerinin yer aldığı Millî Uzay Programımızı bugünlerde meşhur olan sloganıyla tüm dünyaya ilan ediyor ve diyorum ki, gökyüzüne bak ayı gör” dedikten sonra Millî Uzay Programı’ndaki birincil ve en önemli hedefin Cumhuriyetin 100. yılında aya ilk teması gerçekleştirmek olduğunu açıkladı.
Türkiye’nin aya ulaşma hedefini iki aşamada tamamlamayı planladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İlk aşamada 2023 yılı sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi millî ve özgün hibrit roketimizle aya ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz. Uzay aracımızı yakın yörüngeye çıkartacak ilk fırlatmayı uluslararası iş birliği ile hayata geçireceğiz. Bu görevi tamamladığımızda hem aya ulaşmayı başaran ülkelerden biri olacak, hem de ikinci aşama ay misyonu için gerekli bilgileri toplamış olacağız. 2028 yılında hayata geçirmeyi planladığımız ikinci aşamada ise aracımızı yakın yörüngeye çıkartacak ilk fırlatmayı bu kez kendi millî roketlerimizde yapmayı hedefliyoruz. Aya yumuşak iniş gerçekleştireceğimiz bu aşamayı da tamamladığımızda ayda bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri konumuna geleceğiz, böylece medeniyet coğrafyamızın da sembolü olan hilali ay bayrağımızla aya göndermenin gurunu milletimize yaşatacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ay programının fırlatma, roket ve kontrol teknolojilerindeki atılımlar için bir kaldıraç görevi göreceğini, bu programın yüksek radyasyona dayanaklı teçhizat teknolojisinden haberleşmeye, otonomiden yapay zekâya kadar birçok alandaki çalışmalara zemin oluşturacağını belirterek, böylece yerli ve millî olarak geliştirilecek alt sistemlerinin ticarileştirilmesinin de önünün açılacağını söyledi.
Millî Uzay Programı’ndaki ikinci hedefin ise yeni nesil uydu geliştirme alanında dünya ile rekabet edebilecek ticari bir marka ortaya çıkarmak olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sahip olduğu uydu üretim kabiliyetlerini Türkiye Uzay Ajansı koordinasyonunda kurulacak tek bir millî şirket bünyesinde birleştirileceğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüncü hedefin Türkiye’ye ait bir bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmek olduğunu açıklayarak, sivil ve askerî amaçlı navigasyon ihtiyaçları için kullanılan bu uydu teknolojisine dünyada yalnızca 6 ülkenin sahip olduğunu, bunun başarılmasıyla Türkiye’nin büyük riskler barındıran dış bağımlılıktan kurtulacağını kaydetti.
Millî Uzay Programı’nın dördüncü hedefinin de uzaya erişimi sağlamak ve bir uzay limanı işletmesi kurmak olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay limanını en uygun coğrafyalardaki dost ve müttefik ülkelerle birlikte kurmayı planladıklarını, uluslararası iş birlikleriyle bu misyonu da en kısa sürede hayata geçirmekte kararlı olduklarını vurguladı.
Uzay havası ya da meteorolojisi olarak tabir edilen alana yatırım yaparak uzaydaki yetkinliği artırmanın da beşinci hedef olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sayede Türkiye’nin yeryüzü ve gökyüzündeki operasyonlarını daha güvenli hâle getireceklerini aktardı.
Altıncı hedefin de Türkiye’yi astronomik gözlemler ve uzay nesnelerinin yerden takibi konularında daha ileri bir seviyeye ulaştırmak olduğunu duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu misyona yönelik hâlihazırda altyapılarımız mevcuttur. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi ile Doğu Anadolu Gözlemevi’ni birbirine entegre ederek tek bir ulusal araştırma altyapısı hâline dönüştüreceğiz. Ülkemize kazandıracağımız radyo teleskoplar sayesinde bilim insanlarımız sırrı hâlâ çözülememiş hızlı radyo patlamalarını çalışabilecekler. Bu teleskopları tasarlayacak mühendislerimiz, derin uzay programımızın haberleşme altyapısının da temelini atacaklar” dedi.
“YERLİ VE YABANCI YATIRIMCILARA EV SAHİPLİĞİ YAPACAK BİR UZAY TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİ KURACAĞIZ”
Türkiye’deki uzay sanayi ekosistemini daha da geliştirmenin bir başka hedef olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk mühendisleri, bilim insanları ve müteşebbislerinin uygun altyapıya sahip olduğunda gerekli desteği aldığında neler yapabileceği artık tüm dünyanın malumudur. Savunma sanayinde elde ettiğimiz başarıları uzay alanına taşıyacak, burada da güçlü ve üretken bir ekosistem oluşmasını sağlayacağız. Uzay Ajansımızın öncülüğünde kısa sürede buradan da yeni başarı hikâyeleri çıkacağına inanıyorum” diye konuştu.
Uzay teknoloji geliştirme bölgesi kurulumunun da sekizinci hedef olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu amaçla Orta Doğu Teknik Üniversitesi bünyesinde yerli ve yabancı yatırımcılara ev sahipliği yapacak bir uzay teknoloji geliştirme bölgesi kuracağız. Burada yatırım yapacak firmalarımızı da çeşitli mekanizmalarla destekleyeceğiz. Özel sektörü öncü güç olarak konumlandıracağımız Türkiye Uzay Ajansına da ev sahipliği yapacak bu merkezin yerini belirledik” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dokuzuncu hedefin uzay alanında etkin ve yetkin insan kaynağını geliştirmek olduğunu belirterek, YÖK ve Millî Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kuruluşlarla özel programlar oluşturarak, bu alandaki nitelikli insan kaynağını artıracaklarını söyledi.
Son hedefin de bir Türk vatandaşını uzaya göndermek olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Uzaya bir vatandaşımızı göndermeyi elbette bir turistik gezi olarak değil, gelecek nesillere yol gösterecek bir bilim misyonu olarak tasarlıyoruz. Uzaya gitme niteliklerine sahip bir kişiyi gönüllüler arasından seçerek gerekli eğitimleri almasını sağlayacak ve uzaya göndereceğiz. Bu sayede Uluslararası Uzay İstasyonu’nun alt yapısından yararlanarak, bilimsel deney yapma imkânına kavuşacağız. Tabi benim özellikle burada bir şerhim var, mademki bir vatandaşımız uzaya gidecek, artık astronot ya da kozmonot kelimelerine bir Türkçe karşılık bulmamız gerekiyor. Biliyorsunuz bu bizim hassas noktamız. Buradan dil bilimcilerimize bir çağrıda bulunuyor ve diyorum ki, gelin Türk uzay yolcularına Türkçe bir isim bulalım. Tabi yalnızca dil bilimciler değil, 83 milyon vatandaşımız da özgün fikirleriyle bu arayışa ortak olabilir.”
“KÖKÜMÜZ DÜNYADA, DALLARIMIZ GÖKLERDE OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedeflerin hepsinin ayakları yere basan hedefler olduğuna vurgu yaparak, Türkiye’nin bu devrimi gerçekleştireceğinden uzay yarışında güçlü bir aktör olarak yerini alacağından en ufak bir şüphe duymuyorum. Türkiye Uzay Ajansı’nın geliştireceği projeleri, Millî Uzay Programındaki hedefleri bizzat takip edecek, destek olacağım” açıklamasında bulundu.
Millî teknoloji hamlesi ruhuyla genç, yaşlı demeden tüm vatandaşlardan bu alandaki çalışmalara yüksek düzeyde katılım ve sahiplenme beklediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah devlet, millet ele verecek göklere en çok yakışan bayrağımızı, yani ay yıldızlı bayrağımızı hak ettiği yerlere taşıyacağız. Ayağımız dünyada, gözümüz uzayda olacak. Kökümüz dünyada, dallarımız göklerde olacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Uzay Programı’nın hayırlı olmasını dileyerek, programın hazırlanmasında emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank başta olmak üzere Türkiye Uzay Ajansı’na ve katkı sağlayan tüm paydaşlara şükranlarını sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aydın-Denizli Otoyolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Siyasette bizim tek bir gayemiz vardır. O da işte bugün burada olduğu gibi, ülkemizi ve şehirlerimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır. Ulaştırma alanında, bugüne kadar tarihimizin en büyük atılımlarını gerçekleştirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aydın-Denizli Otoyolu Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, hem Aydın’ı hem de bölgeyi büyütmeye, kalkındırmaya, her alanda daha ileri noktalara taşımaya devam ettiklerini söyledi.
İller arasındaki kara yolu bağlantılarının çeşitlendirilmesi ve yolculuk sürelerinin azaltılmasının önceliklerinin ilk sıralarında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticari ve turistik trafiğin ana güzergâhlarından biri olan bölgenin ulaşım altyapısını daha önce hizmete açtıkları İstanbul-İzmir Otoyolu ve İzmir-Aydın Otoyolu ile önemli ölçüde güçlendirdiklerini anlattı.
“KESİNTİSİZ BİR OTOYOL AĞINI HAYATA GEÇİRMENİN GURURUNU YAŞIYORUZ”
Resmî açılışını yaptıkları Aydın-Denizli Otoyolu’yla Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri arasındaki kara yolu ağını biraz daha genişlettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “3 gidiş, 3 geliş olmak üzere 6 şeritli 140 kilometre ana yol ve 2 gidiş, 2 geliş olmak üzere 4 şeritli 23 kilometre bağlantı yolundan oluşan Aydın-Denizli Otoyolumuz toplam 163 kilometre uzunluğa sahip. Otoyol bünyesinde uzunluğu 5 bin 712 metreye ulaşan 61 köprü, 19 köprülü kavşak, toplam 11 bin 622 metre uzunluğunda 18 viyadük, 30 üst geçit, 80 alt geçit ve 5 otoyol hizmet tesisi yer alıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, otoyolun Kuyucak Kavşağı ile Kocabaş Kavşağı arasındaki 93 kilometrelik kesimini 3 Kasım 2023’te açtıklarını anımsatarak, “Aydın çevreyolundan başlayıp Kuyucak Kavşağı’nda son bulan 70 kilometrelik bölümünü ise 17 Ekim 2024’te hizmete vermiştik. Otoyol güzergâhının 3 Kasım 2023’te trafiğe açılan ilk etabı Kocabaş’tan başlayıp Pamukkale, Kumkısık, Sarayköy ve Buharkent’ten geçerek Kuyucak’a ulaşmıştı. 17 Ekim’de açılan ikinci etabı ise Kuyucak’tan başlayıp Nazilli, Yenipazar ve Köşk ilçelerini geçerek Aydın’da sonlanmıştı” dedi.
Otoyolun tüm kesimlerini resmî olarak Aydın’la birlikte tüm Ege Bölgesi’nin istifadesine sunduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “D-320 devlet yolu üzerinden 11 ilçe geçilerek 2 saati bulan yolculuk süresi, otoyolumuzun hizmete girmesiyle birlikte 1 saatin altına iniyor. Denizli-Batı Çevreyolu Kavşağı ile İzmir merkezi-Liman Kavşağı arasındaki 220 kilometrelik otoyol geçiş süresi 1 saat 40 dakikaya inmiş oluyor. Devlet yolu üzerinden Aydın’dan Denizli’ye ulaşım ile İzmir’den Denizli’ye ulaşım süresi ise birbirine eşit hâle geliyor. Böylelikle zamandan 6,4 milyar lira, akaryakıttan 1 milyar lira olmak üzere yıllık toplam 7,4 milyar lira tasarruf edeceğiz. Karbon emisyonunu 61 ton azaltmış olacağız. Projenin tamamlanmasıyla Kapıkule’den başlayıp İstanbul üzerinden Marmara ve Ege bölgelerini katederek Akdeniz’e ulaşan kesintisiz bir otoyol ağını hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz.”
“YOL DEMEK, BÖLGESEL VE KÜRESEL EKONOMİYLE ENTEGRASYON DEMEKTİR”
Her fırsatta “yol medeniyettir” gerçeğini hatırlattıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yol demek ulaşım demektir, sanayi, üretim, turizm, kültür, emniyet, kalkınma demektir. Yol demek, bölgesel ve küresel ekonomiyle entegrasyon demektir. Yol olmadan bunların hiçbiri olmaz. Aynı durum Aydın-Denizli Otoyolu için de geçerlidir. Aydın-Denizli Otoyolu’nun hizmete sunulmasıyla birlikte sanayi ve tarım ürünlerimiz, Denizli üzerinden bölgenin en önemli ihracat merkezi olan İzmir ve Aliağa Limanı’na çok daha kısa sürede nakledilecek. Bilhassa yaz aylarında yoğunluğun arttığı Pamukkale, Efes, Didim, Kuşadası gibi turizm merkezlerimize ulaşım daha az sürede ve konforlu bir şekilde sağlanacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve yabancı ziyaretçilerin turistik beldelerde daha fazla zaman geçirmelerine ve farklı yerleri keşfetmelerine imkân verecek bu durumun, turizm gelirlerini de artıracağını belirterek, “Aydın-Denizli Otoyolumuz, turizm sektöründe bölgeye yapılan yatırımları arttıracak, yeni turizm tesislerinin açılmasına öncülük edecek ve böylelikle yeni istihdam imkânları oluşturarak bölge ekonomisini kalkındıracaktır. Kısacası ticaret, turizm, taşımacılık, sanayi açısından gerçekten tarihî bir projenin açılışını bugün burada gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
“İNSANLARIMIZ SEYAHATLERİNİ DAHA HIZLI, GÜVENLİ VE KONFORLU BİR ŞEKİLDE YAPABİLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ulaştırma yatırımlarımızı eleştirenlere de iki çift lafım var. Sizinle bizim aramızda sadece vizyon ve ufuk farkı yok. Sizinle bizim aramızda niyet farkı, anlayış farkı, zihniyet farkı var. Biz ‘kule’ deyince para kulesi, ‘belediye’ deyince yeme aklına gelen bir kadro değiliz, hiçbir zaman da olmadık. Biz, 22 yıldır Türkiye’yi büyütmek ve kalkındırmak için çalışıyoruz. Siyasette bizim tek bir gayemiz vardır. O da işte bugün burada olduğu gibi ülkemizi ve şehirlerimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır. Ulaştırma alanında bugüne kadar tarihimizin en büyük atılımlarını gerçekleştirdik.”
Bölünmüş yol uzunluğunu da artırdıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin 714 kilometre olan otoyol ağımızı 2 bin 82 kilometre artırarak 3 bin 796 kilometreye ulaştırdık. Yollarımızda ortalama hız 40 kilometreydi. Şimdi yaklaşık 90 kilometre. Yani artık insanlarımız seyahatlerini daha hızlı, daha güvenli ve konforlu bir şekilde yapabiliyor. İnşallah, çok daha iyi seviyelere geleceğiz” bilgilerini verdi.
Dua edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aydın-Denizli Otoyolu’nun bu hâle gelmesinde emeği geçen başta Karayolları Genel Müdürlüğümüz olmak üzere, Ulaştırma Bakanlığımız, yüklenici firma olarak FERNAS’a, işçisinden, mühendisine, mimarına kadar hepsine şahsım milletim adına teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Denizli 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Bize güvenen, bize inanan, en zor günlerimizde bizi yalnız bırakmayan vefakâr milletimize mahcup olmamak için gece gündüz demeden çalıştık. Türkiye’ye son 22 yılda Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarını, yatırımlarını, eserlerini kazandırmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hasan Güngör Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Denizli 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin Denizli 8. Olağan İl Kongresi’nde konuştu: (1)
Denizli halkını selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vefat eden AK Parti eski milletvekili Ahmet İyimaya’ya Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve parti teşkilatına başsağlığı diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İyimaya’nın engin hukuk bilgisinin yanı sıra nezaketiyle temayüz etmiş, samimiyeti ve vakur kişiliğiyle milletin kalbinde yer edinmiş, ilim ve kitap aşığı, gerçek anlamda bir gönül insanı olduğunu belirtti.
Denizli’yi “sanayinin, ihracatın, üretimin, turizmin ve tarımın kalbi” olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Tarihî ve tabii güzellikleriyle şiirlere, türkülere, şarkılara ilham veren Denizli’yi şairin şu mısralarıyla yürekten selamlıyorum; ‘Yaylasında yürüklerin yaylanır, iner gelir ovasında eğlenir, türküsün, şiirsin, aşksın Denizli, sözün en güzeli sana söylenir. Kayalarda olur şahin yuvası, canlara can verir suyu havası, ölür yine sevdiğinden vazgeçmez, ömür değer Denizli’nin sevdası.’ Sevdası ömür süren Denizli’de bizi tekrar buluşturan, bu kardeşlik atmosferinde gönüllerimizi kucaklaştıran Rabb’ime hamdolsun. Coşkuyla, heyecanla, aşkla partisine ve davasına sahip çıkan Denizlili kardeşlerime bugün bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin AK Parti’ye, teşkilata, kente ve ülkeye hayırlar getirmesini dileyerek, “Denizli teşkilatımıza hizmet eden ama artık aramızda bulunmayan dar-ı bekaya irtihal etmiş yol ve dava arkadaşlarımızı rahmetle anıyorum. Bayrağı devreden kardeşlerime teşekkür ediyor, nöbeti devralan yol arkadaşlarıma da Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum. İnancım ve duam odur ki bu kongre sonrasında AK Parti, Denizli’de daha da güçlenecek, adalete, kalkınmaya daha çok hizmet edecek, kardeşliğe daha çok katkı sunacaktır. El ele, gönül gönüle vererek, inşallah Denizli’de AK Parti’mizi görkemli günlerine tekrar kavuşturacağız” ifadelerini kullandı.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde yaşanan yol kazasını aşkla çalışarak telafi edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle ülkeye ve millete hizmet, davamıza emek, katkı ve destek veren, aktif olarak görev almasa dahi hayır duasını bizden eksik etmeyen tüm kardeşlerimden Allah razı olsun diyorum” diye konuştu.
İstiklal Harbi’nde ve terörle mücadelede, Türkiye’nin istiklali için “adeta gül bahçesine girercesi”ne kara toprağa düşen şehitlere Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, her biri millî varlığa ve birliğe, söze ve ezgiye kazınmış mührü olan Denizli kültürünü, Denizli türkülerini ve Denizli’yi dünyaya tanıtan Hayri Dev ile Özay Gönlüm’ü de rahmetle andığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak Âşık Veysel’in “Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz, gündüz gece” ifadeleriyle bundan 24 sene önce yola revan olduklarını, gayelerinde de Yunus Emre’nin “Dostun evi, gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik” sözlerinden ilham aldıklarını söyledi.
“YOLA ÇIKARKEN İSTİKAMETİMİZİ MİLLET BELİRLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Ağustos 2001’den beri yılmadan ve yorulmadan bu kutlu yolda sabırla yürüdüklerini, yola çıkarken istikametlerini milletin belirlediğini bildirerek, o günden bugüne milletin çizdiği rotadan asla sapmadıklarını, Türkiye’ye hizmet etme tutkusunun hiçbir zaman eskimediğini ve eksilmediğini vurguladı.
Kendilerine güvenen, inanan ve en zor günlerinde yalnız bırakmayan vefakâr millete mahcup olmamak için gece gündüz demeden çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye son 22 yılda Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarını, yatırımlarını ve eserlerini kazandırmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve karşılaştırın. Göreceksiniz ki; 22 yıl öncesinin Denizli’siyle bugünün Denizli’si arasında dağlar kadar fark var. 22 yıl öncesinin Türkiye’siyle, günümüzün Türkiye’si arasında her alanda devasa farklar var” ifadelerini kullandı.
Ekonomide, ihracatta, üretimde, istihdamda, tarımda ve turizmde 22 yıl öncesine göre muhteşem ve muazzam bir başarı bulunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Biliyorsunuz, geçen hafta 2024 yılına dair dış ticaret rakamları açıklandı. Geçen seneyi 262 milyar dolarlık ihracat rakamıyla kapattık. Bu meblağ göreve geldiğimizde neydi biliyor musunuz? Sadece 36 milyar dolardı. Yani 22 yılda, 8 kata yaklaşan bir artışı ülkemize yaşattık. 262 milyar dolar Cumhuriyet tarihimizin yıllık bazda en yüksek tutarı. Bu tarihi başarıda elbette Denizlimizin de çok önemli payı bulunuyor. 2002’de Denizli’den dünyaya yapılan ihracat neydi? 680 milyon dolardı. 2024 yılında Denizli’den yapılan ihracat 4 milyar 218 milyon dolara çıktı. Bir önceki yıla kıyasla Denizli’nin ihracatı yüzde 4,3 oranında arttı. 2024 yılında Denizli’de üretilen mamuller aralarında İngiltere’nin, Almanya’nın, Amerika’nın da olduğu dünyanın 206 ülkesine ihraç edildi. Şu rakam da çok çarpıcı. Denizli’nin Birleşik Krallık’a ihracatı 2023 yılında 634 milyon dolarken, 2024 yılında yaklaşık 90 milyon dolarlık bir artışla 727 milyon dolar olarak gerçekleşti.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de tüm dünyaya yapılan ihracatın çok daha fazlasını, bugün Denizli’nin yalnızca bir ülkeye gerçekleştirdiğini belirtti.
Tekstil ürünlerinin yanı sıra sebzeden meyveye, makine aksamından kimyevi ürünlere geniş bir yelpazede Denizli menşeli ürünlerin dünyaya gönderildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de gittikleri her ülkede Denizli’de yapılan ürünleri, Denizli’den dünyaya ulaşmış markaları gördüklerini ve bundan da iftihar ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası’nın rezervlerine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bankamızın rezervlerini göreve geldiğimizde hangi rakamdan aldık biliyor musunuz? 27,5 milyar dolardan devralmıştık. Aralık ayında bankamızın rezervleri 163,5 milyar dolarla rekor kırdı. Nereden nereye? Hesap bilmeyenler bu işi anlamaz. Sayın Özel, millî gelirimizi nereden aldı, biliyor musun? 236 milyar dolardan. 2023 yılında bu nereye çıktı biliyor musunuz? 1 trilyon 130 milyar dolara çıktı. Nereden nereye? Şimdi 2024 sonunda bu rakamın 1 trilyon 331 milyar dolara, kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz.”
Bu tablodan kıvanç duymak için AK Partili olmaya, bu başarıya sevinmek için Cumhur İttifakı’na gönül vermeye, Denizli’nin ve ülkenin bu başarısını takdir etmek için muvafık veya muhalif olmaya gerek olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizli’nin başarısının diğer 80 vilayetin de başarısı olduğunu kaydetti.
“GÜÇLENEREK, HEDEF VE ÖLÇEK BÜYÜTEREK YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizlili ihracatçıların, üreticilerin ve sanayicilerin başarısının 85 milyonun tamamının gurur kaynağı olduğunu belirterek, milletin her bir ferdinin iktidarda kimin, hangi partinin olduğuna bakmadan ülkesinin gelişmesini ve kalkınmasını isteyeceğini anlattı.
Kendilerinin “Biz her şey Denizli için, her şey Türkiye için” ifadelerini bir slogan, bir seçim sözü olarak söylemediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tam tersine tüm kalbimizde inandığımız için bunu ifade ediyoruz. Denizli için olan her şey, Türkiye içindir. Türkiye için olan her şey, Denizli içindir. Bugüne kadar hep bu anlayışla hareket ettik. İnşallah bu çizgimizi asla bozmayacağız. Bu ülkeye, bu millete hayal kırıklığı yaşatmadık, bundan sonra da asla ve asla yaşatmayacağız. Her dem tazelenerek, her dem kendimizi yenileyerek, güçlenerek, hedef ve ölçek büyüterek yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.
Türkiye’nin bütün başarılarını müzmin muhalefete rağmen elde ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Yol yaptık, karşı çıktılar, havalimanı yaptık, çamur attılar. Hızlı tren hattı yaptık, takoz koydular. Tünel, köprü, baraj yaptık, mutlaka bir kulp taktılar. Millete ve memlekete hayrı dokunan hiçbir işin ucundan tutmadılar. Bırakın destek olmayı, muhalefet bize köstek olmasaydı, emin olun çok daha büyük başarı hikâyelerine imza atardık. Kuyu kazan, çelme takan, Türkiye’yi paçasından tutup aşağı çeken bir muhalefet olmasaydı, ülkemiz bugün çok farklı konumda olurdu. Niçin biliyor musunuz? Çünkü iş yapacağımız vakti, bunların önümüze çıkardığı bariyerleri ortadan kaldırmak için kullandık. Hizmet üreteceğimiz enerjiyi muhalefetin sabotajlarını savuşturmak için harcadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gerçeği özellikle söylemek istediğini ifade ederek, “Muhalefette isimler değişse de maalesef zihniyet değişmiyor. CHP’nin genel başkanlık koltuğunda oturan isimler değişse de hizmet ve yatırım düşmanlığı asla asla değişmiyor. Ne iş yapma gibi bir niyetleri var ne de bizim çalışmamıza tahammül ediyorlar. Sebebini de açıklayayım. Bunlar çalışmayı sevmiyor değerli kardeşlerim çünkü bunlar tembel” diye konuştu.
Denizli’nin bunları anlatan çok sevdiği bir atasözü olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “‘Tembele kapıyı ört demişler, yel eser de örter.’ demiş. Bunların durumu da aynen öyle. ‘Ağzımızın tadı kaçmasın. Aman konforumuz bozulmasın.’ havasındalar. Millete hizmet yolunda şantiye tozu yutmak yerine çilingir sofrasında kadeh tokuşturmak, bunların daha çok hoşlarına gidiyor. Üretmeden, ter dökmeden, emek vermeden, hizmet etmeden siyaset yaptıklarını zannediyorlar. Var ya bir söz; ‘On dönüm bostan, yan gel, yat Osman.’ Bu söz bunlarda adeta ete kemiğe bürünmüş” ifadelerini kullandı.
“SURİYE’DEKİ ÇATIŞMALARIN OLUMSUZ ETKİSİNİ EN FAZLA HİSSEDEN ÜLKELERDEN BİRİYDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, meselenin daha vahim tarafının, haset siyasetlerini ülkeye husumete kadar vardırmaları olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Öyle bir ruh hâli içindeler ki, ‘AK Parti ve Cumhur İttifakı yıpransın da Türkiye’ye ne olursa olsun.’ diyorlar. Bu ülkenin başarılarına, iftihar vesilelerine sevinemiyorlar. Türkiye’nin diplomatik, ekonomik, askeri ve siyasi kazanımlarından dahi mutlu olamıyorlar. Sevgili yol ve dava arkadaşlarım, bunun en son örneği Suriye krizidir. Eminim sizler de yakından takip ettiniz. Suriye’de 13 yıl süren kanlı katliamlar sonrasında 8 Aralık’ta Esed rejimi devrildi, Baas diktatörlüğü çöktü. Muhalifler Şam’ı tekrar fethetti. Aralarında bizim de desteklediğimiz unsurların bulunduğu muhaliflerin 13 yıllık zulme son vermesinden Türkiye olarak biz de memnuniyet duyduk.”
“Suriye’nin özgürleşmesi tıpkı milyonlarca Suriyeli kardeşimiz gibi bizi de sevindirdi, bizi de mesut ve mesrur etti” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan daha doğal bir şey zaten olamazdı çünkü 911 kilometrelik sınırımızın olduğu Suriye’deki çatışmaların olumsuz etkisini en fazla hisseden ülkelerden biriydik. Terör eylemlerinden ülkemize yönelik saldırılara kadar pek çok alanda ciddi bedeller ödedik. Bölücü terör örgütü PKK ve DEAŞ, bu ülkedeki istikrarsızlıktan beslendi. Yabancı güçlerin destekleriyle bu örgütler palazlandırıldı. DEAŞ bahanesiyle bölücü örgüte binlerce tır dolusu silah ve mühimmat gönderdiler. Zalim Esed ve avanesi, Suriye’yi devasa uyuşturucu üretim çiftliğine dönüştürmüştü. Zalim Esed’in özellikle aile olarak ürettikleri haplar, bunların hepsi bizim malumumuzdur. Ölüm ve işkence merkezine çevrilen hapishaneleri, yargısız infazları, evlatlarının önünde katledilen, tecavüz edilen kadınları ben burada saymıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de gövdesinde taş yerine kalp taşıyan herkesin mutlu olacağı büyük halk ihtilali gerçekleştiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Ama bakıyorsunuz CHP tarafında bir matem havası var. Şam’daki müttefiklerini kaybetmenin şokunu halen atlatamadılar. Fikri akrabalıkları olan Baas rejiminin düşmesini hazmedemediler. Suriye’de ülkemize müzahir bir yönetimin olmasını içlerine sindiremediler. Hadi eski genel başkanlarının kuyruk acısını biliyoruz. Onun Baas rejimi ve Esed sevgisinin altında farklı sebepler vardı ama yeni genel başkanının Suriye’deki halk devriminden niçin bu kadar rahatsız olduğunu hepimiz merak ediyoruz. Buradan şimdi Sayın Özel’e soruyorum. Halep Kalesi’ne asılan ay yıldızlı al sancak CHP’ye niye dokunuyor? Hama’nın, Humus’un, Şam’ın, Dera’nın camilerinde Türkiye için yapılan dualar, sizde neden hazımsızlık oluşturuyor? Emevi Camisi’nde kılınan namaza, edilen duaya, CHP yönetiminin bu kadar tepki göstermesinin asıl sebebi nedir? Suriye’nin 13 yıldır hasretini çektiği istikrara ve huzura kavuşacak olması, Allah aşkına CHP Genel Merkezi’nde neden sorun çıkartıyor? 1 milyon evladını kaybetmiş mazlum Suriye halkıyla alıp veremediğiniz nedir sizin? Haktan, hukuktan dev vurmayı seviyorsunuz. Öyleyse niçin belediye başkanlarınızın hukuk tanımazlıklarına sesinizi çıkarmıyorsunuz? Açıkça ırkçılık yaptığını, hukuku çiğnediğini ekranlarda itiraf eden şahısla ilgili bir açıklamanız, bir kınamanız olacak mı Sayın Özel?”
“TÜM DÜNYA LİDERLERİ TÜRKİYE’NİN BAŞARISINI TEYİT EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların Özel’in ve CHP yönetiminin cevap veremeyeceği sorular olduğunu belirterek, “Lafa gelince ‘Atatürk’ün kurduğu partiyiz.’ derler. Ömrünün üçte biri savaş meydanlarında geçen gazinin, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da verdiği mücadeleyi bilmezler. Tek parti faşizminin, ırkçı, oryantalist kodlarından kendilerini bir türlü kurtaramadılar. İşte biz böyle bir muhalefete, böyle bir zihniyete rağmen Türkiye’yi bu seviyelere taşıdık” dedi.
22 yılda sadece Türkiye’nin ekonomisini, diplomasini, ihracatını değil, aynı zamanda itibarını, etkinliğini, Türkiye’nin gücünü de büyüttüklerini kaydeden Erdoğan, “Şu anda Avrupa’sı ve Amerika’sı dâhil tüm dünyada Türkiye konuşuluyor. CHP’nin örnek aldığı ve millete de örnek gösterdiği ülkelerin tamamında Türkiye’nin askeri, savunma sanayi ve diplomatik başarıları konuşuluyor. Sayın Trump dâhil tüm dünya liderleri Türkiye’nin başarısını, Türkiye’nin artan bölgesel nüfuzunu teyit ediyor. Türkiye zincirlerinden kurtuldukça, ayağına ve zihnine vurulan prangaları parçaladıkça, gücünü ve potansiyelini en üst seviyede kullanıyor. Ülkemizdeki muhalefet ne yazık ki bunların hiçbirini görmüyor. Şunu da bilmenizi isterim. Bunlar sadece birer başlangıç. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedefleriyle aralarına kimsenin girmesine izin vermeyeceklerini kaydetti.
Millî ülküleri olan Türkiye Yüzyılı’nı mutlaka inşa edeceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aşkımız erdi bahara kışı bitti yazı kaldı/Kapandı yıllanmış yara çoğu bitti azı kaldı” dizelerini seslendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeniden Büyük ve Güçlü Türkiye, vizyonumuzun gerçeğe dönüşmesi için çoğu gitmiş, azı kalmıştır. Bunun için sizlerden bu süreçte partimize, dava ve yol arkadaşlığımıza ve Cumhur İttifakı’na özellikle sahip çıkmanızı istiyorum. Şunu lütfen unutmayın, kaderin cilvesi olarak tarihi bir sorumluluk üstlendik. Dünyada kartların yeniden karıldığı bir dönemde AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak ağır bir mesuliyetle karşı karşıyayız. Türkiye’yi sadece bu süreçten güçlenerek çıkarmayacağız, aynı zamanda asırlık hayallerimizi de Allah’ın izniyle gerçeğe dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Bu yolculukta rehavete kapılmak gibi lükslerinin olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadrolarımız arasında küskünlüğe, kırgınlığa, gönül koymaya yer yok. Muhalefetin sahte gündemlerinin peşine takılmaya vaktimiz yok. Biz, işimize bakacağız, kendi gündemimize odaklanacağız, güçlü taraflarımızı tahkim edecek, zayıf yanlarımızı güçlendireceğiz. Milletimizle olan muhabbetimizi, yakınlığımızı her zamankinden çok daha canlı ve taze tutacağız. Bu konuda sizlere güveniyorum” diye konuştu.
Katılımcılardan “gün bugündür” düsturuyla daha fazla çalışmalarını beklediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim işimiz laf üretmek değil, hizmet ve eser üretmektir. Son 22 yılda Denizli’ye güncel rakamlarla ne kadar kamu yatırımı yaptık biliyor musunuz? 385 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Adalette 2 milyar lira, eğitimde 26 milyar lira, gençlik ve sporda 3 milyar lira, sosyal yardımlarda 38 milyar lira, sağlıkta 4 milyar lira, çevre ve şehircilikte 8 milyar lira, ulaştırmada 69 milyar lira, tarım ve ormanda tarımsal hibe destekleri dâhil 66 milyar lira. Sanayi ve teknolojide 2 milyar lira, enerjide, kamu ve özel toplam 86 milyar lira, kültür ve turizmde 2 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 11 milyar lira yatırım yaptık. Denizli’ye 69 adet spor tesisi kazandırdık. Toplamda 630 yataklı, 14 hastane dâhil, 39 sağlık tesisi inşa ettik. 400 yataklı Denizli Acil Durum Hastanemizi bu yılsonuna kadar tamamlayıp devreye alacağız. Bin yataklı Denizli Şehir Hastanemizi ise 2027 yılı içerisinde hizmete sunacağız.”
“65 KİLOMETREDEN DEVRALDIĞIMIZ BÖLÜNMÜŞ YOL UZUNLUĞUNU TOPLAM 513 KİLOMETREYE ULAŞTIRDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ vasıtasıyla 14 bin 242 konut projesi başlattıklarını, bunlardan 12 bin 449 konutun hak sahiplerine teslim edildiğini, 1793 konutun yapımının da sürdüğünü belirtti.
Denizli’de sekiz millet bahçesi projesi bulunduğunu, bunların dördünün bittiğini, birinin yapımının, birinin projesinin, ikisinin ise yer seçim çalışmalarının sürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “65 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu toplam 513 kilometreye ulaştırdık. Bitümlü sıcak karışım kaplamalı yol ağını ise 18 kilometreden 465 kilometreye yükselttik. Bugün Aydın Denizli Otoyolu’nun resmî açılışını yapıyoruz. Böylece Denizli’den Aydın ve İzmir’e kesintisiz otoyol ağıyla hızlı ve konforlu ulaşım imkânı sunuyoruz. Aydın ve Denizli arasında genellikle 1 buçuk ila 2 saat süren yolculuk süresi bu vesileyle 55 dakikaya inmiş oluyor. İzmir üzerinden İstanbul İzmir Otoyolu ile Marmara Bölgesi ve Avrupa sınırına kadar direkt otoyol bağlantısını sağladık. Ayrıca Denizli’yi, Afyonkarahisar Bölünmüş Yolu üzerinden Ankara ve tüm İç Anadolu Bölgesi’ne kesintisiz bir şekilde bağladık. Denizli Çevreyolu ile 2 bin 640 metre uzunluğundaki Honaz Tüneli’ni hizmete sunarak şehir içindeki trafik yoğunluğunu rahatlattık. Denizli-Muğla Bölünmüş Yolu, Çivril-Dinar Yolu, Denizli-Uşak Yolu, Denizli-Acıpayam Yolu, Denizli-Çardak Yolu gibi 13 kara yolu projesinde çalışmalarımız devam ediyor. Selçuk-Ortaklar, Ortaklar-Aydın, Aydın-Denizli Hızlı Tren etüt ve proje işlerini bitirdik. Millî Sinyalizasyon Projesi kapsamında 176 kilometre uzunluğundaki Ortaklar-Aydın-Denizli hattında çalışmalarda sona yaklaştık inşallah mart ayında tamamlamayı planlıyoruz.”
Kalkık Lojistik Merkezi’ni şehre kazandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çardak Havalimanı’na yeni bir terminal binası yaparak, havalimanını büyüttüklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, su ve sulama yatırımlarında sekizi baraj, 11’i hidroelektrik santrali ve beşi yeraltı depolaması olmak üzere toplam 249 tesis inşa ettiklerini, 18 tesisin inşasının devam ettiğini söyledi.
Denizli’ye iki yeni organize sanayi bölgesi, iki teknopark, 14 araştırma geliştirme merkezi ve 12 tasarım merkezi kurduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Babadağ, Bekilli, Beyağaç ve Güney’e önümüzdeki birkaç yıl içinde doğal gaz arzı sağlamayı planlıyoruz. Denizli bize destek verdikçe inşallah çok daha fazla yatırımı ve eseri şehrimize kazandıracağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Kongremizin bir kez daha hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Allah’a emanet olunuz diyorum” ifadelerini kullandı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.