2020 yılında en büyük değişim ve yenilenmeyi tüm dünya ile birlikte aynı anda yaşadık. Hayatımıza aniden giren COVID-19, yaşama şeklimizi değiştirdi, pekçok yenilerle bizleri tanıştırdı. Alışılagelmiş hayatlarımıza “Yeni Normalleri” soktu ve bu yeni normalleşmeye çok kısa sürelerde uyum sağladık. Söz konusu olan hayatlarımızdı. Biz istemezsek de değişmek zorundaydık…
Corona Virüs Salgını ile hayatımıza dahil olan en önemli konu “Hijyen” konusu oldu. Hem Korunmalı hem de korumalıydık. Sosyal Mesafe , Maske ve Ellerimizi sürekli temiz tutmamız 3 ana kural olarak zihinlerimize kazındı. Ellerimizi temiz tutmak, hijyeni sağlamak açısından çok önemliydi. Kimilerimiz hijyen konusunda aşırıya kaçtı. Hemen hemen her gün evlerimizi temizler, dezenfekte eder, kıyafetlerimiz kirlenmese bile onları sık sık yıkar hale geldik…ve suyumuzu hesapsızca kullandık. Hijyeni sağlarken susuz kalma riski ile karşılaşacağımızı kestiremedik. Ve gördük ki, Pandemi döneminde evlerimizde ve işyerlerimizde kullanmış olduğumuz Su miktarı neredeyse 2 katına çıktı… Tehlike çanları daha hızlı çalmaya başladı. Oysaki bizler ülke olarak her ne kadar 3 tarafı denizlerle kaplı bir ülke olsak da, Su fakiri olma yolunda ilerlediğimizi zaten biliyorduk…
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) 2025 yılında dünya nüfusunun üçte ikisinin Su Kıtlığı ile karşı karşıya kalabileceğini tahmin ediyor. Birleşmiş Milletler 2 milyardan fazla insanın yüksek Su kıtlığı bulunan ülkelerde yaşadığına ve iklim değişikliğinin, kentsel alanların genişlemesinin bu sorunu çok daha fazla arttıracağına inanıyor.
Pandemi ile birlikte Su kullanımın bu kadar artması, Su konusunda yaşadığımız sıkıntıları birkez daha gözler önüne serdi. Su biz insanların yaşamsal faaliyetleri için gerekliydi. Ya diğer üretim alanları. Yaşamsal ihtiyacımız olan Su, üretimde nerelerde ve ne kadar kullanılıyordu. Buralarda çözüm arayışları başlamış mıydı ?
Ya suyumuz biterse…
Tekstil’de Su Kullanımı
Tekstil’de Su en fazla kumaş boyama ve baskı proseslerinde kullanılır. Kalıplaşmış ve akılda kalan değerlerle bugün 1 kg. baskılı ve/veya düz boyalı kumaş üretiminde 80-120 litre aralığında Su kullanılmaktadır. Bu, geleneksel yöntemlerle yapılan baskı ve boyama prosesi sonucu harcanan miktarlardır.
Tekstil’de Rotasyon veya FilmDruck olarak adlandırdığımız baskı tekniği, geleneksel baskı tekniğidir. Bu yöntemle baskı üretimi gerçekleştirilirken basılacak desenin renk sayısına göre o adette Şablon ( baskı kalıbı ) hazırlanır. Desen çok renkli ise, şablon sayısı da o miktarda artar. Herbir şablon bir rengi tanımlar. Baskı işlemi sırasında kullanılan tekstil boyaları baskı işlemi bittikten sonra şablondan arındırılarak bir başka desenin baskısı için hazır hale getirilmeli yani tertemiz olmalıdır. Bu arındırma işleminde de çok ciddi miktarlarda Su kullanılır.
Tekstil’de Dijitalleşme
Bu aşamada biraz kendimden ve yaptığım işten bahsetmek istiyorum.
Tekstil Sektöründeki maceram 1993 yıllarında başladı. İş dünyasında beni en çok mutlu eden şey, hep en iyiyi ve en yeniyi arayıp bulmak ve yenileşmeyi (inovasyonu) müşterilerimle buluşturmak olmuştur. O yıllardan başlamak üzere Tekstil üreticilerimizin bu teknolojileri takip etmeye ve güncel bilgilerle üretimlerini sürdürmeye çok ihtiyaçları oldu. Üretimlerine değer katacak, dünya markaları ile daha yakından çalışmalarına imkan sunacak her türlü yenilik onları cezbetti. Markaların ihtiyaçlarını karşılarken, pek çok üretim standartlarını da bu doğrultuda güçlü bir şekilde yapılandırdılar. Son 10 yıldır Dijital Baskı makinelerine yapmış oldukları yatırımlar ile Su’yun çok daha tasarruflu kullanımı sağlandı. Dijital Baskı ile gerçekleştirilen baskılarda renk sınırı yok, ister 1 metre ister 1000 metre üretme imkanı var, şablonlardaki gibi atık boya yok, bunun gibi sayabileceğimiz daha pekçok faydası var. Çok yakında tüm geleneksel baskı makinelerinin yerini dijital baskı makineleri alacak. Tabi Dijital Baskı’da Pigment boyar maddeyi kullanmak da çok daha büyük Su tasarrufunu beraberinde getirecek. Bu yıl 2 önemli Tekstil üreticimiz bu konuda çok kararlı adımlar atarak pigment dijital baskı yatırımı yapmışlar ve Tekstil’de kullanılan Su Miktarını çok aşağı seviyelere indirmişlerdir. Hem Ev Tekstili hem de Giyim üretimi gerçekleştiren bu değerli üreticilerimiz tek bir boya tipi ile ( pigment boya ) hemen hemen her çeşit kumaşa ( pamuk, polyester, karışım kumaşlar, viskon,..vs ) baskı yapabileceklerdir.
Tekstil üreticilerimizi bilgilendirme ve yeni teknolojilerle buluşturma çabalarımızda çok değerli kurum ve kuruluşlarımızın desteklerini de göz ardı edemeyiz. Başta İTKİB olmak üzere İHKİB, ITA, IMA, TTTSD, Tekstil üreticilerinin yenilikleri takibinde öncülük etmişlerdir. 2019 yılı Kasım ayında gerçekleştirmiş olduğumuz “1.Water Intelligence” konferansımıza 80 civarında üreticimiz , markalar, üniversiteler katılmış ve yaklaşık 150 kişi “Susuz Tekstil’e Doğru” attığımız adımlarımızda bizlere eşlik etmiştir. Konusunda uzman 11 Avrupalı üreticinin SU Tasarrufu ana başlığında paylaşmış oldukları bilgiler gerçekten çok değerlidir. Bu üreticilerden biri Plazma Teknolojisinin Kumaş yüzeyinde kullanımı ile Tekstil’de hem boyama hem de baskı’da %90 a varan Su tasarrufundan bahsederken, bir başka üretici Hava’dan Su üreten teknolojilerinden bahsetmiştir.
Sürdürülebilir Yaşam ve Sürdürülebilir Üretim çerçevesinde SUSUZ TEKSTİL’e doğru yeni üretim tekniklerinin ve teknolojilerinin öneminin gittikçe arttığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Tekstil’de Sürdürülebilir Üretim Teknolojilerini tanıtmak ve kazandırmak temel hedefim oldu. Su’yun kullanımını bir nebze olsun azaltabilmek ve bunun sonuçlarını çok hızlı görmek gerçekten çok değerli.
Bir sonraki yazımda da sizlerle ayrıntıları ile Çevreci baskı tekniklerinden, markaların tercihlerinden ve modacıların renk seçiminin Sürdürülebilir Yaşamı destelemek adına ne kadar önemli olduğundan bahsetmek isterim. Nurten ERGÜN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aydın-Denizli Otoyolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Siyasette bizim tek bir gayemiz vardır. O da işte bugün burada olduğu gibi, ülkemizi ve şehirlerimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır. Ulaştırma alanında, bugüne kadar tarihimizin en büyük atılımlarını gerçekleştirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aydın-Denizli Otoyolu Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, hem Aydın’ı hem de bölgeyi büyütmeye, kalkındırmaya, her alanda daha ileri noktalara taşımaya devam ettiklerini söyledi.
İller arasındaki kara yolu bağlantılarının çeşitlendirilmesi ve yolculuk sürelerinin azaltılmasının önceliklerinin ilk sıralarında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticari ve turistik trafiğin ana güzergâhlarından biri olan bölgenin ulaşım altyapısını daha önce hizmete açtıkları İstanbul-İzmir Otoyolu ve İzmir-Aydın Otoyolu ile önemli ölçüde güçlendirdiklerini anlattı.
“KESİNTİSİZ BİR OTOYOL AĞINI HAYATA GEÇİRMENİN GURURUNU YAŞIYORUZ”
Resmî açılışını yaptıkları Aydın-Denizli Otoyolu’yla Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri arasındaki kara yolu ağını biraz daha genişlettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “3 gidiş, 3 geliş olmak üzere 6 şeritli 140 kilometre ana yol ve 2 gidiş, 2 geliş olmak üzere 4 şeritli 23 kilometre bağlantı yolundan oluşan Aydın-Denizli Otoyolumuz toplam 163 kilometre uzunluğa sahip. Otoyol bünyesinde uzunluğu 5 bin 712 metreye ulaşan 61 köprü, 19 köprülü kavşak, toplam 11 bin 622 metre uzunluğunda 18 viyadük, 30 üst geçit, 80 alt geçit ve 5 otoyol hizmet tesisi yer alıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, otoyolun Kuyucak Kavşağı ile Kocabaş Kavşağı arasındaki 93 kilometrelik kesimini 3 Kasım 2023’te açtıklarını anımsatarak, “Aydın çevreyolundan başlayıp Kuyucak Kavşağı’nda son bulan 70 kilometrelik bölümünü ise 17 Ekim 2024’te hizmete vermiştik. Otoyol güzergâhının 3 Kasım 2023’te trafiğe açılan ilk etabı Kocabaş’tan başlayıp Pamukkale, Kumkısık, Sarayköy ve Buharkent’ten geçerek Kuyucak’a ulaşmıştı. 17 Ekim’de açılan ikinci etabı ise Kuyucak’tan başlayıp Nazilli, Yenipazar ve Köşk ilçelerini geçerek Aydın’da sonlanmıştı” dedi.
Otoyolun tüm kesimlerini resmî olarak Aydın’la birlikte tüm Ege Bölgesi’nin istifadesine sunduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “D-320 devlet yolu üzerinden 11 ilçe geçilerek 2 saati bulan yolculuk süresi, otoyolumuzun hizmete girmesiyle birlikte 1 saatin altına iniyor. Denizli-Batı Çevreyolu Kavşağı ile İzmir merkezi-Liman Kavşağı arasındaki 220 kilometrelik otoyol geçiş süresi 1 saat 40 dakikaya inmiş oluyor. Devlet yolu üzerinden Aydın’dan Denizli’ye ulaşım ile İzmir’den Denizli’ye ulaşım süresi ise birbirine eşit hâle geliyor. Böylelikle zamandan 6,4 milyar lira, akaryakıttan 1 milyar lira olmak üzere yıllık toplam 7,4 milyar lira tasarruf edeceğiz. Karbon emisyonunu 61 ton azaltmış olacağız. Projenin tamamlanmasıyla Kapıkule’den başlayıp İstanbul üzerinden Marmara ve Ege bölgelerini katederek Akdeniz’e ulaşan kesintisiz bir otoyol ağını hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz.”
“YOL DEMEK, BÖLGESEL VE KÜRESEL EKONOMİYLE ENTEGRASYON DEMEKTİR”
Her fırsatta “yol medeniyettir” gerçeğini hatırlattıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yol demek ulaşım demektir, sanayi, üretim, turizm, kültür, emniyet, kalkınma demektir. Yol demek, bölgesel ve küresel ekonomiyle entegrasyon demektir. Yol olmadan bunların hiçbiri olmaz. Aynı durum Aydın-Denizli Otoyolu için de geçerlidir. Aydın-Denizli Otoyolu’nun hizmete sunulmasıyla birlikte sanayi ve tarım ürünlerimiz, Denizli üzerinden bölgenin en önemli ihracat merkezi olan İzmir ve Aliağa Limanı’na çok daha kısa sürede nakledilecek. Bilhassa yaz aylarında yoğunluğun arttığı Pamukkale, Efes, Didim, Kuşadası gibi turizm merkezlerimize ulaşım daha az sürede ve konforlu bir şekilde sağlanacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve yabancı ziyaretçilerin turistik beldelerde daha fazla zaman geçirmelerine ve farklı yerleri keşfetmelerine imkân verecek bu durumun, turizm gelirlerini de artıracağını belirterek, “Aydın-Denizli Otoyolumuz, turizm sektöründe bölgeye yapılan yatırımları arttıracak, yeni turizm tesislerinin açılmasına öncülük edecek ve böylelikle yeni istihdam imkânları oluşturarak bölge ekonomisini kalkındıracaktır. Kısacası ticaret, turizm, taşımacılık, sanayi açısından gerçekten tarihî bir projenin açılışını bugün burada gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
“İNSANLARIMIZ SEYAHATLERİNİ DAHA HIZLI, GÜVENLİ VE KONFORLU BİR ŞEKİLDE YAPABİLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ulaştırma yatırımlarımızı eleştirenlere de iki çift lafım var. Sizinle bizim aramızda sadece vizyon ve ufuk farkı yok. Sizinle bizim aramızda niyet farkı, anlayış farkı, zihniyet farkı var. Biz ‘kule’ deyince para kulesi, ‘belediye’ deyince yeme aklına gelen bir kadro değiliz, hiçbir zaman da olmadık. Biz, 22 yıldır Türkiye’yi büyütmek ve kalkındırmak için çalışıyoruz. Siyasette bizim tek bir gayemiz vardır. O da işte bugün burada olduğu gibi ülkemizi ve şehirlerimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır. Ulaştırma alanında bugüne kadar tarihimizin en büyük atılımlarını gerçekleştirdik.”
Bölünmüş yol uzunluğunu da artırdıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin 714 kilometre olan otoyol ağımızı 2 bin 82 kilometre artırarak 3 bin 796 kilometreye ulaştırdık. Yollarımızda ortalama hız 40 kilometreydi. Şimdi yaklaşık 90 kilometre. Yani artık insanlarımız seyahatlerini daha hızlı, daha güvenli ve konforlu bir şekilde yapabiliyor. İnşallah, çok daha iyi seviyelere geleceğiz” bilgilerini verdi.
Dua edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aydın-Denizli Otoyolu’nun bu hâle gelmesinde emeği geçen başta Karayolları Genel Müdürlüğümüz olmak üzere, Ulaştırma Bakanlığımız, yüklenici firma olarak FERNAS’a, işçisinden, mühendisine, mimarına kadar hepsine şahsım milletim adına teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakanlığı sosyal medya hesabından yapılan açıklamada Bakan Bolat’ın, ekonomi ve ticaret alanında faaliyet gösteren 16 oda ve STK yetkilileriyle Ticaret Bakanlığı’nda Suriye’ye ilişkin istişare toplantısı yaptığı bildirildi.
Görüşmede, kardeş ülke Suriye’nin yeniden yapılanması, imarı, ekonomi ve ticaretinin güçlendirilmesi için iş dünyası ve Türkiye’nin yapabileceklerine ilişkin görüş alışverişinde bulunulduğunun aktarıldığı açıklamada, “Toplantıda, Suriye’deki yeni dönemde en büyük önceliğimizin bu ülkede güven ve huzuru tesis eden, sürdürülebilir milli birliğin ve devlet yapılanmasının en yakın zamanda tesis edilmesi olduğunun altı çizildi.” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, Suriye’nin 13 yıllık zorlu bir süreçten geçtiğine de dikkat çekilerek, şunlar kaydedildi:
“Suriye halkının yanında olan ve yaklaşık 3,5 milyon Suriyelinin katliamdan kurtulması için ev sahipliği yapan ülkemizin, yeni dönemde de siyasi ve ekonomik istikrar ortamının oluşmasında güçlü işbirliği yapması gerektiği konusunda Bakanlığımız ile oda ve STK başkanlarımız mutabık kaldı. Toplantıda, iç savaşta Suriye’nin alt ve üstyapısının çok ciddi zarar gördüğü, bu çerçevede Suriye halkının içinden geçtiği zorlukların farkında olarak yeni dönemde ticaret, yatırım ve yeniden imar konularında kardeşlik hukuku ve insani yardım boyutuna da büyük önem verileceği vurgulandı.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.