Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerden en kısa zamanda Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi konusunda Avrupa Komisyonunu yetkilendirmesini beklediklerini ifade ederek, “Sayın büyükelçiler, sizlerin de bu yöndeki katkıları, destekleri son derece önemlidir. Sizleri de iş dünyasıyla beraber çalışmaya davet ediyoruz.” dedi.
Bakan Pekcan, AB’ye üye ülkelerin büyükelçileriyle bir araya gelerek, Türkiye-AB ticari ilişkilerini değerlendirdi. Etkinliğin açılışında konuşan Pekcan, uluslararası ticarette küresel ekonominin zor bir dönemden geçtiğini belirterek, Brexit konusundaki belirsizlikler, bölgesel istikrarsızlıklar ve çatışmaların küresel ekonomiyi olumsuz etkilediğini söyledi. Pekcan, Brexit sonrası Birleşik Krallık’ın AB ile Serbest Ticaret Anlaşması yapmak üzere görüşmelere hazır olduğunu öğrenmekten memnuniyet duyduklarını dile getirerek, bu ilişkilerin sadece AB ve İngiltere’yi değil, aynı zamanda Türk firmalarını da çok derinden ilgilendirdiğini bildirdi.
Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği Anlaşması çerçevesinde derin ekonomik ve ticari ilişkiler kurduğunu, bunun sadece ticari ilişkileri artırmada değil, Türkiye’nin AB ile entegrasyonuna da güçlü bir zemin hazırlamada önemli olduğunu vurgulayan Pekcan, “Küresel ekonominin içinden geçtiği koşullarda AB ile Türkiye’nin ticari ve ekonomik ilişkilerinin derinleştirilmesinin ve entegrasyonunun son derece önemli olduğuna ve her iki tarafın menfaati için gerekli olduğuna inanıyoruz.” diye konuştu.
Türk firmalarının AB’deki firmalarla ticari değer zincirlerinde ekonomik entegrasyonunun bulunduğuna dikkati çeken Pekcan, şöyle konuştu:
“1996 yılında Gümrük Birliği Anlaşması tam üyelik sürecine kadar geçici olarak düzenlenmişti. Geçici olan bu anlaşmanın önümüzdeki sene 25’inci yılını kutluyor olacağız. Bu anlaşma sadece mal ticaretini kapsamaktadır ancak günümüz koşullarında gereklilikler doğrultusunda hem Türkiye hem de AB üçüncü ülkelerle çok daha kapsamlı ticaret anlaşmaları yapmaktadırlar. Mevcut Gümrük Birliği Anlaşmamız artık her iki tarafın da potansiyelini karşılamaktan çok uzak hale gelmiş bulunmaktadır. Bu durum ortaklık anlaşmamızın gerektirdiği vizyondan da çok uzaktadır. Geçmişte AB Komisyonu ile Türkiye arasında Gümrük Birliği’nin güncellenmesi yönünde ön çalışmalar yapılmış durumda. Bunun iki ayağı var, biri mevcut işleyişin iyileştirilmesi, ikincisi de tercihli ticaret ilişkisinin yeni alanlara adapte edilmesi ve genişletilmesidir.”
Mevcut anlaşmada tarım, hizmet ve kamu alımları gibi hassas konular bulunmadığını belirten Pekcan, güncellemeye bu hassas konulara rağmen katkı vermeye hazır olduklarını dile getirdi.
Pekcan, güncellemenin yaratacağı faydalar konusunda da AB Komisyonu ile hemfikir olduklarını ifade ederek, yapılan etki analizi çalışmalarının bu sürecin her iki tarafın da ekonomilerine artı değer katacağını gösterdiğini anlattı.
İki tarafın iş insanlarının sürece katkı ve destek verdiğini vurgulayan Pekcan, şu değerlendirmede bulundu:
“Gümrük Birliği’nin güncellenmesi her iki taraf için de ‘kazan-kazan’ sürecinin işleyişini göstermektedir. Güncellemenin hem Türkiye’nin AB ile ekonomi ve ticari ilişkilerinin derinleştirilmesi hem de Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunun güçlendirilmesi yönünde katkısı olacaktır. Üye devletler de mevcut durumun tarafların çıkarlarını yeterince desteklemediğinin farkındadır. Üye ülkelerden en kısa zamanda Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi konusunda AB Komisyonunu yetkilendirmesini bekliyoruz. Sayın büyükelçiler, sizlerin de bu yöndeki katkıları, destekleri son derece önemlidir. Biz bunu son derece önemsiyoruz. Sizleri de iş dünyasıyla beraber çalışmaya davet ediyoruz.”
Bakan Pekcan, Türkiye’nin AB ülkelerinden gelen ürünlere karşı menşe belgesi araması konusuna da değinerek, “AB’nin Türkiye dışında çok daha geniş kapsamlı STA imzaladığı ülkeler var. Biz bu ülkelerden, Avrupa Birliği üzerinden trafik sapması olmaması için bir uygulama başlatmıştık ancak sorunu çözmek için gerekli adımları attığımızın müjdesini paylaşmak isterim. Bu da aynı zamanda bizim Türkiye olarak anlaşmanın güncellenmesi konusunda ne kadar kararlı ve istekli olduğumuzun bir göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
AB ile Birleşik Krallık’ın ticaret anlaşması yapması doğrultusunda yürüttüğü görüşmelere paralel olarak Türkiye’nin de bir Serbest Ticaret Anlaşması yapma yönünde kararlılığı olduğunu vurgulayan Pekcan, bunun için karşılıklı istişare toplantıları yapılması gerektiğine inandıklarını söyledi.
Pekcan, ortak çıkarlar doğrultusunda Türkiye’nin AB ülkeleriyle üçüncü ülkelerde iş birliği yapmaya açık olduğunu belirterek, iki yıldır Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu yaptıklarını, AB ülkeleriyle beraber Afrika’da önemli iş birliklerine imza atabileceklerine inandıklarını bildirdi.
Diğer bir önemli konunun da yetkilendirilmiş yükümlü statüsünün karşılıklı olarak tanınması olduğuna işaret eden Pekcan, bunun da ticareti kolaylaştırıcı ve ekonomik entegrasyonu artırıcı yönde atılan önemli bir adım olacağını kaydetti.
Pekcan, Aralık 2019’da AB Komisyonu tarafından açıklanan “yeşil mutabakat” ile ilgili gelişmeleri Türkiye olarak yakından izlediklerine dikkati çekerek şöyle devam etti:
“AB’nin yeşil ekonomiye geçişte korumacı önlemlere yol açmaması, bilakis bunun yerine stratejik vizyonuna katkı sağlayacak ortaklıklar oluşturması gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda iş birliğine ve stratejik ortaklığa da açık olduğumuzu belirtmek isterim. Bunun bir de finansman yönü var, mevcut sanayinin dönüştürülmesi için. Türkiye’de Avrupa’daki ekonominin değer zincirlerine katkı sağlayan birçok AB şirketi bulunmaktadır. Bunlar da bu sürece dahil olacaktır.”
AB’nin çelik ithalatına karşı uyguladığı korunma önlemlerine de değinen Pekcan, şunları kaydetti:
“ABD’nin korunma önlemleri almasıyla başlayan bir sürecin ardından AB de çelik korunma önlemleri uygulamaktadır. Türkiye, AB ile mevcut ekonomik entegrasyonuna rağmen maalesef bu önlemlerden en çok etkilenen ülke konumundadır. Halbuki, Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği Anlaşması dışında kömür, çelik ürünlerine ilişkin Serbest Ticaret Anlaşması bulunmaktadır. Bu uygulama, anlaşmanın ruhuna da aykırıdır. Biz iyi niyetli iş birliğimizi bugüne kadar yürüttük. Yeniden gözden geçirme sürecinde Türkiye lehine bir iyileşme beklerken, Ekim 2019’da alınan kararlar tamamen Türkiye’den yapılan ihracatı kısıtlayıcı yönde olmuştur. 2019 itibarıyla ülke spesifik korunma önlemlerine tabi olan Türkiye’nin AB’ye demir çelik ihracatı yüzde 27 düşmüştür. 2020 yılında bunun daha da aşağı çekileceğini öngörüyoruz. Bu, sektörümüz açısından oldukça adaletsiz bir durum. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği ve Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ile Serbest Ticaret Anlaşmamızın ruhuna da tamamen aykırıdır, bunlarla uyumsuz bir uygulamadır. Sizlerden 14 Şubat’ta başlayan yeniden gözden geçirme sürecinin Türkiye demir çelik sektörü lehine düzeltmeler içermesi yönünde katkılarınızı bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, UEFA İstanbul Temsilciliği Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye olarak olimpiyatlar dahil her türlü uluslararası spor etkinliğinin altından kalkacak kapasiteye ziyadesiyle sahibiz. Spor yatırımları noktasında Türkiye’yi çok farklı bir lige taşıdık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) İstanbul Temsilciliği Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, UEFA İstanbul temsilciliğin Türk futbolu için hayırlara vesile olmasını temenni ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm misafirlere, medeniyetlerin, barışın, hoşgörünün, tarihin, kültürün ve bütün bunlarla birlikte bir spor ile futbol şehri olan güzel İstanbul’a gelmelerinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Farklı inançları asırlardır bağrında misafir eden İstanbul’un, bugünkü açılışla birlikte çok kültürlü kimliğini daha da güçlendireceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, UEFA Başkanı Aleksander Ceferin’in şahsında tüm UEFA yönetimine, Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’na emekleri, destekleri, gayretleri için teşekkür ettiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TFF’nin 1962 yılından beri UEFA’ya tam üye olduğunu anımsatarak, “Tam 63 yıldır UEFA’yla yakın koordinasyon içinde beraberce çalışıyoruz. Sadece 20 senede, 2005 ve 2023 yıllarında UEFA Şampiyonlar Ligi finallerine, 2009’da UEFA Kupası Finali’ne, 2013 yılında FİFA U20 Dünya Kupası’na, 2019’da ise UEFA Süper Kupa Finali’ne başarıyla ev sahipliği yaptık” diye konuştu.
“SPOR YATIRIMLARI NOKTASINDA TÜRKİYE’Yİ ÇOK FARKLI BİR LİGE TAŞIDIK”
Türk takımlarının UEFA’nın organizasyonlarında her sene boy gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “A Millî Futbol Takımımız 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda çeyrek final oynarken, oynadığı futbolla futbolseverlerin gönüllerini fethetti. 2025 yılında A Millî Futbol Takımı tarihinde ilk kez Uluslar ligi A Ligi’nde yer alma hakkını elde etti. 2026 UEFA Avrupa Ligi ve 2027 UEFA Avrupa Konferans Ligi finallerine inşallah ev sahipliği yapacağız. 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı ise İtalya’yla birlikte ülkemizde düzenleyeceğiz” ifadesini kulandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu bugün bir kez daha çok net söylemek isterim. Türkiye olarak olimpiyatlar dahil her türlü uluslararası spor etkinliğinin altından kalkacak kapasiteye ziyadesiyle sahibiz. Böylesine iddialı konuşmamızın arkasında hamaset değil ülkemize son 23 yılda kazandırdığımız eserler ve projeler vardır. Spor yatırımları noktasında Türkiye’yi çok farklı bir lige taşıdık. İllerimizin ihtiyaçlarına göre yeni spor tesislerini hizmete açtık. Toplam spor tesisi sayısını 1575’ten 4470’e yükselttik.”
Sentetik futbol, basketbol ve voleybol sahalarını mahallelere kadar yaydıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Futbol sahası sayımız 595’ten, iki kattan fazla artışla 1365’e çıktı. Türkiye’nin her köşesine stadyumlar, yüzme havuzları, futbol sahaları, gençlik merkezleri, spor salonları, atletizm pistleri inşa ettik” bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, spor salonlarının sayısını 372’den 904’e ulaştırdıklarını, futbolda çoğu ömrünü tamamlamış olan stadyumları yıkıp yerlerine uluslararası standartlara sahip yüksek kapasiteli yeni tesisler inşa ettiklerini, ülke genelinde yaptıkları stadyumlardan 38’inin hizmete girdiğini, 4 tanesinin yapımının, 4 tanesinin de proje ve ihale çalışmalarının devam ettiğini aktardı.
Levent’teki UEFA İstanbul Temsilciliğinin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sporu etkileyen altyapı eksikliklerini önemli ölçüde tamamladıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle hızlı tren, havalimanları, otoyolları, bölünmüş yollar, köprüler ve diğer projelerle ulaştırma altyapısını tahkim ettiklerini, 26 olan havalimanı sayısının Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın da hizmete alınmasıyla 58’e çıktığını söyledi.
“İSTANBUL’UN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRDİK”
Türkiye’nin lokomotif şehri İstanbul’da da çok önemli projelere imza attıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asrın projesi Marmaray’dan Avrasya Tüneli’ne, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden dün önemi daha iyi anlaşılan Kuzey Marmara Otoyolu’na, üç pistin aynı anda kullanıldığı İstanbul Havalimanı’ndan toplam uzunluğu 362 kilometreyi bulan raylı sistem projelerine ve daha burada saymaya kalksak akşamı yapacağımız nice eser, yatırım ve hizmetle İstanbul’un çehresini değiştirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sporda hak ettiği seviyeye gelmesi ve bu alandaki altyapısının dünya standartlarına kavuşması için 23 yıl boyunca seferberlik ruhuyla çalıştıklarını ifade ederek, “Şimdi bütün bu çabaları UEFA İstanbul Temsilciliğinin açılmasıyla birlikte bir üst aşamaya taşımış oluyoruz. UEFA Londra ve Brüksel’den sonra ilk kez Türkiye’de temsilcilik açıyor. Bu temsilcilik vasıtasıyla Türk futbolumuzun gelişimi adına UEFA’yla daha fazla temas kuracak ve birlikte ortak projelere imza atacağız. Temsilcilik aynı zamanda UEFA’nın bölge federasyonlarıyla daha hızlı iletişim ve koordinasyon sağlamasını kolaylaştıracaktır. Temsilciliğin bilhassa önümüzdeki yıllarda düzenleyeceğimiz çeşitli futbol organizasyonlarında da önemli roller üstleneceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğünde kurulan kriz merkezinde, Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem ve sonrasında yürütülen çalışmalara ilişkin brifing aldı.
Hasdal’daki İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünde bulunan kriz merkezini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, ilgili bakanlar ve yetkililer tarafından kapsamlı brifing verildi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.