Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Geçmişten aldığımız dersler ışığında, Türkiye’nin ve milletimizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa ona göre hareket ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Sabah erken saatlerde meydana gelen Düzce Gölyaka merkezli 5,9 şiddetindeki depremi hisseden tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, geniş bir alanda etkisini hissettiren depremde yaralanan vatandaşlara Allah’tan acil şifalar temennisinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem, Gölyaka’da çok sayıda binada hasara yol açmakla birlikte hamdolsun vahim bir yıkım ve kayıpla karşılaşmadık” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurumların, depremden etkilenen yerlerde gereken tespit ve telafi çalışmalarını yürüttüğünü belirterek, “Türkiye’yi depreme hazırlamak için son 20 yıldır TOKİ projelerinden kentsel dönüşüm faaliyetlerine kadar geniş bir yelpazedeki çalışmalarla bina altyapımızı yeniliyor kurumsal kapasitemizi genişletiyoruz. Bu amaçla 2022’yi Deprem Tatbikat Yılı ilan ederek 94 binin üzerinde faaliyet yürütmüştük. Gölyaka depremi, hem deprem gerçeğinin ne kadar yakınımızda olduğunu hem de yürütülen çalışmaların hızlandırılması gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten, kazadan beladan muhafaza eylesin, beterinden korusun” sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün hizmete açtıkları Artvin Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin, yeni Yusufeli yerleşim bölgesinin ve yeni Yusufeli yollarının ülkeye ve millete hayırlı olması temennisinde bulundu.
Gövde yüksekliği bakımından Türkiye’nin en büyük, dünyanın beşinci büyük barajı olan Yusufeli’nin üreteceği enerji ve depolayacağı suyla ülkenin gelişmesine çok önemli katkılarda bulunacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yusufelili kardeşlerimize ülkemizi bu hizmeti kazandırmak için evlerini, iş yerlerini, geçmişlerini geride bırakıp yeni yerleşim yerine taşınarak yaptıkları fedakârlık için tekrar şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. İlçe merkezindeki konutları, iş yerleri, kamu hizmet binaları, köy evleriyle yepyeni pırıl pırıl, modern bir Yusufeli inşa ederek kardeşlerimize şükranlarımızı ifade etmeye çalıştık. Togg’u Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun teknoloji alanındaki sembolü olarak alkışlarla karşılamıştık. Yusufeli Barajı’na da Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun altyapı sembolü olarak hoş geldin diyoruz” ifadesini kullandı.
Yusufeli Barajı’nın ülkeye kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür eden ve onları kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “muhteşem” olarak nitelendirdiği projeye ilişkin video görüntülerini izletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yusufeli Barajı’nın, ekonomiye yıllık 5 milyar liralık katkı sağlayacağına dikkati çekerek, “Yılda 5 milyar lira inşallah buradan geri dönüşüm var. Bu ne demek? 7 yılda bu gelirle kendini finanse edecek. 35 milyar liraya bu barajımızı millî bütçeden gerçekleştirdik. Bay Kemal görüyorsun işte. Neyi, nereden, nasıl yaptığımızı öğren, sonra ‘Kaynak nereden?’ deme. Yeri gelir millî bütçeden, yeri gelir uluslararası piyasadan ama biz yaparız. Aramızdaki fark bu” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye işaret ederek, “Görüldüğü gibi ülkemize gerçekten iftihar verici bir eser kazandırdık. Ne diyor gönül sultanı, ‘Kamil odur ki, koya dünyada bir eser; eseri olmayanın yerinde yeller eser. Rabbim hepimizi eseri olmayan gafillerden uzak eylesin” dedi.
Türk Devletleri Teşkilatı ve G20 Liderler zirvelerine katılarak Türkiye’nin çok yönlü diplomasi çabalarında yeni mesafeler kat edilmesini sağladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yürüttükleri diplomasi trafiğiyle ilgili kapsamlı değerlendirmelerini, kabine toplantısı sonrasında yapacağını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısı faillerinin ve bağlantılarının kısa sürede aydınlatıldığını, bombayı koyan terörist ile ona yardımcı olan çok sayıda kişinin bulundukları yerlerde yakalanarak adalete teslim edildiğini söyledi.
Saldırıya karışanların nerede olursa olsun mutlaka bulunacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dökülen masum kanlarının hesabı misliyle sorulacak, cezası kesilecektir” dedi.
“SURİYE SINIRLARIMIZLA İLGİLİ AHİTLERİMİZDE SONUNA KADAR SADIK KALDIK”
Türkiye’nin ülkeye ve millete yönelik saldırılara karışan teröristlerle, onlara yardım eden herkesi sınırları içinde ve dışında tespit etme, yakalama, cezalandırma kabiliyetine ve gücüne sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İstanbul’daki eylemi timsah gözyaşları ile kınayanların gerçek yüzleri hemen arkasından başlattığımız operasyonlara verdikleri tepki ile ortaya çıkmıştır. Suriye’de kontrolleri altında tuttukları bölgelerden ülkemize yönelik herhangi bir tehdit gelmeyeceği güvencesi veren güçlerin bu sözlerini tutamadıkları ve tutamayacakları son olayla bir kez daha anlaşılmıştır. Biz yaptığımız her anlaşma gibi Suriye sınırlarımızla ilgili ahitlerimizde de sonuna kadar sadık kaldık ama madem karşımızdakiler kendi sözlerini tutamıyor, yapılan anlaşmanın gereklerini yerine getiremiyor öyleyse bizim kendi başımızın çaresine bakma hakkımız doğmuştur. Bizim her sözümüz gibi bu beyanımızın da gerisinde çok somut gerekçeler, haklı sebepler, inkârı mümkün olmayan hakikatler var.”
2015’ten bugüne kadar Suriye topraklarından sınır şehirlerine yönelik saldırılara ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye sınırlarımızdaki Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak illerimize son günlerdekiler ile birlikte 764 havan, roket, füze saldırısı yapılmıştır. Bu saldırılarda 32 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 261 vatandaşımız yaralanmıştır” bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 7 yılda yaşanan saldırılara ve terörü kaynağında yok etmek için atılan adımlara ilişkin görüntüleri izlettirdi.
Bazı kişilerin Türkiye’nin sınırlarının güvenliği için yaptığı harekâtları ve terör örgütünün buna karşı geliştirdiği yöntemleri kavrayamadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun milletimiz her şeyin farkındadır. Bölücü terör örgütü ülke içinde eylem yapma kabiliyetini yitirdikçe sınır ötesinden gerçekleştirdiği saldırılarına ağırlık vermektedir. 20 yıl önce göreve geldiğimizde terör Türkiye’nin sorunlarının sıralamasında birinci sıradaydı. Peki, şimdi nerede? Şimdi artık gerilerde. Bu bir iradenin, bu milletin iktidarına olan güvenin eseridir” diye konuştu.
Yılbaşından bu yana terör örgütü elebaşlarının ardı ardına yaptıkları açıklamalarla sivillere yönelik saldırıları teşvik ederek aslında gerçek yüzlerini sergilediklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Terör örgütü ülkemiz içinde 2015’te 26 eylem, 2016’da 44 eylem, 2017’de dokuz eylem yapmıştı. Bu sayı son yıllarda yılda ikiye, üçe düşmüştür. Geçtiğimiz 7 yılda ülkemiz sınırları içindeki yerleşim yerlerinde PKK ve bağlantılı örgütler tarafından yapılan 87 ayrı terör eyleminde ise 153 güvenlik görevlimiz ile 173 vatandaşımız şehit olmuştur. Aynı dönemde ölü, yaralı ve yakalama olarak etkisiz hâle getirilen terörist sayısı da 13 bin 500’ü bulmaktadır. Bilhassa çözüm sürecinin ardından ülke içindeki taban desteğini ve silahlı gücünü büyük ölçüde kaybeden, Kuzey Irak’taki varlığı ciddi oranda gerileyen örgüt tüm dikkatini Suriye üzerinde yoğunlaştırmıştır.”
Batılı ülkelerin terör örgütünün Suriye’deki kolunu PKK’dan ayrıştırma gayretlerinin boşuna olduğunun, yaşanan her gelişme ile ortaya çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ölü, yaralı veya sağ olarak yakaladığımız teröristlerin üzerlerinden çıkan donanımlar ile eğitim gördükleri yerler Suriye’de farklı isimlerle sahaya sürülen örgütün bizzat PKK’nın kendisi olduğu gerçeğini teyit etmektedir. Artık hiç kimsenin bu yalanla karşımıza gelmesine tahammülümüzün olmadığını ifade etmek isterim. Uçaklarla, toplarla, SİHA’larla yaptığımız operasyonlar sadece başlangıçtır” ifadelerini kullandı.
Türkiye topraklarına saldırı imkânı bırakmayacak şekilde Hatay’dan Hakkâri’ye kadar güney sınırlarının tamamını güvenlik şeridi ile kapatma kararlılıklarının her zamankinden bugün daha güçlü olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçekleştirdiğimiz sınır ötesi harekatlarla bu şeridin bir kısmını zaten oluşturduk. Kalanlarını da Tel Rıfat, Münbiç, Aynularab gibi çıbanbaşı yerlerden başlayarak adım adım halledeceğiz” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tehditleri sınırların ötesinde karşılama ve yok etme stratejisini hayata geçirmek için gereken faaliyetleri yürüttüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hava harekâtlarımızı kesintisiz sürdürürken bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine tepesine bineceğiz. Teröristlerin içine saklanarak kendilerini güvende hissettikleri o beton tünellerin mezarları hâline geleceği gün yakındır. Irak ve Suriye yönetimleri Türkiye’nin terörle mücadele kapsamında yaptığı harekâtlar ile güvenli hâle getirdiği bölgelerden kesinlikle rahatsızlık duymasınlar, tam tersine bizim attığımız bu adımlar Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü de güvence altına alacaktır. Sınırları içindeki diğer devletlerin varlığından, envaiçeşit terör örgütünün faaliyetinden rahatsız olmayanların Türkiye’ye karşı farklı tavır sergilemeleri, kendi halklarıyla yönetimlerinin bağlarını zayıflatmaktan öte anlam taşımaz. Bizim tek derdimiz kendi vatandaşlarımızın ve yanı başımızdaki tüm kardeşlerimizin güvenli, huzurlu, müreffeh geleceğini inşa etmektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son dönemde hem ülke içinde hem sınır bölgesinde yoğunlaşan saldırılar hiç şüphesiz terör örgütünün ve onu üzerimize salanların Türkiye’nin geleceğine yönelik hesapları ile yakından ilişkilidir” diye konuştu.
Terör örgütü ile onunla aynı çizgideki yapıların iplerini elinde tutanların karın ağrısının belli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar, ülkemizin güven ve istikrar içinde hedeflerine yürümesinden rahatsızlar. Bunlar, ülkemizin kendi siyasi ve ekonomik kararlarını özgürce vermesinden kendi çıkarlarını cesaretle savunmasından rahatsızlar. Bunlar, ülkemizin küresel krizleri fırsata dönüştürmesinden rahatsızlar. Bunlar, Türkiye’nin bölgesel liderliğini güçlendirmesinden rahatsızlar. Bunlar bizatihi milletimizin Anadolu’daki bin yıllık varlığından rahatsızlar. Üstelik tüm bu rahatsızlıklarını gizlemeye gerek dahi görmüyor açıkça da söylüyorlar” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizin maruz kaldığı hangi haksızlığı, adaletsizliği, nobranlığı kazısak altından hep aynı anlayış, aynı hazımsızlık, aynı husumet çıkıyor. Biz bunu Avrupa Birliği tam üyeliğimizin engellenmesinde yaşadık. Biz bunu Amerika ile aramızda vuku bulan F-35 krizinde yaşadık. Biz bunu sınırlarımıza füzeler yağarken ülkemizdeki hava savunma sistemlerinin sökülüp götürülmesinde yaşadık. Biz bunu Kıbrıs konusunda, enerji anlaşmalarına kadar Akdeniz’deki her tartışmada yaşadık. Biz bunu milyonlarca masumun canını ve onurunu kurtarmak için yaptığımız fedakârlıkların görmezden gelinmesinde yaşadık. Hemen her uluslararası platformda bu bakış açısının emarelerine şahit oluyoruz.
Herkes gibi bizim de kendimize göre bir oyun planımız var. Geçmişten aldığımız dersler ışığında Türkiye’nin ve milletimizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa ona göre hareket ediyoruz. Bunu yaparken tahammül sınırlarımızı zorlayan hadiseler karşısında da tepkimizi göstermekten geri kalmıyoruz. En çok da bel altı vuruşlara tevessül edilmesinden üzüntü duyuyoruz.”
“DİPLOMATİK VE EKONOMİK ŞANTAJLARLA ÜLKEMİZİ TÜRKİYE YÜZYILI YOLUNDAN DÖNDÜREBİLECEKLERİNİ SANIYORLAR”
Son dönemdeki hadiseleri de bu çerçevede gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’da bomba patlatarak Türkiye’nin canını acıtacaklarını sanıyorlar. Sınır şehirlerimize, havanlarla saldırarak milletimizin cesaretini kıracaklarını sanıyorlar. Diplomatik ve ekonomik şantajlarla ülkemizi Türkiye Yüzyılı yolundan döndürebileceklerini sanıyorlar. Hâlbuki bilmiyorlar ki biz artık bu safhaları geçeli çok oldu” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vesayetin burnunu sürten, sokakları karıştırmak isteyen vandalları bozguna uğratan, teröristleri açtıkları çukurlara gömen, darbecileri püskürten, ekonomik tetikçilere eyvallah etmeyen, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan Türkiye’yi hâlâ sinsi yöntemlerle dize getirmeye çalışanlara mesajımız gayet net; başaramayacaksınız” diye konuştu.
Küresel finans krizinden Kovid-19 salgınına, Rusya-Ukrayna savaşından enerji ve tedarik krizine kadar yaşanan her hadisenin bir gerçeği işaret ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu da bizi dize getirmek isteyenlerin kendi güvenlik ve refah düzenlerine yönelik en küçük bir tehdit karşısında aslında kendi dizleri üstüne nasıl kolayca çökebildikleri gerçeğidir.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 yılı ihracat rakamının aşıldığını belirterek, “2022 yılı için konulan hedef 250 milyar dolar ve bunu da Allah’ın izniyle aşıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Köhnemiş küresel yönetim ve ekonomi sistemini yaşatmak için kendilerine kurban arayanlara inşallah 2023’te de aradıkları fırsatı sandıkta benim milletim vermeyecek. Milletime sesleniyorum; hep birlikte çok çalışmamız, milletimizin her bir ferdinin gönlünü kazanmamız şarttır ki, Cumhur İttifakı olarak büyük bir zaferle 2023’ün haziranında çıkalım” şeklinde konuştu.
“Aksi takdirde öyle bir vebalin altına gireriz ki; Allah muhafaza her iki dünyada da hesabını veremeyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhuriyetin ilk 100 yılını tamamlarken, yeni yüzyılına güçlü bir başlangıç yapabilmenin yolunun 2023 imtihanından başarıyla çıkmaktan geçtiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu da hep birlikte gerçekleştirerek gelecek nesillere her birimizi hayırla yâd etmelerini sağlayacak güzel bir miras bırakacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülke ve millet olarak bekamıza yönelik tehditlerle mücadelemizi sürdürürken, içerideki siyasi gelişmeleri de yakından takip ediyoruz.” dedi.
Tarih boyunca tüm büyük filozoflar, âlimler ve yöneticilerin “siyaset nedir” sorusuna cevap aradıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetin kelime kökeni olarak yönetmek, eğitmek, yetiştirmek gibi anlamlara sahip olduğunu söyledi.
Bu kavramla eş anlamlı olan politikanın ise eski Yunan’da doğrudan devletin yönetimine ilişkin faaliyetlere işaret ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyaset, devletin kimler tarafından, hangi programla ve hangi kadrolar tarafından idare edileceğini anlatır. Demokrasilerde, seçimlerde halk hangi ittifaka, hangi partiye, hangi lidere bu sorumluluğu verirse ülkeyi o yönetmektedir. Daha önce parlamenter demokrasiyle yönetilen ülkemizde güven ve istikrar ikliminin tesisinde ciddi sıkıntılar yaşanmıştır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 aylık, bir yıllık yönetimler, 15 aylık yönetimleri hatırlatarak, “Burada istikrar olur mu? Olmadı, olmaz. Onun için istikrarın olmasına inandığımızdan dolayı ne yaptık, yönetim sistemini milletimizin teveccühüyle değiştirdik” dedi.
Koalisyon dönemlerinin ve onun bir parçası hâline gelen vesayet gölgesiyle darbeler zincirinin ülkeye ağır maliyetleri olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin en büyük yönetim reformlarından birini gerçekleştirerek Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçmek suretiyle bu sorunu çözdüklerini söyledi.
Yürütmenin temsilcisi cumhurbaşkanının halkın yarısından fazlasının desteğiyle iş başına gelebilmesinin, yeni sistemde yönetimin demokratik meşruiyetini en üst seviyeye çıkardığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlâ bu gerçeklerin farkında olmayan birilerinin varlığını üzüntüyle gördüklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ömründe devlet yönetimine dair, özellikle Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü dönemi hariç herhangi bir bilgisi, tecrübesi kabiliyeti olmayan CHP Genel Başkanının ‘devleti yönetme sorumluluğu’ nutukları atması ise ayrı bir komedi olarak karşımıza çıkıyor. Bu zatın öncelikle ülkenin en büyük ikinci partisinin başında olmasının getirdiği sorumluluk bir yana, herhangi bir vatandaş olarak göstermesi gereken asgari hassasiyetinin farkına varması gerekir. Kâğıthane’yi ‘Kâğıttepe’ diye ifade eden bir kişiden bu ülkeye Cumhurbaşkanı olur mu?” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şimdi söyleyeceklerim, belki biraz ağır olacak ama emin olun hepsi de muhatabının sonuna kadar hak ettiği tespitlerdir. Madem sorumluluktan söz ediyoruz. Öyleyse kendi devletini, bütçesini, uyuşturucu parasıyla finanse etmekle suçlayan bir haysiyet fukarası sorumluluk lafını ağzına en son alacak kişidir. Kendi devletini, borsasının yükselişi üzerinden hançerlemeyi siyaset sanan bir sefil, sorumluluk ifadesinin yanına yaklaşamaz. Kendi devletini, ülkesini, mafyaya teslim etmekle itham eden bir zavallı, sorumluluk kavramının yanından, yöresinden bile geçemez. Yurt dışına gittiğinde ülkenin ve milletin hayrına tek bir görüşme yapmayıp ne kadar terör örgütü destekçisi, ne kadar Türkiye düşmanı varsa onların ekmeğine yağ sürüp gelen bir gafil sorumluluk lafıyla yan yana gelemez.
Teröriste terörist, terör örgütüne terör örgütü deme cesareti olmayan, terör örgütü güdümündeki partiyi, ülke yönetimine ortak etmeye çalışan bir namert sorumluluktan söz edemez. Ağzını her açtığında yolsuzluktan, hırsızlıktan, arsızlıktan, ahlaksızlıktan söz edip de kendi belediyelerindeki, parti teşkilatlarındaki kepazeliklere gözünü kapatan bir kifayetsiz sorumluluğun ‘s’sinin bile yanına yaklaşamaz. Devraldıkları belediyelerde bırakınız taş üstüne taş koymayı yapılanları yaşatmayı başlatılanları sürdürmeyi beceremediklerinden sorumluluk diyerek ortalıkta dolaşması kadar yüzsüzce bir tavır olamaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin dünyada ülkesinde orman ve yeşil varlığını en çok artıran bir yönetime, “ağaç” diyerek saldıranların, hangi hesapların peşinde olduklarını Gezi olaylarında gördüklerini belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP’nin başındaki zat da ‘ağaç’ diye gevelemeye başladığına göre demek ki bu nöbet kendisine geçti. Hele bir de dış politikadan söz etmesi yok mu, tam da bu noktada insanın artık ‘sözün bittiği yer’ diyesi geliyor. Bütün dünya Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşından, Türk Devletleri Teşkilatı’nın kuruluşuna kadar her alanda dış politikada elde ettiği başarıları konuşurken, bu zatın ‘dış politika’ diye eveleyip gevelemesi karşısında söylenecek her lafı israf görüyoruz” diye konuştu.
“Cumhurbaşkanı adaylığını dahi ilan etmekten aciz olan, kendisine böyle bir siyaset alanı açamamış bulunan bu zat için harcadığımız her nefesin fuzuli olduğunu elbette biliyoruz” değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama ola ki bu hezeyanlara kulak kabartanlar varsa onların yüreklerini ferahlatmayı boynumuzun borcu olarak gördüğümüz için kendisini muhatap alıyoruz. Aynı şekilde haksız, hukuksuz, ahlaksız, pervasız bir şekilde itham ettiği öğretmeninden polisine, sağlıkçısından çiftçisine, muhtarından hâkim savcısına kadar tüm kamu görevlilerinin sahipsiz olmadığını görmesi için kendisine cevap veriyoruz. Bay Kemal, ne bu polis, ne bu öğretmenler, ne bu sağlıkçılar, hiçbiri sahipsiz değil. Onların yanında ve arkasında biz varız. Dışarıdan bakıp da Türkiye’de her türlü yalanın ve iftiranın dolaşıma sokulabileceği vehmine kapılanlar olabilir diye kendisine en ağır ifadelerle mukabele ediyoruz.”
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, 3 Aralık’ta bir “vizyon” açıklayacağını ilan ettiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu zatın siyasi hayatında ilk kez bir vizyon açıklamaya hazırlandığını ilan etmesinden memnuniyet duyduk. Bizim asıl yarışmak istediğimiz alan, asıl güreşmek istediğimiz minder, asıl tartılmak isteğimiz kantar işte burası” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetle polemik siyasetinde değil eser ve hizmet siyasetinde yarışmak istediklerini vurgulayarak, muhalefetle mesailerini, yalanlarına cevap vererek değil, Türkiye Yüzyılı vizyonunun benzeri gayretlerini konuşarak yürütmek istediklerini söyledi.
“Bize ülkenin ve milletin hayrına programlarla, projelerle, iddialarla gelin, canımızı yiyin” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yeter ki artık bıkkınlık veren şu arsız, yüzsüz, yalan ve iftira üzerine kurulu tek parti devri bakiyesi siyaset üslubunuzdan vazgeçin. Yeter ki artık kısır siyasi çıkarlarınız, anlık hazlarınız için kendi ülkenize, kendi insanınıza ihanet derecesine varacak ifadelerden, tavırlardan uzak durun. Eğer muhalefet pozitif siyaset konusunda samimiyse işte burada, AK Parti Grubu’ndan, Cumhur İttifakı adına söz veriyorum: Kendilerinin hiçbir eksiklerini yüzlerine vurmayacağız, hiçbir zayıflıklarının üzerine gitmeyeceğiz, hiçbir gaflarıyla dalga geçmeyeceğiz. Çünkü Türkiye eski devir kalıntısı siyaset tavrından çok yorulmuştur. Bilhassa gençlerimiz, desteksiz atıp tutma, hiçbir şey söylemeden çok laf etme, sırf muhalefet etme adına inatla, siyaha beyaz, beyaza siyah deme fanatizmine dayalı siyaseti kesinlikle istemiyor.”
“2023’Ü BİR DEMOKRASİ ŞÖLENİNE ÇEVİRELİM”
Ziyaret ettikleri şehirlerde ve birçok programda sıkça bir araya geldikleri gençlerin, demokrasi, özgürlük, hakkaniyet, adalet, açık yüreklilik, açık fikirlilik konusundaki beklentilerinin en yakın şahidi olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz kendimizi, vizyonumuzla, programımızla, projelerimizle, üslubumuzla geleceğin Türkiye’sine hazırlamak için samimi ve yoğun bir gayret içindeyiz” sözlerini sarf etti.
“Dün 2023 hedefleri demiştik, bugün ‘Türkiye Yüzyılı’ diyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın da çok daha ileri adımlarla vatandaşların karşısında olacaklarını vurguladı.
Muhalefetin bu yeni siyaset tarzına ayak uydurmasının kendilerinin de işlerini kolaylaştıracağını ve rahatlatacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Gelin hep birlikte büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası için yapabileceklerimizi ortaya koyalım, vizyonlarımızı yarıştıralım, projelerimizi kapıştıralım. Fikri ve fiziki tüm birikimimizi hep birlikte bu doğrultuda seferber edelim. Hayatı boyunca hasbi siyaset tarzıyla, harbi insan ilişkisiyle, ilkeli yönetim anlayışıyla milletimizin gönlünde yer etmiş birisi olarak söylediğim her şeydeki samimiyetimi herhalde kimse sorgulayamaz. Eğer muhalefet liderleri de aynı delikanlılığı gösterebilecekse buyurun 2023’ü bir demokrasi şölenine çevirelim. Ama eski usulde devam etmeye kalkarlarsa da hiç kimse kusura bakmasın, milletimizin geleceğini kimsenin şahsi ihtiraslarına, karanlık hesaplarına kurban etmeyiz. Bizde gül de var, gürz de var. Kim, hangisini isterse onunla karşısına çıkarız.”
Türkiye-Mali Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 4. Dönem Toplantısı Ankara’da yapıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Mali Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Abdoulaye Diop, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda baş başa ve heyetler arası görüşmeler yaptı. Görüşmelerin ardından Kacır ve Diop’un eş başkanlıklarında Türkiye-Mali KEK 4. Dönem Toplantısı düzenlendi.
Toplantı sonrasında, 4. Dönem KEK Protokolü ve buna ilişkin eylem planları imzalandı.
Bakan Kacır, yaptığı konuşmada, protokolle yatırım ortamını iyileştiren yasal mevzuatlar, ticaret hacmini artıracak hamleler, altyapı hizmetlerinin genişletilmesi ve savunma sanayi başta olmak üzere sektörel işbirlikleri için uzlaşıya vardıklarını söyledi.
Bilim ve teknolojiden enerji ve madenciliğe, tarım ve hayvancılıktan su kaynaklarının yönetimine, sağlıktan ulaştırmaya kadar geniş bir yelpazede bir yol haritası oluşturduklarının altını çizen Kacır, karşılıklı ekonomik fayda esasıyla milletlerin refahını hedefleyen alanlarda işbirliklerinin daha fazla geliştirilmesi hususundaki kararlılıklarını yinelediklerini ifade etti.
Kacır, bu toplantının Türkiye ve Mali arasında siyasi, ekonomik ve ticari işbirliğini daha da geliştireceğine inandıkları vurgulayarak, ikili görüşmelerin ve imzalanacak protokolün yeni projeleri, yatırımları ve işbirliklerini teşvik etmesini diledi.
50 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ HEDEFİ
Afrika kıtasındaki ülkelerle ilişkilere son 22 yılda kayda değer bir ivme kazandırdıklarını aktaran Kacır, yurt dışındaki misyonlar aracılığıyla Afrika’da son derece proaktif bir dış politika yürüttüklerini dile getirdi.
Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Afrika ülkesine gerçekleştirdiği 50’den fazla ziyaret, kıtada faaliyet gösteren 44 büyükelçilik ve Türkiye’deki 38 Afrika ülkesinin büyükelçiliklerinin bu aktif dış politikanın en önemli göstergeleri olduğunu belirtti.
Türk Hava Yollarının (THY) kıtada 62 noktaya sefer düzenlediğine işaret eden Kacır, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından Afrika ülkeleriyle kurulan iş konseylerinin sayısının 47’yi geçtiğini bildirdi.
Kacır, Afrika ülkeleriyle ilişkilerin günden güne gelişmesi için çaba harcadıklarını vurgulayarak, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA) kıtada 22 ofisi olduğunu kaydetti.
Afrika açılımı ve müteakiben Afrika ortaklık politikalarının kıta ülkeleriyle ilişki ve işbirliklerinin geliştirilmesi bakımından başarılı sonuçlar verdiğini ifade eden Kacır, “Afrika ülkeleriyle pozitif seyreden ilişkilerin en somut örneği ‘kazan-kazan’ ilkesi temelinde katlanarak artan ticaret verileridir. Kıtayla toplam ticaretimiz 2003’te 5,4 milyar dolar düzeyindeyken 2023’te 37 milyar dolara yükselttik. Önümüzdeki yıllarda ticaret hacmimizi 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Afrika kıtasındaki ticari faaliyetlerimize ek olarak, müteahhitlik ve yatırım faaliyetlerimizin gelişmesi için işbirliklerimizi genişletiyoruz. Bu çerçevede, Afrika’daki Türk yatırımları 10 milyar dolara ulaştı. Sektörde kendini ispat etmiş ve Afrika ülkelerinde de deneyim kazanmış müteahhitlik firmalarımız, kıtada bugüne dek bin 885 projeyi başarıyla üstlendiler.” diye konuştu.
MALİ İLE 255 MİLYON DOLARLIK TİCARET
Kacır, coğrafi konumu ve bölgede oynadığı önemli rolü göz önüne alarak, Batı Afrika’da güçlü bir potansiyel ortak olarak gördükleri Mali ile ticari ve ekonomik bağlamda sağlam temeller kurmaya ayrı bir önem atfettiklerini söyledi.
Erdoğan’ın 2018’deki Mali ziyaretini anımsatan Kacır, “Bu ziyaret sırasında ikili ticaret hacmimizin 500 milyon dolar değerine ulaşması hedefinde mutabık kalınmıştı. Türkiye-Mali arasındaki ticaret hacmi bu tarihten sonra sürekli artarak 2023’te tarihinin en yüksek seviyesine ulaşarak 255 milyon doları aştı. Gelecek yıllarda, hedeflediğimiz ticaret hacmine ulaşacağımızdan eminim.” değerlendirmesinde bulundu.
Kacır, ikili ticari ilişkilerinde sürdürülebilir bir artış sağlanması için karşılıklı yatırımlara ve altyapı projelerine odaklanılması konusunda mutabık kaldıklarını aktardı.
Ülkeler arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri ortak fayda ve kazan-kazan ilkeleri temelinde ilerletmenin ve diğer alanlarda da işbirliği geliştirmenin nihai amaçları olduğunun altını çizen Kacır, yatırımların bu hususta ticaretin gelişmesi için anahtar rol üstlendiğini vurguladı.
Kacır, Türk müteahhitlerinin Mali’de bu zamana kadar altyapı ve üstyapı, rehabilitasyon gibi alanlarda 450 milyon dolar değerinde 10 proje üstlendiğini dile getirdi.
Ülkeler arasındaki iktisadi ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi için ciddi bir potansiyel olduğuna işaret eden Kacır, şöyle devam etti:
“Bu potansiyelin değerlendirilmesi ve ticari ve ekonomik ilişkilerimizin artırılması sadece ülkelerimizin ortaklığını güçlendirmekle kalmayacak, milletlerimizin refahına da büyük katkı sağlayacak. Türk ve Malili iş insanlarının daha güvenli bir iş ortamında hareket etmeleri ve yatırım yapabilmeleri için bazı temel anlaşmaların da yürürlükte olması gereklidir. Bu bağlamda yine Cumhurbaşkanımızın 2018’deki Mali ziyaretinde imzalanan Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması’nın onay sürecinin en kısa sürede tamamlanması ve Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması’nın müzakerelerinin bir an önce tamamlanarak imzalanmasını arzuluyoruz.”
ÇOK YÖNLÜ İŞ BİRLİĞİ
Kacır, bunların yanı sıra TİKA’nın, özellikle su sanitasyonu, insani yardımlar, kültürel mirasın korunması gibi alanlarda Mali’de aktif rol oynadığını belirti.
Bugünkü toplantının pek çok alana yönelik işbirliği kararlarını kapsaması nedeniyle gelecek dönem adına önemli bir yol haritası sunduğunu vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:
“Barış, istikrar, dostluk ve karşılıklı fayda ilkeleri üzerinde temellenen Türkiye-Mali ilişkilerinin sağlam ve uzun ömürlü olacağından hiçbir şüphem yok. Türkiye sahip olduğu imkan ve kabiliyetleri kullanarak, Mali ile her türlü işbirliğini değerlendirmekte kararlıdır. İkili ekonomik ve ticari ilişkilerimizi geliştirebilecek her projenin takipçisi olacağımızdan ve KEK toplantılarında mutabık kalınan hususları gerçekleştirmedeki kararlılığımızdan şüpheniz olmasın. İki dost ülkenin birlikte atacağı her adım, başlayacağı her yatırım, bitireceği her proje sadece Mali’nin ve Türkiye’nin ekonomilerini değil, kardeşliklerini de güçlendirecektir. Bugün attığımız somut adımlar, gelecekte ülkelerimizin dostluğunun gelişmesine vesile olacaktır.”
MALİLİ BAKANDAN SİHA’LARA ÖVGÜ
Bakan Diop ise ticaret hacmini 500 milyon dolara çıkarma hedefini çok rahatlıkla yakalayabileceklerini ifade ederek, çalışmalarının da bunu gösterdiğini söyledi. 3. KEK toplantısının ardından çok çeşitli alanlarda Türkiye ile işbirliği yaptıklarına dikkati çeken Diop, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bizler savunma ve güvenlik konusunda da ciddi bir işbirliğine sahibiz. Özellikle SİHA teknolojisinin kullanılması, gerçekten durumu değiştirerek bugün takdir edilecek neticeler elde etmemize ve topraklarımızı kontrol edebilmemize imkan sağladı. Değişen dünyada herkes barış için çözümler arıyor ama uluslararası alanda istikrar da istiyor. Bu doğrultuda Türkiye’nin de önemine değinmek isterim. Ayrıca Mali hükümeti olarak Türk firmalarının olumlu ortamlarda çalışması için her türlü çalışmayı sürdüreceğiz. Karşılıklı özel sektörlerimiz görüşmelerde bulunacak, işbirlikleri gerçekleştirecekler. Türk ve Mali devleti de iş insanlarına nasıl yardımcı olabileceği konusunda değerlendirme yapıyor. Mali ve Türkiye bölgesel olarak da önemli ülkeler.”
Diop, özellikle tarım, tekstil ve madencilik gibi alanlarda yapacakları dönüşümü de Türkiye gibi güvenilir, dost ve stratejik ortaklarla gerçekleştirmek istediklerini sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir. İlişkilerimiz karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da gelişiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmeler ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasında, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ı Türkiye’de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya’da 14 Nisan’da meydana gelen sel ve heyelan felaketiyle, Arusha’da yaşanan trafik kazasında 8 ilkokul öğrencisinin hayatını kaybetmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.
Tanzanya’dan Türkiye’ye cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan ilk ziyaretin yeni bir dönüm noktası olacağına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılında ziyaret ettiği Tanzanya’nın Türkiye’nin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biri olduğunu vurguladı.
“TİCARET HACMİMİZİ BİR MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”
İlişkilerin karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da geliştiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü görüşmelerimizde iş birliğimizi kapsamlı bir şekilde gözden geçirdik. Karşılıklı ticaret ve yatırımların artırılması noktasında atılabilecek adımları ele aldık. İkili ticaret hacmimiz 2003 yılında 11 milyon dolardan geçen sene 345 milyon dolar seviyesine ulaştı. Artışa rağmen mevcut rakamlar da gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor. Ticaret hacmimizi ilk etapta bir milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz Önümüzdeki dönemde çabalarımızı bu yönde yoğunlaştıracağız. Sayın Cumhurbaşkanının katılımıyla yarın İstanbul’da düzenlenecek Türkiye Tanzanya İş Forumu, bu açıdan önemli bir adım olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının Tanzanya’da bugüne kadar 6,4 milyar dolar değerinde 14 projeyi başarıyla üstlendiğini belirtti.
Tanzanya’nın Türk müteahhitlerince üstlenilen toplam proje bakımından Afrika’da üçüncü, Sahraaltı Afrika’da ise birinci ülke konumunda olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Firmalarımız Tanzanya’da demiryolu inşaatı ve modernizasyonu, tersane ve gemi inşaatı, yol yapımı gibi alanlarda önemli yatırımlara imza atmıştır. Ülkeyi baştan başa saracak standart aralıklı demiryolu projesinin büyük bir kısmının bir Türk şirketi tarafından inşa ediliyor olması bizler için bir iftihar vesilesidir” diye konuştu.
“FETÖ İLE MÜCADELE KAPSAMINDA TANZANYA’DAN BEKLENTİLERİMİZİ PAYLAŞTIM”
İstişarelerinde terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmayan Türkiye, bu alandaki tecrübelerini dostlarıyla paylaşmaya da önem vermiştir. Tanzanya’nın kendi güvenliğini sağlamada atacağı adımlara yardımcı olmaktan da memnuniyet duyacağımızı belirttim. FETÖ ile mücadele kapsamında Tanzanya’dan beklentilerimizi paylaştım. Tanzanya’da Maarif Vakfımızın üstlenebileceği eğitim projeleri hakkında bilgi verdim. İnşallah bu ziyaret sonrasında Tanzanya tarafından da etkili ve somut adımlar göreceğiz. Bu minvalde iki ülke kurumları arasındaki eşgüdümün daha da geliştirilmesi gerektiği aşikardır. Dışişleri bakanlarımız düzenli siyasi istişarelerin yürütülmesi noktasında yüksek düzeyli diyalog mekanizmasını başlatacak adımları atmaya karar vermişlerdir.”
Afrika kıtasının gönlünde müstesna bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Türkiye’nin, Afrika açılımının kıta ülkeleri tarafından muhabbetle karşılandığını görmenin kendilerini sevindirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ticaretten eğitime, tarımdan sağlığa her alanda kıta ile ilişkilerimizi geliştirme kararlılığımız bakidir. Uluslararası platformlarda Afrika’nın sesinin daha çok duyulmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz. ‘Dünya beşten büyüktür’ şiarımızın Afrikalı kardeşlerimiz ve dostlarımız nezdinde yankı bulması, doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Tesis ettiğimiz bu samimi ilişkiler, Gazze başta olmak üzere dünyada yaşanan adaletsizliklere karşı mücadele azmimizi güçlendiriyor. Afrikalı kardeşlerimizin Filistin davasına ve adaletsizlere karşı hassasiyeti tüm dünyanın malumudur. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmelerimizde işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan vahşet karşısında atılabilecek adımları da ele aldık. 7 Ekim’den bu yana çoğu çocuk, kadın, yaşlı ve sivil 34 bin Filistinli, İsrail güçleri tarafından şehit edildi, 75 bin kardeşimiz yaralandı. 195 gündür son asrın en büyük katliamlarından biri Gazze’de yaşanıyor. Gazze’deki katliamları durdurmak için daha fazla çaba harcamalıyız.”
“GAZZE’DE KALICI ATEŞKES SAĞLANMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir an önce acil ve kalıcı ateşkesin sağlanması, sonrasında ise iki devletli çözümün hayata geçirilmesine dönük adımların hemen atılması gerektiğinin altını çizerek, “Bu hafta Batılı ülkelerin İran’ın misillemeleri karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e ‘dur’ demeleri gerekiyor. İsrail’in gündemi çarpıtma, Gazze’deki vahşeti gizleme, gündemden düşürme teşebbüslerine fırsat verilmemelidir” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’a ziyaretleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerin ve imzalanan 6 anlaşmanın hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Tanzanya olmak üzere kardeş Afrika’ya selamlarını gönderdiğini belirtti.
Türkiye’de mükemmel karşılandığını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, bu konuda Türkiye’ye ve Türk halkına teşekkür etti.
Tanzanya’nın iki ülke arasındaki faydalı ilişkileri geliştirme taahhüdünü yinelediğini belirten Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Türkiye, gerçekten de çok değerli bir ortaktır ve benim buraya yaptığım ziyaret bu ortaklığı ne kadar değerli gördüğümüzü teyit etmektedir. İkili görüşmemizde çok büyük memnuniyetle farklı sektörlerdeki kaydedilen ilerlemeye değindik” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la iki ülke arasındaki diplomatik, ekonomik iş birliğini, özellikle de üretim ve sosyal sektörlerdeki iş birliğini artırmaya değindiklerini söyledi.
Bu ilişkilerle iki ülke ekonomisinin büyümesine katkıda bulunacaklarının altını çizen Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “İkili iş birliği açısından ben Türkiye’ye teşekkürlerimi ilettim. Kalkınma desteğinden dolayı ve ülkemizdeki eğitim ve sağlık sektörlerine olan desteklerinden dolayı teşekkür ettim. Özellikle de altyapıya ve beşeri sermayenin gelişmesine yönelik kritik desteklerinden dolayı teşekkürlerimi ilettim” ifadelerini kullandı.
Türkiye ziyaretinde 6 mutabakat zaptı imzaladıklarını aktaran Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, şöyle devam etti: “Türkiye’deki uzmanlık ve bilgi, Tanzanya’ya şu anda aktarılıyor ve bunlara bizim en önemli projelerimiz de dahil. Bu projeler arasında demir yolları projesi var, standart aralıklı demir yolları projesi var ve Tanzanya’nın da bu projelerin başarılmasına yönelik desteğini yineledim ve bunların da gerçekleştirilmesiyle birlikte kalkınma hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Bakanlarımız ve uzmanlar ile ekiplerimiz bir araya gelerek çerçeve oluşturacaklar ve üzerinde hemfikir olunan iş birliği alanlarındaki çerçeveyi ortaya koyacaklar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile önemli bölgesel ve küresel hususlarda da görüş alışverişi yaptıklarını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Tanzanya, Türkiye’nin uluslararası anlaşmazlıklara barışçıl çözümlerin bulunması konusundaki gayretlerini desteklemektedir. Gazzelilerin zararına olan durumlar için acil ateşkes çağrısına biz de destek sunuyoruz. Ayrıca insani yardımların da engelsiz bir şekilde ulaşması konusunu destekliyoruz” diye konuştu.
TÜRKİYE İLE TANZANYA ARASINDA 6 ANLAŞMA İMZALANDI
Türkiye Cumhuriyeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına İlişkin İşbirliği Mutabakat Zaptına, Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Zeynel Kılınç ile Tanzanya Yatırım Merkezi Genel Müdürü Gilead Teri imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptını ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanı Lela Muhamed Mussa imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Milli Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptına, Eren ile Tanzanya Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanı January Yusuf Makamba imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanlığı Arasında Diaspora Siyasası Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı da Eren ve Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Evrak ve Arşiv Yönetimi Dairesi Arasında İşbirliği Protokolünü ise Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal ile Bakan Makamba imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.