Avrupa’nın İlk ve Tek Karbon Negatif Biyorafineri Tesisi; Avrupa Birliği ve Türkiye mali iş birliği çerçevesinde finanse edilen, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Rekabetçi Sektörler Programı ile desteklenen “Biyoekonomi Odaklı Kalkınma için Entegre Biyorafineri Konsepti Projesi (INDEPENDENT)” kapsamında hayata geçirildi. Proje ile alg tabanlı mikroorganizmalardan (yosun) jet yakıtı elde edilecek.
Tesisin açılışı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci’nin katılımıyla, Boğaziçi Üniversitesi’nin Kilyos’taki Sarıtepe Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi.
YENİLİKÇİ VE ÇEVRECİ TEKNOLOJİ
Bakan Varank, buradaki konuşmasında, Boğaziçi Üniversitesi ve Boğaziçi Teknopark iş birliğinde geliştirilen bu projeye yaklaşık 6 milyon avro destek sağlandığını belirterek, “Beni kişisel olarak da oldukça heyecanlandıran bu projenin içeriğine ve sonuçlarına baktığımda, projenin bu desteği sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Ortaya koyduğu yenilikçi ve çevreci teknolojilerle, ekonomide yeşil dönüşüm hedeflerimize çok büyük katkılar yapacağına eminim ve yürekten inanıyorum.” şeklinde konuştu.
EN ÖNEMLİ MERKEZLERDEN BİRİ
Varank, kurulan tesisin; tüm dünyada, yosun biyoteknolojileri alanında çalışmalar yürüten en önemli merkezlerden biri konumunda olduğunu belirterek, sadece ürettiği ürünlerle değil, fiziki yapısıyla da yeşil bir tesis olma özelliğiyle öne çıktığını söyledi.
BİYOEKONOMİ ODAKLI ENTEGRE ÜRETİM MODELİ
Tesisin elektrik ihtiyacının tamamının rüzgar enerjisi santralinden karşılandığını dile getiren Varank, “Bu yönüyle Avrupa’nın ilk ve tek karbon negatif biyorafinerisi. Burada ülkemizin temel ihtiyacı olan ya da cari açık verdiği birçok kritik ürün, biyoekonomi odaklı entegre üretim modeli ile burada geliştirilip üretilecek. Enerjiden tarıma, sağlıktan gıdaya geniş bir ürün yelpazesinden bahsediyoruz. Bu ürünler hiçbir fosil kaynağa bağlı olmadan, tamamen yosun tabanlı doğal kaynaklardan ve yerli imkanlarla elde edilecek. Yanımda bu ürünlerin bazılarına ait numuneleri görüyorsunuz. Bunların her biri birbirinden değerli ama ekonomik potansiyel bakımından en göze çarpanı biyoyakıt. Türkiye gibi petrolde dışa bağımlı bir ülke için biyoyakıtlar ciddi bir alternatif konumunda.” diye konuştu.
KARBON SALIMI MİNİMUMA İNECEK
Bakan Varank, tesislerde üretilecek biyoyakıt sayesinde enerji ihtiyacının önemli bir bölümünün uygun maliyetli ve güvenli bir şekilde karşılanabileceğini bildirdi. Burada üretilecek biyoyakıtın uçaklarda kullanılması yönündeki çalışmalarının sürdüğünü dile getiren Varank, “THY, burada üretilen biyoyakıtı kullanarak bu yıl içerisinde, senenin ikinci yarısına gelmeden önce, ilk uçuşu gerçekleştirmek istiyoruz. Boğaziçi Üniversitesi’ne ve bilim insanlarımıza güveniyoruz. Bu yakıtı uçağımıza koyalım, hep beraber Ankara’dan Kahramanmaraş’a bir seyahat düzenleyelim. Çünkü orada başka bir AB projemiz var. Onun da açılışı hep beraber gerçekleştirelim. Bu proje tamamlandığında bir yandan enerjide dışa bağımlılığımızı azaltıp maliyetlerimizi düşüreceğiz, bir yandan da karbon salımını minimuma indireceğiz.” ifadelerini kullandı.
YERLİ İMKANLARLA YÜKSEK KALİTE
Varank, tarımsal üretimin devamlılığının önemine değinerek, “Tarım arazisine ihtiyaç duymadan, kontrollü üretim alanlarında yetiştirilen özel yosun türleri sağlıklı gıda temininde önemli bir rol üstlenmeye başladı. Bu kapsamda INDEPENDENT projesinde, tamamen yerli imkanlarla yüksek kaliteli gıda ürünleri elde etmek üzere Ar-Ge faaliyetleri de yürütülüyor.” dedi.
TARIMSAL ÜRETİME DESTEK
“Spirulina” adı verilen yosunlarla insanın protein ihtiyacını karşılamaya dönük önemli bir ürün üretildiğini anlatan Varank, “Benzer şekilde, hepimizin balık yağından bildiği omega-3 yağ asitleri de tamamen yosun kaynaklı olarak burada üretiliyor. Bu yosunların üretim sürecini de yine programdan sonra hep birlikte göreceğiz. Tabi projenin gıda alanındaki katkısı doğrudan yosundan üretilen ürünlerle sınırlı değil. Burada geliştirilip üretilecek yem ve gübre vasıtasıyla da tarımsal üretime büyük bir destek sağlanması hedefleniyor.” diye konuştu.
MALİYETİ DÜŞÜRECEK
Varank, yüksek besin içerikli yosunlardan yerli imkanlarla elde edilen yem ve gübrenin bu alandaki bağımlılığı azaltma noktasında çok büyük bir potansiyele sahip olacağını, tarımsal girdi maliyetlerini düşüreceğini anlattı. Varank, bu projeyle Türkiye’nin lokomotif sektörlerine yönelik yenilikçi, çevre dostu, yüksek katma değerli birçok ürün ve teknoloji geliştirildiğini belirterek, proje sayesinde burada oluşan tecrübe, bilgi ve birikimin özel sektöre de aktarılacağını, yosun tabanlı ürünlerin kullanıldığı sektörlerdeki KOBİ’lere danışmanlık, proje geliştirme, ürün test ve analiz hizmetleri verileceğini söyledi.
BİLİM İNSANLARINA DAVET
KOBİ ve girişimcilerin başlangıç maliyetleri düşürülerek yosun biyoteknolojileri alanında yatırım yapmalarının sağlanacağını dile getiren Varank, projeye emek veren akademisyenlerden, projenin başında yer alan Berat Haznedaroğlu’nun TÜBİTAK’ın Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı kapsamında Türkiye’ye gelmesinden bahsetti. Varank, onun gibi diğer birçok yetenekli ve başarılı ismi de ülkeye geri kazandırmak istediklerini kaydederek, yurt dışındaki Türk veya yabancı tüm bilim insanlarını Türkiye’ye davet etti.
BİYOJET VE BİYODİZEL YAKIT ÜRETİMİ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye adına önemli bir Ar-Ge projesi hayata geçtiğini belirterek, “Fosil yakıtlara bağımlı olmadan tamamen alg dediğimiz yani yosun tabanlı doğal kaynaklar üreteceğiz. Biyojet ve biyodizel yakıtların üretimine yönelik yürütülen Ar-Ge projesinde önemli bir yol kat edildi. Jet yakıtı projesinin Ar-Ge çalışmaları tamamlandı. Bugün açacağımız tesisle birlikte büyük ölçek üretime geçiliyor. 2022’nin ikinci çeyreğinde bütün testleri ve sertifikasyon işlemleri tamamlanacak. İnşallah ilk demo uçuşumuzu bu yıl içerisinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Biyoyakıt kullanan bir uçağa bindiğinizde yüzde 80 daha az sera gazıyla dünyanın dengesine zarar vermeden yolculuk yapmış olacaksınız.” ifadelerini kullandı.
TESİSİ İNCELEDİLER
Açılışta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in yanı sıra AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci de tesis hakkında bilgi verdi. Konuşmaları sonrası tesisin açılış kurdelesi kesilirken, bakanlar Varank ile Dönmez, tesiste incelemelerde bulundu. Bakanlar Varank ile Dönmez, tesis incelemeleri sırasında, gazetecilere, yosunlardan elde edilen pasta, kek ve çikolata gibi yiyeceklerden ikram etti.
BİYOJET YAKITLI JET MOTORU TEST EDİLDİ
Yosunlardan elde edilen biyojet yakıtı kullanılarak jet motoru test edildi. Bakan Varank, bu esnada yaptığı açıklamada, “Burada yosunlardan elde edilen biyojet yakıtı bu. Normalde uluslararası havacılık yüzde 50 yakıt, yüzde 50 biyojet yakıtı kullanmanıza müsaade ediyor. Biz bu tesislerde ürettiğimiz biyojet yakıtımızı yıl içerisinde sertifiye ettikten sonra THY bunu kullanmaya başlayacak. Türkiye’ye hem ekonomik hem de çevresel anlamda önemli bir avantaj sağlayacak.” ifadelerini kullandı.
INDEPENDENT PROJESİ
INDEPENDENT Projesi ile sağlık ve enerji alanlarına yönelik biyoekonomi odaklı bir büyüme modeline dayanan ürün ve teknolojilerin entegre bir üretim modeli ile fosil kaynaklara bağlı olmadan tamamen alg (yosun) tabanlı doğal kaynaklardan elde edilmesi hedefleniyor.
RÜZGAR ENERJİSİ DESTEKLİ
Kara ve denizde kurulacak alg üretim reaktörlerinde yetiştirilecek mikro ve makroalglerden insan gıda takviyesi ürünleri, farmasötik özellik gösteren bileşenler, hayvan yemi uygulamaları, organik gübre ve biyoyakıtlar geliştirilmesi planlanıyor. Tamamen rüzgar enerjisi destekli tesis, tam kapasite çalışmaya başladığında Türkiye ve Avrupa’nın ilk karbon-negatif entegre biyorafinerisi olma özelliğini taşıyacak. Kurulacak tesiste yıllık yaklaşık 1200 tonluk ıslak alg kütlesi işlenecek.
6 MİLYON AVRO’LUK BÜTÇE
Projenin 6 milyon avroluk bütçesinin yüzde 85’i Avrupa Birliği, yüzde 15’i Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Rekabetçi Sektörler Programı altında destekleniyor. Boğaziçi Üniversitesi Sarıtepe Kampüsü’nde faaliyet gösteren İstanbul Mikroyosun Biyoteknolojileri Araştırma ve Geliştirme Birimi (İMBİYOTAB) çatısı altında sıfır atık hedefli, karbon-negatif, entegre bir biyorafineri sistemi olarak tasarlanan projenin hedef grupları arasında ilgili sektörlerdeki girişimci KOBİ’ler, Ar-Ge şirketleri ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin (AYM) 62. kuruluş yıl dönümü ve Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Prof. Dr. Ömer Çınar’ın yemin töreni vesilesiyle düzenlenen programa katıldı.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene gelişinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra törenin düzenlendiği salona geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Çınar’ın üyelik yeminini ve kisvesinin giydirilmesi töreni ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya’nın konuşmasını takip etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “2021-2027 yıllarını kapsayan Ufuk Avrupa Programı’nda, 2021 yılından bu yana 1107 Türk yürütücünün dahil olduğu 486 proje aracılığıyla 243 milyon avro hibe desteğini Türkiye’ye kazandırdık.” dedi.
Bakan Kacır ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Üyesi Iliana Ivanova, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde basına kapalı düzenlenen Türkiye-Avrupa Birliği, Bilim, Araştırma, Teknoloji ve Yenilik Yüksek Düzeyli Diyalog 2. Toplantısı’na katıldı. Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kacır, Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısı’nın, ikili ilişkileri daha odaklı bir şekilde, en üst mercilerden ele almayı amaçlayan bir mekanizma olduğuna işaret ederek, toplantı çerçevesinde AB ile ikili ilişkileri en üst seviyede ele alarak önemli ve kapsamlı bir gündem etrafında verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
BİLİM VE TEKNOLOJİ POLİTİKALARI
Kacır, bilim ve teknoloji politikaları, sanayinin yeşil ve dijital dönüşümü, Türkiye’nin AB fonlarından daha etkin yararlanması, bilim ve AR-GE ile ilgili AB yapılarına katılımının artmasının da aralarında yer aldığı konularda önemli istişarelerde bulunduklarını belirterek, “Ülkemizin Avrupa Araştırma Alanı’na entegrasyonunu artırabilmek amacıyla önerilerimizi ve iyi uygulama örneklerimizi karşılıklı olarak paylaştık. Bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarımızdaki önceliklerimizi ortaya koyduk. Yeşil ve dijital dönüşüm alanında son dönemde kaydettiğimiz ilerlemeleri paylaştık. İkiz dönüşümde ortak hedeflerimizin gerçekleştirilmesi için ‘Ufuk Avrupa’ ve ‘Dijital Avrupa’ başta olmak üzere ‘Birlik’ programları ile ‘Katılım Öncesi Yardım Aracı’ arasındaki sinerjinin artırılması gerekliliğini ele aldık. Son olarak inovasyon eko-sistemlerimizin entegrasyonunu sağlamak amacıyla teknoloji transferi ve girişimcilik alanında iş birliği fırsatlarını değerlendirdik.” ifadelerini kullandı.
243 MİLYON AVRO HİBE DESTEĞİ
Araştırma ve inovasyon alanında, Avrupalı ortaklarımızla somut iş birliğinin örnekleri arasında dünyanın en büyük sivil AR-GE programı Ufuk Avrupa’da ülkemizin başarı grafiğinin yer aldığını belirten Kacır, “2021-2027 yıllarını kapsayan Ufuk Avrupa Programı’nda, 2021 yılından bu yana 1107 Türk yürütücünün dahil olduğu 486 proje aracılığıyla 243 milyon avro hibe desteğini Türkiye’ye kazandırdık. Buna ilave olarak, çok ortaklı projelerde koordinatör olarak yer alan kuruluş sayısını da 40’a yükselttik. 700 milyon avroyu aşan fon büyüklüğüyle yeşil ve dijital dönüşüm başta olmak üzere, AR-GE, teknoloji transferi ve ticarileştirme projelerini destekleyen Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA), AB-Türkiye arasındaki bilim, teknoloji ve inovasyon iş birliğini kuvvetlendirmede kilit rol üstlenmekte.” diye konuştu.
DİJİTAL VE YEŞİL DÖNÜŞÜM
Geçen yıl Türkiye’nin Dijital Avrupa programına katıldığını belirten Kacır, “AB’nin dijitalleşme ve inovasyon alanında inşa ettiği altyapılardan yararlanılmasına imkan tanıyacak, ülkedeki KOBİ’lerin dijital ve yeşil dönüşümüne katkı sunacak, beşeri sermayenin yeni dijital beceriler kazanmasını sağlayacak programda da Türkiye’nin aktif olarak yer alması için çalışmaları sürdürdüklerini anlattı.
YOL HARİTAMIZI HAZIRLADIK
“AB ile ihracatımızın yüzde 12,7’sine karşılık gelen, alüminyum, çelik, gübre ve çimento sektörlerinin sera gazı salımının azaltılması için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının desteği ve ilgili paydaşlarımızla birlikte yol haritalarımızı hazırladık.” diyen Kacır, “TÜBİTAK tarafından tasarlanan ‘Sektörel Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritaları’ ile ekonomimiz için hayati öneme sahip, birçok sektöre temel girdi sağlayan ve karbon emisyonu açısından öne çıkan demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, plastik ve kimya sektörlerindeki sanayi kuruluşlarımızın teknolojik ihtiyaçlarını tespit ettik.” şeklinde konuştu.
FİNANSMAN ALTYAPISI
Bakan Kacır, diğer yandan yeşil dönüşümü başarı ile gerçekleştirmelerine imkan sağlayacak finansman altyapısını da oluşturduklarını vurgulayarak, “Dünya Bankasıyla işbirliği içerisinde hayata geçirdiğimiz ‘Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’ ve ‘Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’yle sanayimizin yeşil dönüşüm odaklı gerçekleştireceği yatırımlar ve teknoloji geliştirme çalışmaları için 750 milyon dolarlık bir finansmanı harekete geçirdik.” diye konuştu.
GÜMRÜK BİRLİĞİ
Bakan Kacır, “Gümrük Birliğinin mevcutta yaşanan sıkıntılar ve küresel ticarette yaşanan gelişmeler dikkate alınarak revizyonu, Türkiye ile AB arasında karşılıklı ticaretin ortak fayda temelinde daha ileriye taşınması için bir tercihten öte zorunluluk halini almıştır. Bu kapsamda Avrupalı ortaklarımızla karşılıklı somut girişimlerimiz ve çalışmalarımız devam edecektir. Türkiye’nin AB ile sürdürülebilir, güçlü, tam üyelik hedefiyle uyum içinde olan, bilimsel ve teknolojik iş birliğine dayalı taahhüdü, karşılıklı ilerleme ve ortak refah elde etmeye yönelik gösterdiği özverinin bir kanıtıdır.” şeklinde konuştu.
TÜRK ARAŞTIRMACILARA DESTEK
AB Komisyonu’nun Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Üyesi Iliana Ivanova da bugün özellikle yeşil dönüşümün desteklenmesinde eğitim, araştırma ve inovasyonun oynadığı önemli rolün altını çizmek üzere buluştuklarını dile getiren Ivanova, AB ile Türkiye arasında bilim araştırma, teknoloji ve inovasyon alanındaki işbirliklerine değindi. Ivanova, “Geçtiğimiz 20 yılda Türkiye’den araştırmacılar, bilim insanları ve inovasyoncular programlarımızdan 743 milyon avro kazandı. Türkiye’de bir Avrupa İnovasyon Konseyi ve Teknoloji Topluluğu Merkezi kuracağız.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır.” dedi.
Türkiye Uzay Ajansının (TUA) ev sahipliğinde düzenlenen Space Technology Conference (STC) 2024 Orta Avrasya Uzay Teknolojileri Konferansı Ankara JW Marriott Otel’de başladı. Bakan Kacır, açılış için gönderdiği video mesajda, etkinlik kapsamında uzay sektörünün büyüyüp geliştiği bir dönemde dünyanın dört bir yanındaki uzay topluluklarını bir araya getirmenin önemine işaret etti. Kacır, uzayın daha erişilebilir hale geldikçe ve uzay yarışına yeni katılımcılar dahil oldukça, küresel uzay sektörünün hızlı bir ilerleme kaydettiğini, bu büyümenin evreni kavrayış açısından önemli bir gelişmeye yol açtığını anlattı.
TÜRKİYE FIRSATLARDAN YARARLANMAYA HAZIR Bakan Kacır, uzay sektörünün artık her yerde insanların günlük yaşamlarını etkilediğini ve küresel ekonominin tüm sektörlerinde değer yaratma kapasitesine sahip olduğunu belirterek, “Uzay ekonomisinin 2035’e kadar 1,8 trilyon dolar büyüklüğünde bir pazara ulaşması ve önümüzdeki 12 yıl boyunca küresel ekonominin 2 katı büyüyeceği öngörülüyor. Türkiye, son 22 yılda geliştirdiği sağlam altyapı sayesinde uzayın sunduğu sınırsız fırsatlardan yararlanmaya fazlasıyla hazır. Uzaya dair yeteneklerimiz artık kendi uydularımızı geliştirmemize, test etmemize ve üretmemize olanak sağlıyor.” dedi.
BİLSAT, RASAT, GÖKTÜRK ve İMECE uydularıyla görüntüleme uydularının üretiminde önemli kabiliyetler kazandıklarının altını çizerek, yakında ilk milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’yı fırlatarak, bu alanda yetkin 11 ülkeden biri olacaklarını belirten Kacır, “Uzaydaki varlığımızı sürdürmeyi ve onu barış içinde tüm insanlığın yararına kullanmayı hedefliyoruz. Kaynaklarımızı, yeteneklerimizi, insan sermayemizi ve altyapımızı istikrarlı bir şekilde geliştiriyoruz. Türkiye Milli Uzay Programı, keşif ve inovasyonun sınırlarını zorlama kararlılığımızı örnekleyen 10 yıllık cesur girişimleri, stratejileri ve hedefleri özetleyen vizyoner bir yol haritası belirliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde Milli Uzay Programı’mızın kilometre taşlarından biri de insanlı ilk uzay bilim misyonumuz oldu. Küresel uzay yarışında önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktığımızı ve keşif, yenilik ve ilerlemeye olan sarsılmaz bağlılığımızı göstererek, bu tarihi görevi başarıyla tamamladık.” ifadesini kullandı.
“YERLİ VE MİLLİ HİBRİT ROKETLE AYA ULAŞACAĞIZ” Kacır, Türk Astronot ve Bilim Misyonu’nun, uzayda yeni yetenekler arayışlarında büyük önem taşıdığını belirterek şöyle devam etti: “Uluslararası Uzay İstasyonu’nda daha fazla bilimsel araştırma yapılması, uzay teknolojilerinde AR-GE ve üretim kapasitelerinin güçlendirilmesi için programlar başlatacağız. Yeni nesil uydu geliştirmede küresel bir oyuncu olmayı, bölgesel konumlandırma ve zamanlama sistemimizi geliştirmeyi ve uzay limanı kurarak uzaya erişimi güvence altına almayı hedefliyoruz. Yerli ve milli özgün hibrit roketle aya ulaşacağız.”
“UZAY TEKNOLOJİSİNDE İLERME KAYDETMEYE KARARLIYIZ” Kacır, her yaştan ve kesimden binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen Gökyüzü Gözlem Şenlikleri’nin de uzay ile toplumu buluşturduğunu vurgulayarak, “Uzay bilimi ve teknolojisinde insan kaynağımızı güçlendirmeye yönelik adımlar atmaya devam edeceğiz. Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır.” dedi.
TÜM KATILIMCILARI 2026 ULUSLARARASI UZAY KONGRESİ’NE DAVET ETTİ Milli Uzay Programı’nın başarısında uluslararası işbirliğinin kritik rolünün bilinciyle, uzay çalışmalarında Türk devletleri arasında işbirliği ve dayanışmayı artırmaya odaklandıklarını belirten Kacır, bu yıl Türk Devletleri Teşkilatı Bilim, Teknoloji, Yenilik ve Sanayi Bakanları Açılış Toplantısı’na İstanbul’da ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu söyledi. Kacır, bu tarihi buluşmanın sonuçlarının, ülkeler arasında bilim ve teknoloji alanında işbirliğinin geliştirilmesinde son derece faydalı olacağına inandığını belirterek, “Ortak hedeflerimizin birleşik ve stratejik ilerlemesini daha da sağlamak için Uzay Ajansı toplantısının tutanaklarını Bilim, Teknoloji, Sanayi ve Yenilik Bakanları Toplantısı tarafından sağlanan işbirlikçi çerçeveye entegre etmenin önemini kabul ediyoruz. Uluslararası işbirliğini destekleyen, birlikte iddialı projelere imza atma yeteneğimizi artıran girişimler geliştirmeye ve uygulamaya devam edeceğiz. Bu önemli etkinliğe ev sahipliği yapmak, kaynakları bu amaç için harekete geçirme kararlılığımızın bir kanıtıdır. Ayrıca, her birinizi Antalya’daki 2026 Uluslararası Uzay Kongresi’ne katılmaya içtenlikle davet ediyorum. Bu, uluslararası işbirliğini geliştirmek ve Türkiye’nin uzay teknolojisindeki ilerlemelerini küresel sahnede sergilemek için paha biçilmez bir fırsat olacak.” diye konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.