HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 6 Mart 2021 tarihinde konfederasyonumuza bağlı Hizmet-İş Sendikası tarafından Ankara Emek Konukevi’nde “Sendikacı Kadınlardan Sendikacı Lider Kadınlara” temasıyla düzenlenen toplantıya katıldı.
Toplantıya Genel Başkan Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Öz, HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, konfederasyonuna bağlı sendikaların Kadın Komite başkan ve üyeleri ile basın mensupları katıldı.
Program saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başladı. Tatvan’da Helikopter kazasında Şehit olan Kahraman Mehmetçiklerimiz ile tüm Şehitlerimiz için Kur’an-ı Kerim okundu. Ardından HİZMET-İŞ Kadın Komitesinin çalışmalarını içeren kısa film izlendi.
Genel Başkanı Mahmut Arslan konuşmasında, Hizmet-İş Sendikamızın Kadın Komitesinin kadın emekçilerin sorunlarına çözüm bulmak ve iş hayatında kadınlar lehine adaleti sağlamak için 14 yıl önce kurulduğu anımsatarak, “Kadın Komitemiz sendikamızın en birleştirici, en aidiyet geliştirici yapılarındandır. 2007 yılında bir elin parmak sayısını geçmeyen kadın emekçimizle çıktığımız bu yolda bugün, 34 bin 744 kadın üyemiz var. Amacımız bu kısa sürede on binlere ulaşan Kadın Komitemizi gelecekte, yüzbinlerle ifade edilen konuma getirmektir.
Emekçi kadınlarımız Konfederasyonumuzun ve Sendikamızın değişik kademelerinde görevler aldılar ve bu görevleriyle yeni hedeflere doğru yürüyorlar. Biz sendikacı lider kadınlar istiyoruz. Kadın ve erkek sendikacı liderlerle HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ’i geleceğe taşıyacağız” dedi.
SENDİKACI LİDER KADINLAR YETİŞTİRİYORUZ
HİZMET-İŞ kadın komitesinin 2007 yılında kurulduğunu belirten Arslan, kadınların hak ve hukuklarının korunması noktasında 15 yılda büyük mesafe kaydedildiğini söyledi.
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ’li kadınların liderlik potansiyeline sahip olduğunu belirten Arslan,” Sendikal mücadelede kadınların daha etkin daha güçlü bir şekilde yer alması konusundaki samimiyetimizi devam ettirirsek, bir gün hem HAK-İŞ’te hem de HİZMET-İŞ’te kadın sendika başkanının olacağının işaretlerini görüyoruz. Bu imkân, fırsat ve potansiyel var” dedi.
Arslan, HAK-İŞ’in öncülüğü ve liderliğinde kadın konusundaki duyarlılıklarımızı, ortaya koyduğumuz hedeflerimizi tüm HAK-İŞ üyesi sendikaların sahiplenmesini istiyoruz” dedi.
ILO’NUN “İŞYERİNDE KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ”NİN İMZALANMASINI İSTİYORUZ
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun 2019 yılında kabul edilen İşyerinde Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından bir an evvel imzalanmasını istediklerini belirten Arslan, “Çünkü bizler çalışan kadınları temsil ediyoruz ve üyelerimizin iş yerinde uğradığı her türlü şiddete karşı bu sözleşmenin bir an evvel Türkiye tarafından imzalanmasını ve bunun gereğinin yapılmasını istiyoruz” diye konuştu.
Arslan, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu: “İstanbul Sözleşmesi etrafında kopartılan fırtınaları ve bunun bugüne yansıyan sonuçlarının ötesinde HAK-İŞ meseleye büyük fotoğraftan bakıyor. Bu sözleşmenin bütün yönleri tartışılabilir ama bu sözleşmeyle ilgili değerlendirme yapılırken bu süreçleri doğru analiz etmemiz gerekiyor. Bütün bu süreçleri makul, objektif ve Türkiye’nin şartlarını dikkate alarak yapılan değerlendirmeleri esas almalıyız. Yoksa günlük politik gündemin bir parçası olarak sadece salt sözleşmenin bazı maddelerini, bazı hükümlerini esas alarak yapacağımız değerlendirmelerin bizi yanlış bir istikamete götüreceği noktasında endişelerimiz var. Hiçbir sözleşme, vahiy değildir, eleştirilebilir, değiştirilebilir, karşı çıkılabilir. Elbette ki herkesin hakkıdır ve bu haklarını kimse bir başkasına devredemez, buna saygı gösteriyorum. Sözleşmeyi eleştirenler kadar sözleşmeye sahip çıkanlar için de aynı şeyleri değerlendiriyoruz. Ama HAK-İŞ bütün buralarda daha objektif, daha yukardan büyük fotoğrafa bakarak, Türkiye’de neyin değiştiğini, sözleşmenin imzalanmasından önce ve sonrasında neler değiştiği noktasını iyi analiz etmemiz gerekiyor.”
Arslan, İstanbul Sözleşmesi etrafında yapılan tartışmaların objektif olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, “HAK-İŞ, bunu yapıyor. Her konuda olduğu gibi bu konuda da olduğu gibi aslında Türkiye hassasiyetidir. Bu ülkenin kadınları, erkekleri içindir. O nedenle biz bir adım atarken meseleyi kamuoyunun gündemine getirirken bir sorunu ortaya koyarken bu hassasiyetle bakıyoruz” görüşünü dile getirdi.
“KADIN İSTERSE HER ŞEYİ BAŞARABİLİR VE YAPABİLİR”
Kadının çalışma hayatında yerine ilişkin gelinen noktanın hala yeterli olmadığına işaret eden Arslan, şube ve genel merkez yönetim kurullarında kadın üye oranında temsilin sağlanabilmesi için teşkilatın cesaretlendirilmesi gerektiğini, bunun için de en büyük görevin kadınlara düştüğünü belirtti.
“KADIN TEMSİLCİLERİMİZİN YAYGINLAŞTIĞI BİR HİZMET-İŞ MODELİNİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ”
15 yıl önce hayal edilen pek çok çalışmayı başarıyla gerçekleştirdiklerini kaydeden Arslan, “Gerçekleştireceğimiz rüyalarımız, hayallerimiz var. Bunları adım adım hayata geçireceğiz ve bu mücadeleyi ileriye taşıyacağız. Şubelerimizde kadın yöneticilerimizin, kadın şube başkanlarımızın, kadın temsilcilerimizin yaygınlaştığı bir HİZMET-İŞ modelini hayata geçireceğiz. Sendikamızın geleceğinde ciddi şekilde katkı verecek sendikacı kadınlardan sendikacı lider kadınlara ihtiyacımız var” dedi.
“TERÖRLE MÜCADELE KONUSUNDA TARİHİN EN GÜÇLÜ ADIMINI BU KADINLAR ATTI”
Sendika Genel Başkanı Arslan, geçen hafta Diyarbakır Anneleri’ni ziyaret ettiklerini anımsattı.
Farklı sivil toplum örgütlerinin de Diyarbakır Anneleri’ni ziyareti için çaba harcadıklarını anlatan Arslan, “23 Şubat’ta Diyarbakır’daydık. Her bir annenin, her bir babanın hikayelerini dinledik. Bu analar, sadece evlatlarını aramıyorlar, aynı zamanda bu ülkenin normalleşmesini, bu ülkenin terörden arındırılmasını, bu ülkeyi bölmek ve parçalamak isteyen, bu ülkenin insanlarına gerçekten insanlığa yakışmayacak şekilde saldıran teröristlere karşı da büyük bir mücadele içerisindeler” diye konuştu.
Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “HDP İl Başkanlığı önündeki eylem başladığı andan itibaren bugün 549. gün. O kadar gündür o eylemler sadece oraya katılanların sayısını artırmadı, 20 civarında anne ve baba evladına kavuştu, teröristlerin elinden kaçıp devletin güvenlik güçlerine sığındı, 243 evlat da yine bu çağırıya uyarak ailelerine kavuşuyor. Bu yeterli değil, daha çok evlatlarımızı teröristlerinden elinden kurtarmamız gerekiyor. Bu analar sadece evlatlarını değil, aynı zamanda bu ülkenin normalleşmesinin ve terörden arındırılmasını, bu ülkeyi bölmek isteyen, parçalamak isteyen bu ülkenin insanlarına gerçekten insanlığa yakışmayacak şekilde saldıran teröristlere karşı büyük bir mücadele içerisindeler. Diyarbakır Anneleri sadece kendi çocukları için değil, bu ülkenin bütün çocukları için orada mücadele ediyorlar. Demokrasimiz için, Türkiye’nin güvenliği için mücadele ediyorlar. Terörün ortadan kaldırılması için terörle mücadele konusunda tarihin en güçlü adımını bu kadınlar attı.”
“HAK-İŞ OLARAK KADIN STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI HAZIRLADIK”
HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin de “Fıtratta farklılık haklarda eşitlik ilkesiyle biz kadın ve erkeğin ailede, sosyal hayatta ve iş hayatının içinde hem adil bir rol paylaşımını hem de eşit fırsatlara erişeceği bir yaklaşımı benimsiyoruz. ‘Fıtratta farklılık haklarda eşitlik’ anlayışını çalışma hayatında sürdürülebilir kılmak amacıyla yenilikçi eğitim politikalarının geliştirilmesi ve farkındalık arttırılması da önem taşımakta” dedi.
Kadınları, çalışma hayatı başta olmak üzere siyasette, ekonomik ve sosyal hayatta daha da güçlendirmek için çalıştıklarını ifade eden Zengin, HAK-İŞ olarak Kadın Stratejisi ve Eylem Planı hazırladıklarını ve belirlenen hedefler doğrultusunda kadınlara yönelik faaliyetleri gerçekleştirdiklerini kaydetti.
“DEMOKRATİK, İLERİ BİR TOPLUM İÇİN KADINLARIN GÜÇLENDİRİLMELERİ ÖNEMLİ”
Genel Merkez Kadın Komite Başkanı Hatice Ayhan da kadının toplumun en etkili, yönlendirici, birleştirici ve koruyucu unsuru olduğunu belirterek, “Demokratik, ileri bir toplum için, kadınların güçlendirilmeleri, etkinlik alanlarının genişletilmesi, eşit fırsat ve olanaklardan faydalanabiliyor olmaları dolayısı ile büyük önem taşımaktadır” dedi.
Genel işler işkolunda çalışan kadınların sendikal harekette temsilinin olmaması sebebiyle HİZMET-İŞ Kadın Komitesi’nin 2007 yılında kurulduğunu belirten Ayhan, “Kadın Komitemiz kısa zamanda büyüdü. Kadınların sendikal hayata aktif katılımını sağlamaya, çalışma hayatındaki kadınların sorunlarına çözüm üretmeye, bilgi ve birikimlerini verime dönüştürebilecekleri uygun zeminler hazırlamaya, ulusal ve uluslararası sendikal hareket içinde öncü olmaya, kadınlarımızın aile hayatı yanında, sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik hayatta da aktif olmasını sağlamaya, büyük bir azimle devam etmektedir” dedi.
Programda HİZMET-İŞ Genel Merkez Disiplin Kurulu üyesi Nevir Er, HİZMET-İŞ Genel Merkez Denetim Kurulu üyesi Ayşe Usta, HİZMET-İŞ Dış İlişkiler Daire Başkanı Yusra Erilli Kurumlu ve misafir konuşmacı Zehra Shab da birer konuşma yaptılar.
Ayrıca Doç. Dr. Mehmet Merve Aydın, “696 sayılı KHK ve Yerel Yönetimlerde Kadın”, Davranış Bilimleri ve İletişim Uzmanı Ceren Cebeci, “Mutlu Kadın, Bilinçli Gelecek” konulu sunumlarını gerçekleştirdiler.
ARSLAN, FİDAN SERTİFİKASI VERDİ
Genel Başkan Mahmut Arslan ve HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Öz, katılımcılara, Hatay Ormanları Ağaçlandırma Arazisine adlarına yapılan Fidan Bağış Sertifikalarını verdi.
Türkiye-Mali Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 4. Dönem Toplantısı Ankara’da yapıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Mali Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Abdoulaye Diop, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda baş başa ve heyetler arası görüşmeler yaptı. Görüşmelerin ardından Kacır ve Diop’un eş başkanlıklarında Türkiye-Mali KEK 4. Dönem Toplantısı düzenlendi.
Toplantı sonrasında, 4. Dönem KEK Protokolü ve buna ilişkin eylem planları imzalandı.
Bakan Kacır, yaptığı konuşmada, protokolle yatırım ortamını iyileştiren yasal mevzuatlar, ticaret hacmini artıracak hamleler, altyapı hizmetlerinin genişletilmesi ve savunma sanayi başta olmak üzere sektörel işbirlikleri için uzlaşıya vardıklarını söyledi.
Bilim ve teknolojiden enerji ve madenciliğe, tarım ve hayvancılıktan su kaynaklarının yönetimine, sağlıktan ulaştırmaya kadar geniş bir yelpazede bir yol haritası oluşturduklarının altını çizen Kacır, karşılıklı ekonomik fayda esasıyla milletlerin refahını hedefleyen alanlarda işbirliklerinin daha fazla geliştirilmesi hususundaki kararlılıklarını yinelediklerini ifade etti.
Kacır, bu toplantının Türkiye ve Mali arasında siyasi, ekonomik ve ticari işbirliğini daha da geliştireceğine inandıkları vurgulayarak, ikili görüşmelerin ve imzalanacak protokolün yeni projeleri, yatırımları ve işbirliklerini teşvik etmesini diledi.
50 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ HEDEFİ
Afrika kıtasındaki ülkelerle ilişkilere son 22 yılda kayda değer bir ivme kazandırdıklarını aktaran Kacır, yurt dışındaki misyonlar aracılığıyla Afrika’da son derece proaktif bir dış politika yürüttüklerini dile getirdi.
Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Afrika ülkesine gerçekleştirdiği 50’den fazla ziyaret, kıtada faaliyet gösteren 44 büyükelçilik ve Türkiye’deki 38 Afrika ülkesinin büyükelçiliklerinin bu aktif dış politikanın en önemli göstergeleri olduğunu belirtti.
Türk Hava Yollarının (THY) kıtada 62 noktaya sefer düzenlediğine işaret eden Kacır, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından Afrika ülkeleriyle kurulan iş konseylerinin sayısının 47’yi geçtiğini bildirdi.
Kacır, Afrika ülkeleriyle ilişkilerin günden güne gelişmesi için çaba harcadıklarını vurgulayarak, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA) kıtada 22 ofisi olduğunu kaydetti.
Afrika açılımı ve müteakiben Afrika ortaklık politikalarının kıta ülkeleriyle ilişki ve işbirliklerinin geliştirilmesi bakımından başarılı sonuçlar verdiğini ifade eden Kacır, “Afrika ülkeleriyle pozitif seyreden ilişkilerin en somut örneği ‘kazan-kazan’ ilkesi temelinde katlanarak artan ticaret verileridir. Kıtayla toplam ticaretimiz 2003’te 5,4 milyar dolar düzeyindeyken 2023’te 37 milyar dolara yükselttik. Önümüzdeki yıllarda ticaret hacmimizi 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Afrika kıtasındaki ticari faaliyetlerimize ek olarak, müteahhitlik ve yatırım faaliyetlerimizin gelişmesi için işbirliklerimizi genişletiyoruz. Bu çerçevede, Afrika’daki Türk yatırımları 10 milyar dolara ulaştı. Sektörde kendini ispat etmiş ve Afrika ülkelerinde de deneyim kazanmış müteahhitlik firmalarımız, kıtada bugüne dek bin 885 projeyi başarıyla üstlendiler.” diye konuştu.
MALİ İLE 255 MİLYON DOLARLIK TİCARET
Kacır, coğrafi konumu ve bölgede oynadığı önemli rolü göz önüne alarak, Batı Afrika’da güçlü bir potansiyel ortak olarak gördükleri Mali ile ticari ve ekonomik bağlamda sağlam temeller kurmaya ayrı bir önem atfettiklerini söyledi.
Erdoğan’ın 2018’deki Mali ziyaretini anımsatan Kacır, “Bu ziyaret sırasında ikili ticaret hacmimizin 500 milyon dolar değerine ulaşması hedefinde mutabık kalınmıştı. Türkiye-Mali arasındaki ticaret hacmi bu tarihten sonra sürekli artarak 2023’te tarihinin en yüksek seviyesine ulaşarak 255 milyon doları aştı. Gelecek yıllarda, hedeflediğimiz ticaret hacmine ulaşacağımızdan eminim.” değerlendirmesinde bulundu.
Kacır, ikili ticari ilişkilerinde sürdürülebilir bir artış sağlanması için karşılıklı yatırımlara ve altyapı projelerine odaklanılması konusunda mutabık kaldıklarını aktardı.
Ülkeler arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri ortak fayda ve kazan-kazan ilkeleri temelinde ilerletmenin ve diğer alanlarda da işbirliği geliştirmenin nihai amaçları olduğunun altını çizen Kacır, yatırımların bu hususta ticaretin gelişmesi için anahtar rol üstlendiğini vurguladı.
Kacır, Türk müteahhitlerinin Mali’de bu zamana kadar altyapı ve üstyapı, rehabilitasyon gibi alanlarda 450 milyon dolar değerinde 10 proje üstlendiğini dile getirdi.
Ülkeler arasındaki iktisadi ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi için ciddi bir potansiyel olduğuna işaret eden Kacır, şöyle devam etti:
“Bu potansiyelin değerlendirilmesi ve ticari ve ekonomik ilişkilerimizin artırılması sadece ülkelerimizin ortaklığını güçlendirmekle kalmayacak, milletlerimizin refahına da büyük katkı sağlayacak. Türk ve Malili iş insanlarının daha güvenli bir iş ortamında hareket etmeleri ve yatırım yapabilmeleri için bazı temel anlaşmaların da yürürlükte olması gereklidir. Bu bağlamda yine Cumhurbaşkanımızın 2018’deki Mali ziyaretinde imzalanan Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması’nın onay sürecinin en kısa sürede tamamlanması ve Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması’nın müzakerelerinin bir an önce tamamlanarak imzalanmasını arzuluyoruz.”
ÇOK YÖNLÜ İŞ BİRLİĞİ
Kacır, bunların yanı sıra TİKA’nın, özellikle su sanitasyonu, insani yardımlar, kültürel mirasın korunması gibi alanlarda Mali’de aktif rol oynadığını belirti.
Bugünkü toplantının pek çok alana yönelik işbirliği kararlarını kapsaması nedeniyle gelecek dönem adına önemli bir yol haritası sunduğunu vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:
“Barış, istikrar, dostluk ve karşılıklı fayda ilkeleri üzerinde temellenen Türkiye-Mali ilişkilerinin sağlam ve uzun ömürlü olacağından hiçbir şüphem yok. Türkiye sahip olduğu imkan ve kabiliyetleri kullanarak, Mali ile her türlü işbirliğini değerlendirmekte kararlıdır. İkili ekonomik ve ticari ilişkilerimizi geliştirebilecek her projenin takipçisi olacağımızdan ve KEK toplantılarında mutabık kalınan hususları gerçekleştirmedeki kararlılığımızdan şüpheniz olmasın. İki dost ülkenin birlikte atacağı her adım, başlayacağı her yatırım, bitireceği her proje sadece Mali’nin ve Türkiye’nin ekonomilerini değil, kardeşliklerini de güçlendirecektir. Bugün attığımız somut adımlar, gelecekte ülkelerimizin dostluğunun gelişmesine vesile olacaktır.”
MALİLİ BAKANDAN SİHA’LARA ÖVGÜ
Bakan Diop ise ticaret hacmini 500 milyon dolara çıkarma hedefini çok rahatlıkla yakalayabileceklerini ifade ederek, çalışmalarının da bunu gösterdiğini söyledi. 3. KEK toplantısının ardından çok çeşitli alanlarda Türkiye ile işbirliği yaptıklarına dikkati çeken Diop, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bizler savunma ve güvenlik konusunda da ciddi bir işbirliğine sahibiz. Özellikle SİHA teknolojisinin kullanılması, gerçekten durumu değiştirerek bugün takdir edilecek neticeler elde etmemize ve topraklarımızı kontrol edebilmemize imkan sağladı. Değişen dünyada herkes barış için çözümler arıyor ama uluslararası alanda istikrar da istiyor. Bu doğrultuda Türkiye’nin de önemine değinmek isterim. Ayrıca Mali hükümeti olarak Türk firmalarının olumlu ortamlarda çalışması için her türlü çalışmayı sürdüreceğiz. Karşılıklı özel sektörlerimiz görüşmelerde bulunacak, işbirlikleri gerçekleştirecekler. Türk ve Mali devleti de iş insanlarına nasıl yardımcı olabileceği konusunda değerlendirme yapıyor. Mali ve Türkiye bölgesel olarak da önemli ülkeler.”
Diop, özellikle tarım, tekstil ve madencilik gibi alanlarda yapacakları dönüşümü de Türkiye gibi güvenilir, dost ve stratejik ortaklarla gerçekleştirmek istediklerini sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir. İlişkilerimiz karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da gelişiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmeler ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasında, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ı Türkiye’de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya’da 14 Nisan’da meydana gelen sel ve heyelan felaketiyle, Arusha’da yaşanan trafik kazasında 8 ilkokul öğrencisinin hayatını kaybetmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.
Tanzanya’dan Türkiye’ye cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan ilk ziyaretin yeni bir dönüm noktası olacağına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılında ziyaret ettiği Tanzanya’nın Türkiye’nin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biri olduğunu vurguladı.
“TİCARET HACMİMİZİ BİR MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”
İlişkilerin karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da geliştiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü görüşmelerimizde iş birliğimizi kapsamlı bir şekilde gözden geçirdik. Karşılıklı ticaret ve yatırımların artırılması noktasında atılabilecek adımları ele aldık. İkili ticaret hacmimiz 2003 yılında 11 milyon dolardan geçen sene 345 milyon dolar seviyesine ulaştı. Artışa rağmen mevcut rakamlar da gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor. Ticaret hacmimizi ilk etapta bir milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz Önümüzdeki dönemde çabalarımızı bu yönde yoğunlaştıracağız. Sayın Cumhurbaşkanının katılımıyla yarın İstanbul’da düzenlenecek Türkiye Tanzanya İş Forumu, bu açıdan önemli bir adım olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının Tanzanya’da bugüne kadar 6,4 milyar dolar değerinde 14 projeyi başarıyla üstlendiğini belirtti.
Tanzanya’nın Türk müteahhitlerince üstlenilen toplam proje bakımından Afrika’da üçüncü, Sahraaltı Afrika’da ise birinci ülke konumunda olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Firmalarımız Tanzanya’da demiryolu inşaatı ve modernizasyonu, tersane ve gemi inşaatı, yol yapımı gibi alanlarda önemli yatırımlara imza atmıştır. Ülkeyi baştan başa saracak standart aralıklı demiryolu projesinin büyük bir kısmının bir Türk şirketi tarafından inşa ediliyor olması bizler için bir iftihar vesilesidir” diye konuştu.
“FETÖ İLE MÜCADELE KAPSAMINDA TANZANYA’DAN BEKLENTİLERİMİZİ PAYLAŞTIM”
İstişarelerinde terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmayan Türkiye, bu alandaki tecrübelerini dostlarıyla paylaşmaya da önem vermiştir. Tanzanya’nın kendi güvenliğini sağlamada atacağı adımlara yardımcı olmaktan da memnuniyet duyacağımızı belirttim. FETÖ ile mücadele kapsamında Tanzanya’dan beklentilerimizi paylaştım. Tanzanya’da Maarif Vakfımızın üstlenebileceği eğitim projeleri hakkında bilgi verdim. İnşallah bu ziyaret sonrasında Tanzanya tarafından da etkili ve somut adımlar göreceğiz. Bu minvalde iki ülke kurumları arasındaki eşgüdümün daha da geliştirilmesi gerektiği aşikardır. Dışişleri bakanlarımız düzenli siyasi istişarelerin yürütülmesi noktasında yüksek düzeyli diyalog mekanizmasını başlatacak adımları atmaya karar vermişlerdir.”
Afrika kıtasının gönlünde müstesna bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Türkiye’nin, Afrika açılımının kıta ülkeleri tarafından muhabbetle karşılandığını görmenin kendilerini sevindirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ticaretten eğitime, tarımdan sağlığa her alanda kıta ile ilişkilerimizi geliştirme kararlılığımız bakidir. Uluslararası platformlarda Afrika’nın sesinin daha çok duyulmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz. ‘Dünya beşten büyüktür’ şiarımızın Afrikalı kardeşlerimiz ve dostlarımız nezdinde yankı bulması, doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Tesis ettiğimiz bu samimi ilişkiler, Gazze başta olmak üzere dünyada yaşanan adaletsizliklere karşı mücadele azmimizi güçlendiriyor. Afrikalı kardeşlerimizin Filistin davasına ve adaletsizlere karşı hassasiyeti tüm dünyanın malumudur. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmelerimizde işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan vahşet karşısında atılabilecek adımları da ele aldık. 7 Ekim’den bu yana çoğu çocuk, kadın, yaşlı ve sivil 34 bin Filistinli, İsrail güçleri tarafından şehit edildi, 75 bin kardeşimiz yaralandı. 195 gündür son asrın en büyük katliamlarından biri Gazze’de yaşanıyor. Gazze’deki katliamları durdurmak için daha fazla çaba harcamalıyız.”
“GAZZE’DE KALICI ATEŞKES SAĞLANMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir an önce acil ve kalıcı ateşkesin sağlanması, sonrasında ise iki devletli çözümün hayata geçirilmesine dönük adımların hemen atılması gerektiğinin altını çizerek, “Bu hafta Batılı ülkelerin İran’ın misillemeleri karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e ‘dur’ demeleri gerekiyor. İsrail’in gündemi çarpıtma, Gazze’deki vahşeti gizleme, gündemden düşürme teşebbüslerine fırsat verilmemelidir” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’a ziyaretleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerin ve imzalanan 6 anlaşmanın hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Tanzanya olmak üzere kardeş Afrika’ya selamlarını gönderdiğini belirtti.
Türkiye’de mükemmel karşılandığını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, bu konuda Türkiye’ye ve Türk halkına teşekkür etti.
Tanzanya’nın iki ülke arasındaki faydalı ilişkileri geliştirme taahhüdünü yinelediğini belirten Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Türkiye, gerçekten de çok değerli bir ortaktır ve benim buraya yaptığım ziyaret bu ortaklığı ne kadar değerli gördüğümüzü teyit etmektedir. İkili görüşmemizde çok büyük memnuniyetle farklı sektörlerdeki kaydedilen ilerlemeye değindik” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la iki ülke arasındaki diplomatik, ekonomik iş birliğini, özellikle de üretim ve sosyal sektörlerdeki iş birliğini artırmaya değindiklerini söyledi.
Bu ilişkilerle iki ülke ekonomisinin büyümesine katkıda bulunacaklarının altını çizen Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “İkili iş birliği açısından ben Türkiye’ye teşekkürlerimi ilettim. Kalkınma desteğinden dolayı ve ülkemizdeki eğitim ve sağlık sektörlerine olan desteklerinden dolayı teşekkür ettim. Özellikle de altyapıya ve beşeri sermayenin gelişmesine yönelik kritik desteklerinden dolayı teşekkürlerimi ilettim” ifadelerini kullandı.
Türkiye ziyaretinde 6 mutabakat zaptı imzaladıklarını aktaran Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, şöyle devam etti: “Türkiye’deki uzmanlık ve bilgi, Tanzanya’ya şu anda aktarılıyor ve bunlara bizim en önemli projelerimiz de dahil. Bu projeler arasında demir yolları projesi var, standart aralıklı demir yolları projesi var ve Tanzanya’nın da bu projelerin başarılmasına yönelik desteğini yineledim ve bunların da gerçekleştirilmesiyle birlikte kalkınma hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Bakanlarımız ve uzmanlar ile ekiplerimiz bir araya gelerek çerçeve oluşturacaklar ve üzerinde hemfikir olunan iş birliği alanlarındaki çerçeveyi ortaya koyacaklar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile önemli bölgesel ve küresel hususlarda da görüş alışverişi yaptıklarını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Tanzanya, Türkiye’nin uluslararası anlaşmazlıklara barışçıl çözümlerin bulunması konusundaki gayretlerini desteklemektedir. Gazzelilerin zararına olan durumlar için acil ateşkes çağrısına biz de destek sunuyoruz. Ayrıca insani yardımların da engelsiz bir şekilde ulaşması konusunu destekliyoruz” diye konuştu.
TÜRKİYE İLE TANZANYA ARASINDA 6 ANLAŞMA İMZALANDI
Türkiye Cumhuriyeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına İlişkin İşbirliği Mutabakat Zaptına, Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Zeynel Kılınç ile Tanzanya Yatırım Merkezi Genel Müdürü Gilead Teri imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptını ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanı Lela Muhamed Mussa imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Milli Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptına, Eren ile Tanzanya Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanı January Yusuf Makamba imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanlığı Arasında Diaspora Siyasası Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı da Eren ve Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Evrak ve Arşiv Yönetimi Dairesi Arasında İşbirliği Protokolünü ise Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal ile Bakan Makamba imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.