Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Bu küresel salgına karşı 83 milyon hep birlikte verdiğimiz mücadeleyi başarıyla devam ettiriyoruz. Yeni vaka sayımız, ölüm sayımız, yoğun bakımda olan ve solunum cihazına bağlı hasta sayımız giderek azalıyor. Buna mukabil iyileşen hasta sayımız, toplam test sayımız katlanarak artıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından Huber Köşkü’nde basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konular ve Koronavirüs ile mücadeleye dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aziz milletim, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Artık yarısını geride bıraktığımız Ramazan-ı Şerifinizi bir kez daha gönülden tebrik ediyorum. Rabbimden Ramazan Ayı’nın hayrını, bereketini ve rahmetini üzerimizden eksik etmemesini diliyorum. Önümüzdeki günler içinde gizli olan ve bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen Leyle-i Kadrinizi de şimdiden tebrik ediyorum.
“5 MİLYON YAŞLI VEYA KRONİK HASTALIĞI OLAN VATANDAŞIMIZA EVİNDE HİZMET GÖTÜRDÜK”
Sözlerimin hemen başında cennetin ayaklarının altına serildiği elleri öpülesi tüm annelerimizin anneler gününü bir kez daha tebrik ediyorum. Hayatta pek çok şeyin ikamesi olabilir, ama annenin ikamesi asla mümkün değildir. Bunun için annelerimizin kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Özellikle de onlar hayatta iken gönüllerini hoş tutmalı, dualarını almalı, bizden razı olmalarını sağlamalıyız. Nasıl evlatların yerini daima ebeveynlerinin kalbi ise, anne-babanın yeri de evlatlarının yanıdır.
Koronavirüs salgınında özellikle Batı ülkelerindeki en büyük dramlar maalesef yaşlı bakım evlerinde yaşanmıştır. Türkiye olarak elbette kimsesiz tüm vatandaşlarımız gibi yaşlılarımıza da sahip çıkıyoruz. Kamuya ait huzur evlerinde hayatlarını sürdüren 27 binin üzerindeki yaşlımıza her türlü ihtimamı gösteriyoruz. Sosyal güvencesi olmayan 805 bini aşkın 65 yaş üzeri vatandaşımıza ayda 672 lira yaşlılık maaşı ödemesi yapıyoruz. En düşük emekli maaşını bin 500 liraya çıkartarak yaşlılarımıza ilave bir destek sağladık. Sağlık hizmetlerinden yaşlılarımızı öncelikle yararlandırıyoruz. Evde bakım hizmetleriyle, ihtiyacı olan yaşlılarımızın ihtiyaçlarını evlerinde karşılıyoruz. Salgın hastalık döneminde oluşturduğumuz Vefa Sosyal Destek Grupları vasıtasıyla 5 milyon yaşlı veya kronik hastalığı olan vatandaşımıza evinde hizmet götürdük. Bu vatandaşlarımızın alışveriş ihtiyaçlarından emekli maaşı ödemelerine, maske, kolonya dağıtımına kadar pek çok hizmetleri Vefa Sosyal Destek Grupları tarafından verildi. Öğretmen, imam, polis, bekçi, jandarma başta olmak üzere kamu görevlileri ile gönüllülerden oluşan 146 bin Vefa Sosyal Destek Grubu mensubu kardeşimizin her birine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Ayrıca, AK Parti, MHP, CHP ve diğer partilerden bin 119 belediye de Vefa Sosyal Destek Gruplarına yardımcı olarak bu zor zamanda örnek bir dayanışma sergilediler.
“BİZ BİZE YETERİZ TÜRKİYEM KAMPANYASIYLA MİLLET OLARAK BU ZOR GÜNLERDE DAYANIŞMAMIZI GÖSTERDİK”
Biz Bize Yeteriz Türkiyem Kampanyasıyla da millet olarak bu zor günlerde dayanışmamızı gösterdik. Kampanyamızda toplanan bağış tutarı yaklaşık 2 milyar lirayı bulmuştur. Ramazan Ayı sonu itibariyle bitecek kampanyamıza bağışlarınızın sürmesini bekliyoruz.
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla hareket ederken bize Allah’ın emaneti olan her bir canlının ihtiyaçlarını da düşünüyor, gereken tedbirleri alıyoruz. Kırsal kesimdeki tarım ve hayvancılık işleriyle bağlantılı faaliyetlere zaten hiç ara vermemiştik. Hayvanlarını otlatmak için yaylalara çıkanları, arıcılıkla iştigal edenlerin, bahçe ve tarlasını ekip biçenlerin, veterinerlerin, mevsimlik tarım işçilerinin faaliyetlerini kolaylaştırdık. Sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde şehirlerinde yaşayanların da evcil hayvanlarını gezdirebilmelerine ve sokak hayvanlarını besleyebilmelerine imkân sağladık. Sağlık, gıda ve güvenlik başta olmak üzere tüm temel ihtiyaçlarını karşılayarak insanımıza hizmet etmeyi sürdüreceğiz.
“DÜNYANIN KORONAVİRÜS SALGININI TAMAMEN YENMESİNİN VAKİT ALACAĞI AÇIKÇA ORTADADIR”
Aziz milletim, ülkemizdeki ilk koronavirüs vakasının tespit edildiği 10 Mart tarihinin üzerinden iki ay geçti. Salgının sağlık boyutunu geçip, küresel düzeyde yeniden yapılanma arayışlarının kapılarını araladığı bir süreci yaşıyoruz. Bu küresel salgına karşı 83 milyon hep birlikte verdiğimiz mücadeleyi başarıyla devam ettiriyoruz. Yeni vaka sayımız, ölüm sayımız, yoğun bakımda olan ve solunum cihazına bağlı hasta sayımız giderek azalıyor. Buna mukabil iyileşen hasta sayımız, toplam test sayımız katlanarak artıyor. Kurallara riayet ederek gösterdikleri sabır ve fedakârlık için vatandaşlarımızın her birine şükranlarımı sunuyorum.
Önümüzdeki bu güzel tablo bize salgın sürecindeki bazı kısıtlamaları kontrollü şekilde azaltarak hayatı normale döndürmeye yönelik adımları atmaya başlama imkânı verdi. Ancak geçtiğimiz hafta da ifade ettiğim gibi tüm dünya ile birlikte ülkemizde de hayatımızı belirli kurallara riayet ederek devam ettirmek zorunda olduğumuz yeni bir döneme girdik. Dünyanın koronavirüs salgınını tamamen yenmesinin vakit alacağı açıkça ortadadır. Türkiye’nin aralarında olduğu bazı ülkeler salgını kontrol altına alırken, bazı ülkeler de salgını tüm hızıyla sürüyor, bazılarında da yeni başlıyor. Bu tablo bize uzunca bir süre hayatımızı maske kullanımı, fiziki mesafeyi koruma ve temizliğe sıkı riayet esasını oluşturduğu yeni düzene göre sürdürmemiz gerektiğine işaret ediyor. Bunun için vatandaşlarımızın hayatı normalleştirme adımlarını kesinlikle 10 Mart öncesine dönüş gibi algılamaması gerekiyor. Salgın döneminde en küçük bir rehavetin nasıl büyük felaketlere yol açabileceğinin dünyada ve ülkemizde pek çok örneği vardır. Ülkemizde bugüne kadar salgın tehdidi sebebiyle 412 yerleşim yerini karantinaya almak zorunda kaldık. Bunlardan 300’ündeki karantina uygulaması sona ererken, 112’sinde devam ediyor. Maske, fiziki mesafe, temizlik şartlarına uyulmadan bir araya gelinen etkinliklerde tek bir enfekte kişi dahi zincirleme olarak yüzlerce, binlerce kişiye hastalık bulaştırabiliyor. Gerçekten zaruri bir işi olmadan dışarı çıkanlar, sokakta ulaşım araçlarında açık ve kapalı mekânlarda gereksiz kalabalıklar oluşturanlar kendi elleriyle virüsü besliyorlar. Hayatımızı uzunca bir süre salgın tehdidine karşı bizi koruyacak tedbirlere göre devam ettirmek mecburiyetindeyiz. Bu gerçeği ne kadar hızlı kabullenir ve içselleştirirsek mücadelemizi de o derece etkili yürütürüz.
“SOKAKTA, MARKETTE, İŞ YERİNDE, HER YERDE FİZİKİ MESAFEYİ MUTLAKA KORUYACAĞIZ”
Bir kez daha altını çizmek gerekirse, maskesiz olarak asla evin dışına adım atmayacağız. Sokakta, markette, iş yerinde, her yerde fiziki mesafeyi mutlaka koruyacağız. Kalabalık yerlerden olabildiği kadar uzak duracak, hayatımızı sadeleştireceğiz. Ellerimizi sık sık yıkayacağız. Dışarıda işimiz bitip de evimize döndüğümüzde kıyafetlerimiz dâhil daha kapsamlı bir temizlik yaparak hayatımıza devam edeceğiz. Attığımız normalleşme adımlarının işte bu kararlar çerçevesinde değerlendirilmesini istiyorum. Yani tamamen eski günlere geri dönmüyor, sadece salgın şartlarında hayatımızı biraz daha kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Aldığımız tedbirleri özellikle normalleşme adımlarını da gerektiğinde genişletecek, gerektiğinde sınırlandıracak şekilde dinamik bir süreçle yürüteceğiz. Cumhurbaşkanlığımızla ve bakanlıklarımız bünyesinde süren çalışmaları an be an gözden geçirerek eksikleri tamamlıyor, aksaklıkları düzeltiyoruz.
“ÜLKEMİZİ GELİŞTİRMEYE, KALKINDIRMAYA, BÜYÜTMEYE, GÜÇLENDİRMEYE DEVAM ETMEKTE KARARLIYIZ”
Esnafımıza ve çalışanlarımıza ekmeklerini kazanabilecekleri evlerini geçindirebilecekleri şartları oluşturmaya çalışıyoruz. Sanayicimize, ihracatçımıza, iş dünyamıza çarklarını çevirebileceği alan açmanın gayreti içindeyiz. Bu kapsamda mücbir sebebe dayalı olarak altı ay süreyle ertelediğimiz SSK ve BAĞ-KUR primi ödemelerinin tutarı 40 milyar lirayı buldu. Çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimini telafi edilemeyecek bir zarar görmeden sürdürmelerini sağlamak istiyoruz. Salgın sonrası siyasi ve ekonomik bakımdan yeniden şekillenecek küresel sistemde ülkemizi daha avantajlı bir konuma getirmeyi hedefliyoruz. Yeni ihtiyaçlara göre süratle geliştirdiğimiz programlarla Çalışma, Sosyal Güvenlik, Sosyal Hizmetler ve Sosyal Yardımlar başlıkları altında oluşturduğumuz Sosyal Koruma Kalkanını daha da güçlendireceğiz. Sağlıkla ilgili hassasiyetlerimizden asla taviz vermeden milletimizi ve ülkemizi geliştirmeye, kalkındırmaya, büyütmeye, güçlendirmeye devam etmekte kararlıyız.
İşte dün Gayrettepe İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nın Tünel Işığı Görme Töreni’ni icra ettik. İnşallah Nisan 2021’de bu hattın havalimanından Kâğıthane’ye kadar kısmını en geç Eylül 2021’de de tamamını hizmete açmayı planlıyoruz. Önceki gün bayrama kadar açılışa hazır gelecek olan Yeşilköy ve Sancaktepe Hastanelerimiz ile Sultan İkinci Abdülhamid’in emaneti olan Hadımköy Doktor İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi’nin inşaatını inceledik. İlk etabını 20 Nisan’da açtığımız 2 bin 682 yatak kapasiteli Başakşehir Şehir Hastanemizin ikinci etabını, Japonya Başbakanı Sayın Abe ile birlikte telekonferans iştirakiyle 21 Mayıs’ta hizmete açıyoruz. Hamdolsun ülkemiz bu dönemde her alanda gıptayla takip edilen bir yerde duruyor.
Tamamen Türkiye’ye mahsus bir model olan ve bizim hayata geçirdiğimiz genel sağlık sigortası sistemimizin önemini bu süreçte hep birlikte çok daha iyi gördük. Hiçbir sosyal güvencesi olmayanın dahi aylık 88 lira gibi herkesin gücünün yeteceği bir meblağ ile dâhil olabildiği bu sistem pek çok ülke tarafından yakın incelemeye alınmıştır. Yüksek standartlarda hizmet veren kamu sağlık kuruluşlarının yanı sıra, özel sağlık kuruluşlarının da makul katkılarla sisteme dâhil olması ülkemize mahsus bir uygulamadır.
Salgın döneminde en çok ihtiyaç duyulan tedavi yöntemlerini ve ilaçlarıyla 11’i kanser olmak üzere 43 kritik ilacı daha geçtiğimiz günlerde ödeme kapsamına alarak vatandaşlarımızın sağlığını her şeyin üzerinde tuttuğumuzu gösterdik. Bu güzel tablo 2003 yılından beri aşama-aşama hayata geçirdiğimiz sosyal güvenlik reformlarının neticesidir.
Bu vesileyle 11-17 Mayıs Sosyal Güvenlik Kurumu haftası dolasıyla Sosyal Güvenlik Kurumumuzun tüm çalışanlarına gayretleri ve emekleri için teşekkür ediyorum.
Türkiye’nin salgın krizini yönetmedeki başarısı başta bilim adamları olmak üzere herkesin ilgisini çekmiş durumdadır. İnşallah bu olumlu tablo yakın tarihte ülkemizin sağlık hizmetlerinde dünyanın önde gelen markalarından biri hâline gelmesine katkı sağlayacaktır. Salgınla mücadelede başarıyı, tedbirleri salgın sonrasında da devam ettirerek üretimi ve istihdamı harekete geçirmede tekrarlayacağımıza inanıyorum.
Aziz milletim; normalleşme programı kapsamında Sağlık Bakanlığımız her sektörde bu adımların nasıl hangi aşamalara göre ve ne şekilde atılacağıyla ilgili rehberler hazırladı. Kurumlarımız ve işletmelerimiz faaliyetlerini bu rehberlerdeki esaslara göre yürütecektir. Bu çerçevede dün saat 11.00 ile 15.00 saatleri arasında ülkemizin tamamında 65 yaş üzeri vatandaşlarımıza sokağa çıkma imkânı verdik. Bu vatandaşlarımızın haftalar sonra kurallara riayet ederek yürüyüş yaptıklarını, güneşlendiklerini, temiz hava aldıklarını görmekten memnuniyet duyduk.
Çarşamba günü yine aynı saatler arasında 0-14 yaş grubu çocuklarımız için benzer bir kolaylığı devreye alıyoruz. Cuma günü de 15-20 yaş grubu arası aynı imkândan faydalanacaktır. Herhangi bir olumsuzluk tespit etmediğimiz takdirde bu uygulamayı önümüzdeki haftalarda da planlıyoruz.
16, 17, 18, 19 Mayıs tarihlerinde yine sokağa çıkma sınırlandırması uygulanacaktır. Sokağa çıkma kısıtlamasının 18-19 Mayıs günlerinde bakkal, market, manav, kasap, fırın, tatlıcı gibi işletmelerin ve online platformların saat 10.00 ile 16.00 arasında hem satış, hem evlere servis için açık olabilmelerine imkân sağlıyoruz.
Yaşlılarımız, 17 Mayıs Pazar günü 11.00 ile 15.00 saatleri arasında sokağa çıkabileceklerdir. 20 yaş altı da 20 Mayıs Çarşamba ve 22 Mayıs Cuma günleri iki grup hâlinde sokağa çıkmayı sürdürecektir.
Geçtiğimiz hafta yedi ilimizdeki şehirlerarası giriş-çıkış sınırlandırmasını sonlandırmıştık. Bu haftaki Kabine Toplantımızda yaptığımız değerlendirmede dokuz ilimiz için daha şehirlerarası giriş-çıkış sınırlandırmasını sona erdirmeyi kararlaştırdık. Bunlar; Adana, Diyarbakır, Mardin, Trabzon, Ordu, Denizli, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Tekirdağ illerimizdir.
Sağlık Bakanlığımızın belirlediği kriterler çerçevesinde berber, kuaför, güzellik salonu gibi işletmeler ile giyim eşyası, ayakkabı, çanta, zücaciye ürünlerinin satıldığı yerler bugün itibariyle faaliyete başladı. Bu işletmelerimizden maske, fiziki mesafe, temizlik şartları başta olmak üzere belirlenen kurallara riayet ederek halkımıza hizmet vermelerini bekliyoruz. Herhangi bir olumsuzluk durumunda sınırlamaları yeniden artırmaya mecbur kalmamak için bu hatırlatmaları sürekli yapma ihtiyacı hissediyoruz.
“MASKE SATIŞINI NORMALLEŞME ADIMLARI ÇERÇEVESİNDE 1 LİRA ÜST SINIRLA SERBEST BIRAKTIK”
Noterlerde nöbetçilik uygulamasını kaldırıp normal çalışma düzenine dönülmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar 450 milyon cerrahi maskeyi çeşitli yöntemlerle vatandaşlarımıza ve çalışanlarımıza ulaştırdık. Maske satışını normalleşme adımları çerçevesinde 1 lira üst sınırla serbest bıraktık. Şimdi bez maske ile ilgili yeni bir adım atıyoruz. Yıkanabilir bez maske standartları Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Ticaret Bakanlığımız, Türk Standartlar Enstitüsü, TÜBİTAK ve üreticiler iş birliğiyle belirlendi. Bunlar içinde bir üst fiyat tespit edilerek satışına izin verilecek. Ayrıca, bu ürünlerin ciddi bir ihracat potansiyeli vardır.
Emeklilerimizin bu ayki maaş ödemelerini 15 Mayıs’tan itibaren hesaplarına yatırmaya başlayarak bayrama kadar bitireceğiz. Yükseköğrenim öğrencilerimizin 6 Haziran’da yapılacak burs ve kredi ödemelerini 19 Mayıs’tan başlatıp bayrama kadar tamamlayacağız. Aynı şekilde Mayıs ayı işsizlik sigortası ödemelerini de öne çektik.
Salgın kapsamında hazırladığımız sosyal destek programının ilk iki fazında 4,4 milyon vatandaşımıza biner lira nakit desteği verdik. Özellikle salgın tedbirleri sebebiyle işsiz kalan vatandaşlarımıza yönelik üçüncü faz nakit desteği programında da ödemeler başladı. Bu kapsamdaki ödeme yapılan kişi sayısı da 900 bini buldu. Sadece Ramazan Ayı yardımları için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarımıza yarım milyar lirayı aşkın kaynak aktardık.
“MİLLETİMİZE HİZMET YOLUNDA ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Bugün bir müjdeyi de çay üreticilerimize vermek istiyorum. Geçtiğimiz yıl ÇAYKUR yaş çay alımını kilogramı 2 lira 90 kuruştan yapmış, destekleme fiyatıyla bu rakam 3 lira 3 kuruşa yükselmişti. Üreticiden alınan 751 bin ton çay karşılığı 2,2 milyar lira ödeme yapılmıştı. 2020 yılı için yaş çay alım fiyatı 3 lira 27 kuruş olarak belirlenmiştir. Bu rakam 13 kuruşluk desteklemeyle birlikte kilogramda 3 lira 40 kuruşa karşılık gelmektedir. İçişleri Bakanlığımız başka illerde oturup da çay hasadı amacıyla bahçelerine gidecek müstahsiller için e-devlet sisteminde özel bir izin talep bölümü açacaktır. 19 Mayıs gecesi sokağa çıkma kısıtlamasının sona ermesiyle birlikte bu vatandaşlarımız aldıkları bu izinlerle yola çıkabileceklerdir. Gereken tüm tedbirleri alarak bu sürecin en sağlıklı şekilde yürümesini temin edeceğiz. Hasatla beraber yaş çay alımları başlayacaktır, çay üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Ülkemizin en büyük enerji ve sulama projelerinden olan Ilısu Barajı’nın altı türbininden ilkini 19 Mayıs’ta hizmete alacağımızın müjdesini de kamuoyumuzla paylaşmak istiyorum. Milletimize hizmet yolunda durmadan, dinlenmeden tüm imkânları seferber ederek çalışmaya devam edeceğiz.
“BÜYÜK KRİZ DÖNEMLERİ GÜÇLÜ LİDERLİK, GÜÇLÜ YÖNETİM GEREKTİRİR”
Aziz milletim; dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük kriz dönemleri güçlü liderlik, güçlü yönetim gerektirir. Hamdolsun Türkiye 18 yıldır olduğu gibi bugün de milletin desteğini almış, arkasında tarihimizin en kapsamlı hizmet birikimi olan ülkemizi hedeflerine ulaştırma iradesine sahip bir yönetime sahiptir. 15 Temmuz darbe girişimini milletimizle birlikte akamete uğrattıktan sonra Cumhur İttifakı ile yönetimimizi daha güçlü, daha geniş tabanlı hâle getirdik. Geride bıraktığımız dört yıla yakın sürede Cumhur İttifakı her türlü fitne, iftira, yalan ve tahrik girişimine rağmen Türkiye’nin ve Türk milletinin bekasına sahip çıkma ilkesinden taviz vermeden dimdik ayakta kalmıştır. MHP’li kardeşlerime ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile Cumhur İttifakı’na destek veren tüm kesimlere şükranlarımı sunuyorum. Mesele, ülke ve millet olduğunda diğer her şeyi teferruat olarak gören bir anlayışla Cumhur İttifakı’nı daha da güçlendirmeye kararlıyız. Türkiye’nin maruz kaldığı tüm saldırılara rağmen hedeflerinden şaşmamasından rahatsız olan çevrelerin hiçbir oyunu bu kutlu yürüyüşü bozmaya yetmeyecektir. Sınırlarımıza yönelik tehdit ve tacizleri püskürtmeye, terör örgütlerini ve Türkiye düşmanlığıyla maruf güçleri bizzat yuvalarında bozguna uğratmaya devam edeceğiz. Akdeniz’deki, Kıbrıs’taki, Ege’deki haklarımızı ve çıkarlarımızı korumayı sonuna kadar sürdüreceğiz. Meydanı FETÖ’den PKK’ya, Ermeni ve Rum lobilerinden, Körfez kaynaklı husumet odaklarına kadar şer güçlerin hiçbirine bırakmayacağız. Yurt dışındaki finans kuruluşlarını kullanarak ekonomimizi çökerteceklerini, ayaklarımıza prangalar vuracaklarını, bizi köşeye kıstıracaklarını sananları hüsrana uğratmaya devam edeceğiz. Türkiye yedi yıldır tarihinin en kritik istiklal ve istikbal mücadelesini yürütürken ellerini ovuşturarak ülkemizin dizlerinin üzerine çökmesini ve böylece sıranın kendilerine gelmesine bekleyenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz.
Demokrasi ve hukuk içinde milletimizden aradıkları desteği bulamayanların, darbeden dış müdahaleye kadar her türlü faşist yönteme sarılmaları beyhudedir. Millî iradeden yetki alarak meşruiyet kazanmak varken, 70 yıldır defalarca denedikleri şekilde kaostan, terörden, krizden, darbeden, cuntadan, müdahaleden medet umanlara boşuna beklediklerini bir kez daha göstereceğiz. Türkiye’nin terörle mücadelesinin başarısız olduğunu, ekonomisinin çöktüğünü, diplomasinin çuvalladığını, salgının tırmandığını görmek için âdeta yanıp tutuşanlara o duyguyu yaşatmayacağız. Bizim hesaplaşma usulümüz hukuk, hesaplaşma yerimiz sandıktır. 2023 seçimlerinde millî iradenin arkasından dolanmaya çalışanlar bir kez daha milletimizden hak ettikleri cevabı alacaklardır.
Cumhur İttifakı olarak 2023 yılına kadar ülkemizi her alanda bölgesinin ve dünyanın lideri yapacak projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle Türkiye’yi dünyanın en gelişmiş 10 ülkesinden biri hâline getirme hedefimize ulaşmakta kararlıyız. Koronavirüs salgını sonrası yeniden oluşacak küresel yönetim sisteminde Türkiye inşallah hak ettiği yeri alacaktır. Bunun için tek yapmamız gereken birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sarılmak ve çok çalışmaktır. Geçmişte uzun yıllar boyunca ülkemizin enerjisini ideolojik, etnik, mezhebi, meşrebi ayrışmalarla heba edenlere artık bu fırsatı vermeyeceğiz. Ekonomimize ve ekonomi yönetimimize kurulan tuzakların özellikle gerisindeki sinsi amaçların gayet iyi farkındayız. Merhum Arif’in dediği gibi, 83 milyon yürek toplu olarak vurduğunda bu gücün önünde duracak hiçbir engel tanımıyoruz. Milletimizi köken ve inanç, hatta cinsiyet ayrımı üzerinden bölge gayretlerinin hız kazanması, iki asırlık bir oyunun yeniden tedavüle sokulma çabasından ibarettir. Millî iradenin en üst düzeyde tecellisine imkân sağlayan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne yönelik saldırıları da aynı kapsamda görüyoruz. Suriye ve Libya’da yaşanan gelişmelerde ülkemizi istedikleri gibi yıpratamayanların giderek sıklaşan bir şekilde ekonomi silahına başvurmalarının gerisinde de benzer bir gaye vardır. Milletimizle birlikte bunca mücadeleyi nasıl başarıyla sonuçlandırdıysak, bi iznillah istiklal ve istikbal davamız ile salgın tehdidinin de üstesinden aynı şekilde geleceğiz.
Bu duygularla bir kez daha sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. 12 Mayıs Hemşireler Günü vesilesiyle salgın sürecinde canla, başla çalışan tüm sağlıkçılarımıza şükranlarımı sunuyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Kalın sağlıcakla.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bu destan kökü bu topraklarda olan cesur insanların ruhuyla birlikte vatanını da satan mankurtlara galip gelişidir. Bu destan milletçe bir ve beraber olduğumuzda ne denli iri, diri, güçlü ve yenilmez olduğumuzun en son örneğidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de “Zaferin Adı Türkiye” temasıyla düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz destanının 9. yıl dönümünde Gazi Meclis’te olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Ateşten gömlek giydikleri o imtihan gecesinde olduğu gibi yine güçlü bir şekilde omuz omuza vermiş, birbirlerine sıkıca kenetlenmiş durumda olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seyrettikleri videoda o meşum geceyi bir kez daha hatırladıklarını, acıyla, hüzünle öfkeyle birlikte dayanışmayı cesareti ve direnişi de tekrar gözlerinin önünden geçirdiklerini ifade etti.
İstiklal ve istikbale sahip çıkan, bu uğurda canlarını feda eden aziz şehitlerin ruhları için Fatiha Suresi okuduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rabbim dualarımızı, kahraman şehitlerimizin ruhlarına nail eylesin. 15 Temmuz gecesi cesur ve vakur bir tavırla hainlere karşı duran, gövdesini siper edip o hayâsız akını durduran, baş verip ama işgalcilere baş eğmeyen tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Yine o gece canlarını ortaya koyarak vatanına, devletine, ezanına bayrağına sahip çıkan tüm gazilerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Darbe girişiminin ilk anlarından itibaren sokakları, caddeleri, meydanları dolduran, havalimanlarına akın eden, geleceğine ve iradesine sahip çıkan; zilleti esaret, şehadeti nimet bilen tüm vatandaşlarıma aynı şekilde şükran duygularımı ifade ediyorum. O gece eli yüreğinde bizler için dua eden, nerede olursa olsun tepkisini güçlü bir şekilde ortaya koyan yurt dışındaki 7 milyon vatandaşımıza, gönül coğrafyamızın dört bir tarafında bize destek olan, Türkiye ve Türk milleti için kaygılanan dost ve kardeşlerimize de minnettarlığımı iletiyorum.”
“TÜRKİYE’NİN TÜRKİYE’DEN BÜYÜK OLDUĞU HAKİKATİ, 15 TEMMUZ GECESİ BİR KEZ DAHA ANLAŞILMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gece İstanbul’da okunan ezanların, Bursa’da yükselen salaların, Üsküp’te, Bakü’de Kahire’de yankılandığını dile getirdi.
Pakistan’dan Endonezya’ya, Bosna’dan Somali’ye binlerce kilometre ötede ellerin Türkiye için, Türkiye’nin selameti, kurtuluşu için semaya kalktığını, duaların Türkiye için edildiğini, Kur’anların Türkiye için okunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Dost ve kardeşlerimiz, dualarıyla direnişlerimize, gözyaşlarıyla zaferimize ortak oldular. Ufku ve vicdanı dünyanın dört bir yanına uzanan bu mübarek toprakların ışığı, yeryüzünün farklı köşelerini de aydınlattı. O gece millet olmanın şuuruna bir kez daha erdik. O gece ümmet olmanın ne manaya geldiğini bir kez daha gördük. O gece cihanşümul kardeşliğimizin sırrına bir kez daha vakıf olduk. Türkiye’nin Türkiye’den büyük olduğu hakikati, 15 Temmuz gecesi bir kez daha hem de çok güçlü bir şekilde anlaşılmıştır. Asırlardır şehit kanlarıyla sulanan bu topraklar, tarihe yön veren destanların yazıldığı topraklardır. Engin birikimiyle, müstesna seciyesiyle, taşıdığı güçlü imanla bu millet, tam bin yıldır mazlumlara umut, düşmanlara korku veren bir millettir. İşte o millet Çanakkale ve Millî Mücadele’den sonra 15 Temmuz gecesi canıyla, kanıyla, bütün varlığıyla kıyamete kadar iftiharla anılacak şanlı bir destan yazmıştır.”
Bu destanın, çıplak ellerin tanklara, uçaklara, bombalara karşı zaferi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu destan kökü bu topraklarda olan cesur insanların, ruhuyla birlikte vatanını da satan mankurtlara galip gelişidir. Bu destan milletçe bir ve beraber olduğumuzda ne denli iri, diri, güçlü ve yenilmez olduğumuzun en son örneğidir. Son nefesini 10 bin kilometre ötede vatansız olarak verdikten sonra tam da cibilliyetine yakışır şekilde bir çukura atılan FETÖ elebaşının kurduğu tuzak, 15 Temmuz gecesi milletimizin dik duruşuyla, cesur duruşuyla, kahramanca direnişiyle darmadağın olmuştur. FETÖ’cülerin ülkemizi sürüklemek istediği kirli bataklık, o gece sabaha kadar verilen kararlı mücadeleyle ebediyen kurutulmuştur. Milletimiz, göğsünü kurşunlara siper ederek sadece hain darbeyi boşa çıkarmakla kalmamış, aynı zamanda bir işgal girişimini de püskürtmüştür” diye konuştu.
“O GECE AKI DA KARASI DA GEÇİTTE BELLİ OLMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi, hem devlet hem de millet olarak alnımızın akıyla verdiğimiz zorlu sınav, tarihimizin en kritik dönemeçlerinden biri oldu” ifadesini kullandı.
O gece uğranılan büyük ihanetin tarihte eşinin benzerinin olmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “15 Temmuz milletimiz için bir turnusol kâğıdı vazifesi gördü. Atalarımızın sözüyle ifade edersek, o gece akı da karası da geçitte belli olmuştur. Bir yanda milletimiz tanklara, uçaklara, mermilere karşı kahramanca direnirken, diğer yanda birileri ‘geç bile kalınmıştı’ diyordu. Şehitlerimiz, gazilerimiz, bu milletin öz evlatları, asker üniforması giymiş teröristlere geçit vermezken kimileri bu kutlu direnişe ‘tiyatro’ diyor, ‘oyun’ diyor, ‘senaryo’ diyor; ahlaksızca ‘kontrollü darbe’ iftirası atıyordu. Birileri de güvenli evlerde, önlerine koyulan keyif kahvelerini yudumlayarak bekle gör stratejisi izliyordu. Bunları ve çok daha fazlasını o gece hep beraber yaşadık. Üstat Necip Fazıl’ın ‘Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir’ mısralarında anlamını bulan o derin tenakuza birlikte şahitlik ettik. Meydanlara koşanlar ile bankamatiklere koşanları, çıplak elleriyle darbeye direnenler ile darbecileri elleri patlayıncaya kadar alkışlayanları, gün vatana sahip çıkma günüdür diye öne atılanlar ile pusuya yatıp kimin kazanacağının hesabını yapanları gördük, yaşadık, bizzat tecrübe ettik. Şundan kimsenin şüphesi olmasın. Tüm bunlar, milletimizin hafızasında silinmemek üzere yerlerini almıştır. Darbeye alkış tutanlar, 15 Temmuz’da yazılan şanlı destana gölge düşürmeye çalışanlar, milletin zaferine çamur atanlar ve gidişata göre pozisyon alanlar emin olun daima utançla anılacaklardır. O gece burada bu yüce çatı altında millî iradeye sahip çıkanların isimleri de aynı şekilde milletimizin kalbine altın harflerle nakşedilmiştir.”
“EZELİ VE EBEDİ KARDEŞLİĞİMİZE GÜVENİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin sokakta kahramanca istiklalini savunurken milletvekillerinin de Meclis’te demokrasiye, milletin muazzez iradesine canları pahasına sahip çıktığını söyledi.
“Gazi Meclis’in şanına yaraşır bir şekilde tıpkı Millî Mücadele günlerinde olduğu gibi milletin emanetine gölge düşürmediniz. Siyasi parti ayırmaksızın o gece milletin istiklal ve istikbal mücadelesine destek olan tüm milletvekillerimize şahsım, milletim adına teşekkür ediyor, Cenabı Allah hepinizden razı olsun, diyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunu da çok açık ve net ifade etmek durumundayım; şehitlerimizin fedakârlıkları asla boşa gitmedi ve gitmeyecek. Gazilerimizin mücadeleleri asla boşa gitmedi ve gitmeyecek. Adım adım inşa ettiğimiz Terörsüz Türkiye inşallah onların eseri olacaktır. Ülkemiz yarım asırlık terör boyunduruğundan kurtuldukça her alanda şahlanışa geçecek; ekonomide, savunmada, kalkınmada, güvenlikte, iç ve dış politikada yepyeni bir dönem başlayacak. Terörsüz Türkiye, terörsüz bölgeye giden sürecin kilidini açacak. Türkiye Yüzyılı’nın inşası daha da hızlanacak. Çok kutuplu dünyada Türkiye’miz yeni bir kutup başı olarak inşallah hak ettiği yeri alacaktır. Bundan asla ve asla şüphe duymuyoruz. Çünkü biz milletimize güveniyoruz. Ezeli ve ebedi kardeşliğimize güveniyoruz. Demokrasimizin sorun çözme kapasitesine sonuna kadar güveniyoruz. TBMM’nin tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi tüm farklılıkları bir yana bırakıp dayanışma içinde ülkemizin terörden kurtulma mücadelesine de güçlü destek vereceğine yürekten inanıyorum.”
15 Temmuz şehitleriyle birlikte tüm şehitleri yâd eden ve gazilere hayırlı ömür temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiklaline aşık, böyle asil, aziz ve cesur bir millete hizmetkarlık yapmayı bizlere nasip eden Rabbime sonsuz hamdediyorum” dedi.
Törenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Meclis Başkanvekili Celal Adan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve eski Başbakan Tansu Çiller ile bir süre sohbet etti.
FETÖ; dini istismar ederek İslam diniyle alakası olmayan yeni bir siyasi, ekonomik ve toplumsal düzen kurmayı amaçlayan yasadışı bir yapılanmadır. Baskı, şantaj, tehdit, suikast, kumpas, casusluk, kara para aklama, yargı gücünü çıkarı için kullanma gibi pek çok suç teşkil eden faaliyet yürüten FETÖ, 15 Temmuz hain darbe girişiminde daha da ileri giderek milletimizin egemenlik haklarına, demokrasimize ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine doğrudan ve açıktan bir saldırı gerçekleştirmiştir.
15 TEMMUZ
15 Temmuz, milletimizin kararlılığıyla yazılan onurlu bir direnişin ve ölümsüz bir zaferin adıdır. Ve o zaferin adı, hiç şüphesiz Türkiye’dir. Cesaret timsali yürekler o gece, tanklara karşı dimdik durmuş, kurşunlara yürümüş, bölünmez bir bütün olarak karanlığa geçit vermemiştir.
Canı pahasına istiklâlini savunan bu yüce duruş, vatan toprağına imanla kazınmış bir iradenin ifadesidir.
Bu büyük birlik ve beraberliğin ilelebet sürmesini diliyor, aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz.
GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE
“Bir FETÖ’cü nasıl anlaşılır? “
Yalan söylemekte, Kumpas kurmakta, Dikizlemekte, Devlet imkanlarını örgüt için kullanmakta, Kamu ve insanların malına konmakta, adam öldürmekte uzmandır bunlar! merhamet ve vicdanları yoktur Makam mevki ve para için her şeyi yaparlar Hak yediler Soru çaldılar, insanlara kumpas kurdular, özellerini teşhir ettiler, o görüntülerle tüm istediklerini aldılar. İşyerlerine Kamu kurumlarına sitelere evlere kameralar kurdular hem insanları izlediler hem dinlediler insanların özel hayatlarına girdiler evlerine gizli kameralar kurdular bu yolla insanları ,şirketleri ,tehdit ettiler .her türlü yolsuzluğu yaptılar Bunlar ne kadar insanlık suçu varsa işledi hala işlemeye devam ediyorlar 40 yıl boyunca sinsi sinsi örgütlendiler. Suçsuz insanları kumpas kurup hapse attırdılar merhametsizler Türkiye’nin ve şirketlerin sırlarını sattılar Casusluk yaptılar. Devleti ele geçirmek için her şeyi yaptılar. Kaç masum insanın yuvasını yıktılar kim bilir? Nice esnafı iflas ettirdiler kurdukları kumpaslarla Mallarını ele geçirdiler Paravan holding ler kurdular insanların Mallarına el kondular. Karşı çıkanı da ölüme yolladılar… Vicdandan yoksun, gaddar, zalim merhamet yoksunudur bunlar Her türlü iftirayı atabilecek, her yalanı söyleyebilecek kadar zalimdirler. FETÖ terör örgütü kadar zalim, başka bir çete ne duyduk ne gördük! “FETÖ’ye bağlı Takım elbiseli Ticari teröristler”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin 68 gün boyunca 90 bin kilometre yol kat edeceğini ve 100 binden fazla yolcuyu taşıyacağını bildirdi. Bakan Uraloğlu, “Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak. Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin uğurlama töreninde konuştu. Bakan Uraloğlu, milletin tarihine altın harflerle kazınmış bir destanı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü anmak ve bu şuuru gelecek nesillere taşımak için bir araya geldiklerini kaydetti.
15 Temmuz 2016 gecesinin, bu toprakların gördüğü en karanlık gecelerden biri olduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Hain FETÖ mensupları, bu aziz milletin iradesine, bağımsızlığına ve geleceğine kastettiler. Tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle, milletin silahını millete doğrulttular. Millet Meclisi’mizi bombaladılar, sokaklarda masum canlara kıydılar. Ama unuttukları bir şey vardı: Bu millet, söz konusu vatan olduğunda, canını bir an bile düşünmeden feda eder! O gece, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Milletimizi meydanlara davet ediyorum!’ çağrısıyla, milyonlar sokağa döküldü. Kadın, erkek, genç, yaşlı demeden, ellerinde bayrakları, yüreklerinde imanları, tek bir ses oldular: Ya istiklal ya ölüm!”
“Bu Millet, Tankların Gücüne Değil, İmanının Gücüne İnandı”
TÜRKSAT’ta Ahmet Özsoy ve Ali Karslı gibi kahramanların, hainlerin yayınları kesme girişimini canları pahasına engellediğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Cumhurbaşkanımızın sesi milletimize ulaştı, milletimiz iradesine sahip çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın o tarihi gecede söylediği gibi: ‘Bu millet, tankların gücüne değil, imanının gücüne inandı!’ İşte o iman, o kararlılık, 40 yıllık hain planları bir gecede yerle bir etti. 15 Temmuz, milletimizin yeniden diriliş destanıdır. Bu destan, ‘Zaferin adı Türkiye’ diye yazılmıştır!” dedi.
68 Gün Boyunca 90 Bin Kilometre Yol Kat Edecek
Bu destanı yaşatmak, o geceki ruhu yeniden hissettirmek için, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TCDD Taşımacılık Genel Müdürlüğü eliyle giydirilen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Treni’ni uğurladıklarını belirten Bakan Uraloğlu, trenin 68 gün boyunca, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Eskişehir, Konya-İstanbul, Eskişehir-İstanbul ve Ankara-Karaman hatlarında, tam 90 bin kilometre yol kat edeceğini söyledi. Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“100 binden fazla yolcuyu taşıyarak, geçtiği her istasyonda, her şehirde, her yürekte 15 Temmuz’un ruhunu yeniden canlandıracak. Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak.”
Güzergâhında; Ankara, Eskişehir, Konya, Karaman, Bilecik, İzmit ve İstanbul’da milyonlarca vatandaşın, trenin üzerindeki mesajlarla o kahramanlık destanını bir kez daha yâd edeceğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” açıklamasında bulundu.
“Milletimizin Yolunu Açmanın Gururunu Yaşıyoruz”
15 Temmuz’un, ikinci Kurtuluş Savaşı olduğunu söyleyen Bakan Uraloğlu, o gece, milletin bir kahramanlık destanı yazarak; 251 vatan evladının şehadet şerbeti içtiğini 2 bin 740 gazinin ise bu büyük zaferin simgesi olduğunu kaydett. Bakan Uraloğlu, “Onlar, bu vatanın istiklalini, çocuklarımızın geleceğini, milletimizin onurunu korudu. Bizler de demiryollarımızın 168 yıllık köklü mirasıyla bu aziz vatanın her karışına hizmet etmenin, milletimizin yolunu açmanın gururunu yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’un adsız kahramanlarını, vatan için can veren tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anan ve gazilere şükranlarını sunan Uraloğlu, “Cenab-ı Allah bu millete bir daha böyle acılar yaşatmasın. Birliğimiz, dirliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun. ‘Zaferin Adı Türkiye!’ diyerek, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Trenimizin yolunun açık olmasını diliyor, tüm yolcularımıza hayırlı yolculuklar diliyorum. Yolumuz ve bahtımız açık olsun.” dedi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.