Cumhurbaşkanı Erdoğan, Koronavirüs mücadelesiyle ilgili olarak ulusa seslendiği konuşmasında, “Önce insan diyen bir yönetim anlayışıyla hareket ettiğimiz için her vatandaşımızın canı bizim için aynı derecede değerlidir, bunun için ‘Evde kal Türkiye’ diyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ulusa seslenerek Koronavirüs ile mücadelede Türkiye’de alınan önlemler ile mücadele kapsamında değişik alanlarda atılan adımları kamuoyuna açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Aziz Milletim;
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.
Türkiye olarak çevremizdeki ülkeler başta olmak üzere, tüm dünyayla birlikte, yakın tarihte eşine az rastlanan bir tehditle karşı karşıyayız.
Bu tehdit, bulaşıcı bir hastalıktır.
İlk defa Çin’de başlayan ve yeni Koronavirüs salgını olarak bilinen Kovid-19 hastalığı, neredeyse tüm dünyayı etkisi altına almıştır.
Türkiye, hastalığın ilk ortaya çıktığı günden beri gelişmeleri yakından takip eden, tedbirleri vakitlice alan ender ülkelerden biridir.
Sağlık Bakanlığımız Ocak ayı başında, yani henüz Çin’de bile ilk ölüm vakası yaşanmamışken bünyesinde kriz merkezini kurmuş, hemen arkasından da Bilim Kurulu’nu oluşturmuştur.
Ülkemizde Kovid-19’la ilgili fiili tedbirler 20 Ocak’tan itibaren alınmaya başlanmıştır.
Şubat’ın ilk günü, Çin’in Vuhan şehrindeki vatandaşlarımız ülkemize getirilerek karantina altına alınmış, hamdolsun 14 günün sonunda hepsi de sağlıklı olarak evlerine gitmiştir.
Hastalığın ilk çıkış yeri olan Çin’den başlayarak, hastalığın salgın düzeyine ulaştığı ülkelerle uçak seferleri hemen durdurulmuş, kara sınırlarımız kontrol altına alınmış, gerektiğinde kapatılmıştır.
Yurt dışından gelen vatandaşlarımızın tamamı ülkemize girişte sağlık kontrolünden geçirilmiş, durumu şüpheli görülenler karantinaya alınmıştır.
Ülkemizdeki ilk Kovid-19 hastası vatandaşımız 10 Mart’ta tespit edilmiştir.
Bunu izleyen günlerde okulların tatil edilmesi, yurt dışı görevlerin ertelenmesi, insanların toplu olarak bulunduğu mekânların faaliyetlerine ara verilmesi, etkinliklerin ertelenmesi gibi çok sayıda tedbiri seri bir şekilde hayata geçirdik.
İlk tespitten bir hafta sonra hasta sayımız 47’ye ulaştı ve ilk can kaybımızı 18 Mart’ta verdik.
18 Mart tarihindeki kapsamlı değerlendirme toplantımızın ardından, yaklaşık 100 milyar liralık bir ekonomik destek programını milletimizle paylaştık.
Bu çerçevede Meclisimiz gereken düzenlemeleri yaptı.
Böylece, ilave kaynak aktarmak suretiyle İşsizlik Fonunu güçlendirerek çalışanlarımızın, Kredi Garanti Fonu’nu güçlendirerek esnaf ve sanatkârımızın yanında olduğumuzu gösterdik.
Ayrıca, en düşük emekli maaşını bin 500 liraya çıkartırken, Ramazan Bayramı ikramiyesinin ödenme tarihini de Nisan başına aldık.
İstihdamı korumak amacıyla kısa çalışma ödeneğinin şartlarını kolaylaştıran, telafi çalışma süresini azaltan, sosyal yardımları artıran düzenlemeyi de hayata geçirdik.
Hem hastalıkla mücadele hem de bunun ekonomik sonuçlarının telafisiyle ilgili ihtiyaç duyulan ilave tedbirleri peyderpey ilan ettik.
Önümüzdeki süreçte de bu konuda gereken adımları atmayı sürdüreceğiz.
Bugün itibariyle dünya çapında Kovid-19 hastası sayısı 426 bine, ölü sayısı da 19 bine ulaşmıştır.
Ülkemizde ise 53 bin vatandaşımızı evlerinde izlemeye, 8 bin 554 vakayı ise hastanelerde takibe aldık.
Bunlardan 797 kişi tamamen iyileşip taburcu olurken, 4 bin 603 kişiden numune alınarak ileri tetkik yapıldı.
Kovid-19 teşhisi konan bin 872 kişinin tedavisine devam ediliyor.
Tedavi altındaki hastalarımızdan 44’ünü ise maalesef kaybettik.
Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.
Aziz Milletim;
Malum olduğu üzere, bu virüs daha çok kronik hastalığı olanlar ile yaşlılarda ölümcül sonuçlara yol açıyor.
Hasta ve yaşlılarımıza virüs bulaşmasını önlemenin tek yolu ise kendimize gönüllü karantina uygulamak, yani mecbur kalmadıkça evden dışarıya çıkmamaktır.
Nitekim vefat eden hastalarımızın tamamında da, Kovid-19 yanında ilave rahatsızlıklar söz konusuydu.
Özellikle yaşlılarımızın, hem kendilerinin hem de diğer insanların sağlıkları için, bu süreçte kesinlikle ve kesinlikle dışarıya çıkmadan, hayatlarını evlerinde sürdürmeleri şarttır.
Yaşlı büyüklerimizle ilgili hassasiyetimizin sebebi, onların diğerlerine hastalık bulaştırıyor olması değil, onlara hastalık bulaşmasının önüne geçmektir.
Bunun için, başımızın tacı olan yaşlılarımızı, sevgiyle, saygıyla, ihtimamla korumalıyız.
Büyüklerimizi incitecek en küçük bir saygısızlığı dahi kabul edemeyiz.
Sağlık hizmetlerinin kapasitesi ve kalitesi konusunda hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Türkiye bu sürece, son 17 yılda, dünyanın en güçlü ve yaygın genel sağlık sigortasını hayata geçirmiş, dünyanın en modern hastanelerini inşa etmiş, 1 milyonu aşkın sağlık personeliyle en yüksek standartlarda hizmet kalitesine ulaşmış ülkesi olarak girmiştir.
Bugün ülkemiz, sağlık bakanlığı, üniversiteler ve özel sektördeki 165 bin doktoru, 205 bini hemşire olmak üzere 490 bin diğer sınıflardaki sağlık personeli ve 360 bin destek personeli ile dev bir sağlık ordusuna sahiptir.
İlave 32 bin sağlık personeli alımıyla ilgili çalışmaları da başlattık.
Ayrıca, gelişmiş üretim gücümüzle, sağlık sektörünün ihtiyaç duyduğu pek çok malzemede kendi kendimize yeterliyiz.
Geçmişte bu tür kriz dönemlerinde dünyadan yardım isteyen bir ülke durumundaydık.
Bugün ise, dünyanın 69 ülkesi Türkiye’den yardım talep etmiş, bunların 17’sine de imkânlar nispetinde gereken malzemeler gönderilmiştir.
Dostlarımızı bu sıkıntılı günlerinde yalnız bırakmamak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.
Her türlü senaryoya karşı hazırlığımız vardır.
İyi bir izolasyonla hastalığın yayılma hızını iki, üç hafta içinde kırarak bu süreçten olabildiğince en kısa sürede ve olabilecek en az hasarla mutlaka çıkacağız.
Aksi takdirde, çevremizde pek çok örneğini gördüğümüz şekilde, daha ağır sonuçlarla ve buna bağlı olarak daha ağır tedbirlerle karşılaşmamız kaçınılmazdır.
Devlet olarak tüm kurumlarımızla üzerimize düşenleri yaparken, vatandaşlarımızdan da destek ve anlayış bekliyoruz.
Sağlık, güvenlik ve sosyal yardım kurumlarımız başta olmak üzere, bu hastalığın yayılmasını önleyecek tüm birimlerimiz, tam bir seferberlik anlayışıyla çalışmalarını sürdürüyor.
Belediyelerimizin, gıda ve temizlik malzemeleri tedarik zincirinde çalışanlarımızın, ekonomiyi ayakta tutmak için üretimde ve hizmet sektöründe faaliyetlerine devam eden kuruluşlarımızın gayretlerini de takdirle takip ediyoruz.
Vatandaşlarımızdan tek ricamız, önümüzdeki kritik günlerde hastalığın yayılma zincirini kırmak için, Sağlık Bakanlığımızdan, İçişleri Bakanlığımızdan ve diğer ilgili kurumlarımızdan gelen ikazlara harfiyen uymalarıdır.
Böylece, hep birlikte mümkün olan en kısa sürede normal hayatımıza dönme imkânına kavuşabiliriz.
Önce insan diyen bir yönetim anlayışıyla hareket ettiğimiz için her vatandaşımızın canı bizim için aynı derecede değerlidir, bunun için ‘Evde kal Türkiye’ diyoruz.
Bunun için sosyal mesafeye dikkat edilmesini, yani diğer insanlarla aramızda hastalık bulaşmasına imkân tanımayacak mesafe bırakılmasına özen gösterilmesini istiyoruz.
Bunun için temizliğe önem verilmesini, özellikle dış temasların ardından ellerimizin mutlaka yıkanmasını, kolonyayla dezenfekte edilmesini tavsiye ediyoruz.
Bunun için yaşlılarımıza ayrı bir ihtimam gösteriyoruz.
Bunun için vatandaşlarımızdan destek, sabır ve anlayış bekliyoruz.
Aziz Milletim;
Ülke ve millet olarak bugüne kadar karşılaştığımız her sıkıntının, uğradığımız her saldırının üstesinden birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize daha sıkı sarılarak geldik.
İnşallah bu Koronavirüs tehdidini de aynı şekilde yeneceğiz.
Velev ki gözle görülmeyen bir virüs olsun; hiçbir düşman milletimizin birliğinden, beraberliğinden, gücünden, dirayetinden daha üstün değildir.
Bugünler, Habillerle Kabillerin ayrıştığı, hasbilerle hesabilerin kendini belli ettiği, bencillerle diğer gamların arasındaki farkın ortaya çıktığı günlerdir.
Biz tüm bu hasletlerin hayırlı olanını tercih edeceği konusunda milletimize güveniyoruz.
Her meselemizde olduğu gibi, Rabbimizin yardımının bu sıkıntımızda da yanımızda olacağından şüphe duymuyoruz.
Rabbimizin ‘Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır olabilir’ emri ilahisinin hikmetine bir kez daha muhatap olacağımıza tüm kalbimizle inanıyoruz.
Dünya bu salgın hastalığın ardından, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı, yepyeni bir küresel siyasi, ekonomik, sosyal sistemin inşa edileceği bir döneme doğru gitmektedir.
Türkiye olarak bu yeni döneme çok büyük avantajlarla ve güçlü bir altyapıyla giriyoruz.
Önümüzde, 2023 hedeflerimize, umduğumuzdan daha kısa sürede ulaşabileceğimiz bir fırsat duruyor.
İnşallah aydınlık yarınlar bizi bekliyor.
Yeter ki ikazlara riayet edelim, sabırlı olalım, dikkati elden bırakmayalım, kendimizin ve çevremizin temizliğine ihtimam gösterelim…
Tedbir bizden, mücadele bizden, ferasetli davranmak bizden, takdir Allah’tandır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Becirovic ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Bağımsızlığının ilanından bu yana Türkiye olarak Bosna Hersek’in her daim yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Bosna Hersek’in toprak bütünlüğü ve egemenliğine yönelik güçlü desteğimizi de kararlılıkla sürdürmekteyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Denis Becirovic, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’ndeki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Becirovic’i İstanbul’da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu kaydetti.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Becirovic ile çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özel bir niteliğe sahip Türkiye-Bosna Hersek ilişkilerini ayrıntılı şekilde ele aldık. Balkanlar odağında bölgesel gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Gazze’de yaşanan soykırım ve İsrail karşısında Birleşmiş Milletler nezdinde atılacak adımlar üzerinde durduk” dedi.
“HEM BOSNA HERSEK’İN HEM DE BÖLGENİN BARIŞ VE İSTİKRARINA KATKI SAĞLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bağımsızlığının ilanından bu yana Türkiye olarak Bosna Hersek’in her daim yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini belirterek, “Bosna Hersek’in toprak bütünlüğü ve egemenliğine yönelik güçlü desteğimizi de kararlılıkla sürdürmekteyiz. Barışı Uygulama Konseyi Yönlendirme Kurulu üyeliğimiz ve EUFOR-Althea Harekatı’ndaki mevcudiyetimizle hem Bosna Hersek’in hem de bölgenin barış ve istikrarına katkı sağlıyoruz” diye konuştu.
Bosna Hersek’te tüm kesimlerin katılımıyla, geniş tabanlı bir toplumsal uzlaşının ve barış içinde bir arada yaşama anlayışının hâkim kılınmasının önemi ve değerinin açık olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmiş tecrübeler ışığında Bosna Hersek’te yaşanabilecek herhangi bir menfi gelişmenin tüm Balkanlar’ın istikrarına tehdit oluşturacağı gerçeğini unutmamamız gerekiyor. Dost ve kardeş Bosna Hersek’e yaklaşımımızın temelinde tarihi ve kültürel bağlarımızın yanı sıra bu anlayış yatmaktadır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede Bosna Hersek’te 6 Ekim’de düzenlenecek yerel seçimlerin huzur içinde tamamlanarak hayırlara vesile olmasını diledi.
“ASKERÎ VE GÜVENLİK ALANLARINDAKİ İŞ BİRLİĞİ DE GÜNDEMİMİZDE YER ALDI”
Görüşmelerinde, Bosna Hersek ile ikili ilişkilerini derinleştirmek amacıyla atılacak adımlar üzerinde de durduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İkili ticaret hacminin bu senenin sonunda 1 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyoruz. Tabii bu rakamı yeterli bulmuyoruz. Bu minvalde karşılıklı ticareti artırma noktasında yapılabilecekler hakkında fikir teatisinde bulunduk. Saraybosna-Belgrad Otoyolu’nun yapımına ilişkin çalışmaları da bu kapsamda ele aldık. Projenin bir an evvel tamamlanmasına dair temennimi Sayın Başkan ile paylaştım. Enerji ve altyapı başta olmak üzere Bosna Hersek’in kalkınmasına yönelik projelere destek vermeye devam edeceğimizi de bu vesileyle kıymetli kardeşime aktardım.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılın yedi ayında Bosna Hersek’i ziyaret eden turistler arasında Türk vatandaşlarının, komşu ülkeleri de geride bırakıp ilk sırada yer almasının sevindirici olduğunu vurgulayarak, “Ülkelerimiz arasında kimlikle seyahati mümkün kılacak anlaşmayı yakın zamanda imzalayarak, halklarımız arasındaki beşerî münasebetleri daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. Askerî ve güvenlik alanlarındaki iş birliği de gündemimizde yer aldı. Özellikle savunma sanayisine yönelik iş birliğimizi nasıl ve ne denli geliştireceğimizi değerli kardeşimle ele aldık. FETÖ ile ortak mücadele bağlamındaki beklentilerimiz üzerinde durduk” diye konuştu.
“GAZZE’DE YAŞANANLARIN FAİLLERİ ULUSLARARASI HUKUK KARŞISINDA HESAP VERECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, 11 Temmuz 1995 Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü ilan edildiğini, Türkiye’nin alınan bu kararı eş sunucu olarak desteklediğini söyledi.
Bu temelde Türkiye’nin 11 Temmuz’u “Srebrenitsa Soykırımını Düşünme ve Anma Uluslararası Günü” olarak kabul ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç’in ‘Unutulan soykırım tekrarlanır’ sözünden ilhamla, soykırımın gelecek nesillere anlatılmasına yönelik gayretlerimizi sürdüreceğiz. 1990’lı yıllarda Bosna Hersek’te dünyanın gözleri önünde gerçekleştirilen katliamın bir benzerini maalesef bugün Gazze’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşıyoruz. Srebrenitsa Soykırımı’nın failleri uluslararası mahkemelerde nasıl hüküm giydilerse, Gazze’de yaşananların failleri de uluslararası hukuk karşısında hesap vereceklerdir. 41 bini aşkın Gazzeli kardeşlerimizle birlikte İsrail işgal güçleri tarafından öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi evladımızın da hesabını adalet önünde mutlaka verecektir, hesabını da mutlaka soracağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Becirovic’e ziyaretleri için teşekkür ederek, kardeş Bosna Hersek halkına selam gönderdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ardından heyeti yolcu ettikten sonra basın mensuplarına kandil simidi ikram ederek, Mevlit kandillerini kutladı.
BOSNA HERSEK DEVLET BAŞKANLIĞI KONSEYİ BAŞKANI BECİROVİC: “TİCARİ İLİŞKİLERİMİZİN DAHA DA ARTACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”
Gazze’deki soykırım ve orada yaşananları, çocuklara ve kadınlara yapılanlarla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuştuklarını aktaran Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Becirovic, “Gazze (soykırımı) aslında bu dünyanın en büyük ayıbıdır” dedi. Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Becirovic, Gazze’de bir an önce sivillerin öldürülmesinin durdurulması ve bir an önce barış ve hak sağlanması gerektiğini vurguladı.
İki dost ülkenin iyi ilişkilerine işaret eden Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Becirovic, “İkili ilişkilerin, iktisadi ve turizm, eğitim, sağlık ve diğer alanlarda gelişebileceğini düşünüyorum. Önümüzdeki dönemlerde daha da ilişkilerimizi güçlendireceğimizi düşünüyorum ve Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir kez daha samimiyete bize yardım ettikleri için teşekkür etmek istiyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Bosna Hersek’e verdiği destek için teşekkür eden Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Becirovic, “Bildiğiniz gibi Sayın Erdoğan dünya çapında bir lider ve o bizim Bosna Hersek’imizin de büyük bir dostu olarak bilinmekte” dedi.
İki ülkenin güçlü tarihî, kültürel ve ekonomik ilişkilerinin olduğunu belirten Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Becirovic, bunun iki ülkeyi daha da güçlü hâle getirdiğini söyledi.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Becirovic, Türkiye-Bosna Hersek arasındaki ticari ilişkilerin daha da güçlenmesini dileyerek, “İki ülke ticaret hacmi, zamanında 100 milyon avrodan bugün 1 milyar dolara gelmiştir ve önümüzdeki yıllarda bu ticari ilişkilerimizin daha da artacağını düşünüyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de, bu yıl 4’üncüsü, “çocuk güvenliği” başlığıyla düzenlenen, Lider Eşleri Zirvesi’ne video mesaj gönderdi.
Video mesajında bu seneki zirvenin ana temasının “çocuk güvenliği” olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, “Ne acı ki bugün yaşadığımız dünyada, çocukların yaşam hakkını korumak, güvenli ve huzurlu bir ortamda büyümelerini sağlamak küresel bir sınava dönüşmüş durumda. Hâlbuki insanlığın geleceği çocukla filizlenir” dedi.
“Çocuklar bugünkü nüfusumuzun üçte birini, geleceğimizin ise tamamını oluşturur” sözünün bu gerçeği güzel bir şekilde ifade ettiğini belirten Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir toplumun ruhunu yansıtan şeyin çocuklara davranışında gizli olduğunu söyleyen Nelson Mandela da bu gerçeği vurgular. Ben bu cümleyi insanlık adına yeniden kurmak istiyorum ve diyorum ki insanlık olarak ruhumuzun yansımasını görmek istiyorsak dünya çocuklarının mevcut durumuna bakmalıyız. Bebeklerin nüfusa bile kaydedilmeden kefene sarılması, çocuk ölümlerinin savaş zayiatı sayılması, bugünkü insanlığın ruhunun ne denli karanlıkta olduğunu ortaya koyuyor.”
“TÜM ÇATIŞMA BÖLGELERİNİN ÇOCUKLARINA İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİR GELECEK BORÇLUYUZ”
Emine Erdoğan, Ukrayna’daki ve Suriye’deki çocukların yaraları sarılamamışken, Gazze’de eşi benzeri görülmemiş bir vahşete tanıklık edildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Her 10 dakikada bir çocuğun öldürüldüğü, yaşayan 10 çocuktan 9’unun ise açlık ve susuzluktan ölüm ile karşı karşıya kaldığı bir çatışma bölgesi düşünün. Savaş ortasındaki bir çocuğun ‘çok yoruldum, ölüp dinlenmek istiyorum’ dediği, ölmeyi yaşamaya tercih ettiği bir dünyayı nasıl içimize sindirebiliriz. Ukrayna’nın, Suriye’nin, Gazze’nin ve diğer tüm çatışma bölgelerinin çocuklarına savaşmak veya ölmek haricinde insan onuruna yakışır bir gelecek borçluyuz. Bu bilinçle bir araya gelmiş olan bizler, herkes için adil ve yaşanabilir bir dünya hayaline inanıyoruz.”
Böyle bir yeryüzünü çocuklar aşkına kurmaya yönelik atılan her adımın çok değerli olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, “Evlatlarımızın, savaşın karanlık gölgesiyle dünyalarından eksilen her rengi yeniden yerine koyma sorumluluğunu yüreğimizde hissediyoruz” dedi.
Bu bakış açısıyla Olena Zelenska’nın özellikle Ukraynalı çocukları korumaya yönelik çalışmalarını kıymetli bulduğunu belirten Emine Erdoğan, “2022 yılında, savaş mağduru Ukraynalı çocukları Türkiye’de misafir etme girişimi de bunlardan bir tanesi. Bugün hâlâ bin 500’e yakın Ukraynalı çocuk ve refakatçisine ülkemizde ev sahipliği yapıyoruz” bilgisini verdi.
“SAVAŞIN ADİL VE KALICI BİR BARIŞLA BİR AN ÖNCE SONA ERMESİNİ YÜREKTEN DİLİYORUM”
Emine Erdoğan, vatanını savunan Ukrayna halkıyla dayanışma içinde olduklarını bir kez daha vurgulayarak, “Savaşın adil ve kalıcı bir barışla bir an önce sona ermesini yürekten diliyorum” dedi.
Çocukları koruma amacıyla düzenlenen zirvenin hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Emine Erdoğan, “Dünyanın dört bir yanında yaşanan silahlı çatışmalarda hayatını kaybedenleri rahmetle yâd ediyorum. Başta değerli dostum Sayın Zelenska olmak üzere, tüm katılımcıları saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
LİDER EŞLERİ ZİRVESİ
Zirve, Olena Zelenska tarafından 2021’de insani sorunların çözümüne yardımcı olacak uluslararası bir diyalog platformu oluşturmak ve insanların refahı için ortak projeler uygulamak amacıyla başlatıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.