Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT World Forum’da yaptığı konuşmada, Türkiye’nin hiçbir ülkenin toprağında, hiçbir toplumun özgürlüğünde veya çıkarlarında gözü olmadığını belirterek, “Böyle bir ithamı, kendimize yapılmış en büyük hakaret sayarız. Biz sadece, kendimizin ve ayrılmaz bir parçamız olarak gördüğümüz kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, geleceğini savunuyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde “Küreselleşmenin Krizi: Riskler ve Fırsatlar” ana temasıyla düzenlenen TRT World Forum 2019’da katılımcılara hitap etti.
Konuşmasının başında Dünya, bölge ve Türkiye için verimli tartışmaların zemini olarak gördüğü TRT World Forum’un başarılı geçmesini temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yıl üçüncü düzenlenen TRT World Forum, küresel meselelere çözüm üreten bölgemizin ve dünyanın en prestijli platformlarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor” dedi.
“DEMOKRASİNİN TESİSİ DÜNYADAKİ FARKLI SESLERİ BİR ARAYA GETİRMEKTEN GEÇİYOR”
“Küreselleşmenin Krizi: Riskler ve Fırsatlar” başlığıyla gerçekleşecek olan toplantıların siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmelere ilham kaynağı olacağına inandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Demokrasinin ve adaletin tesisi, dünyadaki farklı sesleri bir araya getirmekten ve özgür bir tartışma ortamı oluşturabilmekten geçiyor” diye konuştu.
“Barış Pınarı Harekâtı’nı gerekçe göstererek programlarını iptal edenler, aslında bu büyük fırsatı kaçırmışlardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin bölgeyi terörden arındırmak için başlattığı Barış Pınarı Harekâtı’nı protesto amacıyla konuşma yapmaktan vazgeçenlerin demokrasiyi hazmedemedikleri düşünüyorum ve terör örgütlerine de destek verdiklerini düşünüyorum. Ve bu tiplerin teröre karşı olduklarını hiçbir yerde anlatmalarına gerek yok” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın aşağı yukarı her asırda yeni ve köklü bir değişim yaşadığını, bu değişimin bir tarafında büyük yıkımlar, acılar, zulümler ve adaletsizlikler varken diğer tarafından ise yeni bir inşa, yeni bir yükseliş, yeni bir refah düzeni bulunduğunu söyledi.
Türkiye’nin merkezinde yer aldığı coğrafyada da insanlık tarihi boyunca bu iniş-çıkışların hep yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son birkaç yüzyıldır her ne kadar dünyaya yön veren sıklet merkezi bir parça değişmiş gibi gözükse de kavganın odağında hâlâ bu coğrafya vardır. Hâl böyle olunca, ister istemez ülkemiz gelişmelerin merkezine yerleşiyor” şeklinde konuştu.
Türklerin 1071 Malazgirt Zaferiyle başlayan Anadolu’yu yurt edinme mücadelesini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bize düşen görev, milletimizin Anadolu’daki bin yıllık varlığına ve gücüne uygun şekilde yeni hedefler, yeni vizyonlar ortaya koyarak yolumuza devam etmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınırları telle ve kanla değil de masa başında cetvelle çizilerek oluşturulan devletlerin hiçbir zaman gerçek devlet olamayacağı ortaya çıkmıştır. Özgürlüğün başkaları tarafından verilen bir lütuf değil, hak edilen, uğrunda mücadele edilen, yürek ve bilek gücüyle alınan, ölümüne bir kararlılıkla da korunan kutsal bir değer olduğunu bu süreçte bir kez daha gördük. Türkiye’nin coğrafyasındaki diğer devletlerden farklı işte burada yatıyor” görüşüne yer verdi.
Türkiye ile ilgili değerlendirmelerin oryantalist kalıplardan ziyade derin tarihî perspektif içinde yapılması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksi takdirde sürekli yanlış hesaplar içine girilmesi kaçınılmazdır. Bu yanlış hesapları milletimizin çelikten iradesi, devletimizin çoğu defa görülmek ve kabul edilmek istenmeyen gücüyle bozmak zorunda kalıyoruz. Suriye ve Doğu Akdeniz’de son dönemde yaşadığımız gelişmeler yanlış hesapların bozulmaya mahkûm olduğunun güncel birer örneğidir” dedi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ OLARAK TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MASAYA OTURMAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hiçbir ülkenin toprağında, hiçbir toplumun özgürlüğünde veya çıkarlarında gözü olmadığının altını çizerek sözlerine şöyle devam etti: “Böyle bir ithamı, kendimize yapılmış en büyük hakaret sayarız. Biz sadece, kendimizin ve ayrılmaz bir parçamız olarak gördüğümüz kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, geleceğini savunuyoruz. Geçmişinde ne sömürge ne katliam ne zulüm ne yakım ayıbı olmayan bir milletin başkaca bir gayesi olamaz. Herkes Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da, Afrika’da, Balkanlar’da başka niyetlerle at koşturuyor olabilir, ama Türkiye sadece kardeşleriyle olan kader birliği sebebiyle oradadır. Bu bir damla petrolü bir damla kandan daha değerli görenlerin asla anlayamayacağı büyük bir erdemdir. Yunus Emre’nin ve Mevlana’nın torunlarından başka türlü bir tavır bekleyenler ülkemizi asla kendi buhranlarının içine çekemeyeceklerdir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17-18 yıllık görev süresi boyunca, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak terör örgütleriyle masaya oturmadıklarını, oturmayacaklarını vurgulayarak, “Başkaları oturabilir, onlar da bizi o kadar ilgilendirmez. Ama bu aynı zamanda uluslararası siyasetin, savaş hukukunun ve terörle mücadelenin de nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından çok önemli. Bir taraftan teröre karşı mücadele diyeceksiniz, öbür taraftan teröristleri bu şekilde şımartacaksınız. Öyle bir şımartma ki düşünün, şu anda Kuzey Suriye’de eğer 30 bin tır Irak üzerinden silah, mühimmat, araç, gereç buraya sokuluyorsa acaba bu ben dünyanın en güçlüsüyüm diyenler bunu neyle izah edecekler? Bunu hangi demokratik anlayışla izah edecekler?” ifadelerini kullandı.
“DİPLOMASİNİN SADECE GÜÇLÜLERİN BASKI ARACI OLARAK KULLANILMAYA DEVAM EDİLEBİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Teknolojinin ve iletişimin geliştiği bir dönemde küreselleşmeyi inkâr etmenin, kendi kendini kandırmaktan öte bir anlam ifade etmeyeceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılması gerekenin küreselleşmenin getirdiği imkânları tüm insanlık için daha iyi bir gelecek inşa etmenin manivelası olarak kullanmak olduğunu kaydetti.
TRT World Forumu’nun bu yıl ki konusunun bir asır önce kurulan küresel sistemden yeni bir safhaya geçişin sancılarını yaşayan dünyaya yeni ufuklar açacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii hâlâ eski dünyanın parametreleri içinde düşünmeyi ve davranmayı alışkanlık hâline getirenler bakımından bu durum rahatsız edici olacaktır. Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği ve sınırlarının güvenliği ile Suriyeli sığınmacıların ülkelerine gönüllü dönüşünün teminini amaçlayan Barış Pınarı Harekâtı’na verilen tepkileri bu çerçevede okumak gerekiyor. Hâlbuki artık terör örgütleri kullanılarak ülkelere boyunduruk vurulamayacağı görülmelidir” şeklinde konuştu.
Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konuda maalesef dünyanın ben şu anda bu işi takip eder durumda olduğuna inanmıyorum, hâlâ suskun olduğuna inanıyorum. Ama bunların tek çıkışı nedir biliyor musunuz? Bizim dolarlarımız var dolayısıyla, biz dolarlarımızla bu işi hallederiz, her zaman yaptıkları bu değil mi? Bu. Şimdi de bunu yaparlar. Dolarlarımız var, petrolümüz var, tek bunların yöneldikleri yol bu. Ben inanıyorum ki, düşünce özgürlüğüne inananlar, inanç özgürlüğüne inananlar ne inancını ne düşüncesini o yeşil dolara asla değişmeyecektir” değerlendirmesinde bulundu.
“Karanlıkta göz kırpılarak perde arkasından toplumları yönetme devri kapanmıştır, o geride kaldı” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Diplomasinin sadece güçlülerin baskı aracı olarak kullanılmaya devam edilebilmesi mümkün değildir. Darbeler dâhil her yol mubah sayılarak kurulan çarpık düzenin artık sonuna gelinmiştir. Özellikle de küresel sistemin en zayıf halkasını oluşturan ekonomik ilişkilerin siyasi hedeflerin silahı haline dönüştürülmesi adeta intiharla eş anlamlıdır. Ülkemiz son altı yılda tüm bunları bizzat yaşamış, bedelini ödemiş, yanlışlığını ortaya koymuştur. Daha acısı ise, bu mücadeleyi neredeyse tek başımıza yürütüyor olmamızdır. Uluslararası toplumdan ülkemizin terör örgütleriyle mücadelesi noktasında değerli dostlar, maruz kaldığı siyasi, diplomatik, ekonomik vandallıklara karşı güçlü bir duruş sergilemesini beklerdik. Maalesef bu konuda derin bir hayal kırıklığı, derin bir üzüntü içindeyiz. Sınırlı sayıdaki ülke ve kurum dışında bu onurlu tavrı gösterebilen çıkmadı. Bu ilkeli tavır sergilenemediği müddetçe tüm ülkeler ve toplumlar kendi geleceklerini kendi elleriyle tehdit altına sokuyor demektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO ülkelerinin, terör örgütlerine yönelik mücadelesinde Türkiye’yi yalnız bıraktığına dair eleştirilerini yineleyerek, “Karşımızdaki mesele her şeyden önce bir insanlık meselesidir. İnsan olmakla, zalim olmak arasındaki çizginin ne tarafında durduğunuz meselesidir. Bu büyük sıkıntının yükünü sadece mağdurların ve şartlarını zorlayarak onlara gönüllerini açanların sırtına yüklemeye kalkmak adaletsizliktir, haksızlıktır, bencilliktir. Daha da önemlisi, bu tavır sürdürülebilir değildir. Hem küreselleşmenin nimetlerinden sonuna kadar faydalanıp hem de bu süreçteki çarpıklıkların bir ürünü olan sorunları ret etmek, sağlıksız bir ruh halinin işaretidir. Yeni dünya düzeni işte böyle bir iklimde şekilleniyor” dedi.
Türkiye’nin insanlık ailesinin kadim mirasının günümüzdeki en güçlü temsilcisi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz inşa etmek, yaşatmak, gönül yapmak üzerine kurulu bir medeniyeti ihya etmenin peşindeyiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin tespitlerine, endişelerine, temennilerine, tekliflerine, yaptıklarına karşı çıkanlardan tek bir isteğimiz var, bizi terör örgütlerinin kalemşörlerinden değil, bizden dinleyin bizden, biz bunu istiyoruz. Bizi yeminli Türkiye düşmanlarının söyledikleriyle değerlendirmek yerine, gelip burada neler yaşandığına bakın. Bizi dinlerken de tarihî ve siyasi bağnazlıkların ürünü o filtreleriniz var ya, onları bir kenara bırakın, açık, şeffaf, hasbi olun, işte o zaman birlikte yapabileceğimiz çok şey bulunduğunu göreceksiniz” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barış Pınarı Harekâtı’na 120 saatlik bir ara verildiğini kaydederek, “Dolayısıyla bu 120 saatin artık büyük bölümü sona erdi. Şimdi yarın bizim bir Rusya, Soçi seyahatimiz var, bu seyahatte Sayın Putin’le bu sürece ele alacak, ondan sonra da atılması gereken adımları inşallah atmış olacağız” diyerek konuşmasını tamamladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Metin Kıratlı’nın yemin törenine katıldı.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene gelişinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra törenin düzenlendiği salona geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Kıratlı’nın üyelik yeminini ve kisvesinin giydirilmesi töreni ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya’nın konuşmasını takip etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Yerel Kalkınma Hamlesi ile de şehirlerin yerel potansiyelinin tamamını harekete geçirerek ülke sathına yaydıklarını belirterek, “Yakın dönemde kamuoyuyla detaylarını paylaşacağımız Yerel Kalkınma Hamlesi Programımızla şehirlerimizin potansiyelini, yetkinliklerini ve ihtiyaçlarını dikkate alan yatırım projelerini destekleyeceğiz.” dedi.
Bakan Kacır, Isparta Süleyman Demirel OSB’deki fabrikaların açılışını yaptı. Halı dokumacılığında marka şehrin mirasını dünyayla buluşturacak, mermer kaynaklarını katma değere dönüştürecek, yenilenebilir ve çevre dostu enerji üretim altyapısına güç kazandıracak, yatırım büyüklüğü 1,8 milyara yaklaşan ve 160 istihdam sağlayacak 3 tesisin Isparta’ya hayırlı olmasını dileyen Kacır, şunları söyledi:
AR-GE VE İNOVASYON: Millî Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda; Türkiye’yi üretimde, yatırımda, Ar-Ge ve inovasyonda öncü ülkeler arasına dahil edebilmek için gayretlerimizi sürdürüyoruz. Sanayide ve teknolojide son 22 yılda büyük kazanımlar elde ettik. Ar-Ge harcamalarını 1,2 milyar dolardan, 12 milyar dolara, Ar-Ge personeli sayısını 29 binden 272 bine çıkardık.
OSB SAYISINDA ARTIŞ: Sanayide çalışan sayımız 3 milyon 900 binden, 6 milyon 700 bine yükseldi. Sayıları 191’den 360’a yükselen organize sanayi bölgeleri ve kurduğumuz 45 endüstri bölgesi, Türkiye’nin üretim üsleri hâline geldi. Otomotiv üretimimiz yıllık 357 binden, 1,5 milyona yükseldi. Türkiye, Avrupa’nın üçüncü büyük otomobil üreticisi oldu. Beyaz eşya üretimimiz 6,7 milyon adetten, 32,3 milyon adete yükseldi. Türkiye, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ikinci büyük beyaz eşya üreticisi oldu. Demir-çelik üretimimiz 16 milyon tondan, 34 milyon tona çıktı.
MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ: Millî Teknoloji Hamlemizin işaret fişeğini yakan savunma sanayimizin millî ve özgün ürünleri bugün dünyada savaş paradigmasını değiştiren ve jeopolitik dengeleri belirleyen unsurlar hâline geldi. Uydu teknolojilerinde gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla ülkemizi kendi haberleşme ve görüntüleme uydularını geliştirebilen, test edebilen, üretebilen az sayıda ülkeden biri kıldık.
GÜVEN VE İSTİKRAR: Milletimizin 60 yıllık yerli ve millî otomobil hayalini Togg ile gerçeğe dönüştürdük. Bölgesinde güvenin ve istikrarın adresi ülkemiz, küresel ve bölgesel sınamalara rağmen yatırım, istihdam, üretim, icat ve ihracat rotasında kalkınma yolculuğuna emin adımlarla ilerliyor. Sadece 22 yıla sığdırdığımız asra bedel kazanımlarla Türkiye Yüzyılı’nda yenilerini ekleyecek, Türk sanayisinin rekabetçiliği güçlendirecek destek enstrümanlarını adım adım devreye almaya devam edeceğiz.
KATMA DEĞER VE YÜKSEK TEKNOLOJİ: Katma değerli ve yüksek teknolojili üretimi önceleyerek, sanayimizin yeşil ve dijital dönüşümünü gerçekleştirecek, nitelikli insan kaynağımızı en üst düzeyde harekete geçirerek ülkemizin küresel üretim ve teknoloji geliştirme üssü rolünü perçinleyecek projeleri hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
YTAK PROGRAMI: Hızla hayata geçirdiğimiz Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programıyla; ekonomimizin yükselişine katkı verecek teknolojik ve stratejik yatırımların gerçekleştirilmesi için uzun vadeli ve uygun koşullarda finansmana erişim imkânı sunuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ile Türkiye’yi yüksek teknoloji yatırımlarının odağı hâline getirecek tarihimizin en büyük ölçekli teşvik programını geçtiğimiz ay devreye aldık.
YEŞİL VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM: Yeşil ve dijital dönüşüm destek programlarıyla işletmelerin ikiz dönüşümde kısa, orta ve uzun vadeli ihtiyaçlarına cevap verecek destek mekanizmalarını onlara sunuyoruz. Başlattığımız Yerel Kalkınma Hamlesi ile de şehirlerimizin yerel potansiyelinin tamamını harekete geçirerek ülke sathına yayıyoruz. “Halka hizmet Hakk’a hizmettir” anlayışıyla; yatırım teşvikleriyle, sanayi alanlarıyla, KOBİ’lerimize sağladığımız imkânlarla ve bölgesel kalkınma projelerimizle Isparta için, Ispartalılar için çalışmaya devam edeceğiz.
3 BİN 150 İLAVE İSTİHDAM: Son 22 yılda OSB’lerimiz için sağladığımız 550 milyon lira finansmanla 3 bin 150 ilave istihdamı Isparta’da oluşturduk. Şehrimize yapılacak yeni ya da ilave yatırımlar için verdiğimiz 850 yatırım teşvik belgesi düzenledik, 55 milyar lira sabit yatırımın ve 11 bin 500 nitelikli istihdamın önünü açtık.
205 PROJE, 791 MİLYONLUK DESTEK: Gülleri kadar güzel gönüllü insanlarıyla maruf Isparta’nın sahip olduğu potansiyeli kalkınma ajanslarımız ile de harekete geçiriyoruz. Batı Akdeniz Kalkınma Ajansımız eliyle şehrimizde; kamu kurumlarımızın, mahalli idarelerimizin, üniversitelerimizin, özel sektörümüzün ve sivil toplum kuruluşlarımızın 205 projesine 791 milyon lira destek olduk.
KOBİ’LERE DESTEK: Yerel kalkınmanın sac ayağı, başat aktörü olan KOBİ’lerimizi desteklemeyi sürdürüyoruz. 22 yıl öncesine kadar şehrimizde KOSGEB desteklerinden bir elin parmağı kadar KOBİ yararlanmışken son 22 yılda 10 bin 400’den fazla KOBİ’mize 1,2 milyar lira destek sağladık. Şehrimizin araştırma ve inovasyon altyapısını güçlendirecek teknoparkımızı ve Ar-Ge merkezimizi Isparta’ya kazandırdık. TÜBİTAK akademik, bilim insanı ve özel sektör Ar-Ge destek programları kapsamında 728 projeye ve 2 bin 300 bilim insanımıza 1,7 milyar liranın üzerinde destek olduk.
ÖNCÜ ŞEHİR: Şehrimizin bereketli topraklarıyla yoğurulmuş eşsiz lezzetleriyle beraber yerel ve geleneksel değerlerinin de yer aldığı 20 ürünü coğrafi işaretle tescilledik. Tarihinde nice medeniyetlere, beyliklere, imparatorluklara yoldaş olmuş Isparta’mızı Türkiye Yüzyılı’nın da öncü şehri yapmak için gayretimizi sürdüreceğiz. Toroslar’ın yiğidi bol şehri Isparta, yeni yatırımlarla beraber sadece turizmin, kültürün değil sanayinin de öncüsü olacak.
GÜCÜNE GÜÇ KATACAK: Şehirlerimizin gücüne güç katacak, üretime, kalkınmaya, istihdama, büyümeye katkı koyacak tüm yatırımcılarımızın her daim destekçisi olacağız. Önümüzdeki dönemde de ilgili tüm kurumlarımızla yakın iş birliği yürüterek 81 şehrimizde sanayimizin katma değer, yüksek teknoloji rekabet ve verimlilik odaklı dönüşümünü daha da hızlandıracağız.
YERELDEN GENELE: Yakın dönemde kamuoyuyla detaylarını paylaşacağımız Yerel Kalkınma Hamlesi Programımızla şehirlerimizin potansiyelini, yetkinliklerini ve ihtiyaçlarını dikkate alan yatırım projelerini destekleyeceğiz. Türkiye Yüzyılı’nda Isparta’mız Yerel Kalkınma Hamlemiz ile üreten, katma değerini artıran, daha da büyüyen güçlü şehirler için başlattığımız seferberlikten güçlü şekilde nasibini alacak. Isparta’mızı yeni yatırımlarla buluşturarak inşallah yerelden genele yükselen bir güç merkezi hâline getireceğiz. Isparta’ya ektiğimiz bu fideler meşhur gülleri gibi şehrimizin yarınlarına kök salacak, çiçek açacak.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.