Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Alman Üniversitesi yeni binaları açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Ülkemizde Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Türk-İtalyan Üniversitesi gibi ortak üniversitelerin kurulmasına ilişkin çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmaların en kısa zamanda olumlu bir şekilde sonuçlandırılmasını temenni ediyoruz. Türk-Alman Üniversitesinin başarısı, bu anlamda yeni ortak üniversitelerin kuruluş süreçlerinde örnek teşkil edecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi Angela Merkel, Türk–Alman Üniversitesi yeni binalarının açılış törenine katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Şansölyesi Merkel ve heyetini, Berlin Konferansı’ndan beş gün sonra Türkiye’de ağırlamaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu ifade ederek, bugün gerçekleştirecekleri ikili ve heyetler arası görüşmelerde ikili ilişkilerin yanı sıra Libya başta olmak üzere bölgesel meseleleri de ayrıntılı şekilde ele alacaklarını açıkladı.
“ÜNİVERSİTEMİZ, KISA SÜRE İÇERİSİNDE AKADEMİK İŞ BİRLİĞİMİZİN LOKOMOTİFLERİNDEN BİRİ HÂLİNE GELMİŞTİR”
Türk-Alman Üniversitesinin, iki ülke arasında bilim, kültür ve teknolojik iş birliğini geliştirmek amacıyla 10 Nisan 2010 tarihinde kurulan bir devlet üniversitesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2013-2014 akademik yılında faaliyete başlayan üniversitemiz, kısa süre içerisinde akademik iş birliğimizin lokomotiflerinden biri hâline gelmiştir. Çift dilli eğitim veren üniversitemiz, beş fakülte, bir yüksekokul ve iki enstitüsü ile ülkemizin saygın eğitim kurumlarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor” açıklamasında bulundu.
Üniversite bünyesinde faaliyete geçecek Teknopark yoluyla sanayi kuruluşları ile iş birliğinin daha da güçleneceğine inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk-Alman Üniversitesi’nin bu seviyeye gelmesinde katkısı ve emeği olan herkesi tebrik ediyorum. İnşallah bizler de diğer devlet üniversitelerimize olduğu gibi Türk-Alman Üniversitesine gereken her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz” dedi.
Almanya Şansölyesi Merkel’in bu açılış törenine iştirak etmesinin Almanya’nın projeye verdiği önemin göstergesi olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Siyasi hayatından önce Sayın Şansölye’nin de bir bilim insanı olduğunu biliyoruz. Ayrıca Sayın Merkel’in Türkiye ile Almanya arasındaki gençlik değişim programları, eğitim ve kültürel alandaki iş birliğine katkıları 25 yılı aşıyor. 18 Nisan 1994 yılında imzalanan Gençliğe Yönelik Politikalarda İşbirliği Protokolü’nü, Sayın Merkel’in dönemin Federal Gençlik ve Kadın Bakanı olarak ülkesi adına imzaladığını hatırlıyoruz. Sayın Merkel nezdinde Alman makamlarına üniversitemizi sahiplendikleri için ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bir buçuk asırlık yolculuğu olan Alman Lisesi gibi Türk-Alman Üniversitesinin de Türk ve Alman dostluğunun bir sembolü hâline gelmesini diliyorum.”
“GENÇLERİMİZE, ÜNİVERSİTE EĞİTİMLERİNİ TAMAMLAYABİLMELERİ İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yükseköğrenim alanında son yıllarda büyük başarılara imza attığını, üniversite sayısını 76’dan 207’ye, öğretim elemanı sayısını 70 binden 170 bine, öğrenci sayısını da 1,6 milyondan 8 milyona yükselttiğini anlatarak, “İstikbalimizin teminatı olan gençlerimize, ailelerine yük olmadan üniversite eğitimlerini tamamlayabilmeleri için her türlü desteği veriyoruz” diye konuştu.
Üniversite harçlarının kaldırıldığını, lisans öğrencilerine kredi-burs desteğini 2020 yılı itibariyle 550 liraya, yüksek lisansta bin 100 liraya, doktorada ise bin 650 liraya yükselttiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurtlarda kalan öğrencilere aylık 420 lira da beslenme yardımı yapıldığını söyledi.
Uluslararası öğrenci sayısının da her geçen yıl arttığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası öğrenci sayısının 15 binden 172 bine ulaştığını, Amerika Birleşik Devletleri’nden, Avusturya’dan, İtalya’dan, Çin’den, Kore’den, Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan, Türk Cumhuriyetleri’nden gelip Türkiye’de doktorasını, yüksek lisansını yapan öğrenciler bulunduğunu ifade etti.
Üniversitelerin nitelikli akademik personel ihtiyacını karşılamak için her yıl, yurt dışına dünyanın en iyi okullarında öğrenim görmek üzere, ciddi miktarda öğrenci gönderildiğinin de altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece bizim yurt dışına gitmiş vatandaşlarımızın değil, diğer ülkelerde yetişmiş bilim adamlarının, araştırmacıların, akademisyenlerin de ülkemize gelmesinin yolunu açıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Beklentimiz, ülkemizin nitelikli yabancı öğretim elemanları için de cazip hâle gelmesi, bir başka ifadeyle beyin göçünün çekim merkezlerinden biri durumuna dönüşmesidir. Türk-Alman Üniversitesi de bu vizyon çerçevesinde ortaya çıkan ve başarılı bir şekilde uygulamaya konulmuş olan bir projedir. Aynı şekilde, ülkemizde Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Türk-İtalyan Üniversitesi gibi ortak üniversitelerin kurulmasına ilişkin çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmaların en kısa zamanda olumlu bir şekilde sonuçlandırılmasını temenni ediyoruz. Türk-Alman Üniversitesinin başarısı, bu anlamda yeni ortak üniversitelerin kuruluş süreçlerinde örnek teşkil edecektir.”
Türkiye’nin yükseköğretim alanında sahip olduğu tecrübesinin dost ve kardeş ülkelerle paylaşılmasına önem verdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ve Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin, Kırgızistan ve Kazakistan’da faaliyet gösteren ve bulundukları ülkede saygı gören önemli ortak üniversiteler olduğuna işaret etti.
Afganistan’da, Mevlana Celaleddin Rumi-Belhi Türk-Afgan Kız Üniversitesi kurulması çalışmalarının da devam ettiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afganistan’da faaliyete geçecek bu eğitim yuvaları ile kadınların bilhassa eğitim ve iş hayatındaki rolünü artırmayı hedeflediklerini söyledi.
“BİR AN ÖNCE SÜKÛNET SAĞLANMAZSA LİBYA’DAKİ KAOS ORTAMI TÜM AKDENİZ HAVZASINI ETKİLEYECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlığın terörden İslam düşmanlığına, kültürel ırkçılıktan yabancı karşıtlığına kadar pek çok sorunla yüzleştiğini dile getirerek iletişim ve ulaşım araçlarının yaygınlaştığı bir dönemde dünyanın neresinde olursa olsun hiç kimsenin bu sorunlara bigâne kalma lüksü olmadığını vurguladı.
Suriye, Yemen, Irak ve Libya’da yaşananlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son dokuz yıldır Suriye’de devam eden çatışmalardan sadece bizim gibi komşu ülkeler değil, başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa etkilenmiştir. Aynı şekilde şayet bir an önce sükûnet sağlanmazsa Libya’daki kaos ortamı tüm Akdeniz havzasını etkileyecektir. DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütleri ile lejyonerlerin bu ülkede tekrar palazlanmasını istemiyorsak çözüm sürecini hızlandırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“ULUSLARARASI TOPLUMUN SURİYE’DE DÜŞTÜĞÜ HATAYA LİBYA’DA DÜŞMEMESİNİ TEMENNİ EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 bin 400’den fazla kişinin ölümüne, 7 bin 500’den fazlasının yaralanmasına sebep olan, ayrıca 300 binin üzerinde Libyalıyı yerlerinden eden bu krizi sonlandırmanın en büyük hedefleri olduğunu belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu hedef doğrultusunda dostumuz ve müttefikimiz Almanya ile güç birliği içerisinde çalışıyoruz. Sayın Putin’le beraber yaptığımız ateşkes çağrısı, 19 Ocak’ta düzenlenen Berlin Konferansı’nın önünü açmıştır. Sayın Merkel nezdinde tüm Alman makamlarına ev sahiplikleri için de ayrıca şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. 55 maddeden oluşan Barış Planı, Libya’da siyasi istikrarın yeniden tesisi yönünde önemli bir adım olmuştur. Ancak bu planının başarısı, alınan kararların sahada uygulamaya geçirilmesine bağlıdır. Bu konuda özellikle darbeci Hafter ve destekçileri üzerinde baskı kurulması önem arz ediyor. Dünden itibaren Trablus’taki sivil yerleşim yerlerine yönelik saldırıların artması, Mitiga havalimanının hedef alınması, kimin barıştan kimin de kan ve gözyaşının sürmesinden yana olduğunu göstermiştir. Son birkaç haftada yaşadıklarımız, Libya için bir turnusol olmuştur. Bu gerçekler ışığında uluslararası toplumun Suriye’de düştüğü hataya Libya’da düşmemesini temenni ediyoruz. Libya ile beş asırlık tarihî, beşeri ve kültürel ilişkileri olan bir ülke olarak duruşumuz nettir. Libyalı kardeşlerimizin barışı, huzuru ve geleceği için bu zor zamanlarında onların yanında olmayı sürdüreceğiz. Tıpkı Berlin Konferansı’nda olduğu gibi barış için, çözüm için, kan ve gözyaşının durması için atılan adımları güçlü bir şekilde destekleyeceğiz. Bu süreçte Alman dostlarımızla yakından çalışacak, inşallah ortak menfaatlerimiz doğrultusunda ilişkilerimizi geliştireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Şansölyesi Merkel’e hoş geldiniz dileklerini yineleyerek açılışı yapılan Türk-Alman Üniversitesi eğitim ve sosyal tesis binalarının hayırlı olmasını diledi.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Şansölyesi Merkel, yine hizmet binalarının açılış kurdelesini kesti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “2021-2027 yıllarını kapsayan Ufuk Avrupa Programı’nda, 2021 yılından bu yana 1107 Türk yürütücünün dahil olduğu 486 proje aracılığıyla 243 milyon avro hibe desteğini Türkiye’ye kazandırdık.” dedi.
Bakan Kacır ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Üyesi Iliana Ivanova, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde basına kapalı düzenlenen Türkiye-Avrupa Birliği, Bilim, Araştırma, Teknoloji ve Yenilik Yüksek Düzeyli Diyalog 2. Toplantısı’na katıldı. Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kacır, Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısı’nın, ikili ilişkileri daha odaklı bir şekilde, en üst mercilerden ele almayı amaçlayan bir mekanizma olduğuna işaret ederek, toplantı çerçevesinde AB ile ikili ilişkileri en üst seviyede ele alarak önemli ve kapsamlı bir gündem etrafında verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
BİLİM VE TEKNOLOJİ POLİTİKALARI
Kacır, bilim ve teknoloji politikaları, sanayinin yeşil ve dijital dönüşümü, Türkiye’nin AB fonlarından daha etkin yararlanması, bilim ve AR-GE ile ilgili AB yapılarına katılımının artmasının da aralarında yer aldığı konularda önemli istişarelerde bulunduklarını belirterek, “Ülkemizin Avrupa Araştırma Alanı’na entegrasyonunu artırabilmek amacıyla önerilerimizi ve iyi uygulama örneklerimizi karşılıklı olarak paylaştık. Bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarımızdaki önceliklerimizi ortaya koyduk. Yeşil ve dijital dönüşüm alanında son dönemde kaydettiğimiz ilerlemeleri paylaştık. İkiz dönüşümde ortak hedeflerimizin gerçekleştirilmesi için ‘Ufuk Avrupa’ ve ‘Dijital Avrupa’ başta olmak üzere ‘Birlik’ programları ile ‘Katılım Öncesi Yardım Aracı’ arasındaki sinerjinin artırılması gerekliliğini ele aldık. Son olarak inovasyon eko-sistemlerimizin entegrasyonunu sağlamak amacıyla teknoloji transferi ve girişimcilik alanında iş birliği fırsatlarını değerlendirdik.” ifadelerini kullandı.
243 MİLYON AVRO HİBE DESTEĞİ
Araştırma ve inovasyon alanında, Avrupalı ortaklarımızla somut iş birliğinin örnekleri arasında dünyanın en büyük sivil AR-GE programı Ufuk Avrupa’da ülkemizin başarı grafiğinin yer aldığını belirten Kacır, “2021-2027 yıllarını kapsayan Ufuk Avrupa Programı’nda, 2021 yılından bu yana 1107 Türk yürütücünün dahil olduğu 486 proje aracılığıyla 243 milyon avro hibe desteğini Türkiye’ye kazandırdık. Buna ilave olarak, çok ortaklı projelerde koordinatör olarak yer alan kuruluş sayısını da 40’a yükselttik. 700 milyon avroyu aşan fon büyüklüğüyle yeşil ve dijital dönüşüm başta olmak üzere, AR-GE, teknoloji transferi ve ticarileştirme projelerini destekleyen Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA), AB-Türkiye arasındaki bilim, teknoloji ve inovasyon iş birliğini kuvvetlendirmede kilit rol üstlenmekte.” diye konuştu.
DİJİTAL VE YEŞİL DÖNÜŞÜM
Geçen yıl Türkiye’nin Dijital Avrupa programına katıldığını belirten Kacır, “AB’nin dijitalleşme ve inovasyon alanında inşa ettiği altyapılardan yararlanılmasına imkan tanıyacak, ülkedeki KOBİ’lerin dijital ve yeşil dönüşümüne katkı sunacak, beşeri sermayenin yeni dijital beceriler kazanmasını sağlayacak programda da Türkiye’nin aktif olarak yer alması için çalışmaları sürdürdüklerini anlattı.
YOL HARİTAMIZI HAZIRLADIK
“AB ile ihracatımızın yüzde 12,7’sine karşılık gelen, alüminyum, çelik, gübre ve çimento sektörlerinin sera gazı salımının azaltılması için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının desteği ve ilgili paydaşlarımızla birlikte yol haritalarımızı hazırladık.” diyen Kacır, “TÜBİTAK tarafından tasarlanan ‘Sektörel Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritaları’ ile ekonomimiz için hayati öneme sahip, birçok sektöre temel girdi sağlayan ve karbon emisyonu açısından öne çıkan demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, plastik ve kimya sektörlerindeki sanayi kuruluşlarımızın teknolojik ihtiyaçlarını tespit ettik.” şeklinde konuştu.
FİNANSMAN ALTYAPISI
Bakan Kacır, diğer yandan yeşil dönüşümü başarı ile gerçekleştirmelerine imkan sağlayacak finansman altyapısını da oluşturduklarını vurgulayarak, “Dünya Bankasıyla işbirliği içerisinde hayata geçirdiğimiz ‘Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’ ve ‘Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’yle sanayimizin yeşil dönüşüm odaklı gerçekleştireceği yatırımlar ve teknoloji geliştirme çalışmaları için 750 milyon dolarlık bir finansmanı harekete geçirdik.” diye konuştu.
GÜMRÜK BİRLİĞİ
Bakan Kacır, “Gümrük Birliğinin mevcutta yaşanan sıkıntılar ve küresel ticarette yaşanan gelişmeler dikkate alınarak revizyonu, Türkiye ile AB arasında karşılıklı ticaretin ortak fayda temelinde daha ileriye taşınması için bir tercihten öte zorunluluk halini almıştır. Bu kapsamda Avrupalı ortaklarımızla karşılıklı somut girişimlerimiz ve çalışmalarımız devam edecektir. Türkiye’nin AB ile sürdürülebilir, güçlü, tam üyelik hedefiyle uyum içinde olan, bilimsel ve teknolojik iş birliğine dayalı taahhüdü, karşılıklı ilerleme ve ortak refah elde etmeye yönelik gösterdiği özverinin bir kanıtıdır.” şeklinde konuştu.
TÜRK ARAŞTIRMACILARA DESTEK
AB Komisyonu’nun Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Üyesi Iliana Ivanova da bugün özellikle yeşil dönüşümün desteklenmesinde eğitim, araştırma ve inovasyonun oynadığı önemli rolün altını çizmek üzere buluştuklarını dile getiren Ivanova, AB ile Türkiye arasında bilim araştırma, teknoloji ve inovasyon alanındaki işbirliklerine değindi. Ivanova, “Geçtiğimiz 20 yılda Türkiye’den araştırmacılar, bilim insanları ve inovasyoncular programlarımızdan 743 milyon avro kazandı. Türkiye’de bir Avrupa İnovasyon Konseyi ve Teknoloji Topluluğu Merkezi kuracağız.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır.” dedi.
Türkiye Uzay Ajansının (TUA) ev sahipliğinde düzenlenen Space Technology Conference (STC) 2024 Orta Avrasya Uzay Teknolojileri Konferansı Ankara JW Marriott Otel’de başladı. Bakan Kacır, açılış için gönderdiği video mesajda, etkinlik kapsamında uzay sektörünün büyüyüp geliştiği bir dönemde dünyanın dört bir yanındaki uzay topluluklarını bir araya getirmenin önemine işaret etti. Kacır, uzayın daha erişilebilir hale geldikçe ve uzay yarışına yeni katılımcılar dahil oldukça, küresel uzay sektörünün hızlı bir ilerleme kaydettiğini, bu büyümenin evreni kavrayış açısından önemli bir gelişmeye yol açtığını anlattı.
TÜRKİYE FIRSATLARDAN YARARLANMAYA HAZIR Bakan Kacır, uzay sektörünün artık her yerde insanların günlük yaşamlarını etkilediğini ve küresel ekonominin tüm sektörlerinde değer yaratma kapasitesine sahip olduğunu belirterek, “Uzay ekonomisinin 2035’e kadar 1,8 trilyon dolar büyüklüğünde bir pazara ulaşması ve önümüzdeki 12 yıl boyunca küresel ekonominin 2 katı büyüyeceği öngörülüyor. Türkiye, son 22 yılda geliştirdiği sağlam altyapı sayesinde uzayın sunduğu sınırsız fırsatlardan yararlanmaya fazlasıyla hazır. Uzaya dair yeteneklerimiz artık kendi uydularımızı geliştirmemize, test etmemize ve üretmemize olanak sağlıyor.” dedi.
BİLSAT, RASAT, GÖKTÜRK ve İMECE uydularıyla görüntüleme uydularının üretiminde önemli kabiliyetler kazandıklarının altını çizerek, yakında ilk milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’yı fırlatarak, bu alanda yetkin 11 ülkeden biri olacaklarını belirten Kacır, “Uzaydaki varlığımızı sürdürmeyi ve onu barış içinde tüm insanlığın yararına kullanmayı hedefliyoruz. Kaynaklarımızı, yeteneklerimizi, insan sermayemizi ve altyapımızı istikrarlı bir şekilde geliştiriyoruz. Türkiye Milli Uzay Programı, keşif ve inovasyonun sınırlarını zorlama kararlılığımızı örnekleyen 10 yıllık cesur girişimleri, stratejileri ve hedefleri özetleyen vizyoner bir yol haritası belirliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde Milli Uzay Programı’mızın kilometre taşlarından biri de insanlı ilk uzay bilim misyonumuz oldu. Küresel uzay yarışında önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktığımızı ve keşif, yenilik ve ilerlemeye olan sarsılmaz bağlılığımızı göstererek, bu tarihi görevi başarıyla tamamladık.” ifadesini kullandı.
“YERLİ VE MİLLİ HİBRİT ROKETLE AYA ULAŞACAĞIZ” Kacır, Türk Astronot ve Bilim Misyonu’nun, uzayda yeni yetenekler arayışlarında büyük önem taşıdığını belirterek şöyle devam etti: “Uluslararası Uzay İstasyonu’nda daha fazla bilimsel araştırma yapılması, uzay teknolojilerinde AR-GE ve üretim kapasitelerinin güçlendirilmesi için programlar başlatacağız. Yeni nesil uydu geliştirmede küresel bir oyuncu olmayı, bölgesel konumlandırma ve zamanlama sistemimizi geliştirmeyi ve uzay limanı kurarak uzaya erişimi güvence altına almayı hedefliyoruz. Yerli ve milli özgün hibrit roketle aya ulaşacağız.”
“UZAY TEKNOLOJİSİNDE İLERME KAYDETMEYE KARARLIYIZ” Kacır, her yaştan ve kesimden binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen Gökyüzü Gözlem Şenlikleri’nin de uzay ile toplumu buluşturduğunu vurgulayarak, “Uzay bilimi ve teknolojisinde insan kaynağımızı güçlendirmeye yönelik adımlar atmaya devam edeceğiz. Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır.” dedi.
TÜM KATILIMCILARI 2026 ULUSLARARASI UZAY KONGRESİ’NE DAVET ETTİ Milli Uzay Programı’nın başarısında uluslararası işbirliğinin kritik rolünün bilinciyle, uzay çalışmalarında Türk devletleri arasında işbirliği ve dayanışmayı artırmaya odaklandıklarını belirten Kacır, bu yıl Türk Devletleri Teşkilatı Bilim, Teknoloji, Yenilik ve Sanayi Bakanları Açılış Toplantısı’na İstanbul’da ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu söyledi. Kacır, bu tarihi buluşmanın sonuçlarının, ülkeler arasında bilim ve teknoloji alanında işbirliğinin geliştirilmesinde son derece faydalı olacağına inandığını belirterek, “Ortak hedeflerimizin birleşik ve stratejik ilerlemesini daha da sağlamak için Uzay Ajansı toplantısının tutanaklarını Bilim, Teknoloji, Sanayi ve Yenilik Bakanları Toplantısı tarafından sağlanan işbirlikçi çerçeveye entegre etmenin önemini kabul ediyoruz. Uluslararası işbirliğini destekleyen, birlikte iddialı projelere imza atma yeteneğimizi artıran girişimler geliştirmeye ve uygulamaya devam edeceğiz. Bu önemli etkinliğe ev sahipliği yapmak, kaynakları bu amaç için harekete geçirme kararlılığımızın bir kanıtıdır. Ayrıca, her birinizi Antalya’daki 2026 Uluslararası Uzay Kongresi’ne katılmaya içtenlikle davet ediyorum. Bu, uluslararası işbirliğini geliştirmek ve Türkiye’nin uzay teknolojisindeki ilerlemelerini küresel sahnede sergilemek için paha biçilmez bir fırsat olacak.” diye konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.