Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgız Cumhuriyeti, Türkmenistan ve Özbekistan arasındaki karşılıklı ticaret ve yatırım ilişkilerinin gelişmesine destek olmak amacıyla kurulan, Türk Ticaret ve Sanayi Odası / Türk Odalar Birliği 1. Genel Kurulu; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) ev sahipliğinde, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi) işbirliğinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’na ilk başkan olarak TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu seçildi.
Genel Kurulun açılışında Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Keneşi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Azerbaycan İşverenler Konfederasyonu Başkanı Mammad Musayev, Kazakistan Ulusal Girişimciler Odası Başkanı Ablay Myrzahhmetov ve Kırgız Cumhuriyeti Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Marat Sharshekeev birer konuşma yaptı.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın kurulma sürecini anlatarak, “17 Kasım 2006’da, Zat-ı devletleri, Nursultan Nazarbayev, Antalya’daki Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesinde bize bir görev tevdi etmiş ve şöyle demişti; ‘Ülkelerimizin işadamları arasındaki yakın işbirliğini sistemli bir hale getirmek görevimizdir. Bu çalışmayı, TOBB’un, Türk dili konuşan ülkelerin ticaret ve sanayi odalarıyla birlikte ele alması yararlı olacaktır’. Çok şükür, bu büyük projeyi gerçekleştirdik” dedi.
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi) bünyesinde, Türk TSO kuruluş tüzüğünü Mayıs ayında imzaladıklarını anımsatan Hisarcıklıoğlu, “Birliğimiz ile birlikte, Azerbaycan İşverenler Konfederasyonu, Kazakistan Ulusal Girişimciler Odası, Kırgız Cumhuriyeti TSO, Oda’nın ilk üyeleri. Onların da başkanları bugün bizimle. Türkmenistan ve Özbekistan ise henüz üye olmadı. Ama çok yakın bir zamanda onları da üye olarak göreceğiz inşallah. Özbekistan bugün aramızda. Zaten imzalamış olduğumuz Tüzüğü, Türkmen ve Özbek Odalarının katılımına açık olacak şekilde hazırladık. Böylece ilk fazda; Türk TSO; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan’dan oluşacak. Sonra daha başka katılımlar da olabilir” şeklinde konuştu.
Hisarcıklıoğlu, bu 6 ülkenin 1,1 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklük ve 160 milyonluk bir nüfus demek olduğunu söyledi.
Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın ilk Genel Kurulunu yaparak faaliyete geçeceğini belirten Hisarcıklıoğlu, Oda’nın daimi sekretaryasının TOBB İstanbul Hizmet Binasında olacağını, TOBB olarak, ofis ve personel konusunda her türlü desteği sağlayacaklarını ifade etti.
-“Deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız”
İşbirliğini daha sağlam temellere oturtacak ve daha kurumsal hale getireceklerini vurgulayan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Buna ihtiyacımız var. Zira kalkınma ve zenginleşme için, özel sektörün gelişmesi şart. Güçlü özel sektör için de, güçlü bir oda sisteminin varlığı gerekir. Türkiye, güçlü bir Oda sisteminin özel sektörü nasıl destekleyip geliştirdiğine dair çok güzel bir örnektir. Biz, bu yönde destek vermeye, deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız” dedi.
Hisarcıklıoğlu, Kazak-ATEMEKEN, Kırgız, Türkmen, Özbek Odaları ile birlikte, ikili olarak, Ticaret ve Sanayi Oda Forumlarını (ortak Palataları) kurduklarını ve tecrübelerini buralarda da paylaşmaya devam edeceklerini söyledi.
-Halkları zengin kılmanın tek yolu girişimcilik
Doğal kaynaklara sahip olmanın kalkınma için artık yeteli olmadığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Bu gerçeği artık hemen her ülke görüyor ve petrol/doğalgaz dışı alanlar daha fazla öne çıkarılıyor. Bizler de, ekonomik yapımızı çeşitlendirmeli ve gelişmeliyiz. Bunun için, sanayi ve ticarete yönelerek, girişimciliği güçlendirmeliyiz. Ülkelerimizi, halklarımızı, daha zengin kılmanın tek yolu budur” dedi.
Bu süreçte ilk olarak ticaret hacmini artırmak gerektiğine vurgu yapan Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti: “Ticarette önemli konulardan biri gümrük geçişleri. Bizim coğrafyamızda, kara gümrük kapılarının önemi büyük. Tarihi İpekyolu üzerinde oturuyoruz. TOBB olarak, bunları yenileme ve işletme konusunda, büyük tecrübemiz ve başarımız var. Devletimize tek kuruş harcatmadan, Türkiye’nin en büyük 10 kara gümrük kapısını yeniledik. Yaptığımız projeler, Birleşmiş Milletler tarafından da başarı hikâyesi olarak kabul edildi ve dünyaya örnek gösterildi. Bu konudaki tecrübemizi sizlere aktarmaya hazırız.
Türkiye olarak, önem verdiğimiz bir diğer konu girişimcilik. Girişimcileri artırmak ve özel sektörü geliştirmek suretiyle, 2 alanda küresel bir başarıya imza attık. Turizmde son 30 yılda, büyük ilerleme gösterdik. Dünyanın ilk 6 turizm destinasyonu arasına girdik. Yurtdışı müteahhitlik sektöründe, dünyada 2. sıraya yükseldik. Müteahhitlerimiz bugüne kadar 108 ülkede, 400 milyar dolarlık projeyi başarıyla üstlendiler. Dünya markası haline geldiler. Küresel ekonomiye entegre olmanın, uluslararası ticarete ve küresel rekabete açılmanın, ne kadar önemli olduğunu gördük.
1980’de Özal, reformlarıyla ülkeyi dışa açarken, iş dünyası olarak sürece destek verdik. 1990’ların ortasında AB ile Gümrük Birliği’ne girerken, Avrupalı şirketlerle rekabetten kaçmadık. Bu sayede, otomotivden, beyaz eşyaya kadar birçok sektörde Avrupa’nın en önemli tedarikçisi arasında girdik. 2002’den sonra, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yapısal reformları cesurca hayata geçirdik. Sonuçta 2009’daki küresel krizden en hızlı çıkan ülkelerden biri olduk. Son 20 senede, ülkemize gelen uluslararası sermaye 210 milyar doları aştı”.
-“Ticaret, en büyük barış ve refah kaynağı”
Hisarcıklıoğlu, 2 büyük dünya savaşı sonrası harabeye dönen Avrupa ülkelerinin kendi aralarında ekonomik birlik kurarak, aralarındaki ticareti geliştirdiklerini ve hep birlikte büyüdüklerini ve zenginleştiklerini anımsattı.
Ticaretin, en büyük barış ve refah kaynağı olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “Biz de önce, ülkelerimiz arasındaki ticari engelleri kaldırmalı, birbirimizle ticareti artırmalıyız. AB benzeri bir başarı hikâyesini, biz de yazmalıyız. Türk İş Konseyini ve Türk TSO’nı, bu hedefe ulaşmamızı sağlayacak, stratejik önemde adımlar olarak görüyorum. Böylece, aramızdaki dayanışma daha da artacak ve yeni işbirliği imkânları gelişecektir. İnanıyorum ki, el ele verirsek, hükümetlerimiz ve iş dünyası birlikte çalışırsa, yeni başarı hikâyelerini, Türk dünyası da yazacaktır” dedi.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi) Sekretaryası’nın ilgili kuruluşu olarak Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın kurulmasının önemli bir gelişme olduğunu vurguladı.
Oda’nın bugün açılışını yapacaklarını ifade eden Pekcan, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlarımızın 15 Ekim 2019’da, Türk Konseyi’ni kuran Nahçıvan Anlaşması’nın 10. yıl dönümünün de kutlanacağı Türk Konseyi Yedinci Liderler Zirvesi vesilesiyle Bakü’ye gelmeden önce yapacağımız çalışmalara da bugünkü toplantı neticesinde yön verilecek. Bugün Oda’nın 1. Genel Kurulu’nda delegeler, genel sekreteri ve başkanı seçecek. Şimdiden başarılar diliyorum. Türk Konseyi üyesi ülkelerin vizyonlarını, iş planlarını, projelerini 15 Ekim toplantısına kadar ilgili odalar, çalışmalarını tamamlayıp yeni Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın ilgili ülkelerinin odalarına sunacaklar. Türk Konseyi olarak gayri safi milli gelirimiz 1 trilyon dolara ulaşıyor. Sahip olduğumuz kaynaklarla bölgemizde önemli bir güce sahibiz. Birbirimizle olan ticaretimize baktığımızda bu rakamın o kadar da büyük olmadığını görüyoruz. Şimdi bu Oda’nın kuruluşuyla bu rakam hızla artmaya devam edecektir.”
Ruhsar Pekcan, karşılıklı ticaretlerinin fazla artmamasının nedeninin istememezlik olmadığını vurgulayarak, “Bunun nedeni aramızdaki lojistik engeller. 2017 yılında açılışı yapılan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı ile lojistik engellerin büyük kısmını aşmış bulunmaktayız. Artık Hazar Denizi aramızda bir engel değil, bir ulaşım yolu, birlikteliğimizin bir kanıtı olarak daha fazla devreye alabilmemiz, lojistik engelleri aşarak ticaretimizin önünü açmamız gerekiyor. Hazar’ı bizi ayıran değil, bizi birleştiren bir deniz olarak görmek istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Pekcan, 2018 yılında yüzde 5 artış ile Türk Konseyi üyelerinin dünya ticaret hacmindeki payının 522 milyar dolara ulaştığını, buna Özbekistan ve Türkmenistan dahil edildiğinde 2018’de 558,6 milyar dolara ulaştığını aktardı.
Birlikte daha çok çalışarak, yasal altyapıyı güçlendirerek ve ürün çeşitliliğine giderek bu ticaretten daha fazla pay alınabileceğini belirten Pekcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk Konseyi üyesi ülkeler ile 2018 yılında ticaret hacmi, bir önceki yıla göre yüzde 16,7 artarak 6,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Buna Özbekistan ve Türkmenistan dahil edildiğinde 2018 yılında 9 milyar dolara ulaştı. Bu rakamı artırmak bizlerin elinde. Türkiye olarak, Türk Konseyi üyesi ülkelerde yaklaşık 15 milyar dolara yakın yatırımımız mevcut. Bu ülkelerin ülkemizdeki yatırımları yaklaşık 7,7 milyar dolardır. Ayrıca, Türk müteahhitleri de 39 milyar dolar tutarında 969 proje üstlenmiş. Bu veriler, son yıllarda kaydettiğimiz ilerlemenin göstergesi ama maalesef yeterli değil. Artık sahip olduğumuz güçlü bağları ticari ilişkilerimize yansıtmanın tam zamanı. Karşılıklı yatırımlarımızı, ticaretimizi artırarak gerçek potansiyelimizi ilişkilerimize yansıtmalıyız.”
Üye ülkeler arasındaki iş forumlarını, seminerleri, fuar sayılarını artırmaları gerektiğini, belki ortak fuarlar da düzenlenebileceğini belirten Pekcan, “Türkiye olarak bölgesel iş birliğine sadece doğal kaynaklar olarak bakmıyoruz. Dünya bir teknolojik dönüşümden geçiyor. Türk Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde bölgemizdeki eğitimlere de önem veriyoruz.” dedi. Pekcan, Bakanlık olarak ihracat destekleriyle ilgili eğitim vermeyi planladıklarını aktararak, “En kısa zamanda Özbekistan ve Türkmenistan’ın Türk Keneşi’ne katılmasıyla kurumsal yapımız çok daha güçlenecektir.” ifadesini kullandı.
“Ortak bir ticaret zinciri bizi birleştirmeli”
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi) Genel Sekreteri Baghdad Amreyev de bugün Ticaret ve Sanayi Odası’nın faaliyete geçmesi için bir araya gelindiğini belirterek, bu odanın Türk dünyasında seçkin bir marka yaratacağına inandıklarını söyledi.
Türk Keneşi Liderler Zirvesi’nde geçen yıl devlet liderlerinin, iş birliğinin güçlendirilmesine değindiğini anımsatan Amreyev, ortak odanın kuruluşundan itibaren ticari ilişkilerin ciddi anlamda geliştirilebileceğini vurguladı.
Amreyev, yeni mekanizmalar ortaya çıkarmak adına çalıştıklarını ifade ederek, “Ortak birtakım işler yapmayı amaçlıyoruz. Ortak yatırım fonunun oluşturulması ve KOBİ’nin desteklenmesi amaçlanıyor. Böyle bir fonun kurulmasıyla birlikte güçlü bir araca sahip olacağız.” diye konuştu.
Azerbaycan İşverenler Konfederasyonu Başkanı Mammad Musayev ise bu odada yapılacak çalışmaları geliştireceklerini vurgulayarak, “Artık tek millet 6 devletiz. İmkanlarımız çok geniş. Bunları bir araya getirmemiz gerekir. İş dünyasının önünü açmak çok hayırlı bir iştir.” dedi.
Kazakistan Ulusal Girişimciler Odası Başkanı Ablay Myrzahhmetov, kardeş iş dünyasının bir arada olmasının önemine işaret ederek, Kazakistan Ulusal Girişimciler Odası hakkında bilgi verdi.
Kırgız Cumhuriyeti Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Marat Sharshekeev de Türk dili konuşan ülkelerin adım adım birleştiğini ifade ederek, “İlk genel kurul, ilk genel sekreter seçimi bugün yapılacak. Ticaret demek kolay ama satmak kolay değil. Bazı siyasi ve diğer sorunlar ticarete engel oluşturabiliyor. Ortak bir ticaret zinciri bizi birleştirmeli ve sorunlar ortadan kaldırılmalıdır.” şeklinde konuştu.
Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın ilk başkanı Hisarcıklıoğlu
Konuşmaların ardından Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın 1. Genel Kurulu yapıldı. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan tarafından kurulan Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’na söz konusu 4 üye ülkenin önergesiyle ilk başkan olarak TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu seçildi.
Bu arada, Daimi Sekretaryası İstanbul’da olacak Oda, TOBB’un binasında hizmetlerini yürütecek. Ayrıca, her ülkeden 5 delegeden birinin kadın olması konusunda prensip kararı alındı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2024’ün 9 ayında ihracatın geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3,2 artışla 193 milyar dolara ulaştığını belirterek, “Böylece ilk 9 ayda mal ihracatında net 5,9 milyar dolar artış sağlandı.” dedi.
Bakan Bolat, Ticaret Bakanlığı Konferans Salonu’nda, eylül ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Orta Vadeli Program’ın en önemli omurgalarından birinin dış ticarette sürdürülebilir bir dengeyi sağlamak, dış ticaret ve cari açığı düşürmek olduğunu dile getiren Bolat, bu çabalarla büyümede ihracatın payını artırarak enflasyonla mücadele programına katkı vermenin amaçlandığına dikkati çekti.
Bolat, Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 5,1 büyüdüğünü anımsatarak, bu eğilimin 2024’te de devam ettiğini söyledi.
Bu yılın ilk çeyreğinde ülkenin yüzde 5,3 büyüdüğünü kaydeden Bolat, “Bu büyümenin 2,5 puan katkısı net ihracattan gelmektedir. İkinci çeyrekte yüzde 2,5 büyüdük. Onun da 1,3 puanı net ihracatın katkısından gelmektedir. Bu sağlıklı ve istikrarlı bir büyümenin formülüdür.” diye konuştu.
“Son 14 ayında içinde 9 ay, aylık ihracat rekorları kırdık”
Bolat, eylül ayında dış ticarette dengelenmenin devam ettiğini, 2024 Ocak-Eylül verilerinin de olumlu ilerleyişi gösterdiğini ifade ederek, şu bilgileri paylaştı:
“Eylül ayında ihracatımız 22 milyar 7 milyon dolar oldu. Bu rakam geçen yılın rakamına göre yüzde 1,8’lik küçük bir azalışı ifade etmekle beraber, bunun en önemli sebebi takvim etkisi olmaktadır. Altın ihracatında yüzde 66’lık bir gerilememiz söz konusu. Altın ve enerjiyi çıkardığımızda ihracatımızdaki artış eylülde yüzde 3,3, 20,8 milyar dolara ulaşmış oldu. Son 14 ayında içinde 9 ay, aylık ihracat rekorları kırdık.”
Bolat, ithalatta da eylül ayında azalma trendini görmekten memnuniyet duyduklarının altını çizerek, şöyle devam etti:
“İhracattaki 1,8’lik küçük artışın yanında ithalatımızda da eylül ayında yüzde 1,4’lük bir azalış söz konusu oldu. Yani her kesimde de yaklaşık 400 milyon dolar civarında bir azalış söz konusu oldu. Çeyreklik trend burada çok önemli. 2024 yılı 3’üncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre ihracatta yüzde 4,4’lük artışımız var, bu 3 milyar dolarlık artışa tekabül ediyor. İthalatta da söz konusu dönemde yaklaşık 6 milyar dolarlık azalma söz konusu. Bu da yüzde 6,8’lik bir azalışa tekabül ediyor.”
“Eylülde dış ticaret açığı 5,1 milyar dolar olarak gerçekleşti”
Bakan Bolat, eylülde, dış ticaret açığının 5,1 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirterek, “Geçen yılın aynı döneminde de 5 milyar 95 milyon dolar dış ticaret açığı kaydedilmişti. Her 2 yılı kıyasladığımızda dış ticaret açığımızda çok sınırlı bir artış gerçekleşmiş.” dedi.
Dış ticaret açığının son 14 ayın 11’inde azaldığına dikkati çeken Bolat, açığın üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre 17,4 milyar dolara gerilediğini, ihracatın ithalatı karşılama oranının ise 8,5 yüzde puan artışla yüzde 79,2 seviyesine yükseldiğini bildirdi.
Bolat, eylül ayında ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 81,1 olarak kaydedildiğini anlatarak, şu değerlendirmede bulundu:
“2024’ün 9 ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3,2 artışla 193 milyar dolar oldu. Böylece ilk 9 ayda mal ihracatında net 5,9 milyar dolar artış sağlandı. Bu dönemde ithalatta ise yaklaşık yüzde 8’lik azalışla 252,9 milyar dolara geriledi. Böylece ithalatımızda da net 21,6 milyar dolarlık azalış var.”
“Dış ticaret açığı 9 ayda yüzde 31,5 azaldı”
Dış ticaret açığındaki gelişmelere de değinen Bolat, “Dış ticaret açığı yılın 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 31,5 azalışla 87,7 milyar dolardan 60,1 milyar dolara geriledi.” ifadesini kullandı. Bolat, böylece 9 ayda dış ticaret açığının 27,6 milyar dolar azaldığını söyledi.
Bolat, 9 ayda hem enflasyon hem de dış ticaret açığında yaşanan düşüşün Türkiye’deki makroekonomik istikrar sürecine büyük katkılar yaptığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“2024’ün eylülünde yıllıklandırılmış ihracatımız yüzde 3,4 artış ile 261,6 milyar dolara ulaşmıştır. Mal ihracatında son 1 yılda 8,6 milyar dolar net artış sağlandı. İthalat düşüşündeki ana eğilim, bu yıl da devam etti. Yıllıklandırılmış ithalatımız geçen yıl 367 milyar dolar iken bu yıl 340,3 milyar dolara geriledi.” Geçen ay yıllıklandırılmış dış ticaret açığının 78,7 milyar dolara gerilediğine işaret eden Bolat, yıl sonunda bu açığın daha da düşeceğini söyledi.
Bolat, ihracatın ithalatı karşılama oranının da eylülde yüzde 76,8 olduğunu aktardı.
Hizmet ihracatının geçen yılı sonunda 106 milyar dolar olduğunu belirten Bolat, Bakanlık olarak 9 ayda hizmetler ihracatını 84 milyar dolar olarak hesapladıklarını söyledi.
Bolat, cari işlemler açığının temmuz itibarıyla 19,1 milyar dolara gerilediğine işaret ederek, “Cari açıkta yıl sonu Orta Vadeli Program tahmini 34,5 milyar dolar. Kesin olarak 20 milyar doların altında cari işlemler açığıyla yılı kapatacağız.” diye konuştu.
Sektörel bazda ihracat rakamları hakkında da bilgi veren Bolat, 9 ayda ihracatın otomotiv sektöründe yüzde 6,7, kimya sektöründe yüzde 5,7, çelik sektöründe yüzde 10,5, tekstil sektöründe yüzde 12 ve mücevher sektöründe yüzde 7,6 arttığını kaydetti.
Bolat, Avrupa Birliğine 9 ayda 80,5 milyar dolar ihracat yapıldığını belirterek, Almanya’da büyük durgunluk yaşandığını ve bu nedenle söz konusu ülkeye yapılan ihracattın 607 milyon dolar azaldığını ifade etti. Bu dönemde İngiltere, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Hollanda’nın, ihracatın en çok arttığı ülkeler olduğunu aktaran Bolat, ihracatın en fazla azaldığı ülkenin yaklaşık 6 aydır ticaret yapılmayan İsrail olduğunu, bu ülkeyi Rusya, Almaya, Fransa ve İsviçre’nin takip ettiğini söyledi.
“Mal ve hizmet ihracatını ne pahasına olursa olsun artırma hedefimiz var”
Hükümet olarak “Türkiye Yüzyılı”nı ticaret yüzyılı yapma hedefiyle yola çıktıklarını aktaran Bolat, “Mal ve hizmet ihracatını ne pahasına olursa olsun artırma hedefimiz var. Ama takdir edersiniz ki kuzeyimizde büyük bir sıcak savaş, güneyimizde bir soy kırım ve genişlemekte olan sıcak savaş var. Özelliklede Avrupa’da yaşanan büyük bir ekonomik durgunluk söz konusu. Bu olumsuzluklara rağmen ihracat için koşturan ihracatçılarımızı kutluyoruz.” diye konuştu.
Bolat, ihracatçılara yardımcı olmak üzere Eximbank kaynakları artırdıklarına dikkati çekerek, “Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Merkez Bankamız ile çalışıyoruz, bir kaç güne kadar Eximbank ve reeskont kredileriyle ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığımız yeni açıklamalar yapacak. Gerek miktar artırımı gerekse de maliyet düşürme noktasında çalışmalar nihayete ermek üzere.” değerlendirmesinde bulundu.
Geçmiş yıllarda yüzde 80 seviyelerinde uygulanan ihracat bedellerinin Merkez Bankasına satış yükümlülüğünün yüzde 30’a indirildiğini anımsatan Bolat, “Ayrıca, kurumlar vergisi oranı ihracatçılarımız için 5 puan aşağı çekilerek yüzde 20 seviyesine getirildi. Ayrıca, hizmet ihracatçısı şirketlerin yabancılara sundukları hizmetlerden elde ettikleri kazançlarını Türkiye’ye getirmeleri durumunda, söz konusu kazançların yüzde 80’ini vergi matrahından düşürmeleri mümkün hale getirildi.” dedi.
“İhracat için bütün imkanlarımızı seferber etmeye devam edeceğiz. İhracat için ‘asla durmak yok, çalışmaya devam’ sloganıyla hedeflerimizi gerçekleştirinceye kadar Bakanlık ve ihracatçılar ailesi olarak çalışacağız.”
“Filistin Devleti’nin tanınması büyük önem ifade ediyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Finlandiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaptıkları görüşmelerde Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığının da gündemlerinin odağında yer aldığını belirterek şunları söyledi: “İsrail’in katliamlarıyla ilgili tavrımızı hem Birleşmiş Milletlerde hem de bugün Meclisimizde açık yüreklilikle dile getirdim. İsrail’in hakka, hukuka aykırı işgal ve ilhak arayışına karşı tavrımız, tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların asli görevidir.”
“HÂLÂ BUNU YAPMAYAN ÜLKELERE FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ TANIMA ÇAĞRIMIZI TEKRARLIYORUZ”
“Buradan bir kez daha Gazze’de acil kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması çağrımızı tekrarlıyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Lübnan halkının ve hükûmetinin de bu süreçte yanında olmamız gerekiyor. Güvenlik Konseyi başta olmak üzere barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor. 7 Ekim’den bu yana dokuz ülke Filistin Devleti’ni tanımıştır. Hâlâ bunu yapmayan ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımızı tekrarlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, “Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye ve Finlandiya öncülüğünde oluşturulan Arabuluculuk Dostları Grubu, bölgedeki çatışmaların sonlandırılabilmesi adına bir inisiyatif başlatabilir mi?” şeklindeki sorusu üzerine Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile bunları da görüştüklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müşterek atılabilecek adımlar konusunda, her iki ülkenin de ara buluculuk noktasında ne denli başarılı olabileceğini zamanın göstereceğini ifade etti.
İsrail’in ara buluculuğa yaklaşması veya kabulünün söz konusu olmadığının görüldüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atılacak adımlarla, temennim odur ki, bakanlarımızın yapacağı ön çalışmalarla böyle bir netice alabilirsek bu netice üzerinden inşallah, bu ara buluculuk çalışmalarına devam ederiz” değerlendirmesini yaptı.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb da görüşmede Orta Doğu’da devam etmekte olan çatışmalar konusunun da ele alındığını belirterek, “İsrail’in kendisini savunma ve koruma hakkı olduğunu kabul ederken, kendi güvenliğini sağlama hakkı olduğunu kabul ederken, aynı zamanda İsrail’in uluslararası hukuka uyması gerektiğini de düşünüyoruz. Çünkü yaşanan insanlık trajedisi Gazze’de çok fazla. Şimdi de Lübnan’da aynı şeyi görmeye başladık. Dolayısıyla biz de Finlandiya olarak acil bir ateşkes çağrısında bulunduk Lübnan’da. Saldırıların durması çağrısında bulunduk. Biz de iki devletli bir çözümden yanayız. Bunu sağlayacak siyasi süreci destekliyoruz. Şu anda devam etmekte olan bu iki savaş yani hem Filistin’de hem Lübnan’da yaşananlar belki de barışla sonuçlanacak, barışçıl bir çözüme ulaşılacak ama henüz bu noktadan çok uzaktayız diyebilirim.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.