Türk İş Dünyası - 2008

DÜNYA

İyi ki Varsın Nejla AYKAÇ

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Karadeniz Bölgesinin İç Anadolu’ya açılan kapısı olarak da bilinen Kunduz ormanlarının göz
kamaştıran güzelliği ve Kızılırmak’ın ufka doğru kaybolup giden büyülü kıvrımlarıyla taçlanan, Anadolu kültür mozaiğinin görkemli parçası. Bin tanrılı efsanevi uygarlık Hititler’in idari merkezi. UNESCO Dünya Kültür Mirası Hattuşa’ya ev sahipliği yapan sürprizli bir kültür ve gastronomi havzası. Boğazköy Sfenksi’ni, meşhur leblebisini, İskilip dolmasını ve çeltik tarlalarını keşfetmek adına ,birbirinden oldukça farklı sektörlerin yatırımlarının ekonomiye yön verdiği tarihe açılan pencere , Çorum,

Bu yazı dizimde; iletişim, farkındalık ve çözüm yolları alanlarında uzman, çok sayıdaki kapsamlı projelerin mimarı, aynı zamanda Tüm Gayrimenkul Danışmanları Derneği (TÜGAD) başta olmak üzere, bir çok Derneğin Kurucusu ve halen aktif ,Yönetim Kurulu üyeliği de bulunan, evli ve Hacettepe Üniversitesi Maden Mühendisliği İngilizce Bölümünde eğitimini sürdüren 1 kız çocuk Annesi bilge bir insana, Nejla Aykaç’ a yer verdim .

1978 Çorum doğumlu olan Nejla Aykaç, ilkokulu burada, ortaokul, lise eğitimini Kırıkkale’de
tamamladı. Kariyer Eğitim yıllarında; Rafineri ve Petro Kimya , İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi , Anadolu Üniversitesi Adalet, Emlak ve Emlak Yönetimi Meslek Yüksek Okulu ile Uluslararası İlişkiler lisans bölümlerini görmek mümkün olmaktadır .

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemiş olduğu “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” ve “Okul genç beyinlere; insanlığa hürmeti, millet ve memleket sevgisini, şerefi, bağımsızlığı öğretir” sözlerini kendisine ilke edinmiş biri olarak, eğitim olmazsa olamazı olmuştur. Halen kariyerinde üniversite, yüksek lisans eğitim programları ve doktora eğitim programları yanı sıra mesleği adına, değer katacağını düşündüğü etkinliklere ve sertifika programları yanında aktif olarak bir çok kapsamlı projenin de mimarı olarak da yerini almaktadır.

Türkiye coğrafyasında sayısız bölgelerde, uzun yıllardır emlak sektörünün içinde bulunan birisi
olmasının yanı sıra , aynı zamanda uluslararası ticaret yapan şirketin genel müdürü olarak hizmet vermekte.

Tüm Gayrimenkul Danışmanları (TÜGAD) Derneği Kurucusu ve Başkanı olan Nejla Aykaç ,Gayrimenkul sektörüne yaşanan sıkıntıları sadece gayrimenkul sektöründe hizmet veren birisi olarak düzenletmeyeceğimi bildiği için bu sektörün çatı kuruluşlarda yönetici olması gerektiğine karar verdi. Bu zamana değin, birikim yaptığı çok yönlü bilgi ve tecrübelerini, emlak mesleği ile buluşturmak emlak sektörünün ve emlakçı meslektaşlarını yarınlara yön verecek projelerini hayata geçirerek toplumda hak ettiği değerleri kazandırmak için Ankara Emlakçılar Odası başkanlığına aday oldu ve ülke tarihinde bir ilk olan KADIN Yönetici olarak Ankara Emlakçılar Odası başkanlığına aday oldu. Bu adaylık süreci onun adına çok önemliydi, çünkü sektöre bir kadının, dahası bir annenin elini değmesi gerekiyordu, tüm alanlarda, platformlarda, siyasi oluşumlarda ve diğer meslek odalarında olduğu gibi emlakçılar odasında da bunun olması gerekiyordu ve bunun adını koydu , başta kadın girişimciliğini arttırmak olmak üzere hayata geçirdikleri birçok projeden kendisini en etkileyen projelerin gençlere
ve onların eğitimine ve kişisel gelişimine katkı sağlayan projeler olduğunu her daim dile getirmiştir. Ülke genelinde sosyal ve ekonomik ilerlemeye katkı sağlayacak en önemli konulardan birinin kadınların hak ettiği değerde ekonomiye katılması olduğunu savunan Aykaç, sadece kendi işinde değil, dernek faaliyetlerinde de kadın istihdamının arttırılmasına yönelik gayret göstermiştir.

Gayrimenkul sektörüne başlattığı bu devrimler ile başlayan sürecin devamında , Ankara
Uzlaştırmacılar Derneği kurucusu ve yönetim kurulu üyeliği, Keçiören Çorumlular Derneği Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkilerden Sorumlu Başkanlığı, Tüm Gayrimenkul Danışmanları (TÜGAD) Derneği Kurucusu ve hali hazırda başkanlığı, Adalet Bakanlığı Ankara Bilirkişilik Bölge Kurulunda Gayrimenkul alanında yeminli Bilirkişiliği, Adalet Bakanlığında Ankara Ağır Ceza Adalet Kurulunda Uzlaştırmacı, Ticaret Mahkemelerinde Konkordato Komiserliği, Hukukta Alternatif Çözüm Derneği Başkanlığı ve Ankara Tahkim Merkezi Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği görevini aktif olarak yürütmekte.

Mesleğe değer ve kalite katmak için hiç durmadan çalışmaya devam ediyor. Sektörleri adına adına kurmuş olduğu Tüm Gayrimenkul Danışmanları Derneği (TÜGAD) ile aylık olağan toplantıları yanı sıra mesleğin etik kuralları oluşması ve gayrimenkul sektörünün itibar ve değer kazanması için durmadan çalışmaya devam eden Nejla Aykaç ,

Sektör içerisinde yaşanılan ve Ülkemizde Sektörünün geldiği yer anlamında şu ifadelerinde ;
Türkiye’de yani ülkemizde, sektörümüzde iş hacmine bağlı olarak yüksek gelir etme imkânının olması nedeniyle sektöre, yeterli bilgi ve donanıma sahip olmayan kişilerin girmekte ve kayıt dışı bir şekilde çalışmaktadırlar. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de gayrimenkul sektörünün kurumsal bir yapıya sahip olması ve toplumda belirli bir saygınlığa kavuşabilmesi için öncelikle merkezi yönetim tarafından gayrimenkul sektörüne yönelik bir yasal bir düzenlemenin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca gayrimenkul sektörünün özel ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde düzenlemiş akademik eğitimleri alan profesyonel meslek mensuplarının sektör içinde faaliyet göstermesi , hem gayrimenkul danışmanlığı mesleğine saygınlık kazandırıp tercih edilir bir hale getirecektir hem de sektördeki iş sahiplerinin memnuniyet düzeylerinin artmasını sağlayacaktır.

İçinde bulunduğun her durumda daha ileriye gidebilmek için büyüklerimin tecrübelerinden yolaçıkarak hayatıma yön vermeye çalıştım. Millete efendilik yoktur. millete hizmet etmek vardır gayesive sınıf mücadelesi yerine sosyal dayanışmayı sağlamak için çeşitli sivil toplum kuruluşlarında kurucu üyelik ile yönetim kurullarında görev aldım gururluyum diyor.

Yaklaşık 20 yıldır ,gayrimenkul başta olmak üzere insan kaynakları, sosyal iletişim ve kişisel gelişim alanlarında konusu insan olan eğitimler, organizasyonlar, seminerler, toplantı ve sempozyumlar gibi sayısal sosyal aktiveler düzenleyerek ve STK organizasyonlarına katılarak sosyal yaşamda adından söz ettirmiştir. İş hayatındaki ve sosyal yaşamdaki tüm bu koşuşturmanın yanı sıra kişisel gelişim danışmanlığı da yapmaktadır.

Ülkesine olan sevdası, doğup büyüdüğü Çorum ‘a olan özverili tutkusu, işinde gösterdiği istek ve öz disiplin, girişimci ruhu ve yardımsever kişiliği, çalışmış olduğu sektörlerde gösterdiği yaratıcılık ve bilge kişiliğiyle bütünleşerek zümrenin takdirini kazanmış, sevilen bir insan olmasını sağlamıştır. Gelecekte de insanlık adına faydalı, pek çok kapsamlı projeyi hayatımıza kazandıracağına inanıyor ve kendilerine,

“İyi ki Varsın Nejla Aykaç diyoruz.

Levent Kandemir

DÜNYA

Dünden Bugüne Yarından Geleceğe Serdar İZOL

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

“İyi ki Varsın” yazı dizimizde bilişim, teknoloji, turizm, enerji, moda, sanat ve sivil toplumun lider insanlarını kaleme almıştım. Bu yazı dizimde ,,İş yaşamı başta olmak üzere siyasi kariyerinde,sayısız başarılara imza atmış AK PARTİ Hilvan Belediye Başkan Aday adayı Serdar İZOL’ e yer vereceğiz.

Serdar İZOL Kimdir ‘ kısaca sizi tanımak istiyoruz .
23 Ağustos 1976 tarihinde Hilvan’ da dünyaya geldim. Öğrenim yıllarımın büyük bir bölümü Şanlıurfa’ da tamamladıktan hemen sonra İnönü Üniversitesi İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden Mezun oldum. Yöremizin GAP Bölgesi arazisinde bulunmasının avantajları ile Çiftçilik ve Tüccarlık işi ile uğraş verdim. Siyasi Arena da 2002 yılında AK PARTİ ile başlayan ve icazet ettiğimiz görevimize halen devam etmekte olup Evli ve 2 çocuk Babasıyım.

AK Parti’nin Şanlıurfa Hilvan Belediye Başakan Aday Adayısınız ..Hilvan Belediye Başkanlığı’nı neden istediğinizle başlayalım.
Coğrafi yapısı,el sanatları,gastronomi kültürü,ve düz bir ova şeklinde verimli arazileri ile 5’i merkez olmak üzere toplam 70 mahallesi bulunan , Göbekli Tepe’ye giden tarih yolculuğunun başlangıç noktası olarak kabul edilen Nevala Çore yerleşkesi ile doğup büyüdüğüm topraklar Hilvan dan bahsetmeden geçmek olmaz diyerek sözlerine başlayan Serdar İZOL;

Ben hemşerilerime dedim ki, ben Şanlıurfa ‘ da 2014 yılından bu güne değin Adalet VE Kalkınma Partisi bünyesinde Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği, Plan Bütçe Komisyon Başkanlığı ,İmar Komisyon Üyeliği ve daimi Meclis üyeliği görevlerinde bulundum .Sonra Sırası ile 2014-2023 tarihlerinde Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği,Meclis II. Başkan Vekilliği ve İmar Komisyon Başkanlığı ve kuruluşundan bu güne değin Sandık Başkanlığı ,Bölge Başkanlığı gibi görevlerde de yer aldım .
Neden AK PARTİ Adayı Olmak İstediniz ?
Siyasal partiler, demokratik sistemlerdeki kurumsal siyasetin en önemli unsurları arasında gösterilir. Daha açık ifade etmek gerekirse içerisinde bulunduğumuz dönemde demokrasi, partiler demokrasisi görünümündedir. Milli irade nosyonu temelinde yasama ve yürütme erklerinde görev üstlenecek temsilcilere yönelik seçim süreçlerinde siyasal partilerin taşıdığı mahiyet tartışmasızdır. İşte bu nedenle “Milli İrade” nin tecelli etmesi gibi Adalet ve Kalkınma Partisinde yıllarca yerimi aldım görev verilirse bunu Başkanlık görevimle taçlandırmak isterim.
Hilvan Belediye Başkanlığına adayım. Kendi mensubu olduğum partiye de dedim ki “Yerel seçimlerde Şanlıurfa İli Hilvan İlçesinden Belediye Başkanlığı adayı olarak bizi gösterirseniz biz bölge halkımıza Hilvan’a hizmet etmeye hazır olduğumuzu duyurduk, ilan ettik, sözümüzü beyan ettik.”
AK Parti’den aday adayı olduk, bu bir taleptir, sözünü söyleme sanatının gereğini yerine getirmektir ve iddianın ifadesidir. Diyor.

Yörede Sığınmacıların Konuşlandırması Hakkındaki Görüşlerinizi almak İsteriz?
Zorunlu olarak ülkemizde misafir olan, Suriyeli göçmenlerin de Şanlurfa ve Hilvan içerisindeki yerleşim konumlanmalarını gözden geçireceğiz. Yani gettolaşma odaklı ve toplumu rahatsız eden tarzın yerine siyasal irade ve kamu yönetimi ile iş birliği içinde Şanlıurfa’lıların rahatsız olmayacağı bir noktaya getirmeliyiz.
Önceliğimiz Suriye’de bir an evvel savaşın bitmesi Suriyelilerin memleketlerine dönmeleri, 12 yıldır misafirperverlik yapan aziz Şanlıurfa halkına ; kahraman milletimize teşekkür edip, bu geriye doğru göçün hızlanmasını sağlayacak politikalar üretmek adına, partimizin alacağı kararların her daim yanında olduğumuzu ifade ediyorum .

Filistin Meselesi Hakkındaki Düşüncelerinizi Almak İsteriz ,
Filistin meselesi hakkında konuşmanın zor olduğunu söyleyerek yaşananları hem bir Müslüman hem de insani duyarlılıkla takip ettiğini ifade etti. Gültekin, “Ne gecemiz ne gündüzümüz kaldı. Sürekli gözümüz Filistin’de, gözümüz Gazze’de, gözümüz Mescid-i Aksa’da. Olup bitenleri dikkatle takip etmeye çalışıyoruz” diyor ve ekliyor.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne saldırıları artarak sürüyor. Susuz, elektriksiz ve yakıtsız kalan Filistinliler, her gün tonlarca bombaya maruz kalıyor. Hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı on binleri geçti…
Ne yapacak bu insanlar? Böyle bir içinden çıkılmazlık var. Çıkılmazlık hissiyatının kolaylıkla çözülebileceğini düşünmüyorum. Sorunlar çözülmeden zaten bu hissiyat da çözülmez.” Diyor.

Hilvan için Neler Yapabileceğinizi Anlatmak İstermisiniz?
Hilvan Benim için öncelikle doğup büyüdüğün topraklar ,benim için kutsiyeti de ayrı bir kavram . Yöremizde en önemli öncelikli konuların başında Tarımsal Sulama ve İçme Suyu Projeleri yer almaktadır. Halen Bölge halkımız, oturdukları binalarının altında hayvanlarını besliyorlar. Yani Ahırları var. Bunların Şehir dışarısına alınarak Kooperatifleşme yoluna gideceğiz. Yani bir şeklide islah yöntemi ile hem halkımıza ekonomik alanda destek hem de yöremiz halkına iş istihdam yolunu açacağız. Bölge halkımız Yurt genelinde çalışma ortamları yaratarak ,İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi gibi yörelere çalışmak için geçici işçi konumunda göç etmektedir. Bu göçün önüne geçmek istiyoruz.
Arazilerimiz sulama alanları açısından yetersiz bırakıldı. Fırat nehri ilçemize sadece 18 km uzaklıkta . Biz bu sorunu çözmek adına burada olmaya devam edeceğiz

Serdar İzol sözlerinin sonunda şu ifadelere yer veriyor.
Her bir dakika, her bir saat bizim için, insanlık için, dünya için iyi, doğru ve yararlı işler yapma, üretme, yenilikler bulma fırsatıdır. İnsanlık için ter döken hem kendi geleceğini hem insanlığın geleceğini aydınlatır.
Diyor ki Hz. Mevlana
Yarın yaparım, yarın yaparım deme! Bugün de dünün yarınıydı, ne yapabildin?

Levent KANDEMİR

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

“İsrail yönetimi, Gazze’de tüm insanlığın yüzünü kızartacak canilikte zulüm ve katliamlara imza atıyor”

Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı -İstanbul Türkiye

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail yönetimi, Gazze’de tüm insanlığın yüzünü kızartacak canilikte zulümlere ve katliamlara imza atıyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı’na katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 75’inci yıl dönümü dolayısıyla katılımcılarla beraber olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.

“İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ, ULUSLARARASI TOPLUMA SORUMLULUKLARINI HATIRLATMAYI SÜRDÜRÜYOR”

Dünya İnsan Hakları Günü’nün başta mazlum ve mağdurlar olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı’nı bu anlamlı günü layıkıyla idrak etmek amacıyla düzenlediği program için kutlayarak, etkinliğe katkı veren tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 75 sene evvel büyük umutlarla kabul edildiğini ifade ederek, “Aradan üç çeyrek asır geçmesine rağmen bu metin insanlığın kazanımları açısından kritik bir belge olma vasfını hâlâ koruyor. Daha adil, daha özgür, daha insan odaklı bir dünya idealiyle kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 75 yıldır uluslararası topluma sorumluluklarını hatırlatmayı sürdürüyor” diye konuştu.

Beyannamenin bu yönüyle küresel barışın ve istikrarın tesisine rehberlik ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar insan hakları ihlallerini sona erdirememiş olsa da beyannameyi insanlığın onurlu yaşam mücadelesinin köşe taşlarından biri olarak görüyoruz. Beyannamenin, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda küresel ölçekte bir hassasiyetin oluşmasına ciddi katkılar sağladığına inanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna rağmen 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü dünyanın pek çok yerinde insan hakları ayaklar altına alınırken karşıladıklarının da bir gerçek olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “Batı toplumlarını zehirli bir sarmaşık gibi saran İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı, insan haklarına yönelik tehditlerin en başında yer alıyor. Yabancı düşmanı, ırkçı, ayrımcı ve faşizan uygulamalardan en fazla mağdur olan kesim hiç şüphesiz göçmenlerin çoğunluğunu oluşturan Müslümanlardır. Terörist ve terör kavramları İslam’a saldırmanın, Müslümanları tahkir etmenin, masumları katletmenin bir kılıfı hâline dönüştürüldü.”

Dört buçuk sene önce Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrinde Cuma namazı için toplanan 51 kişinin şehit edildiği saldırının İslam düşmanlığının nerelere varabileceğini gösterdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Müslümanlara ve göçmenlere yönelik saldırılar bununla sınırlı kalmadı. Kanada’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne, Avrupa’dan Asya ülkelerine kadar dünyanın pek çok yerinde artarak devam etti. Çok daha enteresan, ‘Nefes alamıyorum. Nefes alamıyorum’ diyerek can veren George Floyd’un dramını asla unutamayız. Benzer olaylarla daha sonra da karşılaştık. Az önce ekranda izledik. Aylan bebek. Aylan bebeğin nasıl dalgalarla kıyıya vurduğunu izledik. Aylan bebeğin ölümü Batı’yı insafa getirmedi. Aylan bebek bir astsubay çavuşumuzun kucağında, görüldüğü gibi ebediyete yürüdü.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de Filistin kefiyesiyle gezen üç gencin sokak ortasında silahlı saldırıya uğradığını hatırlattı. Batılı ülkelerin Christchurch saldırısından hiçbir ders çıkarmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hatta fikir özgürlüğü bahanesiyle İslam ve Müslüman karşıtı eylemleri meşrulaştırdıklarını, tasvip ve teşvik ettiklerini, ne güvenlik boyutuyla, ne hukuki ve siyasi olarak bu eylemlerin önüne geçecek hiçbir tedbir almadıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istatistiklerin buzdağının sadece görünen kısmı olsa da bu acı gerçeği teyit ettiğini vurgulayarak, yılbaşından beri çoğunluğu Türkiye büyükelçilikleri olmak üzere, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin Avrupa’da bulunan temsilciliklerinin önünde Kur’an-ı Kerim’in yakıldığı 500’e yakın saldırı gerçekleştirildiğini aktardı.

“BATIDA MUKİM MÜSLÜMANLARIN YAŞAMA HAKKI GİDEREK KISITLANIYOR”

Bu eylemlerin hemen hepsinin hükûmetlerin izin vermesiyle, polis koruması altında düzenlendiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk kez dün Danimarka’da, başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere, kutsal kitaplara yönelik saldırılar sebebiyle bir cezai müeyyidenin getirildiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanlara ait ibadethaneleri, iş yerlerini, sivil toplum örgütlerini, dernekleri hedef alan nefret suçlarının sayısının günden güne arttığına işaret ederek şöyle konuştu: “Batıda mukim Müslümanların ibadet, çalışma, okuma ve inancına göre yaşama hakkı giderek kısıtlanıyor. Meselenin trajikomik yanı tüm bunların demokrasi ve insan haklarının beşiği olarak pazarlanan ülkelerde yaşanmasıdır. Söz ile eylem arasındaki farkın bu kadar açıldığı bir dönem herhalde olmamıştır. Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar, iş icraata gelince çifte standardın, ilkesizliğin ve ikiyüzlülüğün adeta kitabını yazmaktadırlar. Anlaşılan bu ülkeler, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde kayıtlı hakların sadece makbul insanlar için geçerli olduğunu düşünüyor. Yine bunların nazarında Batılı ve beyaz olmayanların bu haklardan tam olarak yararlanma, hatta hiçbir şekilde yararlanma imkânı bulunmuyor. Bunu açık açık söylemeseler de kültürel ırkçılığa, yabancı karşıtlığına ve İslam düşmanlığına göz yumarak Batı’nın çarpık zihin dünyasını ortaya koyuyorlar.”

Batı’nın tüm medeniyetini üzerine bina ettiği beş değerin dördünün, onlarla ilgisi olmayan çalıntı unsurlar olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Nitekim inancı Kudüs, Nasıra, felsefesi Ege ve Batı Anadolu, hukuku Akdeniz ve Roma, bilimi Endülüs ve Doğu dünyası kökenli olan Batı’nın sadece barbarlık vasfı gerçek anlamda kendisine ait. Son dönemde Batı’nın barbarlık vasfının örneklerini, doğrudan yaptığı ve dolaylı olarak destek verdiği hadiseler vesilesiyle giderek daha sık görmeye başladık. İnsanlığa karşı işlenen suçların eninde sonunda maşeri vicdanda yargılanmak, faillerinin de tarih önünde hesap vermek gibi bir özelliği vardır. Giderek şiddetlenen barbarlık örneklerini ve arşa yükselen masum çığlıklarını, bir dönüm noktasına yaklaştığımızın işaretleri olarak görüyoruz. Bugün Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin göz göre göre çiğnendiği yer, Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarıdır.”

“GAZZE’DEKİ VAHŞET KARŞISINDA ULUSLARARASI KURULUŞLAR HİÇBİR SOMUT ADIM ATMIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze halkının 7 Ekim’den beri hayatı başta olmak üzere her türlü hakkının işgalci İsrail güçleri tarafından pervasızca yok edildiğini anlattı.

İsrail’in hedef gözetmeksizin yaptığı saldırılar sonucunda 18 bini aşkın Gazzelinin şehit olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ramallah’ta yerleşimci denen teröristlerin ve İsrail güvenlik güçlerinin saldırılarında 300’e yakın Filistinli şehadete yürüdü. İsrail’in alçakça katlettiği her üç Filistinliden ikisi kadın veya çocuktur. Anne ve babalarının beyaz kefenlerine sarılarak gözyaşı döktüğü masum sabiler, İsrail’in vahşetinin sembolleri olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail yönetimi, Gazze’de tüm insanlığın yüzünü kızartacak canilikte zulümlere ve katliamlara imza atıyor. Savaşta bile dokunulmaması gereken ibadethanelerden okullara, hastanelerden mülteci kamplarına, evlerden çarşı pazarlara kadar tüm sivil yerleşim yerleri İsrail tarafından alçakça bombalanıyor. Gazze’deki binaların üçte ikisi ya tamamen yıkılmış ya ağır hasar almış ya da kullanılamaz hâle gelmiştir.”

“GAZZE’DE İNSANLIĞA DAİR TÜM DEĞERLER KATLEDİLMEKTEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in, Gazze halkının suyunu, gıdasını, elektriğini ve iletişimini keserek milyonlarca insanı açlığa ve ölüme mahkûm ettiğini vurgulayarak, “Bugün Gazze’de sadece çocuklar, kadınlar, yaşlılar, gazeteciler değil aynı zamanda insanlığa dair tüm değerler de katledilmektedir. Maalesef bu vahşet karşısında uluslararası kuruluşlar ve insan hakları örgütleri ihlallerin önüne geçecek hiçbir somut adım atmıyor” ifadelerini kullandı.

“Dünya beşten büyüktür” sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşte dün ne oldu? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde beş daimi üye ve geçici üyeler… Fakat sadece Amerika’nın ret oyuyla maalesef malum ateşkes reddedildi. Tek başına. Böyle adalet olur mu? Böyle adil bir dünya olur mu? Ama biz ne diyoruz, aslında adil bir dünya mümkün. Ama Amerika’yla değil. Çünkü Amerika, İsrail’in yanında parasıyla, bütün silah mühimmatıyla yer alıyor. Ey Amerika! Bunun hesabını nasıl vereceksin? İnsanlık Amerika’ya, ‘Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesi’ne destek veren ülkedir’ demeyecek bundan sonra. Başta biz diyemeyiz, çünkü İsrail’in yanında yer alan, Aylan bebeklerin karşısında yer alanlara diyoruz ki, biz de sizin karşınızdayız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki Gezi olaylarında ve Ukrayna’nın işgalinde olay yerlerinde kamp kurup saatlerce canlı yayın yapan BBC’den CNN’ine anlı şanlı basın organlarının en büyük icraatlarının, failleri gizleyip zulmü gözlerden kaçırmaktan ibaret olduğunu söyledi. Anadolu Ajansı ve TRT’nin bölgede yaptığı haberciliğe işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte biliyorsunuz. TRT ve bizim Anadolu Ajansı’nın, bir şehidimiz var. Kamerayı ne yaptılar? Paramparça ettiler. Hani ne oldu? Siz basın özgürlüğünden yanaydınız. Basın, yayına hep savunucuydunuz. Nasıl oldu? Bunların her şeyi yalandır. 70’i aşkın basın mensubu Gazze’de ne yazık ki ebediyete yürüdü” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden bir umutları ve beklentilerinin kalmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Görevi küresel barışı ve istikrarı korumak olan Güvenlik Konseyi 7 Ekim’den bu yana İsrail’i koruma ve kollama konseyine dönüştü. Ne ‘çatışmalar bir an önce dursun’ diyen 121 ülkenin iradesi ne Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin çabaları ne de geçici üyelerin samimi gayretleri, Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerini harekete geçirmeye yetmedi.”

Dün gece yapılan oylamada, Amerika’nın vetosu nedeniyle yine ateşkes kararı çıkmadığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Aralarında daimi üyelerin de olduğu 13 ülkenin tasarıya ‘evet’ oyu vermesine rağmen maalesef sonuç değişmedi. Dünyanın beşten büyük olduğu gerçeği bir kez daha görülmüş oldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, reforme edilmesi olmazsa olmaz, şarttır şart. Bu Birleşmiş Milletler’le, bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’yle insanlığın bir yere varması mümkün değil. Bunu sadece burada konuşmuyoruz, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da aynen bu ifadeleri kullanan bir lider olarak söylüyorum.”

“FİLİSTİN TOPRAKLARINDA YAŞANAN BARBARLIĞIN HESABI HUKUK ÖNÜNDE MUTLAKA SORULMALIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’deki zulümlerle birlikte Birleşmiş Milletler’in bu aciz ve işlevsiz yapısının da tüm dünyada sorgulanacağına inandıklarını belirterek, “Bakın çok açık söylüyorum. Gazze’den sonra hiçbir şey eski tas eski hamam devam edemez. Gençler, işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan zulmün, hoyratlığın, barbarlığın hesabı insanlık vicdanıyla birlikte hukuk önünde de mutlaka sorulmalıdır. Gazze kasapları, uluslararası mahkemelerde insanlığa karşı suç teşkil eden eylemlerinin hesabını vermelidir. Allah’ın izniyle eninde sonunda vereceklerdir” değerlendirmesinde bulundu.

Bu meselenin takipçisi olacaklarını, bunu da Gazzeli masumlarla birlikte tüm insanlık adına yapacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Bir daha benzer dramlar yaşanmasın diye anne babalar çocuklarının parçalarını toplamasın diye. Zulüm zalimin yanına kâr kalmasın diye. Dünyanın dört bir yanındaki masumlar geleceklerine güvenle bakabilsin diye mücadelemizi cesaretle sürdüreceğiz. Gazzeli çocuklar için, gözyaşlarıyla ciğerparelerine sarılan o Gazzeli anneler, babalar için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Rabbim Gazzeli kardeşlerimize sabır versin. Tahammül versin, dayanma ve direnme gücü versin diyorum.”

“KİM OLURSA OLSUN ZALİMİN HASMI, MAZLUMUN DA HAMİSİYİZ”

Tüm imkânlarla Filistin’in yanında olurken gönül coğrafyalarındaki diğer kardeşlerini de ihmal etmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Arakan’dan Türkistan’a ve Kırım’a kadar nerede hakkı çiğnenen, hukuku ayaklar altına alınan, zulme ve baskıya maruz kalan bir kardeşimiz varsa ona sahip çıkmak bizim görevimizdir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi nazarlarında Gazzelilerle Doğu Türkistan Türkleri, Kıbrıs Türkleri ve Irak Türkmenleri arasında hiçbir ayrım ve farkın olmadığını vurguladı.

“Çünkü biz, tüm bu coğrafyalarda yaşanan bu hadiselere merhum Akif’in mısralarında dile getirdiği yüksek vicdan penceresinden bakıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’un “Zulmü Alkışlayamam” şiirindeki şu dizeleri okudu: “Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim / Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim / Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım / Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım / Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de kim olursa olsun zalimin hasmıyız, mazlumun da hamisiyiz” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail yönetiminin terör eylemlerine göz yuman ya da destek verenlerin yarın insan içine çıkacak yüz bulamayacağını vurgulayarak, “Ama biz başımız dik, alnımız ak bir şekilde hakkı savunmaya devam edeceğiz. Bu uğurda yalnız da kalsak, bedel de ödesek yolumuzdan dönmeyeceğiz” ifadesini kullandı.

İnsan hak ve hürriyetleri açısından böylesi trajik bir dönemde Türkiye’nin insanı ve insani değerleri önceleyen bir anlayışla hamlelerine devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Son 21 yılda hayata geçirdiğimiz sessiz devrimlerle vatandaşlarımızın Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde kayıtlı hak ve özgürlüklerini kullanmalarını kısıtlayan pek çok engeli ortadan kaldırdık. Cebinde ay yıldızlı kimlik taşıyan herkesin hayatın tüm alanlarında bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak muamele görebilmesini temin ettik. Ülkemizde hiç kimsenin kökeni, inancı, ibadeti, meşrebi, dili, kıyafeti, sakalı, başörtüsü, hülasaten dini ve kültürel tercihleri sebebiyle ötekileştirildiği bir iklimi asla kabul etmedik, aksini savunduk. Eğitim hayalleri üniversite kapılarında yıkılan kızlarımıza yönelik ayrımcılığa biz son verdik. Kılık kıyafetinden dolayı iş hayatından, devletten, bürokrasiden hatta ve hatta siyasetten dışlanan kadınlarımıza haklarını yine biz teslim ettik. Ülkemiz kadınları seçilme hakkını, yani parlamentoda hiçbir kısıtlama olmadan görev yapma imkânını tam manasıyla bizim dönemimizde kullanabilmiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kamu Denetçiliği ve İnsan Hakları Eşitlik Kurumu gibi yeni yapılarla hak arama yollarını genişlettiklerini ifade ederek, “Devlet-vatandaş ilişkisinde köklü bir paradigma değişikliği gerçekleştirdik. Hiçbir farklılığa bakmaksızın tüm vatandaşlarımıza eşit davranan, bunları zenginlik olarak gören bir anlayışın yerleşmesini biz sağladık. Tek parti faşizminin ve darbelerin milletimizin gönül dünyasına açtığı yaraları hamdolsun yine biz sardık” değerlendirmesinde bulundu.

Adaletin ve güvenlik hizmetlerinin kalitesini artırarak adil yargılanma hakkı için çok sayıda çalışma yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla yargı reformu yasa paketleri, insan hakları eylem planları, yargı reformu stratejik belgelerini hazırlayıp hayata geçirdiklerini, “işkenceye sıfır tolerans” politikasını uygulayarak bu suça ilişkin cezaları arttırıp zaman aşımını kaldırdıklarını vurguladı.

“TÜRK DEMOKRASİSİ DÜNYADA ÖRNEK GÖSTERİLEN SEVİYEYE HÜKÛMETLERİMİZ DÖNEMİNDE ULAŞMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, farklı din, mezhep ve inanç gruplarına ait cemaat vakıflarının mülk edinmelerini kolaylaştırdıklarını hatırlatarak, resmî dil olan Türkçe dışındaki dil ve lehçelerin öğreniminin önünü açtıklarını bildirdi.

Bu dillerde siyasi propaganda, radyo ve televizyon yayını yapılmasına imkân tanıdıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kürtçe yasak mıydı? Yasaktı. Önünü biz açtık. Her türlü siyasi propagandayı Kürtçe olarak da benim Kürt vatandaşlarım, Kürt kardeşlerim yapabiliyor mu? Yapıyor. Önünü biz açtık” diye konuştu.

Nefret suçunun ilk kez kendi dönemlerinde ceza mevzuatına girdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alevi ve Bektaşiler ile Romanların haklarına yönelik birçok önemli düzenleme yaptıklarını, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın bu çabaların en güzel meyvelerinden biri olduğunu söyledi.

“VATANDAŞLARIMIZIN BİZAR OLDUĞU NE VARSA HEPSİNİN ÇÖZÜMÜNÜ BULMAK ASLİ VAZİFEMİZDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda inanç hürriyeti konusunda ilave adımlar atmayı sürdüreceklerini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şunu büyük bir memnuniyetle söylemek isterim. Türk demokrasisi dünyada örnek gösterilen seviyeye yine bizim hükûmetlerimiz döneminde ulaşmıştır. Tek parti döneminde cumhur ile Cumhuriyet arasında örülen duvarları yıkmanın yanı sıra cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini temin ederek millî iradeye vurulan zincirleri parçaladık, attık. Tamamını burada saymaya kalksak saatler sürecek nice reformu, nice atılımı, tarihe geçen büyük bir demokratik dönüşüm hamlesini son 21 yılda başarıyla ülkemize kazandırdık. 85 milyonun tamamı zaten günlük hayatında bunları görüyor, yaşıyor. Geçmişle kıyaslandığında ülkemizin nereden nereye geldiğini çok iyi biliyor.”

Terör örgütlerine karşı farklı cephelerde yürüttükleri mücadelenin de Türkiye’nin insana, insan hayatının korunmasına, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasına verdiği önemin bir göstergesi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beynini yıkadıkları gencecik çocukları ölüme gönderen, zorla kaçırdıkları kadınları, kız çocuklarını istismar eden, daha kundaktaki bebekleri vahşice katleden, masumların kanı ve canı üzerinden ikbal devşiren bu insanlık düşmanlarının kökünü kurutmakta kararlıyız. Yaklaşık 40 yıldır kan döken, vatandaşlarımıza kan kusturan bu alçakları tarihin çöp sepetine atmadan mücadeleyi elden bırakmayacağız” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli bir hususa değinmek istediğini dile getirerek, “Son 21 yılda yaptıklarımızın tamamını çok kıymetli bulmakla beraber hak ve hürriyetler meselesinde durağan bir yaklaşım sergilemiyoruz. Hayatın değişen dinamikleri içinde biz de kendimizi sürekli yeniliyoruz, sürekli geliştiriyoruz. Vatandaşlarımızın bizar olduğu ne varsa hepsinin de çözümünü bulmak ve uygulamak bizim asli vazifemizdir” değerlendirmesini yaptı.

SAHİPSİZ HAYVANLAR SORUNU

Başıboş sokak köpeklerinin zarar verdiği insanların haklarını korumanın da görevleri olduğu bilinciyle hareket ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başıboş sokak hayvanlarıyla ilgili artan şikâyetlerin farkındayız. Önceki gün Ankara’da yaşanan ve bir evladımızın ağır yaralandığı elim hadise hepimizin yüreğini dağlamıştır. Bu sorunu inşallah inancımıza, kültürümüze ve şefkat medeniyetimizin bize vazettiği ilkeler çerçevesinde mutlaka çözüme kavuşturacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan hak ve hukukunun söz konusu olduğu hiçbir alanı boş bırakmadıklarını, görmezden gelmediklerini ve ihmal etmediklerini belirterek, bazı süreçlerin vakit alabildiğini ama nihayetinde her meseleyi hâl yoluna koyduklarını bildirdi.

Vatandaşlardan, hükûmete güvenmelerini, inanmalarını ve destek olmaya devam etmelerini isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ı unutmuyoruz değil mi? 31 Mart’a hazırlanıyoruz değil mi? 31 Mart için inşallah ‘Yeniden İstanbul’ diyoruz ve yola devam ediyoruz. ‘Yeniden Ankara’ diyoruz, yola devam ediyoruz. ‘Durmak yok, yola devam’ diyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü tebrik ederek, bu önemli günün tüm insanlığa barış, huzur ve adalet getirmesini diledi.

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

“Gazze’deki gazeteci ölümlerine ses çıkarmayanların, yarın başka bir konuda söz söyleme hakları olamaz”

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT World Forum’da yaptığı konuşmada, “Küresel medya kartelleri, Gazze’deki vahşeti gözlerden kaçırmaya, Hamas bahanesiyle gazeteci katliamını meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Basın özgürlüğü ve medya ahlakının ötesinde insan onurunu yerle yeksan eden bu vicdansızlığı, biz reddediyoruz. Bugün Gazze’deki gazeteci ölümlerine ses çıkarmayanların, yarın başka bir konuda söz söyleme hakları olamaz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Birlikte Gelişmek: Sorumluluklar, Eylemler ve Çözümler” temasıyla İstanbul’da gerçekleştirilen TRT World Forum 2023’ün açılışına katılarak, bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, bu yıl yedincisi düzenlenen foruma katılmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Türkiye’nin kamu yayıncısı olan TRT’nin düzenlediği forumun farklı coğrafyalardan alanında yetkin isimleri buluşturan platform olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aralık ayında düzenlenen forum aynı zamanda geride bırakılan senenin muhasebesini yapmak için de önemli bir imkân sunuyor. Forum oturumlarında birbirinden seçkin isimlerle gerçekleştirilecek toplantıların 2023 yılının kapsamlı, adil ve objektif bir değerlendirilmesinin yapılmasına vesile olacağına inanıyorum. Kıymetli fikirleriyle forumun içeriğini zenginleştiren tüm misafirlerimize şimdiden teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de devam eden katliam başta olmak üzere küresel ölçekte son derece sancılı bir dönemden geçildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Rusya-Ukrayna arasındaki savaş gündemde geri plana düşmüş olsa da hâlen tüm yakıcılığıyla devam ediyor. Savaşın ilk aylarında ülkemizin çabalarıyla ortaya konan barış planının değeri gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. O dönem, ateşi büyümeden söndürmek yerine körükleyenlerin, bölgemizle birlikte tüm dünyaya nasıl büyük bir kötülük yaptıkları artık net bir şekilde görülüyor. Küresel barışı ve güvenliği sağlamakla mükellef uluslararası kuruluşların sorun çözme kabiliyetlerinin olmadığını bugün daha iyi anlıyoruz.”

“GÜDÜMLÜ BASIN, DEMOKRASİ İÇİN AÇIK BİR TEHDİT OLUŞTURUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adil bir barışın kaybedeninin olmayacağı gerçeğinin tartışmasız şekilde karşılarında durduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Temennimiz, bizim âdeta kendimizi paralayarak ısrarla dile getirdiğimiz bu hakikatin tüm taraflarca bir an önce idrak edilmesidir. Türkiye, daha fazla kan akmaması, daha fazla yıkım yaşanmaması, daha fazla gözyaşı dökülmemesi için elini taşın altına koymaya hazırdır. Gerçekten de barışa, özellikle adil bir barışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz günler yaşıyoruz. Kalıcı barışı tesiste kaybedilen her günün, her anın bedelini ateşe benzin döken Batılılar değil maalesef masumlar ödemektedir. Buna artık bir dur demenin zamanı çoktan gelmiştir. Komşularımızı içine düştükleri bu kaybet kaybet denkleminden çıkarmayı komşuluk hukukumuzun bir gereği olarak görüyoruz. Sizlerin de gayretleriyle bölgemiz bir süredir hasret kaldığı barış ve istikrar iklimine inşallah yeniden kavuşacaktır.”

Basının, bilhassa da kalemini ve ekranını küresel güçlere kiralamayan özgür basının, demokrasiler için yeri doldurulamaz bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İyi işleyen ve sağlıklı bir demokrasi için yasama, yürütme, yargı erklerine ilaveten dördüncü kuvvet olarak basının sayılması boşuna değildir. Güdümlü basın ise halkın haber alma hakkı yanında demokrasi içinde açık bir tehdit oluşturur. Ülke olarak 70 yılı aşan çok partili demokrasi mücadelemizde bu hakikati tüm boyutlarıyla pek çok kez tecrübe ettik” diye konuştu.

“BUGÜNLERE MANŞETLERLE ÇARPIŞA ÇARPIŞA GELDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dönem demokrasiye sahip çıkmak yerine vesayetçilerin yanında hizalanan, darbeye alkış tutan, millî iradeye müdahale çağrısında bulunan bir medya yapısıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

Manşetlerini vesayetçilerin attığı güdümlü medya düzeninin, bilhassa 2002 öncesinde Türkiye’nin acı bir gerçeği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette bu zor dönemlerde her türlü tehdide rağmen millî iradenin yanında duran cesur basın yayın kuruluşları ve medya mensupları da vardır. Sayıları kısıtlı olmakla birlikte halka karşı sorumluluğunu yerine getiren bu gazeteciler, isimlerini demokrasi tarihimize altın harflerle yazdırmışlardır” diye konuştu.

Kendilerinin de bu cesur kalemleri daima şükranla yâd ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk demokrasisi ne zaman riske girse hemen vesayetçilerin tetikçiliğine soyunan postallı medya mensuplarını da asla unutmayacağız” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalemini, köşesini, ekranını güç odaklarının emrine verenlerin saldırılarına, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden itibaren kendilerinin de defalarca maruz kaldığını anımsatarak, “‘Muhtar bile olamaz’ manşetinden ‘411 el kaosa kalktı’ provokasyonuna kadar, nice medya operasyonunun hedefi hâline getirildik. Ama bunların hiçbirine boyun eğmedik. Yıldırma girişimleri karşısında asla geri adım atmadık. Her zaman söylediğim gibi bugünlere manşetlerle çarpışa çarpışa geldik” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE, 21 YIL ÖNCESİNE NAZARAN ÇOK DAHA İLERİ BİR NOKTADADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerektiğinde ağır bedeller ödemeyi göze alarak Türkiye’de tüm kurum ve kurallarıyla hakiki demokrasiyi tesis ettiklerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Objektif kriterlere göre değerlendirme yapıldığında herkesin kabul ettiği gerçek şudur: Türkiye, ekonomisiyle, demokrasisiyle, basınıyla gerçekleştirdiği sessiz devrimleriyle 21 yıl öncesine nazaran çok daha ileri bir noktadadır” değerlendirmesini yaptı.

Bugün medyanın, 2002’den daha zengin, daha çeşitli, toplumun farklı kesimlerinin daha fazla temsil edildiği çoğulcu bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teröre bulaşmadığı, şiddeti övmediği ve başkasına hakaret etmediği müddetçe isteyen, istediğini yazabilmektedir. Muhalif veya muvafık fark etmeksizin medya mensuplarımızın fikirlerini serbestçe ifade etmelerinde hiçbir mani bulunmuyor” diye konuştu.

“İSRAİL SALDIRILARINDA HAYATINI KAYBEDEN GAZETECİ SAYISI 70’TEN FAZLA”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eksiklerin de olduğunu, dünyadaki her ülkede olduğu gibi Türkiye’nin de çözmesi gereken meselelerinin bulunduğunu belirterek şöyle devam etti: “Gazze’de 70’i aşkın medya mensubu öldü. Nerede dünya, dünyanın o meşhur basın yayın organları nerede? Niye sesleri çıkmıyor? Niçin öldürülen bu basın mensuplarına yönelik manşetlerini atmıyorlar? Amerika’nın o meşhur gazeteleri nerede? İngiltere’nin o meşhur gazeteleri, dergileri nerede? Fransa’nın o meşhur gazeteleri nerede? Almanya’nın o meşhur gazeteleri nerede? Hiçbirinin sesi çıkmıyor. İnşallah önümüzdeki dönemde atacağımız adımlarla bu zorlukların hep birlikte üstesinden geleceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana devam eden katliamların kendilerine sadece özgür değil aynı zamanda adaleti ve vicdanlı basının da önemini hatırlattığına işaret ederek şöyle konuştu: “Çoğu kadın ve çocuk 18 bine yakın masumun katledilmesinin kâğıt kesiği kadar yer bulamadığı bir medya karartmasıyla karşı karşıyayız. İsrail Gazze’de sadece kadın ve çocukları değil çok zor şartlar altında görevini yapmaya çalışan basın mensuplarını öldürmüş ve öldürmeye devam ediyor. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden gazeteci sayısı 70’ten fazladır. Daha vahimi, uluslararası basın kuruluşlarının bu tabloyu kabullenmesidir. Düşünebiliyor musunuz? Her gün bir gazeteci katlediliyor. Ancak yıllardır bize basın özgürlüğünden dem vuran kurumların hiçbirinin gıkı dahi çıkmıyor. Küresel medya kartelleri, Gazze’deki vahşeti gözlerden kaçırmaya, Hamas bahanesiyle gazeteci katliamını meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Basın özgürlüğü ve medya ahlakının ötesinde insan onurunu yerle yeksan eden bu vicdansızlığı biz reddediyoruz.”

Bugün Gazze’deki gazeteci ölümlerine ses çıkarmayanların, yarın başka bir konuda söz söyleme haklarının olamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Asıl olan bugün konuşmak. Bugün yazmak. Gerçekleri bugün anlatmaktır. Asıl olan mazlum ve mağdurların feryatlarını bugün duyurabilmektir. Türk basın yayın organları işte bunu yapmanın, işte bunu başarabilmenin gayretindedir. Her türlü riski göze alarak Gazze’den dünyaya hayati bir iletişim koridoru açan TRT’mizi, Anadolu Ajansımızı ve diğer basın kuruluşlarımızı canıgönülden tebrik ediyorum. İsrail’in yalanlarla örülü propaganda makinesine karşı yürütülen dezenformasyonla mücadele çalışmalarını takdirle karşılıyorum.”

“İSRAİL GÜÇLERİ HAKİKATLERİN ORTAYA ÇIKMASINA ENGEL OLAMAMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısında hayatını kaybeden AA kameramanı Muntasır es-Savvaf’ı hatırlatarak, şunları kaydetti: “Şu anda bizim Anadolu Ajansından şehidimiz var. İşte şurada görüldüğü gibi (tahrip edilen kamerayı göstererek) yaralı, gazi kameramız var. Nerede? Gazze’de. Merkezimizin çalışmalarıyla 130’un üzerinde İsrail yalanını ifşa etmesi bu çabaların ne kadar kıymetli olduğunu göstermiştir. İsrail güçleri basın mensuplarımızın hakikate ayarlı kameralarını kırmış olsa da hakikatlerin ortaya çıkmasına engel olamamıştır. Bir kameramız gider, bin kameramız gelir. Bütün mesele Gazze’nin yalanlarını, iftiralarını aydınlığa çıkarmak ve tüm insanlığa başta Türkiye olmak üzere bunları duyurmaktır. Tüm barbarlığına rağmen Gazzelilerin direniş azmini kıramayan İsrail, medyadaki propaganda savaşını da kaybetmektedir. Olağanüstü bir gayret ve fedakârlık sergileyerek Gazze’deki insani dramı dünyaya duyuran medya mensuplarına şükranlarımı sunuyorum. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden gazetecileri rahmetle yâd ediyorum.”

“LAHEY ADALET DİVANI’NDA YARGILANACAKLAR”

Katılımcılarla bir tespitlerini paylaşmak istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vicdanları kanatan bu sessizliğin gerisinde ne var biliyor musunuz? Suçluluk duygusu var. İsrail’in başı Netanyahu olmak üzere, ona destek verenler de dâhil, bunlar suçludur, bunlar terörün yardakçısı olarak teröristtir ve bunlar Lahey Adalet Divanı’nda kesinlikle yargılanacaklardır. Biz bu işin takipçisiyiz. Milosevic nasıl yargılandıysa, nasıl mahkûm olduysa inanıyorum ki Netanyahu ve onun yardakçıları da aynı şekilde yargılanacaktır ve sonunda mahkûm olacaklardır” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimi Batılı ülkelerin, İsrail’in işlediği suçları çok iyi bilmelerine rağmen bir mahcubiyet duygusuyla hareket ettiklerine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Holokost mağduriyetini bir mazeret olarak kullanan mevcut İsrail yönetimi, maalesef dünyayı bununla susturmaya çalışıyor. Bizim her fırsatta insanlık dışı bulduğumuzu söylediğimiz antisemitizm, siyasi çıkar hesabıyla Netanyahu ve ortakları tarafından körüklenmektedir. Oysa ne Holokost dramı ne antisemitizm ithamı, İsrail’in işlediği suçlara sessiz kalmanın bahanesi olabilir. Gazze’nin, genel olarak Filistin halkının geleceği, borçluluk psikolojisi içine girenlerin İsrail’e verebileceği bir tazminat değildir. Böyle kirli, kanlı ve ahlaksız bir senaryoyu meşrulaştırmak için medyanın hoyratça kullanılmasını kesinlikle kabul etmiyoruz.”

“HAKKI VE HAKİKATİ HAYKIRMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradan, pervasızca işlenen insanlık suçlarına ortak edilmeye çalışılan medya kuruluşlarına seslendiğini belirterek, şöyle konuştu: “Akılla, izanla, vicdanla, mantıkla, basın ahlakıyla hiçbir bağı olmayan bu aklama çabasından, kandan beslenen bu retorikten, bu zalim iddiadan, bu ahlaksız dayatmadan kurtulun. Hristiyan, Müslüman, Yahudi fark etmez, hep birlikte kimsenin kendini dışında tutamayacağı bir sorumluluk altındayız. Dünyanın neresinde olursa olsun, medya mensupları başta olmak üzere tüm vicdanlı insanlar cesur olmak, dik durmak, hakkı ve hakikati açık yüreklilikle konuşmak zorundadır. Bu katliam bugün Gazze’de yaşanıyor olabilir, şayet bu akıl ve vicdan dışı mezalimin önüne geçemezsek artık dünyanın hiçbir yerinde hiç kimse kendini güvende hissedemez. Çünkü bir kere pandoranın kutusu açıldı. Zulmün çirkin ve vahşi yüzü her an her yerde karşımıza çıkabilir. Gazze’yle ilgili çarpık bakış açısının asıl tehlikesi, dünyanın geleceği ile ilgili umutları işte böyle bir gayya kuyusuna atmasıdır. Hiç kimsenin, insanlığı böyle bir çıkmaza sürüklemeye hakkı yoktur.”

Amerika ve Avrupa ülkelerindeki yönetimlerin, Filistin halkının ve bilhassa Gazze’deki mazlumların ahına kulak tıkayarak aslında en büyük kötülüğü kendilerine yaptıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batı, üzerine titrediği güvenlik ve refah düzenini kökten sarsacak bir sınamadan geçtiğinin hâlâ farkında değil. Türkiye olarak biz yaklaşan tehlikeyi görüyoruz ve ‘Dost acı söyler’ prensibince açık açık ifade ediyoruz. Birileri rahatsız olsa da hakkı ve hakikati haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz. Ama bu anlayışla hem ikaz görevimizi hem de mazlumların yanında yer alma vazifemizi yerine getirmenin gayreti içindeyiz” değerlendirmesinde bulundu.

Gazze için yürüttükleri yoğun diplomasi trafiğini de insani yardımları da sürdüreceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde bu gayretlerinin bir parçası olarak gördükleri Filistin’in ve Gazze’nin vicdani sesi olan iletişim koridorunu devam ettireceklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış programında birlikte oldukları TRT World Forum’u, “Daha adil bir dünya” hayallerinin hayata geçmesine katkı yapacak bir etkinlik olarak gördüğünü söyledi.

“BM GÜVENLİK KONSEYİ, GAZZE MESELESİNDE ACZİYET SERGİLEDİ”

Dünyaya söyleyecek sözü olan herkesi, bu tür imkânları kullanarak insanlığın ortak geleceği için inisiyatif almaya davet ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Yaşadığımız her hadise, yıllardır dile getirdiğimiz ‘Dünya beşten büyüktür’ itirazımızın ne kadar isabetli olduğuna işaret ediyor. En önemli küresel iş birliği ve güvenlik mekanizması olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, Gazze meselesinde sergilediği acziyet, eminim bizim gibi sizlerin de yüreğini sızlatmıştır. Genel Sekreter Sayın Guterres’in, insanlığın ortak vicdanına tercüman olan çabaları da maalesef konsey üyeleri tarafından sabote edilmektedir. Sayın Guterres’in, Birleşmiş Milletler şartının 99’uncu maddesi kapsamında gönderdiği mektubu takdirle karşılıyor, bu hamlesi dolayısıyla kendisini tebrik ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut mekanizmaların dünyanın ve insanlığın ihtiyacı olan çözümleri üretememesinin bedelini masumların ödemesine daha fazla seyirci kalamayız. Hemen harekete geçmemiz şarttır. Aksi takdirde dünyayı yaşanmaz hâle getirecek bir kaosun pençesine düşmemiz kaçınılmazdır” sözlerini sarf etti.

TRT’yi, böylesine hayati bir meseleyi gündeme taşıdığı için kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası ölçekte güvenilir bir haber kaynağı hâline gelen TRT’nin, “kısık sesleri duyurma” ve “olayları çok boyutlu aktarma” görevini hakkıyla ifa ettiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin millî yayın kuruluşu TRT’nin, 19 televizyon ve 17 radyo kanalı, 41 yabancı dil ve lehçede yayın yapan Türkiye’nin sesi radyolarıyla geleneksel yayıncılıkta çok önemli bir tecrübeye sahip olduğunu belirterek, şimdi bu geniş birikimin dijital yayıncılık alanına da aktarıldığını anlattı.

Geçen mayıs ayında Türkiye’nin uluslararası dijital platformu “Tabii”yi hayata geçiren TRT’nin, uzun geçmişe sahip yayıncılık yolculuğuna yeni bir halka daha eklediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu platformun, sapkın akımların ve örtük gayelerin hüküm sürdüğü mecralardan rahatsız olan herkese güçlü bir alternatif sunacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT World ve TRT Arabi uluslararası haber kanallarının yanı sıra TRT Almanca, TRT Rusça, TRT Fransızca, TRT Balkan ve TRT Afrika dijital haber platformlarının da başarıyla faaliyetlerini yürüttüğünü dile getirdi.

Gelecek sene sekizincisi yapılacak TRT World Forum’un da bu kurumun önemli markalarından biri hâline dönüştüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte emeği geçenleri tebrik ederek, forumun hayırlara vesile olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt içinden ve dünyanın dört bir yanından gelip elini taşın altına koyma iradesini gösteren forum katılımcılarına teşekkür ederek sözlerini sonlandırdı.

OKUMAYA DEVAM ET

YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

TAKVİM

Eylül 2023
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  

HER ŞEY GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN

TOGG | Türkiye’nin Otomobili

TANAP Avrupa Bağlantısı Açılış Töreni #TANAPtamam

GENÇ GAZETECİLER BURADA

REKLAMLAR

TÜRK AKIM PROJESİ AÇILIŞ TÖRENİ

TÜRKİYE YÜZYILI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale 1915 Köprüsü Kule Tamamlama Töreni

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih sondaj gemisini #MilliEnerjideYeniMüjde

ENERJİ PETROL MEDYA GRUP – YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

DÜNYA19 saat önce

Dünden Bugüne Yarından Geleceğe Serdar İZOL

DÜNYA1 gün önce

“İsrail yönetimi, Gazze’de tüm insanlığın yüzünü kızartacak canilikte zulüm ve katliamlara imza atıyor”

DÜNYA1 gün önce

“Gazze’deki gazeteci ölümlerine ses çıkarmayanların, yarın başka bir konuda söz söyleme hakları olamaz”

DÜNYA4 gün önce

“Ege’yi barış ve iş birliği denizi hâline getirelim istiyoruz”

DÜNYA4 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile görüştü

DÜNYA4 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Cumhurbaşkanı Sakelaropulu ile bir araya geldi

GENÇLER4 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Yunanistan’da

DÜNYA4 gün önce

“Kentsel dönüşüm konusu Türkiye için tartışmasız bir beka meselesidir”

DÜNYA6 gün önce

“İsrail’in işlediği suçlar yanına kâr kalmamalıdır”

DÜNYA6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim ile bir araya geldi

DÜNYA6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar’da

DÜNYA7 gün önce

“Gazze Filistinlilerindir, ebediyen öyle kalacaktır”

DÜNYA1 hafta önce

Mobil Evler – Modern Tekerlekli Tiny House | Setencioğlu

DÜNYA1 hafta önce

İyi ki Varsın Erkan Pehlivan

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Al Nahyan ile görüştü

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Başbakanı Fumio ile görüştü

Business1 hafta önce

“2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirmeyi öngörüyoruz”

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya Başbakanı Meloni ile görüştü

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İskoçya Başbakanı Yusuf ile görüştü

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile bir araya geldi

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşik Arap Emirlikleri’nde

DÜNYA2 hafta önce

“Ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz”

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu ile görüştü

DÜNYA2 hafta önce

Emine Erdoğan, Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu’nun eşi Sajidha Mohamed ile bir araya geldi

DÜNYA2 hafta önce

“İLK DURAK RAMİ KÜTÜPHANESİ”

DÜNYA2 hafta önce

Tiny House | Tiny House Fiyatları | Tekerlekli Ev | Mobil Ev

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan Başbakanı Mikati ile görüştü

DÜNYA2 hafta önce

“Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel politikamız hâline getirdik”

DÜNYA2 hafta önce

“Türkiye’nin ekonomik ve siyasi şartları ne olursa olsun, eğitim-öğretimin ikinci plana itilmesine müsaade etmedik”

DÜNYA2 hafta önce

“Ekim ayı itibarıyla son 12 aylık ihracatımız 254,8 milyar doları buldu”

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aybüke; Öğretmen Oldum Ben!” filminin galasına katıldı

DÜNYA2 hafta önce

Birleşik Arap Emirlikleri Milli Günü Ankara’da Kutlandı

DÜNYA2 hafta önce

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AJET Lansman Töreni’ne katıldı.

DÜNYA2 hafta önce

Size Soruyoruz | Webx Grup Bilişim Teknolojileri Tic. Ltd. Şti.

DÜNYA3 hafta önce

Marka patent çeteleri | Türk halkı Bıktı bu Kumpasçı Fetoculardan

DÜNYA3 hafta önce

Türk Hava Yolları, Detroit Uçuşlarına Başladı

DÜNYA3 hafta önce

Tiny House – Tiny House Türkiye Tekerlekli Küçük Ev Üreticisi

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultan II. Abdülhamid Han’ın türbesini ziyaret etti.

DÜNYA3 hafta önce

“Orta Doğu’da adil ve kalıcı barışın temini için herkesin elini taşın altına koyması gerekir”

DÜNYA4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mesajı

DÜNYA4 sene önce

Metin Aslım : İş ve Cemiyet Hayatının Sevilen Siması

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın Emel USLU ATİK ;

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın Aysu YAVUZ

İYİ Kİ VARSIN3 sene önce

İyi ki varsın Nurten ÖZTÜRK

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın ZEHRA KARAKAŞ BEGEN

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın Nuray ÖZÇELİK;

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın Beril ÇAVUŞOĞLU

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın Hüseyin ÇEŞMECİOĞLU :

DÜNYA1 sene önce

Ankara-Yerköy-Kayseri Hızlı Tren Hattı temeli atıldı

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Nalan Gazezoğlu

DÜNYA3 sene önce

Sektöre Yön verenler ; Eda DEMİRHAN

GÜNCEL3 sene önce

Sektöre Yön Verenler Berfu GÜVEN

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Gül ALCANSOY;

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Prof. Dr. Başak SOLMAZ

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın AYSUN ŞAHANOĞLU KABA ;

DÜNYA1 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Michel ile görüştü

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Nazlıhan ALKAN

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın Yusuf Burak ASLANPINAR;

İYİ Kİ VARSIN3 sene önce

İyi ki varsın Semra Aman Akyürek

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Hande ORTAY

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın Hüseyin ÇALIŞKAN

ENERJİ3 sene önce

Tekfen Holding “Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu” ödülünü üçüncü kez aldı!

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu ,
MAVİ YOLCULUK4 sene önce

TEKNE KİRALAMA | İZMİR ÇEŞME ALAÇATI

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın Doç. Dr. Esin Yalçınkaya

GÜNCEL3 sene önce

Başarımız, Başarınız olacak HANTEK KALIP

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Semra İĞTAÇ

ENERJİ2 sene önce

İyi ki Varsın Mehmet Gültekin

DÜNYA3 sene önce

Sektöre Yön Verenler Esra KANDEMİR

DÜNYA3 sene önce

Türkiye’nin En Etkin 50 CFO’su belli oldu

DÜNYA1 sene önce

İyi ki varsın Özgür AKIN

DÜNYA4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile ortak basın toplantısı düzenledi

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Sadık KUTANOĞLU

DÜNYA2 sene önce

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Turizm Yatırım Forumu’na katıldı

DÜNYA1 sene önce

İyi ki varsın Ebru Milat Sezgin

DÜNYA9 ay önce

İyi ki varsın, Haşim İzol

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın Sibel Şeref KANCAOĞLU ;

DÜNYA4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kyoto’da Ara Güler Fotoğraf Sergisi’ni açtı

DÜNYA4 sene önce

MAN TÜRKİYE’den Ankara’ya dev yatırım

DÜNYA3 sene önce

Sektöre yön verenler, Ahmet ÇALLI

DÜNYA2 sene önce

“Türkiye, son 19 yılda, diğer pek çok alan gibi savunma sanayiinde de âdeta bir devrim gerçekleştirmiştir”

GÜNCEL2 sene önce

HATAY’ ın Güçlü Kadınları

DÜNYA2 sene önce

ELMADAĞ MOBİLYACILAR İHTİSAS OSB’NİN TEMELİ ATILDI

DÜNYA3 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Genç İş Adamları heyetini kabulünde açıklamalarda bulundu

DÜNYA3 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “OECD İstanbul Merkezi Açılış Töreni”ne Video Mesaj Gönderdi

DÜNYA3 sene önce

Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri sahiplerini buldu

DÜNYA3 sene önce

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, ETİ Maden Lityum Üretim Tesisi Açılış Töreni’nde konuştu

DÜNYA3 sene önce

Dev Yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sarıkamış-Karakurt-Horasan yolu açılış töreninde konuştu

DÜNYA3 sene önce

Dev Yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan milli helikopter motoru teslim töreninde önemli açıklamalar

DÜNYA4 sene önce

“EVLATLARIMIZA MİRAS KALACAK BİR GÖNÜL KÖPRÜSÜ KURDUĞUMUZA İNANIYORUM”

DÜNYA4 sene önce

“G-20 platformu, küresel meselelerin çözümünde daha etkin ve güçlü bir mecra olmalı”

DÜNYA4 sene önce

“TÜRKİYE VE JAPONYA’NIN DOSTLUĞU; KÖKLÜ, DERİN VE SAMİMİ”

DÜNYA4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kyoto’da Ara Güler Fotoğraf Sergisi’ni açtı

DÜNYA4 sene önce

“TÜRKİYE İLE JAPONYA ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİNİN DEĞERİ DAHA DA YÜKSELMİŞTİR”

DÜNYA4 sene önce

“TÜRKİYE İLE JAPONYA ARASINDAKİ DOSTLUK VE YAKIN İŞ BİRLİĞİ TAKDİRLE KARŞILANIYOR”

YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

REKLAMLAR
REKLAMLAR

GENÇ İŞ DÜNYASI