Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin kültür ve sanat hayatına ilave değer katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü nitelikli esere destek veriyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin açılış programında yaptığı konuşmada, “İnsanımız arasında ayrım yapmadığımız gibi, sanatçılarımız, sanat dallarımız arasında da asla ayrımcılık yapmıyoruz. Ülkemizin kültür ve sanat hayatına ilave değer katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü nitelikli esere destek veriyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, restore edilen Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin açılış programına katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, restorasyonu tamamlanarak hizmete açılan Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin Ankara’ya, Türkiye’ye, kültür ve turizm dünyasına hayırlı olmasını dileyerek restorasyonda emeği geçenleri tebrik etti.
“MÜZE ÜÇ YILLIK TİTİZ BİR ÇALIŞMANIN SONUCUNDA, DAHA KULLANIŞLI BİR ALTYAPIYLA HİZMETE HAZIR HÂLE GELDİ”
Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin Ankara’nın sembol eserlerinden birisi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından 1930 yılında inşa edilen bu yapının, birinci millî mimarlık döneminin en güzel örneklerinden olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Ocakları Merkez Binası olarak projelendirilen, daha sonra Halkevine dönüştürülen bu müzenin, Ankara’da uzun yıllar kültür ve sanatın merkezi olduğunu anlattı.
Gerek kullanımından gerekse zamanla oluşan yıpranmadan dolayı kapsamlı bir restorasyon ihtiyacı doğan binada, Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2017 yılında binada restorasyon çalışmalarına başlandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, proje kapsamında yapının özgün mimari detaylarına sadık kalınarak taşıyıcı duvarların çelik kafeslerle güçlendirildiğini, böylece müzenin statik bakımdan tahkim edilerek depreme karşı eskisine göre çok daha dirençli hâle getirildiğini açıkladı.
Restorasyon sürecinde müzenin teknolojik altyapısını da yenilediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk resim ve heykel sanatının en nadide örneklerine ev sahipliği yapan müzemizin depolarındaki eserlerin akıllı depolama sistemiyle koruma altına alındığını, müzenin envanterindeki tüm eserlerin fotoğraflanarak belgelenerek dijital ortama aktarıldığını bildirdi.
Müzenin sağlıklı bir belgelendirme ve arşivleme imkânına kavuştuğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara Resim ve Heykel Müzesi üç yıllık titiz bir çalışmanın sonucunda daha modern, daha kullanışlı bir altyapıyla hizmete hazır hâle gelmiştir. Yapılan restorasyonla yeni bir çehre kazanan müzenin Başkentimizin çekim merkezlerinden biri olmayı sürdüreceğine inanıyorum” dedi.
“HER KARIŞINDAN TARİH FIŞKIRAN BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ”
“İnsanlık tarihi kadar eski, binlerce yıldır insanlığa istikamet çizmiş, her karışından âdeta tarih fışkıran bir ülkede yaşıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 vilayetin tamamının ayrı bir medeniyetin, farklı bir kültürün eserleriyle birer açık hava müzesi gibi olduğunu vurguladı.
Afrika’dan Asya’ya, Kudüs’ten Kırım’a, Balkanlar’a kadar pek çok yerde ecdada ait bir eserin muhakkak bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atalarımız fethettiği topraklara yüksek kültürü yanında medeniyetimizin ihtişamını yansıtan görkemli eserleriyle de mührünü vurmuştur. Medeniyet inşa etmek elbette zordur, emek ve zaman gerektiren bir iştir. Ama en az bunun kadar önemlisi; bu medeniyetin ürünlerine ve kültürüne sahip çıkmak, onu yaşatmak, devralınan mirası daha da geliştirmektir” diye konuştu.
Tarih içinden süzülüp gelen kültürel mirasın yeni nesillerin katkısıyla, yeni kuşakların ilaveleriyle zenginleştiğini ve süreklilik kazandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için geleneği yeniden üretmek, yeniden işlemek, geçmişin birikimini altın sandukasından çıkartarak bugüne taşımak gerekir. Yahya Kemal bu serencamı ‘kökü mazide olan ati’ diye tarif ediyor. Bu süreçte zengin ve köklü tarihimizin nişaneleri olan müzelerimizin çok önemli roller üstlendiğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu’nun her bir şehrine yayılmış müzelerin hem maziyi hatırlatan hem de insanlığın ortak birikimini yansıtan müstesna eserler olduğunu kaydederek müzelerin her yönüyle milletin geçmişten geleceğe kurduğu birer kültür, sanat ve tarih köprüsü olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dönem tarihe, sanata, kadim değerlere sahip çıkma konusunda yaşanan ihmalkârlığın müzelere de yansıdığına işaret ederek şöyle devam etti: “Tarihe ve sanata kendi sığ ideolojilerinin merceğinden bakanlar uzun yıllar müzelerimize bakımsızlığa, yıkıma, talana mahkûm etmiştir. Türk müzeciliği sembolik birkaç adım dışında hak ettiği ilgiyi hiçbir zaman görmemiştir. Çok daha vahimi, bir dönem müzecilik Ayasofya Camii’nde olduğu gibi milletin kutsallarıyla hesaplaşmanın aracı hâline dönüştürülmüştür. Tarihimizin önemli bir bölümünü reddeden bu zihniyet, ülkemizi yüz yılların birikiminden mahrum etmenin yanı sıra, kültür ve sanat hayatımızın çoraklaşmasına sebep olmuştur. Oysa kökleri kuruyan bir ağaç nasıl ayakta duramazsa, mazisiyle bağları zayıflayan toplumlar da istikbali inşa edemez. Tarihimizle ve coğrafyamızla ilişkimiz ne kadar köklü ve sağlam olursa esen rüzgârlara karşı direncimiz de o kadar güçlü olacaktır.”
“BU TOPRAKLARA AİT NE VARSA TÜRKİYE’NİN BİR ZENGİNLİĞİ OLARAK HEPSİNİ KUCAKLAMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla bir taraftan geçmişin yanlışlarını düzeltirken, diğer taraftan geleceğe damga vuracak uzun vadeli çalışmalar yürüttüklerinin altını çizerek, özellikle gençlerin tarihini bilen, kültürüne vakıf, aklıselim, kalbi selim ve zevkiselim sahibi bireyler olarak yetişmeleri için gayret gösterdiklerini söyledi.
“İnsanımız arasında ayrım yapmadığımız gibi, sanatçılarımız, sanat dallarımız arasında da asla ayrımcılık yapmıyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İmtiyazlarını kaybedenler bizi sürekli eleştirse de bu topraklara ait ne varsa Türkiye’nin bir zenginliği olarak hepsini kucaklamaya çalışıyoruz. Ülkemizin kültür ve sanat hayatına ilave değer katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü nitelikli esere destek veriyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda milletin değerlerine yabancı zihniyetin bakımsızlığa mahkûm ettiği kültürel mirası tekrar ihya etmek için yoğun çaba harcadıklarına dikkati çekerek, tarihî eserleri restore etme, renove etme, kültür sanat hayatına yeniden katma noktasında pek çok projeyi hayata geçirdiklerini aktardı.
“SON 18 YILDA 4 BİN 440 ESERİ YENİDEN AİT OLDUĞU TOPRAKLARA KAVUŞTURDUK”
Koleksiyonuyla dünyanın sayılı örnekleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin restore edildiğini, geçen hafta Tunceli, Bursa ve Konya Akşehir’de üç önemli müzenin açıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye genelinde 156 müzemizi yenilerken, ayrıca ülkemize uluslararası standartta 52 yeni müze daha kazandırdık. Göreve geldiğimizde 42 olan kültür merkezi sayımız bugün 116’ya çıktı. Son 18 yılda 91 yurt içi ve 78 yurt dışı kültür varlığı sergisi düzenledik. Destek ve teşviklere bağlı olarak müze ve ören yerlerini ziyaret edenlerin sayısına da çok ciddi artış yaşandı. 2002 yılında 7,5 milyonu dahi bulmayan müze ve ören yeri ziyaretçi sayısı bugün 42 milyonu aşmıştır” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin, yurt dışındaki kültürel varlıklarını da ihmal etmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü başta olmak üzere ilgili kurumlar vasıtasıyla nerede bir ata yadigârı eser varsa ona sahip çıktıklarını söyledi.
Yurt dışına kaçırılan eserlerin tekrar Türkiye’ye dönmesi için de yoğun gayret gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yönde yapılan hukuki ve diplomatik çalışmalar neticesinde son 18 yılda 4 bin 440 eseri yeniden ait olduğu topraklara kavuşturduklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bununla birlikte, paha biçilmez birçok eserimizin hâlen dünyanın önemli müzelerinde sergilendiğini de biliyoruz. Çalınan bu eserlerin iadesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Türkiye’yi kültür ve sanatta hak ettiği konuma kavuşturana dek çalışmaya, koşturmaya, mücadeleye devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023 senesini inşallah diğer alanlarla birlikte kültür ve sanatta da çok daha güçlü karşılayacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin Ankara ve Türkiye’ye hayırlı olması temennisinde bulundu, burada görev yapacaklara başarılar diledi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve ekibine eserin tekrar kazandırılmasından dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2020’yi artık geride bıraktığımız bugünlerde 2021’in ülkemiz için, milletimiz için hayırlara vesile olmasını, bu koronavirüs belasından tüm insanlığı kurtarmasını Rabbimden niyaz ediyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bu destan kökü bu topraklarda olan cesur insanların ruhuyla birlikte vatanını da satan mankurtlara galip gelişidir. Bu destan milletçe bir ve beraber olduğumuzda ne denli iri, diri, güçlü ve yenilmez olduğumuzun en son örneğidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de “Zaferin Adı Türkiye” temasıyla düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz destanının 9. yıl dönümünde Gazi Meclis’te olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Ateşten gömlek giydikleri o imtihan gecesinde olduğu gibi yine güçlü bir şekilde omuz omuza vermiş, birbirlerine sıkıca kenetlenmiş durumda olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seyrettikleri videoda o meşum geceyi bir kez daha hatırladıklarını, acıyla, hüzünle öfkeyle birlikte dayanışmayı cesareti ve direnişi de tekrar gözlerinin önünden geçirdiklerini ifade etti.
İstiklal ve istikbale sahip çıkan, bu uğurda canlarını feda eden aziz şehitlerin ruhları için Fatiha Suresi okuduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rabbim dualarımızı, kahraman şehitlerimizin ruhlarına nail eylesin. 15 Temmuz gecesi cesur ve vakur bir tavırla hainlere karşı duran, gövdesini siper edip o hayâsız akını durduran, baş verip ama işgalcilere baş eğmeyen tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Yine o gece canlarını ortaya koyarak vatanına, devletine, ezanına bayrağına sahip çıkan tüm gazilerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Darbe girişiminin ilk anlarından itibaren sokakları, caddeleri, meydanları dolduran, havalimanlarına akın eden, geleceğine ve iradesine sahip çıkan; zilleti esaret, şehadeti nimet bilen tüm vatandaşlarıma aynı şekilde şükran duygularımı ifade ediyorum. O gece eli yüreğinde bizler için dua eden, nerede olursa olsun tepkisini güçlü bir şekilde ortaya koyan yurt dışındaki 7 milyon vatandaşımıza, gönül coğrafyamızın dört bir tarafında bize destek olan, Türkiye ve Türk milleti için kaygılanan dost ve kardeşlerimize de minnettarlığımı iletiyorum.”
“TÜRKİYE’NİN TÜRKİYE’DEN BÜYÜK OLDUĞU HAKİKATİ, 15 TEMMUZ GECESİ BİR KEZ DAHA ANLAŞILMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gece İstanbul’da okunan ezanların, Bursa’da yükselen salaların, Üsküp’te, Bakü’de Kahire’de yankılandığını dile getirdi.
Pakistan’dan Endonezya’ya, Bosna’dan Somali’ye binlerce kilometre ötede ellerin Türkiye için, Türkiye’nin selameti, kurtuluşu için semaya kalktığını, duaların Türkiye için edildiğini, Kur’anların Türkiye için okunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Dost ve kardeşlerimiz, dualarıyla direnişlerimize, gözyaşlarıyla zaferimize ortak oldular. Ufku ve vicdanı dünyanın dört bir yanına uzanan bu mübarek toprakların ışığı, yeryüzünün farklı köşelerini de aydınlattı. O gece millet olmanın şuuruna bir kez daha erdik. O gece ümmet olmanın ne manaya geldiğini bir kez daha gördük. O gece cihanşümul kardeşliğimizin sırrına bir kez daha vakıf olduk. Türkiye’nin Türkiye’den büyük olduğu hakikati, 15 Temmuz gecesi bir kez daha hem de çok güçlü bir şekilde anlaşılmıştır. Asırlardır şehit kanlarıyla sulanan bu topraklar, tarihe yön veren destanların yazıldığı topraklardır. Engin birikimiyle, müstesna seciyesiyle, taşıdığı güçlü imanla bu millet, tam bin yıldır mazlumlara umut, düşmanlara korku veren bir millettir. İşte o millet Çanakkale ve Millî Mücadele’den sonra 15 Temmuz gecesi canıyla, kanıyla, bütün varlığıyla kıyamete kadar iftiharla anılacak şanlı bir destan yazmıştır.”
Bu destanın, çıplak ellerin tanklara, uçaklara, bombalara karşı zaferi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu destan kökü bu topraklarda olan cesur insanların, ruhuyla birlikte vatanını da satan mankurtlara galip gelişidir. Bu destan milletçe bir ve beraber olduğumuzda ne denli iri, diri, güçlü ve yenilmez olduğumuzun en son örneğidir. Son nefesini 10 bin kilometre ötede vatansız olarak verdikten sonra tam da cibilliyetine yakışır şekilde bir çukura atılan FETÖ elebaşının kurduğu tuzak, 15 Temmuz gecesi milletimizin dik duruşuyla, cesur duruşuyla, kahramanca direnişiyle darmadağın olmuştur. FETÖ’cülerin ülkemizi sürüklemek istediği kirli bataklık, o gece sabaha kadar verilen kararlı mücadeleyle ebediyen kurutulmuştur. Milletimiz, göğsünü kurşunlara siper ederek sadece hain darbeyi boşa çıkarmakla kalmamış, aynı zamanda bir işgal girişimini de püskürtmüştür” diye konuştu.
“O GECE AKI DA KARASI DA GEÇİTTE BELLİ OLMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi, hem devlet hem de millet olarak alnımızın akıyla verdiğimiz zorlu sınav, tarihimizin en kritik dönemeçlerinden biri oldu” ifadesini kullandı.
O gece uğranılan büyük ihanetin tarihte eşinin benzerinin olmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “15 Temmuz milletimiz için bir turnusol kâğıdı vazifesi gördü. Atalarımızın sözüyle ifade edersek, o gece akı da karası da geçitte belli olmuştur. Bir yanda milletimiz tanklara, uçaklara, mermilere karşı kahramanca direnirken, diğer yanda birileri ‘geç bile kalınmıştı’ diyordu. Şehitlerimiz, gazilerimiz, bu milletin öz evlatları, asker üniforması giymiş teröristlere geçit vermezken kimileri bu kutlu direnişe ‘tiyatro’ diyor, ‘oyun’ diyor, ‘senaryo’ diyor; ahlaksızca ‘kontrollü darbe’ iftirası atıyordu. Birileri de güvenli evlerde, önlerine koyulan keyif kahvelerini yudumlayarak bekle gör stratejisi izliyordu. Bunları ve çok daha fazlasını o gece hep beraber yaşadık. Üstat Necip Fazıl’ın ‘Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir’ mısralarında anlamını bulan o derin tenakuza birlikte şahitlik ettik. Meydanlara koşanlar ile bankamatiklere koşanları, çıplak elleriyle darbeye direnenler ile darbecileri elleri patlayıncaya kadar alkışlayanları, gün vatana sahip çıkma günüdür diye öne atılanlar ile pusuya yatıp kimin kazanacağının hesabını yapanları gördük, yaşadık, bizzat tecrübe ettik. Şundan kimsenin şüphesi olmasın. Tüm bunlar, milletimizin hafızasında silinmemek üzere yerlerini almıştır. Darbeye alkış tutanlar, 15 Temmuz’da yazılan şanlı destana gölge düşürmeye çalışanlar, milletin zaferine çamur atanlar ve gidişata göre pozisyon alanlar emin olun daima utançla anılacaklardır. O gece burada bu yüce çatı altında millî iradeye sahip çıkanların isimleri de aynı şekilde milletimizin kalbine altın harflerle nakşedilmiştir.”
“EZELİ VE EBEDİ KARDEŞLİĞİMİZE GÜVENİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin sokakta kahramanca istiklalini savunurken milletvekillerinin de Meclis’te demokrasiye, milletin muazzez iradesine canları pahasına sahip çıktığını söyledi.
“Gazi Meclis’in şanına yaraşır bir şekilde tıpkı Millî Mücadele günlerinde olduğu gibi milletin emanetine gölge düşürmediniz. Siyasi parti ayırmaksızın o gece milletin istiklal ve istikbal mücadelesine destek olan tüm milletvekillerimize şahsım, milletim adına teşekkür ediyor, Cenabı Allah hepinizden razı olsun, diyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunu da çok açık ve net ifade etmek durumundayım; şehitlerimizin fedakârlıkları asla boşa gitmedi ve gitmeyecek. Gazilerimizin mücadeleleri asla boşa gitmedi ve gitmeyecek. Adım adım inşa ettiğimiz Terörsüz Türkiye inşallah onların eseri olacaktır. Ülkemiz yarım asırlık terör boyunduruğundan kurtuldukça her alanda şahlanışa geçecek; ekonomide, savunmada, kalkınmada, güvenlikte, iç ve dış politikada yepyeni bir dönem başlayacak. Terörsüz Türkiye, terörsüz bölgeye giden sürecin kilidini açacak. Türkiye Yüzyılı’nın inşası daha da hızlanacak. Çok kutuplu dünyada Türkiye’miz yeni bir kutup başı olarak inşallah hak ettiği yeri alacaktır. Bundan asla ve asla şüphe duymuyoruz. Çünkü biz milletimize güveniyoruz. Ezeli ve ebedi kardeşliğimize güveniyoruz. Demokrasimizin sorun çözme kapasitesine sonuna kadar güveniyoruz. TBMM’nin tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi tüm farklılıkları bir yana bırakıp dayanışma içinde ülkemizin terörden kurtulma mücadelesine de güçlü destek vereceğine yürekten inanıyorum.”
15 Temmuz şehitleriyle birlikte tüm şehitleri yâd eden ve gazilere hayırlı ömür temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiklaline aşık, böyle asil, aziz ve cesur bir millete hizmetkarlık yapmayı bizlere nasip eden Rabbime sonsuz hamdediyorum” dedi.
Törenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Meclis Başkanvekili Celal Adan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve eski Başbakan Tansu Çiller ile bir süre sohbet etti.
TBMM’de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla ilk tören, 15 Temmuz Şehitler Anıtı’nda yapıldı.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, TBMM Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Celal Adan ile Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin grup başkanvekilleri ve milletvekilleri katıldı.
Kurtulmuş ve beraberindekiler, 15 Temmuz gecesi FETÖ mensuplarınca TBMM’ye atılan ilk bombanın düştüğü alanda yer alan anıta karanfil bıraktı.
15 Temmuz Şehitler Anıtı’ndaki törenin ardından ikinci bombanın düştüğü Şeref Holü’nde anma gerçekleştirildi.
Numan Kurtulmuş ve beraberindekiler, bombanın düştüğü noktada bulunan 15 Temmuz Anı Taşı’na karanfil bıraktı.
Meclis Başkanı Kurtulmuş, anma töreniyle ilgili şu ifadeleri kullandı:
“15 Temmuz’da millî iradeye kasteden hain darbecilerin hedef aldığı millî iradenin tecelligahı Meclisimizde ilk bombanın düştüğü noktada bulunan 15 Temmuz Şehitler Anıtı’na ve Şeref Holü’ne karanfil bırakarak, bu toprakların bağımsızlığı uğruna canlarını feda eden aziz şehidlerimizi bir kez daha rahmetle ve saygıyla andık. Aziz milletimizin yazdığı bu destanı unutmadık, unutturmayacağız. Ruhları şad olsun.”
FETÖ; dini istismar ederek İslam diniyle alakası olmayan yeni bir siyasi, ekonomik ve toplumsal düzen kurmayı amaçlayan yasadışı bir yapılanmadır. Baskı, şantaj, tehdit, suikast, kumpas, casusluk, kara para aklama, yargı gücünü çıkarı için kullanma gibi pek çok suç teşkil eden faaliyet yürüten FETÖ, 15 Temmuz hain darbe girişiminde daha da ileri giderek milletimizin egemenlik haklarına, demokrasimize ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine doğrudan ve açıktan bir saldırı gerçekleştirmiştir.
15 TEMMUZ
15 Temmuz, milletimizin kararlılığıyla yazılan onurlu bir direnişin ve ölümsüz bir zaferin adıdır. Ve o zaferin adı, hiç şüphesiz Türkiye’dir. Cesaret timsali yürekler o gece, tanklara karşı dimdik durmuş, kurşunlara yürümüş, bölünmez bir bütün olarak karanlığa geçit vermemiştir.
Canı pahasına istiklâlini savunan bu yüce duruş, vatan toprağına imanla kazınmış bir iradenin ifadesidir.
Bu büyük birlik ve beraberliğin ilelebet sürmesini diliyor, aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz.
GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE
“Bir FETÖ’cü nasıl anlaşılır? “
Yalan söylemekte, Kumpas kurmakta, Dikizlemekte, Devlet imkanlarını örgüt için kullanmakta, Kamu ve insanların malına konmakta, adam öldürmekte uzmandır bunlar! merhamet ve vicdanları yoktur Makam mevki ve para için her şeyi yaparlar Hak yediler Soru çaldılar, insanlara kumpas kurdular, özellerini teşhir ettiler, o görüntülerle tüm istediklerini aldılar. İşyerlerine Kamu kurumlarına sitelere evlere kameralar kurdular hem insanları izlediler hem dinlediler insanların özel hayatlarına girdiler evlerine gizli kameralar kurdular bu yolla insanları ,şirketleri ,tehdit ettiler .her türlü yolsuzluğu yaptılar Bunlar ne kadar insanlık suçu varsa işledi hala işlemeye devam ediyorlar 40 yıl boyunca sinsi sinsi örgütlendiler. Suçsuz insanları kumpas kurup hapse attırdılar merhametsizler Türkiye’nin ve şirketlerin sırlarını sattılar Casusluk yaptılar. Devleti ele geçirmek için her şeyi yaptılar. Kaç masum insanın yuvasını yıktılar kim bilir? Nice esnafı iflas ettirdiler kurdukları kumpaslarla Mallarını ele geçirdiler Paravan holding ler kurdular insanların Mallarına el kondular. Karşı çıkanı da ölüme yolladılar… Vicdandan yoksun, gaddar, zalim merhamet yoksunudur bunlar Her türlü iftirayı atabilecek, her yalanı söyleyebilecek kadar zalimdirler. FETÖ terör örgütü kadar zalim, başka bir çete ne duyduk ne gördük! “FETÖ’ye bağlı Takım elbiseli Ticari teröristler”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.