Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) inovatif çalışmaları desteklemek amacıyla düzenlediği Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında gerçekleştirilen “Inovalig Ödülleri” sahiplerini buldu. Sabancı Topluluğu, bu yıl 8’incisi düzenlenen etkinlikte üç ödül birden aldı. Bu kapsamda Sabancı Topluluğu şirketlerinden Brisa, “İnovasyon Organizasyon ve Kültürü” kategorisinde birinci olurken, Kordsa “İnovasyon Kaynakları” ve Enerjisa ise “İnovasyon Stratejisi” kategorisinde ödüle layık görüldü.
Brisa, Kordsa Ve Enerjisa’ya Ödül
25-26 Aralık tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen törende; Brisa ve Kordsa adına verilen ödülleri Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Cevdet Alemdar, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve TİM Başkanı İsmail Gülle’den aldı. Enerjisa’nın ödülü ise Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler’e verildi.
Teknoloji Yatırımlarının Başarılı Sonuçları Alınıyor
Sabancı Topluluğu şirketlerinin inovasyon alanında aldığı ödüllere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, son yıllarda dünya ekonomisinde ciddi bir dönüşüm yaşandığını aktarırken, “Pandemi döneminde büyük hız kazanan bu dönüşümün temelinde ise dijitalleşme, inovasyon ve teknoloji var. Gelecek, artık ‘inovasyon ve teknoloji’ ekseninde şekilleniyor. Bu anlamda Türkiye’nin global rekabette fark yaratmasının yolunun da inovasyondan geçtiğine inanıyoruz. Gerek şirketler, gerekse ülkeler özelinde sürecin gereklerini yerine getiremeyenler, bu yarışta geride kalacak… Biz Sabancı Topluluğu olarak, pandemi öncesinde, bu alana çok büyük yatırımlar yaptık. 90’lı yıllarda nasıl toplam kalite konusuna öncülük ettiysek, bu yeni dönemde de teknoloji ve inovasyon başlıklarına liderlik etmeyi sürdürüyoruz. Şu an ise CEO’muz Cenk Alper liderliğinde hem organizasyonel hem de ticari olarak bu yatırımların sonuçlarını almaya başladığımız bir dönemden geçiyoruz. Bu anlamda, Sabancı Topluluğu şirketlerinin tüm bu süreçlere öncülük etmesi ve bu anlamda faaliyet gösterdikleri sektörlerin liderleri olması da beni ayrıca mutlu ediyor.” ifadelerini kullandı.
“Yeni Neslin Sabancı’sı” olarak Türkiye ekonomisini dünyada hak ettiği yere ulaştıracak katma değerli üretimin öncüsü olmaya, dijital dönüşümün dokunduğu her alanda değişime liderlik etmeye odaklandıklarını sözlerine ekleyen Güler Sabancı, “Teknoloji ve inovasyon ışığında yaşanan dönüşüm sürecinde Sabancı Topluluğu’na düşen her zaman ‘öncü’ ve ‘örnek’ olmaktır. Bu yolda Sabancı Topluluğu şirketlerinin kendi aralarında yarattığı sinerjinin yanı sıra, yüksek bilgi birikimi ve akademik tecrübesiyle Sabancı Üniversitesi’nin de katkılarının da çok kıymetli olduğunu düşünüyorum” dedi.
Sanayi – Üniversite İş Birlikleri Çoğalmalı
İçinde bulunulan teknoloji çağında, sanayi ve üniversitelerin çok daha iç içe geçtiğini ifade eden Güler Sabancı şöyle devam etti: “Bu yaklaşım doğrultusunda, sanayi-üniversite iş birliklerine daha fazla odaklanmalı; birlikte çözüm bulma yeteneklerimizi geliştirmeliyiz. Özellikle ABD’de bunun örneklerini çok iyi görüyoruz. Silikon Vadisi gibi, birbirini besleyen ekosistemler yeni dünya düzeninde çok ama çok önemli. Tabii Türkiye’de de benzer örnekler ortaya çıkmaya başladı. TÜBİTAK’ın çok başarılı çalışmaları var. Çok başarılı teknopark örnekleri bulunuyor. Sabancı Üniversitesi ve Kordsa iş birliğiyle İstanbul Teknopark’ta yer alan Kompozit Teknolojiler Mükemmeliyet Merkezimiz (KTMM) bulunuyor. Bu gibi örnekleri çoğalttığımız taktirde, ülke olarak teknolojinin ve inovasyonun gücüyle çok daha büyük başarıları yakalayacağız.”
BAKAN TUNÇ: TÜRK DÜNYASI OLARAK DAİMA HAKKI, HAKKANİYETİ VE ADALETİ SAVUNACAĞIZ
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Adalet Bakanları Konseyi toplantısında konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Türk dünyası olarak nerede olursa olsun daima hakkı, hakkaniyeti ve adaleti savunacağız.” dedi.
Kazakistan’ın başkenti Astana’da Bağımsızlık Sarayı’nda düzenlenen toplantıya katılan Bakan Tunç, ‘Birliğimiz gücümüzdür’ şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, daha dirençli ve dayanıklı hale getirmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.
İNSANLIK İÇİN BARIŞ VE HUZURA KATKI VEREN ADIMLARI ATMAKTA KARARLIYIZ
Asya’nın parlayan yıldızı Astana’da bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bu güzel birlikteliğin devamını sağlayacak istişarelerin, ülkelerimizin yargı kurulları arasındaki iletişim bağlarını daha da güçlendireceğine yürekten inanıyorum.” İfadelerini kullandı.
Bakan Tunç, “Geçmişte olduğu gibi bugün de tam bir kardeşlik içerisinde yan yana ve omuz omuzayız. Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Daha adil bir dünya mümkün’ düsturuyla insanlık için barış ve huzura katkı veren adımları atmakta kararlıyız.” dedi.
Bu amaçla kardeş ülkeler olarak birlikteliği ve dayanışmayı güçlendirmeye devam edeceklerini vurgulayan Adalet Bakanı Tunç, “Bizler, aynı kökten gelen ulu bir çınarın geniş bir coğrafyaya yayılan kollarıyız. Bu temeli unutmadan birliğimizi pekiştirdiğimiz takdirde dünyadaki gücümüzü hiç şüphesiz daha da artıracağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Adalet Bakanı Tunç, TDT üyesi ülkeler arasında siyasi, kültürel, ekonomik, ticari ve askeri alanların yanında, adalet ve yargı konularındaki işbirliğinin de derinleştirilmesine ve geliştirilmesine önem verdiklerini vurguladı.
İŞBİRLİĞİMİZİ ARTIRACAK ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YAPTIK
İstanbul’da 2021 yılında düzenlenen ve Türk devletlerinin bağımsızlığının 30. yıl dönümünün kutlandığı TDT 8. Zirvesi’nde “Türk Dünyası-2040 Vizyon Belgesi”ni birlikte kabul ettiklerini hatırlatan Bakan Tunç, “Bu vizyon doğrultusunda son 10 yılda Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde yüksek yargı kurullarına, yüksek mahkemelere, başsavcılara, adalet akademilerine, avukatlara ve noterlere ilişkin işbirliğimizi artıracak önemli çalışmalar yaptık.” diye konuştu.
Türk dünyası olarak uluslararası adli işbirliğini daha da ilerletmelerinin gerektiğine dikkati çeken Adalet Bakanı Tunç, “Birazdan imzalayacağımız ortak bildiriyle adli işbirliğimizin daha da ileriye taşınacağına yürekten inanıyorum.” dedi.
Terörle mücadeleye de değinen Bakan Tunç, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ve milletin onurlu direnişiyle başarısızlığa uğratıldığını anımsattı.
TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR
Terör konusuna da değinen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Terör, insanlık suçudur. Terörle mücadelenin hukuk zeminindeki önemli bir boyutunu da hiç şüphesiz ülkeler arasındaki iade talepleri yani adli yardımlaşma oluşturmaktadır. Biz, adli işbirliği konusunda uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerimize şimdiye kadar samimiyetle uyduk. Bundan sonra da aynı ciddiyet ve kararlılıkla bu yükümlülüğümüze uymaya devam edeceğiz fakat aynı bakış açısını tüm dünyadan beklediğimiz gibi, tarihi, kültürel birçok ortak ve akrabalık bağımızın olduğu Türk dünyası ülkelerinden özellikle beklediğimizi altını çizerek vurgulamak istiyorum.”
ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUKUN, YA HİÇE SAYILDIĞINI YA DA ÇİFTE STANDARDA TABİ TUTULARAK İŞLETİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Gazze’deki insanlık felaketine dikkati çekerek, “1917’ye kadar özenle korunan, her dinden insanın barış ve esenlik içerisinde yaşadığı Filistin, maalesef günümüzde kanla, gözyaşıyla, zulümle yıkanmaktadır. İşgalci İsrail, hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri, mülteci kamplarını bombalayarak tarihte eşi benzeri görülmemiş bir katliam, soykırım gerçekleştiriyor.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılarda 40 binden fazla kardeşlerinin şehit olduğunu anlatan Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunların en az 16 bini çocuk, 10 bini kadın. Maalesef geçmişte olduğu gibi bugün de uluslararası insancıl hukukun, güç sahipleri tarafından ya hiçe sayıldığını ya da çifte standarda tabi tutularak işletildiğini görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Filistin’de akan kanın durması için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Gecikmeli de olsa Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı harekete geçmiş, İsrail Başbakanı (Binyamin) Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı (Yoav Gallant) için işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle ‘yakalama kararı başvurusunda’ bulunmuştur. Bir an önce yakalama kararının icra edilmesini bekliyoruz. Bu davanın yanında, Güney Afrika’nın soykırım suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanında açtığı davayı ayrıca çok değerli buluyor ve destekliyoruz.
İSRAİLLİ YETKİLİLER HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALANA KADAR MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ
“Türkiye olarak bu soykırım davasına müdahil olmak için 7 Ağustos 2024 tarihinde resmi başvuruda bulunduk. Türkiye olarak, İsrailli yetkililer hak ettikleri cezayı alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” diyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘Türk dünyası olarak nerede olursa olsun daima hakkı, hakkaniyeti ve adaleti savunacağız.” diye konuştu.
Bakan Tunç, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı olarak yargıyı ilgilendiren tüm alanlarda her türlü işbirliğine hazır olduklarını dile getirerek “‘Birliğimiz gücümüzdür’ şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, daha dirençli ve dayanıklı hale getirmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kazakistan Adalet Bakanı Azamat Yeskarayev’in ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Azerbaycan Adalet Bakanı Farid Ahmedov, Kırgızistan Adalet Bakanı Ayaz Baetov, Özbekistan Adalet Bakanı Akbar Taşkulov ile TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev katıldı.
TDT Adalet Bakanlıkları arasında işbirliğinin geliştirilmesi için perspektiflerin belirlenmesi ve sistemlerinin dijitalleştirilmesi konularının masaya yatırıldığı toplantıda bakanlar, TDT Adalet Bakanları 1. Konseyinin Astana Bildirisi’ni imzaladı.
Kocaeli’nde toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’ni hatırlatarak, “6 Şubat asrın felaketi ile gördük ki depreme hazırlık Türkiye için bir beka meselesidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gölcük Devlet Hastanesi, Teleferik ve TOKİ Konutları ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasının başında, “Bu anlamlı buluşmada, bu muhteşem güzel hastanemizi tüm Gölcük’ün, Kocaeli’nin emrine amade kılıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gölcük’le birlikte Kocaeli’nin tüm ilçelerine ve mahallelerine selamlarını ve sevgilerini gönderdiğini, bugün Kocaeli’nde dolu dolu bir gün geçirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu açılış töreninden önce 21. İmam Hatipliler Kurultayı’nda gençlerle buluştuklarını aktararak, “Muhabbetin ve kardeşliğin hâkim olduğu muhteşem bir atmosferde, yüreği ülkesi ve milleti için çarpan gençlerimizle bir araya geldik. Vatanına, milletine, davasına, inanç değerlerine bağlı, Türkiye’nin aydınlık yarınlarının güvencesi olan tüm gençlerimizle iftihar ediyoruz. Rabbim bizlere böylesi gençlerin eksikliğini yaşatmasın diyorum” diye konuştu.
Programın ardından Gölcüklü kardeşleriyle beraber olduklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Öncelikle bundan 25 sene evvel, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle yad ediyorum. Merkez üssü Gölcük olan depremin üzerinden 25 yıl geçse de acısı hâlen tazedir. ‘6 Şubat Asrın Felaketiyle gördük ki depreme hazırlık Türkiye için bir beka meselesidir. Hükûmet olarak bunun gereğini yerine getiriyoruz. Milletimizin bir daha benzer acılar yaşamaması adına devletimizin tüm imkânlarını seferber etmiş durumdayız. Rabbim bizleri her türlü afetten muhafaza eylesin.”
Kocaeli halkına şükran borcunu ödemek istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart Mahallî İdareler Seçimleri’nden iki gün önce Kocaeli’ne geldiklerini, son mitinglerinden birini burada yaptıklarını, Kocaeli’nden tercihini gerçek belediyecilikten, eser ve hizmet siyasetinden yana kullanmalarını istediğini kaydetti.
Kocaelili ve Gölcüklülerin kendilerini yine mahcup etmediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “‘Durmak yok, yola devam’ diyen tüm Kocaelili ve Gölcüklü vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Bugüne kadar dualarınızla, desteğinizle daima yanımızda oldunuz. Biz de Kocaeli ve Gölcük için aşkla koştuk, büyük bir tutkuyla çalıştık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli’yi geliştirmek, büyütmek, kalkındırmak için kamu yatırımları, belediye yatırımları ve özel sektör yatırımlarıyla her türlü desteği verdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti: “Kamu olarak Kocaeli’ye yaptığımız yatırımların güncel tutarı 350 milyar lirayı buluyor. Sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın yatırımlarının toplam değeri 78 milyar lirayı aşıyor. Altyapıdan üstyapıya, kentsel dönüşümden sosyal konut projelerine kadar çok farklı alanlarda 24 milyar liralık projelerimiz devam ediyor. Ulaştırmada, eş zamanlı olarak pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Kocaeli Kuzey Hızlı Raylı Sistemi Hattı’nın birinci aşamasının ihalesini haziran ayında yaptık. Proje bedeli 75,5 milyar lira olan 28,5 kilometre uzunluğundaki bu hattın tamamlanmasıyla günlük 300 bin yolcu taşınacak. İnşallah bu önemli projeyi 2028 yılında hizmete vereceğiz. Gebze-Darıca Sahil Metro Hattı’mızda da çalışmalar hızla ilerliyor. Bu hattı da 2025 yılı sonunda hizmete açmayı planlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli’ni raylı sistemlerde farklı bir lige yükselttiklerini ve Türk ekonomisinin lokomotif olan şehre ne yapılsa az olduğunu söyledi.
“İZMİT KÖRFEZİ’Nİ DE PIRIL PIRIL YAPACAĞIZ”
Bugün de Kocaeli’ye eli boş gelmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çevre ve şehircilik, sağlık ile yerel yönetimler başta olmak üzere birçok alanda toplam 149 kalem projeyi bugün resmen hizmete veriyoruz. Şehircilikte toplam 3 milyar 562 milyon lira değerinde 1528 konutla toplam büyüklüğü 657 bin metrekare olan üç millet bahçemizi bugün açıyoruz. 218 bin 650 metrekare büyüklüğündeki Dilovası Millet Bahçesi’ni, 393 bin 790 metrekarelik Gebze Kışlası Sultan Orhan Millet Bahçesi’ni, 55 bin 413 metrekare büyüklüğe sahip Gölcük Millet Bahçesi’nin sizlere ve tüm Kocaeli halkına hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri çevrenin sadece lafını ederken kendilerinin gerçek çevreciliğin nasıl olduğunu eserlerle gösterdiklerini, Kocaeli’yi daha yaşanabilir ve modern bir şehir hâline getirdiklerini kaydetti.
Bu amaçla İzmit Körfezi’ni temizlediklerini ve eski güzellikleriyle buluşturduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İzmit Körfezi Doğu Baseni Dip Çamuru Temizliği Projesi’yle mavi suları tekrar eski berraklığına kavuşturuyoruz. Avrupa’nın en büyük çevre projesini burada yürütüyoruz. Kamyonlarımız vızır vızır çamur taşıyor. Projemizin 1,2 milyar liralık ilk etabını tamamladık. Tüm projenin toplam maliyeti ise 2 milyar 504 milyon lira. Projeyi tamamladığımızda denizimizdeki 720 hektar alanı, 33 milyon metreküp dip çamurundan kurtaracağız. Haliç’i temizlediğimiz gibi inşallah İzmit Körfezi’ni de pırıl pırıl yapacağız. Yani şu anda İzmir Körfezi’nin yaşadığı pislik İzmit’te olmayacak” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeyi Çevre, Şehircilik ve İlkim Değişikliği Bakanlığıyla yürüten Büyükşehir Belediye Başkanı ve ekibine kolaylıklar dileyerek, “Burada şunu da belirtmek istiyorum; Gezi olaylarında üç beş tane ağacın yeri değişti diye bir ay boyunca sokakları yakıp yıkanların durumunu sizler zaten görüyorsunuz. Gözlerinin önünde İstanbul Boğazı’nda yaşanan çevre talanına gıklarını dahi çıkarmıyorlar. Ülkemizin en nadide çevre hazinelerinin gasp edilmesi karşısında bırakın protesto eylemleri düzenlemeyi tek bir cümle bile kuramıyorlar” dedi.
“Dikkat edin, çevre diyerek ders vermeye kalkanların hiçbiri ortada yok” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Ağaç bahanesiyle millî iradeye parmak sallayanların hiçbiri ortada yok. Taksim Meydanı’na kamp kuran medya kuruluşları ortada yok, mangalda kül bırakmayan çevre istismarcılarının hiçbiri ortada yok. Ya kafalarını kuma gömdüler ya da havaya bakıp ıslık çalıyorlar. İzmir Körfezi’ndeki içler acısı durumu söylemeye gerek dahi duymuyorum. Tam anlamıyla bir boş vermişlik söz konusu. Talana ve çevre felaketine yol veren yöneticiler görevlerini yapmadıkları gibi beceriksizlik, ihmalkârlık adeta paçalarından akıyor. Sorunlara çözüm üretmek yerine, suni tartışmalarla skandalların üstünü örtmeye çalışıyorlar. Ne diyelim, Allah millete sabır, bunlara da mahcubiyet hissedecek kadar mesuliyet duygusu versin.”
Sağlık alanında da çok önemli yatırımları Gölcük ile şehre kazandırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehir hastanesi standartlarında inşa ettikleri Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi’nin yeni binasının hayırlı olmasını diledi.
“DÜNYADAKİ EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ SAĞLIK GÖREN BİR KÜLTÜRÜN TEMSİLCİLERİYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanuni Sultan Süleyman’ın “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” şeklindeki sözlerini aktararak, şöyle devam etti: “İşte biz şu anda bu hastanemizi ‘Olmaya devlet, cihanda bir nefes sıhhat gibi.’ diyerek halkımızın emrine bugün sunuyoruz. 49 bin 728 metrekare arsa alanı, 51 bin 31 metrekare kapalı alanı, 39 yoğun bakım, 32 acil servis, 26 hemodiyaliz olmak üzere toplam 300 yatak sayısıyla sizlerin hizmetinizdeyiz. 64 poliklinik odası, dokuz ameliyathane odasıyla son derece modern bir sağlık tesisini sizlerin istifadesine sunuyoruz. Ayrıca İzmit’te 50 yataklı AMATEM ile 30 yataklı ÇEMATEM’i de resmen devreye alıyoruz. Gebze İlyas Bey, Darıca, Gölcük ve İzmit Gündoğdu’daki sağlık ve aile sağlığı merkezlerinin resmen açılışlarını da bugün gerçekleştiriyoruz. Bu sağlık yatırımlarının Kocaeli’ye hayırlı olmasını temenni ediyorum. Dünyadaki en büyük zenginliği sağlık gören bir kültürün temsilcileriyiz ve bunu hiçbir zaman bir kenara koymayacağız. Ve 22 yıl içerisinde Türkiye’nin dört bir yanında devlet hastaneleriyle, hastanelerimizle hep emrinizde olduk, emrinizde olmaya da devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatırlayınız Kocaeli Şehir Hastanesi’ni hizmete açtığımızda ne diyorlardı? ‘Yok canım.’ Açtık işte, şu anda hizmette. Şimdi de Necati Çelik Hastanesi’ni açıyoruz ve artık buradan Kocaeli’ye gitmeye de gerek kalmayacak. Bütün ihtiyacımızı burada gidereceksiniz. Çok önemli yatırımlara sağlıkta hizmet alın. Sağlık alanında Kocaeli’de toplam 18 milyar tutarında yatırım yaptık. 1220 yataklı Kocaeli Şehir Hastanesi başta olmak üzere toplam 3 bin 281 yatak kapasiteli 95 sağlık tesisini siz kardeşlerimizin emrine verdik. Şehrimiz için yapım, ihale, proje ve arsa aşamasında 28 sağlık tesisimiz daha var. İnşallah, onları da tamamladıkça peyderpey açacağız” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehre yapılan yatırımların birilerini rahatsız ettiğinin farkında olduklarını dile getirdi.
Kocaeli Şehir Hastanesi’ni açtıklarında, devlet hastanesi ile Seka ve Derince hastanelerinin tamamen kapanacağının iddia edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bu hastanelerimizde ana hizmetler devam ettiği gibi şehir merkezine 100’ü acil durum olmak üzere 600 yatak daha ilave ediyoruz. Ülke menfaatine olan her işe bir kulp takan müzmin muhalifleri milletimize havale ediyoruz. Bunların kararını ben size havale ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu millete hizmetkâr olmanın bir nasip meselesi olduğunu belirterek, “Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik. Böyle de devam edeceğiz. Eserlerimizle kalpleri fethetmenin yolundayız. Bugün de hizmet dışında bir amacımız yok. Hesapçı değiliz. Başkaları gibi kafamızda kırk tilki dolaştırmıyoruz. Sadece milletin teveccühüne mazhar olmaya çalışıyoruz” ifadesini kullandı.
Bundan 16 ay önce siyasi tarihin en çekişmeli seçimlerinden birini gerçekleştirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “14-28 Mayıs seçimlerinde vatandaşlarımız bize beş sene daha kendisine hizmet görevi verdi. CHP’nin devrik genel başkanını, yanındaki ve yöresindekilerle beraber tekmili birden sandıkta ne yaptık? Hezimete uğrattık. Sadece sonra birbirine düştükleri yardımcılarını değil, okyanus ve sınır ötesindeki destekçilerini de milletimizin desteğiyle tuş ettik. Yüzde 52 oy oranıyla beş yıl boyunca Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu üstlendik. Bunun 16 ayını hamdolsun alnımızın akıyla geride bıraktık. Şimdi kalan süremizi inşallah en güzel şekilde değerlendireceğiz.”
Bugün mutlu olduğunu, rahmetli Necati Çelik’in adını verdikleri bu muhteşem eseri vatandaşın emrine verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan dolayı mutluyum. Bundan dolayı sevinçliyim. Zira bir taraftan şehir hastanesi, bir taraftan Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi bundan böyle sizlerin emrinde. Laf üstüne laf koymak yerine biz, taş üstüne taş koymaya devam edeceğiz. Bizim aklımız ülkesi ve milletiyle beraber olmak ve sürekli olarak da bu hizmetleri devam ettirmek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki katılımcılarla beraber “Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız” sözlerini tekrar ederek, hastaneyi vatandaşların emrine amade kıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Kartepe Teleferik Derbent İstasyonu’na telekonferans ile canlı bağlanılarak, teleferiklerin görüntüsü ekrana getirildi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın ettiği duanın ardından projelerin açılışı için kurdele kesimine geçildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni ile 5. Uluslararası Eğitim Teknolojileri AR-GE ve Kalite Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Eğitime yaptığımız her yatırım ile hayata geçirdiğimiz her proje ile Türkiye Yüzyılı hedefimize biraz daha yaklaşıyoruz. Son 22 yılda ülkemizin eksiklerini giderme noktasında objektif bakanların hayranlık duyduğu tarihî nitelikte adımlar attık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Salonu’nda düzenlenen 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni ile 5. Uluslararası Eğitim Teknolojileri AR-GE ve Kalite Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda yaptığı konuşmada, 5’incisi gerçekleştirilen uluslararası zirveye katılmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Akademik çalışmalarıyla, tebliğleriyle, tecrübe ve birikimleriyle dinleyicileri aydınlatacak tüm katılımcılara şükranlarını sunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024-2025 eğitim-öğretim yılının öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve eğitim camiamız için şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Pazartesi günü okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerimiz için düzenlediğimiz uyum programlarıyla yeni eğitim öğretim yılına başladık. Diğer öğrencilerimiz ise 9 Eylül Pazartesi günü okullarına kavuşuyorlar. Yaklaşık üç aylık yaz tatilinin ardından yüreklerinde okul heyecanı taşıyan tüm yavrularımızı sevgiyle kucaklıyor, Rabb’imden hepsine üstün başarılar niyaz ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu’nun dört bir yanında, tüm il ve ilçelerde, köylerden kasabalara kadar vatanın her köşesinde maarifi yüceltmek için emek veren eğitim çalışanlarını da selamlayarak şöyle devam etti: “Sorumluluğu ağır bir mesleği layıkıyla sürdüren tüm öğretmenlerimize, öğrencilerimizin gelişimi için gösterdikleri fedakârlıklar nedeniyle şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi iletiyorum. Üzerinde emeği ve hakkı olan kendi öğretmenlerimi de hürmetle anıyor, hayata veda edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet diliyorum. İdealleriyle yoğrulmuş, azimle çalışan her bir öğretmenimizin milletimize yaptığı hizmetlerin kıymetini kelimelerle anlatmak elbette kifayetsiz kalır. Rabb’im tüm öğretmenlerimizin yardımcısı olsun, yollarını açık etsin.”
Bir konuyu özellikle ifade etmek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler üzerinde yaşadığımız toprakları vatan yapmak ve ebedî vatanımız olarak korumak için yaklaşık bin yıldır mücadele eden bir milletiz. Bu uğurda nice evladımızı daha ömrünün baharındayken toprağa verdik. Çanakkale’den İstiklal Harbi’mize, bölücü terörle mücadeleden en son 15 Temmuz başarısız darbe teşebbüsüne kadar istiklalimize yönelik tüm saldırıları aziz şehitlerimizin fedakârlıklarıyla püskürttük. Türkiye’yi yüceltmek ve ilelebet payidar kılma mücadelemizde canlarını ortaya koyan kesimlerden biri de öğretmenlerimizdir. Şehit öğretmenlerimizi özellikle de Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın gibi genç yaşta terör örgütlerinin hain saldırılarıyla bizden koparılan eğitim neferlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Aynı şekilde 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden öğretmen ve öğrencilerimizi de unutmayacağımızı, hatıralarını daima yaşatacağımızı bir kez daha ifade ediyorum. Rabb’im hepsinin ruhunu şad, mekânlarını cennet eylesin diyorum.”
“TÜRKİYE YÜZYILI HEDEFİMİZ, BU AZİZ VATANIN HER FERDİNİN GELECEĞİNE DAİR GÜÇLÜ BİR TAAHHÜTTÜR”
“Türkiye Yüzyılı hedefimiz sadece bir ufuk değil aynı zamanda bu aziz vatanın her ferdinin geleceğine dair güçlü bir taahhüttür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni eğitim yaklaşımı, teknolojik hamleler ve demokratikleşme adımlarıyla bu taahhüdü yerine getirdiklerini, eğitime yaptıkları her yatırımla hayata geçirdikleri her projeyle Türkiye Yüzyılı hedefine biraz daha yaklaştıklarını kaydetti.
Son 22 yılda Türkiye’nin eksiklerini giderme noktasında objektif bakanların hayranlık duyduğu tarihî nitelikte adımlar attıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “2002’de 367 bin olan derslik sayımız hayırseverlerimizin de katkılarıyla 2 kattan fazla arttı. Buna bağlı olarak derslik başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 36’dan 23’e, orta öğretimde 30’dan 22’ye indirdik. Böylece evlatlarımız daha kaliteli, daha ferah bir eğitim ortamına kavuştu. 2002’de 540 bin olan öğretmen sayımız 1,2 milyona yükseldi. Hükûmetlerimiz döneminde 800 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Ücretsiz ders kitapları, yemek, taşıma, şartlı destekler, burslar ve pansiyon hizmetleri gibi imkânları sunarak eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdik. Son 22 yılda yaklaşık 4 milyar adet ders kitabını ücretsiz dağıttık. Özel eğitim ihtiyacı olan 1 milyon 200 bin öğrencimizin evlerinde, hastanelerde, okullarda eğitime erişimlerini sağlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçmeli ders havuzunu genişletilerek insan, bilim ve toplum, din, ahlak ve değer ile kültür, sanat ve spor alanlarında yeni dersler ihdas ettiklerini ifade ederek Kur’an-ı Kerim ve Hazreti Peygamberimizin hayatı derslerinin yanı sıra geçen yıl görgü kuralları ve nezaket, aile, yapay zekâ uygulamaları, masal ve destanlar, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği, hukuk bilimine giriş ve İslam bilim tarihi gibi yeni dersler ilave ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “28 Şubat döneminde millet üzerinde baskı kurmak için yürürlüğe konan vesayetçi uygulamaları kaldırdık. Evlatlarımız arasında adaletsizliğe yol açan katsayı zulmüne ve başörtüsü yasağına son verdik” diye konuştu.
“OECD ÜLKELERİ ARASINDA EĞİTİMDE TEKNOLOJİK ALTYAPI SAĞLAMA KONUSUNDA ÜST SIRALARDA YER ALIYORUZ”
Okulların fiziki altyapılarını geliştirirken sınıfları da en yeni teknolojik imkânlarla donattıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün 21 bin 580 okulumuzun ağ altyapısını tamamlamış bulunuyoruz. 4 bin 800 okulumuzda daha bu altyapıyı geliştirerek okullarımıza yüksek hızlı internet sağlayacağız. 12 bin 350 okulumuzu yüksek hızlı ve güvenlikli fiber internet erişimine kavuşturduk. Dijital eşitliği temin adına şu ana kadar 28 bin okulumuza kablolu internet sağladık. Öğrencilerimizin modern, interaktif ve zengin bir öğrenme ortamında ders görmeleri için 626 bin 500 dersliğimize etkileşimli tahta kurduk. Neredeyse tüm dersliklerinde etkileşimli tahta olan dünyadaki ilk ve tek ülke Türkiye’dir. İçerisinde dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar, robotik ve kodlama kitleri, üç boyutlu yazıcıların bulunduğu bilişim teknolojileri sınıflarının yanı sıra bu sene itibarıyla 500 yenilikçi sınıfı da okullarımıza kazandırdık. 2028 yılına kadar bu sayıyı 5 bin 500’e çıkarmayı hedefliyoruz. Geleceğin mühendisleri, bilim insanları ve teknoloji liderleri inşallah bu yenilikçi sınıflarda yetişecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alanda attıkları adımların uluslararası alanda da karşılığını bulduğunu belirterek, “OECD ülkeleri arasında eğitimde teknolojik altyapı sağlama konusunda üst sıralarda yer alıyoruz. PISA 2022 raporunda dijital kaynak eksikliği bildiren okulların oranı OECD ortalamasının çok altında. Dijital öğrenmeye hazır olma konusunda yüzde 91 gibi bir iyileşme oranı ile OECD ülkelerini geride bırakmış durumdayız, hamdolsun. Öğretmenlerimizin dijital cihazları eğitimde kullanabilme becerisi yüzde 88 oranında, bu da OECD ortalamasının üzerinde. İnşallah çok daha iyi yerlere geleceğiz” ifadelerini kullandı.
“NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ İÇİN MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE YENİ BİR AÇILIMI DEVREYE ALIYORUZ”
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in kendisinden önce yaptığı konuşmada mesleki eğitim konusunda yürüttükleri projeler hakkında detaylı bilgi verdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi için mesleki ve teknik eğitimde yeni bir açılımı devreye alıyoruz. Deprem bölgesindeki çalışmalarımız az önce ifade edildiği üzere hızla devam ediyor. Öğretmenlerimizin konaklama ihtiyaçlarından öğrencilerimizin akademik kayıplarını telafi etmeye kadar her alanda yoğun çaba içindeyiz. Depremin yaralarını sarmakla kalmayacak, bölgenin eğitim altyapısını eskisinden çok daha güçlü hâle getirene kadar durmayacağız” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojinin ve dijitalleşmenin hayatın her alanına nüfuz ettiği bir dönemde olduklarını, birkaç saatlik internet kesintisinin bile neredeyse hayatın durmasına sebep olabildiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı: “Teknolojiyle beraber bağımlılık, bütün bunlar başta olmak üzere evlatlarımızın karşı karşıya kaldığı riskler de artıyor. Sosyal medyanın, birtakım oyun platformlarının, gençlerimizi nasıl zehirlediğine maalesef sık sık şahit oluyoruz. Oyun platformları, şiddeti teşvik etme yanında aile yapımızı bozan sapkın akımların özendirilmesine de aracılık ediyor. Henüz 4-5 yaşındaki tertemiz dimağlar, oyunlar içine sinsice yerleştirilmiş LGBT propagandasına maruz kalıyor.”
“DİJİTAL DÜNYANIN DENETİMSİZ, KONTROLSÜZ VE KAOTİK YAPISI PEK ÇOK TEHDİDİ BERABERİNDE GETİRMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu mecralar vasıtasıyla sadece şiddet, sadece sapkın akımlar değil, aynı zamanda ırkçılık da körükleniyor. Başta gençlerimiz olmak üzere insanlarımızı birlikte yaşadığı diğer fertlere karşı düşmanlaştıran ırkçı faşizm buralardan besleniyor. Şunu açık ve net söylemek isterim; Türkiye’yi ekonomik, sosyal ve güvenlik noktasında zafiyete uğratmayı amaçlayan ırkçılık tuzağının merkez üssü sanal âlemdir. Dijital dünyanın denetimsiz, kontrolsüz ve kaotik yapısı pek çok tehdidi beraberinde getirmektedir” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, artan risklere bağlı olarak eleştirilerin de yoğunlaştığını vurgulayarak şunları kaydetti: “Dünyanın pek çok ülkesinde dijital teknolojilerle ilgili çeşitli tedbirlerin, kısıtlamaların ve düzenlemelerin devreye alındığını görüyoruz. Özellikle Batılı devletlerin kendi çıkarlarını, kendi vatandaşlarını korumak amacıyla aldığı çok sert önlemlerde dikkat ederseniz kimse özgürlükten, demokrasiden, serbest piyasa ekonomisinden bahsetmiyor. Ancak biz evlatlarımızı korumak adına benzer yollara başvurduğumuzda eleştiri oklarının hedefi oluyoruz. Geçen ay uygulamaya koyduğumuz tedbirlerde olduğu gibi hemen birileri tarafından yasakçı olmakla suçlanıyoruz. Şunu üzülerek ifade etmek durumundayım; ülkemizdeki bazı çevreler, çocuklarımızın hakkını ve hukukunu savunmak yerine uluslararası şirketlerin çıkarlarının avukatlığını yapıyor. Çocuk istismarına karşı çıkmak varken ‘özgürlük’ adı altında istemeseler de çocuklara zarar veren uygulamaları savunur pozisyona düşüyorlar. Özgürlük maskesiyle şiddetin, ahlaksızlığın, ırkçılığın, nefret suçlarının hatta istismarın meşrulaştırılması asla kabul edilemez.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocukların ruh ve beden sağlığının her türlü hesabın üzerinde olduğunu, çocukları koruma noktasında herkesin tek yürek, tek bilek olması gerektiğini belirtti.
“DEĞİŞİMİN GEREĞİ OLARAK EN İLERİ TEKNOLOJİYİ ÇOCUKLARIMIZA SUNACAĞIZ”
Dünyada yaşanan değişime direnmenin mümkün olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama değişimi yönetmek, sağlıklı bir şekilde değişimi yönlendirmek bizim elimizdedir. Sadece iktidarın değil, üniversitelerin, okulların, en önemlisi de anne ve babaların böyle bir mesuliyeti bulunuyor. Tabii ki değişimin gereği olarak en ileri teknolojiyi çocuklarımıza sunacak, bunun altyapısını onlara sağlayacağız. Evlatlarımızın bu konuda geride kalmasına elbette müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunları yaparken çocukların kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarına da fırsat vermeyeceklerini vurgulayarak, “Teknolojinin bize hükmetmesine, çocuklarımızı esir almasına izin verirsek ne kendimize ne de evlatlarımıza iyilik yapmış oluruz” ifadelerini kullandı.
Hayattaki her şey gibi teknolojinin de insan için olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknoloji bize faydalı olduğu, hayatımızı kolaylaştırdığı ölçüde değerlidir. Şayet denge bozulur, insanla teknoloji arasındaki roller değişir, teknoloji insana hükmetmeye başlarsa işte o zaman işler çığırından çıkar. Teknolojiyi kullanmak ile bağımlısı olmak arasındaki çizgi kaybolduğunda hangi sıkıntılarla karşılaşacağımızı hepimiz çok iyi biliyoruz” dedi.
“HEPİMİZE SORUMLULUKLAR DÜŞÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilgisayar ve bilgisayar oyunları ile cep telefonu yüzünden huzursuz, mutsuz olan ve öfke nöbetleri geçiren çocukların olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Akranlarını bir tarafa bıraktım, aynı yuvayı paylaştığı ebeveyniyle, kardeşleriyle iletişim kurmakta zorlanan evlatlarımız var. Gününü bilgisayar başında, oyun başında, ekran başında geçirdiği için eğitimi aksayan gençlerimiz var. Gerçek dünya ile sanal âlem arasındaki ayrımı kaybetmiş, maalesef ikisini ayıramayan pek çok çocuğumuz var. Dijital teknolojilerle dengeli ilişki kuramadığı için sağlık problemleri, iletişim güçlükleri, ruhsal sıkıntılar yaşayan insanlarımız var. Sadece çocuklar, gençler değil her yaş grubundan vatandaşımız dijital teknolojinin getirdiği sorunlarla mücadele ediyor. Dolayısıyla olumlu yanlarıyla birlikte menfi tarafları da olan bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu noktada hepimize sorumluluklar düşüyor.”
Başta öğretmenler, anne ve babalar olmak üzere kontrollü bir kullanımı yaygınlaştırmak durumunda olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önce öğretmen ve anne babaları, ardından da çocukları bilgilendirmek ve bilinçlendirmek mecburiyetindeyiz. Teknolojiyi üreten, geliştiren ve bilinçli kullanan ama onun esiri olmayan nesle biz TEKNOFEST kuşağı diyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuklarımızın kişisel verilerinin kötüye kullanılmasını, çevrim içi ortamlarda şiddet, zorbalık, cinsel istismar gibi içeriklere maruz kalmalarını önlemek amacıyla gereken tüm yasal düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Bu konuda ailelerimizin ve öğretmenlerimizin de gereken hassasiyeti göstereceklerine, çocuklarımızın çevrim içi mahremiyetinin korunmasına dikkat edeceklerine inanıyorum. Tarih boyunca milletimiz köklerinden kopmadan, özünü muhafaza ederek dünya sahnesinde hak ettiği yere ulaşma mücadelesi vermiştir. Bugün de aynı ideal doğrultusunda emin adımlarla yürüyoruz. ‘Köklerden geleceğe’ düsturuyla geliştirdiğimiz ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ bunun en son örneğidir. Bu modelle çocuklarımızı zihni açık, ufku geniş, millî ve manevi değerlerle donanmış, bilgi ve çağın gerektirdiği becerilere sahip insanlar olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl uygulamaya konulan yeni maarif modeli ile eğitim-öğretim yılının hayırlı olmasını diledi.
Programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan beraberindeki öğrencilerle yeni eğitim yılının ilk ders zilini çaldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.