Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere gideceği Hollanda’ya hareketinden önce yaptığı açıklamada, İsrail’in İran saldırısı ve ateşkes görüşmelerine ilişkin olarak, “Bölgemiz, etkileri tüm dünyada hissedilecek bir savaşın yükünü kaldıramaz. Ellerin tetikten çekilmesi ve ihtilafların çözülmesi için, diplomasiye şans tanınması en doğru, hayırlı ve akılcı tavır olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lahey’deki NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere Hollanda’ya yapacağı ziyaret öncesi Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’nde, ittifakın caydırıcılık ve savunmasını pekiştirecek adımları değerlendireceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Müttefiklerin savunma harcamalarının artırılması konusunda yeni hedefler belirleyeceğiz. Türkiye olarak adil külfet paylaşımını ve Avrupa güvenliğinin pekiştirilmesini özellikle savunuyoruz. NATO’nun ikinci büyük kara ordusunu sevk ve idare eden bir müttefikiz. Ülkemizin savunma yeteneklerini sürekli geliştirirken, ittifakın caydırıcılığına da katkıda bulunuyoruz. İttifak sathında savunma sanayinin güçlendirilmesini önemsiyoruz. Ancak daha güçlü savunma ve daha etkin ordu hedefiyle yola çıkarken, müttefikler arasında savunma ürünleri ticaretinin önüne engeller getirilmesini doğru bulmuyoruz. Bu engelleme ve kısıtlamaların en kısa sürede amasız ve fakatsız kaldırılması gerekiyor. Bu bağlamda Avrupa Birliği’nin son dönemde savunma ve güvenlik alanında girişimlerini de yakından takip ediyoruz.”
Avrupa’nın güvenliğine birçok üyenin toplamından fazla katkı sunan Türkiye’nin, Birliğin savunma girişimlerine uygun şekilde dahil edilmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk savunma sektörünün, Birliğin savunma mekanizma ve projelerine dahil edilmesi tüm Birliğin faydasına olacaktır. Bu konuda öncelikle bizim gibi Birlik üyesi olmayan müttefiklerle yakın istişare hâlindeyiz. İttifakın, Avrupa sütunu destekleyici tedbirleri ele almayı planlıyoruz. Zirvede ayrıca yıllar önce öngörülü bir yaklaşımla ittifak bünyesinde terörizmle mücadele konseptine en fazla katkıyı veren müttefik olarak bu alanda ittifakın yapması gerekenlere dikkati çekeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna’daki savaşın adil bir çözümle, kalıcı olarak neticelendirilmesine yönelik gayretlerin NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’nin başlıkları arasında yer aldığını belirterek, müttefiklerin Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile de bir araya geleceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz ittifaka karşı sorumluluklarımıza halel getirmeksizin, savaşın diplomasi yoluyla sonlandırılmasına dair çabalarımızı anlatacağız. Üç yıllık aradan sonra geçtiğimiz günlerde tarafları İstanbul’da buluşturduk. Esir ve cenaze takasıyla ilgili kararların alınmasına ve hayata geçirilmesine vesile olduk. İstanbul sürecinin devamına yönelik yeni adımlar planlıyoruz” dedi.
Gerek zirvede gerek ikili görüşmelerinde Netanyahu hükûmetinin Filistin halkına yönelik katliamlarına da dikkati çekeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 aydır devam eden işgal, istila ve yıkım politikasının bir an önce son bulması gerektiğinin altını çizeceklerini söyledi.
“DİPLOMASİYE ÖNCELİK VEREN İLKELİ TAVRIMIZI KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan sürecin en başından bu yana müzakereleri esas alan girişimlerinin olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti: “Sayın Trump ve Sayın Pezeşkiyan’ın da aralarında olduğu birçok liderle görüştük. İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanlarını bir araya getirdik. Dün Amerikan Başkanı Trump’ın yaptığı açıklamalar sonrası gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bölgede ateşkesi sağlayacak, ardından da kalıcı sükûnete giden yolu açacak her türlü gayreti takdirle karşılar ve samimiyetle destekleriz. Nitekim dün gece geç saatlerde gelen taraflar arasında ateşkes sağlanmasına dair mutabakata ulaşıldığı haberini memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm tarafları ateşkese tam riayet etmeye davet ediyoruz. Daha önce de ifade ettim. Bölgemiz etkileri tüm dünyada hissedilecek bir savaşın yükünü kaldıramaz. Ellerin tetikten çekilmesi ve itilafların çözülmesi için diplomasiye şans tanınması en doğru, hayırlı ve akılcı tavır olacaktır. Türkiye olarak uluslararası hukuku gözeten diplomasiye öncelik veren ilkeli tavrımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Türkiye’nin 2026 yılındaki NATO Zirvesi’ne ev sahipliği yapmak istediğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zirve marjında müttefiklerimiz ile ittifak ortaklarından liderlerle ikili görüşmeler gerçekleştireceğiz” dedi.
“UKRAYNA İLE RUSYA ARASINDA ADİL VE KALICI BİR BARIŞIN MÜMKÜN OLDUĞUNA İNANIYORUZ”
Ukrayna-Rusya Savaşı ile ilgili Türkiye’nin arabuluculuğunda İstanbul’da yürütülen görüşmelerle ilgili bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye olarak bu savaşı sona erdirmek için ortaya koyduğumuz çaba herkesin malumudur. Ukrayna ile Rusya arasında adil ve kalıcı bir barışın mümkün olduğuna biz samimiyetle inanıyoruz. Bu barışı sağlamak için de elimizden geleni yaptık, yapıyoruz. Her iki tarafın güvenine mazhar olan bir ülkeyiz. Bu güven sayesinde savaş atmosferinde dahi somut ilerlemeler kaydedildi. İstanbul’daki görüşmeler atılan en önemli adımlardan biridir. Görüşmelerin daha ileriye taşınmasını ve artık savaşı sonlandıracak yola girilmesini arzu ediyoruz. Sahadaki gelişmelerin de bu umut ışığını artırmasını temenni ediyoruz. Bu savaş sonsuza kadar süremez. Barış için kolları sıvamak, İstanbul’da kurulmuş diyalog zeminini güçlendirerek barış masasını çok daha üst düzeyde bir katılımla ortaya koymak lazım. NATO zirvesinde de muhataplarımızla bu vizyonumuzu anlatacak ve barışı sağlayana kadar durmayacağımızı ifade edeceğiz.”
Bir basın mensubunun, “İsrail’in İran’a yönelik saldırısıyla başlayan savaşta 12’nci günde ateşkes kararı alındı. Ancak ateşkes her iki taraftan da ihlal ediliyor. Süreci nasıl yorumluyorsunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İsrail’in, İran’a yönelik saldırıları bölgemizin barış ve huzuruna yönelik büyük bir tehdidin fitilini ateşlemiştir. İsrail’in, Filistin ile başlayan Lübnan’a, Suriye’ye, Yemen’e nihayetinde de İran’a uzanan pervasız adımları asla kabul edilemez. Küresel aktörlerin bu çılgınlığa son vermek için etkin tedbirleri alması şart. Yoksa bunun bedelini sadece bölgemiz değil, bütün dünya öder. Biz herkesi aklıselime çağırmaya, diplomasinin imkânlarının her türlü meseleye çözüm bulmak için yeterli olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Çatışmalardan kastımız sadece İsrail ile İran arasındaki gerilim değil. İsrail’in, Gazze’deki açlığı silah olarak kullanan hukuksuz zulmünün de sonlandırılmasını istiyoruz. İsrail’in, İran’a yönelik saldırısıyla başlayan süreçte hep bu gerilimin Gazze’deki mezalimi gölgelememesi gerektiğini söyledik. Orada insani durum gün geçtikçe kötüleşiyor. Bir an önce Gazze’de kalıcı ateşkes sağlanmalı, İsrail saldırıları durmalı, insani yardımların kesintisiz bir şekilde ulaşımının yolu açılmalıdır. İsrail saldırganlığı bölgemizin tamamında tümüyle durmalıdır.”
“TERÖR BÖLGEMİZDE ÇOĞU ZAMAN BİR MAŞA OLARAK KULLANILDI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer bir basın mensubunun, “Efendim ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde tam da silah bırakma aşamasına gelinmişken YPG de Şam yönetimiyle bir anlaşmaya varmışken Şam’da kiliseye yapılan bir terör saldırısı haberini aldık ve bu saldırıyı da DEAŞ’ın yaptığı açıklandı. Öncelikle bu saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ardından küresel güçler YPG’yi dağıtmamak için ‘DEAŞ hâlâ aktif’ algısı mı yaratmaya çalışıyor?” sorusunu şöyle cevapladı: “Çevremizde ne yaşanırsa yaşansın Terörsüz Türkiye hedefimize, özellikle verdiğimiz sözü yürüyüşümüzde hiç aksamaya fırsat vermeden devam edeceğiz. Bir devlet politikası olarak hassasiyetle yürüttüğümüz bu süreci inşallah başarıya ulaştırmakta kararlıyız. Terör bölgemizde çoğu zaman bir maşa olarak kullanıldı. DEAŞ’ın kanlı ve kalleş yüzünü çok iyi bilen bir ülkeyiz. Fırat Kalkanı Harekâtı ile bu örgüte en ağır darbeyi biz vurduk. Kiliseyi hedef alan menfur terör saldırısı sebebiyle Suriye halkına bir kez daha taziyelerimizi sunuyoruz. Suriye’nin 13 yıllık iç savaş sonrası huzur ve istikrar için ortaya koyduğu gayret takdire şayandır. Bu çabaları etkisiz hâle getirmek, Suriye’yi yeniden çatışmalı bir geleceğe taşımak isteyenlere Suriye yönetimi asla müsaade etmez. Suriye yönetimi DEAŞ dahil bütün terör örgütleriyle mücadelede son derece kararlı. Biz de kendilerine gereken desteği veriyoruz ve vereceğiz. Suriye müreffeh ve huzurlu geleceğine inşallah ulaşacaktır. Terörle mücadele konusunda Suriye yönetiminin etkin adımlar atarak kısa sürede mesafe alacağına inancım tamdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bu destan kökü bu topraklarda olan cesur insanların ruhuyla birlikte vatanını da satan mankurtlara galip gelişidir. Bu destan milletçe bir ve beraber olduğumuzda ne denli iri, diri, güçlü ve yenilmez olduğumuzun en son örneğidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de “Zaferin Adı Türkiye” temasıyla düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz destanının 9. yıl dönümünde Gazi Meclis’te olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Ateşten gömlek giydikleri o imtihan gecesinde olduğu gibi yine güçlü bir şekilde omuz omuza vermiş, birbirlerine sıkıca kenetlenmiş durumda olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seyrettikleri videoda o meşum geceyi bir kez daha hatırladıklarını, acıyla, hüzünle öfkeyle birlikte dayanışmayı cesareti ve direnişi de tekrar gözlerinin önünden geçirdiklerini ifade etti.
İstiklal ve istikbale sahip çıkan, bu uğurda canlarını feda eden aziz şehitlerin ruhları için Fatiha Suresi okuduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rabbim dualarımızı, kahraman şehitlerimizin ruhlarına nail eylesin. 15 Temmuz gecesi cesur ve vakur bir tavırla hainlere karşı duran, gövdesini siper edip o hayâsız akını durduran, baş verip ama işgalcilere baş eğmeyen tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Yine o gece canlarını ortaya koyarak vatanına, devletine, ezanına bayrağına sahip çıkan tüm gazilerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Darbe girişiminin ilk anlarından itibaren sokakları, caddeleri, meydanları dolduran, havalimanlarına akın eden, geleceğine ve iradesine sahip çıkan; zilleti esaret, şehadeti nimet bilen tüm vatandaşlarıma aynı şekilde şükran duygularımı ifade ediyorum. O gece eli yüreğinde bizler için dua eden, nerede olursa olsun tepkisini güçlü bir şekilde ortaya koyan yurt dışındaki 7 milyon vatandaşımıza, gönül coğrafyamızın dört bir tarafında bize destek olan, Türkiye ve Türk milleti için kaygılanan dost ve kardeşlerimize de minnettarlığımı iletiyorum.”
“TÜRKİYE’NİN TÜRKİYE’DEN BÜYÜK OLDUĞU HAKİKATİ, 15 TEMMUZ GECESİ BİR KEZ DAHA ANLAŞILMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gece İstanbul’da okunan ezanların, Bursa’da yükselen salaların, Üsküp’te, Bakü’de Kahire’de yankılandığını dile getirdi.
Pakistan’dan Endonezya’ya, Bosna’dan Somali’ye binlerce kilometre ötede ellerin Türkiye için, Türkiye’nin selameti, kurtuluşu için semaya kalktığını, duaların Türkiye için edildiğini, Kur’anların Türkiye için okunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Dost ve kardeşlerimiz, dualarıyla direnişlerimize, gözyaşlarıyla zaferimize ortak oldular. Ufku ve vicdanı dünyanın dört bir yanına uzanan bu mübarek toprakların ışığı, yeryüzünün farklı köşelerini de aydınlattı. O gece millet olmanın şuuruna bir kez daha erdik. O gece ümmet olmanın ne manaya geldiğini bir kez daha gördük. O gece cihanşümul kardeşliğimizin sırrına bir kez daha vakıf olduk. Türkiye’nin Türkiye’den büyük olduğu hakikati, 15 Temmuz gecesi bir kez daha hem de çok güçlü bir şekilde anlaşılmıştır. Asırlardır şehit kanlarıyla sulanan bu topraklar, tarihe yön veren destanların yazıldığı topraklardır. Engin birikimiyle, müstesna seciyesiyle, taşıdığı güçlü imanla bu millet, tam bin yıldır mazlumlara umut, düşmanlara korku veren bir millettir. İşte o millet Çanakkale ve Millî Mücadele’den sonra 15 Temmuz gecesi canıyla, kanıyla, bütün varlığıyla kıyamete kadar iftiharla anılacak şanlı bir destan yazmıştır.”
Bu destanın, çıplak ellerin tanklara, uçaklara, bombalara karşı zaferi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu destan kökü bu topraklarda olan cesur insanların, ruhuyla birlikte vatanını da satan mankurtlara galip gelişidir. Bu destan milletçe bir ve beraber olduğumuzda ne denli iri, diri, güçlü ve yenilmez olduğumuzun en son örneğidir. Son nefesini 10 bin kilometre ötede vatansız olarak verdikten sonra tam da cibilliyetine yakışır şekilde bir çukura atılan FETÖ elebaşının kurduğu tuzak, 15 Temmuz gecesi milletimizin dik duruşuyla, cesur duruşuyla, kahramanca direnişiyle darmadağın olmuştur. FETÖ’cülerin ülkemizi sürüklemek istediği kirli bataklık, o gece sabaha kadar verilen kararlı mücadeleyle ebediyen kurutulmuştur. Milletimiz, göğsünü kurşunlara siper ederek sadece hain darbeyi boşa çıkarmakla kalmamış, aynı zamanda bir işgal girişimini de püskürtmüştür” diye konuştu.
“O GECE AKI DA KARASI DA GEÇİTTE BELLİ OLMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi, hem devlet hem de millet olarak alnımızın akıyla verdiğimiz zorlu sınav, tarihimizin en kritik dönemeçlerinden biri oldu” ifadesini kullandı.
O gece uğranılan büyük ihanetin tarihte eşinin benzerinin olmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “15 Temmuz milletimiz için bir turnusol kâğıdı vazifesi gördü. Atalarımızın sözüyle ifade edersek, o gece akı da karası da geçitte belli olmuştur. Bir yanda milletimiz tanklara, uçaklara, mermilere karşı kahramanca direnirken, diğer yanda birileri ‘geç bile kalınmıştı’ diyordu. Şehitlerimiz, gazilerimiz, bu milletin öz evlatları, asker üniforması giymiş teröristlere geçit vermezken kimileri bu kutlu direnişe ‘tiyatro’ diyor, ‘oyun’ diyor, ‘senaryo’ diyor; ahlaksızca ‘kontrollü darbe’ iftirası atıyordu. Birileri de güvenli evlerde, önlerine koyulan keyif kahvelerini yudumlayarak bekle gör stratejisi izliyordu. Bunları ve çok daha fazlasını o gece hep beraber yaşadık. Üstat Necip Fazıl’ın ‘Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir’ mısralarında anlamını bulan o derin tenakuza birlikte şahitlik ettik. Meydanlara koşanlar ile bankamatiklere koşanları, çıplak elleriyle darbeye direnenler ile darbecileri elleri patlayıncaya kadar alkışlayanları, gün vatana sahip çıkma günüdür diye öne atılanlar ile pusuya yatıp kimin kazanacağının hesabını yapanları gördük, yaşadık, bizzat tecrübe ettik. Şundan kimsenin şüphesi olmasın. Tüm bunlar, milletimizin hafızasında silinmemek üzere yerlerini almıştır. Darbeye alkış tutanlar, 15 Temmuz’da yazılan şanlı destana gölge düşürmeye çalışanlar, milletin zaferine çamur atanlar ve gidişata göre pozisyon alanlar emin olun daima utançla anılacaklardır. O gece burada bu yüce çatı altında millî iradeye sahip çıkanların isimleri de aynı şekilde milletimizin kalbine altın harflerle nakşedilmiştir.”
“EZELİ VE EBEDİ KARDEŞLİĞİMİZE GÜVENİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin sokakta kahramanca istiklalini savunurken milletvekillerinin de Meclis’te demokrasiye, milletin muazzez iradesine canları pahasına sahip çıktığını söyledi.
“Gazi Meclis’in şanına yaraşır bir şekilde tıpkı Millî Mücadele günlerinde olduğu gibi milletin emanetine gölge düşürmediniz. Siyasi parti ayırmaksızın o gece milletin istiklal ve istikbal mücadelesine destek olan tüm milletvekillerimize şahsım, milletim adına teşekkür ediyor, Cenabı Allah hepinizden razı olsun, diyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunu da çok açık ve net ifade etmek durumundayım; şehitlerimizin fedakârlıkları asla boşa gitmedi ve gitmeyecek. Gazilerimizin mücadeleleri asla boşa gitmedi ve gitmeyecek. Adım adım inşa ettiğimiz Terörsüz Türkiye inşallah onların eseri olacaktır. Ülkemiz yarım asırlık terör boyunduruğundan kurtuldukça her alanda şahlanışa geçecek; ekonomide, savunmada, kalkınmada, güvenlikte, iç ve dış politikada yepyeni bir dönem başlayacak. Terörsüz Türkiye, terörsüz bölgeye giden sürecin kilidini açacak. Türkiye Yüzyılı’nın inşası daha da hızlanacak. Çok kutuplu dünyada Türkiye’miz yeni bir kutup başı olarak inşallah hak ettiği yeri alacaktır. Bundan asla ve asla şüphe duymuyoruz. Çünkü biz milletimize güveniyoruz. Ezeli ve ebedi kardeşliğimize güveniyoruz. Demokrasimizin sorun çözme kapasitesine sonuna kadar güveniyoruz. TBMM’nin tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi tüm farklılıkları bir yana bırakıp dayanışma içinde ülkemizin terörden kurtulma mücadelesine de güçlü destek vereceğine yürekten inanıyorum.”
15 Temmuz şehitleriyle birlikte tüm şehitleri yâd eden ve gazilere hayırlı ömür temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiklaline aşık, böyle asil, aziz ve cesur bir millete hizmetkarlık yapmayı bizlere nasip eden Rabbime sonsuz hamdediyorum” dedi.
Törenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Meclis Başkanvekili Celal Adan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve eski Başbakan Tansu Çiller ile bir süre sohbet etti.
FETÖ; dini istismar ederek İslam diniyle alakası olmayan yeni bir siyasi, ekonomik ve toplumsal düzen kurmayı amaçlayan yasadışı bir yapılanmadır. Baskı, şantaj, tehdit, suikast, kumpas, casusluk, kara para aklama, yargı gücünü çıkarı için kullanma gibi pek çok suç teşkil eden faaliyet yürüten FETÖ, 15 Temmuz hain darbe girişiminde daha da ileri giderek milletimizin egemenlik haklarına, demokrasimize ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine doğrudan ve açıktan bir saldırı gerçekleştirmiştir.
15 TEMMUZ
15 Temmuz, milletimizin kararlılığıyla yazılan onurlu bir direnişin ve ölümsüz bir zaferin adıdır. Ve o zaferin adı, hiç şüphesiz Türkiye’dir. Cesaret timsali yürekler o gece, tanklara karşı dimdik durmuş, kurşunlara yürümüş, bölünmez bir bütün olarak karanlığa geçit vermemiştir.
Canı pahasına istiklâlini savunan bu yüce duruş, vatan toprağına imanla kazınmış bir iradenin ifadesidir.
Bu büyük birlik ve beraberliğin ilelebet sürmesini diliyor, aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz.
GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE
“Bir FETÖ’cü nasıl anlaşılır? “
Yalan söylemekte, Kumpas kurmakta, Dikizlemekte, Devlet imkanlarını örgüt için kullanmakta, Kamu ve insanların malına konmakta, adam öldürmekte uzmandır bunlar! merhamet ve vicdanları yoktur Makam mevki ve para için her şeyi yaparlar Hak yediler Soru çaldılar, insanlara kumpas kurdular, özellerini teşhir ettiler, o görüntülerle tüm istediklerini aldılar. İşyerlerine Kamu kurumlarına sitelere evlere kameralar kurdular hem insanları izlediler hem dinlediler insanların özel hayatlarına girdiler evlerine gizli kameralar kurdular bu yolla insanları ,şirketleri ,tehdit ettiler .her türlü yolsuzluğu yaptılar Bunlar ne kadar insanlık suçu varsa işledi hala işlemeye devam ediyorlar 40 yıl boyunca sinsi sinsi örgütlendiler. Suçsuz insanları kumpas kurup hapse attırdılar merhametsizler Türkiye’nin ve şirketlerin sırlarını sattılar Casusluk yaptılar. Devleti ele geçirmek için her şeyi yaptılar. Kaç masum insanın yuvasını yıktılar kim bilir? Nice esnafı iflas ettirdiler kurdukları kumpaslarla Mallarını ele geçirdiler Paravan holding ler kurdular insanların Mallarına el kondular. Karşı çıkanı da ölüme yolladılar… Vicdandan yoksun, gaddar, zalim merhamet yoksunudur bunlar Her türlü iftirayı atabilecek, her yalanı söyleyebilecek kadar zalimdirler. FETÖ terör örgütü kadar zalim, başka bir çete ne duyduk ne gördük! “FETÖ’ye bağlı Takım elbiseli Ticari teröristler”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin 68 gün boyunca 90 bin kilometre yol kat edeceğini ve 100 binden fazla yolcuyu taşıyacağını bildirdi. Bakan Uraloğlu, “Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak. Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin uğurlama töreninde konuştu. Bakan Uraloğlu, milletin tarihine altın harflerle kazınmış bir destanı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü anmak ve bu şuuru gelecek nesillere taşımak için bir araya geldiklerini kaydetti.
15 Temmuz 2016 gecesinin, bu toprakların gördüğü en karanlık gecelerden biri olduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Hain FETÖ mensupları, bu aziz milletin iradesine, bağımsızlığına ve geleceğine kastettiler. Tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle, milletin silahını millete doğrulttular. Millet Meclisi’mizi bombaladılar, sokaklarda masum canlara kıydılar. Ama unuttukları bir şey vardı: Bu millet, söz konusu vatan olduğunda, canını bir an bile düşünmeden feda eder! O gece, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Milletimizi meydanlara davet ediyorum!’ çağrısıyla, milyonlar sokağa döküldü. Kadın, erkek, genç, yaşlı demeden, ellerinde bayrakları, yüreklerinde imanları, tek bir ses oldular: Ya istiklal ya ölüm!”
“Bu Millet, Tankların Gücüne Değil, İmanının Gücüne İnandı”
TÜRKSAT’ta Ahmet Özsoy ve Ali Karslı gibi kahramanların, hainlerin yayınları kesme girişimini canları pahasına engellediğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Cumhurbaşkanımızın sesi milletimize ulaştı, milletimiz iradesine sahip çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın o tarihi gecede söylediği gibi: ‘Bu millet, tankların gücüne değil, imanının gücüne inandı!’ İşte o iman, o kararlılık, 40 yıllık hain planları bir gecede yerle bir etti. 15 Temmuz, milletimizin yeniden diriliş destanıdır. Bu destan, ‘Zaferin adı Türkiye’ diye yazılmıştır!” dedi.
68 Gün Boyunca 90 Bin Kilometre Yol Kat Edecek
Bu destanı yaşatmak, o geceki ruhu yeniden hissettirmek için, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TCDD Taşımacılık Genel Müdürlüğü eliyle giydirilen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Treni’ni uğurladıklarını belirten Bakan Uraloğlu, trenin 68 gün boyunca, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Eskişehir, Konya-İstanbul, Eskişehir-İstanbul ve Ankara-Karaman hatlarında, tam 90 bin kilometre yol kat edeceğini söyledi. Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“100 binden fazla yolcuyu taşıyarak, geçtiği her istasyonda, her şehirde, her yürekte 15 Temmuz’un ruhunu yeniden canlandıracak. Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak.”
Güzergâhında; Ankara, Eskişehir, Konya, Karaman, Bilecik, İzmit ve İstanbul’da milyonlarca vatandaşın, trenin üzerindeki mesajlarla o kahramanlık destanını bir kez daha yâd edeceğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” açıklamasında bulundu.
“Milletimizin Yolunu Açmanın Gururunu Yaşıyoruz”
15 Temmuz’un, ikinci Kurtuluş Savaşı olduğunu söyleyen Bakan Uraloğlu, o gece, milletin bir kahramanlık destanı yazarak; 251 vatan evladının şehadet şerbeti içtiğini 2 bin 740 gazinin ise bu büyük zaferin simgesi olduğunu kaydett. Bakan Uraloğlu, “Onlar, bu vatanın istiklalini, çocuklarımızın geleceğini, milletimizin onurunu korudu. Bizler de demiryollarımızın 168 yıllık köklü mirasıyla bu aziz vatanın her karışına hizmet etmenin, milletimizin yolunu açmanın gururunu yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’un adsız kahramanlarını, vatan için can veren tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anan ve gazilere şükranlarını sunan Uraloğlu, “Cenab-ı Allah bu millete bir daha böyle acılar yaşatmasın. Birliğimiz, dirliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun. ‘Zaferin Adı Türkiye!’ diyerek, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Trenimizin yolunun açık olmasını diliyor, tüm yolcularımıza hayırlı yolculuklar diliyorum. Yolumuz ve bahtımız açık olsun.” dedi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.