Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Müslümanlar olarak, daha fazla vakit kaybetmeden imanımıza ve inancımıza yakışır şekilde; birlik ve beraberlik içinde, uhuvvet bilinciyle hareket etmemiz şarttır. Aramıza ekilen fitne tohumlarının yeşermesine fırsat vermeden, bilhassa bu kritik süreçte görüş ayrılıklarımızı bir kenara bırakarak, dostluk ve dayanışmamızı güçlendirmemiz ihtiyaçtan da öte zorunluluktur” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Üniversitesi Kongre Salonu’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılarla bir araya gelmenin bahtiyarlığını yaşadığını söyledi.
Kıtaların, gönüllerin, kültürlerin buluşma noktası İstanbul’da genç insanlarla beraber olmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerin vasıtasıyla İslam aleminin dört bir yanındaki genç kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Özellikle 622 gündür İsrail hükümetinin vahşi, acımasız, insanlık dışı saldırıları karşısında doğdukları toprakları kahramanca savunan Filistin’in, Gazze’nin, yiğit gençlerini buradan yürekten selamlıyorum. Gazze’nin barbarlığa karşı direnen cesur kadınlarını, minik omuzlarında anasızlığın, babasızlığın ağır yükünü taşıdıkları hâlde zalimler karşısında diz çökmeyen Gazzeli yetimleri, öksüzleri, her türlü zorbalığa rağmen Müslüman olmanın şerefini, izzetini, asaletini yere düşürmeyen tüm Filistinli kardeşlerimi kemal-i hürmetle selamlıyor, Rabb’im her birinin yar ve yardımcısı olsun diyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, forum kapsamında 2 gün boyunca yapılacak toplantı ve istişarelerin, alınacak kararların gençler başta olmak üzere İslam alemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Forumun 20’nci yılını geride bıraktığını, yürüttüğü faaliyetleri son derece kıymetli bulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diplomasi Akademisi’nden uluslararası kuluçka merkezine eğitim, sivil toplum, girişimcilik, hukuk, diplomasi, medya, insan hakları ve gönüllülük gibi alanlarda icra edilen bu çalışmalar geleceğimiz adına kritik önemdedir” dedi.
Dünyanın önde gelen kanaat önderlerinden oluşan ve insanlığın ortak vicdanını yansıtan Gazze Mahkemesi gibi oluşumların İsrail’in kanlı ve kalleş yüzünün dünyaya faş edilmesi bakımından oldukça isabetli olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Diplomatik statüye de haiz olan İslam İşbirliği Gençlik Forumu, uluslararası kurum ve kuruluşlarla tesis ettiği iş birlikleriyle ümmetin gençlerinin küresel ölçekte temsili noktasında önemli bir misyonu yerine getiriyor. 2019’dan bu yana gerçekleştirdiği 262 programla 15 milyonun üzerinde gence ulaşan forumumuzun 70’ten fazla ülkedeki 817 üniversitede kulübü bulunuyor. Bu kulüplerdeki 25 bin öğrenci Türkiye ve dünyadaki birçok farklı üniversite tarafından hazırlanan eğitim materyalleriyle farklı alanlardaki akademik girişimlerini sürdürüyor.”
“İSLAM DÜNYASI OLARAK ÇETİN BİR İMTİHANDAN GEÇİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika’dan Asya’ya, Arap Yarımadası’ndan Latin Amerika’ya uzanan geniş bir coğrafyada 500 milyon gencin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine katkılar sunması dolayısıyla forumun başkan ve üyelerini tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak gelecek için koşan, koşturan, proje ve faaliyet üreten, ümmetin derdiyle dertlenen gençlere kalpten teşekkür ederek, çalışmalarında başarılar diledi.
Programa katılan gençlerin tuttuğu “İri olacağız, diri olacağız, hep birlikte güçlü olacağız” pankartını okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında “İslam dünyası olarak zorlu bir süreçten, çetin bir imtihandan geçiyoruz. Savaş, çatışma, kaos ve istikrarsızlık bulutları medeniyet coğrafyamızın semalarını maalesef kaplamış durumda” dedi.
“GAZZE’DE İNSANLAR VAHŞİ BİR ŞEKİLDE HEDEF ALINIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa son 2 yıldır yüzümüzü nereye çevirsek bir yıkımla, bir dramla, yüreklerimizi sızlatan savaş ve insanlık suçlarıyla karşılaşıyoruz. Gazze’de 21 aydır modern zamanların en utanç verici barbarlıklarından biri yaşanıyor. Siyonist İsrail hükümeti tüm dünyanın gözleri önünde ahlaksız ve arsız bir şekilde sivilleri, kadın ve masum çocukları acımasızca katlediyor” ifadesini kullandı.
İsrail’in, yüzde 80’i enkaz hâline gelen işgal altındaki topraklarda yasa dışı yerleşim ve işgal politikasını hiçbir kural, kaide, norm, ilke tanımadan günden güne yaygınlaştırdığını, her türlü insani yardım girişine engel olmak suretiyle açlığı bir silah olarak kullandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’de bir parça ekmek için, bir tas çorba almak için yemek kuyruğuna giren insanlar vahşi bir şekilde hedef alınıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de sivil yerleşim alanları, okullar, ibadethaneler, hastanelerin bombalandığının altını çizerek, “Vurulan hastanelerde ilaç ve tıbbi ekipman eksikliği had safhaya erişti. Gazzeli kardeşlerimiz çoğu zaman anestezi imkânından yoksun bir şekilde ameliyat edilmeye çalışılıyor. Bugün hastanelerinin zarar görmesinden şikâyet eden İsrail, uluslararası kuruluşların verilerine göre yalnızca Gazze’de, şimdiye kadar sağlık birimlerine 700’den fazla saldırı düzenledi. Gazze’de bombaladığı ve saldırdığı hastane sayısı 35’i buluyor. İsrail’in saldırıları sonucunda 1000’e yakın sağlık çalışanı şehit oldu. Gazze’deki sağlık altyapısının yüzde 94’ü zarar gördü. Hasta taşıyan ambulanslar dahi İsrail teröründen maalesef kurtulamadı. Yüzlerce sağlık çalışanı İsrail tarafından hapishanelerde esir tutuluyor” diye konuştu.
“Karşımızda, çeşitli bahaneler altında düzenlediği saldırılarla Gazze’nin sağlık altyapısını tamamen çökerten, insanlık düşmanı bir zihniyet var” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’yi, dünyanın en büyük toplama kampına çevirenlerin bugün kalkıp da insanlıktan, savaş hukukundan, savaş suçundan bahsetmesi sadece tutarsızlık değil aynı zamanda büyük bir utanmazlık ve pişkinliktir” ifadesini kullandı.
Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Biliyorum birileri çok ama çok rahatsız olacak fakat ben burada şu gerçeği açık açık ifade etmek durumundayım. Elbette Gazze’deki soykırımın birincil sorumlusu Netanyahu hükümetidir. Ancak Netanyahu ve cinayet şebekesinin katliamlarına tam 21 aydır ses çıkarmayanlar da kabul edelim ki bu suçlara ortak olmuşlardır. Beyaz kefenlere sarılı olarak soğuk betonlara sıra sıra dizilen o masum yavruların kanı, İsrail’in şımarıklığına destek verenlerin veya susanların da ellerine, yüzlerine, alınlarına bulaşmıştır. Netanyahu ve hükümeti hiçbir kural, hukuk, ahlak, sınır tanımadan aylardır şımarıkça işledikleri zulümler sebebiyle şimdiden adlarını Hitler gibi, Pol Pot gibi çağımızın zalimlerinin yanına utançla yazdırmışlardır. Bir başka gerçek şudur: hem Gazze’deki soykırım hem de İran ile olan çatışmalar maalesef süratle geri dönülmez noktaya doğru gitmektedir.”
“KORKUNÇ BİR FELAKET YAŞANMADAN ELLERİN TETİKLERDEN VE DÜĞMELERDEN ÇEKİLMESİ ŞARTTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık bu haydutluk ve cinnet hâlinin bir an önce son bulması gerektiğini vurgulayarak, “Daha fazla yıkım, kan, sivil kayıplar olmadan, bölgemizle birlikte Avrupa ve Asya’yı yıllarca etkileyebilecek korkunç bir felaket yaşanmadan ellerin tetiklerden ve düğmelerden çekilmesi şarttır. İsrail üzerinde tesir sahibi güçler, Netanyahu’nun oyununa gelmemeli ve nüfuzlarını savaşın derinleşmesinden değil, tüm bölgemizde ateşkes ve sükunetin tesisinden yana kullanmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin bu yönde atılacak her doğru, samimi adıma destek ve katkı vermeye hazır olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz insanlık tarihiyle yaşıt coğrafyamızda daha fazla kaos, çatışma, savaş, zulüm ve sivil ölümü görmek istemiyoruz. Her ne surette olursa olsun sivillerin, sivil yerleşim yerlerinin, okul, hastane ve ibadethanelerin hedef alınmaması gerektiğini savunuyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta gerek Suriye’de 13,5 yıl süren ihtilafta gerek Pakistan ile Hindistan arasındaki gerilimde gerekse İran’a karşı düzenlenen saldırılarda tavırlarının hep bu yönde olduğunu dile getirdi.
“Siyonist lobinin şahsımıza ve hükümetimize yönelik yıldırma politikalarına rağmen duruşumuzu asla bozmadık. Zalimin karşısında, mazlumun yanında saf tutmaktan asla çekinmedik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğru, adil ve hakkaniyetli olanı cesaretle savunmaktan imtina etmediklerini söyledi.
“HİÇBİR AYRIM YAPMADAN MAZLUM VE MAĞDURLARA SAHİP ÇIKIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimin ne dediğine değil, mazlum ve mağdurların ne dediğine baktıklarını dile getirerek, “Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Bugün de hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve mağdurlara sahip çıkıyoruz. Bugün de ‘barış’ diyoruz, ‘diplomasi’ diyoruz, ‘adalet’ diyoruz, ‘hürriyet’ diyoruz. Bugün de ‘Yaşasın Özgür Filistin.’ diyoruz” ifadesini kullandı.
İsrail’in saldırıları nedeniyle şehit olan 55 bini aşkın Filistinliye rahmet, aynı saldırılarda yaralanan 128 bin kişiye ise acil şifalar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak Filistin halkının, Gazzeli mazlumların yanında olduğumuzu bugün bir kere daha tüm dünyaya ilan ediyorum. Soykırımın başından beri ulaştırdığımız 100 bin tonu aşan yardımlarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla, resmî kurumlarımızla, diplomatlarımızla, insani yardım görevlilerimizle, basınımızla, 86 milyon olarak hepimiz Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. İnşallah Filistin’in her karış toprağında barış rüzgarları esene kadar yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gönül ve kültür coğrafyasının farklı köşelerinde yıllardır kanayan yaraların bir türlü sarılamadığını ve çekilen acıların dindirilemediğini söyledi.
“Açık ve net söylüyorum, mesele varsa mesul de vardır. Bu mesuliyetten kaçmaya çalışmak beyhude bir çabadır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan bunca trajediye, zulme, haksızlığa ses çıkarmayan kim varsa işlenen tüm bu suçlara ortak olduğunu dile getirdi.
“GÖRÜŞ AYRILIKLARIMIZI BİR KENARA BIRAKARAK DOSTLUK VE DAYANIŞMAMIZI GÜÇLENDİRMELİYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müslümanlar olarak daha fazla vakit kaybetmeden, imanımıza ve inancımıza yakışır şekilde, birlik ve beraberlik içinde, uhuvvet bilinciyle hareket etmemiz şarttır. Aramıza ekilen fitne tohumlarının yeşermesine fırsat vermeden, bilhassa bu kritik süreçte görüş ayrılıklarımızı bir kenara bırakarak dostluk ve dayanışmamızı güçlendirmemiz ihtiyaçtan da öte zorunluluktur” diye konuştu.
Vahdet olmadan rahmet olmayacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün nüfusu neredeyse 2 milyarı bulan İslam aleminin en temel sorunu imkânsızlık değil, vahdet eksikliğidir. Allah’a hamdolsun, her şeyimiz var. İnsan gücümüz, ekonomik kapasitemiz, yer altı, yer üstü kaynaklarımız var. Stratejik önemi yüksek coğrafyalarımız, güçlü savunma sanayimiz var. Tüm bunlara rağmen hak ettiğimiz yerde değilsek bunun sebebi bellidir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en büyük eksiklerinin birlik ve beraberlik olduğunu, bunun reçetesini İslam peygamberi Hz. Muhammed’in bir hadisi şerifinde “Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer” olarak açıkladığını aktardı.
“Derdimiz de davamız da işte budur” ifadeleriyle gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrışmayacaklarını, birbirlerine düşmeyeceklerini, araya sahte ve sanal duvarlar örmeyeceklerini kaydetti.
“KİMLİKLERİMİZDEN ÖTE, ÖNCE MÜSLÜMAN’IZ”
Kardeşlerini sadece Allah için sevip birbirlerine yoldaş olacaklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Unutmayın, inanıyorsanız muhakkak üstünsünüz. Bu müjdeye tüm kalbimizle inanacağız. Zorluklarla beraber mutlaka bir kolaylığın olduğundan asla şüphe etmeyeceğiz. Bilhassa sizlerin birlik olması, birlikte hareket etmesi, kenetlenmesi çok ama çok önemli. Şunu lütfen aklınızdan çıkarmayın; dillerimiz, renklerimiz, mezheplerimiz, kökenlerimiz farklı olabilir. Hepimizin devleti, milleti, doğup büyüdüğü topraklar farklı olabilir. Ekonomik statülerimiz, gelirimiz, eğitim seviyelerimiz farklı olabilir. Dünya görüşümüz, hayat tarzımız, fikri yapımız aynı şekilde farklı olabilir. Bunların hepsi kıymetlidir, anlamlıdır. Bizi biz yapan önemli hasletlerdir ama biz bu kimliklerimizden öte, unutmayın önce Müslüman’ız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanlığın en üst kimlik olduğunu, Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Latin Amerika’ya kadar nerede yaşanırsa yaşanılsın ortak paydalarının “din-i mübin-i İslam” olduğunu söyledi.
“Cenabı Allah’a kul, Habib-i Kibriya Efendi’mize ümmet olmaktan daha büyük bir şeref, daha büyük bir izzet bu dünyada olamaz. Allah’a sonsuz hamdüsenalar olsun” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin bununla müyesser olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondakilerin her birinden meseleye bu şuurla yaklaşmalarını isteyerek “Sizlerden, bilginizle, tecrübenizle, yüksek seciyeniz ve kardeşlik bilincinizle aynı vücudun birer uzvu gibi hareket etmenizi bekliyorum. Gençlerimizden, şu muhabbet halkanızı daha da genişletmenizi özellikle rica ediyorum. Tablo ortada… Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Mazlumun zalimden hesap soracağı, güçsüzün güçlüden hakkını alacağı, aydınlığın karanlığa galebe çalacağı günlerin çok yakın bir zamanda sizlerle birlikte geleceğine inanıyorum” değerlendirmesini yaptı.
İslam İşbirliği Gençlik Forumu’nun hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam İşbirliği Gençlik Forumu Büyük Gençlik Ödülü’nün şahsıma tevdi edilmesinden memnuniyet duyuyorum. Forumun düzenlenmesinde emeği geçen her bir kardeşime, programa teşrif eden her bir misafirimize tekrar teşekkür ediyorum. Ülkenize döndüğünüzde, ailelerinize ve dostlarınıza bizlerden selam götürmenizi istirham ediyorum” dedi.
Kur’an-ı Kerim okunan programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 29 Ocak 2009’da katıldığı İsviçre’nin Davos kasabasında Dünya Ekonomik Forumu (WEF) kapsamında “Gazze: Orta Doğu’da Barış Modeli” başlıklı paneldeki “one minute” çıkışını ve “Dünya 5’ten büyüktür” mesajlarını içeren tanıtım filmi de gösterildi.
Katılımcılar tarafından sık sık “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları atıldı, “Dünya 5’ten Büyüktür” yazılı pankart açıldı. Program sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben “Çocukluk aşkımsın” şarkısı da seslendirildi.
İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF) Başkanı Taha Ayhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Büyük Gençlik Ödülü’nü takdim etti.
Foruma; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Pakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Senatör Mohammad Ishaq Dar, Burkina Faso Dışişleri, Bölgesel İşbirliği ve Yurtdışı Burkinalılar Bakanı Karamoko Jean Marie Traore, Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Elmedin Konakoviç, KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Filistin Futbol Federasyonu Başkanı Jibril Rajoub, Çad Dışişleri, Afrika Bütünleşmesi ve Yurtdışında Yaşayan Çadlılar Bakanı Abdoulaye Sabre Fadoul ve Kamerun Dışişleri Bakanı Lejeune Mbella Mbella da iştirak etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bu destan kökü bu topraklarda olan cesur insanların ruhuyla birlikte vatanını da satan mankurtlara galip gelişidir. Bu destan milletçe bir ve beraber olduğumuzda ne denli iri, diri, güçlü ve yenilmez olduğumuzun en son örneğidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de “Zaferin Adı Türkiye” temasıyla düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz destanının 9. yıl dönümünde Gazi Meclis’te olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Ateşten gömlek giydikleri o imtihan gecesinde olduğu gibi yine güçlü bir şekilde omuz omuza vermiş, birbirlerine sıkıca kenetlenmiş durumda olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seyrettikleri videoda o meşum geceyi bir kez daha hatırladıklarını, acıyla, hüzünle öfkeyle birlikte dayanışmayı cesareti ve direnişi de tekrar gözlerinin önünden geçirdiklerini ifade etti.
İstiklal ve istikbale sahip çıkan, bu uğurda canlarını feda eden aziz şehitlerin ruhları için Fatiha Suresi okuduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rabbim dualarımızı, kahraman şehitlerimizin ruhlarına nail eylesin. 15 Temmuz gecesi cesur ve vakur bir tavırla hainlere karşı duran, gövdesini siper edip o hayâsız akını durduran, baş verip ama işgalcilere baş eğmeyen tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Yine o gece canlarını ortaya koyarak vatanına, devletine, ezanına bayrağına sahip çıkan tüm gazilerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Darbe girişiminin ilk anlarından itibaren sokakları, caddeleri, meydanları dolduran, havalimanlarına akın eden, geleceğine ve iradesine sahip çıkan; zilleti esaret, şehadeti nimet bilen tüm vatandaşlarıma aynı şekilde şükran duygularımı ifade ediyorum. O gece eli yüreğinde bizler için dua eden, nerede olursa olsun tepkisini güçlü bir şekilde ortaya koyan yurt dışındaki 7 milyon vatandaşımıza, gönül coğrafyamızın dört bir tarafında bize destek olan, Türkiye ve Türk milleti için kaygılanan dost ve kardeşlerimize de minnettarlığımı iletiyorum.”
“TÜRKİYE’NİN TÜRKİYE’DEN BÜYÜK OLDUĞU HAKİKATİ, 15 TEMMUZ GECESİ BİR KEZ DAHA ANLAŞILMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gece İstanbul’da okunan ezanların, Bursa’da yükselen salaların, Üsküp’te, Bakü’de Kahire’de yankılandığını dile getirdi.
Pakistan’dan Endonezya’ya, Bosna’dan Somali’ye binlerce kilometre ötede ellerin Türkiye için, Türkiye’nin selameti, kurtuluşu için semaya kalktığını, duaların Türkiye için edildiğini, Kur’anların Türkiye için okunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Dost ve kardeşlerimiz, dualarıyla direnişlerimize, gözyaşlarıyla zaferimize ortak oldular. Ufku ve vicdanı dünyanın dört bir yanına uzanan bu mübarek toprakların ışığı, yeryüzünün farklı köşelerini de aydınlattı. O gece millet olmanın şuuruna bir kez daha erdik. O gece ümmet olmanın ne manaya geldiğini bir kez daha gördük. O gece cihanşümul kardeşliğimizin sırrına bir kez daha vakıf olduk. Türkiye’nin Türkiye’den büyük olduğu hakikati, 15 Temmuz gecesi bir kez daha hem de çok güçlü bir şekilde anlaşılmıştır. Asırlardır şehit kanlarıyla sulanan bu topraklar, tarihe yön veren destanların yazıldığı topraklardır. Engin birikimiyle, müstesna seciyesiyle, taşıdığı güçlü imanla bu millet, tam bin yıldır mazlumlara umut, düşmanlara korku veren bir millettir. İşte o millet Çanakkale ve Millî Mücadele’den sonra 15 Temmuz gecesi canıyla, kanıyla, bütün varlığıyla kıyamete kadar iftiharla anılacak şanlı bir destan yazmıştır.”
Bu destanın, çıplak ellerin tanklara, uçaklara, bombalara karşı zaferi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu destan kökü bu topraklarda olan cesur insanların, ruhuyla birlikte vatanını da satan mankurtlara galip gelişidir. Bu destan milletçe bir ve beraber olduğumuzda ne denli iri, diri, güçlü ve yenilmez olduğumuzun en son örneğidir. Son nefesini 10 bin kilometre ötede vatansız olarak verdikten sonra tam da cibilliyetine yakışır şekilde bir çukura atılan FETÖ elebaşının kurduğu tuzak, 15 Temmuz gecesi milletimizin dik duruşuyla, cesur duruşuyla, kahramanca direnişiyle darmadağın olmuştur. FETÖ’cülerin ülkemizi sürüklemek istediği kirli bataklık, o gece sabaha kadar verilen kararlı mücadeleyle ebediyen kurutulmuştur. Milletimiz, göğsünü kurşunlara siper ederek sadece hain darbeyi boşa çıkarmakla kalmamış, aynı zamanda bir işgal girişimini de püskürtmüştür” diye konuştu.
“O GECE AKI DA KARASI DA GEÇİTTE BELLİ OLMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi, hem devlet hem de millet olarak alnımızın akıyla verdiğimiz zorlu sınav, tarihimizin en kritik dönemeçlerinden biri oldu” ifadesini kullandı.
O gece uğranılan büyük ihanetin tarihte eşinin benzerinin olmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “15 Temmuz milletimiz için bir turnusol kâğıdı vazifesi gördü. Atalarımızın sözüyle ifade edersek, o gece akı da karası da geçitte belli olmuştur. Bir yanda milletimiz tanklara, uçaklara, mermilere karşı kahramanca direnirken, diğer yanda birileri ‘geç bile kalınmıştı’ diyordu. Şehitlerimiz, gazilerimiz, bu milletin öz evlatları, asker üniforması giymiş teröristlere geçit vermezken kimileri bu kutlu direnişe ‘tiyatro’ diyor, ‘oyun’ diyor, ‘senaryo’ diyor; ahlaksızca ‘kontrollü darbe’ iftirası atıyordu. Birileri de güvenli evlerde, önlerine koyulan keyif kahvelerini yudumlayarak bekle gör stratejisi izliyordu. Bunları ve çok daha fazlasını o gece hep beraber yaşadık. Üstat Necip Fazıl’ın ‘Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir’ mısralarında anlamını bulan o derin tenakuza birlikte şahitlik ettik. Meydanlara koşanlar ile bankamatiklere koşanları, çıplak elleriyle darbeye direnenler ile darbecileri elleri patlayıncaya kadar alkışlayanları, gün vatana sahip çıkma günüdür diye öne atılanlar ile pusuya yatıp kimin kazanacağının hesabını yapanları gördük, yaşadık, bizzat tecrübe ettik. Şundan kimsenin şüphesi olmasın. Tüm bunlar, milletimizin hafızasında silinmemek üzere yerlerini almıştır. Darbeye alkış tutanlar, 15 Temmuz’da yazılan şanlı destana gölge düşürmeye çalışanlar, milletin zaferine çamur atanlar ve gidişata göre pozisyon alanlar emin olun daima utançla anılacaklardır. O gece burada bu yüce çatı altında millî iradeye sahip çıkanların isimleri de aynı şekilde milletimizin kalbine altın harflerle nakşedilmiştir.”
“EZELİ VE EBEDİ KARDEŞLİĞİMİZE GÜVENİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin sokakta kahramanca istiklalini savunurken milletvekillerinin de Meclis’te demokrasiye, milletin muazzez iradesine canları pahasına sahip çıktığını söyledi.
“Gazi Meclis’in şanına yaraşır bir şekilde tıpkı Millî Mücadele günlerinde olduğu gibi milletin emanetine gölge düşürmediniz. Siyasi parti ayırmaksızın o gece milletin istiklal ve istikbal mücadelesine destek olan tüm milletvekillerimize şahsım, milletim adına teşekkür ediyor, Cenabı Allah hepinizden razı olsun, diyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunu da çok açık ve net ifade etmek durumundayım; şehitlerimizin fedakârlıkları asla boşa gitmedi ve gitmeyecek. Gazilerimizin mücadeleleri asla boşa gitmedi ve gitmeyecek. Adım adım inşa ettiğimiz Terörsüz Türkiye inşallah onların eseri olacaktır. Ülkemiz yarım asırlık terör boyunduruğundan kurtuldukça her alanda şahlanışa geçecek; ekonomide, savunmada, kalkınmada, güvenlikte, iç ve dış politikada yepyeni bir dönem başlayacak. Terörsüz Türkiye, terörsüz bölgeye giden sürecin kilidini açacak. Türkiye Yüzyılı’nın inşası daha da hızlanacak. Çok kutuplu dünyada Türkiye’miz yeni bir kutup başı olarak inşallah hak ettiği yeri alacaktır. Bundan asla ve asla şüphe duymuyoruz. Çünkü biz milletimize güveniyoruz. Ezeli ve ebedi kardeşliğimize güveniyoruz. Demokrasimizin sorun çözme kapasitesine sonuna kadar güveniyoruz. TBMM’nin tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi tüm farklılıkları bir yana bırakıp dayanışma içinde ülkemizin terörden kurtulma mücadelesine de güçlü destek vereceğine yürekten inanıyorum.”
15 Temmuz şehitleriyle birlikte tüm şehitleri yâd eden ve gazilere hayırlı ömür temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiklaline aşık, böyle asil, aziz ve cesur bir millete hizmetkarlık yapmayı bizlere nasip eden Rabbime sonsuz hamdediyorum” dedi.
Törenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Meclis Başkanvekili Celal Adan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve eski Başbakan Tansu Çiller ile bir süre sohbet etti.
FETÖ; dini istismar ederek İslam diniyle alakası olmayan yeni bir siyasi, ekonomik ve toplumsal düzen kurmayı amaçlayan yasadışı bir yapılanmadır. Baskı, şantaj, tehdit, suikast, kumpas, casusluk, kara para aklama, yargı gücünü çıkarı için kullanma gibi pek çok suç teşkil eden faaliyet yürüten FETÖ, 15 Temmuz hain darbe girişiminde daha da ileri giderek milletimizin egemenlik haklarına, demokrasimize ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine doğrudan ve açıktan bir saldırı gerçekleştirmiştir.
15 TEMMUZ
15 Temmuz, milletimizin kararlılığıyla yazılan onurlu bir direnişin ve ölümsüz bir zaferin adıdır. Ve o zaferin adı, hiç şüphesiz Türkiye’dir. Cesaret timsali yürekler o gece, tanklara karşı dimdik durmuş, kurşunlara yürümüş, bölünmez bir bütün olarak karanlığa geçit vermemiştir.
Canı pahasına istiklâlini savunan bu yüce duruş, vatan toprağına imanla kazınmış bir iradenin ifadesidir.
Bu büyük birlik ve beraberliğin ilelebet sürmesini diliyor, aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz.
GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE
“Bir FETÖ’cü nasıl anlaşılır? “
Yalan söylemekte, Kumpas kurmakta, Dikizlemekte, Devlet imkanlarını örgüt için kullanmakta, Kamu ve insanların malına konmakta, adam öldürmekte uzmandır bunlar! merhamet ve vicdanları yoktur Makam mevki ve para için her şeyi yaparlar Hak yediler Soru çaldılar, insanlara kumpas kurdular, özellerini teşhir ettiler, o görüntülerle tüm istediklerini aldılar. İşyerlerine Kamu kurumlarına sitelere evlere kameralar kurdular hem insanları izlediler hem dinlediler insanların özel hayatlarına girdiler evlerine gizli kameralar kurdular bu yolla insanları ,şirketleri ,tehdit ettiler .her türlü yolsuzluğu yaptılar Bunlar ne kadar insanlık suçu varsa işledi hala işlemeye devam ediyorlar 40 yıl boyunca sinsi sinsi örgütlendiler. Suçsuz insanları kumpas kurup hapse attırdılar merhametsizler Türkiye’nin ve şirketlerin sırlarını sattılar Casusluk yaptılar. Devleti ele geçirmek için her şeyi yaptılar. Kaç masum insanın yuvasını yıktılar kim bilir? Nice esnafı iflas ettirdiler kurdukları kumpaslarla Mallarını ele geçirdiler Paravan holding ler kurdular insanların Mallarına el kondular. Karşı çıkanı da ölüme yolladılar… Vicdandan yoksun, gaddar, zalim merhamet yoksunudur bunlar Her türlü iftirayı atabilecek, her yalanı söyleyebilecek kadar zalimdirler. FETÖ terör örgütü kadar zalim, başka bir çete ne duyduk ne gördük! “FETÖ’ye bağlı Takım elbiseli Ticari teröristler”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin 68 gün boyunca 90 bin kilometre yol kat edeceğini ve 100 binden fazla yolcuyu taşıyacağını bildirdi. Bakan Uraloğlu, “Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak. Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin uğurlama töreninde konuştu. Bakan Uraloğlu, milletin tarihine altın harflerle kazınmış bir destanı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü anmak ve bu şuuru gelecek nesillere taşımak için bir araya geldiklerini kaydetti.
15 Temmuz 2016 gecesinin, bu toprakların gördüğü en karanlık gecelerden biri olduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Hain FETÖ mensupları, bu aziz milletin iradesine, bağımsızlığına ve geleceğine kastettiler. Tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle, milletin silahını millete doğrulttular. Millet Meclisi’mizi bombaladılar, sokaklarda masum canlara kıydılar. Ama unuttukları bir şey vardı: Bu millet, söz konusu vatan olduğunda, canını bir an bile düşünmeden feda eder! O gece, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Milletimizi meydanlara davet ediyorum!’ çağrısıyla, milyonlar sokağa döküldü. Kadın, erkek, genç, yaşlı demeden, ellerinde bayrakları, yüreklerinde imanları, tek bir ses oldular: Ya istiklal ya ölüm!”
“Bu Millet, Tankların Gücüne Değil, İmanının Gücüne İnandı”
TÜRKSAT’ta Ahmet Özsoy ve Ali Karslı gibi kahramanların, hainlerin yayınları kesme girişimini canları pahasına engellediğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Cumhurbaşkanımızın sesi milletimize ulaştı, milletimiz iradesine sahip çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın o tarihi gecede söylediği gibi: ‘Bu millet, tankların gücüne değil, imanının gücüne inandı!’ İşte o iman, o kararlılık, 40 yıllık hain planları bir gecede yerle bir etti. 15 Temmuz, milletimizin yeniden diriliş destanıdır. Bu destan, ‘Zaferin adı Türkiye’ diye yazılmıştır!” dedi.
68 Gün Boyunca 90 Bin Kilometre Yol Kat Edecek
Bu destanı yaşatmak, o geceki ruhu yeniden hissettirmek için, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TCDD Taşımacılık Genel Müdürlüğü eliyle giydirilen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Treni’ni uğurladıklarını belirten Bakan Uraloğlu, trenin 68 gün boyunca, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Eskişehir, Konya-İstanbul, Eskişehir-İstanbul ve Ankara-Karaman hatlarında, tam 90 bin kilometre yol kat edeceğini söyledi. Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“100 binden fazla yolcuyu taşıyarak, geçtiği her istasyonda, her şehirde, her yürekte 15 Temmuz’un ruhunu yeniden canlandıracak. Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak.”
Güzergâhında; Ankara, Eskişehir, Konya, Karaman, Bilecik, İzmit ve İstanbul’da milyonlarca vatandaşın, trenin üzerindeki mesajlarla o kahramanlık destanını bir kez daha yâd edeceğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” açıklamasında bulundu.
“Milletimizin Yolunu Açmanın Gururunu Yaşıyoruz”
15 Temmuz’un, ikinci Kurtuluş Savaşı olduğunu söyleyen Bakan Uraloğlu, o gece, milletin bir kahramanlık destanı yazarak; 251 vatan evladının şehadet şerbeti içtiğini 2 bin 740 gazinin ise bu büyük zaferin simgesi olduğunu kaydett. Bakan Uraloğlu, “Onlar, bu vatanın istiklalini, çocuklarımızın geleceğini, milletimizin onurunu korudu. Bizler de demiryollarımızın 168 yıllık köklü mirasıyla bu aziz vatanın her karışına hizmet etmenin, milletimizin yolunu açmanın gururunu yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’un adsız kahramanlarını, vatan için can veren tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anan ve gazilere şükranlarını sunan Uraloğlu, “Cenab-ı Allah bu millete bir daha böyle acılar yaşatmasın. Birliğimiz, dirliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun. ‘Zaferin Adı Türkiye!’ diyerek, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Trenimizin yolunun açık olmasını diliyor, tüm yolcularımıza hayırlı yolculuklar diliyorum. Yolumuz ve bahtımız açık olsun.” dedi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.