Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kınalı-Malkara Otoyolu’nun 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu’nun İstanbul’a kadar ulaşmasını sağlayacağını bildirdi. Bakan Uraloğlu, yol sayesinde İstanbul-Tekirdağ arasının 1 saatin altına, İstanbul-Çanakkale arasının ise 2 saate düşeceğini kaydetti. Uraloğlu, “Kınalı-Malkara Otoyolu’nun tamamlanmasıyla Osmangazi, Yavuz Sultan Selim ve 1915 Çanakkale Köprüsü arasında kesintisiz otoyol bağlantısı sağlanacak.” dedi.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yıl dönümünde düzenlenen törenle, Kınalı-Malkara Otoyolu Projesi’nin temeli atıldı. Tören, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katılımlarıyla gerçekleşti.
1915 Çanakkale Köprüsü’nden Yaklaşık 7 Milyon Araç Geçti
Bakan Uraloğlu, törende yaptığı açıklamada, Çanakkale Zaferi’nin 107’nci yıldönümünde Cumhuriyet tarihinin en büyük ulaştırma projelerinden biri olan Malkara-Çanakkale Otoyolu ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nü hizmete açtıklarını anımsattı. Uraloğlu, açıldığı günden bu yana yaklaşık 7 milyon aracın köprüden geçiş yaptığını da belirterek “Son 23 yıl içerisinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ülkemize 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu gibi daha nice eserler kazandırdık. Yenilerine de devam ediyoruz.” dedi.
Çanakkale’nin Ulaşım ve İletişim Altyapısına 218 Milyar Lira Yatırım
Uraloğlu, 2002 yılından bu yana ulaştırma ve altyapı bakanlığı olarak Çanakkale’nin ulaşım ve iletişim altyapısı için yaklaşık 218 milyar lira yatırım gerçekleştirdiklerini dile getirerek sözlerine şu şekilde devam etti:
“20 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 438 kilometreye, bitümlü sıcak karışım kaplamalı yol uzunluğunu ise 45 kilometreden 671 kilometreye çıkardık. Çanakkale’de hiç tünel yoktu, 16 bin 771 metre uzunluğunda 6 adet tünel inşa ettik. Assos ve Troya Tünellerini açarak onlarca keskin virajı barındıran Kaz Dağları’nı sürücülerin korkulu rüyası olmaktan çıkardık. Kaz Dağlarındaki ulaşım süresini 50 dakikadan 5 dakikaya indirerek Çanakkale ve İzmir limanlarının hinterlandında bulunan lojistik karayolu altyapısını güçlendirdik.”
Cumhuriyetin 100. yılında Gelibolu-Eceabat Yolu bünyesinde inşa edilen Eceabat tünellerini hizmete açtıklarını da anımsatan Uraloğlu, “Gelibolu-Eceabat Yolu ile Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’na hızlı, güvenli ve konforlu bağlantı sağladık. Tünellerle doğal, tarihi ve arkeolojik sit alanları ile bölgenin dokusunun korunması sağlarken mevcut güzergahı da 900 metre kısaltarak, seyahat süresini 45 dakikadan 25 dakikaya düşürdük. Geçen yıl Bayramiç- Etili Çevre Yollarını açarak Çanakkale’nin ilçeleri arasındaki ulaşım standardını yükselttik. Sarıcaeli-Teknopark Farklı Seviyeli Kavşağı ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Teknopark Yerleşkesine ve Sarıcaeli Köyü’ne hızlı ve yüksek standartlı erişim sağladık.” şeklinde konuştu.
1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu’nun İstanbul’a Kadar Ulaşmasını Sağlayacak
Bakan Uraloğlu, bugün de 2022 yılında hizmete sunulan 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu’nun İstanbul’a kadar ulaşmasını sağlayacak Kınalı-Malkara Otoyolu yapım çalışmalarını başlatmanın gurur ve heyecanını yaşadıklarını söyleyerek “Kınalı-Malkara Otoyolumuzu; 3 geliş ve 3 gidiş 6 şeritli olarak 107 kilometre ana gövde ve 2 geliş ve 2 gidiş 4 şeritli olarak 20 kilometre bağlantı yolu olmak üzere toplamda 127 kilometre uzunluğunda projelendirdik. Proje kapsamında ayrıca; bin 29 metre uzunluğunda 16 adet köprü, 2 bin 872 metre uzunluğunda 56 adet üstgeçit, 2 bin 141 metre uzunluğunda 33 adet altgeçit, 9 adedi otoyol ve 8 adedi devlet yolunda olmak üzere 17 adet kavşak, 6 adet otoyol hizmet tesisi, 9 adet ücret toplama istasyonu da inşa edeceğiz.” şeklinde konuştu.
“İstanbul-Tekirdağ Arasındaki Ulaşım Bir Saatin Altına Düşecek”
Kınalı-Malkara Otoyolu tamamlandığında mevcut haliyle 132 kilometre uzunluğunda hizmet veren İstanbul-Tekirdağ arası yolun 18 kilometre kısalarak 114 kilometreye düşeceğini belirten Uraloğlu, “Yine devlet yolu ile 334 kilometre kat edilerek geçilen İstanbul-Çanakkale arası ise otoyol üzerinden 280 kilometreye inecek. İstanbul-Tekirdağ arasındaki ulaşım bir saatin altına, İstanbul-Çanakkale arası ulaşım süresi ise 3,5 saatten 2 saate düşecek.” ifadelerini kullandı.
Böylece zamandan 2,3 milyar lira, akaryakıttan 377 milyon lira olmak üzere yıllık yaklaşık 2,7 milyar lira tasarruf edileceğine dikkati çeken Uraloğlu, “Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu da 23 bin ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağlayacağız. Kınalı-Malkara Otoyolu’nun tamamlanmasıyla Marmara Otoyol Ringinin kuzey cephesi tamamen birleşmiş olacak ve Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve 1915 Çanakkale Köprüsü arasında kesintisiz otoyol bağlantısı sağlanacak.” açıklamasında bulundu.
Marmara Denizi Çevresinde Bin 255 Kilometrelik Otoyol Ağı Planlandı
Türkiye ekonomisinin en gelişmiş bölgesi olan ve nüfusun önemli bir bölümünün yaşadığı Marmara ve Ege Bölgelerindeki limanlar, demiryolu ve hava ulaşım sistemlerinin karayolu ulaşım projeleri ile entegrasyonunu güçlendirmek için; Marmara Otoyol Ringi kapsamında Marmara Denizi’nin çevresinde toplam bin 255 kilometre uzunluğunda bir otoyol ağı planladıklarını da belirten Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu kapsamda bugüne kadar, 398 kilometrelik Kuzey Marmara Otoyolu’nu tamamladık. 426 kilometrelik İstanbul-İzmir Otoyolu’nu hizmete açtık. Son olarak 1915 Çanakkale Köprüsü’nü de kapsayan 101 kilometrelik Malkara-Çanakkale kesimini 2022 yılında açtık. Yani Marmara Otoyol ringinin 925 kilometrelik kesimi trafiğe hizmet ediyor. Sizlerle birlikte şu anda Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale Otoyolu’nun 127 kilometrelik Kınalı-Malkara Kesiminde çalışmaları başlatıyoruz. Marmara Otoyol Ringini tamamlayacak son parça olan 136 kilometrelik Çanakkale-Savaştepe kesimini de önümüzdeki süreçte hayata geçirmeyi planlıyoruz.”
Trafik Yükü Marmara Denizi’nin Batı Kıyısından Güney Yönüne Doğru Dengelenecek
Marmara Ringinin, Türkiye’nin ulusal kalkınma hamlesinde önemli rol oynadığını da vurgulayan Uraloğlu, “Bu ringin ilk etabı olan Kuzey Marmara Otoyolu ile İstanbul’un, Avrupa ve Anadolu arasında üstlendiği ağır transit trafik yükü hafiflemiştir. Otoyol ringinin tamamlanmasıyla da Batı Anadolu boyunca halen İstanbul merkezli doğu-batı aksı üzerinde yoğunlaşan trafik yükü Marmara Denizi’nin batı kıyısından güney yönüne doğru dengelenecektir.” dedi.
Uraloğlu, Trakya ve Batı Anadolu’daki sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinin ivme kazanacağını da belirterek daha hızlı ve daha düşük maliyetli yük taşımacılığı, üretken nüfus barındıran bu bölgelerin ekonomik faaliyetlerini de güçlendireceğini ifade etti. Uraloğlu, ayrıca olası bir İstanbul depreminde İstanbul’un batısındaki tahliyelerin gerçekleşmesinde 1915 Çanakkale Köprüsü’nün daha etkin kullanılmasının sağlanacağını da söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, restorasyonu tamamlanan Kireçburnu Gümrükçü İshak Ağa Camii’nin açılışını gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyonu tamamlanan Sarıyer’deki Kireçburnu Gümrükçü İshak Ağa Camii’nde cuma namazını kıldı.
Namazın ardından caminin açılışını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Hz. Muhammed’in güneşin doğduğu en hayırlı gün olarak nitelendirdiği cuma gününü tebrik ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet-i Aliyye’de gümrük eminliği başta olmak üzere pek çok farklı vazifede bulunan ve caminin de banisi olan merhum İshak Ağa’yı rahmetle, şükranla yâd ettiğini belirtti.
Sırtını iki asırlık maziye yaslayan kıymetli ibadethanenin yapımında emeği geçen tüm büyükleri, caminin tüm hamilerini de minnetle andığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığı dönemde dördü Beykoz’da biri ise burada beş adet çeşmeyi İstanbulluların istifadesine sunan merhum İshak Ağa, Boğaz’ın gerdanına bir inci gibi kondurduğu bu güzel camiyi de milletimize kazandırmıştır. Aslına uygun olarak inşa ve restore edilen Gümrükçü İshak Ağa Cami’miz 304 metrekare kapalı alana sahiptir. Fevkani mescit olarak düzenlenen camimizde 120’si alt katta, 170’i ise üst katta olmak üzere aynı anda 290 kişi ibadet edebilecektir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun ve titiz bir çalışmanın eseri olarak yeniden İstanbulluların hizmetine sunulan Gümrükçü İshak Ağa Camii’nin hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.
Hayırseverler başta olmak üzere caminin yapımında görev alan yüklenici firmaya, işçi, mimar ve mühendislere şahsı ve milleti adına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu güzel camide kılınacak namazların, edilecek duaların, okunacak ezanların ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen, “Uluslararası Aile Forumu”nun gala yemeğine katıldı.
Gala yemeğinde konuşan Emine Erdoğan, Uluslararası Aile Forumu’nda katılımcılarla bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Bu anlamlı buluşmaya gösterilen yoğun ilginin son derece umut verici olduğunu kaydeden Emine Erdoğan, “İnanıyorum ki derdimiz de tasamız da ortak. Hepimiz, aileye yönelik tehditlerin fazlasıyla arttığı günümüzde onu korumak arzusundayız” diye konuştu.
Emine Erdoğan, tam da bu nedenle forumun, bu ortak gayelerini gerçekleştirmek için güçlü bir dayanışmanın ilk adımı olacağına inandığını belirterek, katılımcılara geldikleri için teşekkür etti, yurt dışından gelen misafirlere ise “Türkiye’ye hoş geldiniz, sefalar getirdiniz” dedi.
“AİLE TOPLUMUN EN TEMEL YAPITAŞIDIR”
Emine Erdoğan, insanın yaşam serüvenin ailede başladığını ifade ederek, “Hayatı ve hayata dair tüm kavramları, değerleri, duyguları ailede öğreniriz. Dolayısıyla aile, toplumun en temel yapıtaşıdır. Aynı zamanda çocukların okulu, hastaların şifahanesi, yaşlıların huzurlu limanı ve tüm mensuplarının en güvenli sığınağıdır. Bu anlamda aile, devletin de en önemli paydaşıdır. Çocuk eğitiminden, yaşlıların bakımına kadar nice sorumluluğu aile üstlenir” şeklinde konuştu.
Bu görevlerin toplumsal bir soruna dönüşmeden aile içinde yerine getirildiğini kaydeden Emine Erdoğan, şunları söyledi: “Çünkü aile birliğinin temelinde kader birliği vardır. Bunun yanında somut olmayan kültürün tüm öğeleri, gelenekler, örf ve adetler, yeni kuşaklara aile yoluyla aktarılır. Böylece medeniyet mirası korunur. Aynı şekilde, çocuklara millî kimliğin kazandırılması da ailede gerçekleşir. Nasıl ki bir çiçeği çoğaltmak için dalı suda köklendiriyorsak, aile de medeniyet mirasının köklendirildiği kadim bir sudur. Aile dimdik ayakta kalır, sağlığını, mukavemetini korursa, toplum da dirayetli olur.”
Emine Erdoğan, bu yüzden toplumların kaderinin, aile kurumunun kaderine bağlı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Fakat sizler de biliyorsunuz ki aileye yönelik küresel tehditlerin çemberi gittikçe daralıyor. Ailenin geleneksel yapısında çözülmeler meydana geliyor. Toplumlar bir erime potasına atılmaya çalışılıyor. Tüm bu girişimler ahlaki ve manevi değerlerimizi hedef almaktadır. Zira bizi bu olumsuz dış etkilere dirençli kılan millî kimliğimizdir. Bunun ötesinde aile kurumunu ifsat etmek isteyen mekanizmaların, çocuklarımızın zihinlerini fethetme peşinde olduğunun da farkındayız. Bu, bir anlamda kaleyi içten fethetmektir.”
“AİLE TÜM DÜNYADA TOPLUMLARIN ORTAK DEĞERİ, TÜM DİNLERİN KUTSALIDIR”
Emine Erdoğan, bugün uzmanların, çocukların ekran karşısında altı saatten fazla vakit geçirdiğini söylediğini kaydederek, “Her türlü zararlı ideolojiye, aile birliğini hedef alan yaşam tarzlarına ve hatta istismara açık hâldeler. Bunun faturası dünyanın her yerinde, kendi öz kültürlerine yabancılaşmış genç nesiller olarak kesiliyor” değerlendirmesini yaptı.
Teknoloji bağımlılığının yetişkinler için de yaygın bir sorun olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “Her yaştan insan ‘dikkat ekonomisinin’ ürünleri hâline geldi. Gerçekten üzülerek ifade ediyorum ki toplumlar gittikçe artan bir seyirle, sosyal medya mecralarına odaklı yaşamlar kuruyorlar. Bu yüzden bazı ülkelerde insanlar hayatla yeniden bağ kursun diye ‘çevrimdışı kafeler’ açılıyor. Dijital detoks yapmak isteyenler buraya gelip, bir kitaba ya da el işine konsantre olmayı yeniden öğreniyorlar. Yüz yüze sohbet etmenin tadına varıyorlar. Sanal dünyada kaybolmadan önce, hayatın ne kadar organik ve ne kadar insani olduğunu hatırlıyorlar. İşin bu boyutlara gelmiş olması gerçekten çok üzücü, değil mi? Şu inkâr edilemez bir gerçek ki şapkamızı önümüze koymamızın, aile kurumunu destekleyecek politikaları artırmamızın vakti gelmiştir. Çünkü aile tüm dünyada, toplumların ortak değeri, tüm dinlerin kutsalıdır.”
Emine Erdoğan, bu nedenle 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini kaydederek, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın üniversitelerden sivil topluma kadar tüm paydaşlarıyla çok yönlü çalışmalar sürdürdüğünü, evlilik yardımları, çocuk yardımları ve aileye yönelik indirimler gibi sosyal desteklerle aile birliğini güçlendirdiklerini dile getirdi.
Geçen yıl UNICEF tarafından örnek proje gösterilen “Gönül Elçileri Projesi” ile birçok çocuğun artık koruyucu ailelerinin yanında olduklarını aktaran Emine Erdoğan, “2002’de koruyucu aile yanındaki çocuk sayısı 515 iken, bugün 10 bin 617 çocuğumuz sıcak yuvalarda, şefkatli kucaklarda büyüyorlar” dedi.
Emine Erdoğan, fakat aynı şeyi savaş bölgelerindeki çocuklar için söyleyemediklerini ifade ederek, “7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de tüm fertleriyle 2 bini aşkın aile yok oldu. Onlardan geriye, yardım çağrılarını duymayan dünyaya gülümsedikleri fotoğrafları kaldı. Yalnızca bir ferdi hayatta kalan Filistinli aile sayısı ise 5 bin civarında. Aile birliğinin önemine binaen toplandığımız bu anlamlı forum aracılığıyla, bu gerçeğin uluslararası toplumda yankı bulmasını diliyorum. Unutmayalım ki ailenin korunması evrensel bir haktır” diye konuştu.
“TÜRK KÜLTÜRÜNÜN RUHU, NESİLLERİN BİR ARADA OLDUĞU GENİŞ AİLELERDİR”
Ailenin Türk toplumundaki yerinin son derece müstesna olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk kültürünün ruhu, nesillerin bir arada olduğu geniş ailelerdir. Dinimize göre de aile, tüm faziletlerin öğrenildiği ilk adrestir. İnsanın yeryüzündeki cennetidir. Ailenin temeli muhabbet ve merhamet, amacı ise sekinettir. Aile büyüklerimize karşı sorumluluklarımızı hürmetle yerine getirmek, bizim dinimizde kulluk görevi sayılır. Kişinin ailesinin rızkı için çalışması ibadet hükmüne geçer. Ne mutlu ki toplum olarak ailemizin bu karakterini ve kutsal konumunu hâlâ canlı tutabiliyoruz. Şahsen istisnasız herkesin, aile olmanın manevi lezzetine ve insana kattığı huzura çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.”
Emine Erdoğan, Harvard Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, insan mutluluğunun sırrının güçlü ve sürdürülebilir ilişkiler kurabilmesinde saklı olduğunu belirterek, güçlü aile bağlarının beraberinde yaşam doyumunu ve iyi olma hâlini getirdiğini söyledi.
Okulda ve işte başarı, psikolojik direnç, kendini güvende hissetme ve tamamlanmış bir anlam arayışının da güçlü bir aileyle mümkün olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, “O nedenle aile kurumunun yaşatılmasının en etkili formülünün, geleneklere sahip çıkmak olduğu inancındayım” dedi.
Emine Erdoğan, sofra başında toplanmaktan, birlikte kaliteli zaman geçirmekten ve akraba ziyaretlerinden geri durulmaması gerektiğini kaydederek, “Evlenme yaşını ileri atan bahanelere ve felaket kehanetleriyle doğum sayılarının geriletilmesine geçit vermemeliyiz. Yaşlı ve yalnızlaştırılmış bir dünya insanlığın kaderi olmamalıdır. El ele vererek güçlü ve müşterek bir söylemle, aileyi dünyada yeniden hak ettiği saygın konuma yükseltebiliriz. Aile hususunda sizlerle gönül birliğimiz olduğunu biliyor, iş birliğine de açık olduğumuzu belirtmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
15 ÜLKE TEMSİLCİSİ “KÜRESEL SIFIR ATIK İYİ NİYET BEYANI”NI İMZALADI
Programda, 15 ülke temsilcisi 2023’te BM 78. Genel Kurulu’nda küresel imzaya açılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk imzacısı olduğu “Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”na imza attı.
Beyanı, ülkeleri adına, Filistin Sosyal Kalkınma Bakanı Samah Hamad, Nijerya Kadın İşleri Bakanı Imaan Sulaiman Ibrahim, Senegal Aile ve Dayanışma Bakanı Maimouna Dieye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Kırgızistan Çalışma, Sosyal Koruma ve Göç Bakanı Ravshanbek Sabırov, Malezya Kadın, Aile ve Toplum Geliştirme Bakanı Nancy Shukrı, Karadağ Sosyal Refah, Aile Bakımı ve Demografi Bakanı Damir Gutic, Gine Kadın, Çocuk ve Korunmasız Kişilerin Güçlendirilmesi Bakanı Charlotte Daffe Toure, Kongo Cumhuriyeti Sosyal İşler, Dayanışma ve İnsani Yardım Bakanı Irene Marie Cecile Mboukou Kimbatsa Nee Goma, Sırbistan Cumhuriyeti Kadın-Erkek Eşitliği, Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ile Kadınların Ekonomik ve Siyasi Güçlenmesinden Sorumlu Bakan Tatjana Macura, Özbekistan Başbakan Yardımcısı Zulayho Mahkamova, Kazakistan Çalışma ve Halkın Sosyal Koruması Bakan Yardımcısı Olzhas Seitbattalovich Anafin, Endonezya Nüfus ve Aile Kalkınması Bakan Yardımcısı Ukik Kusuma, Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk İşleri Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova ve Moğolistan Aile, Çalışma ve Sosyal Koruma Bakanlığı Müsteşarı Munkhzul Lkhagvasuren imzaladı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, günün anısına Emine Erdoğan’a aile ağacının resmedildiği tablo hediye takdim etti.
Emine Erdoğan, programa katılan medya temsilcileriyle bir süre sohbet ettikten sonra fotoğraf çektirdi.
Emine Erdoğan, sosyal medya hesabından foruma ve gala yemeğine ilişkin paylaşımda da bulundu.
Emine Erdoğan, paylaşımında; “Aile, insanlığın en eski, en kadim ve en kıymetli hazinesidir. Nesillerin devamı, toplumların huzuru ve insanlığın umudu, sağlıklı ve güçlü aile yapılarıyla mümkündür. Bu inançla, Uluslararası Aile Forumu’nun gala gecesinde, dünyanın farklı köşelerinden gelen kıymetli bakanlar ve uluslararası kuruluşların temsilcileriyle bir araya gelmekten memnuniyet duydum” ifadelerini kullandı.
Forumda, geleceğin güçlü toplumlarını inşa etmek için aile kurumunun karşı karşıya olduğu meydan okumaları ele aldıklarını ve çözüm yollarını birlikte düşündüklerini vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “Öyle ki fikir ve tecrübe paylaşımının, aileyi koruma, gelecek nesillere sağlıklı bir toplum bırakma yolunda hayati olduğu bir gerçek. Zira aileyi yaşatmak, dünyayı yaşatmaktır. Ülkemizin öncülüğünde gerçekleşen önemli forumun, aileyi merkeze alan daha adil, daha sürdürülebilir bir gelecek için güçlü bir adım olduğuna yürekten inanıyorum. Ortak değerler etrafında birleştiğimiz bu anlamlı buluşma vesilesiyle de Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’nı imzalayarak, yalnızca aileyi değil, dünyamızı da koruma iradesi sergileyen tüm kıymetli katılımcılara en içten teşekkürlerimi sunuyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmî Zirvesi vesilesiyle bulunduğu Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile bir araya geldi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.