Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 23. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi yönetme mesuliyetini devraldığımız andan itibaren milletimize karşı görevlerimizi hakkıyla yerine getirmenin çabasındayız. Problemlerin karmaşıklığı karşısında ürken, çekinen, korkan değil tam tersine ne kadar büyük olursa olsun meselelerin üzerine cesaretle giden ve çözüme odaklanan bir anlayışla hareket ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen 23. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına vatandaşları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün mutluyuz, gururluyuz. AK Parti ailesi olarak bugün heyecanlıyız. 23’üncü yaşımıza ulaşmanın sevincini yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek revan oldukları millete hizmet yolunda bugün 23’üncü yılı devirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 23’üncü yaş gününü kutladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Ağustos 2001’den bu yana, tam 23 yıldır AK Parti’nin ülkeye ve millete hizmet sancağını iftiharla taşımış parti kurucularına, genel başkanlarına, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerine, bakanlara, milletvekillerine ve partinin bugünlere gelmesinde emeği, alın teri, desteği olanlara teşekkür etti.
Binlerce yıllık bu sevdaya gönül veren, bu büyük yolculuğa eşlik edenlere şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rahmet-i Rahman’a kavuşan, bugün aramızda olmayan mensuplarımızı, gönüldaşlarımızı, dava ve yol arkadaşlarımızı rahmetle yâd ediyorum. Rabbim hepsinin ruhlarını şad, mekânlarını cennet eylesin” dedi.
En büyük teşekkürü milletin hak ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Pınarhisar’dan çıktığımız andan itibaren bizi aşkla bağrına basan, kuruluşumuzdan bu yana bizi çok güçlü biçimde destekleyen, girdiğimiz her seçimde, karşılaştığımız her sıkıntıda, maruz kaldığımız her saldırıda dimdik yanımızda duran necip milletimin her bir ferdine, şahsım ve partim adına teşekkürlerimi arz ediyorum. Böyle bir milletin mensubu ve hizmetkârı olmaktan bahtiyarlık duyuyoruz. Bizlere, Türkiye’ye, Türk milletine ve tüm insanlığa hizmet etme imkânını bahşeden ve bu güzelliği yaşatan Rabbimize sonsuz hamdediyoruz. AK Parti’nin 23’üncü yaşının, ülkemize, milletimize, demokrasimize ve tüm insanlığa hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.”
AK Parti’nin, bundan 23 sene önce milletin umudu olarak, bizatihi millet tarafından kurulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman söylüyorum, 14 Ağustos 2001’de biz o güne kadar dalga dalga büyüyen bir gönül hareketinin sadece tabelasını astık” diye konuştu.
“KARAMSARLIK GİRDABINDA SÜRÜKLENEN BİR MİLLETİN UMUTLARINI YENİDEN DİRİLTTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kefenimizi giyerek başlattığımız ‘büyük ve güçlü Türkiye’ mücadelesinde milletimize emanetinin emin ellerde olacağının sözünü vermiştik. Gerekirse kendimiz bedel ödeyeceğiz fakat aziz milletimize asla bedel ödetmeyeceğiz demiştik. Yine 23 sene önce problemlerin altında ezilen Türkiye’ye, meselelerimiz çözümsüz değildir öz güvenini aşıladık. Türkiye’nin kutuplaştığı, Türk siyasetinin kendine çıkış yolu aradığı bir dönemde muhafazakâr demokrat kimliğimizle milletimizin ruh köküne sadık kalarak ülkemizin kronik sorunlarını çözmeyi vadettik. Bir dip dalga hareketi olarak doğan, kurulan, büyüyen AK Parti çok kısa sürede milyonların umudu hâline dönüştü. Gittiğimiz her yerde büyük bir coşkuyla karşılandık. 7’den 70’e, toplumun her kesiminden muazzam bir teveccüh gördük. Yorulmuş, tükenmiş, gelecekten ümidini kesmiş, karamsarlık girdabında sürüklenen bir milletin umutlarını yeniden dirilttik.”
Milletin AK Parti’de yıllar sonra kendini gördüğünü, kendi değerlerini temsil eden samimi, liyakatli, gayretli ve Türkiye sevdalısı kadroları bulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuruluşumuzun üzerinden yalnızca 14 ay geçmişken, aziz milletimizin takdiriyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu, işte bu yüce ruhla üstlendik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi yönetme mesuliyetini devraldığımız andan itibaren milletimize karşı görevlerimizi hakkıyla yerine getirmenin çabasındayız. Problemlerin karmaşıklığı karşısında ürken, çekinen, korkan değil tam tersine ne kadar büyük olursa olsun meselelerin üzerine cesaretle giden ve çözüme odaklanan bir anlayışla hareket ediyoruz. Aşkla çalışan yorulmaz, bize yorulmak, pes etmek yakışmaz diyoruz” diye konuştu.
“OYUNLARI BOZARAK BUGÜNLERE GELDİK”
Bugüne kadar nice engelle karşılaştıklarını, yol boyunca nice badireler atlattıklarını, kendilerini hizmetten, çalışmaktan, üretmekten alıkoymak isteyen nice sinsi senaryolarla muhatap olduklarını, sokak olaylarından vesayet girişimlerine, kanlı darbe teşebbüslerinden terör eylemlerine kadar pek çok tehditle mücadele ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’nın göbeğinde “Ordu göreve” pankartları açarak alenen darbe çığırtkanlığı yapıldığını belirtti.
Gazete kupürleri marifetiyle AK Parti’yi kapatmaya kalktıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “367 diye bir şey uydurarak Meclis’in iradesine ipotek koymak istediler. Cumhuriyet mitingleriyle insanımızı kışkırttılar, Gezi olaylarında üç beş ağacın taşınmasını bahane ederek sokaklarımızı ateşe verdiler. PKK’sından FETÖ’süne, DEAŞ’ından DHKP/C’sine varıncaya kadar yularını ellerinde tuttukları bütün taşeronları üzerimize saldılar. 17/25 Aralık’ta emniyet yargı teşkilatlarımıza sızan haşhaşileri, 15 Temmuz gecesi Silahlı Kuvvetlerimiz içindeki hainleri kullanarak, milletin iradesine çökmeye kalkıştılar.
Her seçim döneminde sandığın itibarına gölge düşürmek, kitleleri karşı karşıya getirmek için sayısız yola başvurdular. Türkiye ne zaman kendini toparlasa, ne zaman ekonomide kabuğunu kırmaya çalışsa bir bahane üretip bizi yolumuzdan çevirmeye çalıştılar. Allah’a hamdolsun bunların hiçbirine eyvallah etmedik. Önce Allah’ın yardımı, sonra aziz milletimizin duası ve desteği sayesinde oyunları bozarak, kirli senaryoları parçalayıp atarak bugünlere geldik. Şunu bugün bir kez daha memnuniyetle ifade etmek isterim, 14 Ağustos 2001 tarihinde büyük bir heyecanla yola revan olurken milletimize verdiğimiz sözleri tutmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Şimdi bugün, partimiz 23. yaşını kutluyor. Kasım ayında, kesintisiz iktidarımız 22 yılı doldurmuş olacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yılı iktidarda olmak üzere 23 yılın her safhasını iş yapmakla, hizmet ve eser üretmekle, milletin dertlerine derman bulmakla geçirdiklerini belirterek, “23 yıl boyunca ‘Halka hizmet, Hakk’a hizmettir’ düsturuyla hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz milletimiz için çalıştık, ter döktük. Türkiye’yi nereden alıp nereye getirdiğimizi milletimiz çok iyi biliyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışındaki gurbetçilerin, memleketlerine her gelişlerinde Türkiye’de yaşanan devasa değişime bizzat şahitlik ettiğini söyledi.
Emekliler, memurlar, işçiler, sanayiciler ve kadınların Türkiye’nin kalkınma ve demokrasi hamlelerinin en yakın tanığı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gönül coğrafyamızdaki mazlum ve mağdurlar, son 23 yılda güçlenen, kadim değerleriyle barışan Türkiye’nin ne demek olduğunun idrakindedir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, elini vicdanına koyup objektif değerlendirmeler yapan hemen herkesin, AK Parti’nin Türkiye’ye kazandırdıklarının hakkını teslim ettiğini anlattı.
Partisinin 23’üncü kuruluş yıl dönümü vesilesiyle çok kısa bir hatırlatma yapmak arzusunda olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle 2001’den sonra doğan ve iktidarları döneminde yetişen gençlerin bu hatırlatmayı dikkatle dinlemelerini rica etti.
AK Parti’yi kurduklarında ülke nüfusunun 68 milyon olduğunu, bugün bu sayının 85,5 milyona ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, aradan geçen 23 yılda Türkiye nüfusunun yüzde 25 arttığını söyledi.
Türk ekonomisine dair göstergelerde ve vatandaşa sunulan hizmetlerde çoğu zaman iki dört kat artış olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Eğitimde 343 bin olan derslik sayımızı 613 bine, öğretmen sayımızı 626 binden 1 milyon 32 bine çıkardık. 2001 yılında ülkemizde sadece 76 üniversite, 70 bin akademik personel varken, bugün 208 üniversitemiz ve 183 bin akademik personelimiz var. Gençlik merkezi sayımızı dokuzdan 508’e, spor tesisi sayımızı 1575’ten 4 bin 421’e çıkardık. Yükseköğrenim yurt yatak kapasitemizi 182 binden 962 bine ulaştırdık. Burslarla, başvuran herkese verdiğimiz kredilerle, ücretsiz internetle, cep telefonu ve bilgisayar desteği gibi pek çok imkânla gençlerimizin yanında olduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık alanının, milletin duasını aldıkları alanların en başında geldiğini dile getirerek, “23 sene önce hastane yatak sayımız 18 bini nitelikli olmak üzere toplam 164 bin iken, şu an 182 bini nitelikli 270 bin yatağımız bulunuyor. Hepsi en modern cihazlarla donatılmış, otel konforunda odalarda 36 bin 508 yatak kapasitesine sahip 25 şehir hastanesi açtık. Sağlık çalışanı sayımızı 378 binden aldık, 1 milyon 462 bine yükselttik. Dünyanın en kapsayıcı sosyal güvenlik sistemini ülkemizde kurduk” bilgisini verdi.
Bir diğer öncelikleri olan adalette de 9 bin 350 olan hâkim-savcı sayısının 25 bine, mahkeme sayısının da 3 bin 700’den 10 bin 350’ye yükseldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşa ettiğimiz 286 yeni adalet sarayıyla merdiven altında adalet dağıtılan eski Türkiye manzaralarına son verdik” dedi.
Ulaşım alanının, Türkiye’ye gerçek manada çağ atlattıkları bir alan olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bölünmüş yol uzunluğumuzu 6 bin 100 kilometreden 29 bin 400 kilometreye, 1714 kilometre olan otoyol ağımızı 3 bin 726 kilometrenin üzerine taşıdık. Asrın projesi Marmaray’ı Orhangazi, Yavuz Selim, 1915 Çanakkale, Nissibi köprülerini, Avrasya, Zigana, Ovit, Eğribel, Bolu tünellerini ve pek çok devasa ulaştırma projesini milletimizin istifadesine sunduk. 26 olan havalimanı sayımız, cumartesi günü açılışını yaptığımız Çukurova Uluslararası Havalimanı’yla birlikte 58 oldu. Göründüğü gibi durmak yok yola devam. Yüksek hızlı tren hattı olmayan ülkemizi, 2 bin 32 kilometre uzunluğunda hızlı tren hattına kavuşturduk.”
“6 ŞUBAT ASRIN FELAKETİNİN İZLERİNİ SÜRATLE SİLİYORUZ”
Türkiye’deki motorlu kara taşıtı sayısının 8,5 milyondan, bugün itibarıyla 30 milyona yaklaştığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2000’li yılların başında 13 milyon civarında binamız varken, son 23 yılda bunu ikiye katlayarak 26 milyona ulaştık” dedi.
TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 402 bin depreme dayanıklı konut ürettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam 21 milyon 160 bin metrekare büyüklüğünde 189 millet bahçesini de milletin kullanımına açtıklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 Şubat asrın felaketinin izlerini süratle siliyoruz. Deprem bölgemizde yılsonuna kadar 200 bin konutu tamamlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “muhalefetin en fazla istismar ettiği” tarımda ciddi bir ivme yakaladıklarını vurgulayarak, “Tarımsal gayri safi hasılamız 37 milyar liradan 1 trilyon 625 liraya çıktı. Tarla, sebze, meyve üretimimizin toplamı 98 milyon tondan, 137 milyon tona ulaştı. Küçükbaş ve büyükbaş hayvan varlığımız 251 milyondu, bugün yaklaşık 375 milyona ulaştı. Baraj sayımızı 276’dan aldık, dünyanın 5’inci yüksek barajı Yusufeli’nin de aralarında olduğu yeni 742 baraj inşa ederek, toplam 1018’e ulaştırdık” diye konuştu.
Yine bu dönemde güncel rakamla 1 trilyon 364 milyar lira tarımsal destek sağlayarak, çiftçinin yanında olduklarını gösterdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Enerjideki atılımlarımızı zaten 85 milyonun tamamı çok yakından takip ve takdir ediyor. Yalnızca beş ilimizde kullanılan doğal gazı, 81 ilimizdeki 703 yerleşim yerimize yaygınlaştırdık. Ülkemizin kurulu gücünü 31 bin 846 megavattan aldık, bugün yüzde 56’sı yenilenebilir enerji kaynaklarından olmak üzere 307 bin 600 megavata yükselttik. Karadeniz’de 710 milyar metreküplük ülkemizin en büyük doğal gaz rezervi keşfini yaptık. Gabar’da günlük 100 bin varil petrol üretim kapasitesiyle yine tarihî bir keşfe imza attık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dışişlerinde temsilcilik sayısını 163’ten 261’e çıkararak, Türkiye’nin dünyanın diplomatik ağı en geniş üçüncü ülkesi olduğunu bildirdi.
Göreve geldiklerinde 36 milyar dolar olan ihracatın da 261,5 milyar dolara yükseldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Turizmde ülkemizi ziyaret eden kişi sayısını 15 milyondan yaklaşık 57 milyona, turizm gelirimizi de 55,9 milyar dolara çıkardık. Sanayi ve teknolojide 191 olan organize sanayi bölgemiz 361’e, sıfır olan endüstri bölgemiz 43’e, yine sıfır olan araştırma geliştirme merkezimizi 1306’ya ulaştırdık. 60 yıllık hayalimiz olan Türkiye’nin otomobili TOGG artık yollarımızda” diye konuştu.
“TÜRKİYE EKONOMİSİNİ YILLIK ORTALAMA YÜZDE 5,4 ORANINDA BÜYÜTTÜK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayiinde tarihin en büyük yerlileşme hamlesini başardıklarına da işaret ederek, “Piyade tüfeğinde dahi başkalarına bağımlı olan bir ülkeyi, kendi tankını, gemisini, topunu, füzesini, roketini, uçağını, helikopterini, insansız hava araçlarını üretebilen seçkin ülkeler ligine yükselttik. Ordumuzu, polisimizi, jandarmamızı en iyi silahlarla donattık. Terörle mücadelede ve yurt savunmasında güvenlik kuvvetlerimize ihtiyaçları olan her türlü teçhizatı, donanımı, desteği sağladık” dedi.
Ekonomide, gayri safi yurt içi hasılanın, reel olarak yüzde 201, dolar bazında ise yüzde 370 büyüme kaydettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kişi başına düşen millî gelirimiz, burası çok önemli, 3 bin 608 dolar düzeyindeyken, 2023 yılında 13 bin 110 dolar seviyesine ulaştı. Türkiye ekonomisini yıllık ortalama yüzde 5,4 oranında büyüttük. Bizden önceki 30 yılda 15 milyar dolar uluslararası yatırım çekebilen Türkiye, bizim dönemimizde 266 milyar dolarlık yatırım çekti. Merkez Bankası rezervimizi 27 milyar dolardan aldık, 150 milyar dolar sınırına getirdik. IMF’ye olan 23,5 milyar dolarlık borcu ödeyerek, ülkemize gerçek manada ekonomik bağımsızlığını kazandırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışma hayatında 12 milyon olan aktif sigortalı sayısının 25 milyon 212 bine çıktığını aktararak, istihdam sayısını da 32,6 milyon kişiye yükselttiklerini söyledi.
İŞKUR aracılığıyla 14 milyon 230 bin 548 kişiyi işe yerleştirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ücret grubunda enflasyonun üzerinde artışlar gerçekleştirdik. Sosyal politikalarda, çok çeşitli programlarla ihtiyaç sahibi kardeşlerimizin yanlarında olduk. Sosyal demokrat geçinenler, sosyal devlet ilkesinin sadece lafını ederken, biz ‘kimsesizlerin kimsesi’ olarak bunu gerçeğe dönüştürdük” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece birer-ikişer cümleyle saydıkları bu rakamların hepsinin “rekor” olduğunun altını çizerek, “Burada kısaca ifade ettiğimiz her bir rakamın detayında çok daha büyük başarılar saklıdır. Türkiye’nin AK Partili yılları, tartışmasız her alanda Cumhuriyet tarihinin en parlak dönemi olarak kayıtlara geçmiştir” dedi.
Anlayışlarında ekonomik kalkınmanın, demokrasiden bağımsız olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Muhafazakâr-demokrat kimliğimizin bir gereği olarak ekonomimizi büyütürken, demokrasimizin standartlarını yükseltmekten geri durmadık. Bunun için son 23 yılda sadece yol, köprü, havalimanı, baraj yapmadık. Tüm bunlarla birlikte Türkiye’de sivil siyasetin alanını da genişlettik. Hak ve özgürlükler sahasında ülkemizde sessiz bir devrime imza attık. Türkiye’yi yasakların, baskıların, korkuların ve vesayetin kol gezdiği bir ülke olmaktan çıkartıp demokraside hak ettiği seviyelere ulaştırdık. Millî iradenin üzerinde, kerameti kendinden menkul ne kadar vesayet odağı varsa, hepsine karşı tavizsiz bir mücadele yürüttük. Demokrasi dışı yollardan istikbal, ikbal ve gelecek devşirmek isteyenleri, her defasında millî iradenin gücüyle bertaraf ettik. Uzun yıllar sonra milletle devleti, cumhurla cumhuriyeti, cumhuriyetle demokrasiyi kucaklaştıran biz olduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle ilk defa sandık yoluyla, doğrudan halkın iradesiyle Türkiye’de yönetim sistemi değişikliğine gittiklerini de dile getirerek, “Kimsenin inancından, kılık kıyafetinden dolayı ötekileştirilmediği, başörtülü kızlarımızın üniversite kapılarından geri çevrilmediği, terörü ve şiddeti övmediği, hakarete varmadığı müddetçe her türlü düşüncenin ifade edildiği, sessiz çoğunluğun hak ve hukukunun sesi çok çıkanlar tarafından gasp edilmediği, bastırılmadığı bir yapıyı ülkemiz genelinde büyük oranda Allah’a hamdolsun hâkim kıldık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yılda Türkiye’nin çok büyük değişim geçirdiğine dikkati çekerek, 23 senede ülkenin umutlarını yeniden yeşerttiğini, milletin on yıllar sonra öz güvenini tekrar kazandığını ve Türkiye’nin küresel siyasette iddia ve imkân sahibi bir ülke konumuna geldiğini anlattı.
“BU AZİZ MİLLET İÇİN ÇALIŞMAK ŞEREFTİR”
Şair Sezai Karakoç’un “Biz, koşu bittikten sonra da koşan atlarız” dizesini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Evet, bizim lügatimizde durmak olmadı. Bizim lügatimizde ‘bitti’ kelimesi olmadı. Bizim sözlüğümüzde ‘yeter’, ‘yeterli’ sözcükleri hiç olmadı. Türkiye’ye ilkleri yaşattık, Türkiye’yi rekordan rekora koşturduk ama bir gün bile olsun, ‘bitti’ demedik, ‘yeter’ demedik, ‘yeterli” demedik. Her zaman kendimizle yarıştık, kendimizi aşmanın mücadelesini verdik. Bakınız bu aziz millet için çalışmak şereftir. Bu aziz millet için, bu aziz vatan için ter dökmek ibadettir. Biz bu şuurdan, bu anlayıştan, hamdolsun hiç uzaklaşmadık.”
Türkiye’nin 23 yıllık eşsiz başarı hikâyesinde AK Parti çatısı altında görev almış her bir kişinin emeğinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Allah’a hamdolsun, bu kadroyla, burada olanlar ve olmayanlarla, ahirete irtihal etmiş nice arkadaşımızla birlikte çok büyük işler başardık. Türkiye’yi ayağına vurulan zincirlerden birlikte kurtardık. Demokrasimizin standartlarını beraber yükselttik. Ülkemizi bölgesinin parlayan yıldızı hâline birlikte getirdik. ‘Durmak yok yola devam’ dedik, ‘Her şey Türkiye için’ dedik; hep beraber 23 yıl boyunca heyecanla, yılmadan, yorulmadan çalıştık. Hepimiz birer demokrasi neferi olarak milletimizin emanetine canımız pahasına sahip çıktık. Hiçbir zaman geri adım atmadık, milletin emanetini taşımak noktasında asla ve asla zafiyet göstermedik. Bugüne kadar milletimizin başını önüne eğdirmedik ve mahcup etmedik. İnşallah bundan sonra da milletimize mahcup olmayacağız. 23 yıldır olduğu gibi aynı aşkla, aynı şevkle, aynı azim ve kararlılıkla bu yolda yürümeye devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin başarılara öncülük eden AK Parti’yi, AK Parti Teşkilatını, salonda bulunan kadroyu, 81 vilayetin tamamındaki on binlerce ismi hayırla yâd edeceğine yürekten inandığını ifade ederek, “Her birinize emeğinizden, katkınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Sizlerin nezdinde bu harekete gönül vermiş, Türkiye’ye hizmet etmiş bütün dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Yine bu vesileyle 15 Temmuz gecesi meydanlarda darbecilere karşı direnirken meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partili kardeşlerime Türkiye Yüzyılı’nın inşasına sağladıkları güçlü destek dolayısıyla teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.
“GEÇMİŞ TECRÜBELERİMİZDEN BESLENİRKEN, GÖZÜMÜZÜ BİR AN OLSUN İSTİKBALİMİZDEN AYIRMIYORUZ”
Partilerinin 23’üncü yıl dönümü sloganını “Umudun, Geleceğin ve İcraatın Adı: AK Parti” olarak özellikle tercih ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz, kendimizi ‘kökü mazide gözü atide bir hareket’ olarak tanımlıyoruz. Köklerimizden, geçmiş tecrübelerimizden beslenirken, gözümüzü bir an olsun istikbalimizden ayırmıyoruz. Türkiye’nin son çeyrek yüzyılına damga vurmanın gururunu yaşarken, gelecek asrını da şimdiden şekillendirmenin gayretindeyiz. Bir defa şu gerçeğin çok net farkındayız: Türkiye, AK Parti sayesinde, 23 yılda çok kapsamlı bir dönüşüm yaşadı. Ülkemizdeki değişimle beraber toplum kesimlerinin siyaset kurumundan talepleri de farklılaşmaya başladı. Sadece ekonomiyle ilgili beklentilerde değil, hak ve özgürlükler alanında, kültürde, iş hayatında, kamusal alanda, özellikle gençlerimizin kendilerini tanımladığı alt kimliklerde de ciddi bir değişim yaşanıyor. Bunu görüyor ve doğru biçimde okumaya çalışıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zamanın ruhunun toplumu dönüştürürken, siyasal alanı yeni baştan tanımladığına ve alışılagelmiş siyaset tarzlarını da değişime zorladığına dikkati çekerek, şunları söyledi: “Dünyanın ve ülkemizin şartları, ihtiyaçları, imkânları değiştikçe, biz de buna uygun politikalar geliştirmek mecburiyetindeyiz. Bundan 23 sene evvel halktan yükselen değişim dalgasının ürünü olarak siyaset sahnesine çıkan AK Parti’nin, yeni dönemin ruhunu ıskalaması tabii ki düşünülemez. AK Parti’nin siyaset yapacağı yer; dün olduğu gibi bugün ve yarın da Türkiye’nin merkezidir. Tüm renkleriyle, tüm farklıklarıyla 85 milyonun tamamını kucaklayan parti hüviyetimizi daha da güçlendirmekte kararlıyız.”
AK Parti’nin en önemli özelliğinin toplumu doğru analiz etmesi, değişimi, yenilenmeyi, kendini yeni durumlara adapte etmeyi başarması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Bu anlayışla özeleştirimizi samimiyetle yapıyor; nerede eksiğimiz varsa, hiçbir komplekse kapılmadan üzerine cesaretle gidiyoruz. Önümüzdeki aylarda başlatacağımız Büyük Kongre sürecimizi sadece bir ‘vitrin yenilenmesi’ olarak değil, milletimizin bizden beklediği kapsamlı değişimin ana zemini olarak görüyoruz. Burada iki hususun altını özellikle çizmek durumundayım: Kendini yorulmuş hisseden varsa, bitkin hisseden varsa, onlardan kenara çekilip biraz soluklanmalarını istiyoruz. İkincisi, hangi görevde olursa olsun hiçbir arkadaşım, koltuğuna yaslanıp rehavete kapılma lüksüne sahip değildir. Heyecanını kaybedenler, millete hizmetin önünde engel olmamalıdır. Bunun vebali ağırdır. Bunun hesabı ağırdır. Şunu unutmayın: Biz bu aziz milletin umuduyuz. Biz, bu aziz ümmetin de umuduyuz. Onların umudunu boşa çıkaracak işler içine girenler, onların umudunu heba etmeye yeltenenler, altından kalkamayacakları vicdani bir yükle ezilirler. Açık söylüyorum, buna bizim de tahammülümüz olamaz. Milletin ve ümmetin umudunu heder edenlere hoşgörü göstermeyiz, gözünün yaşına da bakmayız. “
Yenilenerek, güçlenerek, tazelenerek ilerlerken, kimsenin kendilerine ayak bağı olmasına müsaade etmeyeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakanlarımız, belediye başkanlarımız, tüm teşkilatımız, her bir arkadaşımız işine odaklanacak ve ‘bu millete daha fazla nasıl hizmet ederim’ sorusunu her an kendisine soracak. Bürokrasimiz gayretle, heyecanla, dinamizm içinde hem performansı hem kaliteyi artırarak çalışmayı sürdürecek. 2028 seçimlerine kadar, canla, başla çalışmaya, üretmeye, milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz. İnşallah, 2028 seçimlerinde de milletimiz, gayretimizi, samimiyetimizi, tecrübemizi takdir edecek hem o seçimde hem sonrasında emaneti yine bizlerin ehil ellerine teslim edecektir. Daha yapacak çok işimiz var, daha gidecek uzun bir yolumuz var. Allah’ın izni ve milletimizin tercihiyle inşallah daha uzun yıllar iktidarda olacağız, daha uzun yıllar siyasetin lider partisi olacağız ve daha uzun yıllar millete, memlekete hizmet edeceğiz. Birilerinin gazıyla rüzgârıyla iktidar hayalini kuranlar ise son 23 yıldır olduğu gibi yine hüsrana uğrayacak, Allah’ın izniyle yine avuçlarını yalayacak. Bundan en küçük bir şüphemiz bulunmuyor.”
“DIŞLAYARAK DEĞİL, KUCAKLAYARAK BUGÜNLERE GELDİK”
AK Parti’nin milletin, millet ve memleket sevdalılarının partisi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye için hayal kuran, Türkiye için çalışan, üreten, koşturan; Türkiye ve bu millet için dertlenen herkese AK Parti çatısı altında yerimiz var. Kuruluşumuzdan itibaren hep saflarımızı genişletmeye gayret ettik. Dışlayarak, dışarıda bırakarak değil; kucaklayarak bugünlere geldik. Farklılıklarımızı büyütmek yerine müştereklerimizi artırmaya odaklandık. Partimize güç katacak, mücadelemize omuz verecek, Türkiye Yüzyılı’nın inşasına destek olacak herkesle ‘ortak değerler ve prensipler’ etrafında buluşma idaremizi bugün de muhafaza ediyoruz. Millete hizmete talip olan, AK Parti’nin değerlerini benimseyen herkese kapımız sonuna kadar açıktır, inşallah bundan sonra da açık kalacaktır. Biraz sonra partimize katılacak arkadaşlarımızı muhabbetle bağrımıza basarken, kendilerine AK Parti ailesine ‘hoş geldiniz’ diyor, milletimize hizmet yolunda Mevla’dan üstün başarılar niyaz ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de değişimleri gerçekleştirirken muhalefeti de en azından söylem düzeyinde dönüştürmeyi başardıklarını söyledi.
Başörtüsünün bazı kesimler için artık “öcü” olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zaman zaman bazı marjinaller tarafından küstahlıklar, çeşitli nobranlıklar sergilense de Türkiye, bir bütün olarak bu özgürlük konusunda mutabakat sağladı. Namaz, oruç, sakal, Kur’an, Kur’an eğitimi gibi konularda bir kesimin alerjisi önemli ölçüde törpülendi, aşındı. Atılan her özgürlük adımı karşısında, ‘laiklik elden gidiyor’ veya ‘ülke bölünecek’ korkusu, yerini büyük oranda öz güvene bıraktı” diye konuştu.
Türkiye’nin terörle mücadele konusunda eskisinden çok daha iyi bir yerde olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, farklı fikirlere, farklı hayat tarzlarına saygı konusunda göreve geldikleri döneme kıyasla ciddi mesafe aldıklarını belirterek, şöyle devam etti: “Millete tepeden bakanları, milleti ‘göbeğini kaşıyan adam’ olarak görenleri her seçimde yenilgiye uğratarak, millî iradeyle barışmaya, Türkiye gerçeklerini kabullenmeye mecbur bıraktık. Ne eski CHP genel başkanının helalleşme kurnazlığını ne de mevcut CHP genel başkanının normalleşme söylemlerini AK Parti’nin 23 yıllık mücadelesinden bağımsız okumak mümkün değildir. Şunu artık milletimizin tamamı görmektedir, on yıllardır jakobenizmin, vesayetin, yasakların bekçiliğini yapan CHP, eski alışkanlıklarını pervasızca sürdürmekte artık zorlanmaktadır. Ana muhalefet partisindeki vitrin değişikliğinin ne kadarının vizyon ve zihniyet değişimine tahvil edileceğini elbette zamanla göreceğiz. CHP’nin milletle kavgasını bitirmesi en çok bizi mutlu edecektir. Bizim temennimiz, CHP’nin milletin değerleriyle barışması, millî iradeye teslim olması, demokrasiyi içselleştirmesi, yani normalleşmesidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı sınamaların yeni bir siyaset diline, yeni bir siyaset tarzına yönelik ihtiyacı had safhaya çıkardığına dikkati çekerek, “Terörle mücadele, ailenin korunması, tüm dünyada artan İslam karşıtlığı gibi tehditler, iktidar ve muhalefetiyle daha fazla konuşmamızı, temas ve diyalog hâlinde olmamızı elzem kılıyor. Millî çıkarlarımızı koruma ve savunma noktasında hep beraber kararlılık göstermemiz gerekiyor. Şunu unutmayalım, hangi siyasi görüşe mensup olursak olalım hepimiz aynı gemideyiz. Gemideki delikleri büyütmenin, hatta siyasi ihtirasların esiri olarak yeni delikler açmanın kimseye faydası olmaz” dedi.
“ENFLASYONU TEK HANELİ ORANLARA TEKRAR ÇEKECEĞİZ”
Huzurun, güvenliğin ve refahın yolunun el ele verip gemiyi sahili selamete ulaştırmaktan geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yasama döneminde böyle bir yaklaşımı hâkim kılacaklarına inandığını, AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak uzlaşmacı, yapıcı ve diyaloğa açık tavırlarını sürdüreceklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak 23 yıldır siyaseti, ülkeye, millete ve tüm insanlığa hizmet etmenin vasıtası olarak gördüklerini kaydederek, şu ifadeleri kullandı: “Milletin emanetini hakkıyla taşımak için, milletin güvenine, teveccühüne mazhar olabilmek için gayret gösterdik. 23 yıl boyunca ne yaptıysak hüsnüniyetle yaptık, samimiyetle yaptık, aşkla yaptık, ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini korumak için yaptık. Eksiklerimiz elbette olmuştur, kusurlarımız elbette vardır. Ama 23 yıl boyunca millete ihanetimiz asla söz konusu değildir. Allah ömür verdikçe bu çizgiden hiçbir zaman sapmayacağız. Daha nice yıllar boyunca inşallah milletimizle yol yürümeye, milletimizin sıkıntılarına çözüm üretmeye devam edeceğiz.”
Ekonomideki sorunları çok iyi bildiklerini, ekonomi kurmaylarının da bu anlamda çalışmalarını sıkı bir disiplinle sürdürdüklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonda düşüş başladı. Fiyat istikrarını sağlayacak, daha önce yaptığımız gibi, ilan ettiğimiz takvim çerçevesinde enflasyonu tek haneli oranlara tekrar çekeceğiz. Kısa süre içinde, dar gelirlimiz ve emeklilerimiz başta olmak üzere her kesimi rahatlatacak seviyelere ulaşacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış politikada yapıcı, proaktif, soğukkanlı ve ağırbaşlı tutumun sürdürüleceğini belirterek, şöyle devam etti: “İsrail’in bölgeyi tümüyle ateşe verme girişimlerinin önünde duracağız. Bugün Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmut Abbas misafirimiz olacak. Yarın da şeref konuğu olarak, Filistin halkı adına Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna hitap edecek. Özgürlük mücadelesi veren Filistin halkının sesini dünyaya bir kez de Meclis kürsümüzden duyuracak. Netanyahu, Amerika’nın Temsilciler Meclisi’nde konuşma hakkına sahip olduğu kadar Mahmud Abbas’ın da ülkemiz parlamentosunda konuşma hakkına sahip olduğunu göstereceğiz. Gazze’deki 40 binden fazla masumun kanını döken bebek katili soykırımcı caniler, yaptıkları zulümlerin hesabını hukuka verinceye kadar mücadele edeceğiz. Operasyonlarımız neticesinde bitme noktasına gelen terörün dirilmesine de Suriye’nin kuzeyinde bir oldu bittiye de göz yummayacağız.”
Türkiye’de ekonomi, güvenlik veya toplumsal huzuru bozma yönündeki hiçbir girişime izin vermeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Burada şu hususun altını özellikle çizmek isterim, farklı yaşam tarzlarını birbiriyle çatıştırmak, Türkiye’de bu çatışmayla bir istikrarsızlık oluşturmak isteyen, kökü dışarda girişimlerin tamamının farkındayız. 21’inci yüzyılda, ‘Türkiye Yüzyılı’nda, lider ülke olma yolunda azimle ilerlerken, insanların kılık kıyafetlerinden, inançlarından, mezheplerinden, etnik kökenlerinden, yaşam tarzlarından dolayı keskin bir ayrışmaya gitmesi, Türkiye’ye husumettir, milletimize açık bir düşmanlıktır. Ezana, bayrağa, camiye, Kur’an’a, cami cemaatine, kutsal değerlerimize saldırmayı aklının ucundan geçirenin gözünün yaşına bakmayız. Şunu herkes bilsin ve anlasın, biz, İstiklal Savaşı’nı, bu semalarda ezan özgürce okunsun, camilerimiz açık kalsın, şanlı bayrağımız özgürce dalgalansın diye yaptık. Binlerce şehidimizi bunun için verdik. Açık söylüyorum, ezanla, bayrakla, camiyle, cami cemaatiyle derdi olan, bu değerlere husumet besleyen bu milletin evladı değildir, bu milletin düşmanıdır, Türk’ün düşmanıdır ve biz böyle bir zihniyete en küçük müsamaha göstermeyiz. Biz gençlerimizin, çocuklarımızın zehirlenmesine, vatan topraklarımızın İslam ve Müslüman karşıtı lümpen ırkçılık illetiyle işgal edilmesine göz yumacak bir parti, böyle bir iktidar değiliz.”
Nesilleri, gençleri, kökü dışarıda bu tehlikeli akımlardan korumak amacıyla önümüzdeki dönemde çok daha hassas davranacaklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “LGBT sapkınlığına nasıl bakıyorsak, bu tehdidi nasıl değerlendiriyorsak, Türk ve Müslüman düşmanlığından beslenen ırkçı saldırganlığa da aynı nazarla bakıyoruz. Her bir arkadaşımın, her bir teşkilat mensubumuzun da dikkatli, hassas olmasını rica ediyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partinin kuruluşundan bu yana geçen 23 yıllık süreçte hayatını kaybedenleri hayırla yâd ederek Allah’tan rahmet diledi, bugüne kadar AK Parti’ye hizmet etmiş, duası ve oyuyla davalarına katkıda bulunmuş herkese şükranlarını sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından AK Parti’ye katılan 13 belediye başkanı ve iki milletvekiline rozetlerini taktı. Program sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan partililerle aile fotoğrafı çektirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen, “Uluslararası Aile Forumu”nun gala yemeğine katıldı.
Gala yemeğinde konuşan Emine Erdoğan, Uluslararası Aile Forumu’nda katılımcılarla bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Bu anlamlı buluşmaya gösterilen yoğun ilginin son derece umut verici olduğunu kaydeden Emine Erdoğan, “İnanıyorum ki derdimiz de tasamız da ortak. Hepimiz, aileye yönelik tehditlerin fazlasıyla arttığı günümüzde onu korumak arzusundayız” diye konuştu.
Emine Erdoğan, tam da bu nedenle forumun, bu ortak gayelerini gerçekleştirmek için güçlü bir dayanışmanın ilk adımı olacağına inandığını belirterek, katılımcılara geldikleri için teşekkür etti, yurt dışından gelen misafirlere ise “Türkiye’ye hoş geldiniz, sefalar getirdiniz” dedi.
“AİLE TOPLUMUN EN TEMEL YAPITAŞIDIR”
Emine Erdoğan, insanın yaşam serüvenin ailede başladığını ifade ederek, “Hayatı ve hayata dair tüm kavramları, değerleri, duyguları ailede öğreniriz. Dolayısıyla aile, toplumun en temel yapıtaşıdır. Aynı zamanda çocukların okulu, hastaların şifahanesi, yaşlıların huzurlu limanı ve tüm mensuplarının en güvenli sığınağıdır. Bu anlamda aile, devletin de en önemli paydaşıdır. Çocuk eğitiminden, yaşlıların bakımına kadar nice sorumluluğu aile üstlenir” şeklinde konuştu.
Bu görevlerin toplumsal bir soruna dönüşmeden aile içinde yerine getirildiğini kaydeden Emine Erdoğan, şunları söyledi: “Çünkü aile birliğinin temelinde kader birliği vardır. Bunun yanında somut olmayan kültürün tüm öğeleri, gelenekler, örf ve adetler, yeni kuşaklara aile yoluyla aktarılır. Böylece medeniyet mirası korunur. Aynı şekilde, çocuklara millî kimliğin kazandırılması da ailede gerçekleşir. Nasıl ki bir çiçeği çoğaltmak için dalı suda köklendiriyorsak, aile de medeniyet mirasının köklendirildiği kadim bir sudur. Aile dimdik ayakta kalır, sağlığını, mukavemetini korursa, toplum da dirayetli olur.”
Emine Erdoğan, bu yüzden toplumların kaderinin, aile kurumunun kaderine bağlı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Fakat sizler de biliyorsunuz ki aileye yönelik küresel tehditlerin çemberi gittikçe daralıyor. Ailenin geleneksel yapısında çözülmeler meydana geliyor. Toplumlar bir erime potasına atılmaya çalışılıyor. Tüm bu girişimler ahlaki ve manevi değerlerimizi hedef almaktadır. Zira bizi bu olumsuz dış etkilere dirençli kılan millî kimliğimizdir. Bunun ötesinde aile kurumunu ifsat etmek isteyen mekanizmaların, çocuklarımızın zihinlerini fethetme peşinde olduğunun da farkındayız. Bu, bir anlamda kaleyi içten fethetmektir.”
“AİLE TÜM DÜNYADA TOPLUMLARIN ORTAK DEĞERİ, TÜM DİNLERİN KUTSALIDIR”
Emine Erdoğan, bugün uzmanların, çocukların ekran karşısında altı saatten fazla vakit geçirdiğini söylediğini kaydederek, “Her türlü zararlı ideolojiye, aile birliğini hedef alan yaşam tarzlarına ve hatta istismara açık hâldeler. Bunun faturası dünyanın her yerinde, kendi öz kültürlerine yabancılaşmış genç nesiller olarak kesiliyor” değerlendirmesini yaptı.
Teknoloji bağımlılığının yetişkinler için de yaygın bir sorun olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “Her yaştan insan ‘dikkat ekonomisinin’ ürünleri hâline geldi. Gerçekten üzülerek ifade ediyorum ki toplumlar gittikçe artan bir seyirle, sosyal medya mecralarına odaklı yaşamlar kuruyorlar. Bu yüzden bazı ülkelerde insanlar hayatla yeniden bağ kursun diye ‘çevrimdışı kafeler’ açılıyor. Dijital detoks yapmak isteyenler buraya gelip, bir kitaba ya da el işine konsantre olmayı yeniden öğreniyorlar. Yüz yüze sohbet etmenin tadına varıyorlar. Sanal dünyada kaybolmadan önce, hayatın ne kadar organik ve ne kadar insani olduğunu hatırlıyorlar. İşin bu boyutlara gelmiş olması gerçekten çok üzücü, değil mi? Şu inkâr edilemez bir gerçek ki şapkamızı önümüze koymamızın, aile kurumunu destekleyecek politikaları artırmamızın vakti gelmiştir. Çünkü aile tüm dünyada, toplumların ortak değeri, tüm dinlerin kutsalıdır.”
Emine Erdoğan, bu nedenle 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini kaydederek, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın üniversitelerden sivil topluma kadar tüm paydaşlarıyla çok yönlü çalışmalar sürdürdüğünü, evlilik yardımları, çocuk yardımları ve aileye yönelik indirimler gibi sosyal desteklerle aile birliğini güçlendirdiklerini dile getirdi.
Geçen yıl UNICEF tarafından örnek proje gösterilen “Gönül Elçileri Projesi” ile birçok çocuğun artık koruyucu ailelerinin yanında olduklarını aktaran Emine Erdoğan, “2002’de koruyucu aile yanındaki çocuk sayısı 515 iken, bugün 10 bin 617 çocuğumuz sıcak yuvalarda, şefkatli kucaklarda büyüyorlar” dedi.
Emine Erdoğan, fakat aynı şeyi savaş bölgelerindeki çocuklar için söyleyemediklerini ifade ederek, “7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de tüm fertleriyle 2 bini aşkın aile yok oldu. Onlardan geriye, yardım çağrılarını duymayan dünyaya gülümsedikleri fotoğrafları kaldı. Yalnızca bir ferdi hayatta kalan Filistinli aile sayısı ise 5 bin civarında. Aile birliğinin önemine binaen toplandığımız bu anlamlı forum aracılığıyla, bu gerçeğin uluslararası toplumda yankı bulmasını diliyorum. Unutmayalım ki ailenin korunması evrensel bir haktır” diye konuştu.
“TÜRK KÜLTÜRÜNÜN RUHU, NESİLLERİN BİR ARADA OLDUĞU GENİŞ AİLELERDİR”
Ailenin Türk toplumundaki yerinin son derece müstesna olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk kültürünün ruhu, nesillerin bir arada olduğu geniş ailelerdir. Dinimize göre de aile, tüm faziletlerin öğrenildiği ilk adrestir. İnsanın yeryüzündeki cennetidir. Ailenin temeli muhabbet ve merhamet, amacı ise sekinettir. Aile büyüklerimize karşı sorumluluklarımızı hürmetle yerine getirmek, bizim dinimizde kulluk görevi sayılır. Kişinin ailesinin rızkı için çalışması ibadet hükmüne geçer. Ne mutlu ki toplum olarak ailemizin bu karakterini ve kutsal konumunu hâlâ canlı tutabiliyoruz. Şahsen istisnasız herkesin, aile olmanın manevi lezzetine ve insana kattığı huzura çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.”
Emine Erdoğan, Harvard Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, insan mutluluğunun sırrının güçlü ve sürdürülebilir ilişkiler kurabilmesinde saklı olduğunu belirterek, güçlü aile bağlarının beraberinde yaşam doyumunu ve iyi olma hâlini getirdiğini söyledi.
Okulda ve işte başarı, psikolojik direnç, kendini güvende hissetme ve tamamlanmış bir anlam arayışının da güçlü bir aileyle mümkün olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, “O nedenle aile kurumunun yaşatılmasının en etkili formülünün, geleneklere sahip çıkmak olduğu inancındayım” dedi.
Emine Erdoğan, sofra başında toplanmaktan, birlikte kaliteli zaman geçirmekten ve akraba ziyaretlerinden geri durulmaması gerektiğini kaydederek, “Evlenme yaşını ileri atan bahanelere ve felaket kehanetleriyle doğum sayılarının geriletilmesine geçit vermemeliyiz. Yaşlı ve yalnızlaştırılmış bir dünya insanlığın kaderi olmamalıdır. El ele vererek güçlü ve müşterek bir söylemle, aileyi dünyada yeniden hak ettiği saygın konuma yükseltebiliriz. Aile hususunda sizlerle gönül birliğimiz olduğunu biliyor, iş birliğine de açık olduğumuzu belirtmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
15 ÜLKE TEMSİLCİSİ “KÜRESEL SIFIR ATIK İYİ NİYET BEYANI”NI İMZALADI
Programda, 15 ülke temsilcisi 2023’te BM 78. Genel Kurulu’nda küresel imzaya açılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk imzacısı olduğu “Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”na imza attı.
Beyanı, ülkeleri adına, Filistin Sosyal Kalkınma Bakanı Samah Hamad, Nijerya Kadın İşleri Bakanı Imaan Sulaiman Ibrahim, Senegal Aile ve Dayanışma Bakanı Maimouna Dieye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Kırgızistan Çalışma, Sosyal Koruma ve Göç Bakanı Ravshanbek Sabırov, Malezya Kadın, Aile ve Toplum Geliştirme Bakanı Nancy Shukrı, Karadağ Sosyal Refah, Aile Bakımı ve Demografi Bakanı Damir Gutic, Gine Kadın, Çocuk ve Korunmasız Kişilerin Güçlendirilmesi Bakanı Charlotte Daffe Toure, Kongo Cumhuriyeti Sosyal İşler, Dayanışma ve İnsani Yardım Bakanı Irene Marie Cecile Mboukou Kimbatsa Nee Goma, Sırbistan Cumhuriyeti Kadın-Erkek Eşitliği, Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ile Kadınların Ekonomik ve Siyasi Güçlenmesinden Sorumlu Bakan Tatjana Macura, Özbekistan Başbakan Yardımcısı Zulayho Mahkamova, Kazakistan Çalışma ve Halkın Sosyal Koruması Bakan Yardımcısı Olzhas Seitbattalovich Anafin, Endonezya Nüfus ve Aile Kalkınması Bakan Yardımcısı Ukik Kusuma, Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk İşleri Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova ve Moğolistan Aile, Çalışma ve Sosyal Koruma Bakanlığı Müsteşarı Munkhzul Lkhagvasuren imzaladı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, günün anısına Emine Erdoğan’a aile ağacının resmedildiği tablo hediye takdim etti.
Emine Erdoğan, programa katılan medya temsilcileriyle bir süre sohbet ettikten sonra fotoğraf çektirdi.
Emine Erdoğan, sosyal medya hesabından foruma ve gala yemeğine ilişkin paylaşımda da bulundu.
Emine Erdoğan, paylaşımında; “Aile, insanlığın en eski, en kadim ve en kıymetli hazinesidir. Nesillerin devamı, toplumların huzuru ve insanlığın umudu, sağlıklı ve güçlü aile yapılarıyla mümkündür. Bu inançla, Uluslararası Aile Forumu’nun gala gecesinde, dünyanın farklı köşelerinden gelen kıymetli bakanlar ve uluslararası kuruluşların temsilcileriyle bir araya gelmekten memnuniyet duydum” ifadelerini kullandı.
Forumda, geleceğin güçlü toplumlarını inşa etmek için aile kurumunun karşı karşıya olduğu meydan okumaları ele aldıklarını ve çözüm yollarını birlikte düşündüklerini vurgulayan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “Öyle ki fikir ve tecrübe paylaşımının, aileyi koruma, gelecek nesillere sağlıklı bir toplum bırakma yolunda hayati olduğu bir gerçek. Zira aileyi yaşatmak, dünyayı yaşatmaktır. Ülkemizin öncülüğünde gerçekleşen önemli forumun, aileyi merkeze alan daha adil, daha sürdürülebilir bir gelecek için güçlü bir adım olduğuna yürekten inanıyorum. Ortak değerler etrafında birleştiğimiz bu anlamlı buluşma vesilesiyle de Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’nı imzalayarak, yalnızca aileyi değil, dünyamızı da koruma iradesi sergileyen tüm kıymetli katılımcılara en içten teşekkürlerimi sunuyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmî Zirvesi vesilesiyle bulunduğu Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Geçmişte Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Bosna’da ve bugün de Gazze’de yaşanan trajediler bizlere sınırlarımızın ötesini de düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmî Zirvesi’nde bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, zirve vesilesiyle derin dostluk ilişkilerine sahip olunan Macaristan’ı ziyaret etmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.
Macaristan Başbakanı Victor Orban’a nazik ev sahipliğinden dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TDT’nin dönem başkanlığını üstlenen Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’a başarılarının devamını diledi.
TDT’nin ilk defa bir zirveyi gözlemci ülkede tertiplediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumun Macaristan’a verilen önemin en açık göstergesi olduğuna değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri olarak tarihin ve medeniyetin kesişim noktasında Doğu’nun bilgeliği ile Batı’nın dinamizmini birleştiren köklü bir mirasın taşıyıcıları olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Teşkilatımızın Doğu ile Batı’yı buluşturan bu stratejik bağlantının asli mimarlarından biri olacağına yürekten inanıyorum. Temsilcilik ofisiyle Kuraklık Önleme Enstitüsü’ne ev sahipliği yapan Macaristan’ın teşkilatımız ile Avrupa kuruluşları arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine katkı sağlayan rolüne büyük önem atfediyoruz. Macaristan temsilcilik ofisimizin İcra İhraç Direktörlüğü’ne de Macaristan’ın İstanbul eski başkonsolosu Balazs Hendrich’in atanmasının ofisin etkinliğini artıracağı kanaatindeyiz. Bu vesileyle Macaristan’ın kültürel iş birliğimizin nişanesi TÜRKSOY’a gözlemci üye olarak katılımını teşvik ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Teşkilat olarak nice zorluğun, ön yargının, engelin üstesinden geldik. Geriye doğru baktığımızda bugün parmakla gösterilen bir seviyedeyiz. Elbette önümüzde daha gidilecek çok mesafe var ama siz kardeşlerimle hedefe varacağımızdan hiçbir şüphe duymuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, idare, personel ve bütçe başlıklarında sekretaryanın ilave imkânlarla donatılmasının teşkilatı çok daha etkin hâle getireceğine işaret ederek, ilk aşamada sekretaryanın bütçesinin iki katına çıkarılmasının faydalı ve gerekli olduğu kanaatini taşıdıklarını söyledi.
“21 MART’IN TDT NEVRUZ ANMA VE KUTLAMA GÜNÜ OLARAK İLAN EDİLMESİNDEN MEMNUNİYET DUYACAĞIZ”
Nevruz Bayramı’nın bin yılı aşan ortak kültür ve tarihin, kader ve gönül birliğinin en önemli kültürel mirası olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “21 Mart’ın bundan böyle Türk Devletleri Teşkilatı Nevruz Anma ve Kutlama Günü olarak ilan edilmesinden memnuniyet duyacağız. Keza Semerkant’ta bu yıl düzenlenecek olan UNESCO 43. Genel Konferansı’nda 15 Aralık Günü’nün Dünya Türk Dili Günü olarak ilan edilmesinin çok anlamlı olacağını düşünüyoruz. Bu doğrultuda yürütülen çalışmaların konferans tarihine kadar neticelenmesini temenni ediyorum. Özbek kardeşlerimize başarıyla icra edeceklerine samimiyetle inandığım genel konferansta şimdiden üstün muvaffakiyetler diliyorum. Bu vesileyle Özbekistan’ın Türk Kültür ve Miras Vakfına üye olarak kabul edilmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Doğu ile Batı arasında güvenli ve kesintisiz ulaşım hakkını teşkil eden Orta Koridor stratejik bir güzergâh olarak öne çıkıyor. Orta Koridor’un başarısı için teşkilat bünyesinde iş birliğine büyük önem veriyor, üye devletlerin desteğini bekliyoruz. Geçmişte Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Bosna’da ve bugün de Gazze’de yaşanan trajediler bizlere sınırlarımızın ötesini de düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Sesimizi duyuracağımız her vesile insanlığın ihtiyaç duyduğu adil düzen, hakça paylaşım ve hukuk temelli sistem arayışlarına cevap verecektir. Kardeşlik hukukumuzun gereği olarak birbirimizi kollarken, aramızdaki dayanışmayı çok daha görünür kılmamız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile meclisinin, Türk dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmayı artırmasının önemine değindi.
Türk dünyasının doğru bildiği yoldan şaşmadan, gönülden bağlı olduğu Kıbrıs Türkleri’nin hak, özgürlük ve adalet mücadelesine çok daha fazla omuz vermesini beklediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu minvalde Aksakallar Konseyi’mizin mayıs ayı başında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştirdiği toplantıyı çok anlamlı bulduğumu ifade etmek istiyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bulunmadığı bir Türk dünyası aile fotoğrafının her zaman eksik kalacağını düşünüyoruz. Bu nedenle bugün zirvemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Akademisi’ne gözlemci üyeliğine ilişkin aldığımız kararı çok önemli bir ilave adım olarak görüyoruz. İnşallah uzak olmayan bir gelecekte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni teşkilatımıza tam üye olarak kabul edeceğimiz günleri hep birlikte görmeyi ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyası için stratejik öneme haiz Kafkaslar’da yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayarak, “Can Azerbaycan’ın Ermenistan ile barış anlaşması üzerinde mutabık kalmasından memnunuz. İki ülke arasında kalıcı barış tesis edilebildiği takdirde bu durum şüphesiz Türk dünyamız için birçok fırsatı da beraberinde getirecektir. Bu noktada muzaffer Cumhurbaşkanı, aziz kardeşim Aliyev’in bölgeye barışı getirecek lider olarak tarihe geçeceğinden eminim” diye konuştu.
“Modern zamanların en şiddetli insani felaketinin yaşandığı Gazze’de sivil halk adeta cehennemi yaşıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in dün yaptığı “yardım ulaşmazsa 14 bin bebeğin ölebileceğine dair” vahim bir uyarısını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk dünyası olarak ateşkesin tesisi, insani yardımların kesintisiz sevkiyatı, Gazze’nin yeniden imarı ile adil ve kalıcı bir barış sürecinin başlatılması yönündeki çabalara katkılarımız önemlidir. Bölgemizdeki istikrar ve sükûnet arayışları çerçevesinde İsrail’in sınır tanımayan yayılmacılığına karşı durulması ve Filistin’in yanı sıra Lübnan ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün desteklenmesi gerekiyor” dedi.
“SURİYE’NİN İSTİKRARA KAVUŞMASINA YÖNELİK YOĞUN ÇABALARIMIZ DEVAM EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenliğe yönelik sınamaların en önemlilerinden biri olan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın küresel etkilerinin derinden hissedildiğine işaret ederek, “Taraflar 2022 yılından bu yana ilk kez geçtiğimiz günlerde yeniden İstanbul’da bir araya geldi. Kapsamlı ateşkese ve adil bir barışa ulaşılması yönünde her iki ülkeyle yoğun temaslarımızı sürdüreceğiz. Keza 14 yıl süren ihtilafın ardından Suriye’nin istikrara kavuşmasına yönelik yoğun çabalarımız devam ediyor. Bu fırsatın etkin ve doğru şekilde kullanılması sadece Suriye’de değil, bölge ve ötesinde istikrarın sağlanması açısından önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dünyası Kültür Elçisi, Nobel Ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın da aralarında olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Kendisine Bişkek Zirvesi’nde almış olduğumuz kararla, Türk dünyasında bilimsel çalışmalara üstün katkılarından dolayı Ali Şir Nevai Uluslararası Ödülü’nü birazdan takdim edeceğiz. İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizin Sayın Sancar’ın izinden giderek bilimde, teknolojide, ilimde ve diğer alanlarda Türk milletine daha nice başarılar yaşatacaklarını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Bugün imzalanacak Budapeşte Deklarasyonu’nun ve alacakları kararların Türk dünyası başta olmak üzere tüm dost ve kardeş ülkelere hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyasının tam bir dayanışma, karşılıklı saygı ve kardeşlik içinde geleceğe hep beraber yürüyeceğine inandığını sözlerine ekledi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.