Cumhurbaşkanı Erdoğan, restorasyonu tamamlanan Yıldız Sarayı’nın açılış programında yaptığı konuşmada, “Millî Saraylar Başkanlığımızca yürütülen altı yıllık titiz bir restorasyon ve tefriş çalışmalarının neticesinde ecdat yadigarı Yıldız Sarayı’nı ihya ettik. Şehrimizin simgelerinden olan Yıldız Sarayı, bugünden itibaren kapılarını halkımıza ve dünyanın dört bir yanından gelecek ziyaretçilerine açıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yıldız Sarayı’nın açılış programına katılarak bir konuşma yaptı.
Millî Saraylar Başkanlığı tarafından restorasyon, peyzaj ve iyileştirme çalışmaları tamamlanan Beşiktaş’taki Yıldız Sarayı’nın açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlayarak, bu anlamlı ve önemli açılış töreni vesilesiyle katılımcılarla bir arada olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün şairin ifadesiyle bir semtini sevmenin bile bir ömre bedel olduğu güzel İstanbul’umuzun en güzel tarihî eserlerinden birinin açılışını yapmak üzere bir aradayız” ifadelerini kullandı.
Millî Saraylar Başkanlığınca yürütülen altı yıllık titiz bir restorasyon ve tefriş çalışmalarının neticesinde ecdat yadigarı Yıldız Sarayı’nı ihya ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehrimizin simgelerinden olan Yıldız Sarayı, bugünden itibaren kapılarını halkımıza ve dünyanın dört bir yanından gelecek ziyaretçilerine açıyor. Tekrar eski görkemine ve güzelliğine kavuşturarak milletimizin istifadesine sunduğumuz Yıldız Sarayımızın hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” diye konuştu.
“İSTANBUL’UN TARİHÎ, KÜLTÜREL VE TURİSTİK CAZİBESİ DAHA DA ARTACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaşadıkları mutlulukta pek çok hocanın ve uzmanın alın teri ve yürek terinin olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Şayet onların emeği, birikimi ve fedakârane gayretleri olmasaydı bu güzel eser tekrar eski görkemine kavuşturulamazdı. Sözlerimin hemen başında bu kardeşlerime teşekkürü bir borç biliyorum. Yıllarca örselenmiş, hırpalanmış, ihmallerin kurbanı olmuş bu eserin altı yıllık özverili bir çalışmayla yeniden ülkemize kazandırılmasına vesile olan Millî Saraylar Başkanlığımıza, Sayın Başkan ve ekibine, Sayın Bakanımıza özellikle teşekkür ediyorum. Ayrıca projede yer alan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Millî Saraylar Bilim Kurulu Başkanı saygıdeğer hocam Profesör Doktor Sadettin Ökten beyefendiye ve kurul üyelerine en kalbi şükranlarımı iletiyorum. Yıldız Sarayı’nın yeniden ihyasıyla birlikte İstanbul’umuzun tarihî, kültürel ve turistik cazibesinin daha da artacağına inanıyorum.”
“YILDIZ SARAYI, DEVLET-İ ALİYYE’DE DİRENİŞİN DE SEMBOLÜ OLDU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Saraylar Başkanı’nın, Yıldız Sarayı’nın tarihî serencamına dair bilgileri paylaştığını aktararak, “Gerek mimari gerek sanatsal gerekse tarihî özellikleri bakımından nadide bir eser olan sarayın inişli çıkışlı geçmişini hep beraber dinledik. Şunun öncelikle vurgulanması gerekiyor. Burası asla sıradan bir eser, sıradan bir yapı değildir. 200 yıllık tarihiyle Yıldız Sarayı Osmanlı’nın en sancılı yıllarına bizzat şahitlik etmiştir” şeklinde konuştu.
Yıldız Sarayı’nın Sultan İkinci Abdülhamid’le özdeş hâle geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu tarihî bilgileri paylaştı: “Ancak sarayın geçmişi Sultan Üçüncü Selim’in Mihrişah Valide Sultan için 1805’te yaptırdığı kasra kadar gitmektedir. Bu kasırdan günümüze sadece iç bahçedeki çeşme kalmıştır. İkinci Mahmud da burayı yeni ordunun askerlerinin talimlerini izlemek için kullanmıştır. Yıldız Sarayına asıl hüviyetini kazandıran ise Abdülhamid Han olmuştur. Sultan Abdülhamid’in tahta geçtikten kısa süre sonra mahiyetini ve haremini Dolmabahçe Sarayı’ndan Yıldız’a nakletmesiyle birlikte artık burası kasır değil, Yıldız Sarayı olarak anılmaya başlanmıştır. Üstat Necip Fazıl’ın 36 Türk hükümdarı arasında belki en büyüğü olarak tarif ettiği Sultan İkinci Abdülhamid 33 yıl boyunca, 1909 darbesine kadar devleti buradan yönetti. Osmanlı’nın en muhataralı 33 yılına tanıklık eden Yıldız Sarayı, Devlet-i Aliyye’ye yönelen yıkma girişimleri karşısında direnişin de sembolü oldu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burasının Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe’den sonra payitahtın idari merkezi olarak kullanılan İstanbul’daki üçüncü merkezi olduğunu söyledi.
Sarayın ayırıcı vasfının yönetim merkezi olarak kullanılması olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mimari açıdan Yıldız Sarayı çağdaşı olan yapılardan ayrı özellikleri taşır. Sahil saraylarından farklı olarak burası ‘şehir içinde şehir’ diyebileceğimiz özgün bir mimariye sahiptir. Marangozhaneleri, mutfakları, ahırları, eczanesi, fabrikaları, savunma birimleri, resmî daireleri, sebze ve meyve bahçeleri, kütüphanesi, müzesi, silahhanesi ve tiyatrosuyla Yıldız Sarayı alışılagelmiş saraylardan ziyade, kendi kendine yeter bir şehri andırır” diye konuştu.
Sultan 2. Abdülhamid döneminde sarayda ve mücavirinde sultanın aile efradıyla birlikte toplam 12 bin kişinin yaşadığının rivayet edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zarafeti, sadeliği, tabiatla uyumu, birbirinden ayrı köşklerden oluşan mimarisi ve Türk saray bahçeleri geleneğinin son örneği olan Has Bahçesi’yle Yıldız Sarayı gerçekten nadide bir eserdir” ifadelerini kullandı.
Bu sarayın millî mücadele tarihinde de özel bir yeri bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: “Gazi Mustafa Kemal, Bandırma Vapuru’yla yola çıkmadan bir gün önce buraya gelmiş ve Sultan Vahdettin’le görüşmüştür. Gazi Mustafa Kemal, o tarihî görüşmeyi şöyle anlatır: ‘Yıldız Sarayı’nın ufak bir salonunda Vahdettin’le adeta diz dize denecek kadar yakın oturduk. Salonun Boğaziçi’ne doğru açılan penceresinden gördüğümüz manzara şu; birbirine paralel hatlar üzerine düşman zırhlıları bordalarındaki toplar sanki Yıldız Sarayı’na doğrulmuş. Vahdettin hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı. ‘Paşa paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir ve tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa paşa, devleti kurtarabilirsin.’ Bunun üzerine Gazi Mustafa Kemal, Sultan Vahdettin’e şu cevabı verir; ‘Merak buyurmayın efendimiz, noktainazarı şahanenizi anladım. İrade-i seniyyeniz olursa hemen hareket edeceğim.’ ‘Muvaffak ol’ hitabına mazhar olduktan sonra huzurdan çıktım, ayaklarımızın patırtısını işittirmeden saraydan uzaklaştık.'”
“REDDİ MİRAS ANLAYIŞI BİZLERE ÇOK AĞIR BEDELLER ÖDETTİ”
Hazine değerindeki eserlerinin kıymetini çok iyi bilemeyen bir millet olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimi ülkeler 100-150 yıllık tarihî varlıklarına büyük özen gösterirken geçmişi çok daha eski, nice kültür varlığımıza sahip çıkamadık. Özellikle tarihimizin bir dönemine damgasını vuran reddi miras anlayışı bizlere gerçekten çok ağır bedeller ödetti” dedi.
Bu zihniyetin gadrine uğrayan sembollerden birinin Yıldız Sarayı olduğunu, gerilik numunesi görülen ecdat yadigârı pek çok kültür varlığı gibi burasının da yıllarca ihmal edildiğini, örselendiğini, hoyratça kullanıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, saray külliyesini oluşturan binaların çoğunun adeta talan edildiğini, bunlarla birlikte yakın tarihe ışık tutacak olan birçok eser obje ile eşyanın da ya yakıldığını ya kırılıp döküldüğünü ya da haraç mezat satıldığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1920’li yılların sonunda Merasim Köşkü’nün bir süre kumarhane olarak işletilmesinin, sarayın maruz kaldığı hoyratlığın örneklerinden biri olduğuna işaret ederek, zamanın belediye yetkililerince sırf turistlerin ilgisine mazhar olabilmek adına “Yıldız Gazinoları” projesinin hayata geçirildiğini anlattı.
“TİTİZ BİR ÇALIŞMAYLA SAVARONA’YI RESTORE ETTİRDİK”
İtalyan bir şirket tarafından işletilen kumarhanenin bir yıl sonra kapatıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece Yıldız Sarayı değil, milletimizin tarihinde ve hafızasında iz bırakan birçok obje de bu kadirbilmezlikten payını aldı. Gazi Mustafa Kemal’in ömrünün son aylarını geçirdiği Savarona yatının hangi skandallarla gündeme geldiğini hepimiz hatırlıyoruz. Gazetelere de yansıyan ahlaksızlık hadisesinden sonra süratle harekete geçtik ve Savarona yatını devraldık. Titiz bir çalışmayla Savarona’yı restore ettirdik ve kısa bir süre sonra inşallah restorasyonu bitiyor. Ardından olması gerektiği şekilde misafir devlet ve hükûmet başkanlarını ağırlamak için inşallah kullanmaya başlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bunu bile eleştirenlerin ve akla hayale gelmedik iddialarda bulunanların çıktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Oysa lafa gelince Atatürk konusunda mangalda kül bırakmayanların çürümeye terk ettiği Savarona yatına sahip çıkan yine biz olduk. Aynı durum pek çok tarihî eser, yapı ve obje için de geçerlidir. Birileri Cumhuriyet’in arkasına saklanıp Osmanlı karşıtlığı yaparken biz hiçbir zaman ayrım gözetmeden tarihimizin tüm dönemlerini kucakladık” dedi.
“Tarihe vefa geçmişe saygı anlayışıyla ülkemiz ve yurt dışındaki ecdat yadigârı eserlerimizi yeniden ayağa kaldırdık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla 2002’den bu yana yaklaşık 6 bin vakıf kültür varlığının restorasyonunu veya onarımını gerçekleştirdik. TİKA aracılığıyla gönül coğrafyamızın dört bir ucunda 120’nin üzerinde restorasyon çalışması yaptık. Millî Saraylar Başkanlığımız öncülüğünde de birçok başarılı proje yürüttük. Beykoz Cam ve Billur Müzesi’nden Ankara Palas Müzesi’ne, Topkapı Sarayı’nda uzun yıllar kapalı kalmış ‘Uzun Hazine Koleksiyonu’, ‘Kaftanlar Koleksiyonu’, ‘Hat Eserleri Koleksiyonu’ ve Mecidiye Köşkü ile Mukaddes Emanetler Dairesi’ne varıncaya kadar birçok eseri ihya ettik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mazinin, aklının, ruhunun, estetik zevkinin nakşolduğu her bir değerin, milletin ezelden ebede uzanan yolculuğunun kilometre taşları olduğunu, restore edilen camileri, köprüleri, çeşmeleri, hanları, türbeleri, medeniyetin konuşan, yaşayan canlı hafızaları olarak gördüklerini dile getirdi.
“EDİRNE SARAYI’YLA İLGİLİ RESTORASYON ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”
Bütün bu yenileme çalışmalarını kökleriyle bağları güçlendirme çerçevesinde değerlendirdiklerini, bu yüzden de çok çok önemsediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıldız Sarayı’nı yeniden ayağa kaldırmak suretiyle de bunu yaptık. Hafıza mekânlarımızdan bir tanesini daha halkımızın istifadesine sunduk. Sarayın sadece taşlarını, duvarlarını, kaldırımlarını, mobilyalarını aslına rücu ettirmedik, burayı aynı zamanda asli kimliğine uygun olarak kullandık. Cumhurbaşkanlığımız döneminde onlarca görüşmeyi, kabulü, zirveyi burada düzenledik. Birçok çalışmamızı burada yaparak aslında bu tarihî mekânı tekrar hayata döndürdük. Yaklaşık 6 yıllık çalışmalarımız neticesinde Yıldız Sarayı, milletimizin her bir ferdinin gururla gezebileceği, gençlerimizin tarihimizin çok önemli bir bölümünü bizzat teneffüs edebileceği muhteşem bir müze olarak hizmet vermeye hazır hale geldi” diye konuştu.
Millî Sarayları millete açma hamlelerinin en önemli halkasının Yıldız Sarayı’nı halkla buluşturmak olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer kaderine terk edilmiş tarihî eser olan Edirne Sarayı’yla ilgili restorasyon çalışmalarının devam ettiğini, orayı da tamamlayıp, ülkeye kazandıracaklarını, bundan sonra da ecdadın emanetlerine sahip çıkmayı sürdüreceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı” hedeflerine adım adım ilerlerken ecdadın mirasını koruyacaklarını, ayaklarını binlerce yıllık medeniyet temellerine sağlam basacaklarını, 21. yüzyılı Allah’ın izniyle “Türkiye’nin Yüzyılı” yapacaklarını kaydetti.
Sultan 2. Abdülhamid Han’ı ve kahraman ecdatları rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, restorasyonda emeği olan herkesi tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle inşallah bugünden itibaren halkımıza açtığımız bu mekânı, önümüzdeki ayın sonuna kadar, bu ay dâhil, önümüzdeki ayın da sonuna kadar, ücretsiz olarak ziyarete açmış olacağız. Hayırlı olsun. Rabbim milletimize, emanetine gözleriyle gezerek, görerek sahip çıkmayı da nasip etsin” dedi.
Konuşmanın ardından İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş katılımcılara dua ettirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, duanın ardından, “Sadece pazartesi günleri ziyarete kapalı olacak ama bunun dışında sürekli halkımızın ziyaretine açık olacak” bilgisini verdi.
Törende Millî Saraylar Başkanı Yasin Yıldız, Erdoğan’a Yıldız Sarayı’nda yer alan vazonun replikasını hediye etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra katılımcılarla açılış kurdelesini kesip, açılışı yapılan alanları gezdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu 6. Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapıldığı İskender Bey Meydanı’nın girişinde Arnavutluk Başbakanı Edi Rama tarafından karşılandı. Arnavutluk Başbakanı Rama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zirvenin oturumlarının yapılacağı Opera Binası’na kadar eşlik etti.
Açılış programının ardından liderler, aile fotoğrafının çekileceği alana geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler daha sonra günün anısına Avrupa Siyasi Topluluğu’nun logosunun bulunduğu panoyu imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Büyük bir sabırla, kararlılıkla ve samimiyetle yürüttüğümüz ‘Terörsüz Türkiye’ girişimimizle ülkemizin huzurunun, refahının, kalkınmasının ilerlemesinin önündeki bir engeli daha inşallah çekip alıyoruz. Şundan emin olunuz: ‘Terörsüz Türkiye’ en çok da Türkiye ekonomisini şaha kaldıracaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 2025 Yılı Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni’ne katıldı.
Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni, aslında bu ülkenin büyümesinin, kalkınmasının gizli kahramanlarına bir vefa borcudur. Bu sene de 73’ü Genel Kurul Delegesi, 25’i Oda ve Borsa Genel Sekreteri olmak üzere 98 kardeşimize plaketlerini takdim ediyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Delegesi olarak Birlik çatısı altında 10. 20. ve 30. yılını tamamlayan ve bundan dolayı da Şeref Belgesi almaya hak kazanan üyeleri tebrik ederek, “Bugün plaket alacak 98 kardeşimiz sadece TOBB’a hizmet etmedi, bu kardeşlerimiz bu ülkeye de gönül verdiler, vizyon kattılar. Bu milletin refahı, esenliği, huzuru için ter döktüler. Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline inanmaktan hiç vazgeçmediler. Sadakatin yanı sıra gayretin, inancın yanı sıra fedakarlığın simgesi olan bu plaket ve belgelerin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Birliğimizin üyelerinin her birine ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına, büyümesine yaptıkları katkı için ayrı ayrı şükranlarımı iletiyorum” diye konuştu.
“YILDA 36 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPABİLEN ÜLKEYİ, 265 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPAN ÜLKE SINIFINA ÇIKARDIK”
TOBB camiasının Türkiye’nin son çeyrek asrına bizzat şahit olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türk ekonomisinin nereden nereye geldiğini en iyi sizler biliyorsunuz. 2002 sonrasında perçinlenen siyasi istikrar, özel sektörümüzün becerisi ve dinamizmiyle birleşince bugün her alanda ileriye giden bir Türkiye ortaya çıktı. Şurası bir gerçek ki 23’üncü yılına giren bu yolculuk süresince daima sizlerle dayanışma içinde olduk. Koordinasyon içinde hareket ettik. İhracat başta olmak üzere Türkiye’nin ekonominin her alanında yazdığı başarı hikayesine birlikte imza attık. Yılda sadece 36 milyar dolar ihracat yapabilen bir ülkeyi 265 milyar dolar ihracat yapan ülke sınıfına biz çıkardık. Turizmde 13 milyon kişiden 61 milyon ziyaretçi sayısına beraber getirdik. İş dünyamızı, girişimcilerimizi, yatırımcılarımızı dünya pazarlarına sizlerle birlikte açtık. Yine bu dönemde ülkemizi, demokrasimizi ve ekonomimizi hedef alan nice saldırının, sıkıntının, badirenin üstesinden beraberce geldik. Yani 23 yılda ne yaptıysak birlikte yaptık, birlikte başardık. Bakın bugün TOBB’un 2 milyona yaklaşan üyesi var. Bu üyelerimiz, ülkemiz ihracatının yüzde 99’unu gerçekleştiriyor. Kayıtlı istihdamın yüzde 71’i sizlerin çatısı altında. Bu ülkede üretimi, yatırımı, ihracatı ve istihdamı sizler temsil ediyorsunuz. Biz de bu gerçekten hareketle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bütün genel kurullarında sizlerle bir araya gelmeye büyük önem verdik. Bakanlarımızla birlikte TOBB Türkiye Ekonomi Şuralarında yine sizlerle beraber olduk.”
“TÜRKİYE OTOMOBİL YAPAMAZ DİYENLERE EN GÜZEL CEVABI YOLLARIMIZI SÜSLEYEN ON BİNLERCE TOGG İLE VERDİNİZ”
TOBB ve oda-borsalar aracılığı ile iş dünyasınca kendilerinden talep edilen pek çok konuyu hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nasıl biz sizlerin yanında olduysak, TOBB ailesi olarak siz de ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizde bizi asla yalnız bırakmadınız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 TOBB Genel Kurulunda yaptığı çağrıya karşılık verildiğini anımsatarak, “Türkiye’nin otomobili, TOGG’un hayata geçmesini sağladınız. ‘Türkiye otomobil yapamaz’ diyenlere, ‘arabayı burada üretmiyorlar, yurt dışından getiriyorlar’ diyenlere, ‘hani bunun fabrikası’ diyen kifayetsizlere en güzel cevabı yollarımızı süsleyen on binlerce TOGG ile verdiniz. 60 sene önce Devrim Otomobili Projemiz, eften püften sebeplerle sabote edilmişti ama devrin otomobilini hayata geçirmeyi biz başardık” ifadesini kullandı.
TOGG’un şu an yüzde 30 pazar payı ile yurt içinde lider konumunda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “SUV’dan sonra sedan modeli de çıkarılıyor. İnşallah seneye yurt dışına ihracata başlayacak. Artık dünyanın farklı ülkelerindeki yollarda, köklü otomobil markalarıyla yan yana millî markamız TOGG’u da göreceğiz. Savunma sanayinde özellikle insansız hava araçlarında, biliyorsunuz küresel ölçekte ilk üçteyiz. Bir dönem olmadık bahaneler öne sürülerek ülkemize verilmeyen İHA, SİHA teknolojisinde şimdi dünyada parmakla gösterilen konuma geldik. Ürün almak için başkalarının kapısını çalan ülkeyken, hamdolsun artık kapısı çalınan bir ülke olduk. Aynı başarı hikayesini eğitim uçağımız Hürjet’le yakalamak istiyoruz. Dün İspanya’da Hürjet projemiz için önemli bir mutabakat imzaladık. Dikkat edin, İspanya diyorum, Çatladıkapı değil. Mutabakat neticesinde Airbus ve TUSAŞ, Hürjet’in İspanya Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmesi için ortak çalışma yapacak. Savunma sanayi alanında yakaladığımız ihracat başarısını, TOGG’da da elde etmemiz pekâlâ mümkündür. Yeter ki biz kendimize güvenelim, özgüven sahibi olalım. Allah’ın izniyle gerisi zamanla gelecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB’un dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk 3 oda sisteminden biri hâline gelmesinden iftihar ettiğini söyledi.
“DEPREM BÖLGESİNİN İHYASI EN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİMİZ OLMAYA DEVAM EDECEK”
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri sonrasında TOBB’un bu milletin bir kurumu olduğunu bir kez daha göstermesinin ayrıca takdire şayan olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedeleri tekrar yuvalarına kavuşturmak için başlatılan konut kampanyasına özel sektörün en büyük desteğinin TOBB tarafından geldiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinin yeniden imar ve ihyasına verdikleri destek için TOBB’a teşekkür ederek, “Ülkemiz ekonomisine 104 milyar doların üzerinde maliyeti olan bu büyük felaketin altından yüz akıyla kalkıyoruz. Afetin ikinci yıl dönümünde 201 bin konutun anahtarlarını teslim ettik” dedi.
Dünyanın en büyük şantiyesine çevrilen deprem bölgesinde inşaat çalışmalarının 7 gün 24 saat esasına göre yürüdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıl sonuna kadar kalan 252 bin konutu da tamamlayarak sene başında 453 bin konutun anahtarlarını hak sahiplerine teslim etmiş olacağız. Depremzede kardeşlerimiz güvenli, huzurlu ve modern evlerine girmeden hiçbirimiz rahata eremeyiz. Deprem bölgesinin ihyası en öncelikli gündemimiz olmaya devam edecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıl boyunca çok çalışarak 2023 yılı hedeflerine birlikte ulaştıklarını, şimdi ise gözlerini 2053’e diktiklerini belirterek, “Bunun için heyecanımızı her gün tazeliyor, yeniliyor, her zaman ileriye bakıyoruz. Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan bu ülkeye eser kazandırmanın heyecanını, sevincini ve elbette haklı kıvancını kalbimizin derinliklerinde hissediyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sırasında TOBB’un bir delegesi, “Sayın Cumhurbaşkanım 40 yıldır akan kardeş kanının durmasına vesile oldunuz. Allah sizden razı olsun. Tarih sizi yazacak” diyerek, Yüksekova’nın il olmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de şu anda Yüksekovaların sayısı çok fazla. Hepsi il olmak için sıraya girdiler. Hepsi de ‘biz de il olmamız lazım’ diyorlar. Şu anda Yüksekova Havalimanı’na sahip ya” yanıtını verdi.
Türkiye ekonomisinin omurgasını temsil eden TOBB’u, Türkiye’nin en saygın kurumlarından biri olarak gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonominin sağlıklı ve güvenli bir ortama kavuşmasında, giderek artan belirsizliklerin ortadan kaldırılmasında, iş dünyamızın tüm kesimlerinin önünü görebilmesinde, daha önemlisi Türk ekonomisinin hedeflerine ulaşmasında sizlerin yapıcı, yol gösterici politikalar üretmesi bizim için büyük önem taşıyor. Bilhassa, Terörsüz Türkiye çabalarımızın menziline kazasız belasız ulaşmasında sizlerin desteği, dayanışması, katkısı kritik öneme sahiptir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 1984 yılından bugüne 41 yıl boyunca bölücü terörün kanlı eylemlerine sahne olduğunu hatırlatarak, bu süre zarfında terörle mücadelede 10 binden fazla güvenlik görevlisinin şehit verildiğini, 41 yıl boyunca 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini söyledi.
Terörün Türkiye’ye doğrudan ve dolaylı maliyetinin 2 trilyon doları bulduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada şu hususu özellikle vurgulamak istiyorum; terör sadece terör olarak kalmadı. Terör üzerinden maalesef değişik sektörler ortaya çıktı. Hani terör baronları diyoruz ya işte terörün varlığından, terör eylemlerinden örgüt kadar başkaları da şahsi rant elde ettiler” diye konuştu.
Silah tüccarları, zehir tacirleri, insan kaçakçıları, gençlerden beslenen illegal yapıların terörün bölgesinde ve gölgesinde işlerini büyüttüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Terör meselesi üzerinden siyasi istismar yapanlar oldu. Terör bataklığında kendi kirli fikirlerini, kirli emellerini yaymak isteyenler oldu. Türkiye dışarıdan şiddet eylemlerine maruz kalırken içeride bunu fırsata çevirmeye çalışan işte o terör baronlarının da istismarına maruz kaldı. Geçmişte bu meselenin çözümü için bilhassa merhum Özal döneminde çok cesur adımlar atıldı ama dışarıdan olduğu kadar içeriden yapılan sabotajlarla bu çözüm engellendi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin gerçekten çok büyük bedeller ödediğini belirterek, binlerce annenin yüreğine kor bir ateşin düştüğünü, Türk-Kürt kardeşliğinin ağır yaralar aldığını söyledi.
Göreve geldikleri andan itibaren hem Türkiye’nin demokrasi açığını özellikle kapatmak hem de terör belasından Türkiye’yi ve Kürtleri kurtarmak için çok büyük emekler verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesinden vesayetle mücadeleye, adına ‘sessiz devrim’ dediğimiz tarihî nitelikte adımlar attık. Terör örgütünün beslenme alanlarını hamdolsun önemli ölçüde kuruttuk. Buradaki birçok kardeşim, ekranları başında bizi izleyen milyonlarca vatandaşımız bu uğurda gösterdiğimiz samimi gayretin en yakın şahididir. Biz bu süreçte şunu da gördük; terör örgütü kanlı eylemler yaparken dönem dönem içeride muhalefet, iktidarı yıpratmak için bu saldırıları acımasızca kullandı. Topluma korku salmak, milletin arasına nifak duvarları örmek, siyaseti terör sopasıyla hizaya sokmak için yıllarca bu eylemler istismar edildi. Terör belasından kurtulma umudu arttığında ise bunlar çözmesin de gerekirse terör devam etsin diyecek kadar vicdanını kaybedenler çıktı. Tıpkı yakın tarihte Edirne’yi düşmana karşı savunmak için yola çıkan merhum Enver Paşa’ya ‘Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin’ dedikleri gibi açık söylüyorum, bize de ‘terörü bu iktidar bitireceğine hiç bitmesin daha iyi’ diyenler çıktı. Bu tavra, 15 Temmuz gecesi 253 vatan evladını alçakça şehit eden FETÖ ile mücadelemizde de şahit olduk.”
“KANLA YAZILAN BİR İHANET SAYFASININ KAPANMASI NOKTASINDA ÖNEMLİ BİR FIRSAT PENCERESİ ARALANIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin FETÖ’nün üzerine kararlılıkla gittikçe, ana muhalefet partisinin vekilleri, yetkilileri ve yöneticilerinin FETÖ’cülere kol kanat gerdiğini söyledi.
Şehitlerin naaşları dahi soğumadan 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” iftirası atanları hiçbir zaman unutmayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef bugün de aynı şebekenin hezeyanlarıyla karşılaşıyoruz. Bölücü örgüt çıkıyor kendini feshettiğini ve silah bırakacağını açıklıyor. Neredeyse yarım asırdır kanla yazılan bir ihanet sayfasının tamamen kapanması noktasında önemli bir fırsat penceresi aralanıyor” diye konuştu.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki vatandaşlar, “terör tehdidi altında yaşamaktan inşallah artık kurtuluyoruz” diyerek meydanlarda sevinç halayları çekerken, birilerinin adeta karalar bağladığı ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ellerindeki o kanlı sektörü, o istismar tezgahını kaybetmekten korkanlar neredeyse terör örgütüne yalvaracaklar, ‘ne olur bizi bırakıp gitme’ diye ağlayacaklar. İşte böyle derin bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. ‘Cumhur İttifakı bitireceğine terör hiç bitmesin, devam etsin’ diye yas tutanlar, ağıt tutanlar, ağlaşanlar var” değerlendirmelerinde bulundu.
“DEVLETİMİZ HİÇBİR GÜCÜN KARŞISINDA DİZ ÇÖKMEZ”
“Bir defa şunu açık ve net tekrar söylemek isterim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, büyük bir devlettir, kudretli bir devlettir. Devletimiz hiçbir gücün karşısında diz çökmez ve çökmemiştir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bakın 40 yıl boyunca ağır bedeller ödenmiştir fakat Türkiye, geldiğimiz noktada bu meseleyi artık bir hal yoluna koymuştur. Devletimizin toprak bütünlüğü, milletimizin birlik ve beraberliği, üniter yapımız, bayrağımız, resmî dilimiz asla tartışma konusu değildir. Ne yapılıyorsa ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diyerek sembolleştirdiğimiz ilkelerimiz çerçevesinde yapılmaktadır. Cumhuriyetimizin temel niteliklerine dokunulmasına bu işin yaygarasını koparanlardan önce biz karşı çıkarız, biz itiraz ederiz. Yapıcı eleştirilere, tenkitlere, tekliflere sonuna kadar açığız. Bakın bundan da büyük memnuniyet duyarız ama Terörsüz Türkiye çabalarının zorlaştırılmasına iyi niyetli bakmayız.”
“ÜLKEMİZİN HUZURUNUN ÖNÜNDEKİ BİR ENGELİ DAHA ÇEKİP ALIYORUZ”
Kimsenin kaygı, endişe ve korku duymasına gerek olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte ne yaptıklarını çok iyi bildiklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletimizin tüm kurumları, kadroları ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Büyük bir sabırla, kararlılıkla ve samimiyetle yürüttüğümüz Terörsüz Türkiye girişimimizle ülkemizin huzurunun, refahının, kalkınmasının, ilerlemesinin önündeki bir engeli daha inşallah çekip alıyoruz. Şundan emin olunuz, Terörsüz Türkiye en çok da Türkiye ekonomisini şaha kaldıracaktır. Menzile vardığımızda bundan en fazla TOBB camiası istifade edecektir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin artık yeni bir ligde top koşturmaya başlayacağını belirterek, “Onun için de Terörsüz Türkiye yürüyüşümüzde en çok da sizlere görev düşüyor. Bu salonda Anadolu var. Bu salonda Anadolu’nun emeği, alın teri, birikimi var. Sizler de omuz omuza verdiğinizde inşallah Türkiye bu meseleden çok daha hızlı çıkacaktır. Her birinize emekleriniz, gayretleriniz, fedakarlıklarınız, Türk ekonomisine kazandırdıklarınız için kalpten teşekkür ediyorum. Şeref belgesi ve plaket alacak tüm dostlarımı tebrik ediyorum” dedi.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından minyatür sanatıyla yapılan bir tablo takdim edildi.
Marka & Patent çetesi | FETÖ’cüler İnsanlara kumpas kurarak adli sicil kayıtlarını kirletmek için her türlü yolsuzlukları yapıyorlar. FETÖ’cülere Kimler yardım ediyor
FETÖ’cüler Marka Patent İşlerini Çok Seviyorlar ? Bu cesareti kimlerden alıyorlar ? FETÖ’cülere Kimler yardım ediyor
Şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemle dolandırıcılık!
Bir FETÖ’cü nasıl anlaşılır?
Yalan söylemekte, Kumpas kurmakta, Dikizlemekte, Devlet imkanlarını örgüt için kullanmakta, Kamu ve insanların malına konmakta, adam öldürmekte uzmandır bunlar! merhamet ve vicdanları yoktur Makam mevki ve para için her şeyi yaparlar
Hak yediler Soru çaldılar, insanlara kumpas kurdular, özellerini teşhir ettiler, o görüntülerle tüm istediklerini aldılar.
İşyerlerine Kamu kurumlarına sitelere evlere kameralar kurdular hem insanları izlediler hem dinlediler insanların özel hayatlarına girdiler evlerine gizli kameralar kurdular bu yolla insanları ,şirketleri ,tehdit ettiler .her türlü yolsuzluğu yaptılar
Bunlar ne kadar insanlık suçu varsa işledi hala işlemeye devam ediyorlar
40 yıl boyunca sinsi sinsi örgütlendiler.
Suçsuz insanları kumpas kurup hapse attırdılar merhametsizler
Türkiye’nin ve şirketlerin sırlarını sattılar Casusluk yaptılar.
Devleti ele geçirmek için her şeyi yaptılar.
Kaç masum insanın yuvasını yıktılar kim bilir?
Nice esnafı iflas ettirdiler kurdukları kumpaslarla Mallarını ele geçirdiler
Paravan holding ler kurdular insanların Mallarına el kondular.
Karşı çıkanı da ölüme yolladılar…
Vicdandan yoksun, gaddar, zalim merhamet yoksunudur bunlar
Her türlü iftirayı atabilecek, her yalanı söyleyebilecek kadar zalimdirler.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.