Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde ev sahipliğini yaptığı, pek çok ülkeden devlet ve hükûmet başkanlarının eşleri ile özel temsilcilerin katılımıyla düzenlenen “Filistin İçin Tek Yürek” temalı zirvede konuklara hitap etti.
Bugün, bütün öğrencileri şehit olduğu için öğrenim yılının resmen sona erdiğini açıklayan Gazze Eğitim Bakanlığı’nı konuşmak için buluşmadıklarını belirten Emine Erdoğan, “Kardeşlerini ‘Korkmayın, birazdan öleceğiz’ sözleriyle teselli eden, tabuttan daha güvenli bir yer bilmeyen çocuklar için de çok geç bugün. ‘Büyüyünce ne olacaksın?’ sorusuna, ‘Filistinli çocuklar büyüyemeyiz ki’ diyen o yavrular için de geç kaldık. Oyunları bombalardan kaçmak, sedyeyle yaralı taşımak, enkaz kazmak ve şehitlik olan çocukları anmak için toplanmadık bugün. Bugün buradayız, çünkü biz amasız ve niyesiz bir ateşkes talep ediyoruz” diye konuştu.
Emine Erdoğan, tarihte yaşatılan korkunç mağduriyet üzerinden kendine uluslararası meşruiyet alanı açmış bir devleti, ona karşı duyulan suçluluk psikolojisi içinde on yıllardır, göz göre göre şımartan uluslararası sistemin son 40 gündür nasıl bir canavara dönüştüğüne şahit olduklarını dile getirdi.
“Her şey aklıma gelirdi de bir gün savaşlarda kimliği belirlenemeyen askerler için kullanılan ‘meçhul asker’ kavramını çocuklar için kullanacağımızı düşünmezdim” ifadesini kullanan Emine Erdoğan, şunları söyledi: “El-Şifa Hastanesi’nde çalışan doktorun, ‘En zor şeyin, ölmüş küçük bir bebeğin vücuduna meçhul bebek yazmak’ olduğunu söylemesi, Gazzeli çocukların içinde bulunduğu dehşeti özetliyor. Gazze bugün artık, meçhul çocuklar şehri. Bir anne, bir kadın, bir insan olarak böyle kirli bir mirası hesabı görülmeden sonraki nesillere devretmeyi reddediyorum. İsrail devletinin ilgili bütün mensuplarının, işledikleri tüm savaş suçları sebebiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarını talep ediyorum. Filistin’de bugün yaşanan post-modern holokostun, bir kendini savunma hakkının tezahürü olduğunu iddia edenlerin de aynı şekilde sorumlu tutulması gerektiğine inanıyorum. Artık kimse bu komik retoriklerle dünyanın vicdanlı insanlarını aptal yerine koymasın.”
“YAKIN GEÇMİŞTE YAHUDİLERİ YOK ETMEK İSTEYEN ZALİMLİK İLE AYNI YERDE ANILACAKSINIZ”
Neredeyse bir asırdır Filistin halkına reva görülen ırkçı uygulamaları, sistematik hırsızlığı ve işgal planlarını, artık bütün dünyanın apaçık bir şekilde gördüğüne işaret eden Emine Erdoğan, doğuda ve batıdaki tüm devletler değilse de bütün halkların artık Filistin’in haklı davasının müdafisi olduğunu belirtti.
Emine Erdoğan, “Sözde hümanist değerlerin taşıyıcısı olduğunu iddia eden tırnak içinde ‘medeni dünyanın’ 40 gündür içine düştüğü acziyetten, izlediği ikiyüzlü siyasetten, kendi halkları gibi biz de büyük bir utanç duyuyoruz. Kimse ilk taşı atamıyor, çünkü çoğunun bu suçta tarihi bir payı var. Bugün yaşanan etnik temizliği, yaratıcının buyruğu olarak savunanlara sesleniyorum. Allah, hiçbir çocuğun öldürülmesine izin vermez. Yaratıcıya böyle korkunç bir iftirayı, ne cüretle atarsınız? Bir Müslüman olarak bunu şiddetle reddediyorum. Çünkü bizim inandığımız Allah, rahmandır, rahimdir. İlahi azabı hak etmiş şehirlerde bile en azından 10 masum bulunur diyen, o masum canlar için azabın gelmemesini dileyen, kendisini o canlar için feda etmeye hazır, tüm insanlığı manevi çocukları kabul eden, ortak atamız Hazreti İbrahim Aleyhisselamın karşısına hangi yüzle çıkacaksınız? Merak ediyorum, 4 binden fazla çocuğu, kendi sapkın ideolojiniz uğruna katlettiğinizi, Hazreti İbrahim’e nasıl açıklayacaksınız?” ifadelerini kullandı.
“HİÇBİR İDEOLOJİ, HİÇBİR SİYASİ MENFAAT MASUM BİR İNSANIN CANINDAN DAHA DEĞERLİ DEĞİLDİR”
Hazreti İbrahim ve diğer peygamberler başta olmak üzere bütün iyilik önderlerinin, kendilerini adadıkları barış ve selamet yolunu izledikleri için bugün burada olduklarını dile getiren Emine Erdoğan, Aliya İzzetbegoviç’in işaret ettiği gibi şiddet sarmalını oluşturan bir intikamın değil, herkes için adil ve sürdürülebilir bir barışın peşinden gittiklerinin altını çizdi.
Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hiçbir ideoloji, hiçbir siyasi menfaat, hiçbir ekonomik kazanç, masum bir insanın canından daha değerli değildir. Siyonist çarkın gerçeklikten kopuk, adaletten uzak planlarını işletmek için çocukları, adeta harcanacak bir yakıt gibi gören bu narsisizmine, insanlığın yenik düşürülmesini reddediyorum. Yaptıklarınızla dünyada iyiye, güzele, doğruya dair ne varsa hepsini incitiyorsunuz. Öldürdüğünüz kardeşlerinizin kanı topraktan sesleniyor, duyuyor musunuz? Hiçbir ilahi ahit, hiçbir meşru siyasi ideoloji zulmü kapsamaz. Yeryüzünde katliam, işgal ve hırsızlık yapanları, inançların yaşanmasını engelleyenleri nasıl bir son beklediğini tarih sayısız örnekle gösteriyor. Tarihin vicdanı, hiçbir dönemde zalimin yanında olmamıştır. Bugün bu zulmü gerçekleştirenler bilsinler ki onların isimleri, kıskançlığı ve hırsı yüzünden kardeşinin canına kıyan Kabil’in, çocukları katleden Nemrud’un, yüzlerce yeni doğanı öldüren Firavun’un yanında anılacak. Yakın geçmişte Yahudileri yok etmek isteyen zalimlik ile aynı yerde anılacaksınız.”
İkinci Dünya Savaşı’nda, 13 yaşında Yahudi bir kız çocuğu olan Anne Frank’in yaşadığı zulmü günlüklerine aktarırken kullandığı ifadelerin neredeyse aynılarını bugün Gazze’de evi yıkılan ve güneye kaçmak zorunda kalan Bisan Owda’nın videolarında izlediklerini aktaran Emine Erdoğan, “İsrailli bir bakan, Gazze’ye atom bombası atmayı seçeneklerden birisi olarak değerlendirirken sesini dahi çıkarmayanlar, Hiroşima’nın kızı Sadako ile Filistin’in çocukları arasında ne fark görüyorlar, merak ediyorum. Dün ‘Çocukları küçük kurşunla öldürürler, değil mi anne?’ diye soran Bosnalı çocuğu kurtaramamanın ağırlığını taşıyan küresel vicdan, bugün Gazzeli çocukların üstüne yağan füzeleri durdurmak için daha neyi bekliyor? Yerin üstü bir cehenneme, yerin altı bir çocuk nekropolüne çevrilmişken, orada vaat edilen herhangi bir geleceğin neşet etmesi mümkün değildir. Böylesi bir yıkımın üstüne bina edilmiş bir düzende kim kendini gerçekten güvende hissedebilir?” diye konuştu.
“İNSAN TANIMI, SADECE BATI’NIN BELİRLEDİĞİ SINIRLAR İÇİNDEKİLERİ Mİ KAPSIYOR?”
Emine Erdoğan, İsrail’e ve Birleşmiş Milletler’in daimi beş üyesine şu sözlerle seslendi: “Buradan, İsrail devletine ve dünyada barış ve düzeni tesis etmekle mükellef Birleşmiş Milletler’in daimi beş üyesine sormak istiyorum, bu vahşeti durdurmak için hangi kritik ölüm eşiğini bekliyorsunuz? Vicdanları sağır eden sessizlikteki uluslararası topluma sormak istiyorum. 40 gündür devam eden bu utanç döneminden sonra hangi hakla dünyada barışı ve adaleti, insanlığın evrensel değerlerini savunacaksınız? Charlie Hebdo’da, ölenlerin hukukunu korumak için sıraya giren, o fotoğraf karesinde büyük bir şevkle boy gösteren dünya liderlerinin, Gazzeli masumlar karşısında büründüğü sessizlikten hangi anlamı çıkarmamız gerekiyor? İnsan Hakları Beyannamesi’nde ve uluslararası birçok sözleşmede, hakları koruma altına alınmış insan tanımı, sadece Batı’nın belirlediği sınırlar içindekileri mi kapsıyor?”
Emine Erdoğan, “Bir canı diğerinden ayıran, kendisinden olmayan herkesi ve her şeyi değersizleştiren bu karanlığa asla teslim olmayacağız. Dili, dini, ırkı, rengi ne olursa olsun insanı merhametle kucaklayan, özü itibarıyla değerli gören bir küresel anlayışı savunacağız. Masumu, mülteciyi, kadını ve çocuğu, velhasıl insanı geldiği yere göre değerlendiren ayrımcı zihniyetin ilelebet karşısında duracağız” mesajını verdi.
Bugün tanık oldukları şeyin bir savaş değil, sadece en güçlü ve zalim olanın hayatta kaldığı, öteki hayatların kolayca harcanabildiği bir dünya düzenini kabul ettirme çabası, ezelden gelip ebede sürecek olan iyinin, güzelin, hakikatin batıl ile kavgası olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “İşte bu sebeple bütün devlet başkanı eşlerini, Gazze’de öldürülenlerin, kitlesel bir kıyım sürerken sesleri bastırılmak ve susturulmak istenenlerin sesi olmaya davet ediyorum. Gazzeli ve uluslararası basın mensupları, sağlıkçılar, insani yardım çalışanları; onları korumakla mükellef uluslararası toplum başarısız olurken, canları pahasına insanlık için adeta bir nöbetteyken, biz de ateşkes ilan edilene dek onlar için bulunduğumuz her yerde elimizdeki tüm imkân ve araçlarla nöbet tutalım. Yeni kamusal alan hâline gelen sosyal medyada hep birlikte nöbet hâlinde derhal ateşkes, barış ve insani yardım çağrımızı sürdürelim. Her birimizin ayrı ayrı güçlü, bir araya gelince ise çok daha güçlü bir sesimiz var. Sözlerimizi, onlar için ve dünya için hemen şimdi ateşkes için birleştirelim. Gelin bu buluşmayı, sözden eyleme taşıyarak Filistin’de barış için bir inisiyatif hâline getirelim.
Çünkü ateşkes, öncelikli hedefimiz olsa da nihai hedef değil. Bütün dünyayı, aynı sesle Filistin’de ve İsrail’de kalıcı barışın sağlanması için çabalarımızı birleştirmeye çağıralım. Filistinli çocuklara ve gençlere, ölmek ya da öldürülmek dışında insan onuruna yakışır bir gelecek borçluyuz. İşte bu yüzden başkenti Doğu Kudüs olan, toprak bütünlüğü korunmuş, tam bağımsız bir Filistin devletini kapsayan iki devletli çözümün vaat ettiği gecikmiş barışı tesis etmenin artık tam vakti. Bölgenin ve hatta dünyanın barış ve huzuru için Filistin’deki haksız işgal sona ermeli ve İsrail gasp ettiği toprakları sahibine, Filistinlilere geri vermelidir. Gazze, çocuklarına aydınlık bir gelecek sunabilecek şekilde, yıkıntıları arasından yeniden inşa edilmelidir. Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlar bünyesinde, İsrail’in yıktığı okulları, parkları, hastaneleri yeniden inşa etmek üzere şimdiden bir fon kurulmalıdır.”
Emine Erdoğan, bugün burada bulunarak ve video mesaj göndererek Filistin için tek ses, tek yürek olma çağrısına amasız, şartsız destek veren konuklara teşekkür ederek, bu salonda, barış ve kardeşlik adına söylenecek her sözün birbirine karışıp dünyada ve en çok da karar vericiler nezdinde anlamlı bir akis bulacağını umut ettiğini söyledi.
“Lütfen unutmayın, bugün Filistin’i yıkıntılar, kan, gözyaşı ve dumanlar arasında görüyor olabiliriz ama bu karanlık resmin ötesinde, bizim bir Filistin hayalimiz var” diyen Erdoğan, “Gazze’nin sahillerinde dini, etnik kökeni fark etmeksizin Filistinli çocukların el ele, kardeşçe koşturduğu bir hayal. Limon ağaçlarının çiçek açtığı, güneşin zeytin dallarındaki meyvelere vurduğu, babaların korkusuzca evlatlarıyla buluştuğu, annelerin çocuklarını öpüp mezara değil yatağına koyduğu bir Filistin. Bu Filistin hayali bizim ellerimizde, vereceğimiz sözlerimizde, bugünkü eylemlerimizde. Etrafımızı saran karanlıkta, vicdanlarınızla insanlığa ışık olmaya niyetli sizler, iyi ki varsınız” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
Zirveye; Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’nin annesi Şeyha Moza binti Nasır, Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall’ın eşi Marieme Faye Sall, Malezya Kraliçesi Tunku Azizah Aminah Maimunah Iskandariah, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in eşi Ziroat Mirziyoyeva, Kongo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Denis Sassou N’Guesso’nun eşi Antoinette Sassou N’Guesso, Bangladeş Cumhurbaşkanı Muhammed Şahabuddin Çuppu’un eşi Rebeka Sultana, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Hırvat üyesi Zeljko Komsic’in eşi Sabina Komsic, Lübnan Başbakanı Necip Mikati’nin eşi May Mikati, İskoçya Bölgesel Başbakanı Hamza Yusuf’un eşi Nadia El-Nakla, Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nın eşi eşi Amina Ali Muhammed El-Shavush El-Dilawi, Filistin Özel Temsilcisi Ferial Kamel Abdalrahman Salem, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid en-Nehyan’ın eşi Sheikha Alyazia bint Saif Al Nahyan, Mısır Planlama ve Ekonomik Kalkınma Bakanı Dr. Hala Elsaid ve Türkmenistanlı Diplomat Chinar Rustamova katıldı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in eşi Mihriban Aliyeva, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın eşi Rosangela da Silva ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun eşi Cilia Flores de toplantıya video mesaj gönderdi.
Emine Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’ne gelen konukları kapıda tek tek karşıladı. Daha sonra Emine Erdoğan ile konuklar aile fotoğrafı çektirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk Başbakanı Rama düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Ticaret ve yatırım alanlarındaki girişimlerimizi halklarımızın refahını artıracak adımlar olarak görüyoruz. Bu çerçevede, ticaret hacmimizi ilk aşamada 2 milyar dolar düzeyine çıkarmak için müşterek çabalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile baş başa görüşmesi ve Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi ikinci toplantısının ardından, ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi İkinci Toplantısı için geldikleri dost ve kardeş ülke Arnavutluk’ta bulunmanın bahtiyarlığını yaşadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bildiğiniz üzere geçtiğimiz sene, Arnavutluk’ta diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 100’üncü yıl dönümünü idrak ettik. Tarihî bağlar ve kültürel yakınlıktan güç aldığımız Arnavutluk’la dostane ilişkilerimiz esasen bir asrın çok daha ötesine uzanıyor” ifadelerini kullandı.
Bu tarihî, beşeri ve kültürel temel üzerine 2021’de inşa edilen stratejik ortaklığı bugünkü istişarelerle daha da derinleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şubat 2023’te Ankara’da düzenlenen ilk konsey toplantısında belirlenen iş birliği alanları üzerinde ayrıntılı görüş alışverişinde bulunduklarını aktardı.
“GÖRÜŞMELERİMİZDE KARŞILIKLI YATIRIMLARIMIZI ÇEŞİTLENDİRME KONUSUNDA MUTABIK KALDIK”
İmzalanan ortak bildiri ile konseyin çeşitli alanlarda geliştirilmesi ve derinleştirilmesi yönündeki kararlılığı vurguladıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tarım, yükseköğretim ile halkla ilişkiler ve iletişim alanlarında az önce imzaladığımız üç anlaşmayla iş birliğimizi ilerletme irademizi teyit etmiş olduk. Ticaret ve yatırım alanlarındaki girişimlerimizi, halklarımızın refahını artıracak adımlar olarak görüyoruz. Bu çerçevede, ticaret hacmimizi ilk aşamada 2 milyar dolar düzeyine çıkarmak için müşterek çabalarımızı sürdürüyoruz. Görüşmelerimizde karşılıklı yatırımlarımızı günümüz koşullarında avantaj sağlayacak yenilikçi sektörleri içerecek şekilde çeşitlendirme konusunda mutabık kaldık. Sağlık alanındaki güçlü iş birliğimizi de 2021’de rekor sürede inşa ettiğimiz Fier Dostluk Hastanesi’nin ortak işletmesiyle sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Stratejik ortağımız ve NATO müttefikimiz Arnavutluk’un silahlı kuvvetlerinin askerî teçhizat ve eğitim alanlarındaki ihtiyaçlarının karşılanması noktasında da gereken desteği vereceğiz. Değerli dostum Başbakan Sayın Rama’yla FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle ortak mücadele konusunu da ele aldık. İnşallah bugün aldığımız kararlar suretiyle terör örgütleriyle mücadelemize etkin şekilde devam edeceğiz. Sayın Başbakan ile küresel ve bölgesel meseleler hakkında da fikir teatisinde bulunduk. Arnavutluk’un gerek bölgemizde gerek uluslararası alanda barış ve istikrarın tesisine yönelik çabalarını takdirle takip ediyoruz. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarındaki ve Lübnan’daki İsrail mezalimi görüşmemizin öncelikli gündem maddeleri arasında yer aldı.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR DEVAM EDEN SOYKIRIM TÜM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Netanyahu hükûmetinin, bölgesel kapsamının ötesinde artık küresel düzeni tehdit eder hâle gelen saldırganlıkları hakkındaki görüşlerini de paylaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’de bir yıldır devam eden soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Bu nedenle acilen kalıcı ateşkesin sağlanması, insani yardımların ulaştırılması ve İsrail üzerinde gerekli baskının oluşturulması için uluslararası toplum olarak elimizden gelen gayreti göstermemiz gerekiyor. Bu konuda Arnavutluk’un da üzerine düşeni yerine getireceğine samimiyetle inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Arnavutluk Başbakanı Rama ile birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfının desteğiyle Türk halkının Arnavutluk’taki Müslüman kardeşlerine hediyesi olan Namazgâh Camii’nin açılışını gerçekleştireceklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeği geçenlere teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Balkanlar’ın en büyük camisi olan bu güzide eser, İslam’ın yüce değerleri olan barış ve birlik duygusunun yeşereceği bir ibadethane olacaktır” dedi.
Arnavutluk Başbakanı Rama başta olmak üzere tüm Arnavut halkına samimi misafirperverlikleri için tekrar teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değişik alanlarda, askerî, siyasi, ekonomik, ticari bütün bunların yanında turizme yönelik attığımız ve atacağımız adımlarla istişarelerimizin ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.
ARNAVUTLUK BAŞBAKANI RAMA: “GAZZE’DE YAŞANANLAR KÜRESEL ÇAPTA BİR TRAJEDİDİR”
Arnavutluk Başbakanı Rama da konuşmasında Tiran ziyareti için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkürlerini ve en içten şükranlarını dile getirerek, “Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyinin ikinci toplantısını gerçekleştirdiğimiz için gerçekten çok mutluyum. Burada sadece bu iş birliğinin stratejik karakterini daha da güçlendirme kararlılığını teyit etmekle kalmıyoruz, aynı zamanda yapılan anlaşmaların somut uygulamasını ve bu ilişkinin olağanüstü potansiyelini de değerlendirebiliyoruz” dedi.
İki ülke arasında savunma alanında iş birliğini değerlendiren Arnavutluk Başbakanı Rama, “Arnavutluk Cumhuriyeti’nin askerî sanayisinin güçlendirilmesinde yeni bir aşamanın teyit edilmesinden ve Türkiye’nin dünya çapında çok büyük bir noktaya ulaştığının herkesçe bilindiği bu ilişkinin askerî açıdan güçlendirilmesinde yeni bir aşamanın teyit edilmesinden kesinlikle çok memnunuz” diye konuştu.
Arnavutluk Başbakanı Rama, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla ilgili “Gazze’de her gün yaşananlar küresel çapta bir trajedidir. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığı ve Filistin halkının kendi devletinde özgür yaşama hakkının inkâr edilemez olduğu konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı değerlere sahibiz” açıklamasında bulundu.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Arnavutluk Başbakanı Rama huzurunda, ortak basın toplantısı öncesinde iki ülke arasında iş birliği, iletişim, eğitim ve tarım alanında dört anlaşma imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Kurulmasıyla Tesis Edilen Stratejik Ortaklığın Derinleştirilmesi Konusunda Ortak Bildiri’ye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Arnavutluk Başbakanı Rama imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı ile Arnavutluk Cumhuriyeti Tarım ve Kırsal Kalkınma Bakanlığı Arasında Devlet Destekli Tarım Sigortaları Alanında İşbirliği Konusunda Niyet Beyanı’nı da Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Arnavutluk Tarım ve Kırsal Kalkınma Bakanı Anila Denaj imzaladı.
Türkiye ile Arnavutluk Arasında Halkla İlişkiler ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı’nı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun ve Arnavutluk Cumhuriyeti Medya ve Enformasyon Ajansı Genel Müdürü Alteo Hysi imza altına aldı.
Arnavutluk Cumhuriyeti Eğitim ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Arasında İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Arnavutluk’ta Akademik Şube ve Programlar Açmasına İlişkin Protokol ise Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Arnavutluk Cumhuriyeti Eğitim ve Spor Bakanı Ogerta Manastirliu tarafından imzalandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Tugaylar Sarayı’nda Arnavutluk Başbakanı Rama’nın onuruna verdiği yemeğe katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın eşi Linda Rama ile Ulusal Opera ve Bale Tiyatrosu’nu ve Tugaylar Sarayı’nı ziyaret etti.
Emine Erdoğan, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da Linda Rama ile Ulusal Opera ve Bale Tiyatrosu’nu ziyaret ederek burada düzenlenen programı izledi.
Program, “Kutlama Günü” adlı halk dansları gösterisi ile başladı. Klarnet ve kemanla “Kaba” performansının sahnelendiği etkinlikte, Iso Polifonik Orkestrası eşliğinde solo şarkı performansı sunuldu, ayrıca “shqipe” dans ve çağdaş bale gösterileri de yer aldı.
Programda lider eşlerine, Ulusal Opera, Bale ve Folklorik Ansambl Müdürü Abigeila Voshtina, Ekonomi, Kültür ve İnovasyon Bakanlığı Sözcüsü Kristjan Koroveshi ve Bakanlık yetkilisi Kamela Banushi eşlik etti.
EMİNE ERDOĞAN, TUGAYLAR SARAYI’NI GEZDİ
Daha sonra Emine Erdoğan, Linda Rama ile Tugaylar Sarayı’na geçti. Sarayda, Kuzey Arnavutluk’un dağlık bölgelerinde kadınlar tarafından giyilen, dalgalı bel kesimiyle tanınan el işi bir giysi olan “xhubleta” ile geleneksel Arnavut kıyafetlerinin sergilendiği koridoru gezen Emine Erdoğan, kıyafetlere ilişkin bilgi aldı.
Sarayın diğer bölümlerini de gezen Emine Erdoğan, Linda Rama’nın kendisinin onuruna verdiği Arnavut mutfağından lezzetlerin ikram edildiği öğle yemeğine katıldı.
Emine Erdoğan, ziyaretlere ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti: “Arnavut Halk Dansları Topluluğu’nun, ülkenin zengin kültürel mirasını yansıtan özel gösterisini izlemekten memnuniyet duydum. Ardından Tiran’ın sembol yapılarından Tugaylar Sarayı’nda, Arnavut kültürünün zamansız güzelliğini yansıtan geleneksel kıyafetler sergisini gezdik. Her biri ayrı bir hikâye anlatan giysiler, Arnavut halkının değerlerini günümüze taşıyor.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk‘un başkenti Tiran’da resmî temasları kapsamında Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile bir araya geldi.
Başbakanlık Ofisi’ne gelişinde Arnavutluk Başbakanı Rama tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fotoğraf çekiminin ardından Arnavutluk Başbakanı Rama ile baş başa görüşmeye geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.