Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Ülkemiz, Orta Koridor güzergâhının kısa, orta ve uzun vadede geliştirilmesi ve iyileştirilmesinde kararlıdır. Bunun sağlanması için de büyük projeler üstlenerek hem Orta Doğu hem de Afrika kıtasıyla ortak projeler geliştirmeye odaklanmış durumdayız” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen, ‘6’ncı Uluslararası Kazakistan Ulaştırma ve Lojistik İş Forumu’na katıldı. Uraloğlu, ilk olarak Orta Asya’daki en büyük nakliye, lojistik hizmetleri ve teknolojileri fuarı olan 26’ncı Uluslararası Translogistica Kazakistan-2023 Fuarı’nı gezdi ve yetkililerden ürün ve hizmetlere ilişkin bilgi aldı. Fuar alanındaki incelemelerinin ardından forumda konuşan Uraloğlu, Orta Koridor’un önemli bir ayağını tamamlayan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’nin ulaşım alanında yeni bir dönemi başlattığını belirterek, “Bu hat ile ülkemizden Batı’da başta; Bulgaristan, Macaristan, Almanya, Avusturya, Polonya, Romanya, Çekya, Slovakya, Sırbistan ve Fransa olmak üzere Avrupa’da birçok noktaya, Doğuda; İran, Afganistan ve Pakistan’a; Kuzeyde Rusya’ya, Orta Asya’da; Gürcistan, Azerbaycan, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan ve Çin’e karşılıklı yük trenleri işletiyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÜLKEMİZ ORTA KORİDOR GÜZERGAHININ GELİŞTİRİLMESİNDE KARARLIDIR”
Avrupa-Çin arasındaki ticaret değerinin 2022’de 800 milyar doların üzerinde gerçekleştiğini belirten Uraloğlu, “Bu hacim giderek artmaya devam ediyor. Gerek son dönemde yaşanan gelişmeler sebebiyle Kuzey Koridoru yerine Orta Koridoru kullanma isteği, gerekse giderek artan ticaret hacmi, Orta Koridor’da yük taşımacılığı hacmini arttırmak için tarihi bir fırsat ortaya koymaktadır. Ülkemiz, Orta Koridor güzergâhının kısa, orta ve uzun vadede geliştirilmesi ve iyileştirilmesinde kararlıdır. Bunun sağlanması için de büyük projeler üstlenerek hem Orta Doğu hem de Afrika kıtasıyla ortak projeler geliştirmeye odaklanmış durumdayız. Bir taraftan 2053 Ulusal Master Planımız doğrultusunda yatırımlarımıza devam ederken bir taraftan da Basra Körfezi’ni Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Asya’ya bağlayacak olan “Kalkınma Yolu” projesi ile ülkemizin ve keza Orta Koridor’un yük potansiyelini arttırmayı hedefliyoruz.” dedi.
“HALKALI-KAPIKULE ARASINDA YÜK TRENLERİ İÇİN SEYAHAT SÜRESİNİ YARIYA İNDİRİYORUZ”
Türkiye’nin batı sınırına kadar olan mevcut demiryolu hatlarını rehabilite ederek hem yük hem de yolcu taşımacılığında ciddi kapasite artışları sağladıklarını vurgulayan Uraloğlu, “Bu çerçevede İstanbul’da çalışmaları devam eden Halkalı-Kapıkule arasında yük trenleri için seyahat süresini yarıya indiriyor, hattın kapasitesini ise 4 katına çıkarıyoruz. Ülke olarak yeni projelerin yanı sıra var olan sistemlerin geliştirilmesi de gündemimizdeki yerini korumaktadır. Daha önce birçok toplantıda defaten değindiğimiz gibi, yük akışını yavaşlatan uygulamalara son vermek, dar boğazları çözmek ve tüm güzergâhın parçalarını adeta tek bir bütün halinde işletebilmek önceliklerimiz arasında yer almalıdır. Nitekim geçtiğimiz sene kasım ayında imzalanan, ‘Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan üzerinde Orta Koridor’un geliştirilmesi ve darboğazların eşzamanlı olarak giderilmesi üzerine 2022-2027 Yol Haritası’ bu vizyonu birlikte paylaştığımızın belgesi niteliğindedir. Bunların takipçisi olmalıyız” açıklamalarında bulundu.
“KARAYOLU TAŞIMACILIĞINI AKSATAN UYGULAMALARI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN ÇABA HARCAMALIYIZ”
Türkiye’den Orta Asya bölgesine yapılan yük taşımalarının yaklaşık yüzde 90’ının karayolu taşımacılığı ile gerçekleştiğini ifade eden Uraloğlu, “Bu da aslında karayolu taşımacılığının bölge taşımaları açısından ne kadar önemli olduğunu gösteren bir istatistiktir. Bu çerçevede, aslında öncelikle karayolu taşımacılığını aksatan, yük akışını yavaşlatan ve zaman kaybına sebep olan uygulamaları ortadan kaldırmak için çaba harcamalıyız. Orta Asya bölgesinin kendine has coğrafyasının da dayattığı şartları göz önüne aldığımızda bölgedeki ülkelerin ulaştırma alanında çok daha sıkı iş birliklerinde bulunmasının önem arz ettiğini düşünüyoruz. Özellikle transit taşımaların serbestleştirilmesi ve taşıma maliyetlerinin azaltılması konusunda adımlar atılması ilk yapılması gereken hususlardır. Daha önce birçok vesileyle dile getirdiğimiz gibi, geçiş belgelerini ve ücretlerini kaldırarak, gümrük işlemlerini kolaylaştırarak bu konuda adımlar atabiliriz. Bu tür kolaylıklar hem güzergâhımızın tercih edilebilirliğini arttıracak hem de taşıma modları arasındaki rekabeti arttırarak taşımacılık ekosistemini daha ileri götürecektir” diye konuştu.
“DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜ İYİ YÖNETEBİLEN KORİDORLAR DAHA GÜÇLÜ BİR KONUMA GELECEKTİR”
Dijitalleşmenin, rekabetçi ulaştırma koridorlarının vazgeçilmezi olduğunu belirten Uraloğlu, “Dijital dönüşümü iyi yönetebilen coğrafya ve koridorlar yeni dönemde daha güçlü bir konuma gelecektir. Bunu hem kara yolu hem de demiryolu taşımacılığı için ve tüm adımlarda sağlamalıyız. Bu alanda birlikte pek çok adım atmaya çalışıyoruz. Son girişimlerimizden birini sizlerle paylaşmak isterim. Geliştirmiş olduğumuz ‘Elektronik Geçiş Belgesi,’ yani ‘e-Permit’ bu amaca hizmet eden uygulamalardan biridir. Kısaca e-Permit, fiziksel belge olmadan taşımayı mümkün kılan bir sistemdir. Özbekistan’la e-Permit sisteminin pilot sürecini tamamladık ve kotalarımızı belirledik. Azerbaycan’la da bu sistemi hayata geçirmek üzerine görüşüyoruz. Bölgemizdeki diğer ülkeleri de bu sisteme dahil olmaya davet ediyorum” dedi.
Basra’dan Türkiye sınırına uzanan kara ve demiryolu ulaştırma koridoru ‘Kalkınma Yolu’nun bin 200 kilometreden oluştuğunu kaydeden Uraloğlu, “Kalkınma yolu olarak adlandırılan bu yeni güzergâhın yıllık kapasitesinin 4,7 milyon TEU konteyner ve 28,5 milyon ton dökme yük olmasını planlıyoruz. Bu proje ile Basra Körfezi’ni Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayacağız. Bu amaçla gerek Irak ile gerekse diğer bölge ülkeleri ile yakın iş birliği içerisindeyiz. Bu devasa proje ile Orta Doğu’nun Batı Avrupa ile çevre dostu ve kesintisiz bir yük güzergahının oluşması sağlanmış olacak. Projenin ana paydaşı olan ülkelerden biri olarak, bizler en kısa sürede ilk kazmayı vurarak projeyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Hayata geçirilecek bu koridorla, dostlarımızdan Orta Asya yönünde de yük göndermeyi planladıkları bilgisini edindik. Bu sayede, Orta Koridor’da çokça vurgulanan ve pek ilerleme kaydedemediğimiz Batı-Doğu yönünde yük hareketini de önemli ölçüde sağlamış olacağız. Kalkınma Yolu gibi bölgesel girişimlerde Türkiye olarak her zaman yapıcı ve çözüm odaklı çalışmalarımıza devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi, “Türkiye, Londra’dan Pekin’e, Sibirya’dan Güney Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyanın lojistik süper gücü hâline gelme yolunda ilerlemektedir” ifadelerini kullandı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin önde gelen teknoloji üreticileri ve girişimcileri ile bir araya geldi. Bakan Kacır, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının (KOSGEB) yeni bir adım atacağını belirterek, “İlk kez söylüyorum, KOSGEB Türkiye’deki profesyonellerle birlikte şehir şehir gezecek ve girişimci seçmelerine başlayacak. Anadolu’nun tüm şehirlerinden yeni girişimler çıkması için sahada daha görünür olacak, daha aktif şekilde girişimcilerle buluşacak.” dedi.
Bakan Kacır, İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen SDN Summit 2024 programı kapsamında “Türkiye’nin Teknoloji Yolculuğu” oturumuna katıldı. Teknolojinin kalbinin iki gün boyunca Haliç’te atacağı zirvede konuşan Kacır, Türkiye’nin gündeminde yüksek teknolojinin, dijital teknolojinin bulunmasının en çok arzu ettikleri şeylerden birisi olduğunu kaydetti. Dünyayı artık yenilikçi teknolojilerin dönüştürdüğünü anlatan Kacır, Türkiye’nin de sadece bunların tüketicisi değil geliştiricisi ve üreticisi ülkelerden olmayı hedeflediğini, bu yarışta da önemli mesafe aldığını söyledi. Kacır, yapay zekanın beraberinde getirdiği ve getireceği değişim ile dönüşüme dikkati çekerek, bu teknolojinin insan hayatına olumlu dokunuşları olacağını belirtti.
YAPAY ZEKA
Yapay zekanın, insanlık için yararlı olduğu ölçüde kıymetli olacağını ifade eden Kacır, yapay zeka dahil tüm teknolojilerin insanlığın yararına, etik çerçeve üzerine, ahlaki zemine göre inşa edilmesinin önem taşıdığını, bu kapsamda küresel düzeyde etik bir çerçevenin oluşturulması gerektiğini vurguladı. Yapay zekanın korkulması gereken değil yönetilmesi gereken bir alan olduğunu anlatan Kacır, Türkiye’de başta TÜBİTAK olmak üzere teknoparklar, AR-GE merkezlerinde yapay zeka çalışmaları yapıldığını ve ülkenin yapay zeka teknolojilerini geliştirme kapasitesini yükselttiğini dile getirdi.
VERİ GÜVENLİĞİ
Türkiye’de veri güvenliği konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Kacır, “Bizim zaten hiper ölçekli veri merkezi yatırımlarına ilişkin birtakım destek ve teşviklerimiz var, bu alanda görüştüğümüz uluslararası yatırımcılar var. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde yaptığımız çalışmalar, onların da Türkiye’de daha fazla varlık göstermesini sağlayacak, Türkiye dijital dönüşümde, teknolojide hızlanmaya devam edecek.” ifadelerini kullandı.
GİRİŞİMCİ DESTEKLERİ
Girişimcilere verilen desteklere değinen Kacır, Türkiye’nin diğer ülkelere göre bu alanda farklı bir yol izlediğini, toplumun tüm kesimlerinin girişimci olabilmesi için fırsat eşitliği konusuna önem verdiğini vurguladı. Kacır, “Bu alanı sadece fonlara, özel sektörün yatırımlarına terk etmiş değiliz. Özellikle fikir aşamasındaki girişimci adaylarının fonlanması, desteklenmesi konusunda kamu olarak çok sayıda program uyguluyoruz.” dedi.
10 BİNDEN FAZLA TEKNOLOJİ GİRİŞİMİ
Kacır, binlerce girişimin doğması için çaba gösterdiklerine dikkati çekerek, “Teknoparklarımızın sayısını muazzam şekilde artırdık. Türkiye’de şu an 102 teknopark var, 10 binden fazla teknoloji girişimi var, bunun 2 bin 500’e yakını da kuluçka girişimler. Yaptığımız tüm çalışmalar girişim sermayesi yapısını çok büyüttü. 2021, 2022, 2023’te girişim sermayesi fon yatırımları muazzam şekilde yükseldi. Sadece bu 3 yılda 4 milyar dolara yakın fon yatırımı yapılmış oldu. Daha önce yıllık yaklaşık 100 milyon dolarken, teknoloji startuplarına girişim sermayesi fonları eliyle 3 yılda 4 milyar dolara yakın bir yatırımın yapılmasını sağlamış olduk. Bu ivmeyi kaybetmek istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.
KOSGEB’DEN YENİ ADIM
KOSGEB’in yeni bir adım atacağını duyuran Kacır, “İlk kez söylüyorum, KOSGEB Türkiye’deki profesyonellerle birlikte şehir şehir gezecek ve girişimci seçmelerine başlayacak. Anadolu’nun tüm şehirlerinden yeni girişimler çıkması için sahada daha görünür olacak, daha aktif şekilde girişimcilerle buluşacak.” şeklinde konuştu.
30 BİNE YAKIN TOGG YOLLARDA
Şu an 30 bine yakın Togg’un Türkiye’nin yollarında olduğunu belirten Kacır, “Daha yapacak çok işimiz var. Batarya teknolojisinde güçlenmek durumundayız. Batarya hücrelerini Türkiye’de üretmek zorundayız. Akıllı araç, otonom araç teknolojilerinde iddia sahibi olmak zorundayız. Yerli markaların yanında olmayı sürdüreceğiz.” dedi.
EN YENİ TEKNOLOJİLER SERGİLENECEK
Bakan Kacır, konuşmasının ardından fuaye alanında stantları gezerek, katılımcılarla sohbet etti. İki gün boyunca sürecek zirve kapsamındaki sergide, en yeni teknolojiler ziyaretçiler tarafından yakından incelenebilecek. Teknolojinin kalbi Haliç’te atacak.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk Hava Yolları (THY), Airbus ve Rolls-Royce işbirliği anlaşmasına yerlileştirme ve sanayileştirme programının dercedilmesinin çok önemli katkılar sağlayacağını belirterek, anlaşmanın sanayiciler için yeni kapılar ve yeni fırsatlar açacağını bildirdi.
THY, Airbus ve Rolls-Royce tarafından THY’nin Aralık 2023’te verdiği 150 adet A321neo ve 80 adet A350 kesin uçak siparişinin kutlanması amacıyla THY Genel Müdürlüğü’nde etkinlik düzenlendi.
Etkinlikte Airbus, THY ve Türkiye’deki havacılık şirketleri tarafından gelecek 15 yıl içinde ekonomik değer yaratacak, Türk havacılık ve uzay endüstrisini THY’nin uzun vadeli stratejik büyüme planı doğrultusunda daha da geliştirecek Stratejik Türkiye İlerleme Programının (Strategic Türkiye Enhanced Programme – STEP) tanıtımı da yapıldı.
Programda konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, milli gurur ve bayrak taşıyıcısı olan THY’nin, Airbus ve Rolls-Royce şirketleri ile yeni uçak ve motor alımları kapsamında yapacağı çok önemli bir yerlileştirme ve endüstrileştirme amaçlı üretim anlaşmasına şahitlik etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bu önemli anlaşma vesilesiyle, firmalar arasında ikili görüşmelerin gerçekleştirileceğini belirten Bolat, “İkili görüşmelerin, halihazırda havacılık sektörünün tedarik zincirinde yer alan firmalarımız için olduğu gibi, tedarik zincirinin henüz bir parçası olmayan firmalarımız için de yeni fırsatlar oluşturmasını, yerli üretimimize ve tedarikçilerimizin gelişimine önemli katkılar sağlamasını temenni ediyorum.” diye konuştu.
Türkiye’nin son 21 yılda ulaştırmadan altyapıya, sanayiden tarıma, hizmetlerden uluslararası ticarete ve savunma sanayisinde çok büyük atılımlar gösterdiğini ifade ederek, bunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde istikrarlı ve güçlü bir siyasi yönetimin etkisinin olduğunu söyledi.
Bolat, Türkiye’nin son 21 yılda reel olarak ortalama yüzde 5,4 büyüdüğünü belirterek, dünya ekonomisinin geçen yıl yüzde 3,2 büyüğünü, Türkiye’nin ise yüzde 4,5 reel büyüdüğünü kaydetti.
Dünya ticaretinin geçen yıl yüzde 1,2 küçüldüğüne, Türkiye’nin ise ihracatta rekorlar kırdığına dikkati çeken Bolat, Türkiye’nin 21 yıllık başarısının en önemli göstergesi olan milli gelirde de önemli başarılar elde edildiğini vurguladı.
“Bu bir birlikte büyüme, birlikte gelişme, kazan-kazan ilişkisi olacaktır”
Ticaret Bakanı Bolat, THY’nin hizmetler sektöründeki başarısının herkesi gururlandırdığını dile getirerek, “Dünya liginde ilk 10 içinde olan ve 2033’te dünyada ilk üçün arasında yer almayı hedefleyen dünyadaki en büyük markamızdır. Ticaret bakanı olarak, yabancı mevkidaşlarımla ve iş dünyası temsilcileriyle görüşmelerimizde THY’nin kalitesinden ve başarılı hizmetlerinden bahsedilmesi bizler için iftar vesilesidir.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayindeki başarısının Türk sanayinin başarısı olarak algılandığını vurgulayan Bolat, şunları kaydetti:
“Türk havacılık ve savunma sanayinde çok büyük bir atılım sağlandı. Şu anda 80 bini aşkın çalışanı, yılda 12 milyar dolarlık üretim hacmi ve 5,5 milyar dolarlık ihracat rakamıyla Türk savunma sanayi, gururumuzdur ve her geçen yıl hızlı adımlarla yükselişini devam ettirmektedir. Türk Hava Yolları, 2033’e kadar olan 10 yıllık programında 800 uçaklık hedefle yola çıktı. Bu programı Türkiye’de havacılık endüstrisinin gelişmesi için önemli görüyorum. Ayrıca, (Airbus ve Rolls-Royce ile) anlaşmaya, böylesine bir yerlileştirme ve sanayileştirme programının dercedilmesi çok önemli katkılar sağlayacaktır. Bu noktada kamu ve özel kesimdeki sanayicilerimiz için inşallah yeni kapılar, yeni fırsatlar açılacaktır.”
THY, Airbus ve Rolls-Royce’nin yeni dönemdeki işbirliğinin hem uluslararası yatırımcılar açısından hem şirketlerin bundan sonraki performansları açısından katkılar sunacağını ifade eden Bolat, “Bu bir al-sat ya da sat-al ilişkisi değildir, bu bir birlikte büyüme, birlikte gelişme, kazan-kazan ilişkisi olacaktır. Taraflar da umut ediyorum ki bundan çok memnun kalacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Bolat, Ticaret Bakanlığı olarak, Küresel Tedarik Zinciri (KTZ) Yetkinlik Projesi Desteği ile Turquality ve marka destek programlarıyla önemli destekler verdiklerini ifade ederek, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla çalışmalarına devam edeceklerini sözlerine ekledi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.