Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır’da depremzedelerle bir araya geldiği iftar programında yaptığı konuşmada, “Diyarbakır, son 40 yılda hiç olmadığı kadar huzur ve emniyet içindedir. Hiç endişe etmeyin, nasıl bugünün Diyarbakır’ı dünkünden daha iyi ise daha güvenli ise yarının Diyarbakır’ı da bugünkünden daha müreffeh olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da düzenlenen iftar programında depremzedelerle bir araya geldi.
Programda yaptığı konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların ramazan ayını, gelecek Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.
Son üç yıldır, koronavirüs salgını, ardından 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketi sebebiyle ramazan ayını biraz buruk geçirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağzı süt kokan masum bebekleri, yüreği kıpır kıpır atan çocukları, hayatının henüz baharındaki gençleri, ayaklarının altına cennetin serildiği müjdelenen anneleri, evlatlarına helal rızık peşinde koşan fedakâr babaları, torunlarının neşesiyle huzur bulan elleri öpülesi nineleri, dedeleri, vatana, millete hayırlı nesiller yetiştiren öğretmenleri, güvenliğin temini için gece gündüz çalışan polisleri, askerleri, işçisinden esnafına, iş adamından sağlıkçısına, çiftçisinden ev hanımına, sporcusundan siyasetçisine 50 bin canı toprağa vermenin acısını yaşadıklarını belirtti.
Depremde ebediyete irtihal eden tüm vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, inanç gereği depremlerde, sellerde, yangınlarda insan iradesini aşan afetlerde vefat edenlerin hükmen şehit sayıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybedenlerin şehitlerle haşrolacağını, Allah’ın onlara en büyük mükâfatını ebedi âlemde vereceğine yürekten inandıklarını vurguladı.
Üst üste yaşadıkları deprem felaketinin büyüklüğünü tarife, kelimelerin yetersiz kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bilim insanları, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7,7 ve 7,6 gücündeki depremleri asrın doğal afeti olarak tanımlıyor. O geceyi bizzat yaşayanlar, depremlerden sonra bölgeye intikal edenler, asrın afeti ifadesinin ne kadar doğru bir tespit olduğunu kabul ediyor. Bilhassa, bazı yerleşim yerlerindeki vatandaşlarımız yaşadıklarını kıyamet benzetmesiyle ifade ediyor. Depremler dolayısıyla bölge genelinde son güncellemelere göre toplam 872 bin bağımsız kısımdan oluşan 311 bin bina kullanılamaz hâle geldi.”
“MİLLETİMİZ, NASIL BİR FEDAKÂRLIKLA ÇALIŞTIĞIMIZI GAYET İYİ BİLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremden hemen sonra tüm illerimize yaptığımız ziyaretlerde bu gerçeği yerinde tespit ettik, yıkımın büyüklüğünü bizzat gözlerimizle gördük. Aynı şekilde milletimizin tüm imkânlarıyla, devletimizin tüm kurumlarıyla ilk andan itibaren deprem bölgesine koştuğuna da şahit olduk. Şüphesiz, böylesine büyük yıkıma yol açan bir afetle mücadele sırasında, insan iradesini de aşan bazı hususlar çıkabilmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek çetin kış şartlarının gerekse depremin 11 ili birden etkilemesinin, çalışmaları zorlaştırdığının bir gerçek olduğunu ama devletin tüm imkânlarını deprem bölgesi için seferber ettiğinin de inkârı mümkün olmayan bir başka hakikat olduğunu dile getirdi.
Başta Diyarbakır olmak üzere depremin vurduğu iller ve depremzedelerin bunun en yakın şahidi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Deprem turisti misali, burada birkaç gün arzıendam ettikten sonra sırra kadem basanların hezeyanlarını özellikle dikkate almıyoruz. Bir derde derman olmak, bir mağdurun elinden tutmak, hayırlı bir iş yapmak yerine iftira atanları kendi hırslarıyla baş başa bırakıyoruz. Milletimiz, bizim nasıl bir fedakârlıkla çalıştığımızı gayet iyi biliyor. Milletimiz, aynı şekilde deprem yıkıntıları üzerinde siyaset yapanları, siyasi rant elde etme peşinde koşanları da çok iyi biliyor. Bunlar daha önceki tüm afetlerde yaptıkları gibi geldiler, konuştular, enkaz önünde poz verdiler, daha sonra da deprem bölgesini gündemlerinden tamamen çıkardılar. Kendi yönetimleri altındaki şehirlerde deprem yaşandığında bile bunlar, mağduriyetleri giderecek hiçbir adım atmadılar. Dikkat ederseniz, şimdi de aynı umursamaz tavrı sergiliyorlar. Asla yapmadıkları, hiçbir zaman da yapamayacakları afaki vaatlerle depremzede kardeşlerimizin umutlarıyla oynuyorlar. Biz ise nasıl daha önceki sel, deprem, yangın afetlerinde millete verdiğimiz tüm sözleri tuttuysak burada da canla başla çalışıyoruz.”
“SİZLERİ YENİ YUVALARINIZA KAVUŞTURACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır’ın yaralarını sarmak için tüm kurumlarla, belediyelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, hayırseverlerle ihtiyaçları gidermenin mücadelesini verdiklerini ifade etti.
Ramazanın ilk haftasında birçok ili ziyaret ettiklerini, depremzedelerle oruçlarını açtıklarını, deprem mağdurlarına yalnız ve asla sahipsiz olmadıklarını hissettirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Son olarak, dün Malatya’da, bugün de Diyarbakır’da deprem konutlarımızın temel atmalarını gerçekleştirdik. İnşallah burada da toplam 16 bin 500 konut ve 2 bin 360 köy evi inşa edeceğiz. Diyarbakır’da toplamda 18 bin 860 konut ve köy evi yaparak sizleri yeni yuvalarınıza kavuşturacağız. Depremin tüm izlerini silinceye, hayat şehrimizde tamamen normale dönünceye kadar şehrimizden ayrılmayacağız.”
“ÜLKEMİZDE 20 YILDA SESSİZ BİR DEVRİME İMZA ATTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldikleri andan beri hep vatandaşlar için çalıştıklarını, 85 milyonun tamamının ebedî ve ezelî kardeşliğini güçlendirecek sayısız adım attıklarını belirtti.
Demokrasiden hak ve özgürlüklere, güvenlikten kamu hizmetlerine kadar her alanda ihmalleri gidermenin, geçmiş hatalarını tek tek düzeltmenin gayretinde olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz bize güvendiniz. Siz bize inandınız. En zor zamanlarımızda duanızla desteğinizle hep yanımızda durdunuz. Biz de sizlere aşkla hizmet ettik. Sizlerin hizmetkârı olmayı en büyük şeref payesi olarak gördük. Tehdit edilsek de baskılara maruz kalsak da Diyarbakır’ın hakkını, hukukunu korumaktan asla vazgeçmedik. Kandan, gözyaşından, güvensizlik ortamından beslenen tüm insanlık düşmanlarına, bütün bunlara rağmen ülkemizde 20 yılda sessiz bir devrime imza attık” diye konuştu.
Batıda hangi hizmetler varsa, batıdaki vatandaşlar hangi standartlarda yaşıyorsa aynı iklimi Diyarbakır’da da tesis ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu iklimin zedelenmesine kesinlikle müsamaha göstermeyeceklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bölgemizden terörün karanlık gölgesi kalktıkça hamdolsun şehirlerimiz huzur buluyor, rahata eriyor, yatırımla hizmetle istihdamla topyekûn bir kalkınma hamlesiyle tanışıyor. Benim Diyarbakırlı kardeşlerim artık bu şehrin güzelliklerini doya doya yaşıyor, daha fazla teneffüs ediyor. Çocuklarımız sokaklarda özgürce koşturuyor, oyun oynuyor. Gençlerimiz geleceklerine çok daha güvenle bakıyor. Diyarbakır, son 40 yılda hiç olmadığı kadar huzur ve emniyet içindedir. Hiç endişe etmeyin, nasıl bugünün Diyarbakır’ı dünkünden daha iyi ise daha güvenli ise yarının Diyarbakır’ı da bugünkünden daha müreffeh olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset ve toplum mühendislikleriyle ülkemizi yeniden 80’lerin ve 90’ların istikrarsızlık iklimine sürükleme girişimlerine, böyle bir sonuca varamayacaklardır. Bunun teminatı bu kardeşinizle birlikte AK Parti’dir, Cumhur İttifakı’dır. Bunun teminatı son 20 yıldır hayata geçirdiğimiz reformlardır. Bunun teminatı terör örgütleriyle destekçileriyle ve sırtlarını dayadıkları emperyalist güçlerle mücadeledeki kararlılığımızdır. Kürt kardeşlerimizi iki Kürt düşmanı, demokrasi düşmanı yapının; CHP ve HDP zihniyetinin insafına asla bırakmayacağız. Türkiye’nin 20 yılda elde ettiği hiçbir demokratik kazanımlarından geriye gidişe de müsaade etmeyeceğiz.”
Tüm vatandaşlarla birlikte Diyarbakırlıların da özgürlük alanlarını genişleten adımlar atmayı sürdüreceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs’ın, bunun bir kez daha teyit edildiği bir gün olacağının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, “Sizlerden 14 Mayıs’ta geleceğinize sahip çıkmanızı bekliyorum. Sizlerden birliğimiz, dirliğimiz ve istikbalimiz üzerine yapılan kirli ve sinsi hesapları bozmanızı istiyorum. Gelin 14 Mayıs’ı, Türkiye Yüzyılı’nın dönüm noktası yapalım diyorum. Gelin Cumhuriyetimizin ikinci asrını beraber inşa edelim diyorum. Diyarbakır’ın, 14 Mayıs’ta bu samimi çağırımıza çok güçlü bir destek vereceğine yürekten inanıyorum” sözleriyle tamamladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmî Zirvesi vesilesiyle bulunduğu Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Geçmişte Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Bosna’da ve bugün de Gazze’de yaşanan trajediler bizlere sınırlarımızın ötesini de düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmî Zirvesi’nde bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, zirve vesilesiyle derin dostluk ilişkilerine sahip olunan Macaristan’ı ziyaret etmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.
Macaristan Başbakanı Victor Orban’a nazik ev sahipliğinden dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TDT’nin dönem başkanlığını üstlenen Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’a başarılarının devamını diledi.
TDT’nin ilk defa bir zirveyi gözlemci ülkede tertiplediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumun Macaristan’a verilen önemin en açık göstergesi olduğuna değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri olarak tarihin ve medeniyetin kesişim noktasında Doğu’nun bilgeliği ile Batı’nın dinamizmini birleştiren köklü bir mirasın taşıyıcıları olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Teşkilatımızın Doğu ile Batı’yı buluşturan bu stratejik bağlantının asli mimarlarından biri olacağına yürekten inanıyorum. Temsilcilik ofisiyle Kuraklık Önleme Enstitüsü’ne ev sahipliği yapan Macaristan’ın teşkilatımız ile Avrupa kuruluşları arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine katkı sağlayan rolüne büyük önem atfediyoruz. Macaristan temsilcilik ofisimizin İcra İhraç Direktörlüğü’ne de Macaristan’ın İstanbul eski başkonsolosu Balazs Hendrich’in atanmasının ofisin etkinliğini artıracağı kanaatindeyiz. Bu vesileyle Macaristan’ın kültürel iş birliğimizin nişanesi TÜRKSOY’a gözlemci üye olarak katılımını teşvik ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Teşkilat olarak nice zorluğun, ön yargının, engelin üstesinden geldik. Geriye doğru baktığımızda bugün parmakla gösterilen bir seviyedeyiz. Elbette önümüzde daha gidilecek çok mesafe var ama siz kardeşlerimle hedefe varacağımızdan hiçbir şüphe duymuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, idare, personel ve bütçe başlıklarında sekretaryanın ilave imkânlarla donatılmasının teşkilatı çok daha etkin hâle getireceğine işaret ederek, ilk aşamada sekretaryanın bütçesinin iki katına çıkarılmasının faydalı ve gerekli olduğu kanaatini taşıdıklarını söyledi.
“21 MART’IN TDT NEVRUZ ANMA VE KUTLAMA GÜNÜ OLARAK İLAN EDİLMESİNDEN MEMNUNİYET DUYACAĞIZ”
Nevruz Bayramı’nın bin yılı aşan ortak kültür ve tarihin, kader ve gönül birliğinin en önemli kültürel mirası olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “21 Mart’ın bundan böyle Türk Devletleri Teşkilatı Nevruz Anma ve Kutlama Günü olarak ilan edilmesinden memnuniyet duyacağız. Keza Semerkant’ta bu yıl düzenlenecek olan UNESCO 43. Genel Konferansı’nda 15 Aralık Günü’nün Dünya Türk Dili Günü olarak ilan edilmesinin çok anlamlı olacağını düşünüyoruz. Bu doğrultuda yürütülen çalışmaların konferans tarihine kadar neticelenmesini temenni ediyorum. Özbek kardeşlerimize başarıyla icra edeceklerine samimiyetle inandığım genel konferansta şimdiden üstün muvaffakiyetler diliyorum. Bu vesileyle Özbekistan’ın Türk Kültür ve Miras Vakfına üye olarak kabul edilmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Doğu ile Batı arasında güvenli ve kesintisiz ulaşım hakkını teşkil eden Orta Koridor stratejik bir güzergâh olarak öne çıkıyor. Orta Koridor’un başarısı için teşkilat bünyesinde iş birliğine büyük önem veriyor, üye devletlerin desteğini bekliyoruz. Geçmişte Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Bosna’da ve bugün de Gazze’de yaşanan trajediler bizlere sınırlarımızın ötesini de düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Sesimizi duyuracağımız her vesile insanlığın ihtiyaç duyduğu adil düzen, hakça paylaşım ve hukuk temelli sistem arayışlarına cevap verecektir. Kardeşlik hukukumuzun gereği olarak birbirimizi kollarken, aramızdaki dayanışmayı çok daha görünür kılmamız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile meclisinin, Türk dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmayı artırmasının önemine değindi.
Türk dünyasının doğru bildiği yoldan şaşmadan, gönülden bağlı olduğu Kıbrıs Türkleri’nin hak, özgürlük ve adalet mücadelesine çok daha fazla omuz vermesini beklediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu minvalde Aksakallar Konseyi’mizin mayıs ayı başında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştirdiği toplantıyı çok anlamlı bulduğumu ifade etmek istiyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bulunmadığı bir Türk dünyası aile fotoğrafının her zaman eksik kalacağını düşünüyoruz. Bu nedenle bugün zirvemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Akademisi’ne gözlemci üyeliğine ilişkin aldığımız kararı çok önemli bir ilave adım olarak görüyoruz. İnşallah uzak olmayan bir gelecekte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni teşkilatımıza tam üye olarak kabul edeceğimiz günleri hep birlikte görmeyi ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyası için stratejik öneme haiz Kafkaslar’da yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayarak, “Can Azerbaycan’ın Ermenistan ile barış anlaşması üzerinde mutabık kalmasından memnunuz. İki ülke arasında kalıcı barış tesis edilebildiği takdirde bu durum şüphesiz Türk dünyamız için birçok fırsatı da beraberinde getirecektir. Bu noktada muzaffer Cumhurbaşkanı, aziz kardeşim Aliyev’in bölgeye barışı getirecek lider olarak tarihe geçeceğinden eminim” diye konuştu.
“Modern zamanların en şiddetli insani felaketinin yaşandığı Gazze’de sivil halk adeta cehennemi yaşıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in dün yaptığı “yardım ulaşmazsa 14 bin bebeğin ölebileceğine dair” vahim bir uyarısını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk dünyası olarak ateşkesin tesisi, insani yardımların kesintisiz sevkiyatı, Gazze’nin yeniden imarı ile adil ve kalıcı bir barış sürecinin başlatılması yönündeki çabalara katkılarımız önemlidir. Bölgemizdeki istikrar ve sükûnet arayışları çerçevesinde İsrail’in sınır tanımayan yayılmacılığına karşı durulması ve Filistin’in yanı sıra Lübnan ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün desteklenmesi gerekiyor” dedi.
“SURİYE’NİN İSTİKRARA KAVUŞMASINA YÖNELİK YOĞUN ÇABALARIMIZ DEVAM EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenliğe yönelik sınamaların en önemlilerinden biri olan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın küresel etkilerinin derinden hissedildiğine işaret ederek, “Taraflar 2022 yılından bu yana ilk kez geçtiğimiz günlerde yeniden İstanbul’da bir araya geldi. Kapsamlı ateşkese ve adil bir barışa ulaşılması yönünde her iki ülkeyle yoğun temaslarımızı sürdüreceğiz. Keza 14 yıl süren ihtilafın ardından Suriye’nin istikrara kavuşmasına yönelik yoğun çabalarımız devam ediyor. Bu fırsatın etkin ve doğru şekilde kullanılması sadece Suriye’de değil, bölge ve ötesinde istikrarın sağlanması açısından önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dünyası Kültür Elçisi, Nobel Ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın da aralarında olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Kendisine Bişkek Zirvesi’nde almış olduğumuz kararla, Türk dünyasında bilimsel çalışmalara üstün katkılarından dolayı Ali Şir Nevai Uluslararası Ödülü’nü birazdan takdim edeceğiz. İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizin Sayın Sancar’ın izinden giderek bilimde, teknolojide, ilimde ve diğer alanlarda Türk milletine daha nice başarılar yaşatacaklarını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Bugün imzalanacak Budapeşte Deklarasyonu’nun ve alacakları kararların Türk dünyası başta olmak üzere tüm dost ve kardeş ülkelere hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyasının tam bir dayanışma, karşılıklı saygı ve kardeşlik içinde geleceğe hep beraber yürüyeceğine inandığını sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmî Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Macaristan’ın başkenti Budapeşte’ye ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Macaristan İnşaat ve Ulaştırma Bakanı Janos Lazar, Protokol Genel Müdürü Anett Varga, Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçisi Gülşen Karanis Ekşioğlu ve eşi Ekrem Ekşioğlu ile büyükelçilik personeli karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Macaristan ziyaretinde eşi Emine Erdoğan eşlik ediyor.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.