Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bölgede yürütülen çalışmalar hakkında, “Tüm afetlerde nasıl kısa sürede yıkımın izlerini silip, yeni konutları sahiplerine teslim ettiysek, Allah’ın izniyle, burada da aynısını yapacağız. Bu süreçte hiçbir vatandaşımızı maddi-manevi açıdan sahipsiz bırakmayacak, yardım ve barınma çalışmalarının düzenli bir şekilde sürmesini sağlayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) merkez binasında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla hasretle, muhabbetle selamlıyorum.
Ülkemiz 6 Şubat günü yaşadığımız iki büyük depremle tarihinde eşi benzeri görülmemiş genişlikte bir alanda ve şiddette sarsıldı. Cumhuriyet tarihinin 1939 Erzincan depreminden sonraki en büyük iki afetini aynı gün ardı ardına yaşadık. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğündeki deprem 6 Şubat saat 04.17’de, yine Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi merkezli 7,6 büyüklüğündeki deprem de aynı gün 13.24’te meydana geldi.
“KAHRAMANMARAŞ DEPREMLERİ İSTİSNAİ BİR TABİAT OLAYI OLARAK DEĞERLENDİRİLİYOR”
Artçı sarsıntıların sayısı 3 bin 170’i bulan bu depremler yaklaşık 13,5 milyon vatandaşımızın yaşadığı Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Kilis, Adana, Şanlıurfa ve Diyarbakır illerimizde ağır yıkımlara yol açarken, yakın çevredeki kimi illerde de küçük çaplı hasarlara sebebiyet verdi. Depremin kırılan fay uzunluğuna bağlı olarak yıkım etkisi takriben 500 kilometrelik, hissedilen etkisi ise 1000 kilometreden fazla bir alana yayıldı. Dünyadaki pek çok ülkenin toprak bütünlüğünden daha geniş bir alanda yaşanan felaketin tarihteki diğer büyük depremlere göre 7 kilometre gibi yüzeye yakın bir yerde gerçekleşmesi çarpan etkisiyle yıkımı artırdı.
Ardı ardına yaşanan bu depremler, en güçlü atom bombalarının yüzlercesine denk büyüklükte bir enerji ortaya çıkardı. Dünyadaki büyük depremlerin çoğu okyanuslarda gerçekleşip karaları etkilerken, Kahramanmaraş depremleri doğrudan yerleşim yerlerimizin altında yaşandı. Nitekim dünyadaki uzmanların tamamının da ittifakıyla Kahramanmaraş depremleri büyüklüğü, yıkıcılığı ve ardı ardına yaşanmasıyla istisnai bir tabiat olayı olarak değerlendiriliyor. Ülkemiz topraklarında güneye doğru 3 metrelik kaymaya yol açan böylesine büyük bir deprem, ciddi can kayıplarını da beraberinde getirdi.
Depremde hayatını kaybeden 35 bin 418 vatandaşımın her birine ayrı ayrı Cenabı Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.
Yıkıntıların arasından kurtulan veya arama-kurtarma ekipleri tarafından kurtarılan 105 bin 505 yaralımıza Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum. Yaralılarımızdan 13 bin 208’i hâlen hastanelerimizde tedavi altındadır.
Dünya deprem tarihinde bile eşine az rastlanır büyüklükteki iki afetin üst üste yaşanması, maalesef karşımızdaki tabloyu daha da ağırlaştırdı. İlk depremde hasar gören binaların bir kısmı ikinci depremde tamamen çöktü. Enkaz hâline gelen 19 bini aşkın binadan 15 bininin müdahalesi tamamlandı. Şu ana kadar deprem bölgesindeki yaklaşık 369 bin binadaki 1 milyon 850 bin ev ve iş yeri Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri tarafından incelendi. İlk belirlemelere göre deprem bölgesinde 47 bin binadaki 211 bin konutun yıkılmış, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespit edildi. 1 hafta içinde bitirilecek hasar tespit çalışmaları tamamlandığında kesin sayılar ortaya çıkacaktır.
“ÜLKEMİZİN TAMAMINDAKİ KAMU İMKÂNLARINI HEMEN HAREKETE GEÇİRDİK”
Deprem bölgesindeki hasarın büyüklüğü yanında çetin kış şartları ile ulaşım ve enerji başta olmak üzere altyapıda yaşanan yıkımlar işimizi çok zorlaştırdı. Tüm bu sıkıntılar ilk etapta hem arama-kurtarma, hem yardım çalışmalarında ciddi aksamalara sebep oldu. Buna rağmen bölgedeki şehirlerimizin ayakta kalan kapasiteleri ile yakın şehirlerden başlayarak ülkemizin tamamındaki kamu imkânlarını hemen harekete geçirdik. Afet bölgesinin genişliğine, yıkımın büyüklüğüne ve kış mevsiminin yol açtığı engellere rağmen şartları sonuna kadar zorladık. En kısa sürede ve etkinlikte depremin vurduğu şehirlerimize ulaşmak için devlet ve millet olarak seferber olduk. Ayrıca, ulaşım ve enerjinin yanı sıra şehirlerimizin hasar gören içme suyu ve kanalizasyon altyapıları da depremzedeler ve yardım ekipleri için ilave sorunları beraberinde getirdi.
Böylesine büyük bir felaket dünyanın hangi ülkesinde yaşanırsa yaşansın görülebilecek aksaklıklar elbette bizde de yaşandı. Ama milletimizin şundan şüphesi olmasın: Devletimiz bakanlıklarıyla, kurumlarıyla, belediyeleriyle, sivil toplumuyla, uluslararası yardım kuruluşuyla, velhasıl tüm imkânlarıyla deprem bölgesine bir an önce ulaşmak ve çalışmalara başlamak için canla-başla mücadele etmiştir. Milletimiz de tüm fertleriyle depremzedelerin imdadına yetişmek veya onlara yardım toplayıp göndermek için kendiliğinden harekete geçmiştir.
Depremden sağ salim kurtulan kamu görevlilerimiz ile vatandaşlarımızın hemen başlattığı çalışmalara saatler geçtikçe diğer yerlerden gelen ekiplerimiz de katıldı. İlk saatlerin ve günlerin zorlukları aşıldıkça yürütülen çalışmalar daha sistematik, daha etkili hâle gelmeye başladı. AFAD Merkezi ile illerimiz arasındaki yakın koordinasyonla depremin etkilediği yerleşim yerlerine ulaşıldı. Bölge genelindeki çalışmalar arama-kurtarmadan yardım malzemelerinin dağıtımına, enkaz kaldırmadan sağlık ve güvenlik hizmetlerine kadar bütün süreçleriyle düzene sokuldu. Türkiye’nin diğer 71 vilayetinden gelenlerle birlikte yaklaşık 250 bin kamu görevlimiz deprem bölgesindeki çalışmalarda yer alıyor. Kamu personelinin yanı sıra, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası yardım ekipleriyle beraber doğrudan arama-kurtarma çalışmalarına iştirak eden profesyonel kadro sayısı 35 bini aştı. Sahada görevlendirilen iş makinesi sayısı 12 bin 235’e, uçak sayısı 76’ya, helikopter sayısı 121’e, gemi sayısı 26’ya, insansız hava aracı sayısı 45’e ulaştı.
“YAPTIĞIMIZ ULUSLARARASI YARDIM ÇAĞRISINA 100 ÜLKEDEN CEVAP ALDIK”
Depremin üzerinden geçen uzun saatlerin ardından bile arama-kurtarma ekiplerimizin yıkıntıların altından canlı vatandaşlarımızı çıkartabiliyor olması, bu kara tablo içindeki en önemli teselli kaynağımızdır.
Çeşitli kurumlarımıza ait 320 seyyar mutfak bölgede her gün sıcak yemek dağıtıyor. Sadece Kızılay’ımızın dağıttığı sıcak yemek adedi 20 milyonu, ekmek adedi 22 milyonu, su adedi 15,5 milyon adedi buldu.
Depremin hemen ardından yaptığımız uluslararası yardım çağrısına 100 ülkeden cevap aldık. Bunlardan 84’ü toplamda 10 bin 943 arama-kurtarma personeliyle sahadaki çalışmalara bilfiil katıldı. 4 ülkenin ekibi çalışmalarını tamamlayıp geri döndü. 5 ülke de ekip göndereceklerini temsilciliklerimize bildirdi. Bu rakamın dünyadaki toplam arama-kurtarma kapasitesinin çok önemli bir bölümüne tekabül ettiğinin altını çizmek isterim.
Ayrıca, ülkemize destek ve taziyede bulunmak için bizi arayan dünyanın dört bir yanından 42 ülkenin devlet, hükûmet başkanıyla telefonda görüşmelerim oldu. Katar Emiri aziz kardeşim Şeyh Temim ile çeşitli ülkelerden bakan seviyesinde temsilciler de ülkemize gelerek taziyelerini bizzat ilettiler.
Ayrıca, 61 farklı ülkeden 444 uçuşla ülkemize insani yardım ulaştırıldı. Afrika’dan Türk cumhuriyetlerine, Körfez Bölgesinden Avrupa’ya, Asya’dan Amerika’ya kadar dünyanın her tarafında dost ve kardeşlerimiz milletimiz için seferber oldu.
Türkiye’nin bu kara gününde yardım ekipleriyle, maddi yardımları ve taahhütleriyle, manevi destekleriyle, dualarında yanımızda yer alan dostlarımızın her birine şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Aziz milletim; deprem bölgesinde yıkılan binaların altında kalan son vatandaşımızı da oradan çıkartana dek çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Cenazelerimizi defnederken acılarını yüreklerimize gömecek, hatıralarını ömür boyu muhafaza etmek üzere kalbimizin en mutena köşesine yerleştireceğiz.
Arama-kurtarma çalışmalarını tümüyle bitirdikten sonra enkaz kaldırma işlemlerini hızlandıracağız. Hâlen sürmekte olan çalışmaları da süratle tamamlayacağız. Depremin yıktığı veya oturulamaz hâle getirdiği her evi, her işyerini yeniden yapıp hak sahiplerine teslim edeceğiz.
TOKİ, ülke genelinde inşa ettiği 1 milyon 180 bin binanın kalitesi ve güvenliğiyle bu depremden alnının akıyla çıkmış bir kurumumuzdur.
“30 BİN KONUTUN İNŞASINA HEMEN BAŞLAYABİLİYORUZ”
Ayrıca, kentsel dönüşümünü sağladığımız 3,3 milyon konut da ülkemizin yapı deprem güvenliğine önemli katkıda bulunmuştur, böylece 24 milyon insanımızı huzurla oturacakları konutlara kavuşturduk. Son afette yıkılan tüm binaların yüzde 98’inin 1999 yılı öncesi inşa edilenler olması bize bina standardı ve denetimi konusunda kat ettiğimiz ilerlemeyi göstermekle birlikte işi daha sıkı tutmamız gerektiğini de hatırlatıyor.
Bu çerçevede bilimsel verilerin ışığında bölgede yeni inşa edilecek konutlar ve şehirlerle ilgili hazırlıklara Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız ile TOKİ’miz tarafından başlanmıştır. Kaydedecek tek bir dakikamız bile olmadığının bilinciyle hasar tespiti biten her yerde derhal inşaat çalışmalarına geçeceğiz. Mevcut duruma göre Mart başı itibariyle 30 bin konutun inşasına hemen başlayabiliyoruz. Kademeli olarak birkaç ay içinde fay hatlarının uzağında inşa edeceğimiz tüm konutların yapımına geçilmiş olacaktır. Amacımız; bir yıl içinde deprem bölgesinin tamamındaki konut ihtiyacını çözecek sayıda kaliteli ve güvenli yapının inşasını tamamlamaktır. Bu sürede çadır, konteyner ve prefabrik yapılarla, yurtlarla, bu amaçla tahsis edilen otel odaları ve kamu misafirhaneleriyle, diğer illerimizdeki kiralık konutlarla, özetle ülkemizin sahip olduğu tüm imkânlarla depremzedelerin geçici barınma ihtiyaçlarına cevap vermeyi planlıyoruz.
“DEPREMİN YOL AÇTIĞI YIKIMLARI TÜMÜYLE TELAFİ EDECEĞİZ”
Deprem bölgesindeki vatandaşlarımdan bir yıl sabretmelerini istiyorum. Yapılacak analizlere göre yerinde ihya edilebilecekleri yerinde, başka yere taşınması gerekenleri uygun alanlarda inşa edeceğimiz konutlarla inşallah depremin yol açtığı yıkımları tümüyle telafi edeceğiz.
Geçmişte Van, Elazığ, Malatya, İzmir, Bingöl depremlerinde, Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun sel afetlerinde, Antalya ve Muğla yangınlarında, bunlarla beraber tüm afetlerde nasıl kısa sürede yıkımın izlerini silip yeni konutları sahiplerine teslim ettiysek, Allah’ın izniyle burada da aynısını yapacağız. Bu süreçte hiçbir vatandaşımızı maddi-manevi açıdan sahipsiz bırakmayacak, yardım ve barınma çalışmalarının düzenli bir şekilde sürmesini sağlayacağız.
Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımdan istirhamım, şehirlerine, ilçelerine, mahallelerine, evlerine, işlerine, velhasıl tüm unsurlarıyla hayatlarına sahip çıkmalarıdır. Yılgınlığa, bezginliğe, yorgunluğa, yeisse asla kapılmadan beraberce bu felaketin acısını dindirecek, yarasını saracak, kayıplarını telafi edeceğiz.
İşte dün İstanbul Çam Sakura Hastanesindeydim ve oradaki depremzede vatandaşlarımı, çocukları, annelerini ve bütün aileleri bizzat görme fırsatım oldu. İşte birçoğu İstanbul’daki ailelerinin yanına gelmişken yaralı olanlar da Çam Sakura Hastanemizde tedavilerini oluyorlar. Çam Sakura Hastanesinde de adeta hiçbir şey eksik bırakılmadan orada tedavileri yapılıyor. İstanbul’un değişik hastanelerine de dağıtılmak suretiyle bu noktada Sağlık Bakanlığımız gerekli olan müdahaleleri yapıyor.
Bu çerçevede, ilk etapta oturulamaz hâle gelen hane başına 15 bin lira taşınma ve 5 bin lira ile 2 bin lira kira yardımı, ayrıca yine hane başına 10 bin lira destek yardımı yapacağımızı zaten açıklamıştım. Ailelerini deprem bölgesi dışındaki illere kendi araçlarıyla götüren vatandaşlarımızın yakıt masraflarını karşılıyoruz. Ayrıca, depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına acil ihtiyaçları için 100 bin lira nakdi yardımda bulunuyoruz.
Önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre vatandaşlarımıza ilave destekler de yapacağız. Devlet ve millet olarak el ele vererek hiçbir mağdur ve mazlumu sahipsiz bırakmayacağız.
“BÖLGENİN BİR AN ÖNCE AYAĞA KALKMASINI SAĞLAYACAĞIZ”
Milletimizin alicenaplığını, iş insanlarımızın gönül zenginliğini, geçmiş afetlerden zaten biliyoruz. Kurumlarımız da şimdiden harekete geçtiler. Bankacılık sektörümüz, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın öncülüğünde 2022 yılı kârlarının yüzde itibarıyla belli bir oranını, ki şu an itibarıyla 50 milyar lira civarında, bunları bir dayanışma paketi olarak depreme tahsis ettiler. Bu meblağ depremzedeler için yapılacak çalışmalarda kullanılacaktır.
Ayrıca, bölgedeki işletmelere yönelik ilave Kredi Garanti Fonu kefaletli kaynaklar hazırlanmıştır. Ülkemizin ihracatına 20 milyar dolarlık bir katkıda bulunan bölgenin bir an önce yeniden istihdamıyla, üretimiyle, ticaretiyle, ihracatıyla ayağa kalkmasını sağlamak için gereken her türlü katkıyı sağlayacağız.
Deprem bölgemizdeki illerde ilan edilen ve vergi ertelemelerinden bankacılık düzenlemelerine kadar pek çok unsuru içeren mücbir sebep hâlinden yaklaşık 638 bin mükellefimiz yararlanacaktır.
Yurt içinde ve yurt dışında AFAD’a yapılan şimdilik tutarı 8,3 milyar lirayı bulan yardımların tamamını da deprem bölgesi için kullanıyoruz.
Yarın akşam saat 20.00’de de Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Azerbaycan’daki tüm televizyon kanalları ve radyoların katılımıyla Türkiye tek yürek sloganıyla bir yardım kampanyası düzenlenecek.
Kabine üyeleri ve Kabine Toplantısına iştirak eden kamu görevlileri olarak şahsımızın ve arkadaşlarımızın maaşlarından yaptıkları taahhütleri ve iş insanı bakanlarımızın katkılarıyla depremzedeler için AFAD’a toplamda 136 milyon 589 bin lira bağışta bulunma kararı aldık.
Aziz milletim; depremin üçüncü gününden itibaren büyük yıkım ve can kaybı yaşanan 10 ilimizi ziyaret ederek çalışmaları yerinde gördük, hem vatandaşlarımıza taziye ve geçmiş olsun dileklerimizi sunduk.
“BAKANLARIMIZ İLK GÜNDEN İTİBAREN DEPREM BÖLGESİNDEKİ İLLERİMİZDE CANLA-BAŞLA ÇALIŞIYOR”
Cumhurbaşkanı Yardımcımız gece-gündüz AFAD merkezinde bakan arkadaşlarımla beraber çalışmaların koordinasyonunu yürütüyor. Bakanlarımız ilk günden itibaren deprem bölgesindeki illerimizde canla-başla çalışıyor.
Bir yandan yıkıntıları kaldırırken, diğer yanan şu kış kıyamette milyonlarca vatandaşımıza en insani şartlarda barınma imkânı sağlayacak kapasiteyi oluşturmanın gayretindeyiz. Hâlihazırda yaklaşık 890 bini kamu yurtları ve tesislerinde, 50 bini otellerde olmak üzere toplamda 1,6 milyon depremzedenin barınma ihtiyacını karşılamış durumdayız. Tahliyeler ve kendi imkânlarıyla yaklaşık 2 milyon 200 bin vatandaşımızın da bölge dışına çıktığını değerlendiriyoruz.
Kurulan çadır sayısında 175 bini, konteyner sayısında 5 bin 400’ü, bölgeye gönderilen battaniye sayısında 2 milyon 652 bini geçtik.
Katar’dan yola çıkmaya başlayan 10 bin konteyneri ülke içinden ve dışından yapacağımız takviyelerle ihtiyaç sahiplerinin hizmetine vereceğiz. Gerçekten gayet güzel, modern bu 10 bin konteyner Katar’da Dünya Kupası esnasında yapılmıştı, sağ olsun Katar Emiri bu 10 bin konteyneri ülkemize gönderiyor ve şu an itibarıyla gemiler bir taraftan ediliyor ve ilk gemi şu anda yolda. Tabi bu yolculuk biraz da asgari 7 saat sürüyor, bu gemilerin peyderpey gelişiyle İskenderun, Mersin Limanlarından inşallah bölgeye bu konteynerlerin dağıtımı yapılacak.
Kıyafet, gıda, temizlik ürünü ve diğer malzemelerin bölgeye akışı kesintisiz sürüyor. Bölgeye bağışlar ve diğer yöntemlerle getirilen malzeme adedi 25 milyona ulaştı.
Kültür ve Turizm Bakanlığımız, turizm sezonu sebebiyle kapalı olan oteller ile ülke genelinde tüm otellerin kapasitelerinin belirli bir bölümünün depremzedelere tahsis edilmezi temin etmiştir. Kamu misafirhaneleri başta olmak üzere diğer barınma tesislerini de bu amaçla kullanıyoruz.
Ülkemizin en hızlı ve etkin şekilde harekete geçirilebilir konaklama potansiyeli olan Kredi ve Yurtlar Kurumumuza bağlı yurtlarımızı da öğrencilerimizin mağduriyetine meydan vermeden depremzedelere açtık. Hepsine de şükranlarımızı sunduğumuz binlerce üniversite öğrencimiz, akademisyenimiz, idari personelimiz deprem bölgesindeki çalışmalarda aktif görev alıyor.
Millî Eğitim Bakanlığımıza bağlı deprem bölgesindeki tüm okullarda da ikinci dönemde devam şartı aranmayacaktır. Diğer 71 ilimizdeki ilk ve orta dereceli okullarda eğitim-öğretim 20 Şubat’ta başlayacaktır. Deprem bölgesindeki 20 bin 868 okul binasından sadece 95’inin yıkık ve ağır hasırlı olması, 1 Mart itibarıyla isteyen öğrencilerimiz için bu 10 ilimizde, -ki buna Elazığ’ı da ilave edeceğim- 11 ilimizde şartları uygun okullarımızda eğitim-öğretime başlama imkânı veriyor. Çocuklarını diğer illerdeki okullara nakletmek isteyen ailelerimizin tamamının talebini karşılayacak kapasite oluşturduk.
Eğitimci ordumuzun barınmadan gıdaya, arama-kurtarmadan destek, organizasyonlarına kadar her alanda yürüttüğü çalışmaları takdirle takip ediyoruz.
İçişleri Bakanlığımız AFAD başta olmak üzere tüm merkez ve mülkiye teşkilatıyla, polisiyle, jandarmasıyla, sahil güvenliğiyle, belediyeleriyle ilk andan itibaren depremin yükünü omuzlamış vaziyettedir. Emniyet Teşkilatımız 73 bin, jandarmamız 65 bin personeliyle bölgede her konuda gece-gündüz hizmet veriyor.
AFAD koordinasyonunda faaliyet gösteren 10 bine yakın gönüllümüz gayretleriyle adeta destan yazıyor. Millî Savunma Bakanlığımız ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz karasıyla, deniziyle, havasıyla tüm unsurlarını depremzedelere yardımcı olmak, enkazları kaldırmak, güvenliği sağlamak, lojistik hizmetlerini yürütmek üzere seferber etmiştir.
Hâlen bölgede görev yapan 28 bin kahraman Mehmetçiğimize gösterdikleri gayretler ve yaptıkları fedakârlık için buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
Sağlık Bakanlığımız bölgeye gönderdiği bin 259 ambulanstaki 3 bin 759 personel ve 3 bini aşkın UMKE personeliyle mevcut hastanelere ek olarak kurduğu sahra hastaneleriyle hem yaralılarımıza, hem depremzedelerimize hizmet veriyor.
“5 GÜNDE HATAY HAVALİMANINI TEKRAR DEVREYE ALDIK”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız kapanan yolların ve Hatay Havalimanının bir an önce faaliyete geçmesi için harekete geçerken, Türk Hava Yollarımız da arama-kurtarma ekiplerinin bölgeye, depremzedelerin diğer illerimize naklini gerçekleştiriyor. İşte 5 günde Hatay Havalimanını ne yaptık, tekrar devreye aldık.
Enerji Bakanlığımız yıkılan direkler ve zarar gören altyapı sebebiyle kesilen elektrik ile doğal gazı bir an önce şehirlerimize vermek için ilgili kuruluşları süratle harekete geçirdi.
Bu arada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız Zonguldak Türkiye Kömür İşletmelerinden buradaki deprem bölgesine gelen tüm oradaki madencilerimizin gerçekten cansiperane verdikleri mücadele hiçbir zaman hatıralarımızdan silinmeyecektir. Açtıkları tüneller ve bu tünellerden oradan depremzedelerimizi çıkarmaları gerçekten olağanüstü hâllerdi. Aynı şekilde AFAD’ın diğer tüm unsurları bu mücadeleyi bu şekilde verdiler.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız depremzedelere psikososyal destek vermekten, kimsesiz çocuklara, yaşlılara ve engellilere sahip çıkmaya kadar 5 bin 108 personeliyle görev alanındaki sorumluluklarını yerine getiriyor.
Adalet Bakanlığımız hem cenazelerin defni için gereken hukuki işlemleri, hem yıkılan binaların sorumlularıyla ilgili takibi, hem de asayişle ilgili çalışmaları yürütmek için bölgede yüzlerce savcı görevlendirdi.
Tarım ve Orman Bakanlığımız DSİ vasıtasıyla bölgedeki barajların kontrolünü yaparken, Orman Genel Müdürlüğümüzün personeli ve ekipmanını arama-kurtarma ve yardım çalışmaları için yönlendirdi. İşte siyaset burada çirkinleşti. Ne yaptılar? Barajların evet patladığından ve barajların ne yazık ki artık su tutamaz hâle geldiğinden bahsetmeye başladılar. Bu sosyal medyanın bu noktada attığı iftiralarla özellikle bu zor zamanda bir olma, yekpare hareket etmemiz gereken bir zamanda ne yazık ki evet Türkiye’de siyaset belli bir bölümüyle Ana Muhalefet ciddi manada çirkinleşti.
“GÜN, BİR OLMA ZAMANIDIR, BERABER OLMA ZAMANIDIR”
Bir taraftan bu tür yalanlarla sosyal medyada bu adımlar, öbür taraftan evet bakıyorsunuz kalkıyor Borsa İstanbul’daki atılan adımlarla alakalı SPK’nın önüne gidip SPK’nın önünde gösteri yapıyorlar ve bu milletin paralarının SPK’da veyahut da farklı yerlerde yok edildiğinden bahsediyorlar.
Değerli arkadaşlar; gün, bir olma zamanıdır, beraber olma zamanıdır. Bu tür bir şeylerle ilgili elinde belgen varsa, hayat boyu sen elinde bu tür belgelerle zaten konuşmadın, hayatın yalan, hep yalanlarla hareket ettin. Burada da yalancının mumu yatsıya kadar yanar bunu bilesin, senin mumun çoktan yandı ve yanmaya da devam ediyor. Bu iftiralar asla milletim tarafından affedilmeyecektir.
Ben seçim bölgelerinde de yıllar yılı gezdim dolaştım, şimdi de afet bölgelerinde dolaşıyorum, gene dolaşacağım, gene bu bölgelere gidip vatandaşımla beraber hemhal olacağım.
Bu arada ÇKS başvurularının 8 Mayıs’a kadar uzatıldığı bölgedeki 2,2 milyon çiftçimizin, 8,2 milyon çiftçimizin 8,3 milyar lira tutarındaki destekleme ödemesini öne alarak hızla yapıyoruz.
Ticaret Bakanlığımız deprem fırsatçılarına göz açtırmamak için denetimlerini artırırken, esnaf ve sanatkârımıza da destek veriyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız ülkemizin önde gelen üretim bölgelerinden biri olan deprem yaşanan şehirlerimizdeki çalışanlarımıza yardımcı olacak ve Sosyal Güvenlik Kurumu hizmetlerini kolaylaştıracak adımları atıyor.
Dışişleri Bakanlığımız diplomatik temsilcilerimiz vasıtasıyla yurt dışındaki vatandaşlarımızın ve ülkemize gelecek ekiplerin taleplerini karşılayacak tedbirleri alıyor.
Diyanet camiamızdan madencilerimize, sivil toplum kuruluşlarımızdan iş dünyamıza kadar herkes depremzedelerimizin yükünü hafifletmek için cansiperane gayret sarf ediyor.
“AYDINLIK BİR GELECEK KURMAK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ”
Tüm kurumlarımıza, kamu görevlilerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza ve gönüllülerimize emekleri, fedakârlıkları ve mücadeleleri için buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
Aziz milletim; milletlerin ve devletlerin asırlar boyunca karşılaşabilecekleri ender felaketlerden birini yaşarken, en çok birliğe, beraberliğe, dayanışmaya, vicdana ihtiyacımızın olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bozguncuların fitnelerine, yalanlarına, hezeyanlarına kesinlikle itibar etmeden ülkemizden bu felaketin izlerini silmek, insanlarımıza aydınlık bir gelecek kurmak için var gücümüzle çalışıyoruz.
Milyonlarca insanımızın deprem felaketinin yıkıntıları önünde acıyla kıvrandığı, diğerlerinin onların acılarını paylaştığı bir ortamda, sırf siyasi çıkar elde etmek için sağa-sola saldıranları görmekten doğrusu üzüntü duyuyorum. Yürekleri kavrulan insanların duygularını istismardan ırkçılığa, fedakârca yürütülen çalışmaları değersizleştirmek için iftiraya ve dezenformasyona kadar her türlü çirkefliğe sergileyenleri şimdilik biz de not ediyoruz.
İnsanlar can derdindeyken, az önce söylediğim gibi SPK önüne gidip siyaset yapanları, öğrencilerimiz kışkırtanları, insanları devletlerine karşı tahrik ederek canla-başla yürütülen faaliyetleri sabote etmeye kalkanları asla unutmayacağız.
Milletimize olan saygımız gereği, şu anda temsil ettiğim makamın gereği, deprem felaketini siyasi ranta dönüştürme peşinde koşanları elbette affetmeyeceğiz, ama onların seviyesine de inmeyeceğiz.
Şimdi yaraları sarma, acıları dindirme, yıkılanları yapma, milyonlarca insanımızı yeniden hayata bağlama vaktidir. Vaktimizi, enerjimizi ve imkânlarımızı sadece bunun için kullanıyoruz.
Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten, beladan, kazadan muhafaza etsin, yar ve yardımcımız olsun diyoruz. Hepinizi bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu 6. Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapıldığı İskender Bey Meydanı’nın girişinde Arnavutluk Başbakanı Edi Rama tarafından karşılandı. Arnavutluk Başbakanı Rama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zirvenin oturumlarının yapılacağı Opera Binası’na kadar eşlik etti.
Açılış programının ardından liderler, aile fotoğrafının çekileceği alana geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler daha sonra günün anısına Avrupa Siyasi Topluluğu’nun logosunun bulunduğu panoyu imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Büyük bir sabırla, kararlılıkla ve samimiyetle yürüttüğümüz ‘Terörsüz Türkiye’ girişimimizle ülkemizin huzurunun, refahının, kalkınmasının ilerlemesinin önündeki bir engeli daha inşallah çekip alıyoruz. Şundan emin olunuz: ‘Terörsüz Türkiye’ en çok da Türkiye ekonomisini şaha kaldıracaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 2025 Yılı Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni’ne katıldı.
Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni, aslında bu ülkenin büyümesinin, kalkınmasının gizli kahramanlarına bir vefa borcudur. Bu sene de 73’ü Genel Kurul Delegesi, 25’i Oda ve Borsa Genel Sekreteri olmak üzere 98 kardeşimize plaketlerini takdim ediyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Delegesi olarak Birlik çatısı altında 10. 20. ve 30. yılını tamamlayan ve bundan dolayı da Şeref Belgesi almaya hak kazanan üyeleri tebrik ederek, “Bugün plaket alacak 98 kardeşimiz sadece TOBB’a hizmet etmedi, bu kardeşlerimiz bu ülkeye de gönül verdiler, vizyon kattılar. Bu milletin refahı, esenliği, huzuru için ter döktüler. Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline inanmaktan hiç vazgeçmediler. Sadakatin yanı sıra gayretin, inancın yanı sıra fedakarlığın simgesi olan bu plaket ve belgelerin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Birliğimizin üyelerinin her birine ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına, büyümesine yaptıkları katkı için ayrı ayrı şükranlarımı iletiyorum” diye konuştu.
“YILDA 36 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPABİLEN ÜLKEYİ, 265 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPAN ÜLKE SINIFINA ÇIKARDIK”
TOBB camiasının Türkiye’nin son çeyrek asrına bizzat şahit olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türk ekonomisinin nereden nereye geldiğini en iyi sizler biliyorsunuz. 2002 sonrasında perçinlenen siyasi istikrar, özel sektörümüzün becerisi ve dinamizmiyle birleşince bugün her alanda ileriye giden bir Türkiye ortaya çıktı. Şurası bir gerçek ki 23’üncü yılına giren bu yolculuk süresince daima sizlerle dayanışma içinde olduk. Koordinasyon içinde hareket ettik. İhracat başta olmak üzere Türkiye’nin ekonominin her alanında yazdığı başarı hikayesine birlikte imza attık. Yılda sadece 36 milyar dolar ihracat yapabilen bir ülkeyi 265 milyar dolar ihracat yapan ülke sınıfına biz çıkardık. Turizmde 13 milyon kişiden 61 milyon ziyaretçi sayısına beraber getirdik. İş dünyamızı, girişimcilerimizi, yatırımcılarımızı dünya pazarlarına sizlerle birlikte açtık. Yine bu dönemde ülkemizi, demokrasimizi ve ekonomimizi hedef alan nice saldırının, sıkıntının, badirenin üstesinden beraberce geldik. Yani 23 yılda ne yaptıysak birlikte yaptık, birlikte başardık. Bakın bugün TOBB’un 2 milyona yaklaşan üyesi var. Bu üyelerimiz, ülkemiz ihracatının yüzde 99’unu gerçekleştiriyor. Kayıtlı istihdamın yüzde 71’i sizlerin çatısı altında. Bu ülkede üretimi, yatırımı, ihracatı ve istihdamı sizler temsil ediyorsunuz. Biz de bu gerçekten hareketle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bütün genel kurullarında sizlerle bir araya gelmeye büyük önem verdik. Bakanlarımızla birlikte TOBB Türkiye Ekonomi Şuralarında yine sizlerle beraber olduk.”
“TÜRKİYE OTOMOBİL YAPAMAZ DİYENLERE EN GÜZEL CEVABI YOLLARIMIZI SÜSLEYEN ON BİNLERCE TOGG İLE VERDİNİZ”
TOBB ve oda-borsalar aracılığı ile iş dünyasınca kendilerinden talep edilen pek çok konuyu hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nasıl biz sizlerin yanında olduysak, TOBB ailesi olarak siz de ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizde bizi asla yalnız bırakmadınız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 TOBB Genel Kurulunda yaptığı çağrıya karşılık verildiğini anımsatarak, “Türkiye’nin otomobili, TOGG’un hayata geçmesini sağladınız. ‘Türkiye otomobil yapamaz’ diyenlere, ‘arabayı burada üretmiyorlar, yurt dışından getiriyorlar’ diyenlere, ‘hani bunun fabrikası’ diyen kifayetsizlere en güzel cevabı yollarımızı süsleyen on binlerce TOGG ile verdiniz. 60 sene önce Devrim Otomobili Projemiz, eften püften sebeplerle sabote edilmişti ama devrin otomobilini hayata geçirmeyi biz başardık” ifadesini kullandı.
TOGG’un şu an yüzde 30 pazar payı ile yurt içinde lider konumunda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “SUV’dan sonra sedan modeli de çıkarılıyor. İnşallah seneye yurt dışına ihracata başlayacak. Artık dünyanın farklı ülkelerindeki yollarda, köklü otomobil markalarıyla yan yana millî markamız TOGG’u da göreceğiz. Savunma sanayinde özellikle insansız hava araçlarında, biliyorsunuz küresel ölçekte ilk üçteyiz. Bir dönem olmadık bahaneler öne sürülerek ülkemize verilmeyen İHA, SİHA teknolojisinde şimdi dünyada parmakla gösterilen konuma geldik. Ürün almak için başkalarının kapısını çalan ülkeyken, hamdolsun artık kapısı çalınan bir ülke olduk. Aynı başarı hikayesini eğitim uçağımız Hürjet’le yakalamak istiyoruz. Dün İspanya’da Hürjet projemiz için önemli bir mutabakat imzaladık. Dikkat edin, İspanya diyorum, Çatladıkapı değil. Mutabakat neticesinde Airbus ve TUSAŞ, Hürjet’in İspanya Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmesi için ortak çalışma yapacak. Savunma sanayi alanında yakaladığımız ihracat başarısını, TOGG’da da elde etmemiz pekâlâ mümkündür. Yeter ki biz kendimize güvenelim, özgüven sahibi olalım. Allah’ın izniyle gerisi zamanla gelecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB’un dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk 3 oda sisteminden biri hâline gelmesinden iftihar ettiğini söyledi.
“DEPREM BÖLGESİNİN İHYASI EN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİMİZ OLMAYA DEVAM EDECEK”
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri sonrasında TOBB’un bu milletin bir kurumu olduğunu bir kez daha göstermesinin ayrıca takdire şayan olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedeleri tekrar yuvalarına kavuşturmak için başlatılan konut kampanyasına özel sektörün en büyük desteğinin TOBB tarafından geldiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinin yeniden imar ve ihyasına verdikleri destek için TOBB’a teşekkür ederek, “Ülkemiz ekonomisine 104 milyar doların üzerinde maliyeti olan bu büyük felaketin altından yüz akıyla kalkıyoruz. Afetin ikinci yıl dönümünde 201 bin konutun anahtarlarını teslim ettik” dedi.
Dünyanın en büyük şantiyesine çevrilen deprem bölgesinde inşaat çalışmalarının 7 gün 24 saat esasına göre yürüdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıl sonuna kadar kalan 252 bin konutu da tamamlayarak sene başında 453 bin konutun anahtarlarını hak sahiplerine teslim etmiş olacağız. Depremzede kardeşlerimiz güvenli, huzurlu ve modern evlerine girmeden hiçbirimiz rahata eremeyiz. Deprem bölgesinin ihyası en öncelikli gündemimiz olmaya devam edecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıl boyunca çok çalışarak 2023 yılı hedeflerine birlikte ulaştıklarını, şimdi ise gözlerini 2053’e diktiklerini belirterek, “Bunun için heyecanımızı her gün tazeliyor, yeniliyor, her zaman ileriye bakıyoruz. Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan bu ülkeye eser kazandırmanın heyecanını, sevincini ve elbette haklı kıvancını kalbimizin derinliklerinde hissediyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sırasında TOBB’un bir delegesi, “Sayın Cumhurbaşkanım 40 yıldır akan kardeş kanının durmasına vesile oldunuz. Allah sizden razı olsun. Tarih sizi yazacak” diyerek, Yüksekova’nın il olmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de şu anda Yüksekovaların sayısı çok fazla. Hepsi il olmak için sıraya girdiler. Hepsi de ‘biz de il olmamız lazım’ diyorlar. Şu anda Yüksekova Havalimanı’na sahip ya” yanıtını verdi.
Türkiye ekonomisinin omurgasını temsil eden TOBB’u, Türkiye’nin en saygın kurumlarından biri olarak gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonominin sağlıklı ve güvenli bir ortama kavuşmasında, giderek artan belirsizliklerin ortadan kaldırılmasında, iş dünyamızın tüm kesimlerinin önünü görebilmesinde, daha önemlisi Türk ekonomisinin hedeflerine ulaşmasında sizlerin yapıcı, yol gösterici politikalar üretmesi bizim için büyük önem taşıyor. Bilhassa, Terörsüz Türkiye çabalarımızın menziline kazasız belasız ulaşmasında sizlerin desteği, dayanışması, katkısı kritik öneme sahiptir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 1984 yılından bugüne 41 yıl boyunca bölücü terörün kanlı eylemlerine sahne olduğunu hatırlatarak, bu süre zarfında terörle mücadelede 10 binden fazla güvenlik görevlisinin şehit verildiğini, 41 yıl boyunca 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini söyledi.
Terörün Türkiye’ye doğrudan ve dolaylı maliyetinin 2 trilyon doları bulduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada şu hususu özellikle vurgulamak istiyorum; terör sadece terör olarak kalmadı. Terör üzerinden maalesef değişik sektörler ortaya çıktı. Hani terör baronları diyoruz ya işte terörün varlığından, terör eylemlerinden örgüt kadar başkaları da şahsi rant elde ettiler” diye konuştu.
Silah tüccarları, zehir tacirleri, insan kaçakçıları, gençlerden beslenen illegal yapıların terörün bölgesinde ve gölgesinde işlerini büyüttüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Terör meselesi üzerinden siyasi istismar yapanlar oldu. Terör bataklığında kendi kirli fikirlerini, kirli emellerini yaymak isteyenler oldu. Türkiye dışarıdan şiddet eylemlerine maruz kalırken içeride bunu fırsata çevirmeye çalışan işte o terör baronlarının da istismarına maruz kaldı. Geçmişte bu meselenin çözümü için bilhassa merhum Özal döneminde çok cesur adımlar atıldı ama dışarıdan olduğu kadar içeriden yapılan sabotajlarla bu çözüm engellendi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin gerçekten çok büyük bedeller ödediğini belirterek, binlerce annenin yüreğine kor bir ateşin düştüğünü, Türk-Kürt kardeşliğinin ağır yaralar aldığını söyledi.
Göreve geldikleri andan itibaren hem Türkiye’nin demokrasi açığını özellikle kapatmak hem de terör belasından Türkiye’yi ve Kürtleri kurtarmak için çok büyük emekler verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesinden vesayetle mücadeleye, adına ‘sessiz devrim’ dediğimiz tarihî nitelikte adımlar attık. Terör örgütünün beslenme alanlarını hamdolsun önemli ölçüde kuruttuk. Buradaki birçok kardeşim, ekranları başında bizi izleyen milyonlarca vatandaşımız bu uğurda gösterdiğimiz samimi gayretin en yakın şahididir. Biz bu süreçte şunu da gördük; terör örgütü kanlı eylemler yaparken dönem dönem içeride muhalefet, iktidarı yıpratmak için bu saldırıları acımasızca kullandı. Topluma korku salmak, milletin arasına nifak duvarları örmek, siyaseti terör sopasıyla hizaya sokmak için yıllarca bu eylemler istismar edildi. Terör belasından kurtulma umudu arttığında ise bunlar çözmesin de gerekirse terör devam etsin diyecek kadar vicdanını kaybedenler çıktı. Tıpkı yakın tarihte Edirne’yi düşmana karşı savunmak için yola çıkan merhum Enver Paşa’ya ‘Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin’ dedikleri gibi açık söylüyorum, bize de ‘terörü bu iktidar bitireceğine hiç bitmesin daha iyi’ diyenler çıktı. Bu tavra, 15 Temmuz gecesi 253 vatan evladını alçakça şehit eden FETÖ ile mücadelemizde de şahit olduk.”
“KANLA YAZILAN BİR İHANET SAYFASININ KAPANMASI NOKTASINDA ÖNEMLİ BİR FIRSAT PENCERESİ ARALANIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin FETÖ’nün üzerine kararlılıkla gittikçe, ana muhalefet partisinin vekilleri, yetkilileri ve yöneticilerinin FETÖ’cülere kol kanat gerdiğini söyledi.
Şehitlerin naaşları dahi soğumadan 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” iftirası atanları hiçbir zaman unutmayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef bugün de aynı şebekenin hezeyanlarıyla karşılaşıyoruz. Bölücü örgüt çıkıyor kendini feshettiğini ve silah bırakacağını açıklıyor. Neredeyse yarım asırdır kanla yazılan bir ihanet sayfasının tamamen kapanması noktasında önemli bir fırsat penceresi aralanıyor” diye konuştu.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki vatandaşlar, “terör tehdidi altında yaşamaktan inşallah artık kurtuluyoruz” diyerek meydanlarda sevinç halayları çekerken, birilerinin adeta karalar bağladığı ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ellerindeki o kanlı sektörü, o istismar tezgahını kaybetmekten korkanlar neredeyse terör örgütüne yalvaracaklar, ‘ne olur bizi bırakıp gitme’ diye ağlayacaklar. İşte böyle derin bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. ‘Cumhur İttifakı bitireceğine terör hiç bitmesin, devam etsin’ diye yas tutanlar, ağıt tutanlar, ağlaşanlar var” değerlendirmelerinde bulundu.
“DEVLETİMİZ HİÇBİR GÜCÜN KARŞISINDA DİZ ÇÖKMEZ”
“Bir defa şunu açık ve net tekrar söylemek isterim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, büyük bir devlettir, kudretli bir devlettir. Devletimiz hiçbir gücün karşısında diz çökmez ve çökmemiştir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bakın 40 yıl boyunca ağır bedeller ödenmiştir fakat Türkiye, geldiğimiz noktada bu meseleyi artık bir hal yoluna koymuştur. Devletimizin toprak bütünlüğü, milletimizin birlik ve beraberliği, üniter yapımız, bayrağımız, resmî dilimiz asla tartışma konusu değildir. Ne yapılıyorsa ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diyerek sembolleştirdiğimiz ilkelerimiz çerçevesinde yapılmaktadır. Cumhuriyetimizin temel niteliklerine dokunulmasına bu işin yaygarasını koparanlardan önce biz karşı çıkarız, biz itiraz ederiz. Yapıcı eleştirilere, tenkitlere, tekliflere sonuna kadar açığız. Bakın bundan da büyük memnuniyet duyarız ama Terörsüz Türkiye çabalarının zorlaştırılmasına iyi niyetli bakmayız.”
“ÜLKEMİZİN HUZURUNUN ÖNÜNDEKİ BİR ENGELİ DAHA ÇEKİP ALIYORUZ”
Kimsenin kaygı, endişe ve korku duymasına gerek olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte ne yaptıklarını çok iyi bildiklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletimizin tüm kurumları, kadroları ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Büyük bir sabırla, kararlılıkla ve samimiyetle yürüttüğümüz Terörsüz Türkiye girişimimizle ülkemizin huzurunun, refahının, kalkınmasının, ilerlemesinin önündeki bir engeli daha inşallah çekip alıyoruz. Şundan emin olunuz, Terörsüz Türkiye en çok da Türkiye ekonomisini şaha kaldıracaktır. Menzile vardığımızda bundan en fazla TOBB camiası istifade edecektir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin artık yeni bir ligde top koşturmaya başlayacağını belirterek, “Onun için de Terörsüz Türkiye yürüyüşümüzde en çok da sizlere görev düşüyor. Bu salonda Anadolu var. Bu salonda Anadolu’nun emeği, alın teri, birikimi var. Sizler de omuz omuza verdiğinizde inşallah Türkiye bu meseleden çok daha hızlı çıkacaktır. Her birinize emekleriniz, gayretleriniz, fedakarlıklarınız, Türk ekonomisine kazandırdıklarınız için kalpten teşekkür ediyorum. Şeref belgesi ve plaket alacak tüm dostlarımı tebrik ediyorum” dedi.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından minyatür sanatıyla yapılan bir tablo takdim edildi.
Marka & Patent çetesi | FETÖ’cüler İnsanlara kumpas kurarak adli sicil kayıtlarını kirletmek için her türlü yolsuzlukları yapıyorlar. FETÖ’cülere Kimler yardım ediyor
FETÖ’cüler Marka Patent İşlerini Çok Seviyorlar ? Bu cesareti kimlerden alıyorlar ? FETÖ’cülere Kimler yardım ediyor
Şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemle dolandırıcılık!
Bir FETÖ’cü nasıl anlaşılır?
Yalan söylemekte, Kumpas kurmakta, Dikizlemekte, Devlet imkanlarını örgüt için kullanmakta, Kamu ve insanların malına konmakta, adam öldürmekte uzmandır bunlar! merhamet ve vicdanları yoktur Makam mevki ve para için her şeyi yaparlar
Hak yediler Soru çaldılar, insanlara kumpas kurdular, özellerini teşhir ettiler, o görüntülerle tüm istediklerini aldılar.
İşyerlerine Kamu kurumlarına sitelere evlere kameralar kurdular hem insanları izlediler hem dinlediler insanların özel hayatlarına girdiler evlerine gizli kameralar kurdular bu yolla insanları ,şirketleri ,tehdit ettiler .her türlü yolsuzluğu yaptılar
Bunlar ne kadar insanlık suçu varsa işledi hala işlemeye devam ediyorlar
40 yıl boyunca sinsi sinsi örgütlendiler.
Suçsuz insanları kumpas kurup hapse attırdılar merhametsizler
Türkiye’nin ve şirketlerin sırlarını sattılar Casusluk yaptılar.
Devleti ele geçirmek için her şeyi yaptılar.
Kaç masum insanın yuvasını yıktılar kim bilir?
Nice esnafı iflas ettirdiler kurdukları kumpaslarla Mallarını ele geçirdiler
Paravan holding ler kurdular insanların Mallarına el kondular.
Karşı çıkanı da ölüme yolladılar…
Vicdandan yoksun, gaddar, zalim merhamet yoksunudur bunlar
Her türlü iftirayı atabilecek, her yalanı söyleyebilecek kadar zalimdirler.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.