Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizli’de toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Biz 20 yıldır bu ülkede sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık. Her şehrimiz gibi, Denizlimiz de bu eser ve hizmet siyasetinin en yakın şahididir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Denizli Çevre Yolu 2. Kısım ve Honaz Tüneli, TOKİ 1449 Konut 50 Dükkân, Denizli İçme Suyu Arıtma Tesisi ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni’ne katıldı.
Buradaki konuşmasına vatandaşları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 3,5 yıllık bir aranın, hasretin ardından bir kez daha Denizli’de olduğunu söyledi.
“Denizli’yi özlemişiz ama yol boyu baktım ki Denizli de bizi özlemiş. Şehre ayak bastığımız andan itibaren gösterdiğiniz muhabbet, sizlerin de bizi özlediğini gösteriyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Denizli’ye son gelişimde sizlerle sohbet ederken, Pensilvanya ve Kandil destekli dörtlü çeteden bahsetmiştik. Baktılar 4 yetmiyor, sayıyı 6’ya çıkartıp, bir masa kurdular. Masayı kurdular ama masadan bir türlü aday çıkartamadılar. Baktılar kendileri masadan aday çıkartamıyor, bu defa bizim adaylığımıza çamur atmaya başladılar. Hâlbuki biz, aylardır ‘Siyaset er meydanıdır, biz adayız, karşımıza kimi çıkartacaksanız çıkartın, söyleyin de milletin huzurunda, er meydanında yarışalım’ dedik. Bir yılda, bir aday çıkartmayı beceremeyenler, kendi sünepeliklerinin üzerini örtmek için şimdi istikameti başka tarafa çevirdiler. Bunca zamandır bizim adaylığımıza karşı çıkmak akıllarına gelmemiş, hep seçim sandığını işaret etmişlerdi. 4,5 yıldır Cumhurbaşkanı’yız, öncesi var, aklınız neredeydi? Niye şimdiye kadar bunları söylemediniz? Milletimizin takdiriyle 2017 yılında kabul edilen Anayasa değişikliği en küçük bir tereddüde, en küçük bir tartışmaya mahal vermeyecek kadar açıktır. Türkiye, 2018 seçimleri ile birlikte yeni bir yönetim sistemine geçti. Yani bu bakımdan kronometreyi sıfırladı. Aklen de hukuken de fiilen de 2018’de seçilen Cumhurbaşkanı yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıdır.”
Siyasi gelenekte kabul gören bir kavram olduğu için yeni sistemdeki devlet başkanının sıfatını “Cumhurbaşkanı” olarak muhafaza ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zaten bugüne kadar da üç beş medya şovmeni hariç, yeni yönetim sisteminin ilk cumhurbaşkanı olduğumuza dair hiçbir itiraz yapamadılar” diye konuştu.
“Altılı masadakiler 1 yıl sonra nasıl olduysa bir anda aydınlanma yaşamışlar. Şimdiden seçim günü ile ilgili kaos senaryolarına sarılmaları, kaybetme korkusunun bir kez daha yüreklerini sardığını gösteriyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Hâlbuki korkmalarına hiç gerek yok. Biz, millî iradenin üstünlüğü dışında bir yol ve yöntem kabul etmediğimiz için bugüne kadar tüm rakiplerimizi sandıkta yendik. Hazır mısınız? 14 Mayıs’ta da zaferi sandıktan çıkarmaya hazır mıyız? Tabii tarihleri vesayetle, darbeyle, krizle, ayak oyunlarıyla dolu olanlar, millî iradenin gücüne akıl erdirmekte zorlanıyor. Bir de utanmadan çıkıp, partilerinin binasına ne yaptılar? ‘Yeter söz milletindir’ afişi astılar. Rahmetli Menderes, bu sözü onların ağa babalarına karşı söyleyerek, milletin gönlüne girmiştir. Menderes, dün tek parti faşizmine ‘yeter’ demişti. Biz de bugün, küresel vesayet odaklarının desteğiyle aynı faşizmi tekrar hortlatma peşinde koşanlara ‘yeter’ diyoruz. Menderes, dün millî iradeyi hiçe sayarak masa başında ülkenin siyasi ve ekonomik kaynaklarının sömürülmesine, baskı ve zulüm düzenine ne demişti? ‘Yeter’ demişti. Biz de bugün millî iradenin tercihleri yerine altılı masada çevrilen dış destekli film, fırıldaklarla siyaset mühendisliğine soyunanlara ‘yeter’ diyoruz.”
Milletin iradesinden umudu kesenlerin masanın iradesinden medet umduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zavallılar, ne olacak sizin hâliniz? Yazık, hem de çok yazık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Dün sivil ve askeri vesayet düzenine, darbe ve terör ihanetlerine nasıl son verdiysek 14 Mayıs’ta masa vesayetini sandığa gömecek, ülkemizi uzaktan yönetme hevesinde olanları hüsrana uğratacağız. Altılı masanın etrafında yer alanların hepsini toplayın, üstüne PKK’sından FETÖ’süne tüm terör örgütlerinin gizli, açık uzantılarını koyun, yetmezse buna küresel medyasından eski istihbaratçı ve siyasetçi bozuntularına kadar emperyalistlerin sözcülerini de ekleyin, daha da eksik kalırsa paşa gönlünüz kimi istiyorsa onu da ekleyin, bakalım hepsi birden millî iradenin gücünün karşısında bunlar ne ifade edecek. Bunların tamamı bir araya gelse, geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin Türkiye Yüzyılı vizyonunun yanında ne ifade eder? Hiç.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören alanına gelirken, yol boyu Denizlilerin kendini karşıladığını belirterek yol boyu olanlar hariç meydana gelenlerin resmî rakamının 80 bin olduğunu söyledi.
“KÜRESEL EMPERYALİZMİN VESAYET ARACI OLMA HEVESİNDEN VAZGEÇİN DE MİLLETE GİDİN”
Altılı masaya eleştiriler yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiklal ve istikbal mücadelemizde Türkiye Yüzyılı iradesinin karşısında, rakamın soluna konan sıfırlar gibidir bunlar. Hiçbiri de karşımızdaki altılı masanın kifayetsizliğini, beceriksizliğini, içi boş tenekeden ibaret olduğu gerçeğini değiştirmeye kâfi gelmez. Bırakın bu eski Türkiye oyunlarını da meydana çıkın. Zaman kaybediyorsunuz. Bırakın bu tek parti faşizmi özentisini, dalavereleri de sandığa gelin. Küresel emperyalizmin vesayet aracı olma hevesinden vazgeçin de millete gidin” değerlendirmesini yaptı.
Muhalefetin, Meclis’i kilitlemeye, devre dışı bırakmaya çalıştığını ancak başaramadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “FETÖ’cülerin kumpaslarına alet oldunuz başaramadınız. PKK’nın çukur eylemlerine umut bağladınız hüsrana uğradınız. Güney sınırlarımızdaki karmaşadan ‘bir şey çıkar mı?’ diye beklediniz o da olmadı. En son ekonomik tetikçilerin faiz-kur-enflasyon operasyonlarından medet umdunuz, hamdolsun bu badireyi de atlattık. Amerikası’ndan Avrupası’na kadar ülkemizin siyasi ve ekonomik etki alanını genişletmesinden rahatsızlık duyanların gözlerine bakıyorsunuz ama oradan da bir şey bulamıyorsunuz. Tüm bu süreçte bakmadıkları tek yer milletin gönlüydü, milletin gözüydü, milletin beklentisiydi, milletin talepleriydi. Biz hep milletimizle birlikte yol yürüdük. En sıkıntılı anlarda bile millî iradenin gücünün üzerinde güç tanımadığımızı söyledik. Derdimizi sadece milletimize anlattık, desteği sadece milletimizden istedik. Ülkemiz yeni bir süreç, yeni bir seçime doğru giderken biz bir yandan devlet işini yürüttük bir yandan da şehir şehir dolaşıyoruz, milletimizle dertleşiyoruz, kucaklaşıyoruz. Onların bir yuvarlak masanın etrafında dönüp durdukları son bir yılda biz ne yaptık biliyor musunuz? 49 il ziyareti yaparak ülkemizin yarısından fazlasını gezdik. Bununla kalmadık. 27 yurt dışı ziyaretiyle ülkemizin hak ve çıkarlarını dünyanın dört bir yanında savunan programlar gerçekleştirdik. Biz Türkiye’yi dört dolandık, dünyayı dört dolandık. Onlar bir masanın çevresinde tur atmanın ötesine geçemediler.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Bilecik’te olduğunu hatırlatarak, “Baktım Bilecik de gümbür gümbür geliyor. Çıkmışlar bir de ‘biz altı kişi bir cumhurbaşkanını yöneteceğiz. O da ülkeyi yönetecek’ diye kabahatleriyle övünüyorlar. ‘Türkiye’yi millî irade yerine kendi vesayet düzenimizle yönetmek istiyoruz’ dediler. Dedik ki bunlara tüm bu zırvaları bırakın. Denizli’ye bakın, şu anda sadece bu meydanda 80 bin kişi var. İşte tüm bu zırvalara, tüm bu ihtiras fırtınalarına karşı ne diyoruz? ‘Yeter’ diyoruz. Sözün de kararın da geleceğin de millete ait olduğunu söylüyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere, “Denizli’den öyle bir ses verin ki altında ve üstündekiyle masadakilerin kulakları çınlasın. Denizli, bu vesayet heveslisi muhterislere 14 Mayıs’ta bir kez daha ‘Yeter’ diyor muyuz? Denizli, ülkemize diz çöktürmek için yanıp tutuşan küresel vesayetçilere ve onların içerideki maşalarına 14 Mayıs’ta bir kez daha ‘Yeter söz milletindir’ diyor muyuz? Denizli, 14 Mayıs’ta ‘Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir’ diyerek Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa ediyor muyuz? Denizli, güvenli, huzurlu, müreffeh Türkiye’nin yolunu 14 Mayıs’ta bir kez daha açıyor muyuz? Denizli, Cumhuriyetimizin yeni asrını, bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak kucaklamaya hazır mıyız?” diye seslendi.
DENİZLİ’DE GERÇEKLEŞTİRİLEN YATIRIMLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 yıldır sadece eser ve hizmet siyaseti yaptıklarını, her şehir gibi Denizli’nin de bu eser ve hizmet siyasetinin en yakın şahidi olduğunu belirterek, son 20 yılda Denizli’ye 35 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptıklarını aktardı.
Denizli’ye, 4 bin 264 yeni derslik inşa ettiklerini, toplam 8 bin 104 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtıklarını, 53 spor tesisi kazandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İcraattan bahsediyorum. Laf değil, icraat. Bay Kemal sen ne anlatacaksın Denizli’ye? Söyleyeceğin bir şey var mı? Şehrimizdeki ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 3 milyar lira tutarında kaynakla destek olduk. Sağlıkta 14’ü hastane olmak üzere 38 sağlık tesisini hizmete aldık. Yatak sayısı bin olan Şehir Hastanemizin şu anda yapımı devam ediyor. Çevre ve Şehircilik’te TOKİ vasıtasıyla 11 bin 649 konut inşa ettik. Şimdi de Denizli’de İlk Evim Projemizle 3 bin 150 konut daha inşa edecek, İlk Arsam Projemizle 16 bin altyapılı arsa verecek, İlk İşyerim Projemizle esnafımıza 300 iş yeri yapacağız. Şehrimizde 5 bin 960 riskli yapının kentsel dönüşümünü gerçekleştirdik. Daha önce hiç olmayan 42 atık su arıtma tesisi yaparak belediye nüfusunun yüzde 90’ından fazlasına hizmet verir hâle getirdik.”
Denizli’de altı millet bahçesi projesinin birinin tamamlandığını, üçünün inşasının sürdüğünü, ikisiyle ilgili çalışmalara da yakında başlanacağını bildiren Erdoğan, “65 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu toplam 442 kilometreye çıkardık. Aydın-Denizli-Antalya Otoyolu’nu da inşallah seneye tamamlıyoruz. Ankara- İzmir Yüksek Hızlı Tren Projemiz kapsamında planladığımız Selçuk-Ortaklar hattının yapımına yakında başlıyoruz. Yeni bir terminal binası yaparak Çardak Havalimanı’mızı büyüttük” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizli’ye ayrıca 18 baraj, bir içme suyu tesisi, 75 sulama tesisi, altı arazi toplulaştırma, 91 taşkın koruma tesisi, 10 gölet, üç yer altı depolama tesisi ve 11 hidroelektrik santrali tesisini inşa ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tamamladıkları projelerle Denizli’de 881 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtıklarını belirterek, yapımı devam eden dokuz tesisle, 95 bin dekar araziyi suyla buluşturacaklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çiftçilerimize 3,5 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Sanayi ve teknolojide Denizli Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ni, bir teknopark, 15 araştırma geliştirme merkezi ve 12 tasarım merkezi kurduk. Denizlili iş insanlarımıza, yaklaşık 4 milyar lira tutarında prim teşviki verdik” diye konuştu.
Denizli’nin 14 ilçesine de doğal gaz arzını sağladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bugün de şehrimize kazandırdığımız güncel bedeliyle 18 milyar lirayı bulan, 232 ayrı yatırımın resmî açılışını buradan gerçekleştireceğiz. Eğitimde, anaokulundan liseye, bilim merkezinden sınav merkezine, 25 ayrı yatırımı resmen hizmete açıyoruz. Pamukkale Üniversitemizin fizik tedavi hastanesi ve diğer yatırımlarının resmî açılışını da buradan yapıyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın 2 bin 796 kişilik Pamukkale Öğrenci Yurdu ile Buldan Gençlik Merkezi’ni hizmete alıyoruz. Sağlıkta, Merkez Halk Sağlığı Laboratuvarı ile aile sağlığı merkezlerinin açılışını yapıyoruz. Ulaştırmada, şehrimiz için önemli bir yatırım olan 3 milyar 400 milyon liralık maliyetle tamamladığımız Denizli Çevreyolu’nun 14 kilometrelik ikinci etabı ile 2 bin 640 metrelik Honaz Tüneli’ni hizmete açıyoruz. Böylece günde 30 bin aracın geçtiği Denizli şehir içi trafiğine rahat bir nefes aldırıyoruz. Bu tür yatırımlarla yolculuk sürelerinin kısalması, konforun ve güvenliğin artması, Denizli’mizin sanayisine, ticaretine, turizmine önemli katkılar sağlayacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ’nin yaptığı Kayaköy’deki 1173 konutu, 50 dükkânı ve diğer altyapı yatırımlarını ayrıca Tilkilik’teki 118 konut ile İnceler’deki 158 konutu resmen hizmete açacaklarını belirtti.
İller Bankası’nın 2 milyar liraya yakın finansmanıyla hayata geçirilen, aralarında Pamukkale Seyir Tepesi Şehir Ormanı’nın da olduğu 39 ayrı altyapı yatırımının resmî açılışını da yapacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Su İşlerinin tamamladığı Buldan Aktaş Barajı ve sulamasını, Honaz Ovası sulamasını, Tavas Kızılca Göleti’ni ve sulamasını, Denizli içme suyu arıtma tesisini ve diğer yatırımları bugün resmen hizmete aldıklarını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün altyapısı tamamlanan yedi ilçemizin doğal gazını da resmen veriyoruz” dedi.
Büyükşehir belediyesinde tamamlanan ve açılışı yapılacak yatırımlara ilişkin de bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi ile çok sayıda yol, asfaltlama, kaldırım, sosyal tesis, çevre düzenlemesi, spor tesisi, park, altyapı projesi ve diğer yatırımların açılışlarını yapacaklarını söyledi.
İlçe belediyelerince tamamlanan yatırımlarının resmî açılışını da yapacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm yatırımların şehre hayırlı olmasını diledi, yatırımları Denizli’ye kazandıran bakanlıkları, kurumları, belediyeleri ve yüklenici firmaları da tebrik etti.
Alandakilerden, seçim sandığı önlerine geldiğinde yapılanlara bakarak, “Durmak yok yola devam” demelerini isteyen Erdoğan, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Sağ olun, var olun. Ana kademe, kadın kolları, gençler durmak yok. Gümbür gümbür, sandığa koşacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Çardak Havalimanı’nda, Altaş Denizlispor Başkanı Mehmet Uz tarafından “53” numaralı “Recep Tayyip Erdoğan” yazılı forma hediye edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki konuşmasının ardından Bozkurt ve Güney ilçelerinde yapımı tamamlanan TOKİ konutlarında hak sahibi ailelere anahtarları teslim etti, daha sonra hizmete alınacak projelerin bulunduğu noktalara canlı bağlantı yaparak açılışları gerçekleştirdi.
Beraberindekilerle kurdele keserek, Denizli Çevre Yolu 2. Kısım ve Honaz Tüneli, TOKİ 1449 Konut, 50 Dükkân, Denizli İçme Suyu Arıtma Tesisi ile yapımı tamamlanan diğer projeleri hizmete alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “hayırlı olsun” temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören alanına gelişi sırasında yol boyunca kendisine sevgi gösterisinde bulunan vatandaşları selamladı, çocuklara oyuncak dağıttı.
Denizli’deki programı kapsamında bir tekstil firmasını da ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nihat Zeybekci Kongre Merkezi’nde AK Parti Denizli Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, terör örgütünün silah bırakmasıyla ilgili olarak, “Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs İttifakı, Kurtuluş Savaşı’nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da gerçekleştirilen AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı.
İstişare toplantısının ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 vilayet ve 922 ilçenin her birinde AK Parti’nin büyümesi, güçlenmesi, zirvedeki yerini koruması için aşkla koşturan tüm dava ve yol arkadaşlarına selamlarını gönderdi.
Yurt dışında hareketlerini gururla temsil eden mensup ve gönüldaşlarına saygılarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Yüzyılı’nı kutlu bir şafak bilen tüm kardeşlerimi, partimizin emektarlarını, kadın ve gençlik kollarımızı, genel merkezinden mahalle temsilcisine kadar her kademede fedakârca görev yapan tüm yol ve dava arkadaşlarımı buradan hürmetle selamlıyor, bu davaya gönül vermiş, bu dava için yüreğini ortaya koymuş her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Rabbim, muhabbetimizi daim eylesin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dava ve yol arkadaşı, aynı zamanda danışmanı Yiğit Bulut’u dün Hakka uğurladıklarını anımsattı. Bulut’un, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Kızılcahamam’daki bu istişare toplantımız vesilesiyle merasime katılamıyoruz ama teşkilatımız orada bu merasime katılacaklar. Ağır bir rahatsızlık geçirdi. O rahatsızlık sebebiyle kendisini hastanede ziyaret ettiğimde gerçekten çok çok ağır durumdaydı ama biz hep şunu söylüyoruz: Kaderin üstünde bir kader var. Temkinli olduğunu, teslimiyet içerisinde olduğunu gördüm. Rabbim taksiratını hasenata tebdil eylesin, mekânı cennet olsun inşallah.”
Hizmeti yolculukları esnasında aralarından ayrılanlara Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Malumunuz, altı gün önce 12 vatan evladını, 12 kahramanı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz dağlandı. Pençe-Kilit bölgesindeki arama faaliyetleri esnasında metan gazına maruz kalarak şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabrıcemil diliyorum. Onlar Rabbimiz indinde nübüvvetten sonra en büyük paye olan şehitlik makamıyla şereflendiler. Ebedi dirlik müjdesine inşallah nail olurlar. Hepsinden Allah razı olsun. Mevla rahmetiyle onları kuşatsın. Mekânları inşallah cennet olsun.”
SREBRENİTSA SOYKIRIMI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönem insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden biri olan Srebrenitsa Soykırımı’nın 30. yıl dönümü olduğunu anımsattı.
“Boşnak kardeşlerimizin 30 yıl önce yaşadığı o tarifsiz acıyı milletçe dün olduğu gibi bugün de paylaşıyor, yüreğimizde hissediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ortaya çıkarılan her toplu mezar, ebedi istirahatgâhına uğurladığımız her şehit, 30 yıl öncesinin şehitleri olarak o kara günleri bizlere tekrar hatırlatıyor. Türkiye olarak bir daha benzer acıların yaşanmaması için her şart altında, ihtiyaç duydukları her anda Bosna Hersek’in ve Boşnak kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Vefatından önce merhum Aliya’ya verdiğimiz söze bugüne kadar sadık kaldık, inşallah bundan sonra da emanetine halel getirmeyeceğiz.
Ziyaret ettiğimde ‘Bu topraklar size emanet. Burası Evlad-ı Fatihan. Evlad-ı Fatihan olarak bu insanlara siz sahip çıkacaksınız’ demişti. O gün, bugün bu görevimizi yerine getiriyoruz. Partimizin bu anlamlı toplantısı vesilesiyle Batı’nın gözleri önünde alçakça katledilen 8 bin 372 şehidimizi bir kez daha rahmetle anıyorum. Yine buradan, tıpkı Boşnak kardeşlerimiz gibi medeni dünyanın gözleri önünde tam 22 aydır soykırıma uğrayan mazlum Gazze halkına da dualarımızı gönderiyor, zulme ve işgale karşı yürüttükleri onurlu mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu ve olacağımızı tekrar ifade ediyoruz.”
Türk siyasetinde bir marka hâline gelen istişare toplantılarının 32’ncisini gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıyı, “Milletin Gücüyle Sınırları Aşan Liderlik” temasıyla yaptıklarını söyledi.
Bugün ve yarın düzenleyecekleri oturumlarda güvenlikten kalkınmaya, ekonomiden siyasete farklı başlıklarda istişareler yapılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkenin, milletin ve dünyanın gündemini meşgul eden konuların yanı sıra partimiz ve geleceğimiz açısından önemi haiz hususları da iki gün boyunca mütalaa edeceğiz. İstişare toplantılarımızın ayırt edici özelliği, ortak akla vesile olmasıdır. Katılımcı tüm arkadaşlarımız, samimiyetin ve muhabbetin egemen olduğu demokratik bir ortamda görüşlerini sunacak, fikirlerini dile getirecek, tenkit ve tekliflerini hazirunla paylaşacak, böylece hakikatin ışığı doğacak” ifadelerini kullandı.
AK Parti’nin istişare kültürünün kurumsallaştığı bir siyasi hareket olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşundan itibaren işlerin hep ortak akılla, meşveretle, milletin sözüne kulak vererek, millete danışarak yürütüldüğünü dile getirdi.
“MİLLETE EN GÜZEL ŞEKİLDE HİZMET ETMENİN GAYRETİNDE OLDUK”
Erdoğan, “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin” emrini kendilerine rehber edindiklerine işaret ederek, şunları kaydetti: “Her zaman daha iyinin, daha etkin ve verimli çalışmanın, millete en güzel şekilde hizmet etmenin gayretinde olduk. Farklı fikirleri zenginlik bildik. Yapıcı eleştiriyi, yolumuzu aydınlatan bir fener olarak gördük. Şurası bir gerçek ki istişare sadece ortak akla vesile olmaz. Aynı zamanda bereketi artırır, basireti derinleştirir, feraseti kuvvetlendirir, ufku genişletir, kadrolar arasındaki uhuvvet ve dayanışmayı daha da güçlendirir. 32’nci toplantımızı da yine bu anlayışla icra ediyoruz. İstişare toplantımız, daha öncekiler gibi yine partimize ayna tuttuğumuz, kendimizi sigaya çektiğimiz, ülke siyasetine dair tüm meselelerin hassas ayarda fotoğrafını çektiğimiz bir zemin işlevi görecektir. Sizlerden gönlünüzden ve zihninizden geçenleri bizimle açık yüreklilikle paylaşmanızı özellikle rica ediyorum. Şimdiden bütün katılımcı kardeşlerime değerli fikirleri, önerileri ve yapıcı eleştirileri için teşekkür ediyorum.”
“ŞEHİTLERİMİZ, HER ZAMAN BAŞIMIZIN TACI OLACAK”
Bundan 41 yıl önce 14 Ağustos 1984’te Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütünün ilk eylemini yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu terör saldırısında iki askerimizi şehit verdik, dodkuz sivil vatandaşımız da yaralandı. Bu tarihten itibaren bölücü örgüt, güvenlik güçlerimize ve sivillere yönelik saldırılar düzenledi. 10 bine yakın güvenlik görevlimizi terörle mücadelede şehit verdik. 50 bine yakın vatandaşımız yine terör olaylarında hayatını kaybetti. Öncelikle şehitlerimize, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız inşallah ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız inşallah ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanıyla sulayan, ay yıldızlı bayrağımızı al kanlarıyla boyayan şehitlerimiz, her zaman başımızın tacı olacak.”
“HUKUK VE MEŞRUİYET DIŞI MÜCADELE YÖNTEMLER, TERÖRÜ KÖRÜKLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1984’teki ilk eyleminden sonra terörün Türkiye’de her geçen gün tırmandığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: “O günden sonra nice hükûmetler geldi. Her biri ‘terörün kökünü’ kazıyacağını söyledi ama terör ne topraklarımızda ne de üs edindiği başka ülke topraklarında bitirilemedi. Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar, faili meçhuller, Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Yakılan köyler, bir gecede göçe zorlanan insanlar, evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamayan analar işte bu yanlış uygulamalardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı mücadele yöntemleri, terörü bitirmek yerine tam tersine körükledi, büyüttü, terör örgütüne istismar edeceği elverişli bir zemin sundu.”
Hataların bedelinin hep beraber ödendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece güvenlik güçlerimizi şehit vermekle kalmadık, sadece siviller hayatını kaybetmedi, Türkiye bu terör saldırılarıyla istikrarsız hâle geldi. Ekonomide 2 trilyon doları bulan bir faturayla karşılaştık. Her şeyden önemlisi terör örgütü ülkemizin huzuruna, dirliğine, birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine çok ağır hasarlar verdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiklerinde terör meselesini çok boyutlu ele aldıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutmanın mücadelesini verdik. Terör örgütünün, Kürt kardeşlerimizi tuzağa düşürmesini, devletten ve milletten uzaklaştırmasını önlemek için tedbirler aldık. Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi nitelikte adımlar attık. İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda ‘sessiz devrim’ niteliğinde reformlar yaparken, dışarıda çok yoğun diplomasi trafiği yürüttük. Bütün bunlarla birlikte savunma sanayimizi geliştirdik, dışa bağımlı kalmadan terörle mücadele silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı tam kontrol altına aldık. 15 Temmuz o hain darbe girişiminin ardından FETÖ’yü başta silahlı kuvvetlerimiz ve emniyetimiz olmak üzere tüm kurumlarımızdan temizledik. Böylece terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık. Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini hemen, tamamen kırdık. Terör eylemlerinin resmi ya da sivillere zarar vermesinin önüne geçtik. Irak sahasındaki harekâtlarımız ve Suriye’de gerçekleşen 8 Aralık devrimi, terörle mücadelede elimizi daha da güçlendirdi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak ortakları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tarihî çağrısıyla “Terörsüz Türkiye” projesini gerçekleştirmek için bir dizi adım attıklarını söyledi.
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE PROJESİ; BİR MÜZAKERENİN, BİR PAZARLIĞIN, BİR AL VER SÜRECİNİN NETİCESİ DEĞİL”
Güvenlik birimlerinin, tam bir koordinasyon içinde çalıştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin önünde açılan bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok hassas, çok temkinli bir süreç yönettiklerini belirtti.
Terör örgütü PKK’nın, İmralı’nın çağrısıyla kongresini topladığını ve kendisini feshettiğini açıkladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün de örgüt aldığı kararı hayata geçirdiğini, özellikle de bir merasim yaparak silahlarını bıraktı. Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir. Türkiye uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibarıyla kapatmaya başlamıştır. Bugün unutmayalım, yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün büyük Türkiye’nin, güçlü Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı’nın kapılarını ardına kadar aralanmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün 1984’teki ilk eylemi sonrasında, Türkiye’nin terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurduğunu belirterek şunları kaydetti: “Dünyadaki örneklerine bakılarak terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denenmiştir. Ancak hiçbirinde başarı sağlanamamıştır. Son dönemde takip ettiğimiz Terörsüz Türkiye Projesi; bir müzakerenin, bir pazarlığın, bir al ver sürecinin neticesi değildir. Onun için başından beri çok dikkatliydik. Bugün daha da dikkatliyiz. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek, acıları hafifletecek, kardeşliği güçlendirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz. Ancak herkes şundan emin olsun; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurunu gururunu çiğnetmeyiz. Türkiye’nin başını öne asla eğdirmeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ projemizi de işte bu anlayışla izliyoruz. En başta bütün Türkiye’nin şunu bilmesini isterim; İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, vatanseverliğini, Türkiye aşkını sorgulamak, takdir edersiniz ki, hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve burada olanlarla ve olmayanlarla birlikte AK kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini ve Türkiye aşkını da hiç kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin haddi de değildir, hakkı da değildir.”
“NE YAPIYORSAK TÜRKİYE İÇİN YAPIYORUZ”
MHP Genel Başkanı Bahçeli ve kadrosu ile beraber “Terörsüz Türkiye” için canlarını, kanlarını, bütün tecrübelerini, hayatlarını ortaya koyduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmadıklarını söyledi.
Bugün de anlayışlarının, politikalarının, istikametlerinin ve çabalarının sadece Türkiye’nin hayrına olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin hayrına olan her girişimde bizi en önde göreceksiniz. Türkiye’nin hayrına olmayan her girişimde de bizi o girişimin tam karşısında yine en önde görürsünüz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hiç kimse korkmasın, tedirgin olmasın, endişeye kapılmasın. Kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın. Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz. Ne yapıyorsak milletimiz için yapıyoruz. İstiklalimiz için yapıyoruz. İstikbalimiz için yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün daha en başından itibaren karşıtlarıyla bir sektör, bir ekosistem oluşturduğunu söyledi.
Terör eylemlerinden, terör tarafındakilerin nemalandığı kadar, terör karşıtı gibi görünenlerin de nemalandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Milleti istismar ettiler, istikrarsızlığı körüklediler. Terör saldırılarından kendi kirli emellerine rant devşirmeye yeltendiler. İşte onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor. Çünkü rant kapıları kapanıyor. Çünkü çıkarları zedeleniyor. Çünkü tezgâhları bozuluyor. Çünkü ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak için, zihinleri karartmak için yoğun bir gayret içindeler. Milletim işte bunları görsün, milletim bunları gördükçe çok daha güçleneceğimizi unutmasınlar. ‘Milliyetçiyiz’ diyorlar değil mi?. ‘Vatanseveriz’ diyorlar. Terör bitiyor, sevinsenize ama sevinemiyorlar. Niyet okuyarak, hayaller kurarak, komplo teorileri üreterek, korku yayarak, açıkça yalan söyleyerek, milletin sevincini gölgelemeye, yeşeren umutlarını kırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar terör bitecek, göreceksiniz hepsi işsiz kalacak.”
“TÜRKİYE KAZANMIŞTIR, MİLLETİM KAZANMIŞTIR”
Terör biterken terör istismarının da bittiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimin bu sahte kahramanları görmesi de bugün artık en büyük arzumuzdur. Kimsenin zihninde soru işareti olmasın. Hükûmet olarak, AK Parti kadroları olarak son 23 yıldaki mücadelemiz, içerideki ve dışarıdaki baskılarımız, gayretlerimiz neticelenme yoluna girmiştir. Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır. Türk, Kürt, Arap 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kasteden, kastedecek hiçbir girişimin içinde olmayız, böyle girişimlere asla ve asla müsaade etmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik ayaktadır ve hatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün, düne göre çok daha kudretlidir, azametlidir, gururludur, onurludur ve en önemlisi istikbali için düne göre çok daha umutludur. Hamdolsun 41 yıllık parantez kapanmaktadır. Milletimizin fertleri arasına örülen terör duvarı yıkılmaktadır. Bırakınız tedirgin olmayı, aziz milletimizin her bir ferdi bu tablodan dolayı sevinmeli, bayram etmeli, Türkiye’nin her sokağı, caddesi, her hanesi ay yıldızlı bayrağımızla donatılmalıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türklerin tarih sahnesine dün çıkmış bir millet olmadığına, İskitler ve Sakalar isimleriyle milattan önce 8. yüzyıldan bugüne tarih sahnesinde var olduklarına dikkati çekti.
Türklerin, 751 yılında Talas Savaşı’nda kitleler hâlinde İslam’la tanıştığını, Müslümanlıkla müşerref olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O günden itibaren Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince de en çok Türk akla gelir. Mekke-i Mükerreme’den, Medine-i Münevvere’den sonra Semerkant, Buhara, Rey, Merv, İsfahan, Tebriz, Herat, Diyarbakır, Konya, Bursa, İstanbul, Ankara ve daha nicesi Türklerin ve Müslümanların medeniyet, ilim, sanat, devlet merkezi oldular” diye konuştu.
Selçuklu ordularının Bağdat, Şam ve Malazgirt’e ulaşırken orada Kürt ve Arap kardeşleriyle kaynaştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Malazgirt Zaferi, Kudüs’ün Fethi, İstanbul’un Fethi, Çanakkale savunması, İstiklal Savaşı, Türk, Kürt, Arap ve daha nice Müslüman halkın ortak savaşları, zaferleridir. Binbir Gece Masalları’nın Bağdat’ını Türk, Kürt ve Arap inşa etmiştir. Kudüs’ü Selahaddin Eyyubi’nin komutasında Türk, Kürt, Arap fethetmiştir. Şam bizim ortak şehrimizdir. Diyarbakır bizim ortak şehrimizdir. Mardin, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Halep, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir” ifadelerini kullandı.
Türkler, Kürtler ve Arapların ittifak yaptığında atlarının rüzgârının Çin denizinden Adriyatik’e serin esintiler yaydığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı. Kılıç şakırtıları bu bölgeye barış getirdi. Kılıçlarımızı gerektiğinde kınından çıkarıp omuz omuza savaştık. Gerektiğinde hançerlerimizle bir dilim ekmeği üçe böldük. Gerektiğinde kılıçlarımızı, hançerlerimizi kınına koyduk. Kalemlerimizi çıkardık. Yeryüzüne, gökyüzüne birbirimizin yüreğine La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah hattını hep beraber kazıdık. İttifak yaptığımızda atlarımızın, kılıçlarımızın, kalkanlarımızın, naralarımızın, tekbirlerimizin önünde hiç kimse duramadı. İttifak yaptığımızda medeniyetimizle, sanatımızla, ilmimizle, refah seviyemizde hiç kimse yarışamadı. Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır. Ayrıştıklarında, bölündüklerinde, uzaklaştıklarında ise mağlubiyet, hezimet, hüzün vardır. Moğol orduları acımasızca İslam beldelerini yıktı. Çünkü Türk, Kürt, Arap ayrışmıştı. Haçlılar İslam beldelerine saldırdı. Çünkü Türk, Kürt, Arap birbirinden kopmuştu. Birinci Dünya Savaş’ını kaybettik, aramıza sınırlar çizildi, duvarlar örüldü. Kudüs’ü yitirdik çünkü tefrika vardı. Ne zaman ayrıldık, kaybettik, yenildik. Ne zaman ittifak yaptık, o zaman tarihe istikamet çizdik. Bugün Gazze’de, Filistin’de tarihin en acımasız, en vahşi, en barbar soykırımı icra ediliyor. Neden? Çünkü Türk, Kürt, Arap tarih boyunca olduğu gibi bir araya gelip ittifak kuramıyor.”
“BUGÜN TÜRK İLE KÜRT ARALARINDA ENGEL OLMAKSIZIN TEKRAR MUHABBETLE KUCAKLAŞIYOR”
Terörün nihai amacının Türkiye’yi bölmek olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ama bizi oyaladılar, bize zaman kaybettirdiler, ekonomik kayıp verdirdiler, enerjimizi harcadılar. En çok da Türk ile Kürt’ün arasına nifak sokmaya çalıştılar. 41 yılda kim kazandı? Terör baronları, terör sektörü, kandan beslenenler kazandı. Türk, Kürt, Arap üzerine kirli hesapları olanlar kazandı. İşte bugün bu kirli oyunu, bu kirli tezgâhı, bu nifak hareketini bozuyor, alt üst ediyoruz. Tarih tekerrür ediyor. Bugün Türk ile Kürt aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs İttifakı, İstiklal Savaşı’nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor. Şimdi oturup konuşacağız. Silahlarla, şiddetle değil, kavga için değil, muhabbet, kardeşlik için, aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle konuşacağız.” dedi.
Her meseleyi konuşarak çözeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu ülkenin her bir vatandaşı ister Türk, ister Kürt, ister Arap, ister Sünni, ister Alevi, sağcı, solcu, zengin, fakir her bir vatandaşı devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, çatısıdır. 86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz. Tüm farklılıklarımıza rağmen hep birlikte Türkiye’yiz. 23 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Ve inşallah Türkiye bu mücadeleyi taçlandırıyor. Kürt kardeşim meselen mi var? Arada silah, şiddet, terör olmadan oturup konuşacağız. Alevi kardeşim sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz. İnanın soframıza bereket gelecek. Geniş Türkiye hanemize huzur gelecek. O bereketle, huzurla her engeli aşacak, geleceğe yürüyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar. İşte ilk adım olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir komisyon kuracak, sürecin yasal ihtiyaçlarını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız. Altını çizerek söylüyorum, Cumhur İttifakı olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve DEM heyetiyle de birlikte bu süreci evelallah pişirerek geleceğe taşıyacağız” ifadelerini kullandı.
DEM Parti heyetinin dün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’la görüştüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazi Meclisimizin sürece sunacağı güçlü katkının yürütülen çalışmalar açısından kritik önemde olduğu kanaatindeyiz. İşte bu süreçte rahmetli Sırrı Süreyya kardeşimizle, ardından Pervin Buldan Hanımefendi’yle ve Mithat Sancar’la bu hafta bir araya geldik, oturduk, konuştuk. Beraber, birlikte bu yürüyüş için neler yapabiliriz bunları konuştuk. Demek oluyormuş, daha güzel şeyler olacak” değerlendirmesinde bulundu.
“SURİYE’DEKİ KÜRT KARDEŞİMİN DE HUZUR, EMNİYET İÇİNDE YAŞAMASI OLMAZSA OLMAZIMIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mümkün olan en geniş katılımla, yapıcı ve kolaylaştırıcı bir yaklaşımla Meclis’in de bu hayırlı süreci desteklemesini temenni ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Burada şunu da tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum; sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, Irak ve Suriye’deki Kürt kardeşimin meselesi de unutmayın bizim meselemizdir. Onlarla da bu süreci görüşüyoruz, konuşuyoruz ve onlar da çok mutlu. Türkiye’deki bu gelişmeler, hele hele dünkü atılan adımlar Irak’ta çok farklı sesler meydana getirdi. Suriye’deki Kürt kardeşimin de huzur, barış ve emniyet içinde yaşaması bizim olmazsa olmazımızdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi de olduğuna dikkati çekerek, “Onlar da Suriye’de görüşmeler, toplantılar yaptılar ve oradan verilen mesajlar da gerçekten çok çok olumluydu, bizler için de sevindiriciydi” dedi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, ESKİSİNDEN ÇOK DAHA GÜÇLÜ OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir iklimin süratle oluşması için yeni Suriye hükûmeti ile ve uluslararası ortaklarıyla çalışmayı sürdürdüklerini bildirdi.
Orada da terör defterinin kapanacağına, kardeşliğin, birlik, beraberlik ve bütünlüğün kazanacağına yürekten inandıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, DEM, biz en azından üçlü olarak bu yola beraber yürümeye kararı verdik. Derdimiz var, dertliyiz, derdimiz olduğuna göre, dertli olduğumuza göre, el ele verdiğimize göre Allah’ın izniyle biz bu engelleri aşarız. Şunu herkes bilsin ki artık yumrukları sıkmaya gerek yok. Musaffa edeceğiz, kucaklaşacağız, konuşacağız, birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz” diye konuştu.
El ele, gönül gönüle Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Terörün bitmesiyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, unutmayın eskisinden çok daha güçlü, çok daha özgüvenli olacaktır. Enerjimizi artık asli işimize vereceğiz. Kaynaklarımızı terörle mücadele için değil, kalkınma için refah için müreffeh ve muzaffer bir Türkiye için seferber edeceğiz. Türkiye kardeşlikle büyüyecek, Türkiye demokrasiyle güçlenecek, Türkiye istikrar ve güven içinde geleceğe yürüyecek. Göreceksiniz çok farklı bir Türkiye’ye en yakın zamanda kavuşacağız. Şunun altını çizerek tekrar söylüyorum; biz bir adım atana her türlü kolaylığı sağlarız. Unutmayın çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız ama sular tersine akarsa da gereğini yaparız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin tedirgin olmaması gerektiğinin altını çizerek, “Türk düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Kürt, Arap düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Acıları aşmak biliyorum kolay olmayacak, acı hatıraları geride bırakmak elbette kolay olmayacak. Kayıplarımız şüphesiz geri gelmeyecek ama gençlerimiz hayatlarının baharında aramızdan Allah’ın izniyle bir daha ayrılmayacak. İnşallah annelerimiz gözyaşı dökmeyecek, evlat acısı yaşamayacak” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, badireler atlattıklarına, tuzakları aşıp bugünlere geldiklerini belirterek, şunları kaydetti: “Yaralarımızı sarar, yolumuza çok daha güçlü, çok daha kararlı devam ederiz. Ülke ve millet olarak bu özgüvene, bu iradeye ziyadesiyle sahibiz. Hiç kimseyi incitmeden, üzmeden, kırmadan sürecin hassasiyetine uygun şekilde işin süratle nihayete ermesi için kolaylaştırıcı olacağız, silah teslimini kurulan mekanizma vasıtasıyla titizlikle takip edeceğiz. Şehit anaları, şehit babaları ellerinizden öpüyorum, hiç kimse şehitlerimizin aziz hatırasına el uzatamaz onların mirasına leke süremez. Evet, müsterih olun, gelinen nokta ile şehitlerimizin gayesi menzilini bulmuş olacak. Gazi kardeşlerim müsterih olun, gelinen nokta ile fedakârlığınız taçlanacak. Türkiye’yi buraya şehitlerimiz taşıdı, gazilerimiz taşıdı, her birine minnettarız ve onların hatırasını asla çiğnetmeyeceğiz.”
Bugün söylenmesi gerekeni Mehmet Akif Ersoy’un 104 yıl önce müjdelediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı’nın “Dalgalan sende şafaklar gibi ey şanlı hilal, olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal” dizelerini okudu.
“Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugünleri görmemize vesile olan kahraman ordumuzun kahraman mensuplarına, polis, jandarma, sahil güvenlik birimlerimize, teröre karşı en ön safta mücadele eden güvenlik korucularımıza, Millî İstihbarat Teşkilatımızın isimsiz kahramanlarına, muhterem gazilerimize ve şehitlerimizin değerli yakınlarına, yarım asırdır yaşadığı onca acıya rağmen bu topraklardaki ebedi kardeşliğine leke sürdürmeyen aziz milletime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye, sağduyulu bir üslupla süreci sahiplenen DEM Parti heyetine ve özellikle merhum Sırrı Süreyya Önder’e, farklı kulvarda olsak da millî meselelerde millî duruş sergileme basiretini gösteren siyasi partilere ve aktörlere, sorumlu yayıncılık çizgisiyle sürece destek olan basın kuruluşlarımıza ve gazetecilere, ayrıca isimleri bizde mahfuz diğer arkadaşlarımıza bugün bir kere daha kalpten teşekkür ediyorum. Güvenlik birimlerimizin çalışmalarına destek olan Irak merkezi hükûmeti ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne de buradan teşekkürlerimi iletiyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başdenetçisi Mehmet Akarca ve beraberindeki heyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.