Türk İş Dünyası - 2008

DÜNYA

“Türkiye; artık ekonomik büyümesiyle, diplomatik hamleleriyle kendinden söz ettiriyor”

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’da BTSO Ekonomiye Değer Katanlar Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Bölgemizde yaşanan sıcak çatışmalara rağmen Türkiye’nin yıldızı daha çok parlıyor. Bir dönem sadece krizlerle, darbelerle gündeme gelen Türkiye; artık ekonomik büyümesiyle, diplomatik hamleleriyle kendinden söz ettiriyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Ekonomiye Değer Katanlar Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının temsilcileriyle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getirerek, program vesilesiyle bir araya gelinmesini sağlayan BTSO Başkanı ve yönetimine teşekkür etti.

Dört farklı kategoride ödüllerini takdim ettikleri şirketlerin her birini kutlayarak, ülkeye, millete ve ekonomiye yaptıkları katkılar için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün resmî açılışlarını yaptıkları, güncel rakamla toplam 12 milyar lira kamu ile 30 milyar lira özel sektör yatırımlarının şehre hayırlı olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eserleri şehre kazandıran bakanlıkları, belediyeleri, tüm kurum ve kuruluşları ve özel sektörü tebrik etti.

“BURSA’NIN MARKA DEĞERİNİ ARTIRACAK HER TÜRLÜ PROJEYİ DESTEKLEDİK”

Bursa’nın kadim tarihiyle, kültürüyle, göz kamaştıran mimari eserleriyle, tabii güzellikleriyle Türkiye’nin sembol şehirlerinin başında geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa’ya hizmet etmeyi, millete şükran borcunu ödemenin yanında ecdadın emanetine sahip çıkma misyonunun da bir gereği olarak gördüklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur” prensibince diğer şehirler gibi Bursa’ya da sık sık geldiklerini, vatandaşlarla hasbihal ettiklerini, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek taleplerini dinlediklerini, varsa sıkıntılarını çözüme kavuşturduklarını anlattı.

Projeleri yerinde takip ederek, süratle neticelendirilmelerini sağladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlerimiz, kadınlarımız, çiftçilerimiz, işçilerimiz ve toplumumuzun diğer kesimleriyle yaptığımız buluşmalarla milletimizle olan gönül bağımızı daha da güçlendiriyoruz. Bu amaçla sadece son bir yıl içerisinde Bursa’yı üç kez ziyaret ettik. Bursa’ya her gelişimizde şehrimiz ve ülkemiz için tarihî önemde birçok yatırımı hizmete açtık” diye konuştu.

Son olarak Türkiye’nin otomobili Togg’un üretim tesisini Bursa’nın ve Türkiye’nin hizmetine sunduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk sanayisinin lokomotif şehri Bursa’nın marka değerini artıracak, ekonomik potansiyelini harekete geçirecek her türlü projeyi destekledik. Rabb’im sağlık ve ömür, milletimiz de yetki verdikçe Bursa’ya ve Bursalı kardeşlerimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz” dedi.

“TÜRKİYE, TARİHİ BİR ASRA HAPSEDİLEMEYECEK KADAR KÖKLÜ MAZİYE SAHİPTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene Cumhuriyet’in 100’üncü kuruluş yıl dönümünü idrak edeceklerini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “29 Ekim 2023 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin inşallah ilk asrını tamamlayıp ikinci asrına ‘Merhaba’ diyeceğiz. Birleşmiş Milletler üyesi 193 devletin çoğunun geçmişinin 50-60 yılı zor bulduğu bir denklemde 100 yıl elbette bir devlet için önemlidir. Güçlü bir birikim ve geleneği ifade eden bir zaman dilimidir. Sadece bu vasfıyla bile Cumhuriyetimiz dünyada farklı bir konuma sahiptir. Ancak Türkiye, tarihi bir asra hapsedilemeyecek kadar köklü maziye, derin hafızaya, eşine az rastlanır zengin müktesebata sahip bir devlettir. Cumhurbaşkanlığı forsumuzda temsil edilen 16 Türk devletinin tarihi 2200 yılı aşıyor. Kara Kuvvetlerimizin ilk kuruluş tarihi milattan önce 209 yılına uzanıyor. Hariciye teşkilatımız inşallah bu sene 500’üncü yaşını kutlayacak. Jandarmamız 183 yıldır, emniyet teşkilatımız 177 yıldır milletimize hizmet ediyor. Hangi kuruma bakarsak bakalım benzer bir durumla karşılaşıyoruz. Ancak ‘Kökü mazide olan ati’ ifadesinin ete kemiğe büründüğü yer hiç şüphesiz Bursa’mızdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BTSO’nun 134 yıllık köklü geçmişiyle şehrin hafızası konumunda olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Oda’nın 1,5 asra yaklaşan bu tarihî süreç içerisinde Osmanlı’nın dağılmasına, vatan topraklarının işgal edilmesine, yeni devletin, Cumhuriyet’in kuruluşuna, tek parti faşizminin millet iradesiyle yıkılışına, Menderes ve arkadaşlarının öncülüğünde demokrasiye geçişe, her 10 yılda bir tekrarlanan darbe ve vesayet girişimlerine, ülke ekonomisinin 70 sente muhtaç olduğu kara günlere, sokaklarda terörün ve kargaşanın kol gezdiği yıllara, hasılı milletin yaşadığı tüm sıkıntılara, zorluklara, ekonomik ve siyasi çalkantılara bizzat şahitlik ettiğini anlattı.

“SİYASİ İSTİKRARIN TESİSİ, EKONOMİK BÜYÜME AÇISINDAN VAZGEÇİLMEZDİR”

Bu Oda’nın üyelerinin, rahmetli Adnan Menderes’in başlattığı demokrasi ve kalkınma hamlesinin nasıl darbelerle kesintiye uğratıldığını gördüklerini, merhum Turgut Özal’ın Türk ekonomisini dışarıya açma çabalarının önünün nasıl kesildiğine şahitlik ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sermayeyi renklere ayıran 28 Şubat zihniyetinin ülke ekonomisine verdiği zarara tanık olduklarını, yürütmede çift başlılık sorununun nelere yol açabileceğini, bir anayasa kitapçığının ülkeyi nasıl büyük bir ekonomik krize sürükleyebileceğini bilfiil yaşadıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bursa iş dünyası olarak, size ve milletimize ağır bedeller ödeten tüm bu krizlerle beraber son 20 yılda yakalanan ekonomik ivmeyi ve topyekûn kalkınma hamlesini de bizzat gördünüz, yaşadınız. Güçlü bir siyasi irade yönetiminde, Türkiye’nin nelere kadir olduğunu, Türk ekonomisinin neleri başarabileceğini yakından tecrübe ettiniz. Bu tecrübelerin ışığında artık şu gerçeği hepimiz idrak edebiliyoruz; siyasi istikrarın tesisi, ekonomik büyüme açısından vazgeçilmezdir. Belirsizliğin hâkim olduğu bir iklimde ne ekonomi ne de demokrasi gelişir. Hükûmetlerin ortalama ömrünün 1,5 yılı bile bulmadığı bir siyasi atmosferde istikrardan bahsedilemez. Daha ötesi 24 günlük, 38 günlük, 2 aylık hükûmetlerin görev yaptığı bir ülkede iş dünyası önünü göremez, geleceğini planlayamaz. AK Parti öncesi eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki en büyük fark işte budur.”

“BÖLGEMİZDE YAŞANAN SICAK ÇATIŞMALARA RAĞMEN TÜRKİYE’NİN YILDIZI DAHA ÇOK PARLIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda ülkenin yazdığı başarı hikâyesinin arka planında siyasette güven ve istikrar ortamının kalıcı bir şekilde sağlanmış olmasının bulunduğunun altını çizerek, bu önemli kazanımı sayesinde Türkiye’nin, terör örgütlerinden uluslararası güçlere, darbe girişimlerinden sokak eylemlerine kadar maruz kaldığı onca saldırıya rağmen her türlü badireyi atlatmayı bildiğini söyledi.

Türkiye’nin ilk defa orta ve uzun vadeli programlar yapabilme, hepsinden önemlisi de bunları hayata geçirebilme imkânına kavuştuğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela, Bolu Tüneli gibi 17 bakan eskiten nice eseri tamamlayarak milletimizin hizmetine sunduk. Koalisyon hükûmetleri olsa 10-15 yılda bitmeyecek yüzlerce köprüyü, otoyolu, havalimanını birkaç yıl gibi rekor sürelerde hizmete açtık. 3-5 sene sonrasını bile görmekten aciz bir ülkeyi hamdolsun 20-30 yıllık planlar yapan, 50 yıllık vizyonlar ortaya koyan bir kapasiteye ulaştırdık. Bugün, dünya enerji ve gıda başta olmak üzere krizleri konuşurken, biz ihracatta 254 milyar dolara ulaşmamızı, artan iş gücüne rağmen 32 milyon sınırına yaklaşan istihdam oranlarını, geçen yılın ilk üç çeyreğinde elde ettiğimiz yüzde 6,2’lik büyümeyi, turizmde 51 milyonu aşan turist sayımız ile 46 milyar doları bulan turizm gelirimizi, savunmadan enerjiye her alanda yakalanan tarihî başarıları konuşuyoruz. Bölgemizde yaşanan sıcak çatışmalara rağmen Türkiye’nin yıldızı daha çok parlıyor. Bir dönem sadece krizlerle, darbelerle gündeme gelen Türkiye, artık ekonomik büyümesiyle, diplomatik hamleleriyle kendinden söz ettiriyor.”

“TÜRKİYE, BU BAŞARIYLA TÜM MAZLUM MİLLETLERE DE İLHAM KAYNAĞI OLUYOR”

Türkiye’nin küresel siyasetteki özgül ağırlığının yaşanan her hadiseyle birlikte daha da arttığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, bu başarıyla yalnızca bölgesine değil, aynı zamanda Afrika’dan Asya’ya tüm mazlum milletlere de ilham kaynağı oluyor. Ülkemizi 20 yıl gibi kısa sürede böyle bir dönüşümün baş aktörü yaptığımız için hükûmet olarak biz de iftihar ediyoruz. İnşallah Türkiye Yüzyılımızı inşa edene kadar mücadelemizi sürdürecek, evlatlarımıza çok daha müreffeh bir ülke emanet edeceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapmanın, imarın ve ihya etmenin zor olduğunu, yıkmanın, yok etmenin daima kolay olduğunu belirterek, bu hakikati merhum Mehmet Akif Ersoy’un, “Gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen iki kazma kürek iki de ırgat yeter. Hadi gel yapalım geri şunu desen bir Sinan gerek bir de Süleyman” sözleriyle bir asır önce anlattığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta iş dünyası olmak üzere her alanda yıkma ile yapma arasındaki devasa farkı görmenin mümkün olduğunu söyledi.

Bir işletmeyi büyütmenin çoğu zaman yıllar, on yıllar aldığını ama beceriksiz bir idareci elinde iflasa sürüklenmesinin sadece aylar sürdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun ülke siyaseti için de geçerli olduğunu, bin bir emekle belli seviyelere getirilen projelerin akamete uğratılmasının, kifayetsiz bir muhterisin yanlış kararının ürünü bir imzaya baktığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun acı örneklerine başta Devrim otomobilleri olmak üzere geçmişte defalarca rastladıklarını dile getirerek, özellikle ülke ekonomisi için çarpan etkisi yapacak hamlelerin daha emekleme safhasındayken nasıl boğulduğunu pek çok kez gördüklerini kaydetti.

“YATIRIM VE ESER DÜŞMANLIĞINDA İLK SIRADA MASANIN BÜYÜK ORTAĞI VARDIR”

Şimdi aynı kirli oyunun tekrar sahnelenmek istendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye’nin son 20 yılda en büyük başarıyı elde ettiği savunma sanayii alanında kopartılan fırtınayı eminim sizler de takip ediyorsunuz. Daha sandıktan bile çıkmadan, ülkemizin gurur kaynağı olan projelerini dillerine dolamaya başladılar. Hiçbir hakikat payı olmayan ithamlarla, milyarlarca dolar ihracat yapan firmalarımızı itibarsızlaştırmaya kalkıştılar. Attıkları yalanın altında ezilince de mertçe çıkıp özür dilemek yerine, masanın diğer ortakları gibi başkalarını suçlama yoluna gittiler. İHA ve SİHA konusu aslında altılı masanın ülkemizin stratejik yatırımlarına yönelik hazımsızlığının ilk değil en son örneğidir. Yatırım ve eser düşmanlığında ilk sırada masanın büyük ortağı vardır. Milletle gönül bağını tamamen kopartmış olan bu ortak, şimdiye kadar havalimanlarımız, şehir hastanelerimiz, enerji tesislerimiz, köprülerimiz, teknoloji şirketlerimiz dâhil pek çok yatırımımızı doğrudan hedef aldı. Tüm dünyada başarılarıyla adından söz ettiren şirketlerimize çete iftirası atmaktan çekinmedi. Üreten, ihraç eden, insanımıza istihdam sağlayan, ülkemize yatırım yapan firmalarımızı açıkça tehdit etti. Yurt dışındaki yatırımcılara, ‘Türkiye’ye gelmeyin, burada can ve mal emniyeti yok.’ diyecek kadar ileri gitti. Daha pek çok ihanet derecesine varan hezeyanlarla, tehditlerle iş dünyamıza yönelik iftiralarda bulundu.”

“SERMAYE DÜŞMANLIĞI YAPANLARA HAK ETTİKLERİ CEVABI SANDIKTA VERECEĞİZ”

İş dünyasının çatı kuruluşlarından, sanayi ve ticaret odalarının önemli bir kısmından bu tehditler karşısında ciddi bir ses yükselmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bize gelince sürekli güvenden, şeffaflıktan, demokrasiden dem vuranlar, bu ülkenin şirketlerinin düşmanlaştırılmasına tek bir laf dahi etmedi. Bu zatın özel sektörü alenen tehdit eden ifadeleriyle ilgili serbest piyasa ekonomisi savunucularından da tek bir eleştiri cümlesi duymadık. Oysa ‘Türkiye güvenli değil.’ iftirası karşısında biz siyasetçilerden önce en güçlü tepkiyi iş dünyamızın vermesi gerekirdi. ‘Çete’ yaftası karşısında en sert eleştirinin, iş dünyasının, iş adamlarımızın bizatihi kendisinden gelmesi beklenirdi. Ekonomimizi açıkça çökertmeyi amaçlayan sermaye ırkçılığı karşısında herkesten evvel bu ülkenin sanayi ve ticaret odaları tavır koymalıydı. Yıkım masasının son dönemde bürokrasiden savunmaya, ekonomiden güvenliğe kadar farklı alanlarda tehdit dozunu sürekli artırmasında, bu sessizliğin önemli payı olduğunu düşünüyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek seçimlerin bu konuda da bir dönüm noktası olacağını vurgulayarak, “Sükûtun yerini inşallah çok güçlü bir tepki alacaktır. İş dünyamızı fütursuzca tehdit edenlere, Türk ekonomisini kötüleyenlere, sermaye düşmanlığı yapanlara hak ettikleri cevabı sandıkta vereceğiz. Ülkemizin stratejik yatırımlarını engellemeyi hayal edenlerin bu heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakacağız. Yabancı ekonomi komiserlerinden medet uman müstemleke sevdalılarının ülkemizi tekrar kriz bataklığına sürüklemesine göz yummayacağız. Milletimizin gündeminden tamamen çıkardığımız siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.

“ÜLKEYE VE MİLLETE DAİR HİÇBİR HAYALLERİ, HİÇBİR HEDEFLERİ YOKTUR”

Sadece son birkaç ayda yaşananların bile bu çürük yapının Türkiye’ye kavga, entrika, kriz ve kaos dışında hiçbir şey vadetmediğini göstermeye yeterli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların tek derdi, gel deyince koşa koşa gelen, git deyince tıpış tıpış giden, iradesi ve özgür karar alma kabiliyeti olmayan güdük bir şahsiyeti millete cumhurbaşkanı adayı olarak kabul ettirmektir. Bunun dışında ülkeye ve millete dair hiçbir hayalleri, hiçbir hedefleri yoktur. Ne milletimizin ne de iş dünyamızın böyle bir tuzağa düşmeyerek tercihini güçlü cumhurbaşkanından, güçlü hükûmetten ve netice olarak da güçlü Türkiye’den yana kullanacağına inanıyorum. Rabb’im yolumuzu, bahtımızı açık etsin” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, farklı kategorilerde ödüle layık görülen firmaları, bu firmaların çalışanlarını, müteşebbislerini tebrik ederek, açılışını yaptıkları eser, hizmet, özel sektör ve kamu yatırımlarının şehre hayırlı olmasını diledi.

Törende konuşmaların ardından Bursa ipeğiyle dokunmuş Türkiye Yüzyılı tablosu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye edildi.

DÜNYA

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Şehit Aileleri ve Gazilerle İftar Programında bir araya geldi

TBMM Şehit Aileleri ve Gazilerle İftar

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Dün Çanakkale’de geçit vermeyenlerin torunları, bugün de sınır içinde sınır dışında Türkiye’ye karşı hain pusular kuran, hain emeller taşıyanlar ve arkasında yine emperyalist güçlerle büyütülerek, beslenerek, silah verilerek, güçlendirilerek ortalığa salınanlar ve Türkiye’yi durdurmak için teröre bir şekilde alet olanlara karşı da milletimizin evlatları direnmektedir.” dedi.

Kurtulmuş, Meclis’te, şehit aileleri ve gazilerle bir araya geldiği iftar programında yaptığı konuşmada, ramazanda şehit yakınları ve gazileri Meclis’te ağırlamaktan ve iftar sofrasında bir arada olmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Bugünün 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109’uncu yıl dönümü olduğunu anımsatan Kurtulmuş, Çanakkale’de düzenlenen programla bir kere daha tarihin en güzel, en görkemli sayfalarından birisi olan Çanakkale destanını, o maneviyatı hissettiklerini ve bu vatanı ebedi yurt olarak bırakan şehitleri ve gazileri minnetle, şükranla yad ettiklerini belirtti.

Aradan bir asır geçmiş olmasına rağmen ne bu milletin karşısında olanların ne de bu milletin ruh halinin değişmediğini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Bu milletin karşısında olanlar bir asır evvel Osmanlı Cihan Devleti’nin yıkıntılarını iyice ortadan kaldırıp Anadolu’yu işgal etmek, ülkemize tamamıyla emperyalist emelleriyle hakim olmak için yedi düveli getirerek Çanakkale’ye yığdılar. Akif’in söylediği, ‘Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela… Hani tauna da zuldür bu rezil istila…” dediği, Çanakkale’yi geçebilselerdi, Marmara’ya ve İstanbul’a gelip, bütün Anadolu’yu işgal etme hevesindeki emperyalistlerin inanın bugün de niyetleri, hedefleri hiçbir şekilde değişmemiştir. Dün Çanakkale’de ecdadımızın sıradağlar gibi durarak şehit olduğu, ‘Çanakkale geçilmez’ destanını yazmasının arkasındaki ruh haline sahip olan milletimiz, aynı dirayetle aynı bilinçle durmaktadır.

Emperyalistlerin bu ülkeye ait emelleri hiç değişmediği gibi bu milletin milli hasletleri de Allah’a çok şükür gayet canlı bir şekilde yerinde durmaktadır. Dün Çanakkale’de geçit vermeyenlerin torunları, bugün de sınır içinde sınır dışında Türkiye’ye karşı hain pusular kuran, hain emeller taşıyanlar ve arkasında yine emperyalist güçlerle büyütülerek, beslenerek, silah verilerek, güçlendirilerek ortalığa salınanlar ve Türkiye’yi durdurmak için teröre bir şekilde alet olanlara karşı da milletimizin evlatları direnmektedir.”

  • “Bu milletin ferdi olmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyuyoruz”

Şehitler dolayısıyla yaşanılan acılara işaret eden Kurtulmuş, kendisinin de şehit taziyelerine katıldığında, şehidin anne ve babasının ağzından bir kere bir isyan sözü duymadığını ifade etti.

Şehit yakınlarının gözlerinde yaşlar olmasına, yürekleri kan ağlamasına rağmen “vatan sağ olsun” dediklerini dile getiren Kurtulmuş, “Böylesine dirayetli bir millet… Allah’a çok şükür, hepimiz bu milletin ferdi olmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyuyoruz, büyük bir bahtiyarlık duyuyoruz. Şehitlerimize bir kere daha rahmet diliyorum. Allah şehitlerimizin açmış olduğu bu kutlu yolda, bu millete istiklalini ve istikbalini hiç kaybetmeksizin kıyamete kadar bu toprakları Türklerin yurdu olarak sahip olmayı nasip etsin diyorum.” şeklinde konuştu.

  • “Bu milletin hamurunda i’la’yi kelimetullah davası vardır”

Kurtulmuş, Anadolu topraklarına gelindiğinden bu yana milletin, devlet geleneğinde iki önemli vasfının bulunduğunu, bu vasıfların sadece devlet aygıtının sahip olduğu bir özellik olmanın ötesinde milletçe sahiplenilmiş bir hayat prensibi şeklinde olduğunu bildirdi.

Sultan Alparslan’ın Anadolu’ya girmesiyle “i’la’yi kelimetullah” davasının başladığını belirten Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Anadolu’ya geldikten sonra onun içindir ki ecdadımız burada durmamış, hep daha ileriye giderek, hep cenk meydanlarında bulunmayı, devletin bekasının bir şartı olarak görmüştür. Diyebiliriz ki, tarihimizin bütün altın sayfalarını oluşturan, insanların yazdığı o destanların arkasındaki temel husus, ‘Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim.’ diyerek ileriye atılabilme becerisinin bu milletin genetiğine yansımış olmasıdır. Yani bu milletin hamurunda i’la’yi kelimetullah davası vardır, Allah’ın sözünü en ileriye taşıyabilmek için vatanını, milletini, bayrağını, inancını, mukaddesatını, dinini koruyabilmek için gerekirse kendi canından vazgeçmek, gerekirse kendi kanını feda etmek vardır. Öyle olduğu için büyük tarihi destanları yazdık. Öyle olduğu için Birinci Cihan Harbi’nden sonra topu tüfeği kalmamış değil, kazması küreği dahi kalmamış olan bir milletten, ‘Ya Allah’ diyerek ayağa kalktık ve bugünkü bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizi kurduk.”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, şehit yakınlarının, Türk bayrağına sarılı tabutun başında ‘Vatan sağ olsun’ diyebiliyorsa onun arkasındaki esas şeyin, milletin sahip olduğu i’la’yi kelimetullah davası olduğunu ifade etti.

  • “Bizim için devlet, kıyamete kadar ebed müddet sürebilecek olan bir şeydir”

Türk milletinin ikinci önemli vasfının da “devlet ebed müddet” olduğunu bildiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Bu fikir, sadece devlete güç veren bir fikir değil, aynı zamanda milleti ciddi bir şekilde ayakta tutan ana unsurlarımızdan birisidir. Bizim için devlet, kıyamete kadar ebed müddet sürebilecek olan bir şeydir. Devlette sadece bir yönetim erki değil, aynı zamanda devletle millet bütünleşmesi içerisinde milleti en güzel temsil eden bir üst yapıdır. Böyle olduğu içindir ki devlet ebed müddet fikriyle hareket eden bu millet, aynı zamanda cihanda bir nizam kurma derdinin, davasının içerisinde olmuştur. Dünyanın her tarafında insanların adaletle, hakkaniyetle, barış içerisinde ve insani bir şekilde yaşaması bizim devlet anlayışımızın önemli özelliklerindendir. Bu anlamda ‘nizam-ı alem’ ismini verdiğimiz bu aleme nizam verme ülküsü, sadece bizim milletimizin yaşadığı topraklarda değil, bütün dünyada hakkı, hakikati, adaleti tesis etme anlayışının yansımasıdır.”

  • “Kudüs’teki Gazze’deki meseleyle birebir ilgileniyoruz”

Kurtulmuş, nizam-ı alem davasına sahip bir millet olarak Kudüs’teki meseleyle, Gazze’deki meseleyle birebir ilgilenildiğini ifade ederek, “Hiç şüphesiz söyleyebiliriz ki dünyada devlet ve millet olarak Gazze’deki insanların yaşamış olduğu, bu tarihin gördüğü en büyük soykırım karşısında gösterdiğimiz tepkiler tesadüfi değildir. Allah’a hamdolsun bu milletin neredeyse tamamına yakını Gazze’de yaşanan insanlık dışı suçları telin etmek, bunlara karşı dimdik ayakta durmak anlamında ortak bir noktadadır.” diye konuştu.

Devlet ve millet olarak Gazze’nin yanında olunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bunun, nizam-ı alem anlayışının bir yansıması olduğunu kaydetti.

Kurtulmuş, adil ve hakkaniyetli bir dünya sistemi kurmak için mücadele verildiğini belirterek, “İnşallah sonuç alacağız. Türkiye’nin öncülüğünde yeni bir dünyanın kurulduğunu inşallah hep beraber göreceğiz.” ifadesini kullandı.

Ramazan boyunca edilen dualar hürmetine Gazze’deki mazlum insanların huzura kavuşmasını dileyen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“Ümit ediyoruz ve öyle olacağına inanıyoruz ki biz görmesek bile bu salonda genç olanların tamamının göreceğini biliyorum, yakında Türkiye’nin öncülüğünde Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dünyada yeni bir sistemin kurulabilmesinin ayak sesleri zaten duyulmaktadır. Yeni bir Birleşmiş Milletler kurulacak, dünyada hakkaniyeti, adaleti esas alan yeni bir siyasal sistem inşa edilecektir. Bundan hiç şüphemiz yoktur. Yine hiç şüphemiz yoktur ki 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs olan, tam manasıyla egemen bir Filistin devleti kurulacak ve bu Filistin devletinin varlığı dünyada barışın, adaletin yeniden tesis edildiğinin en büyük göstergesi olacaktır.”

Tarih boyunca altüst oluşların neredeyse tamamının Orta Doğu merkezli olduğunu, dünyadaki büyük harplerin, değişimlerin bu bölgedeki gelişmelere göre ortaya çıktığını vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünya barışının kapısı Orta Doğu barışıdır. Orta Doğu barışının kapısını açan anahtar ise Filistin’in özgür olabilmesidir. Tarih bize bunu öğretiyor. Ne zaman Filistin’de hakkın, hukukun, adaletin gerçekten hakim olduğuna şahit olduysak, dünyada da barış olmuştur. Örnek, ecdadımız dört asrı aşkın bir süre bugün kan ve gözyaşının hükümran olduğu Filistin topraklarında egemen oldu. Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahudiler ve farklı ırklardan insanlar hep bir arada yaşadı. Bütün dinler, mezhepler, meşrepler farklılıklarını hiçbir şekilde ayrılık vesilesi olarak görmediler. Öyle ki ezan sesleriyle kilisenin çan sesleri ya da ağlama duvarının dibinde dua eden Yahudilerin yakarışları birbirine karıştı.”

Osmanlının yükseliş döneminde Hayfa kapısının üzerinde “La ilahe illallah İbrahim Halilullah” yazdığını dile getiren Kurtulmuş, Hristiyanların ve Musevilerin de incitilmediğini kaydetti.

Kurtulmuş, büyük ve kapsayıcı bir fikre sahip olunursa barışın sağlanabileceğini belirterek, şunları söyledi:

“Yer yüzünün kurtuluşunu sağlamak inşallah hep beraber milletçe çabalarımızla, gayretlerimizle ve bütün dünyadaki mazlumlardan yana olan; dini, mezhebi, meşrebi, ırkı ne olursa olsun insanlık onurunu taşıyan herkesle işbirliği yaparak, büyük bir sesi ortaya çıkarmakla mümkündür. Şunu da söylemek gerekir ki artık dünyada bir insanlık cephesi kurulmuştur. Dünyanın birçok yerinde, hükümetleri İsrail’in yanında durmak için can atsalar da yüz binlerce, milyonlarca insan sokağa çıkıyor ve bu zulme ‘Dur’ demek için seslerini olabildiğince yüksekten çıkarıyor.

Bizim milletimize yeryüzünde nizamı yeniden tesis etmek düşer. Biz, kurulan oyunun basitçe oynayan bir oyuncusu değil, yeni oyunlar kurabilen ve bu kabiliyete sahip olan bir milletiz. İnşallah insanlığın yaşadığı bu zulümlerden, haksızlıklardan kurtulabilmesi için bir, beraber olarak hep birlikte yeni bir dünyanın kurulması için hakkaniyeti, adaleti esas alan, milletimizin özellikleriyle yolumuza devam edeceğiz.”

  • “Allah’ın izniyle bu millete kimse zarar veremez”

Şehit yakınları ve gazilere de katılımlarından dolayı teşekkür eden Kurtulmuş, şehitlerin ruhaniyetinin de salonda olduğundan adı kadar emin olduğunu belirtti.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Her ne kadar onları görmüyorsak da onların bizi gördüğünü, bizim buradaki iyi niyetli birlikteliğimizden memnun olduğunu da hissediyor gibiyiz. Dolayısıyla bu millet; bu özelliklerini, bu inancını, bu dağ gibi duran milli kimliğine sahip olduğu sürece, Allah’ın izniyle kimse bir zarar veremez. Bir asır evvel 72 millet nasıl bir araya geldiyse bugün de değil 72, 73 millet bir araya gelsin, bu milletin karşısında hiçbir şey yapamaz. Yeter ki biz bu şuurla, bu birlik ve beraberlik duygusuyla yolumuza devam edelim. Allah şehitlerimize rahmet eylesin, şehitlerimizin ailelerine sabır versin. Bu millete her türlü güçlüklerden, her türlü zorluklardan kurtulma ve dünyanın en güçlü milletlerinden birisi olmayı yeniden nasip etsin.”

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü Töreni’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şehitler Abidesi’nde düzenlenen 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı.

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şehitler Abidesi’nde düzenlenen 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı.

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada katılımcıları selamlayarak, dünya tarihinde eşine nadir rastlanır bir destanla Çanakkale’yi geçilmez kılan kahramanları rahmetle, şükranla yâd ettiklerini kaydetti.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere kahraman orduya önderlik etme şerefine nail olan komutanları saygıyla anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin yıllık vatanımız Anadolu’nun müdafaası için, ülkemizin ve gönül coğrafyamızın dört bir yanından gelerek gözlerini kırpmadan canlarını veren yiğitlerin her bir ferdine Allah’tan rahmet diliyoruz. Bugün de vatan topraklarında, sınırlarımızda ve sınırlarımız ötesinde ülkemizin güvenliği, milletimizin huzuru, devletimizin bekası için gece gündüz faaliyet hâlinde olan askerlerimize Mevla’dan kolaylıklar diliyoruz. Türkiye ve Türk milleti olarak, Çanakkale’de hangi mücadeleyi verdiysek bugün de farklı görünümler ve araçlar altındaki sinsi saldırılara karşı benzer bir duruş sergiliyoruz” diye konuştu.

Millî şair Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale şehitlerini destanlaştıran şiirinde yer alan “Eski dünya, yenidünya, bütün akvam-ı beşer/ Kaynıyor kum gibi mahşer mi hakikat mahşer/ Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; Sadece bir hadise var ortada, vahşetler denk” dizelerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemizin bilhassa geçtiğimiz 10 yılda maruz kaldığı her hadisenin gerisine bakıp maskeleri kaldırdığımızda aynı yüzleri görüyoruz. Terör örgütlerini sınırlarımıza yığıp, bizi istiklalimizle sınayanlar bunlardır. Çeşit çeşit yöntemlerle egemenliğimize göz diken darbecileri üzerimize salanlar bunlardır. Her biri, milletimizin zenginliği olan farklılıklarını kırılmaya yatkın fay hatları hâline dönüştürmeye çalışanlar yine bunlardı. Kalkınma hamlelerimizi boşa çıkarmak için üretimimizi ve istikrarımızı sabote edenler bunlardı. Demokrasi atılımlarımızı, vesayetin çarkları arasında parçalayarak milletimize zulmedenler bunlardı.”

“GELECEĞİMİZE GÜVENLE YÜRÜMEMİZİ SAĞLAYACAK İRADEYE SAHİBİZ”

Çanakkale’de bu milletin erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla, öğrencisiyle, hocasıyla, çalışanıyla, işvereniyle, tek vücut olup düşmana geçit vermediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Milletimiz son dönemde yaşadığımız sınamaların her birinde de bedeni ve kalbiyle aynı vakur iradeyi ortaya koymuştur. Asırlarca yürüttükleri maddi ve manevi yıkım çabaları sonunda Türkün fıtratının değişeceğini sananlar, ruhun aynı ruh olduğunu gördüler, anladılar. Dün, Çanakkale’de yakılan ateş millî mücadeleyle ve Cumhuriyetimizin ilanıyla neticelenmişti. Şimdi de eser ve hizmetlerimizle, 2023 hedefleriyle, ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonuyla yaktığımız ateş, inşallah ülkemizi dünyada hak ettiği yere çıkarmamızla gayesine ulaşacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Zaferi’ni ve ardından gelen başarıları tarihlerinin en büyük yokluklarını, kuşatmalarını, ihanetlerini yaşadıkları bir dönemde elde ettiklerini, bugünkü Türkiye’nin altyapısıyla, siyasi ve teknolojik gücüyle, ekonomisiyle, hedeflerini hayata geçirme konusunda çok daha büyük imkânları olduğunu söyledi.

“ÇANAKKALE’DE YAZILAN DESTANDAN ALACAĞIMIZ ÇOK ÖNEMLİ DERSLER VAR”

Çanakkale’den ve sonrasında yaşanılan hadiselerin her birinden alınan dersler ışığında geleceğe güvenle yürümelerini sağlayacak iradeye sahip olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl 53 bin vatandaşın şehit olmasına, 11 şehirde yüz binlerce binanın yıkılmasına yol açan 6 Şubat depremlerinin ardından yaşananların bunun ispatı olduğunu kaydetti.

Gelişmiş ülkelerin bile yıllarca baş edemeyeceği enkaz yığınlarını kısa sürede kaldırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni konutları inşa edip teslimine başladıklarını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asrın Felaketi”nin ardından milletin gösterdiği örnek dayanışmanın ayrıca takdire şayan olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye Yüzyılı’nın inşasında Çanakkale’de yazılan destandan alacağımız çok önemli dersler olduğuna inanıyoruz. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize, sıkı sıkıya sahip çıktığımızda yedi düvel üzerimize gelse yıkılmayacağımızın ispatı olan Çanakkale ruhu, yolumuzu aydınlatmaya hep devam edecek. Rabbimden ülkemizi ve milletimizi gizli ve aşikâr her türlü beladan, afetten, tehditten muhafaza etmesini diliyorum” ifadelerini kullandı.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıl dönümünü bir kez daha tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü’nde, Çanakkale Destanı’nda imzası olan erinden komutanına, kahraman Mehmetçiklerden her birini, şehit ve gazilerin tamamını rahmetle yâd ettiğini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören programı kapsamında Çanakkale Savaşları kahramanlarının rölyefinin yer aldığı Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı. Saygı duruşunda bulunulan, saygı atışının yapıldığı ve İstiklal Marşı’nın okunduğu törende, Kur’an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şehitlik Anı Defteri’ni imzaladıktan sonra beraberindekilerle şehitliklere karanfil bıraktı. Şehit yakınlarını selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süre onlarla sohbet etti.

SOLOTÜRK’ün gösteri uçuşunun yer aldığı törende, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından denizden gemi geçişi yapıldı.

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, STK temsilcileriyle iftarda buluştu

“Sivil toplum, demokrasinin nişanelerinden birisidir”

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Meclis’te, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği iftar programında yaptığı konuşmada, sivil toplumun, demokrasinin olmazsa olmaz ana direklerinden birisi olduğunu; bireyin, sivil toplumun güçlü olmasının demokratik toplumlarda, güçlü devleti doğurduğunu belirtti.

Devletin, bireyin ve sivil toplumun gücünün birbirinden ayrılmaz bütünün parçaları olduğuna yürekten inandıklarını vurgulayan Kurtulmuş, Türk-İslam medeniyetinde sivil toplumun, Batı’yla kıyaslandığında farklı saiklerle ortaya çıktığını ve çok köklü bir geleneğe sahip olduğunu ifade etti.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, devletle mücadele etmek ve kavga etmek üzerine gelişen Batı’daki sivil toplum anlayışının aksine, Türk-İslam medeniyetinde devletin eksik bıraktığı alanları doldurabilmek için ya da toplumdaki başka fonksiyonları yerine getirmek için gönüllü çalışmalar ortaya konulduğunu söyledi.

Kurtulmuş, tarihsel olarak, çok sayıda sivil toplum kuruluşu denilebilecek geleneksel kurumlara sahip olunduğunu aktararak, bunlardan birisinin iş hayatını örgütleyen loncalar olduğunu belirtti. Bir diğerinin de toplumda, kanadı kırık kuşlardan evlenecek kızlara kadar herkese yardım etmeyi bir sorumluluk olarak kabul eden vakıflar olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Anadolu kentlerimizin hemen tamamında ecdadın bıraktığı varlıkların eserleri yerinde duruyor, bir kısmı yeniden onarılıyor, yeniden o günkü fonksiyonlarına benzer şekilde hayata kazandırılmaya çalışılıyor. Dolayısıyla çok köklü bir sivil toplum tecrübesine, geleneğine sahip olan bir milletiz. Bugün modern usullerle konuştuğumuz zaman sadece vakıflar, dernekler değil, bunun ötesinde aramızda temsilcileri bulunan platformları, sendikaları, sosyal ağları, hatta kooperatifleri içine koyduğumuz zaman Türkiye’de yaklaşık 150 bin sivil toplum kuruluşumuz var. Bu sivil toplum kuruluşlarımızın giderek daha güçlenmesi hem sayısal olarak sivil topluma destek olan vatandaşlarımızın sayısının artması hem de sivil toplum kuruluşlarımızın yönetsel kabiliyetlerinin artması önümüzdeki dönemde önemli vazifelerimizden birisi olmalıdır. Bu çerçevede emeği geçen bütün arkadaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum.”

  • “Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının önemli kabiliyetler kazandıklarını görmek memnuniyet verici”

Kurtulmuş, Türkiye’nin sivil toplum kuruluşlarının dünyanın her bir yerinde faaliyetinin olduğunu; binlerce, on binlerce kilometre ötedeki insanlara sadece insan olmak dolayısıyla yardım elini uzattıklarını, toplumsal dayanışmanın bütün imkanlarını oradaki insanlara tahsis etmek için seferber olduklarını gördüklerini ve bundan memnuniyet duyduklarını söyledi.

Dünyanın birçok yerinde Türk sivil toplum kuruluşlarının gösterdiği bu hamiyetperver davranış dolayısıyla gittikleri her ülkenin yöneticilerinin kendilerine teşekkür ve takdirlerini ifade ettiklerini aktaran Kurtulmuş, bunun Türkiye için fevkalade önemli bir kazanç olduğunu vurguladı.

Kurtulmuş, “Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının becerilerinin zaman içerisinde arttığını ve çok hızlı bir şekilde sorunların, krizlerin çözülmesi konusunda önemli kabiliyetler kazandıklarını görmek memnuniyet vericidir.” dedi.

6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde sivil toplum kuruluşlarının önemli bir kısmının birkaç saat içerisinde depremden etkilenen illere ulaşmayı başardığını dile getiren Kurtulmuş, “Başta tüm Kızılay’ı olmak üzere bütün yardım kuruluşlarımızın, ayrıca özel olarak yardım kuruluşlarının, derneklerin, vakıfların depremden sonra büyük bir dayanışma örneği gösterdiğini hepimiz iftiharla izledik. Allah bir daha böyle bir acı göstermesin. Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları her alandaki kabiliyetlerini özellikle yardımlaşma ve dayanışma alanında en üst seviyeye çıkarmış bulunuyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Sivil toplum, demokrasinin nişanelerinden birisidir”

Kadın haklarından çevrenin korunmasına, çocuk haklarından yeşil doğanın oluşturulmasına kadar hemen her alanda Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının gerçekten fevkalade büyük bir birikim sahibi olduğunu ve önemli adımlar attıklarını gördüklerini ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kitlesel olarak iş adamları derneklerimizin, odalarımızın, borsalarımızın, sendikalarımızın, işveren derneklerimizin memur sendikalarımızın, işçi sendikalarımızın büyük bir beceri kazandığını, büyük bir kurumsal kabiliyet kazandığını da görüyoruz. Bunları artırarak yolumuza devam etmemiz lazım.

Bu şu açıdan önemlidir. Sivil toplum, hiç söylemeye gerek yok ki demokrasinin nişanelerinden birisidir. Sivil toplumu güçlü olmayan bir toplumun demokrasisinin de güçlü olması mümkün değildir. Çünkü demokrasi, sadece beş yıldan beş yıla oy verme işi değildir. Demokrasi bu süre içerisinde toplumun farklı alanlarında çalışmalar yaparak; teklifleri, projeleri, karar vericilere yansıtabilmek ve memleketin hayrına olacak işlerin yapılması için elimizdeki bütün imkanları seferber edebilmek işidir. Bunun için sivil toplum kuruluşlarının kendi aralarında da farklı bir rekabet içerisinde olmasını arzu ederiz. Bu çerçevede devlet her yeri, her alanı kendi imkanlarıyla doldurabilecek, kuşatabilecek tabii ki bir güce sahiptir ama aslolan devletin boş bıraktığı alanları ya da devletin desteklenmesi gereken alanlarda da sivil toplumun projeleriyle ortaya çıkabilmesini temenni etmektir.”

  • “Türkiye’de sivil toplum kuruluşları son yıllarda ciddi bir uluslararasılaşma sürecindedir”

Özellikle kriz alanlarında, toplumun bütün kesimlerine kuşatıcı hizmet verebilecek en önemli alanın, sivil toplum kuruluşları olduğunun altını çizen Kurtulmuş, “Yardımlaşmanın, dayanışmanın, fikir üretmenin, proje üretmenin, farklı fikirleri bağırmadan, çağırmadan karşılıklı müzakere edebilmenin, farklı fikirlerden de millet hayrına, vatanımızın hayrına sonuçlar çıkarılabilmenin pratik unsurları sivil toplum kuruluşlarımızdır. Bu çerçevede şunu da özellikle ifade etmek isterim ki Türkiye’de sivil toplum kuruluşları son yıllarda ciddi bir uluslararasılaşma sürecindedir. Bunu da iftiharla takip ediyoruz. Sadece içeriye dönük sözler değil, insanlığa dönük, dünyaya dönük sözlerin ve hizmetlerin ortaya konulması da fevkalade önemlidir. Bu anlamda yurt dışında Türk kültürünün yaygınlaştırılması için hizmet veren kuruluşlarımızı, onların ortaya koymuş olduğu sivil çabaları, yardım kuruluşlarından yararlı olarak Türkiye’nin kültürel diplomasi alanındaki mekanizmalarına da katkı sunan sivil toplum kuruluşlarını tebrik ediyorum.”

  • “İtici gücü, Batı toplumlarında da var olan insaflı, vicdanlı sivil toplum kuruluşları”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Gazze’deki devam eden olayların, sivil toplumun ne kadar önemli olduğunu bir kere daha çok net bir şekilde ortaya koyduğuna işaret ederek, 5 ayı aşkın süredir devam eden, bütün dünyanın izlediği ve İslam ülkelerinin de yeterince tepki gösteremediği Gazze’deki soykırım boyutlarına varmış olan bu büyük katliam karşısında dünyanın dört bir tarafında sivil toplum kuruluşlarının fevkalade ciddi bir hassasiyet ortaya koyduklarını söyledi.

Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu anlamda her tarafta binaların yıkıldığı, insanların gölgesine sığınacağı bir duvarın dahi kalmadığı Gazze Şeridi’nde, hayatlarını hiçe sayarak, oradaki insanlara yardım etmek için Siyonist rejimin çizdiği işgal sınırlarını tanımayan, Sınır Tanımayan Doktorlar’ı saygıyla, minnetle yad ediyoruz. O doktorların içerisinde; o sivil toplumdan gelen, gönüllülük esasıyla çalışan, hayatını hiçe sayan o insanlar, büyük bir insanlık destanı, büyük bir kahramanlık destanı yazıyorlar. Ne yazık ki aralarında onlarcasının da o saldırılar sırasında öldüğünü biliyoruz. Aynı şekilde bırakın bir duvarı, doğru dürüst yemek pişirecek bir tencerenin bile kalmadığı Gazze’de, ellerindeki imkanları seferber ederek, dünyanın dört bir tarafından zor şartlarla getirdikleri malzemeleri kararak orada Filistinli aç muhtaç insanlara iftar sofraları hazırlayan sivil toplumun gönüllülerini de saygıyla, şükranla, minnetle yad ediyorum.”

Kurtulmuş, Batılı ülkelerin bu süreçte hükümetler nezdinde ne kadar duyarsız kaldıklarına da işaret ederek, şunları kaydetti:

“Şimdi şimdi bir şeyler söylemeye başlıyorlar. Eskilerin güzel bir tabiri var; Basra yıkıldıktan sonra ne yaparsanız bunun bir faydası yok. Hükümetlerine rağmen Batıda sokaklara yüzbinlerce, hatta bazı ülkelerde milyonlarca insanın çıkabilmiş olmasının arkasındaki en temel güç, o ülkelerdeki sivil toplumun oluşturduğu güçtür. Sivil toplum, büyük bir Filistin duyarlılığı; Gazze’deki katliama, soykırıma karşı büyük bir insanlık destanı yazdı. Sevinerek ifade ediyoruz ki, birçok yerde insanlık cephesi diyebileceğimiz cepheyi kurdular. Bu cephenin kuruluşunun itici gücü, motive eden ana gücü, Batı toplumlarında da var olan insaflı, vicdanlı sivil toplum kuruluşlarıdır. Böylece hükümetlerin üzerine baskı kurmayı başarabildiler ve hükümetlerine rağmen meydanlara çıkarak bu katliamı lanetleyerek insanlığa karşı vazifelerini yerine getirmeye çalıştılar.”

  • “Uluslararası camiadaki yardım kuruluşlarına da pratik ve görünür bir çağrı olarak kabul edilmeli”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, sivil toplumun bu baskıları nedeniyle dünyanın dört bir tarafında yardım organizasyonlarının yeniden gözden geçirilmesi, özellikle ramazan ayı dolayısıyla insanların iftar sofralarının şenlendirilmesi için insanlığın harekete geçtiğini anlattı.

“Türkiye’nin, şu anda isimlerini tek tek saymayacağım, çok sayıda sivil toplum kuruluşunun Gazze’ye bir lokma ekmeği fazla ulaştırmak için nasıl sabahlara kadar çalıştıklarını biliyorum.” diyen Kurtulmuş, Mersin’den Gazze’ye bir iyilik gemisini organize eden Türk Kızılay’ını bu öncülüğünden dolayı tebrik etti.

Kurtulmuş, “Türk Kızılay’ının bu çıkışı, Özgür Gazze Hareketi’nin 2010 yılında başlatmış olduğu Gazze’ye ablukayı kırma faaliyetlerinin bir devamı olarak görülmeli ve bu anlamda da uluslararası camiadaki yardım kuruluşlarına da pratik ve görünür bir çağrı olarak kabul edilmelidir.” diye konuştu.

Bir yandan yardım çalışmaları devam ederken diğer taraftan sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu fevkalade müspet bu rüzgarın, dünyanın bir çok yerinde aslında siyasetin dışındaki alanları da kaplayan, Siyonizm’in bu pervasızlığına “Dur. Biz de insanız, yeter artık.” diyen çığlıkların dünyanın her tarafında duyulmasına vesile olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“En son Berlin Film Festivali ve Oscar Ödül Töreni’nde ortaya konulan o protestolar, o sözler, hepimiz adına, vicdanı olan milyarlarca insan adına söylenmiş sözlerdir. Ramy Youssef’un ödül töreninde söylediği, ‘Siz Gazze deki bu insanları nasıl böyle öldürüyorsunuz, lanetliyoruz.’ manasındaki sözleri, kimsenin hafızasından çıkmamıştır. Aynı şekilde Jonathan Glazer’in söylediği, en önemli holokost filminin yönetmeni, kendisi de bir Yahudi, İsrail’e, ‘Sizin yaptığınızın, size yapılan holokosttan hiç farkı yoktur.’ diyerek, meydan okuyan bir konuşma yapabilmiştir. Kırmızı halılar üstünde, ödül törenlerinde, dünya en steril alanları olarak kabul edilen o alanlarda, insanlar gönüllerinden gelenleri söylemiş ve bu zulmün durdurulabilmesi için feryat etmiştir.”

Kurtulmuş, bu etkinliklerde yakalarına rozetler takarak protesto edenlerin de bulunduğuna işaret ederek, “Eğer sivil toplumun canlı, güçlü, fedakar çalışmaları, çabaları olmasaydı; ne bugün İsrail’e dönüp ‘Şunu şöyle yanlış yapıyorsunuz.’ diyebilirdi ne bu protestolar olabilirdi ne de oraya bir koli erzak gönderilebilirdi.” dedi.

  • “Sivil toplum kuruluşları zalimin karşısında, mazlumun yanında yer almaya gayret etti”

Kurtulmuş, Türkiye’nin, milletçe ve devletçe başından itibaren bu süreçte yek vücut olarak durduğunu görmenin, kendisine ayrı bir bahtiyarlık verdiğini ifade ederek, “Dünyada az millet vardır. Hatta şunu söyleyebiliriz ki, bu seviyede Gazze’deki insanlık suçlarının karşısında duran ve Filistin davasına sahip çıkan neredeyse dünyadaki tek ülke Türkiye’dir. Hem devlet olarak başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere hem millet olarak hem TBMM olarak.” diye konuştu.

TBMM’nin, İsrail’in 7 Ekim’de Gazze’ye yönelik saldırılarının başlamasının ardından 9 Ekim’de bütün siyasi partilerin ortak imzasıyla İsrail’in saldırganlığını kınayan ortak bir bildiri yayımladığını hatırlatan Kurtulmuş, bir holokosta benzeyen El-Ehli Baptist Hastanesi’ni bombalanmasının da bütün siyasi partilerin imzasıyla TBMM tarafından telin edildiğini anlattı.

Numan Kurtulmuş, “Türkiye’de hemen hemen bütün siyasi partiler ortak bir noktada durdu. Sivil toplum kuruluşları tereddütsüz bir şekilde zalimin karşısında, mazlumun yanında yer almaya gayret etti. Bu tarihsel süreç içerisinde Türkiye’nin devletiyle, milletiyle, sivil toplumuyla vermiş olduğu bu örnek mücadele tarihe altın harflerle düşülmüştür, kaydedilmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.

  • ABD’li aktivist Rachel Corrie’nin vefatının yıl dönümü

ABD’li aktivist Rachel Corrie’nin vefatının seneyi devriyesinin yarın olduğunu dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“20’li yaşlarının ortalarında, Gazze’de, Refah Sınır Kapısı’na birkaç kilometre uzaklıkta, oradaki Müslümanların evleri yıkılırken ‘Yıkamazsınız, bu bir insanlık suçudur, buna müsaade etmem.’ diyerek buldozerin karşısına geçti. Ne yazık ki Siyonist rejimin buldozeri, gencecik bu kadını ezerek, kemiklerini kırarak orada öldürdü. Hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz. Rachel Corrie’nin cesareti insanlık adına ortak bir mücadelenin de fitilini ateşlemiştir. Kimileri İsrail’in adını duyduğu zaman ayakları titrerken, İsrail’in zalim, katil ordularını karşısında görmesine rağmen dimdik ayakta duran bu hanımefendiyi şükranla, minnetle yad ediyoruz. Ve insanlık tarihinin altın sayfalarında yer aldığına inanıyoruz. O da bir sivil toplum hareketinin mensubuydu. Bizim eskilerin güzel bir duası var, Allah dinince dinlendirsin. Gerçekten bu kadar büyük bir fazileti ortaya koymak çok az insana nasip olur. Bu anlamda hem Filistin davasının hem mazlum milletlerin verdiği mücadelenin unutulmaz kahramanlarından birisi olmuştur.”

  • “Egemen bir Filistin Devleti’nin kurulduğunu görmek, inşallah bütün insanlığa nasip olacak”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, ramazan gününde bunları konuşmanın ıstırap verici olduğunu dile getirerek, İsrail ile Netanyahu ve çetesinin, yaptığı bu soykırıma varan katliamlarda sonu olmayan bir yola girdiğini belirtti.

Kurtulmuş, “Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ortaya koyduğu Uluslararası Adalet Divanındaki bu davanın sonunda, öyle görünüyor ki İsrail yönetimi ve Filistin davası için yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. İnşallah 67 sınırlarında, başkenti Kudüs olan, bütünüyle toprak bütünlüğü sağlanmış, o sokaktan öteki sokağa geçmek için İsrail makamlarından izin alınan ya da İsrail polisinin insafına terk edilen bir Filistin değil, tam manasıyla toprak bütünlüğüne sahip çıkan egemen bir Filistin Devleti’nin kurulduğunu görmek, inşallah hepimize ve bütün insanlığa nasip olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Sivil toplum kuruluşlarına çalışmaları dolayısıyla minnettarlığını dile getiren Kurtulmuş, Meclisin, devletin ve milletin hayrına yapacağı çalışmalarda, sivil toplum kuruluşlarının emrinde olduğunu da söyledi.

Programda, Ankara Valisi Vasip Şahin, AK Parti Ankara Milletvekilleri Fuat Oktay, Kurtcan Çelebi, Vedat Bilgin, Zeynep Yıldız, Ahmet Fethan Baykoç, Jülide Sarıeroğlu, Murat Alparslan, Lütfiye Selva Çam, TBMM İdare Amiri ve MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay, İYİ Parti Sözcüsü ve Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, DEVA Partisi Ankara Milletvekili Sadullah Ergin, TBMM Genel Sekreteri Talip Uzun, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, SETA Direktörü Burhanettin Duran, Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Türk Kızılay Derneği Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz, Şehit Aileleri Federasyonu Başkanı Hamit Köse, Mehmetçik Vakfı Başkanı İsmail Şanlı ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi yer aldı.

OKUMAYA DEVAM ET

YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

TAKVİM

Ocak 2023
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  

HER ŞEY GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN

TOGG | Türkiye’nin Otomobili

TANAP Avrupa Bağlantısı Açılış Töreni #TANAPtamam

GENÇ GAZETECİLER BURADA

GÜÇLÜ TÜRKİYE

TÜRK AKIM PROJESİ AÇILIŞ TÖRENİ

TÜRKİYE YÜZYILI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale 1915 Köprüsü Kule Tamamlama Töreni

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih sondaj gemisini #MilliEnerjideYeniMüjde

ENERJİ PETROL MEDYA GRUP – YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

DÜNYA1 saat önce

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Şehit Aileleri ve Gazilerle İftar Programında bir araya geldi

DÜNYA18 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü Töreni’ne katıldı

DÜNYA3 gün önce

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, STK temsilcileriyle iftarda buluştu

GÜNCEL5 gün önce

“Türkiye’yi, dünyanın en etkin sağlık hizmetlerinin sunulduğu ülke konumuna getirdik”

DÜNYA6 gün önce

Kripto FETÖ’cüler  ; “KİRLİ ELLERİNİZİ İNSANLARIN ÜZERİNDEN ÇEKİN MERHAMETSİZLER”

DÜNYA6 gün önce

“Türkiye Yüzyılı güneşinin doğuşuna kimse mani olamayacaktır”

DÜNYA6 gün önce

“Gazze’deki katliamların tekrar etmemesi ve bölgenin ihyası için garantör olarak sorumluluk üstlenmeye hazırız”

DÜNYA6 gün önce

TBMM BAŞKANI KURTULMUŞ, GAZETECİLERLE İFTAR PROGRAMINDA BİR ARAYA GELDİ

DÜNYA1 hafta önce

“FETÖ’nün Bilişim Militanları akıl sınırlarını da zorlayan kurdukları tuzaklarla örgüte maddi kaynak yaratmaya devam ediyorlar

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit aileleri ile iftarda bir araya geldi

DÜNYA1 hafta önce

FETÖ’nün bilişim militanları | İnsanlara kumpas kurarak adli sicil kayıtlarını kirletmek için her türlü yolsuzlukları yapıyorlar

DÜNYA1 hafta önce

“İstanbul’un giderek ağırlaşan trafik ve ulaşım sorununu hafifleteceğiz”

DÜNYA1 hafta önce

“İzmir’in yatırım eksiklerini tamamlayarak, şehrimizin kayıp yıllarını hep birlikte telafi edeceğiz”

DÜNYA1 hafta önce

FETÖ’nün bilişim militanları Marka Ve Patent işlerine neden önem veriyorlar ?

DÜNYA1 hafta önce

Türk Hava Yolları, “İz Bırakanlar” Serisinin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Özel Bölümünü Yayınladı

DÜNYA1 hafta önce

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Geleceğe Miras Myra ve Limanı Andriake Projesi”ni tanıttı.

GÜNCEL1 hafta önce

BAKIRKÖY-BAĞCILAR KİRAZLI METRO HATTI YARIN AÇILIYOR

DÜNYA1 hafta önce

GİRESUN YATIRIMLARLA BÜYÜYOR

DÜNYA1 hafta önce

“Her kesimden insanımızın sıkıntılarını çözecek programa ve kararlılığa sahibiz”

DÜNYA1 hafta önce

“Gazze’de yaşananlar tahammül sınırlarını aşmıştır”

DÜNYA1 hafta önce

“Rusya’nın da dâhil olacağı bir barış zirvesine ev sahipliği yapmaya hazırız”

DÜNYA1 hafta önce

“Hedefimiz, ülkemize kazandırdığımız hizmetlerin zirvesi olarak gördüğümüz Türkiye Yüzyılı hedefini başarıya ulaştırmaktır”

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız”

DÜNYA2 hafta önce

FETÖ’nün bilişim militanları ; “KİRLİ ELLERİNİZİ İNSANLARIN ÜZERİNDEN ÇEKİN MERHAMETSİZLER”

DÜNYA2 hafta önce

Emine Erdoğan, “Tarımda Kadın Emeği Zirvesi” programına katıldı

DÜNYA2 hafta önce

“Depremle sarsılan şehirlerimizi bir an önce ayağa kaldırmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz”

DÜNYA2 hafta önce

YASED 43. OLAĞAN GENEL KURULU

DÜNYA2 hafta önce

“Hak ve özgürlüklerden yatırımlara, savunma sanayinden dış politikaya kadar her alanda tarih yazdık”

DÜNYA2 hafta önce

Bir FETÖ’cü nasıl anlaşılır?

DÜNYA2 hafta önce

CERMODERN 7 Zamansız GÜNAH Sergisi’ne ev sahipliği yapıyor.

DÜNYA2 hafta önce

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Suudi Arabistan’da Gerçekleştirilen LEAP Fuarı’na Katıldı

DÜNYA2 hafta önce

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Suudi Arabistanlı Mevkidaşı El-Kasabi ile Görüştü

DÜNYA2 hafta önce

ULUSAL ANTARKTİKA BİLİM SEFERİ TAMAMLANDI

DÜNYA2 hafta önce

Türk Hava Yolları, Dünya’nın 6. Kıtası Avustralya’ya Uçuşlara Başladı.

DÜNYA2 hafta önce

FETÖ’nün bilişim militanları ; Marka Ve Patent işlerine neden önem veriyorlar ?

DÜNYA2 hafta önce

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Suudi Arabistan Kırsal İşler ve Konut Bakanı el-Hukayl ile Görüştü

DÜNYA2 hafta önce

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Suudi Arabistan Yatırım Bakanı El-Falih ile Görüştü

DÜNYA2 hafta önce

ŞULE YÜKSEL ŞENLER BİLİM MERKEZİ VE KÜTÜPHANESİ AÇILDI

DÜNYA2 hafta önce

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Meclis Üyeleri ile buluştu

DÜNYA2 hafta önce

TOBB Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası toplandı

DÜNYA5 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mesajı

DÜNYA4 yıl önce

Metin Aslım : İş ve Cemiyet Hayatının Sevilen Siması

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Emel USLU ATİK ;

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Aysu YAVUZ

İYİ Kİ VARSIN3 yıl önce

İyi ki varsın Nurten ÖZTÜRK

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın ZEHRA KARAKAŞ BEGEN

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Beril ÇAVUŞOĞLU

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Nuray ÖZÇELİK;

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Hüseyin ÇEŞMECİOĞLU :

DÜNYA2 yıl önce

Ankara-Yerköy-Kayseri Hızlı Tren Hattı temeli atıldı

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Nalan Gazezoğlu

DÜNYA3 yıl önce

Sektöre Yön verenler ; Eda DEMİRHAN

GÜNCEL3 yıl önce

Sektöre Yön Verenler Berfu GÜVEN

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Gül ALCANSOY;

DÜNYA3 yıl önce

İyi ki varsın Prof. Dr. Başak SOLMAZ

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın AYSUN ŞAHANOĞLU KABA ;

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Nazlıhan ALKAN

DÜNYA2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Michel ile görüştü

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Hüseyin ÇALIŞKAN

DÜNYA3 yıl önce

İyi ki varsın Hande ORTAY

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Yusuf Burak ASLANPINAR;

İYİ Kİ VARSIN3 yıl önce

İyi ki varsın Semra Aman Akyürek

ENERJİ3 yıl önce

Tekfen Holding “Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu” ödülünü üçüncü kez aldı!

ENERJİ3 yıl önce

İyi ki Varsın Mehmet Gültekin

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu ,
MAVİ YOLCULUK5 yıl önce

TEKNE KİRALAMA | İZMİR ÇEŞME ALAÇATI

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Doç. Dr. Esin Yalçınkaya

DÜNYA3 yıl önce

İyi ki varsın Semra İĞTAÇ

GÜNCEL3 yıl önce

Başarımız, Başarınız olacak HANTEK KALIP

DÜNYA2 yıl önce

İyi ki varsın Özgür AKIN

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Sadık KUTANOĞLU

DÜNYA12 ay önce

İyi ki varsın, Haşim İzol

DÜNYA4 yıl önce

Sektöre Yön Verenler Esra KANDEMİR

DÜNYA3 yıl önce

Türkiye’nin En Etkin 50 CFO’su belli oldu

DÜNYA5 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile ortak basın toplantısı düzenledi

DÜNYA2 yıl önce

İyi ki varsın Ebru Milat Sezgin

DÜNYA2 yıl önce

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Turizm Yatırım Forumu’na katıldı

DÜNYA3 yıl önce

Sektöre yön verenler, Ahmet ÇALLI

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Sibel Şeref KANCAOĞLU ;

DÜNYA5 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kyoto’da Ara Güler Fotoğraf Sergisi’ni açtı

DÜNYA3 yıl önce

İyi ki varsın Vahide Ayşit

YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

GÜÇLÜ TÜRKİYE
GÜÇLÜ TÜRKİYE

GENÇ İŞ DÜNYASI

seers cmp badge