Ticaret Bakanı Mehmet Muş, ihracatçıların finansman yükünü ortadan kaldırmak için Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Türk Eximbank ve İhracatı Geliştirme AŞ’nin (İGE AŞ) katılımıyla prefinansman ve teminata yönelik bir model geliştirdiklerini belirterek, “Kurguladığımız modelde, mal ve hizmet ihracatçılarımıza verdiğimiz proje, program ve statü bazlı desteklerimize prefinansman imkanı getiriyoruz.” dedi.
Muş, Bakanlıkta düzenlenen “Yeni Nesil İhracat Destekleri ile Prefinansman Modeli Lansmanı ve Prefinansman Modeli Protokolü İmza Töreni”ne katıldı.
Bakan Muş, burada yaptığı konuşmada, nisan ayından itibaren Bakanlık, Türk Eximbank ve İGE AŞ ile yapılan uzun istişare ve çalışmalar neticesinde bugün protokolün imzalanmasıyla prefinansman modelini hayata geçireceklerini söyledi.
Firmaların ihracat desteklerinden yararlanmak için öncesinde faaliyetini gerçekleştirerek harcama yaptığını ve gerekli belgeleriyle incelemeci kuruluşa başvurduğunu anımsatan Muş, bu başvurunun incelenmesi ve tahakkuku neticesinde destek ödemelerinin yapıldığını bildirdi.
Muş, buna karşın başvuru, inceleme ve tahakkuk süreçleri dahil edildiğinde, faaliyet ile ödeme arasında bir süre geçtiğine ve bu durumun ihracatçılara finansman yükü doğurduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Bu yükü ortadan kaldırmak ve ihracatçılarımıza yönelik kredi kabiliyetini artırmak amacıyla İhracat Desteklerine İlişkin Karar’ımıza dayanarak, Bakanlığımız koordinasyonunda Türk Eximbank ve İGE AŞ’nin katılımıyla prefinansman ve teminata yönelik bir model geliştirdik. Pazara Giriş Projesi Hazırlama Desteği, Küresel Tedarik Zinciri Yetkinlik Proje Desteği, Tasarım ve Ürün Geliştirme Desteği, Marka ve TURQUALITY Destek Programları, ihracat ve e-ihracat konsorsiyum statüsü verilen şirketlere yönelik destekler başta olmak üzere kurguladığımız modelde, mal ve hizmet ihracatçılarımıza verdiğimiz proje, program ve statü bazlı desteklerimize prefinansman imkanı getiriyoruz. Bakanlığımız tarafından destek başvurusu uygun görülen ihracatçılarımız, Türk Eximbank’a kredi başvurusunda bulunacak ve prefinansman protokolü çerçevesinde öncelikli olarak değerlendirmeye tabi tutulacaklardır.”
Bankalar da kefalet sistemine dahil oluyor
İGE AŞ’nin 1 Mart 2022’de hayata geçirildiğini anımsatan Muş, ağustosta 20 bankanın da ortaklığıyla şirketin sermaye yapısının güçlendirildiğini kaydetti. Muş, bankaların kefalete ilişkin protokollerinin imza sürecinin başladığını ve en kısa sürede bunların kefalet sistemine dahil olmasını öngördüklerini anlattı.
Muş, böylelikle, kredibilitesi olan ancak teminat sorunu yaşayan, başta KOBİ’ler olmak üzere tüm ihracatçılar için İGE AŞ’nin finansmana erişiminin daha da kolaylaştığına işaret ederek, şöyle konuştu:
“Kefalet sorununa çözüm bularak firmalarımızın krediye erişim işlemlerini hızlandırdık. Bugüne kadar 2 bin 148 firmaya 6 milyar liranın üzerinde krediye kefalet sağlayarak ihracatçılarımıza finansman konusunda nefes aldıran ve bu konumunu her geçen gün güçlendirecek olan İGE AŞ, prefinansman modelimizde de önemli bir sacayağıdır. Nitekim protokol kapsamında Türk Eximbank tarafından prefinansman kredisi onaylanan ihracatçılarımıza, güçlü sermaye yapısıyla önemli bir paydaşımız olan İGE AŞ de öncelikli olarak teminat desteği sağlayacaktır. Kredisi ve öncesinde Bakanlığımızdaki destek başvurusu onaylanan ihracatçılarımızın destekleri hızlı bir şekilde ödenecek ve ihracatçımız bu hak edişlerini doğrudan Türk Eximbank nezdinde kullandırılan kredilerin geri ödemesinde kullanabilecektir.”
Bakan Muş, “İhracat Desteklerine Yönelik Prefinansman Modeli”nin ihracatçıların öteden beri talep ettiği yepyeni bir model olduğunu belirterek, “Bu modelle desteklerimizin etkinliğini artıracak, her sene destekler için bütçeden ayrılan kaynağı finansman ile eşleştirerek çarpan etkisiyle ihracatçımızın hizmetine sunacağız.” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Türkiye E-ihracat Platformu’nu kurmayı hedeflediklerini belirterek, “Platform ile ‘Web3’ gibi yeni nesil teknolojiler kullanarak, ülkemizin ihracatçı envanterinin dijital ortama taşınmasını, ihracatçılarımızın farklı ülkelerdeki ithalatçılar tarafından kolayca bulunmasını ve siparişlerini buradan almalarını sağlayacağız.” dedi.
Muş, Bakanlıkta düzenlenen “Yeni Nesil İhracat Destekleri ile Prefinansman Modeli Lansmanı ve Prefinansman Modeli Protokolü İmza Töreni”ne katıldı.
Burada yaptığı konuşmada Muş, KOBİ’lerden başlamak üzere her seviyede ihracatçıya ihracatın tüm adımlarında önemli destekler sağladıklarına işaret ederek, talepleri dikkate alarak farklı mevzuat yapılarıyla yürütülen ihracat desteklerini yeni bir bakış açısıyla kurguladıklarını aktardı.
Muş, 18 Ağustos’ta yürürlüğe giren “5973 Sayılı İhracat Destekleri Hakkında Karar” ile destek mevzuatını daha anlaşılır ve yalın hale getirdiklerini belirterek, ihracata yönelik mevcut ve yeni destek programlarını bütüncül olarak tek bir çatı altında birleştirdiklerini vurguladı. Muş, söz konusu destek paketine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“KOBİ’lerimizin daha yüksek oranda ve daha fazla sayıda yurt dışı fuarlara katılımlarının önünü açtık. Daha etkin fuar organizasyonlarının düzenlenmesi amacıyla mevcut destekleri artırdık. Firmalarımızın katıldıkları fuardan daha fazla yarar sağlamaları adına organizatörlerin fuar esnasında düzenleyecekleri ikili iş görüşmelerini destek kapsamına aldık. Kira desteğine paylaşımlı ofislere ilişkin üyelik aidatını dahil ettik.
Tasarımların yarıştığı gemi yat sektöründe şirketlerimizin tasarım hizmeti alabileceği hizmet sağlayıcılarının kapsamını genişlettik. Stratejik sektörlerimiz arasında yer alan ilaç ve tıbbi cihaz/sarf gibi sektörlerimizin yurt dışı pazarlardaki kayıt, izin ve ruhsatlandırma işlemlerine ilişkin giderlerini Pazara Giriş Belgeleri Desteği kapsamına aldık. Hazırlık aşamasından pazarlamaya, tasarımdan küresel firmalara tedarikçi olmaya, tanıtımdan yurt içi ve yurt dışı fuar katılımlarına, yurt dışı dağıtım kanalları oluşturmaktan küresel marka olmaya kadar ihracatın her aşamasına verdiğimiz destekleri yeniledik, bürokrasiyi azaltarak başvuru süreçlerini kolaylaştırdık.”
Yeni oluşturulan “Pazara Giriş Projesi Hazırlama Desteği” kapsamında ihracat ile yeni tanışan veya ihracat yapan ancak gelişime ihtiyaç duyan firmaların alacakları danışmanlıkları destekleyerek, yurt dışı pazarlara girişte daha stratejik bir şekilde hareket etmelerini sağlayacaklarını belirten Muş, perakende sektörüne yönelik “Çok Kanallı Zincir Mağaza Desteği” ile mal ticareti yapan çok kanallı zincir mağaza markası sahibi firmaların yurt dışı pazarlarda daha hızlı büyümelerini ve ihracatlarını artırabilmelerini amaçladıklarını söyledi.
Muş, “İhracat Konsorsiyumları Desteği” ile de ortak hareket ederek ürünlerini küresel pazarlara daha organize şekilde pazarlamalarını ve ihraç etmelerini sağlayacaklarını anlattı.
“Türk markası olması şartını arıyoruz”
Bakan Muş, Bakanlık olarak destek mekanizmalarında küresel trendleri yakından takip ettiklerine işaret ederek, 25 Ağustos’ta yürürlüğe giren “5986 Sayılı E-ihracat Destekleri Hakkında Karar” ile de şirketleri e-ihracata yönlendirmek amacıyla pek çok yeni desteği hayata geçireceklerini aktardı. E-ihracat desteklerine konu ürünlerin Türk markası olması veya Türkiye’de üretilmiş olması şartını aradıklarını bildiren Muş, “Böylelikle, e-ihracatımızı artırırken Türk ürünlerinin bilinirliğini de artıracağız.” dedi.
Bu kararla, “Türkiye E-ihracat Platformu”nu da kurmayı hedeflediklerini belirten Muş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Platform ile ‘Web3’ gibi yeni nesil teknolojiler kullanarak, ülkemizin ihracatçı envanterinin dijital ortama taşınmasını ve ihracatçılarımızın farklı ülkelerdeki ithalatçılar tarafından kolayca bulunmasını ve siparişlerini buradan almalarını sağlayacağız. Getirilen yeniliklerden birisi de ‘E-ihracat Konsorsiyumları’dır. E- ticarette dünyanın önde gelen ülkelerinin kullandığı bu toplayıcı satıcı modelini hayata geçiriyoruz. Böylelikle, ürün potansiyeli olan ancak bilgi eksikliği ve nitelikli insan kaynağı açığı bulunan KOBİ’lerimizin ürünlerinin e-ihracat yoluyla yurt dışı pazarlara ulaşmasını amaçlıyoruz. Bu kararlarda, Uzak Ülkeler Stratejisi’nde yer alan ülkelerin de bulunduğu hedef ülkelerimize yönelik destek oranlarımızı ilave 20 puana kadar, hedef ülkelere hedef sektörler olması durumunda ilave 25 puana kadar artırdık.”
Muş, 20 Nisan’da yürürlüğe giren “5448 Sayılı Hizmet İhracatının Tanımlanması, Sınıflandırılması ve Desteklenmesi Hakkında Karar”la uluslararası sektörel bir sınıflandırma yaparak destek alan “ana sektörlerin” kapsamını genişlettiklerini, yeni sektörler eklediklerini ve sektörlere özgü yeni destek unsurları tasarladıklarını da değindi.
“Bölgesel ve küresel lider firmaların ortaya çıkmasını hedefliyoruz”
“5449 sayılı Yurt Dışı Lojistik Dağıtım Ağlarının Desteklenmesi Hakkında Karar”la da yurt dışında ilk kez ve uçtan uca tüm lojistik süreçlerin yönetilmesini sağlayacak tesislerin kurulumunu desteklediklerini hatırlatan Muş, bilişim sektörüne yönelik “5447 Sayılı E-Turquality Programı Hakkında Karar”la da inovasyonu teşvik etmeyi ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek bölgesel ve küresel lider firmaların ortaya çıkmasını hedeflediklerini söyledi.
Muş, hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların ve kuruluşların uluslararası pazarlarda kendi markalarıyla faaliyet göstermelerine yönelik harcamalarının desteklendiği “2564 Sayılı Döviz Kazandırıcı Hizmet Sektörleri Markalaşma Destekleri Hakkında Karar”a ilişkin bilgi verirken, “Program içerisine yeni tanımlar dahil ettik, mevcut destek unsurlarında önemli değişiklikler yaptık ve yeni destek unsurları belirleyerek programın etkinliğini artırmaya çalıştık.” diye konuştu.
Bakan Muş, şu ifadeleri kullandı:
“İşlevsel bir yapıya sahip kararlar kapsamında getirilen yeni düzenlemeler ve destekler, ihracatın tabana yayılmasını ve ihracatçılarımızın güncel ihtiyaçlarını karşılayarak hızlı aksiyon alınmasını sağlayacaktır. Ayrıca, değişen koşullara ve dinamiklere sizlerin daha hızlı şekilde uyum sağlamasını destekleyecektir. Kararlarımızın, ekonomi ve ticaret ekseninde yaşanan belirsiz süreçte size yön gösteren önemli bir rehber olacağını düşünüyoruz. Bu dalgalı denizde sağlam bir gemiyle yol aldığımız ve 2023 rotamızı izlemeye devam ettiğimiz takdirde başta ihracat olmak üzere ülkemizin tüm hedeflerine ulaşacağına yürekten inanıyorum.”
“Yıl sonu hizmet ihracatı hedefini aşacağız”
Muş, Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle yaşanan hammadde, gıda ve enerji krizleri ile küresel enflasyonun, dünya ekonomisini ve ticaretini olumsuz etkilediğini belirterek, IMF gibi uluslararası kuruluşların her geçen gün küresel büyüme ve ticarete ilişkin tahminlerini aşağı yönlü revize ettiğini söyledi.
Bu kaotik ortama rağmen ekonominin hız kesmeden ilerlemeyi sürdürdüğüne dikkati çeken Muş, “Ekonomimiz 2022 yılının birinci ve ikinci çeyreğinde ortalama yüzde 7,5 büyürken, bunun yarısı mal ve hizmet ihracatı kaynaklı olmuştur. Bu yılın ilk sekiz ayı itibarıyla da ihracatımız artışını sürdürerek 165,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.” diye konuştu.
Muş, hizmet ihracatının da 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 62 artış kaydederek 58 milyar dolara yaklaştığını ve hizmetler dengesinin 26,7 milyar dolar fazla vererek cari açığa olumlu katkı sağladığına işaret ederek, “Bu yılın ilk yedi ayında da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 66 artış kaydederek 42 milyar dolara ulaşmıştır. Elde ettiğimiz bu ivmeyle hizmet ihracatında yılsonu hedefimiz olan 68,5 milyar doları aşmayı hedefliyoruz.” dedi.
Bakan Muş’un konuşmasının ardından Bakanlık, Türk Eximbank ve İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi (İGE AŞ) arasında prefinansman modeline ilişkin protokol imzalandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin (AYM) 62. kuruluş yıl dönümü ve Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Prof. Dr. Ömer Çınar’ın yemin töreni vesilesiyle düzenlenen programa katıldı.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene gelişinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra törenin düzenlendiği salona geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Çınar’ın üyelik yeminini ve kisvesinin giydirilmesi töreni ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya’nın konuşmasını takip etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “2021-2027 yıllarını kapsayan Ufuk Avrupa Programı’nda, 2021 yılından bu yana 1107 Türk yürütücünün dahil olduğu 486 proje aracılığıyla 243 milyon avro hibe desteğini Türkiye’ye kazandırdık.” dedi.
Bakan Kacır ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Üyesi Iliana Ivanova, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde basına kapalı düzenlenen Türkiye-Avrupa Birliği, Bilim, Araştırma, Teknoloji ve Yenilik Yüksek Düzeyli Diyalog 2. Toplantısı’na katıldı. Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kacır, Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısı’nın, ikili ilişkileri daha odaklı bir şekilde, en üst mercilerden ele almayı amaçlayan bir mekanizma olduğuna işaret ederek, toplantı çerçevesinde AB ile ikili ilişkileri en üst seviyede ele alarak önemli ve kapsamlı bir gündem etrafında verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
BİLİM VE TEKNOLOJİ POLİTİKALARI
Kacır, bilim ve teknoloji politikaları, sanayinin yeşil ve dijital dönüşümü, Türkiye’nin AB fonlarından daha etkin yararlanması, bilim ve AR-GE ile ilgili AB yapılarına katılımının artmasının da aralarında yer aldığı konularda önemli istişarelerde bulunduklarını belirterek, “Ülkemizin Avrupa Araştırma Alanı’na entegrasyonunu artırabilmek amacıyla önerilerimizi ve iyi uygulama örneklerimizi karşılıklı olarak paylaştık. Bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarımızdaki önceliklerimizi ortaya koyduk. Yeşil ve dijital dönüşüm alanında son dönemde kaydettiğimiz ilerlemeleri paylaştık. İkiz dönüşümde ortak hedeflerimizin gerçekleştirilmesi için ‘Ufuk Avrupa’ ve ‘Dijital Avrupa’ başta olmak üzere ‘Birlik’ programları ile ‘Katılım Öncesi Yardım Aracı’ arasındaki sinerjinin artırılması gerekliliğini ele aldık. Son olarak inovasyon eko-sistemlerimizin entegrasyonunu sağlamak amacıyla teknoloji transferi ve girişimcilik alanında iş birliği fırsatlarını değerlendirdik.” ifadelerini kullandı.
243 MİLYON AVRO HİBE DESTEĞİ
Araştırma ve inovasyon alanında, Avrupalı ortaklarımızla somut iş birliğinin örnekleri arasında dünyanın en büyük sivil AR-GE programı Ufuk Avrupa’da ülkemizin başarı grafiğinin yer aldığını belirten Kacır, “2021-2027 yıllarını kapsayan Ufuk Avrupa Programı’nda, 2021 yılından bu yana 1107 Türk yürütücünün dahil olduğu 486 proje aracılığıyla 243 milyon avro hibe desteğini Türkiye’ye kazandırdık. Buna ilave olarak, çok ortaklı projelerde koordinatör olarak yer alan kuruluş sayısını da 40’a yükselttik. 700 milyon avroyu aşan fon büyüklüğüyle yeşil ve dijital dönüşüm başta olmak üzere, AR-GE, teknoloji transferi ve ticarileştirme projelerini destekleyen Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA), AB-Türkiye arasındaki bilim, teknoloji ve inovasyon iş birliğini kuvvetlendirmede kilit rol üstlenmekte.” diye konuştu.
DİJİTAL VE YEŞİL DÖNÜŞÜM
Geçen yıl Türkiye’nin Dijital Avrupa programına katıldığını belirten Kacır, “AB’nin dijitalleşme ve inovasyon alanında inşa ettiği altyapılardan yararlanılmasına imkan tanıyacak, ülkedeki KOBİ’lerin dijital ve yeşil dönüşümüne katkı sunacak, beşeri sermayenin yeni dijital beceriler kazanmasını sağlayacak programda da Türkiye’nin aktif olarak yer alması için çalışmaları sürdürdüklerini anlattı.
YOL HARİTAMIZI HAZIRLADIK
“AB ile ihracatımızın yüzde 12,7’sine karşılık gelen, alüminyum, çelik, gübre ve çimento sektörlerinin sera gazı salımının azaltılması için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının desteği ve ilgili paydaşlarımızla birlikte yol haritalarımızı hazırladık.” diyen Kacır, “TÜBİTAK tarafından tasarlanan ‘Sektörel Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritaları’ ile ekonomimiz için hayati öneme sahip, birçok sektöre temel girdi sağlayan ve karbon emisyonu açısından öne çıkan demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, plastik ve kimya sektörlerindeki sanayi kuruluşlarımızın teknolojik ihtiyaçlarını tespit ettik.” şeklinde konuştu.
FİNANSMAN ALTYAPISI
Bakan Kacır, diğer yandan yeşil dönüşümü başarı ile gerçekleştirmelerine imkan sağlayacak finansman altyapısını da oluşturduklarını vurgulayarak, “Dünya Bankasıyla işbirliği içerisinde hayata geçirdiğimiz ‘Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’ ve ‘Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’yle sanayimizin yeşil dönüşüm odaklı gerçekleştireceği yatırımlar ve teknoloji geliştirme çalışmaları için 750 milyon dolarlık bir finansmanı harekete geçirdik.” diye konuştu.
GÜMRÜK BİRLİĞİ
Bakan Kacır, “Gümrük Birliğinin mevcutta yaşanan sıkıntılar ve küresel ticarette yaşanan gelişmeler dikkate alınarak revizyonu, Türkiye ile AB arasında karşılıklı ticaretin ortak fayda temelinde daha ileriye taşınması için bir tercihten öte zorunluluk halini almıştır. Bu kapsamda Avrupalı ortaklarımızla karşılıklı somut girişimlerimiz ve çalışmalarımız devam edecektir. Türkiye’nin AB ile sürdürülebilir, güçlü, tam üyelik hedefiyle uyum içinde olan, bilimsel ve teknolojik iş birliğine dayalı taahhüdü, karşılıklı ilerleme ve ortak refah elde etmeye yönelik gösterdiği özverinin bir kanıtıdır.” şeklinde konuştu.
TÜRK ARAŞTIRMACILARA DESTEK
AB Komisyonu’nun Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Üyesi Iliana Ivanova da bugün özellikle yeşil dönüşümün desteklenmesinde eğitim, araştırma ve inovasyonun oynadığı önemli rolün altını çizmek üzere buluştuklarını dile getiren Ivanova, AB ile Türkiye arasında bilim araştırma, teknoloji ve inovasyon alanındaki işbirliklerine değindi. Ivanova, “Geçtiğimiz 20 yılda Türkiye’den araştırmacılar, bilim insanları ve inovasyoncular programlarımızdan 743 milyon avro kazandı. Türkiye’de bir Avrupa İnovasyon Konseyi ve Teknoloji Topluluğu Merkezi kuracağız.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır.” dedi.
Türkiye Uzay Ajansının (TUA) ev sahipliğinde düzenlenen Space Technology Conference (STC) 2024 Orta Avrasya Uzay Teknolojileri Konferansı Ankara JW Marriott Otel’de başladı. Bakan Kacır, açılış için gönderdiği video mesajda, etkinlik kapsamında uzay sektörünün büyüyüp geliştiği bir dönemde dünyanın dört bir yanındaki uzay topluluklarını bir araya getirmenin önemine işaret etti. Kacır, uzayın daha erişilebilir hale geldikçe ve uzay yarışına yeni katılımcılar dahil oldukça, küresel uzay sektörünün hızlı bir ilerleme kaydettiğini, bu büyümenin evreni kavrayış açısından önemli bir gelişmeye yol açtığını anlattı.
TÜRKİYE FIRSATLARDAN YARARLANMAYA HAZIR Bakan Kacır, uzay sektörünün artık her yerde insanların günlük yaşamlarını etkilediğini ve küresel ekonominin tüm sektörlerinde değer yaratma kapasitesine sahip olduğunu belirterek, “Uzay ekonomisinin 2035’e kadar 1,8 trilyon dolar büyüklüğünde bir pazara ulaşması ve önümüzdeki 12 yıl boyunca küresel ekonominin 2 katı büyüyeceği öngörülüyor. Türkiye, son 22 yılda geliştirdiği sağlam altyapı sayesinde uzayın sunduğu sınırsız fırsatlardan yararlanmaya fazlasıyla hazır. Uzaya dair yeteneklerimiz artık kendi uydularımızı geliştirmemize, test etmemize ve üretmemize olanak sağlıyor.” dedi.
BİLSAT, RASAT, GÖKTÜRK ve İMECE uydularıyla görüntüleme uydularının üretiminde önemli kabiliyetler kazandıklarının altını çizerek, yakında ilk milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’yı fırlatarak, bu alanda yetkin 11 ülkeden biri olacaklarını belirten Kacır, “Uzaydaki varlığımızı sürdürmeyi ve onu barış içinde tüm insanlığın yararına kullanmayı hedefliyoruz. Kaynaklarımızı, yeteneklerimizi, insan sermayemizi ve altyapımızı istikrarlı bir şekilde geliştiriyoruz. Türkiye Milli Uzay Programı, keşif ve inovasyonun sınırlarını zorlama kararlılığımızı örnekleyen 10 yıllık cesur girişimleri, stratejileri ve hedefleri özetleyen vizyoner bir yol haritası belirliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde Milli Uzay Programı’mızın kilometre taşlarından biri de insanlı ilk uzay bilim misyonumuz oldu. Küresel uzay yarışında önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktığımızı ve keşif, yenilik ve ilerlemeye olan sarsılmaz bağlılığımızı göstererek, bu tarihi görevi başarıyla tamamladık.” ifadesini kullandı.
“YERLİ VE MİLLİ HİBRİT ROKETLE AYA ULAŞACAĞIZ” Kacır, Türk Astronot ve Bilim Misyonu’nun, uzayda yeni yetenekler arayışlarında büyük önem taşıdığını belirterek şöyle devam etti: “Uluslararası Uzay İstasyonu’nda daha fazla bilimsel araştırma yapılması, uzay teknolojilerinde AR-GE ve üretim kapasitelerinin güçlendirilmesi için programlar başlatacağız. Yeni nesil uydu geliştirmede küresel bir oyuncu olmayı, bölgesel konumlandırma ve zamanlama sistemimizi geliştirmeyi ve uzay limanı kurarak uzaya erişimi güvence altına almayı hedefliyoruz. Yerli ve milli özgün hibrit roketle aya ulaşacağız.”
“UZAY TEKNOLOJİSİNDE İLERME KAYDETMEYE KARARLIYIZ” Kacır, her yaştan ve kesimden binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen Gökyüzü Gözlem Şenlikleri’nin de uzay ile toplumu buluşturduğunu vurgulayarak, “Uzay bilimi ve teknolojisinde insan kaynağımızı güçlendirmeye yönelik adımlar atmaya devam edeceğiz. Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır.” dedi.
TÜM KATILIMCILARI 2026 ULUSLARARASI UZAY KONGRESİ’NE DAVET ETTİ Milli Uzay Programı’nın başarısında uluslararası işbirliğinin kritik rolünün bilinciyle, uzay çalışmalarında Türk devletleri arasında işbirliği ve dayanışmayı artırmaya odaklandıklarını belirten Kacır, bu yıl Türk Devletleri Teşkilatı Bilim, Teknoloji, Yenilik ve Sanayi Bakanları Açılış Toplantısı’na İstanbul’da ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu söyledi. Kacır, bu tarihi buluşmanın sonuçlarının, ülkeler arasında bilim ve teknoloji alanında işbirliğinin geliştirilmesinde son derece faydalı olacağına inandığını belirterek, “Ortak hedeflerimizin birleşik ve stratejik ilerlemesini daha da sağlamak için Uzay Ajansı toplantısının tutanaklarını Bilim, Teknoloji, Sanayi ve Yenilik Bakanları Toplantısı tarafından sağlanan işbirlikçi çerçeveye entegre etmenin önemini kabul ediyoruz. Uluslararası işbirliğini destekleyen, birlikte iddialı projelere imza atma yeteneğimizi artıran girişimler geliştirmeye ve uygulamaya devam edeceğiz. Bu önemli etkinliğe ev sahipliği yapmak, kaynakları bu amaç için harekete geçirme kararlılığımızın bir kanıtıdır. Ayrıca, her birinizi Antalya’daki 2026 Uluslararası Uzay Kongresi’ne katılmaya içtenlikle davet ediyorum. Bu, uluslararası işbirliğini geliştirmek ve Türkiye’nin uzay teknolojisindeki ilerlemelerini küresel sahnede sergilemek için paha biçilmez bir fırsat olacak.” diye konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.