Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Doğu Akdeniz gazının da Türkiye üzerinden pazarlara ulaşmasıyla alakalı yeni adımlar atılabileceğini belirterek, “Sahip olduğumuz bu altyapı ve kaynaklarla ülkemiz yakın gelecekte Avrupa için referans fiyatın oluşabileceği bir ticaret merkezi konumuna gelecek.” dedi.
Bakan Dönmez, Avrupa Enerji Borsaları Birliği (EUROPEX) tarafından Antalya Belek Turizm Merkezi’nde düzenlenen “20. Yıl Buluşması”nda yaptığı konuşmada, katılımcıları misafir etmekten ve EUROPEX toplantısına ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
Küresel salgın süreciyle ortaya çıkan enerji darboğazın, serbest piyasa dinamiklerinin korunması adına paydaşların ne denli önemli olduğunu bir kere daha gösterdiğine dikkati çeken Dönmez, “Son yıllarda enerji piyasası arz sıkıntısı ve maliyet artışlarıyla büyük bir mücadele içerisinde. Bunlara ilaveten yaşadığımız jeopolitik riskler, enerji piyasalarının sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Kovid-19’un yaraları henüz sarılmamışken yaşanan küresel kuraklık ve Rusya’nın Ukrayna savaşı içinde bulunduğumuz türbülansın şiddeti içinde bulunduğumuz şartları daha da artırdı.” diye konuştu.
Daha önceki enerji krizlerinden daha ağır ve sonuçları uzun döneme yayılacak zorlu bir süreci tecrübe ettiklerini dile getiren Dönmez, bugün uzmanların da üzerinde ittifak ettiği üzere küresel enflasyonist baskıların en önemli sebebinin artan enerji fiyatları olduğunu vurguladı.
Bu durumun manipülatif fiyat hareketleriyle birleşince son dönemde enerji fiyatlarında çok hızlı bir yükselişe neden olduğunu aktaran Dönmez, şunları kaydetti:
“Elektrik ve doğal gaz piyasalarında neredeyse 5 kata varan astronomik rakamlar ortaya çıktı. Bu durum bize açıkça şunu gösteriyor. Enerji politikalarımızı hem konjonktürel gelişmelere hem de gelecekteki tehdit, fırsat ve risklere göre yeniden dizayn etmemiz gerekiyor. Konjonktürel gelişmeleri sadece günümüze yansıyan olaylar olarak değerlendiremeyiz. Bugün ortaya çıkan ve yarının enerji dünyasında krize neden olabilecek her olayı uzun vadeli perspektifle ele almak zorundayız. Bu nedenle güçlü yanlarımızı daha fazla öne çıkarıp, zayıf yönlerimizi de bir an önce iyileştirmemiz gerekiyor.”
“Ülkeler bir dizi önlem paketi hayata geçirdi”
Arz sıkıntısı ve fiyatlarda aşırı oynaklık şeklinde tezahür eden krizin etkilerinin son kullanıcıya en az şekilde yansıması için ülkelerin bir dizi önlem paketini hayata geçirdiğini hatırlatan Dönmez, bu durumun ülke ekonomilerine ekstra yük getirse de enerji piyasalarının dengeye oturması adına atılması gereken adımlar olduğunu söyledi.
Enerji fiyatlarındaki aşırı oynaklığın ekonominin en önemli enstrümanı olan öngörülebilirliğe önemli ölçüde zarar verdiğini ifade eden Dönmez, şöyle konuştu:
“Rekabet ortamında mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir enerji piyasası ortamının korunması her zaman birinci önceliğimiz. Çalışmalarımızı her zaman tam rekabetçi enerji piyasasının geliştirilmesi ve sürdürülmesi ilkesiyle yürütmek durumundayız. Son dönemde hem arz güvenliğimizi temin etmek hem de farklı kaynaklardan üretim yapan santralleri korumak için geçici düzenlemeleri hayata geçirdik. Türk enerji piyasası güçlü ve dinamik bir büyüme eğilimi gösteriyor. Kişi başına düşen elektrik tüketimimiz yıldan yıla artıyor. Sanayi sektöründe güçlü bir üretim artışı ve iştahı var. En önemlisi bu büyümeyi besleyecek güçlü bir enerji altyapımız var. Bunların yanı sıra elektrikli otomobil stratejimiz ve onunla büyüyen, gelişen bir altyapıyı inşa ediyoruz.”
Her yıl kendini geliştiren, aşan, bir sonraki noktayı kendisine yeni hedef olarak belirleyen bir Türkiye olduğunu bildiren Dönmez, pazar büyüklüğü açısından Türkiye’nin Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar ve Orta Doğu’nun en büyük pazarlarından biri olma yolunda ilerlediğini kaydetti.
Benzin, dizel, hidrojen, doğal gaz, yeşil ürünler, sertifikalar kısacası enerjinin her alanındaki büyüme trendine güvendiklerini belirten Dönmez, “Türkiye, potansiyeli olan bir ülkeden ziyade büyüme hikayesi olan bir ülke. Bir ülkenin potansiyeli var demek, o ülkenin yolun başında olduğunu gösterir. Biz güçlü potansiyelimizi büyüme hikayesine dönüştüren ve bu hikayeye her gün yeni sayfalar ekleyen bir ülkeyiz.” dedi.
Dönmez, Türkiye’nin güçlü enerji altyapısı ve uluslararası projelerdeki istikrarlı ve güvenilir ortaklığı sayesinde Avrupa’nın enerji arz güvenliğinin sağlanmasına da önemli katkılarda sunduğunu belirtti.
Türkiye’nin 100 bin MW’yi aşan elektrik kurulu gücüyle Avrupa’da altıncı, dünyada 14’üncü sırada yer aldığını ifade eden Dönmez, kurulu gücün yüzde 54’ünün yenilenebilir enerji kaynaklarından oluştuğunu belirtti.
Dönmez, 2021’de 331 terawattsaat (TWh) elektrik üretimiyle Avrupa’nın en büyük üçüncü ülkesi olduklarını vurgulayarak, “2022’nin Nisan ayında yaptığımız 25,92 TWh üretimin yüzde 55’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağladık. Bir önceki yılla kıyasladığımızda yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimimiz yüzde 11 oranında artış gösterdi.” dedi.
“Doğu’daki komşu ülkelerle de elektrik ticaretimiz var”
2021’de elektrik ithalatının 2,33 TWh olduğunu kaydeden Dönmez, şöyle konuştu:
“Yine aynı elektrik ihracatımız ise bir önceki yıla göre yüzde 68 seviyesinde artarak 4,20 TWh olarak gerçekleşti. Aslında Türkiye bulunduğu coğrafyada Güneydoğu Avrupa’da en yüksek kurulu güce sahip ve komşularıyla bu ilişkiyi, ticareti sağlıklı şekilde yürütmektedir. Türkiye, Avrupa’nın en ucunda yer alan bir ülke olması nedeniyle bizim Doğu’daki komşu ülkelerle de elektrik ticaretimiz var. Gürcistan, Irak, savaştan önce Suriye ve geçmişte yine İran ile elektrik ticaretimiz vardı. Şimdi bu halkaya Azerbaycan da eklendi. Gürcistan üzerinden Türkiye’ye belki ileride Avrupa’ya da enerji, elektrik transferini yapabileceğiz. Zaten o bölgelerden devam eden ve biten projelerimizi dikkate aldığımızda TANAP ve devamında doğal gaz boru hattı TürkAkımı bunlar da yine Avrupa’nın enerji arz güvenliği açısından son derece kritik konular. Belki önümüzdeki günlerde Doğu Akdeniz gazının da Türkiye üzerinden pazarlara ulaşmasıyla alakalı yeni adımlar atılabilir.”
Doğal gaz tarafında devreye aldıkları uluslararası projelerin ne denli hayati olduğunun ortaya çıktığına dikkati çeken Dönmez, “Önümüzdeki yıl kullanıma başlayacağımız Karadeniz gazı, Saros Körfezi’nde inşası devam eden FSRU tesisimiz ve doğal gaz depolama tesislerimizin kapasite arttırma çalışmalarıyla, arz güvenliğimiz çok daha iyi bir noktaya gelecek. Sahip olduğumuz bu altyapı ve kaynaklarla ülkemiz yakın gelecekte Avrupa için referans fiyatın oluşabileceği bir ticaret merkezi konumuna gelecek. Çalışmalarımızı bu vizyon doğrultusunda sürdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.
EPİAŞ ile daha fazla katılımcının yer aldığı bir enerji piyasası meydana getirdiklerine değinen Dönmez, şeffaf, istikrarlı ve rekabetçi bir ortamda elektriğin ve doğal gazın serbest piyasa şartlarında alım ve satımına imkan sağladıklarını bildirdi.
Dönmez, enerji borsalarını bir araya getiren EUROPEX’in gerçekleştirdiği faaliyetlerin, enerji piyasaları için çok kıymetli olduğunu sözlerine ekledi.
EUROPEX Yönetim Kurulu Başkanı Pieter Schuurs, EUROPEX’in başarıda anahtar, borsalar için güçlü bir ses olduğunu söyledi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Mersinli esnafa bu sabahtan başlamak üzere 100 milyon lira daha, yüzde 50 faiz indirimli finansman desteği sağladık.” dedi.
Bakan Bolat, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kültür Merkezi’nde düzenlenen Mersin Ekonomi Zirvesi Sonuç Bildirgesi Toplantısı’nda, Mersin’in bir marka şehir, birlikte gelişmenin ve güçlenmenin de merkezi olduğunu söyledi.
Kentin geçen yıl yüzde 4,6 artışla 10 milyar 1 milyon dolarlık ihracat hacmine sahip olduğunu memnuniyetle gördüklerini belirten Ticaret Bakanı Bolat, bunun yaklaşık yarısının tarım ve işlenmiş gıda ürünlerinden kaynaklandığını ifade etti.
Bakan Bolat, Mersin’in Doğu Akdeniz’in ticaret ve taşımacılık merkezi olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:
“Aslında bu Doğu Akdeniz’i şöyle düşünmek lazım; Afrika 45 dakika uçakla, Mersin’den İskenderiye 45 dakika, yine bütün Orta Doğu çok yakın. Yakında Mersin-Lazkiye feribot seferleri başlıyor, Mersin-Tartus feribot seferlerini başlattık ve Mersin aynı zamanda İpek Yolu’nun geçtiği yer, bütün Güneydoğu Anadolu, Irak ve diğer bölge ülkelerinin Akdeniz’e kavuştuğu yer anlamında çok önemli. Limanıyla, Serbest Bölgesi ve girişimcilik kabiliyetiyle bu alanda üstünlük sağlıyor. İnşallah Mersin’i orta vadede bir Dubai konumunda göreceğiz, bu konuda bütün yatırımlarımız yapılıyor. Irak Kalkınma Yolu bittiğinde, Basra’ya gelen Asya’nın ürünleri, Avrupa’ya geçerken, Irak’tan sonra Güneydoğu yollarımızı izleyip Mersin’den dünyaya, Avrupa’ya açılacak.”
İsrail’le ticaret iddiaları
Mersin’in bir liman şehri olduğu hatırlatan Bakan Bolat, “Türkiye’ye toplam 21 bin Türk gemisi ve yaklaşık 39 bin de yurt dışı bandıralı gemi ithalat ve ihracat amaçlı yük taşıyor, bu yaklaşık 60 bin gemi geliyor demektir, bu aynı zamanda 60 bin gemi çıkıyor demektir. Bizim dış ticaretimiz geçen sene 610 milyar dolardı mal bazında ve 167 milyar dolar da hizmetler ticaretimiz vardı, toplam 775 milyar dolarlık bir dış ticareti yönettik ve bu dış ticaretin, malların yüzde 80’i deniz yoluyla taşındı. Burada da Mersin Limanı Türkiye’de 2’nci sırada ve 8 milyon konteyner getirdi, götürdü.” dedi.
Ticaret Bakanı Bolat, bunu vurgulamasındaki sebebinin, son aylarda zaman zaman Mersin Limanı ile ilgili “İsrail’e giden yük uğruyor, uğramıyor” veya “Şu taşınacak, bu taşınacak” gibi haberlerin dolaştırılması olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu gerçeği görmemiz lazım; biz ‘ateşkes görüşmeleri sonuçlanacak’ beklentisi ve çabalarıyla 6 ay kadar bekledik, bütün dünyadan daha fazla uğraştık, önce kısmi ihracat ambargosu uyguladık 9 Nisan 2024’te başlayarak, 3 hafta sonra 2 Mayıs 2024’ten itibaren de ihracat ve ithalatta tam sınırlamaya geçtik. Hiçbir gümrük işlemi yapılmıyor, Serbest Bölge ticareti de yapılmıyor, net. Zaten olsa bu hemen rakamlara yansır, ortaya çıkar. Dijital dünyada hiçbir şeyi gizlemek mümkün değil. Gazzelilere yapılan soykırım karşısında, o kardeşlerimiz için ne yapsak yetmez ama biz dünyada bunu en çok yapan ülkeyiz, devletiz, hükümetiz.”
Ticaret Bakanı Bolat, uluslararası ticaretin büyük bölümünün gemilerle yapıldığını anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:
“Bir gemi, Uzak Doğu’dan çıktığı zaman Asya’dan, Çin’den, Japonya’dan, diğer ülkelerden ki dünya ticaretinin çoğu oraya kaydı, 8-10 limana uğrar, oralara boşaltma yapar, oralardan boş veya dolu konteyner alır. Hani şehir hatları vapurları gibi, iskelelere uğraya uğraya gelir, yolcu alır, indirir, onlar da yük alır, indirir. Dolayısıyla limanların bu lojistik şirketleri ya da konteynerlerle alakalı süreci çok iyi yönetmesi lazım. Bu açıdan biz 610 milyar dolarlık ihracatımız ve ithalatımız noktasında ki, milli gelirimizin yüzde 40’ını oluşturuyor, biz dikkatliyiz ama uluslararası ticaretimizi de İsrail haricinde sürdürmek zorundayız, halkımıza iş, aş, gelir artışı, satın alma gücü, refah sağlayabilmek için. O nedenle vatandaşlarımız müsterih olsun, İsrail konusunda en az vatandaşlarımız kadar bizler de hassasiyet sahibiyiz, hayatımız bu mücadelelerle geçti ama Uzak Doğu ticaretinin ilk geldiği nokta Mersin. O nedenle bu limanlar arası gemi trafikleri, konteyner trafiklerinde biz dikkatliyiz ama şunu da bilmemiz lazım ki o gemiler bize uğradıktan sonra İsrail’e de gidebilir, bunu engelleyemeyiz. Başka ülkenin şirketine veya şirketlerine öyle bir noktada davranıldığı zaman biz ticaret yapamaz hale geliriz. Dış ticaret, o zaman büyük darbe yiyebilir, o nedenle bu konudaki eleştiriler, protestolar ya da önerilere açığız ancak şunun da bilinmesini istiyoruz; Türkiye’nin de 610 milyar dolar, milli gelirimizin yüzde 40’ını da korumak zorundayız. Bizden İsrail’e bir zerre ticaretin de yapılmasına, İsrail bizim şartlarımıza karşılayana kadar müsaade etmeyeceğiz. Neydi o şartlar? Derhal kalıcı ateşkes, Gazze ve Batı Şeria’ya yardımların, yeniden imarın derhal başlaması şartlarını istiyoruz. Bu noktaya gelindikten sonra zaten uluslararası diplomasiye bakılacak. Bunu da söylemek istedim çünkü Mersin bu konudan çok etkilenen bir bölge.”
Bakan Bolat, kentle ilgili de bilgiler vererek, Mersin’de yapımı devam eden projelerin tamamlanacağını vurguladı.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali
Ticaret Bakanı Bolat, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ülkenin iftihar kaynağı olduğuna dikkati çekerek, şunları ifade etti:
“İnşallah birinci reaktörün yapımının yüzde 90’ı tamamlandı. Aslında geçen sene Cumhuriyet Bayramı’nda hizmete girecekti fakat Alman şirketinin bu Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki yaptırımlar nedeniyle önemli bir ürünü vermemesi nedeniyle alternatif bir ülkeye sipariş verilmek zorunda kalındı. Onun gelmesiyle inşallah bu yıl birinci ünite hizmete alınmış olacak, 4 ünite bittiğinde Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak.”
Mersinli esnaf ve sanatkarlar için bu yılın ilk 5 ayında 1 milyar 800 milyon liralık yüzde 50 faiz sübvansiyonlu, yüzde 25 maliyetli kredi desteği sağladıklarını hatırlatan Bakan Bolat, şunları kaydetti:
“Milletvekillerim buraya gelirken telefon açtılar ve dediler ki ‘Esnafın gerçekten şu anda bir beklentisi var’. Biz de Halk Bankası ile Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği (TESKOMB) ile konuştuk, Mersinli esnafa bu sabahtan başlamak üzere 100 milyon lira daha, yüzde 50 faiz indirimli finansman desteği sağladık. Hayırlı uğurlu olsun.”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, enflasyona ilişkin, “Çok önemli bir afet veya dıştan gelecek büyük bir etki olmazsa yıl sonunda 20’li rakamları konuşuyor olacağız.” dedi.
Ticaret Bakanı Bolat, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kültür Merkezi’nde düzenlenen Mersin Ekonomi Zirvesi Sonuç Bildirgesi Toplantısı’nda, esnafa sağladıkları desteklerle ilgili bilgi verdi, esnafı güçlendirmeye ve geliştirmeye gayret ettiklerini söyledi.
Türkiye’nin büyümesine ilişkin bilgi veren Bakan Bolat, “2002’de 238 milyar dolardan aldığımız milli gelirimizi 2025’in ilk çeyrek sonunda 1 trilyon 371 milyar dolara çıkardık. Bu dolar bazında tam 6 katı artış. Kişi başına milli gelirimizi de 3 bin 600 dolardan 15 bin 971 dolara çıkardık. Dünya Bankası tanımına göre ‘üst gelirli ülkeler ligi’ne yükseldik. İnşallah bunları 20 bin, 25 bin ve 30 bin dolara hep birlikte çıkaracağız.” diye konuştu.
Ticaret Bakanı Bolat, dünyada büyük ticaret, rekabet ve gümrük savaşlarının bulunduğu, Türk ihracatçılarının kıyasıya rekabette olduğunu dile getirerek, “Hükümet ve Ticaret Bakanlığı olarak onlara verebildiğimiz bütün kolaylıkları vermeye çalışıyoruz. İmkan olsa daha fazla destek vereceğiz ama malum deprem yatırımları nedeniyle önemli harcamalar var. Bunlar yakında bitecek. 1 yıla kalmaz depremin yaralarını tamamen sarmış olacağız.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin mal ihracatı ve üretim rakamlarına ilişkin bilgiler veren Bakan Bolat, “Savunma sanayisinde dünyada 11. sıraya yükseldik. 2002’de 250 milyon dolar ihracattan, geçen sene 7 milyar 150 milyon dolara yükseldik. Dron, silahlı İHA üretiminde ve ihracatında dünya birincisiyiz.” dedi.
Endonezya’ya KAAN ihracatı
Bakan Bolat, Endonezya ile 48 adet KAAN beşinci nesil jet savaş uçağının 15 milyar dolar ihracatı konusunda sözleşmenin imzalandığını anımsatarak, bir ay kadar önce de İspanya ile 26 HÜRJET eğitim uçağı ihracatı konusunda niyet mektubu imzalandığını hatırlattı.
Bunların paylaşılması gereken konular olduğunu dile getiren Bakan Bolat, “Bunlar, kim yapmış olursa olsun iftihar etmemiz gereken gelişmeler. Nasıl Mersin çok güzel şekilde siyaset üstü birliktelik gösteriyor. Türkiye olarak siyasette, ekonomide, dış politikada, savunma sanayinde, askeri alandaki başarılarımızla hep birlikte sevinmemiz çok önemli.” diye konuştu.
Enflasyonla mücadele ve deprem bölgesine öncelik verdiklerini anlatan Bakan Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ateş düştüğü yeri yakar. Deprem bölgesinde canlarını, sevdiklerini kaybetmiş insanların acılarını onlar kadar hissetmek bir başkası için çok zor. O nedenle öncelik oradaydı. 105 milyar dolarlık bütçe, ilk plandaki hesaplara göre çıkarılmıştı ve bu bütçeyi ödeyebilecek bir kişi, şirket yok. Öyle bir durum mümkün değil. Kamu bütçesinden ödenecek. 2023 bütçesinin yüzde 40’ydı. 2 yılda yaklaşık 2,6 trilyon lira, 2023-2024’te harcandı ve 202 bin konut, iş yeri, köy evi teslim edildi. Kalanlar da bitmeye yaklaştı. Bu yıl sonuna kadar 453 bin hak sahibine bu iş yeri, evleri ve köy evleri teslim edilmiş olacak. Onların yüzlerindeki mutluluğu gördüğünüzde inanılmaz bir şey.”
Bakan Bolat, Kovid-19 sürecinde ekonomideki gelişmeleri ve esnafa ve çiftçiye verilen destekleri anlattı.
Kovid-19 sürecinden sonra bütün dünyanın ve Türkiye’nin yüksek enflasyon gerçeğiyle karşı karşıya kaldığını belirten Bakan Bolat, şu ifadeleri kullandı:
“Şimdi gelirimiz artarken ya da harcarken güzel ama fiyatlar arttığında, cebimizi yakmaya başlayınca haklı olarak tepki gösteriyoruz. Yüzde 75’e kadar yükselen enflasyon sürecini hamdolsun geçen hafta açıklanan rakamlarla TÜFE’de yüzde 35,5’e gerilettik. Gıdada yüzde 32,5’e gerilettik. Temel mallarda buzdolabı, dayanıklı tüketim, beyaz eşya, elektronik ürünlerde yüzde 20’ye kadar düşürdük. Şunu çok rahat ifade edebilirim; çok önemli bir afet veya dıştan gelecek büyük bir etki olmazsa yıl sonunda 20’li rakamları konuşuyor olacağız.”
“Bakanlık ve hükümet olarak kırmızı çizgimiz ihracatı attırabilmeyi başarmak”
Ticaret Bakanı Bolat, ABD-Çin ve ABD-Avrupa Birliği’nin “birbirine girmesinden, gümrük vergisi savaşlarından, borsaların düşmesinden, dünya büyüme tahminleri ve dünya ticaret hacimlerinin düşmesinden, küresel taleplerde azalma meydana gelmesinden” Türkiye’nin etkilenmemesinin mümkün olmadığını belirtti.
Milli gelirin yüzde 40’ının ihracat ve ithalattan oluştuğunu anımsatan Bakan Bolat, “Çok önemli bir kalem dış ticaret. İhracat demek, 7 harflik bir kelime değil. Yatırım, üretim, istihdam, döviz geliri, dış borçlara ihtiyaç duymamak demek. Bu açısından Bakanlık ve hükümet olarak kırmızı çizgimiz ihracatı bazen hızlı bazen yavaş da olsa attırabilmeyi başarmak. Çünkü son ticaret savaşları nedeniyle birçok ülkenin ihracatları azalmaya başladı.” diye konuştu.
Bakan Bolat, geçen yıl cari açığı 10 milyar dolara kadar düşürdüklerini hatırlatarak, şunları dile getirdi:
“İhracatı arttırmak için bu yıl Türk Eximbank’tan 52 milyar dolar sigorta ve ihracat finansman desteği sağlıyoruz. Keşke daha fazla kaynaklarımız olabilse de ihracatımızı daha fazla arttırabilsek. Hizmetlerde Türkiye lider bir ülke oldu. 115 milyar dolar hizmet ihracatı yaptık. 61 milyar dolar turizm, 40 milyar dolar taşımacılık, 3 milyar dolar sağlık, 3 milyar dolar eğitim ve 5 milyar dolar yazılım ihracatlarıyla para kazandık. Dizi ve filmlerimiz, dünyada günde 800 milyon kişi tarafından izleniyor. Onlar da 600 milyon dolar ihracat geliri sağlıyorlar.”
Ticaret Bakanı Bolat, geçen ay serbest bölgelerde ihracat rekor kırdıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Serbest bölgelerden aylık 1 milyar 180 milyon dolar ihracat yaptık ve Mersin Serbest Bölgesi ikinci oldu. Serbest bölgeden serbest bölgeye satış yapanlara vergi muafiyetiyle ilgili düzenleme Meclis’imiz tarafından umut ediyoruz çok yakında çıkarılacak. Tarladaki ürünün çiftçimizden tüketiciye daha makul fiyatlarda ulaşması ve enflasyonla mücadeleye de katkı yapması açısından, çiftçimizin daha iyi kazanması ve tüketicimizin de daha az bedel ödemesi anlamında çalışma da devam ediyor.”
“Terörsüz Türkiye” hedefinin ülkeye lig atlatacağının altını çizen Bakan Bolat, “40 yılda 2 trilyon dolara yakın tüketilen kaynaklar bundan sonra yatırıma, üretime harcanacak. Güneydoğu vilayetlerimize gittiğimizde çiçeklerin açtığını, yapılan yatırımlar sayesinde şehirlerin daha güzelleştiğini görüyoruz. Bu noktada Türkiye’miz, Türkiye Yüzyılı’nda, ‘Terörsüz Türkiye’yle daha da iyi olacak.” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi, zirve kapsamında kurulan stantları gezdi.
Koç Holding’in kurucusu merhum Vehbi Koç’un anısına, Türkiye Jokey Kulübü tarafından bu yıl 30’uncusu düzenlenen Vehbi Koç Kupası Koşusu’nun kazananı belli oldu. 2025 yılı Vehbi Koç Kupası Koşusu’nu, jokeyi Özcan Yıldırım ile yarışta yer alan, Vehbi Hakan Keleş’in sahibi olduğu Charabanc isimli safkan 1.33.95’lik dereceyle birinci sırada tamamladı.
İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda 11 Haziran’da gerçekleştirilen 30’uncu Vehbi Koç Kupası Koşusu’nun ardından Şeref Tribünü’nde düzenlenen kupa töreninde, Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç kupayı kazanan atın sahibi Türkiye Jokey Kulübü Asli Üyesi Vehbi Hakan Keleş’e takdim etti. Törende ayrıca, Türkiye Jokey Kulübü Başkanı Serdal Adalı günün anısına Rahmi M. Koç’a hediye takdiminde bulundu.
Koşuyu, Rahmi M. Koç’un yanı sıra Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Türkiye Jokey Kulübü Başkanı Serdal Adalı, Türkiye Jokey Kulübü Genel Saymanı Adil Mert Kaya ve Yönetim Kurulu Üyeleri S. Selman Taşbek, Mehmet Kerem Alkan ve Kemal Arif Turan ile Koç Topluluğu yöneticileri şeref tribününden takip etti.
Çim pistte 1600 metre mesafede düzenlenen yarışa, 3 ve yukarı yaşlı 12 safkan İngiliz atı katıldı. Koşuda, jokey Mehmet Salih Çelik’in bindiği Riyakâr ikinci olurken, Akın Sözen idaresindeki Native Ability üçüncülüğü, Gökhan Kocakaya ile start alan Subutai dördüncülüğü ve Hışman Çizik ile mücadele eden Thomas Shelby ise beşinciliği elde etti.
Vehbi Koç Kupası Koşusu, 1961 yılında Türkiye Jokey Kulübü Başkanlığı’nı üstlenen Vehbi Koç’un anısını yaşatmak üzere 1996 yılından bu yana düzenleniyor.
BAKAN TUNÇ: ÖNGÖRÜLEBİLİR, GECİKMEYEN BİR ADALET SİSTEMİ VİZYONUYLA ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç başkanlığında Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) yeni üyeleri Anıtkabir’i ziyaret etti ve ilk Genel Kurul toplantısını gerçekleştirdi. Bakan Yılmaz Tunç, “Hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir, gecikmeyen bir adalet sistemi vizyonuyla başta HSK olmak üzere yargı teşkilatımızla yoğun bir çalışma bizleri bekliyor.” dedi.
Bakan Yılmaz Tunç ve göreve yeni başlayan HSK üyeleri, Aslanlı Yol’dan yürüyerek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine geldi. Bakan Yılmaz Tunç, mozoleye çelenk bırakırken dua okudu. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından beraberindekilerle Misak-ı Milli Kulesi’ne geçen Bakan Tunç, Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı:
“Aziz Atatürk, Cumhuriyetimizin teminatı olan hukuk devleti ilkesine bağlılıkla yargı bağımsızlığı ve hakimlik-savcılık güvencesini esas alan bir anlayışla görev üstlenen Hakimler ve Savcılar Kurulunun yeni üyeleri olarak huzurunuzdayız. Kurduğunuz Cumhuriyetin en temel dayanaklarından biri olan adaletin, her bireyin hakkını eşitlik ve tarafsızlık temelinde koruyan bir sistemle tecelli etmesi için büyük bir sorumluluk taşıdığımızın bilincindeyiz. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığından asla ödün vermeden, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da adalet hizmetlerinin daha etkin hale gelmesi için Türkiye Yüzyılı’nı adaletin yüzyılı yapmak hedefiyle azim ve kararlılıkla çalışacağız.
Planlı bir reform stratejisi içerisinde insan kaynağından fiziki ve teknolojik altyapıya, mevzuattan uygulamaya kadar her alanda gelişmeye devam eden yargı sistemimizi hukukun üstünlüğü ilkesinden ayrılmadan daha erişilebilir ve daha güvenilir yapmanın gayretiyle çalışmaya devam edeceğiz. Milletimizin vicdanında karşılık bulan adalet anlayışını yaşatmak ve emanet ettiğiniz Cumhuriyetimizin yüksek değerlerini daha da yüceltmek azmimizi bir kez daha aziz hatıranız önünde saygıyla ifade ediyoruz. Ruhunuz şad olsun.”
HSK YENİ ÜYELERİYLE İLK TOPLANTISINI YAPTI
Adalet Bakanı ve HSK Başkanı Yılmaz Tunç, HSK’ye yeni atanan üyelerin de katıldığı ilk Genel Kurul toplantısına başkanlık yaptı.
HSK binasında yapılan toplantının açılışında konuşan Bakan Tunç, HSK’ye seçilen yeni üyelerin, yargı camiasına ve adaletin tecelli etmesine büyük katkılar sunacağına yürekten inandığını söyledi.
HSK’nin yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının teminatı olan bir anayasal kuruluş olduğunu kaydeden Bakan Yılmaz Tunç, Kurulun bu noktadaki öneminin yadsınamaz olduğunu belirtti.
Türkiye’nin son 23 yılda her alanda olduğu gibi yargı alanında da önemli ilerlemeler sağladığına dikkati çeken Bakan Tunç, “Bu süre içerisinde özellikle mevzuatımızın, kanunlarımızın vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yenilenmesi anlamında TBMM’de yoğun çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Temel kanunlarımızın tamamı vatandaşlarımızın ihtiyacına uygun hale getirilerek yenilenmiştir. Yargının fiziki kapasitesi küçümsenmeyecek derecede artırılmıştır.” diye konuştu.
Vatandaşların adalete olan güvenini daha da artırmak için çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini ifade eden Adalet Bakanı Tunç, “Bu anlamda yeni dönemde de yapacağımız çok önemli çalışmalar var. Son 20 yılda ülkemiz planlı bir yargı reformu stratejisi ile çalışmalarını bugünlere getirmiştir. Çok sayıda Yargı Reformu Strateji Belgesi kamuoyuyla paylaşılmış ve bu kapsamda da mevzuat düzenlemesi ve uygulamalar hayata geçirilmiştir.” dedi.
Bakan Tunç, 23 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde önemli hedefler olduğunu vurgulayarak, “Bu hedefleri önümüzdeki 5 yıllık süre içerisinde uygulama planı dahilinde hayata geçirerek özellikle hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir, gecikmeyen bir adalet sistemi vizyonuyla başta HSK olmak üzere yargı teşkilatımızla yoğun bir çalışma bizleri bekliyor.” değerlendirmesini yaptı.
Belgenin ilk yargı paketinin bayram öncesi yasalaştığını anımsatan Bakan Yılmaz Tunç, “Ceza adalet sistemini daha etkin hale getirmeye yönelik başka hazırlıklar da var. Özellikle hukuk yargılamalarıyla ilgili süreçleri hızlandırmaya, daha adil bir sonuca varabilmek için yapılacak çalışmalar var.” dedi.
Yeni Kurulun görev yapacağı 4 yıllık süre içerisinde, “Türkiye Yüzyılı’nı adaletin yüzyılı” yapma hedefi doğrultusunda önemli çalışmalara imza atacaklarına inandığını dile getiren Bakan Tunç, şunları kaydetti:
“Daha güvenilir bir adalet sistemi noktasındaki bugüne kadar sürdürdüğümüz kararlı tutumdan hiç vazgeçmeden yeni dönemde de çok önemli çalışmalara imza atacağımızı belirtmek istiyorum. Her birinize hayırlı olsun dileklerimi iletiyorum. İnşallah, çok güzel çalışmalara hep beraber el birliğiyle imza atacağımızı ve milletimizin güvenine layık olmak için yoğun bir çaba göstereceğimizi ifade etmek istiyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.