Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, TCDD Behiç Erkin Toplantı Salonu’nda düzenlenen “Omuz Omuza 165 Yıl Demiryolu İşçi Buluşması” Programına katıldı.
Demiryollarının 165. yıldönümünü kutlamanın heyecan verici olduğunu söyleyen Bakan Bilgin, “Bir demiryolcu olarak 165. yılınızı kutluyorum Ben Genel Müdür olduğum zaman Türkiye’de hızlı demiryolundan çok söz edilmişti ama hızlı tren mevzusu her söylendiğinde insanlar gülümsüyordu böyle bir şey mümkün olmaz diye. O günlerde demiryolunu ıslah etmeye yönelik bir proje vardı. Dönemin bakanını ikna ettim, bu projeyi hızlı tren projesine çevirebiliriz dedik. Fakat bütün mevzuat demiryolunda belli alanlarda çift hat yapalım, yolu rahatlatalım diye bir hazırlık vardı. Biz bunu hızlı tren projesine dönüştürdük ve ben bir basın toplantısıyla hızlı tren projesini tanıttım. Hızlı Tren Projesi’nin gerçekleşmesi için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan demiryollarına büyük bir destek verdi, kaynak aktardı ve hızlı tren şimdi Türkiye’nin her yerine gidecek aşamaya geldi bu bizim için gurur meselesidir.” ifadesini kullandı.
“Demiryolları Sanayi Çağının Lokomotifidir”
Bazı düzenlemelerle Ankara-İstanbul arası hızlı trenin yaklaşık 3 saatte İstanbul’da olacağını belirten Bilgin, “Bu hayalin gerçekleşmesini 20 yıl içinde görmek heyecan verici. Gazi Üniversitesi’nde çalışırken bu sektörle ilgilenmemin sebebi şuydu: Türkiye neden sanayileşmede gecikti? Bunu araştırırken demiryollarının önemini gördüm. Türkiye’de demiryolları ile ilgili 10 tane kitap varsa 5 tanesinde benim imzam vardır. Çeşitli tezlerde demiryolları ile kalkınma arasındaki ilişkiyi tartıştım. Demiryolları sanayi çağının taşıyıcısıdır, lokomotifidir. Demiryolu olmadan Sanayi Devrimi gerçekleşemez, bizdeki gecikmenin en önemli sebeplerinden birisi budur. Son 20 yılda yaklaşık 20 milyar dolar civarında kaynak aktarıldı demiryollarına, bu kaynağın Türkiye’nin kalkınmasının itici gücü olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de karalama edebiyatı ve negatif propaganda yapanların her dönemde var olduğuna dikkat çeken Bilgin şöyle devam etti: “Bunlar Türkiye’nin gücüne, Türk insanının yaratıcılığına, enerjisine ve potansiyeline inanmayanlardır. Türkiye artık Behiç Bey’in başlattığı dönemdeki heyecanı, yüksek hızlı trenlerle devam ettiriyor. Kalkınmamızın arkasındaki en önemli kaynaklardan birisi budur. Demiryolu Endüstrisi aslında sanayileşmenin de kaynağını oluşturur, oradan mühendislik üretir, otomotiv endüstrisinin unsurları demiryolları fabrikalarından doğmuştur. Türkiye’nin kalkınma yüzü demiryollarından geçer ve Türkiye bu yola gecikmiş de olsa girmiştir, bu yolda hızla ilerlemektedir. Türkiye’nin başarılarına sadece politik olarak bakmamak lazım, bunu Türkiye’nin ilerleme meselesi olarak görmek lazım, bu Türkiye’nin başarısıdır. Hep negatif bakalım, her şey kötü gidiyor anlayışı problemli bir anlayıştır. Özgüvenimizi yüksek tutalım, Türkiye başarabilir, Türkiye 100 milyar doları geçen bir ihracat gerçekleştiriyorsa yerli ve milli otomobil sahneye çıktığı zaman geride kaldığımız aşamaları hızla geçmenin gururunu yaşamamız gerekiyor. Ben bu yoldaki ilerlemelerin özgüvenimizi arttırması gerektiğini düşünüyorum.”
“Türkiye, Bu Yılın Sonunda İnşallah Yüzde 10 Civarında Büyüyecek”
Uluslararası kuruluşların Türkiye’ye karşı yürütülen projenin bir parçası olarak negatif açıklamalarda bulunduklarını hatırlatan Bilgin, “Hepsi pişman oldular, çok geçmeden açıkladıkları beklenti rakamlarını değiştirdiler. Akdeniz’de, Libya’da, Suriye’de ve bütün bu coğrafyada Türkiye’ye karşı bir proje var. Uluslararası güçleri de bir miktar anlamaya çalışalım, uzun yıllar kontrol altında tuttukları ülke kontrolden çıkıyor, onlar da şaşırıyorlar. Türkiye’ye yönelik operasyonlar, acaba tekrar kontrol altına alabilir miyiz çabalarıdır. Bu yılın sonunda inşallah Türkiye yüzde 10 civarında büyüyecek. Bunu tesadüfen söylemiyorum Türkiye’nin büyümesini analiz ederek, büyümenin hangi sektörlerde nasıl gerçekleştiğini, buradaki yerli katma değerin, emeğin yaptığı değeri ölçerek Türkiye’deki negatif düşünenlerin ön yargılarından kurtulması gerek” diye konuştu.
“İmzaladığımız Toplu İş Sözleşmeleriyle Üretim İvmesini Hızlandıracak, Ülkemizin Daha Güçlü Yarınlara Ulaşmasına Vesile Olacağız”
Programda konuşan Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ise “Demiryollarımız, bu ülkenin ve bu toprakların ekonomik ve sosyal hayatının ötesinde stratejik bir öneme sahiptir. Pandeminin etkilerinin en ağır hissedildiği 2020 yılında birçok gelişmiş ülke ekonomik olarak küçülme yaşarken ekonomimiz yüzde 1.8’lik büyüme ile yükseliş trendini sürdürdü. Bu yılın ilk çeyreğinde de elde ettiğimiz yüzde 7.2’lik büyüme oranıyla geçen sene yakaladığımız ivmeyi devam ettirdik. Ekonomimiz 2021’in ikinci çeyreğinde yüzde 21.7’lik büyüyerek dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ekonomisi oldu. İstikrarlı büyümeyi yılsonuna kadar da devam ettireceğiz. Ekonomimizdeki bu büyümeyi ülke genelindeki güçlü ve istikrarlı yönetim, işleyen bir ekonomi, dinamik üretim sistemine borçluyuz. Sizlerin emek ve gayretleriyle hep birlikte bu sıkıntılı süreçten çıkıyoruz. İmzaladığımız toplu iş sözleşmeleriyle de üretim ivmesini hızlandıracak, ülkemizi daha güçlü yarınlara ulaşmasına vesile olacağız. Hedeflerimizi hayata geçirirken, ülkemizin bütünsel kalkınmasına destek olurken bizim için en önemli husus bu uğurda alın teri döken sizlersiniz. Bu açıdan imzalanan toplu iş sözleşmelerinde sizin emek ve alın terinizin korunması için tüm taraflar iyi niyet ve samimiyet göstererek büyük bir gayret sergilediler. Birinci yıl için ilk 6 ayda yüzde 12, ikinci 6 ay için yüzde 5, ikinci yıl ilk ve ikinci 6 aylar için de yüzde 5 oranında zamlarla birlikte enflasyon farkları da dikkate alınacaktır. Böylece işçi kardeşlerimizi enflasyon karşısında korumaya devam edeceğiz. Toplu iş sözleşmesinin de hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
“Kovid Döneminde Çarkların Dönmesinin En Büyük Sebebi Çalışanlarımız”
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay da “Yarım asır evvel ben bu kuruma girdim. Rahmetli annem demiryollarının imtihanına götürdü, hepimiz bu kurumdan ekmek yedik. Vedat Bey ile Genel Müdürken birlikte çalışma imkanım oldu. Vedat Bey, 18 sene sonra şimdi Türkiye Cumhuriyeti’nin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı oldu. Çizgi tuttuğu zaman bir problem yok. İşçi, memur ayırmadım hiçbir zaman, biz aynı gemideyiz işçi de memur da, biz aynı ideal için çalışıyoruz bu kurum, bu ülke daha iyi noktaya gelsin diye çalışıyoruz. Kovid döneminde başta sağlık çalışanlarına teşekkür etmek lazım ama çarklar dönüyorsa da bunun en büyük sebebi çalışanlarımız. O zor dönemde omuz omuza bu çarkları bizim çalışanlarımız döndürdü. Bundan sonra da bu ülke için keyifle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Konuşmaların ardından bakanlara çiçek takdim edilerek aile fotoğrafı çekildi.
Düzenlenen programa TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürü Hasan Pezük, TCDD Genel Müdür Yardımcısı Metin Akbaş, TÜRASAŞ Genel Müdürü Mustafa Metin Yazar ve demiryolu işçileri de katıldı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in 4 gün önce Ankara’daki buluşmalarında iki ülke arasındaki ticaret hacminin 60 milyar dolar seviyesini bakanlara ve iş dünyasına hedef olarak gösterdiğini belirterek, “Türkiye ve Almanya’nın değerli iş insanları bu hedefi inşallah birkaç yıl içinde mutlaka başaracaklardır.” dedi.
olat, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odasının (TD-IHK- TATSO) Berlin’de düzenlenen 20. Yıl Dönümü Galası’na katıldı
TATSO’nun Almanya ve Türkiye arasında ticaret ve yatırımların gelişmesi için 20 yıldır çalışmalar yapan güzide bir kuruluş olduğunu vurgulayan Bolat, TATSO kurucularına ve yöneticilerine bu katkılarından dolayı teşekkür etti.
Dünyanın son 4 yıldır Kovid-19, Ukrayna-Rusya Savaşı ve bunun doğurduğu gıda ve enerji krizleri gibi çok çalkantılı bir süreçten geçtiğini dile getiren Bolat, geçen yıl küresel ekonomide yüzde 3,1’lik bir vasat ortalama büyüme görüldüğünü belirtti.
Bolat, 2023’te Türkiye ekonomisinde yatırım, üretim, istihdam ve ihracat artmaya devam ettiğini vurgulayarak, geçen yıl Türkiye’nin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’sının (GSYH) yüzde 4,5’lik büyüdüğünü kaydetti
Türkiye’nin ihracatının son 20 yılda 7 kat artarak 36 milyar dolardan 2023 yılında 255,5 milyar dolara ulaştığını anlatan Bolat, aynı dönemde milli gelirin de 5 kat artarak 230 milyar dolardan 1 trilyon 118 milyar dolara yükseltildiğini söyledi.
Bolat, “Kişi başına geliri de 13 bin 110 dolara geçen yıl itibarıyla yükselttik.” diyerek, bütün bunların dünya ekonomisinin içinde bulunduğu sıkıntılar ve jeopolitik gerilimler gibi krizlerin ortasında gerçekleştirildiğini vurguladı.
Türkiye’nin turizm, yazılım ve sağlık gibi hizmet ihracatını da aynı 20 yılda yaklaşık yedi kat artarak 2002 yılındaki 14,5 milyar dolardan geçen yıl 100 milyar dolara yükselttiğini anlatan Bolat, Türkiye’nin dünya mal ihracatındaki payının da yüzde 0,50’den yüzde 0,80’e ulaştığını ifade etti.
60 milyar dolarlık ticaret hacmi
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Türkiye demir çelikte dünya sekizincisi, makinede dünya on altıncısı, seramikte dünya yedincisi, tekstil ve giyimde dünya yedincisi, müteahhitlikte dünya ikincisi, otomotiv sektöründe dünya on üçüncüsü, turizmde dünya dördüncüsü olma başarılarını bu son 20 yılda Allah’a şükür gösterdik. Avrupa’da beyaz eşya ve elektronik sektörde bir numaralı tedarikçi olmayı başardık. Bunları yaparken özellikle başta Almanya olmak üzere uluslararası yatırımcılardan çok büyük destek ve katkılar aldık. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.
Bolat, Türkiye ve Almanya arasındaki ikili yatırımlara da değinerek “Eminim Almanya için de Türkiye ile yıllık 50 milyar dolarlık bir ticaret ilişkisinin olması Alman ekonomisi için de önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in 4 gün önce Ankara’daki buluşmalarında ticaret hacminin 60 milyar dolar seviyesini bakanlara ve iş dünyasına hedef olarak gösterdiğini belirten Bolat, “Türkiye ve Almanya’nın değerli iş insanları bu hedefi inşallah birkaç yıl içinde mutlaka başaracaklardır.” dedi.
Alman şirketlerinin Türkiye’de 8 bin 41 yerel şirket kurup yatırım yaptığını belirten Bolat, şöyle devam etti.
“Türkiye son 20 yılda 260 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım aldı. Bunun içinde Almanya’nın payı 25 milyar dolar. Yani toplamın yüzde 8,5’u. Bu inşallah önümüzdeki dönemde daha da artacak. Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası da bu noktada aramızdaki en önemli köprüyü oluşturmaktadır. Sadece geçen yıl 687 milyon dolarlık Alman doğrudan yatırımı ülkemize geldi.”
Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği’nin güncellenmesi
Bolat, 1961’den beri Almanya’da oturan ve çalışan Türk vatandaşlarının “sosyal bağla” iki ülke arasındaki en önemli bağı oluşturduklarını dile getirerek, bunların Almanya’da kurdukları işletmelerle 500 bin istihdam sağlayarak Alman ekonomisine önemli bir katkı sunduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Alman başbakan ve cumhurbaşkanlarıyla kurduğu yapıcı ve yakın diyalog ile Almanya ile Türkiye arasında siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal alanda iyi ilişkilerin olmasını sağladığını vurgulayan Bolat, kendisinin de iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirmek için son 5 ay içinde Almanya’yı 3 kez ziyaret ettiğini hatırlattı.
Bolat, Almanya’nın Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile olan 65 yıllık münasebetinde çok kilit bir rol oynadığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği’nin 28 yıldır yürürlükte ve başarıyla uygulanmakta. Her iki tarafa da çok önemli artılar kazandırmıştır. Türkiye ekonomisinin, Türk sanayinin ve Türk hizmetler sektörünün ve Türk tarımının rekabet gücünün artmasında büyük rol oynamıştır. İki taraf arasında geçen yıl itibarıyla tam 211 milyar dolarlık bir ticaret hacmi gerçekleşmişti. Bu ticarette 104,5 milyar dolar Türkiye’nin AB’ye ihracatı ve 105,5 milyar dolar da AB’nin Türkiye’ye ihracatıdır. Almanya’da AB ülkeleri içinde en çok ihracat yapan birinci ülkedir. AB Türkiye’nin en önemli ticaret ortağıdır.”
Gümrük Birliği’nin 28 yıldır uygulama sürecinde bazı sıkıntıların ortaya çıktığını dile getiren Bolat, “Özellikle AB üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları yaparken bizim masada olmamamız bizi ekonomik alanda dezavantajlı duruma düşürmekte. Bunun yanında anlaşmaların gereği olarak uzun süre olması gereken Türkiye vatandaşlarının serbest dolaşımı maalesef bugüne kadar gerçekleşmedi. Schengen vizesi noktasında da son birkaç yıldır çok ciddi sıkıntılar çekilmekte. Randevu almak için dahi iki, üç ayı süren bekleme süreleri. İş insanlarına bir haftalık, bir aylık ve bir fuar sürecince çok kısa vize süreleri bizler açısından önemli sıkıntılar oluşturmakta. Gümrük Birliği malların serbest dolaşımını öngörüyor ama o malların gideceği kamyonlar gitmekte zorlanıyor. Niye? Ülkeler arasında taşıma kotaları var. Veya o kamyonları kullanacak şoförler vize alamıyorlar.” diye konuştu.
Almanya’dan beklenti
Bolat, Almanya’nın Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği’nin yenilenmesi konusunda önemli rol oynayabileceğine işaret ederek, “Alman dostlarımızdan, Alman hükümetinden ve Alman iş dünyasından beklentimiz, Türkiye ile AB arasında 28 yılı bulan bu Gümrük Birliği rejiminin inşallah aksaklıklarının çözülmesi, hizmet sektörünün ve yatırımların kapsamı altına alınması, Gümrük Birliği’nin modernleşmesi müzakerelerin bir an önce başlatılması.” dedi.
Yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümün Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde en önemli konular olduğunu vurgulayan Bolat, Türk iş dünyasını bu dönüşümlere hazırlamak için paydaşlarla hızlı bir şekilde çalıştıklarını anlattı.
Konuşmasının ardından kendisine Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) sertifikası verilen Bakan Bolat, kızının da 4 yaşında lösemi geçirdiğini ancak bunu atlattığını belirtti.
Bakan Bolat, “Allah’a çok şükür kızım hayatta. Çok zor zamanlar geçirdik. Tüm hastalara acil şifalar diliyorum.” dedi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.