Türk İş Dünyası - 2008

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ramazan ayı boyunca uyguladığımız tedbirler sayesinde salgını yeniden büyük ölçüde kontrol altına aldık

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı ardından yaptığı açıklamada, “İnsanımızın sağlığını her şeyin önüne koymak, milletimizin bize verdiği sorumluluğun en başta gelen şartıdır. Ramazan ayı boyunca uyguladığımız kısmi ve tam kapanma tedbirleri sayesinde hamdolsun salgını yeniden büyük ölçüde kontrol altına aldık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

“SALGINA KARŞI VERDİĞİMİZ MÜCADELENİN TEK AMACI 84 MİLYON İNSANIMIZIN HER BİRİNİN SAĞLIĞINI KORUMAKTIR”

Toplantıda ele alınan konulara dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Milletimin ve tüm İslam âleminin geride bıraktığımız Ramazan Bayramı’nı bir kez daha tebrik ediyorum. Rabbimden bizleri başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan nice Ramazan-ı Şeriflere ulaştırmasını niyaz ediyorum. Vatandaşlarımın her birinin bayramı sağlık, afiyet ve huzur içinde geçirdiğini ümit ediyorum.

Salgın sebebiyle gönlümüzce bir bayram idrak edemediğimiz açıktır. Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizi de âdeta esir alan salgın musibetine karşı verdiğimiz mücadelenin tek amacı; 84 milyon insanımızın her birinin sağlığını korumak, geleceği güvence altına almaktır. Vefat sayısının 45 bine dayandığı, on binlerce insanımızın yoğun bakımlarda sıkıntılı günler geçirdiği, yüz binlerce insanımızın hastanelerde tedavi gördüğü 5 milyon 100 bini insanımızın bu illete maruz kaldığı bir ortamda başka türlü hareket edebilmemiz mümkün değildir. İnsanımızın sağlığını her şeyin önüne koymak, milletimizin bize verdiği sorumluluğun en başta gelen şartıdır. Ramazan ayı boyunca uyguladığımız kısmi ve tam kapanma tedbirleri sayesinde hamdolsun salgını yeniden büyük ölçüde kontrol altına aldık. Kademeli normalleşme takviminin ilk etabını oluşturan Mayıs ayının kalan günleriyle ilgili uygulama esaslarını İçişleri Bakanlığımız kamuoyuna duyurdu.

Buna göre sokağa çıkma kısıtlamasını hafta içi saat 21.00 ile sabah 05.00 saatleri arasında sürdüreceğiz. Hafta sonları ise Mayıs ayı sonuna kadar sokağa çıkma kısıtlaması devam edecek. Şehirlerarası seyahatler sokağa çıkma kısıtlaması olmayan saatlerde serbestçe yapılabilecek, diğer saatlerdeki yine izne tabi olacaktır. Anaokulları ve kreşler açılacak, diğer eğitim-öğretim kademeleriyle ilgili süreç daha sonra belirlenecektir.

“SALGININ ÜSTESİNDEN ANCAK HEP BİRLİKTE HAREKET EDERSEK GELEBİLİRİZ”

Ayrıntıları yayınlanan genelgede yer alan bu hususların “TMM” diye ifade ettiğimiz temizlik, maske ve mesafe kurallarına uygun şekilde hayata geçirilmesini istiyoruz. Kabine Toplantımızda 1 Haziran’dan itibaren başlayacak kademeli normalleşme takviminin ikinci etabını da ayrıntılı şekilde görüştük, istişare ettik. Önümüzdeki günlerde gelişmelere göre bu konudaki uygulama esaslarını milletimizle paylaşacağız.

Ay sonuna kadar olan süreçte vaka sayılarını daha da aşağılara çekmek için milletimizin kademeli normalleşme döneminin tedbirlerine hassasiyetle uyumunu özellikle rica ediyorum.

Aşı faaliyetlerine tedarik programının el verdiği ölçüde hız veriyoruz. Öğretmenler başta olmak üzere riskli grupların tamamının bir an önce aşılanmasını sağlamaya çalışıyoruz. Unutmayınız, salgının üstesinden ancak hep birlikte hareket edersek gelebiliriz. Belirlenen tedbirler, hayata geçirilen uygulamalar insanlarımıza eziyet olsun diye değil bu sancılı, sıkıntılı, maliyetli dönemi bir an önce geride bırakmak için milletimizin önüne konmaktadır. Bu konuda zamanında ve etkin tedbirleri almayan ülkelerin daha sonra nasıl ağır bedeller ödediğini sizler de görüyorsunuz. Türkiye böyle bir bedel ödemeden süreci yönetebildiyse bunu vakitlice aldığımız tedbirlere ve milletimizin ortaya koyduğu dirayete borçluyuz.

“BUNDAN SONRA ESKİSİ KADAR KAPSAMLI VE KISITLAYICI TEDBİRLERE İHTİYAÇ OLMAYACAĞINI ÜMİT EDİYORUZ”

Salgının süresi uzadıkça tahammüllerin azaldığını, sabırların tükendiğini biliyoruz. İnşallah en zorunu geride bıraktık. Bundan sonra eskisi kadar kapsamlı ve kısıtlayıcı tedbirlere ihtiyaç olmayacağını ümit ediyoruz. Ama bir müddet daha dikkatli ve ihtiyatlı gitmek mecburiyetinde olduğumuzu da kabul etmek mecburiyetindeyiz. Bu vesileyle salgının başından beri gösterdikleri gayret için sağlık çalışanlarımıza mülki idare, Emniyet ve Jandarma teşkilatlarımıza, vefa gruplarımızda görev alan kamu personeline, süreçte görev alan herkese şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Devlet ve hükûmet olarak salgın döneminde ortaya koyduğumuz samimi ve fedakâr gayretin şahidi, bizatihi milletimizin ta kendisidir. Bununla birlikte salgın artıp vaka ve vefat sayıları yükseldiğinde niye tedbir almıyorsunuz diye ortalığı velveleye verirken, tedbirler uygulanırken niye insanların hayatını bu kadar sınırlıyorsunuz edasıyla ortaya çıkanlar olduğunu da görüyoruz.

Bu zihniyetin yaptığı her şeyden önce insanımızın sağlığına, canına, hayatına, geleceğine, salgınla mücadelede görev üstlenen herkese saygısızlıktır. Hiçbir sorumluluk üstlenmeyip, elini asla taşın altına koymayıp, sadece klavye ve ekran silahşörlüğü ile ortada gezenlerin asıl niyetlerinin ve hesaplarının farkındayız. Bunun için de biz sadece milletimize bakıyoruz.

Sadece milletimizin hakkını, hukukunu, sağlığını, aşını, işini korumanın mücadelesini veriyoruz. Gerisi lafügüzaftır. Gerisi teneke gürültüsüdür, gerisi kifayetsiz muhterislerin salgından çıkar devşirme gayretidir. Hamdolsun milletimiz de bizim ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, neyi amaçladığımızı gayet iyi biliyor.

Buradan bir kez daha salgının başladığı günden bu yana yaptığı fedakârlıklar için milletimin her bir ferdine en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bugünleri geride bıraktığımızda inşallah her şeyin çok daha güzel olacağı bir geleceğin bizi beklediğini göreceğiz.

“SALGIN DÖNEMİNDE DÜNYADA BÜYÜMEYE DEVAM EDEBİLEN NADİR EKONOMİLERDEN BİRİ OLDUK”

Aziz milletim; attığımız her adımda insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla insanımızın hem sağlığını hem de işini ve aşını korumanın mücadelesini verdik. Salgınla mücadele ederken sağlık ve güvenlik hizmetlerinde olduğu gibi sanayi ve tarım üretiminde, lojistikte, ihracatta en küçük bir aksamaya yol açmamak için de çalıştık. Bu sayede salgın döneminde dünyada büyümeye devam edebilen nadir ekonomilerden biri olduk. Kısıtlamalardan etkilenen sektörlere maaş, kira ve gelir desteği, vergi ve prim ödemeleri, hatta ötelemelerini de yaptık. Vergi ve primle ilgili attığımız bu adımların yanında kredi kolaylıkları ve taksit ertelemeleri gibi her türlü kolaylığı gösterdik.

Ülkemizin önemli istihdam ve gelir kaynaklarından olan turizm sektörümüzü ayakta tutmak için ayrıca çalıştık, çabaladık. Her kesimden ihtiyaç sahibi vatandaşımıza çeşitli kalemlerde hibe ödemeleri yaptık. Sadece merkezi yönetim bütçesinden yaptığımız harcamalar şimdiden 79 milyar liraya ulaştı. Bu rakam yılsonunda 104 milyar lirayı bulacak. Bu çerçevede ilaç, tıbbi malzeme, sağlık personeline ek ödeme, tarım üreticilerine sübvansiyonlu kredi desteği temin ettik.

“SALGININ BAŞLADIĞI GÜNDEN BU YANA TOPLAMDA 661 MİLYAR LİRALIK BİR KAYNAĞI İNSANIMIZIN EMRİNE VERDİK”

Şimdi bir başka müjdeye daha geliyorum. Yaklaşık 645 bin emeklimizin maaşını bin 500 liraya çıkardık. Tabii bu süreç içerisinde dezenformasyon yapmıyorlar mı? Bazı konvansiyonel medyada, görsel medyada bu tür maalesef dezenformasyon yapanları da görüyoruz. Bunlarda haya, edep, böyle bir şey söz konusu değil. Bakın ben rakam veriyorum.

Esnafımıza verdiğimiz ciro ve kira desteğinden 1 milyon 200 bin vatandaşımız yararlandı. Vergi indirimleriyle, yani devletin 26 milyar lirayı bulan alacağından vazgeçerek pek çok sektöre destek olduk. Kısa çalışma ödeneğinden 3 milyon 768 bin, işsizlik ödeneğinden 1 milyonun üzerinde, nakdi ücret desteğinden de 2 milyon 806 bin vatandaşımız faydalanmıştır. Bu desteklerin tutarı şimdiden 55 milyar lirayı bulmuştur. Haziran sonu itibariyle de 67 milyar liraya ulaşacaktır. Sosyal destek programlarıyla 5 milyonun üzerinde haneye çeşitli defalar doğrudan nakit yardımı yaptık. Merkezi yönetim bütçesiyle birlikte tüm bu nakdi ödemelerin tutarı şimdiden –bu rakama lütfen dikkat edin- 134 milyar lira olarak gerçekleşirken, bu rakam Haziran sonu da 181 milyar lirayı bulacaktır.

Bankacılık sektörümüzün esnaflarımıza, KOBİ’lerimize, ihracatçılarımıza ve vatandaşlarımıza verdikleri kredileri Kredi Garanti Fonu vasıtasıyla kolaylaştırdık. Bugüne kadar 400 bine yakın firmanın, 8 milyon vatandaşımızın ve 848 bin esnafımızın faydalandığı uygun maliyetli bu kredilerin toplamı 315 milyar lirayı aşmıştır.

Ayrıca, Tarım Kredi Kooperatiflerinin, esnafların, mükelleflerin vergi ve sigorta primi ertelemeleri ve borç yeniden yapılandırmalarıyla her kesimden insanımızı rahatlattık. Bugüne kadar 206 milyar lirayı bulan borç ertelemelerinin tutarı yılsonunda 219 milyar liraya ulaşacaktır. Böylece salgının başladığı günden bu yana toplamda 661 milyar liralık bir kaynağı insanımızın emrine vermiş olduk.

“HİBE PROGRAMIYLA SALGIN TEDBİRLERİ SEBEBİYLE İŞLERİNE ARA VERMEK MECBURİYETİNDE KALAN ESNAFLARIMIZA İKİ GRUP HÂLİNDE DESTEK OLMAYI AMAÇLIYORUZ”

Şimdi esnaflarımıza yönelik yeni bir destek programının müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu hibe programıyla salgın tedbirleri sebebiyle işlerine ara vermek mecburiyetinde kalan esnaflarımıza iki grup hâlinde destek olmayı amaçlıyoruz.

Birinci grupta; kahvehane, kafe, çay bahçesi gibi yerler ile okul ve personel servisleri, düğün salonları, öğrenci yurtları, kantinler, kırtasiyeler, internet kafeler, hamamlar, lunaparklar gibi işletmeler yer almaktadır. Sayıları toplamda 235 bine ulaşan bu işletmelere bir defaya mahsus 5 bin liralık hibe ödemeleri yapacağız.

Destek vereceğimiz ikinci grupta ise bakım, onarım, tamirat, kaporta işleriyle uğraşanlar, seyyar satıcılar, sıhhi teçhizatçılar, hırdavatçılar, müzisyenler, oto yıkamacıları, kuru temizlemeciler, oyuncak, kozmetik ve hediyelik eşya satıcıları, camcılar, çilingirler, bakırcılar, kalaycılar, ayakkabıcılar, tuhafiyeciler, zücaciyeciler, kurs işletmecileri yer almaktadır. Bu gruba daha önceki destek ödemelerinden yararlanan lokantalar, pastaneler, dondurmacılar, terziler, berberler, taksici, minibüsçü ve otobüsçüler ile pazarcılar da dahildir. Toplamda 1 milyon 150 bini aşkın işletmemizi kapsayan bu gruptaki vatandaşlarımıza bir defaya mahsus 3 bin lira hibe ödemesi vereceğiz.

Böylece iki ayrı grup hâlinde 1 milyon 384 binden fazla esnaf ve sanatkârımıza 4 milyar 622 milyon liralık bir kaynağı karşılıksız olarak veriyoruz. Ayrıca salgından etkilenen tüccar, sanayici ve büyük şirketler için de nefes kredisi adı altında kolaylık sağlayacak yeni bir adım atıyoruz. Detayları Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından açıklanacak bu destek programlarının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

“ÇİFTÇİLERİMİZDEN TEK İSTEĞİMİZ BİR KARIŞ TOPRAĞI DAHİ BOŞ BIRAKMADAN EKMELERİ, BİÇMELERİ, ÜRETMELERİDİR”

Bugün çiftçilerimize de müjdelerimiz var. Bilindiği gibi Ramazan ayı boyunca 180 bin ton patates ve kuru soğanı üreticiden alarak ihtiyaç sahibi ailelere dağıttık. Ayrıca üreticilerimizin elinde bulunan çeltiğin 15 bin tonunu da fiyatı yeniden belirleyerek Toprak Mahsulleri Ofisi stoklarına dâhil ettik.

Bu yıl dünyada ve ülkemizin bazı bölgelerinde yaşanan kuraklık sebebiyle bazı ürünlerin rekoltelerinde nispeten azalma olacağı anlaşılmaktadır. Mevcut stoklarımız ve yeni mahsul ile birlikte hububat ve bakliyatta ülkemizin kendi ihtiyacını karşılama konusunda herhangi bir sıkıntısı olmayacaktır.

Kuraklıktan zarar gördüğü belirlenen çiftçilerimizin Ziraat Bankasına veya Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları da ertelenecektir. Üretim maliyetleri ile iç ve dış piyasalardaki gelişmeleri de dikkate alarak belirlediğimiz 2021 yılı alım fiyatları ise şu şekildedir: Toprak Mahsulleri Ofisinin geçen yıl ton başına bin 650 lira olan sert ekmeklik buğday alım fiyatını 2 bin 250 liraya. Geçen yıl ton başına bin 275 lira olan arpa alım fiyatını da bin 750 liraya yükseltiyoruz. Bakliyat alım fiyatlarımız ise ton başına kırmızı mercimekte 5 bin lira, yeşil mercimekte 4 bin 150 lira, nohutta ise 4 bin 50 lira olarak belirlenmiştir.

Ayrıca ortalama verimler dikkate alınarak ton başına hububatta 275 lirayı, bakliyatta ise 910 lirayı bulan prim ve destekler verilerek üreticilerimizin giderlerine katkı sağlanacaktır. Açıkladığımız alım fiyatları diğer kamu kurumları içinde referans fiyat olarak farklı fiyatlandırma yapılmayacak, aynı şekilde kabul edilecektir.

Şimdi de çay üreticilerimiz için alım fiyatını açıklıyorum. Geçen yıl yaş çay alım fiyatı kilo başına 3,27 lira. Destekleme ile birlikte 3,4 lira olarak belirlenmişti. Bu fiyat üzerinden 752 milyon tonun üzerinde çay alımı yaparak destekleme ile birlikte toplam 2 milyar 760 milyon lira ödeme gerçekleştirdik. Bu yıl için yaş çay alım fiyatı kilo başına 3,87 liraya. Destekleme ile birlikte 4 liraya yükseltilmiştir.

Çiftçilerimizden tek isteğimiz bir karış toprağı dahi boş bırakmadan ekmeleri, biçmeleri, üretmeleridir. Destek bizden, gayret çiftçimizden, bereket Allah’tandır. Yeni hasat döneminin ülkemize, milletimize ve özellikle çiftçilerimize hayırlı, bereketli olmasını diliyorum.

“DESTEK PAKETLERİ İLE İNSANLARIMIZIN TAMAMININ YANINDA YER ALDIK”

Aziz milletim, görüldüğü gibi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş rakamlara ulaşan destek paketleri ile insanlarımızın tamamının yanında yer aldık, almayı da sürdürüyoruz. Buna rağmen sıkıntı yaşayanlar olmamış mıdır? Muhakkak olmuştur. Ancak dünyadaki ve bölgemizdeki örnekleri ile mukayese edildiğinde Türkiye’nin hem vatandaşlarına hem iş dünyasına en ciddi ve etkin destekleri sağlayan ülke olduğu bir hakikattir. Üstelik bunu biz söylemiyoruz, uluslararası kuruluşlar ifade ediyor.

Tüm bu gayretlerimize rağmen gönlü buruk kalan vatandaşlarımız varsa onlardan helallik istememiz de inancımızın ve kültürümüzün bir gereğidir. Hak nedir, helal ve helalleşme bilmeyenler elbette buradaki inceliği fark etmez. Bizim bu husustaki muhatabımızda zaten milletimizin kendisidir. Eğer işimizi doğru yapmışsak takdirini milletimizden göreceğiz. Yanlışımız veya eksiğimiz olmuşsa da hesabını milletimize vereceğiz.

Milletimizin teveccühüne nail olduğumuz her vazifede Belediye Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık. Türkiye’nin 81 vilayetinin 973 ilçesinin 50 bini aşkın köy ve mahallesinin her karış toprağında bizim eserlerimiz var. Ülkemizdeki 84 milyon vatandaşımızın her biri hayatının her anında hizmetlerimizden istifade etmektedir.

Bizim eser ve hizmet siyasetimize karşılık ortaya sadece kulp takma, yalan ve iftira atma siyaseti koyabilenlerin bugünleri gibi geçmişlerini de milletimiz gayet iyi biliyor. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda aklınıza gelen her alanda biz eğer 18 yıl içerisinde bu adımlara atmışsak gönlümüz bizim rahat. Türkiye’nin dört bir yanında bu eserler bugün varsa bizim gönlümüz rahat. Şayet Türkiye en azından çok partili hayata geçtiğimiz 1950’den itibaren bu şekilde eser ve hizmet siyaseti merkezli bir anlayışla idare edilmiş olsaydı buğun gelişmekte olan değil, gelişmiş ülkeler listesinin en başında yer alıyor olacaktık.

Geçtiğimiz 19 yılda bir yandan Cumhuriyet döneminin önemli bir kısmına damgasını vuran ihmallerin, eksiklerin, yanlışların telafisiyle uğraşırken, diğer yandan da ülkemizi geleceğe hazırladık. Bunları da 2023 hedefleri ve 2053 vizyonu olarak milletimizin takdirine sunarak girdiğimiz her seçimde sandıkta teyidini aldık. Eser ve hizmet siyaseti yeni Türkiye’nin alametifarikası iken, siyaset ve toplum mühendisliği gayretleri de eski Türkiye’nin hastalıklarıdır. Eski Türkiye’nin hastalığı olan siyaset ve toplum mühendisliği yöntemlerini yeniden tedavüle sokma, merdiven altı siyasetini yeniden canlandırma gayretleri son günlerde artmıştır.

Millete vaat edecek hiçbir şeyi olmayanlar ülkenin vaktini ve enerjisini kısır çekişmelere, suni gündemlere, proje aktörlere yönlendirme çabası içindedirler. Bu sinsi çırpınışların amacı salgın sürecini geride bıraktığımızda hiç olmadığımız kadar yakınlaştığımızı göreceğimiz büyük ve güçlü Türkiye’nin önünü kesmektir.

Gezi olaylarıyla ülkemizi rotasından saptırmayı denediler. Milletimizin sinesine çarpıp geri çekildiler. 17-25 Aralık’ta emniyet ve yargı teşkilatları içindeki hainleri kullanarak bunu denediler. Yine milletimizin itibar görmeyip hüsrana uğradılar. PKK ve DEAŞ terör örgütlerini kullanarak ülkeyi kana ve ateşe bulayarak Türkiye’ye diz çöktürme gayretine girdiler başaramadılar. Güney sınırlarımızı terör koridoruyla kuşatıp ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin birliğine saldırıların hesaplarını ardı ardına yaptığımız harekâtlarla bozduk. Millî iradeyi hedef alan bildirilerle ve vesayet odaklarının oyunlarıyla siyaseti ve hükûmetleri biçimlendirme niyetlerinin önünü gösterdiğimiz kararlı ve ilkeli duruşlarla kestik. Askerî darbelerle ülkenin geleceğini karartmayı adet edinenlere milletimizle birlikte gerçekleştirdiğimiz 15 Temmuz şanlı direnişiyle en esaslı cevabı verdik.

“PKK-YPG’NİN IRAK’TA VE SURİYE’DE SAKLANAN TERÖRİSTLERİNİN TAMAMINI ETKİSİZ HÂLE GETİRENE KADAR OPERASYONLARIMIZ SÜRECEKTİR”

Şimdi de terör örgütlerini bir daha ülkemizde eylem yapamayacak hâle getirmek için sürdürdüğümüz operasyonlarla hainlerin inlerini başlarına geçiriyoruz, geçirmeye de devam edeceğiz. Pençe Kartal Operasyonu’nda şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimiz başsağlığı diliyorum.

Bu vesileyle milletimle müjdeli bir haberi de paylaşmak istiyorum. Millî İstihbarat Başkanlığımızın uzun süredir yürüttüğü çalışmalar neticesinde yerini belirlediği PKK’nın Suriye genel sorumlusu Sofi Nurettin kod isimli terörist Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen operasyonla etkisiz hâle getirilmiştir.

PKK’nın en üst düzey yöneticilerinden olan Suriye kökenli bu terörist uzun süre örgütün sözde silahlı kanadının sorumluluğunu yürütmüş, ardından da Suriye’deki faaliyetlerin başına geçmiştir. Türkiye’ye yönelik pek çok kanlı eylemin faili olan bu terörist Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarında askerlerimize karşı yapılan pek çok saldırının da sorumlusudur. Gara Operasyonu sırasında 13 masum insanımızın şehit edilmesi talimatını verenlerden biri yine bu teröristtir.

Millî İstihbarat Başkanlığımızın ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin gerçekleştirdiği operasyonla etkisiz hâle getirilen Sofi Nurettin’in durumu PKK-KCK ile PYD-YPG’nin aynı örgüt olduğu gerçeğini inkârı mümkün olmayacak şekilde bir kez daha ortaya koymuştur. PKK-YPG’nin Irak’ta ve Suriye’de saklanan elebaşıları ve teröristlerinin tamamını etkisiz hâle getirene kadar operasyonlarımız sürecektir.

Terör örgütünün bu önemli elebaşının etkisiz hâle getirilmesinde görev alan istihbaratçılarımızı ve askerlerimizi tebrik ediyor, her birinin alınlarından öpüyorum. Bu ülkeye ihanet eden, kurşun sıkan, herhangi bir insanımıza zarar veren, hele hele vatanımızın bütünlüğüne, milletimizin birliğine, devletimizin bekasına tehdit oluşturan herkesi aynı akıbetin beklediğini bugün bu millete seslenişte hatırlatıyorum.

“YÜRÜTTÜĞÜMÜZ KARARLI MÜCADELE SAYESİNDE SUÇ ÖRGÜTLERİNİ ÜLKENİN VE MİLLETİN BAŞINA MUSALLAT OLMAKTAN TAMAMEN ÇIKARDIK”

Diğer yandan, 19 yıl önce ülkenin yönetimini devraldığımızda yaptığımız en önemli işlerden biri de geçmişte terör örgütleri ve ideolojik kavgalar yanında suç örgütlerinin cirit attığı ülkemizin her yerinde huzuru sağlamak olmuştur. Yürüttüğümüz kararlı mücadele sayesinde suç örgütlerini ülkenin ve milletin başına musallat olmaktan tamamen çıkardık. Demokrasi ve hukuk dışı her araçtan medet umanlar, şimdi yeni arayışlara yönelmişlerdir. Türkiye’yi vesayetin, darbecilerin, gözü doymaz ekonomik tetikçilerin, demokrasiyi hazmedememiş iç ve dış siyaset mühendislerinin, her türünden çetelerin pençesinden nasıl kurtardıysak bu kirli senaryoyu da aynı şekilde bozacağız.

En büyük üzüntümüz, ülkemizde hâlâ çetelerden medet umacak kadar zavallılaşan, küçülen haysiyet fukarası kişiliklerin olduğunu görmektir. PKK’yı ve onun destekçilerini bile samimi ve açık bir dille kınamaktan kaçınanların çetelerle aynı yolda yürümeye başlamaları karşısında şu gerçeği hatırlatmak isterim: Terör örgütler gibi suç çeteleri de zehirli bir yılan gibidir, onlarla aynı çuvala girerseniz daha sonra başınıza geleceklere rıza göstermiş olursunuz. Biz demokrasiye, millî iradeye, hukuka, medeniyetimizin ve tarihimizin üzerimize yüklediği sorumluluklara uygun şekilde çalışmaya, mücadele etmeye, hedeflerimize doğru ilerlemeye devam edeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi yollara başvururlarsa vursunlar, eski Türkiye hastalıklarını hortlatma noktasında mesafe alamayacaklar. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına da engel olamayacaklardır.

“84 MİLYON HEP BİRLİKTE KUDÜS NÖBETİMİZİ DEVAM ETTİRİYORUZ”

Aziz milletim, Ramazan ayını ve Ramazan Bayramı’nı salgın şartlarının yol açtığı mahzunluğun yanı sıra, Kudüs’ten ve Filistin şehirlerinden gelen acı haberlerin burukluğu içinde geçirdik. Maalesef birilerinin Filistin’den bize ne, Kudüs’ten bize ne şeklindeki cehalet ve nefret kokan yaklaşımlarına şahit olabiliyoruz.

Hâlbuki Kudüs’ün sembolü olduğu coğrafya insanlığın en kadim yerleşimlerine ev sahipliği yapan bir bölgedir. Hazreti İbrahim’den Hazreti Davut’a ve Hazreti Süleyman’a kadar bizim de peygamberimiz olan nice nebi bu topraklarda yaşamış, bu topraklarda izler bırakmışlardır. Resulü Ekrem Efendimizin Aleyhissalatu Vesselam Miraç’a çıktığı yer Mescid-i Aksa’nın haremindedir.

Hıristiyanlığın tüm mezheplerinin en önemli kiliseleri Kudüs sınırları içindedir. Hazreti Ömer Radıyallahu Anh Kudüs’ü fethettiğinde Hıristiyanların kiliselerine dokunmamış, kendi adını taşıyan camiyi hemen onların bitişiğine kurmuştur. Mescid-i Aksa’nın ilk avlusunun adı Yavuz Sultan Selim’in 12 bin askeriyle şamdanlarını yakarak gelip burada kıldığı yatsı namazına atfen 12 Bin Şamdanlı Avlu olarak geçer.

Kudüs’ün bugünkü fiziki görüntüsü surlarıyla, çarşılarıyla ve diğer pek çok yapısıyla Osmanlı padişahlarının eseridir. Peygamberimizin Aleyhissalatu Vesselam Miraç’a yükseldiği kayanın üzerinde inşa edilen Kubbet’üs Sahra’nın tepesine Osmanlı’nın diktiği alemi Kudüs ve pek çok şehirdeki ecdat yadigârı eserler gibi yenileyen yine biz olduk, ecdadımız oldu. Asırlarca ecdadımız bu mübarek beldeyi korumak, imar etmek ve oradaki her dinden insanı huzur içinde yaşatmak için var gücüyle çalışmaktır.

Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale ve Kut’ül Amare’de seferler kazanan Osmanlı, 1917’de Gazze’ye ve ardından Kudüs’e yönelik saldırıları Anadolu’daki Ermeni ve Rum isyanlarının yol açtığı sıkıntıların da etkisiyle karşılamakta zorlanmıştır. Gazze’ye yapılan ilk iki saldırıyı püskürten 30 bin kişilik çoğu Çanakkale’den gelmiş olan yorgun Osmanlı Ordusu, takviyeyle asker sayısı 110 bine çıkan ve silah gücü artan düşmanın 3’üncü saldırısının ardından çekilmek mecburiyetinde kalmıştır. Bu savaşlarda iddiaların aksine bölgedeki Filistinli Arapların önemli bir kısmı düşmanın yanında yer almamış bizimle birlikte mücadele etmiştir.

Çekildikten sonra da Kudüs’ü yalnız bırakmadık. Merhum bir tarihçi gazetecimiz 1972 yılında yaptığı Kudüs ziyaretinde Mescid-i Aksa’nın avlusunda başında Osmanlı askeri kalpağı ve sırtında askeri palto kalıntıları olan uzun boylu, kavruk yüzlü bir ihtiyara rastlar. Gazetecimiz bu ihtiyara yaklaşıp Türkçe olarak selam verdiğinde, karşısındaki meczup görünümlü kişi donuk yüzü gülümseye dönerek aleyküm selam oğul diye mukabelede bulunur. Sonra gazetecimiz karşısındaki kişinin hikâyesini öğrenir, bu kişi 9 Aralık 1917’den, yani son Osmanlı birliği Kudüs’ten ayrılırken orayı muhafaza etmek üzere bırakılan artçı birlikten imiş, Iğdırlı Hasan Onbaşı o günden beri de Mescid-i Aksa’dan ayrılmamıştır. Evet, başka hiçbir şey değil ise bile Hasan Onbaşının bu hatırası bize Kudüs’ü her şeyimizle savunmamız gerektiğini göstermeye yeterlidir.

Evet, bugün Biden’ın ciddi bir İsrail’e silah onayıyla ilgili imzasını gördük. O da bakıyoruz ki çok çok önemli, 850 bin silah onayı. Lafa geldiğinde silahsızlanma, şu-bu vesaire, bunları konuşuyorlar. Sayın Biden, sözde Ermeni soykırımında Ermenilerin yanında yer aldı, şimdi de ciddi manada orantısız bir saldırıyla Gazze’ye saldıran ve yüz binlerce insanın şahadetine vesile olan bu olayda da ne yazık ki siz kanlı ellerinizle bir tarih yazıyorsunuz. Bunu söylemeye bizleri mecbur ettiniz, çünkü biz bu konularda çok daha fazla duramayız, durmayacağız. Ve bugün de tekrar hatırlatıyorum, 84 milyon hep birlikte Kudüs nöbetimizi devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz.

“BİZE DÜŞEN GÖREV MAZLUMUN YANINDA YER ALMAKTIR”

Osmanlı’nın yıkılışıyla barış ve huzur iklimini kaybeden pek çok coğrafya gibi Filistin toprakları da zulümle, acıyla, kanla yakınıyor, siz de buna destek veriyorsunuz. Bugün Filistinliler tarafından El Nakba, yani felaket günü olarak adlandırılan 1948 yılından itibaren ise bu kadim topraklardaki çatışmalar ve istikrarsızlıklar tek taraflı bir katliam ve hırsızlık hâline dönüşmüştür. Deir Yasin katliamından beri hiç durmayan bu zulüm, Filistinlilerin ardı kesilmeyen göçleriyle, kamplardaki zorlu hayat şartlarıyla uğradıkları katliamlarla süregelmiştir. Elbette bu kötü fotoğrafın ortaya çıkmasında ve sürmesinde Filistinlilerin kendi aralarındaki çekişmeler ile kimi Arap ülkelerinin meseleye bakış açılarındaki yanlışlar da etkili olmuştur. Her ne olursa olsun bize düşen görev mazlumun yanında yer almak ve onun hakkını, hukukunu gözetmektir.

İsrail’in 1967 savaşının ardından Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe sayarak saldırılarına devam etmesi, bölgedeki acıları derinleştirmiştir. Sadece 1948 ile 1967 yılları arasında 3,5 milyondan fazla Filistinli yurtlarından edilerek mülteci durumuna düşürülmüştür. Lübnan’ın 1982 yılındaki işgali sırasında Sabra ve Şatilla kamplarındaki binlerce savunmasız sivil Filistinli mültecinin hunharca katli dahi dünyayı İsrail’i durmak için harekete geçirmeye yetmemiştir. Filistin halkının intifada olarak adlandırılan İsrail saldırılarına karşı sivil itaatsizlik eylemleriyle kendini, evini, vatanını koruma mücadelesinin hep yanında olduk, olmayı da sürdüreceğiz.

Sınırları hâlâ belirsiz olan İsrail Devleti, Siyonist hayaller peşinde koşan siyasetçilerin ve insanlığa karşı suç işlemeyi mubah sayan radikallerin elinde bir terör aygıtına dönüşmüştür. Fanatik Yahudiler 1995’teki barış görüşmeleri sırasında Filistinlilere taviz vermekle suçladıkları kendi Başbakanlarını dahi öldürmekten çekinmeyecek kadar işi ileriye götürebilmişlerdir.

Evet, bir Yahudi Başbakan -ismini vermeyeceğim- bana öyle demişti, Generalliğimde ne zaman ki Filistinlileri öldürüyordum, bana en büyük zevki o veriyor demişti, bunu ziyaretimde Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı şahsıma söylüyordu. Bunların cibilliyetinde bu var, bunlar kan emmekle ancak doyar.

Filistin halkına sürekli demokrasiyi ve meşru hak arama yollarını tavsiye edenler, diplomasi alanındaki mücadelelerinde Filistinlileri hep yalnız bırakarak riyakârlıklarını ortaya koymuşlardır. Ve bunlar zaten terörden gelmişlerdir, hepsi terör içerisinde yetişmişlerdi. Şu andaki o da aynı. İsrail’in 2008’den itibaren Gazze’ye ve diğer Filistin hedeflerine yönelik saldırıları da uluslararası alanda yeterli karşılığı bulamamıştır.

“TÜRKİYE, FİLİSTİN TOPRAKLARINDA İKİ DEVLETLİ ADİL BİR ÇÖZÜMDEN YANA OLDUĞUNU HER FIRSATTA İFADE ETMEKTEDİR”

Ülkemizden Filistin’e yardım için giden bir uluslararası yardım organizasyonuna da uluslararası sularda saldıran İsrail hukuk tanımazlığını burada bir kez daha göstermiştir. Ya bunlar yavruları öldürecek kadar katil. Yavru yavru, beş yaşında, altı yaşındaki yavruları öldürecek kadar bunlar katil. Kadınları yerlerde süründürerek öldürecek kadar katil. Yaşlı insanları öldürecek kadar katil, bunların eşi benzeri yok. Ve aynı suda maalesef beslenenler de bunları destekliyor.

İsrail’in 2016 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan yasa dışı yerleşimleri hemen durdurması kararını tanımadığını açıklaması bile bu haydut devlete, bu terörist devlete karşı etkin tedbirler alınmasını sağlayamamıştır. Tam tersine, Amerika’nın ve onu takip eden kimi ülkelerin 2017 yılı sonunda Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdıklarını ilan etmeleri bu katil devletin kan dökme iştahını artırmıştır. Üstelik bu korsan adımla 1967 anlaşmasının temelini teşkil eden bağımsız Filistin Devleti’nin başkentinin Doğu Kudüs olacağı hükmü de fiilen uygulanamaz hâle gelmiştir.

İsrail’in artık her Ramazan ayında tekrarlamayı alışkanlık hâline getirdiği saldırıları ve katliamları 2021 yılında da özellikle de bu Ramazan Bayramı’nı hepimize zehir etmiştir. Bir yandan Kudüs’ün mahremiyetine el uzatan, diğer yandan Gazze’deki sivilleri insafsızca bombalayan, içinde medya gruplarının olduğu devasa bir binayı da bombalayarak yerle bir edenler işte bu terör devleti İsrail’dir.

İsrail kendini savunan Filistinlilerin direnişlerini zulmüne bahane etmekten de geri durmuyor. İsrail’in bombalayarak, kurşunlayarak, araçlarla üzerinden geçerek katlettiği onlarca masum çocuğu, yüzlerce masum sivili, evlerini yıktığı, sürekli taciz ederek göçe zorladığı on binlerce Filistinli aileyi görmezden gelenler Tel Aviv’e atılan füzeleri öne sürerek insanlığın vicdanını gölgelemeye çalışmaktadır. Kaç tane roket atmışlar, attıkları roketlerle acaba yok olan nedir; bir de bunu açıklayın ya. Ama siz orantısız güç kullanıyorsunuz ve siz savaş uçaklarınızla birlikte Gazze’ye bomba yağdırıyorsunuz. Acaba Gazze’nin savaş uçakları var mı? Yok. Sizde sayısızca, onlarla vuruyorsunuz. Kiminle neyi aldatacaksınız? Ben şu anda Ankara’dan tüm dünyaya bunu seslenmek istiyorum, bunu hatırlatmak istiyorum.

Filistinli çocukların bombalarla ölmesiyle ilgilenmeyenler, İsrailli çocukların füze seslerinden korkması karşısında dehşete kapılabilmektedir; şu hâle bak. Hâlbuki çocuklar öldürülürken değil uyutulurken sessiz kalınmalıdır. Kadınları, yaşlıları, sivilleri öldürenler değil koruyanlar takdir edilmelidir. Kendi ülkelerinde patlayan bir bomba için binlerce kilometre ötede taş üstünde taş bırakmayanlar, Filistinlilerin onurlarını ve evlerini koruma çabasını teröristlik olarak rahatlıkla tanımlayabiliyor. Filistin’de yaşanan trajediye arkasını dönen veya açıkça destek olanlar aslında yarın kendi başlarına gelecek felaketlerin tohumlarını ektiklerini unutmamalıdır.

Şu anda buradan Avrupa’ya sesleniyorum, yeri geldiği zaman dost olarak bize hitap edenlere sesleniyorum ve şu anda onlara bir şeyi hatırlatıyorum: Başbakanlık binasına İsrail bayrağı çeken Avusturya devletini telin ediyorum. Böyle bir resmî makama bir terör devletinin bayrağını çekmek terörle iz düşümü bir hayat yaşamak demektir. Avusturya devleti herhalde soykırıma tabi tuttukları Yahudilerin faturasını Müslümanlara ödetmeye çalışıyor.

Aynı şekilde İsrail’in Kudüs’te ve Gazze’de yaptıklarına destek veren diğer ülkeler de çocuk katillerinin günahlarına ortak olmak suretiyle tarihe, insanlığa karşı işledikleri bu suçun karasıyla anılacaklardır. Türkiye, tıpkı Kıbrıs’ta olduğu gibi, Filistin topraklarında da iki devletli adil bir çözümden yana olduğunu her fırsatta ifade etmektedir. 1967 sınırları temelinde başkenti Kudüs olan bağımsız egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti’nin kurulması için her platformda çaba göstermeyi sürdüreceğiz.

“KUDÜS’ÜN KALICI BİR BARIŞA VE HUZURA KAVUŞMASI İÇİN HERKESİN FEDAKÂRLIK YAPMASI GEREKİYOR”

Esasen gelinen noktada artık Kudüs konusunda ayrı bir düzenlemeye ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Müslümanların, Yahudilerin ve Hıristiyanların vazgeçilmez dinî sembollerini bünyesinde barındıran Kudüs’ün kalıcı bir barışa ve huzura kavuşması için herkesin fedakârlık yapması gerekiyor.

Dün katolik dünyasının ruhani lideri Sayın Papa Fransuva ile yaptığımız telefon görüşmesinde bu hissiyatımı kendisiyle de paylaştım. Osmanlı döneminde tüm inanç mensuplarının kendi ibadetlerini rahatça yapabilmelerine, ibadet imkânlarına sahip çıkabilmelerine imkân veren uygulamadan ilham alarak şu teklifi yapıyoruz: Kudüs’ün üç dinin temsilcilerinden oluşan bir komisyon tarafından yönetilmesi günümüz şartlarında en doğru ve tutarlı yol olacaktır. Aksi takdirde bu kadim şehirde kalıcı barışı sağlamak kolay mümkün görülmüyor.

İsrail güvenlik güçlerinin bu korumadaki Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya yönelik her saldırısı fitili ateşlenen bir bomba etkisi yapmaktadır. Dünya tarihi Kudüs’te ateşlenen bombaların yol açtığı devasa çatışmaların, yıkımların, oluk oluk akan kanların örnekleriyle doludur. Bu tehdidin önüne geçmenin mevcut durumundaki en hızlı ve etkin yolu, Kudüs’ü teklif ettiğimiz şekilde yeni bir yönetim statüsüne kavuşturmaktır.

Birleşmiş Milletleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni, kuruluş amaçlarından biri de bu olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nı ve diğer tüm uluslararası kuruluşları bir an önce ve etkin şekilde Kudüs ve Filistinli mazlumlar için harekete geçmeye çağırıyoruz.

Perşembe günü Türkiye’nin girişimleriyle toplanacak olan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda sorunun çözümüne yönelik kayda değer bir adım atılmasını temenni ediyoruz. Dışişleri Bakanımızın da katılacağı bu toplantıyı önemsiyoruz.

İsrail’in bombaları ve kurşunları altında öldürülen, evleri başlarına yıkılan, yurtlarından atılmaya çalışılan insanlara hiç değilse denizlerdeki balıklar, göklerdeki kuşlar, ormanlardaki ağaçlar kadar hassasiyet gösterilmesini bekliyoruz. Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşturulması ve Filistin halkının saldırılardan korunması için atılacak uluslararası adımlar hususunda ihtiyaç duyulacak her türlü siyasi ve askerî desteği vereceğimizi bir kez daha buradan ilan ediyoruz.

Son olarak diyorum ki, bu millet de bizimdir, bu ümmet de bizimdir, bu insanlık da bizimdir. Biz medeniyetimizden ve ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz mirasa uygun şekilde bunların hepsini de kucaklayarak kendimiz ve kardeşlerimiz için en doğrusunu, en hayırlısını, en güzelini yapmayı sürdüreceğiz. İnsanlıktan nasibini almamışların ümmet bilincine sahip olmayanların mensubu bulundukları millettin değerlerine düşmanlık besleyenlerin önünde sonunda hak ettikleri zillet çukuruna yuvarlanacaklarından şüphe duymuyoruz. Bu duygularla bir kez daha hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum, kalın sağlıcakla.”

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile görüştü

Türkiye’ye Hoş Geldiniz

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.

Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.

Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.

Genç Gazeteciler Ankara

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Emine Erdoğan, Hatay Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi’nin açılışını yaptı

Genç Gazeteciler HATAY

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında Hatay Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi.

Emine Erdoğan, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) yerleşkesinde yer alan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı), Valilik, HMKÜ, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı, Fiziksel Engelliler Vakfı ve Türk Telekom iş birliğinde yaptırılan merkezin açılış kurdelesini keserek “hayırlı olsun” dileklerini iletti.

Engellilerin özel ihtiyaçlarına yönelik tasarlanan modern bir yapıya sahip merkezi gezen Emine Erdoğan, burada Fiziksel Engelliler Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Tatar’dan merkezle ilgili bilgi aldı.

Ortez-protez rehabilitasyon hizmetlerinin sunulduğu alanda protez yapım aşamalarını izleyen Emine Erdoğan, burada 3D yazıcı ile protez ölçümü yapılan 8 yaşındaki erkek çocuğuyla özel ilgilendi.

Merkezde, 6 Şubat 2023’teki depremlerden sonra ampute edilen 10 ve 4 yaşlarındaki torunlarının tedavisine başlanan depremzede ile görüşen Emine Erdoğan, afette oğlu ve gelinini kaybeden kadına “geçmiş olsun” dileklerini iletti.

Emine Erdoğan, engellilere yönelik heykel, mozaik alanı, kütüphane, sinema-tiyatro, hamam ve kafenin yer aldığı merkezde engelli bireyler ve aileleriyle de bir araya gelerek onların yaşadıkları sorunları ve taleplerini dinledi.

Emine Erdoğan, merkezde bulunan Halil Paşa’nın “Göksu” isimli tablosunu görme engelli bireyler için özel tasarlanan “Telefon Kütüphanesi” uygulaması üzerinden sesli betimlemeli şekilde dinledi.

Emine Erdoğan, Tatar tarafından kendisine hediye edilen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğüyle kurulan Fiziksel Engelliler Vakfının “Protez-Ortez Atölyesi”nin açılışında çekilen fotoğraf karesinin bulunduğu tabloyu kabul etti.

Merkezin açılışına, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Safa Koçoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili ve Fiziksel Engelliler Vakfı Kurucu Üyesi Zeynel Abidin Okul, Vali Mustafa Masatlı ile eşi Esra Masatlı, HMKÜ Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk ile eşi Hande Öntürk, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile engelli çocuklar ve aileleri de katıldı.

“ENGELLERİN YENİDEN BAŞLAMAK İÇİN SADECE BİRER DURAK OLDUĞUNA İNANAN GÜÇLÜ BİREYLERİN AZMİ, HEPİMİZE İLHAM OLUYOR”

Emine Erdoğan, program sonrası yaptığı sosyal medya paylaşımında, şu ifadelere yer verdi: “Hatay’da depremin ardından uzuv kaybı yaşayan vatandaşlarımız için kurulan Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi’nin hayırlı olmasını diliyorum. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, engelleri aşma mücadelesine adanan bir gün. Bu anlamlı günde inanıyorum ki yalnızca bir kapı değil, yaşama dair yazılacak umut dolu hikâyelerin ilk sayfası aralandı. Merkezin ortez-protez ve rehabilitasyon ünitesini inceleyerek kültür, sanat, teknoloji atölyeleri ile eğitim alanlarını ziyaret ettim. Burada hayatın zorluklarına rağmen gülen gözleri, üreten elleri ve cesur yürekleri tanımaktan büyük bir mutluluk duydum. Engellerin yeniden başlamak için sadece birer durak olduğuna inanan güçlü bireylerin azmi, hepimize ilham oluyor. İlk günden bugüne asrın felaketinin yaralarının sarılmasında emek veren, bu anlamlı projeye katkı sunan herkese teşekkür ediyorum.”

MERKEZİN ÖZELLİKLERİ

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’teki depremlerde uzuvlarını kaybeden ampute bireyler için “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla uygulamaya konulan Hatay Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi, ilk olarak protez-ortez üretim merkezi olarak inşa edildi.

Daha sonra engelli çocuklar ve anneleri için dönüştürülen merkez sayesinde, fiziksel ve psikososyal iyileşmenin desteklenmesi ile yüksek teknolojili ve üretime uygun bir ortam sunulması amaçlandı.

Modern bir yapıya sahip merkezde, heykel, kil, origami, mozaik, ahşap oyuncak tasarım ve geleneksel oyun üniteleriyle kütüphane-sesli kütüphaneye yer verildi.

Engelli anneler ve kadınlar için üretim üssü olan merkezde, keşif ve atölye çalışmalarının yanı sıra sanal uğraş alanları, sinema-tiyatro salonu ile sportif beceri koordinasyon üniteleri de bulunuyor.

Genç Gazeteciler Hatay

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

“Dinî ve etnik bir mozaik olan Balkanlar’da huzuru, refahı ve istikrarı desteklemeye büyük önem veriyoruz”

Genç Gazeteciler ANKARA

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç ile gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Türkiye olarak dinî ve etnik bir mozaik olan Balkanlar’da huzuru, refahı ve istikrarı desteklemeye büyük önem verdiğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa görüşmelerinin ardından, ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.

Bu yıl Türkiye ile Karadağ arasındaki diplomatik ilişkilerin 145. yıl dönümü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Karadağ ile bu ortak geçmişle orantılı şekilde siyasi, ekonomik ve kültürel temelleri sağlam kapsamlı bir iş birliğinin bulunduğunu söyledi.

Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç’in Türkiye’ye bugün yaptığı ilk ziyaretinin de müstesna düzeydeki ilişkilerin bir nişanesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Görüşmemizde ikili münasebetlerimizi kapsamlı şekilde ele aldık, önümüzdeki dönemde atacağımız adımları değerlendirdik. Münasebetlerimizi kurumsal çerçeve kazandırmak amacıyla Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey kurulmasını kararlaştırdık. Ayrıca, bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunduk, Balkanlar’da istikrara atfettiğimiz önemi teyit ettik. Türkiye olarak dini ve etnik bir mozaik olan Balkanlar’da huzuru, refahı ve istikrarı desteklemeye büyük önem verdiğimizi bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum.”

“KARADAĞ’A EN FAZLA YATIRIM YAPAN ÜLKELERİN BAŞINDAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadağ’ı zengin kültürel ve etnik dokusuyla Balkanlar’da hoşgörü ve bir arada yaşama kültürüne örnek teşkil eden bir ülke olarak gördüğünü belirterek, şu bilgileri paylaştı: “2021 yılında Karadağ’a gerçekleştirdiğim ziyarette ikili ticaret hacmimizi 250 milyon dolara çıkarma hedefi koymuştuk. Kovid-19 salgını, Ukrayna’daki savaş ve küresel ekonomik sıkıntılara rağmen, hamdolsun bu hedefe ulaşmaya çok yakınız. Sayın Cumhurbaşkanı ile bu hedefi daha da yukarıya taşımak konusunda mutabık kaldık. Karadağ’a en fazla yatırım yapan ülkelerin başında geliyoruz. Müteahhitlik alanında firmalarımız Karadağ’da yaklaşık 500 milyon dolar değerinde 62 projeyi başarıyla tamamlamıştır. Firmalarımız özellikle altyapı, inşaat ve hizmet sektörlerine ilgilerini sürdürüyorlar. Bu ilginin bir neticesi olarak Karadağ’a doğrudan yatırımlarımızda 2023 ve 2024 yıllarında rekor artış yaşanmıştır. Önümüzdeki dönemde, 6. Karma Ekonomik Komisyon toplantısına ev sahipliği yapacağız. Bu vesileyle iş insanlarımıza verdikleri destekten ötürü kıymetli dostum Cumhurbaşkanı Milatoviç’e milletim adına teşekkür ediyorum.”

“TİKA, KARADAĞ’DA 500’DEN FAZLA PROJE VE FAALİYET GERÇEKLEŞTİRDİ”

Türkiye ile Karadağ arasında ekonomik ilişkiler gibi beşerî ve kültürel münasebetlerin de hızla geliştiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karadağ’da ikamet eden 25 bin vatandaşımıza ilave olarak, ülkemizde 150 binden fazla Karadağ kökenli vatandaşımız var. Türk Hava Yollarının öncülüğünde hava yolu sektörümüz çok sayıdaki uçuşuyla Karadağ’ı adeta tüm dünyaya bağlıyor. Şüphesiz bu seferler aramızdaki turizm ilişkilerine de önemli katkı sağlıyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİKA’nın restorasyon, eğitim ve sağlık alanındaki projeleri ile Yunus Emre Enstitüsünün kültür-sanat faaliyetlerinin de iki ülke ilişkilerinde önemli olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi: “TİKA, Karadağ’da bugüne kadar toplam 30 milyon doları aşan 500’den fazla proje ve faaliyet gerçekleştirdi. Yunus Emre Türk Kültür Merkezimiz ise kuruluşundan bu yana 2 bin 500’ü aşkın öğrenciye Türkçe eğitim verdi. Keza, Türkiye Bursları kapsamında da 500’den fazla Karadağlı kardeşimiz ülkemizde eğitimlerine devam ettiler.”

“SURİYE’DE ANİDEN PATLAK VEREN GELİŞMELERİ ÇOK YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ”

Türkiye’nin kuzeyinden güneyine kadar geniş çevresinde barışın, huzurun ve istikrarın korunmasına büyük önem atfettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hem bizi hem de Karadağ’ı etkileyen Rusya-Ukrayna Savaşı’nda başından beri adil bir barışın tesis edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarında da aynı ilkeli tutumumuzu muhafaza ettik. Lübnan’da sağlanan ateşkese olan desteğimizi de açıkça beyan ettik. Gazze’de bir an önce ateşkesin sağlanmasını ümit ve arzu ediyoruz. Bölgemizdeki yangının söndürülmesi noktasında Türkiye olarak üzerimize düşen ne varsa dün olduğu gibi bugün de yapmaya hazırız. Son birkaç gündür komşumuz Suriye’de aniden patlak veren gelişmeleri de çok yakından takip ediyoruz. Gerek Dışişleri Bakanımız gerekse Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanımız muhataplarıyla sürekli temas hâlindeler, istişarelerini gerçekleştiriyorlar. Aslında uzun bir süredir Orta Doğu’daki şiddet sarmalının Suriye’yi de etkisi altına alma ihtimaline dikkat çekiyorduk. Son hadiseler Türkiye’nin haklılığını teyit ve tescil etmiştir. Suriye ihtilafında ülkemizin duruşu, hassasiyetleri, temel öncelikleri ve savuna geldiği politikanın parametreleri bellidir. Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve millî birliğinin korunması, 13 yıldır devam eden istikrarsızlığın, Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda mutabakatla son bulması en büyük temennimizdir. Ülkemizin millî güvenlik öncelikleri çerçevesinde sahadaki süreci anbean takip ve tahlil ediyor, bunlara halel getirecek herhangi bir farklı eylemin yaşanmaması adına gereken bütün tedbirleri alıyoruz.”

“BUGÜNE KADAR İSRAİL’İN VERDİĞİ SÖZLERİ TUTTUĞUNU GÖREMEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere dair bir soru üzerine, şu yanıtı verdi: “Türkiye’den şu anda Karadağ’da yatırımları olan firmalarımız var. Bunları Sayın Cumhurbaşkanı ile de görüştük. Bu firmalarımızın bundan sonraki süreçte de atacakları adımları önemsediğimizi yine konuştuk. Bu firmalar Türkiye’de çok güçlü olan firmalar. Bundan sonraki süreçte özellikle sanayide ve savunma sanayinde buralarda birçok adımlar atabileceklerini kendileriyle paylaştım. Bu konuda kendilerinin de verecekleri destekler, atacakları adımların çok daha güçlü olacağını ortaya koyacaktır.”

Gazze’de ateşkesin sağlanmasına yönelik girişimlere dair diğer bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bugüne kadar İsrail’in verdiği sözleri tuttuğunu göremedik. Bundan sonraki süreçte acaba verdiği sözleri tutar mı, tutmaz mı noktasına gelince, bu konuda samimi bir yaklaşım bugüne kadar görmedik. Bundan sonra da göreceğimizi zannetmiyorum. Çünkü 50 bini aşkın insanın öldürüldüğü bu süreçte neyine inanacağız? En son Lübnan’da öldürülen insanların ardı ardına neyine inanacağız? Dolayısıyla ateşkes sözü veriyorlarsa bunu görelim. Uygulamada bu adımlar atılsın, biz de buna inanmış olalım.”

KARADAĞ CUMHURBAŞKANI MİLATOVİÇ: “TÜRKİYE, KARADAĞ’IN HEM EKONOMİK HEM DE STRATEJİK OLARAK EN ÖNEMLİ ORTAKLARINDAN BİRİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sayısız görüşmesinin iki ülke ilişkilerine verdiği önemi ifade ettiğini belirten Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Bu yıl Karadağ ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 145’inci yılını kutluyoruz. İki ülke arasında kurulan bu diplomatik ilişkiler sürekliliğin ve karşılıklı saygının göstergesidir” dedi.

Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Türkiye bugün Karadağ’ın önemli bir NATO müttefiki ve partneridir. Türkiye’nin Balkanlar’daki yapıcı rolü ile bölgede istikrar ve refaha verdiği katkıyı takdir ediyoruz” diye konuştu.

Savunma alanındaki iş birliğinin yakın zamanda Karadağ’da açılacak Podgoritsa Askerî Ataşeliği ile daha da güçleneceğini ifade eden Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, ekonomik ilişkilerin her yıl daha da geliştiğini söyledi.

Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Türkiye’den doğrudan yatırımlar bu yıl 100 milyon avroya ulaşacak. 250 milyon avroya ulaşan dış ticaret hacmi de ekonomik ilişkilere verdiğimiz önemi göstermektedir” diye konuştu.

Karadağ’ı ziyaret eden Türk turist sayısının da her geçen yıl arttığına dikkati çeken Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Türkiye, Karadağ’ın hem ekonomik hem de stratejik olarak en önemli ortaklarından biridir” dedi.

Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığına (TİKA) teşekkür ederek, TİKA’nın 500’den fazla projeyi hayata geçirdiğini ifade etti.

Karadağ’ın siyasi öncelikleri arasında Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin bulunduğunu söyleyen Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “2028’e kadar AB’nin 28’inci üyesi olacağımıza inanıyorum. Bu süreçten önce ve sonra Karadağ, Türkiye ile her alanda ilişkilerini en güçlü şekilde sürdürmeye devam edecek” ifadelerini kullandı.

Genç Gazeteciler ANKARA

OKUMAYA DEVAM ET

GENÇ GAZETECİLER | TÜRKİYE

YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

Her Şey Güçlü Bir Türkiye İçin | Genç Gazeteciler

TAKVİM

Mayıs 2021
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31  

HER ŞEY GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN

TOGG | Türkiye’nin Otomobili

TANAP Avrupa Bağlantısı Açılış Töreni #TANAPtamam

GENÇ GAZETECİLER BURADA

GÜÇLÜ TÜRKİYE

TÜRK AKIM PROJESİ AÇILIŞ TÖRENİ

TÜRKİYE YÜZYILI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale 1915 Köprüsü Kule Tamamlama Töreni

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih sondaj gemisini #MilliEnerjideYeniMüjde

ENERJİ PETROL MEDYA GRUP – YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

DÜNYA9 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile görüştü

DÜNYA1 gün önce

Emine Erdoğan, Hatay Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi’nin açılışını yaptı

DÜNYA2 gün önce

“Dinî ve etnik bir mozaik olan Balkanlar’da huzuru, refahı ve istikrarı desteklemeye büyük önem veriyoruz”

DÜNYA2 gün önce

Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA2 gün önce

Emine Erdoğan, Karadağ Cumhurbaşkanı’nın eşi Milena Milatoviç ile bir araya geldi

DÜNYA2 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Engelsiz Türkiye Programı”nda konuştu

DÜNYA3 gün önce

“Terörün olmadığı bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz”

DÜNYA3 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta 155.000 Konut Anahtar Teslimi ve Kura Çekimi Töreni’ne katıldı.

DÜNYA5 gün önce

“Göç konusu, tüm dünya için günümüzün en hassas meselelerinden biridir”

DÜNYA5 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT World Forum’da

DÜNYA6 gün önce

“Umman ile ilişkilerimiz her alanda gelişmeye devam ediyor”

DÜNYA6 gün önce

Umman Sultanı Heysem bin Tarık Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Umman Sultanı Heysem bin Tarık’ı karşıladı

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7. Din Şurası’nda konuştu

DÜNYA1 hafta önce

“Kadına şiddete geçit vermeyen bir Türkiye Yüzyılı hedefine ulaşana kadar sabırla yürüyeceğiz”

DÜNYA1 hafta önce

Gabar Dağı’nda “Çok Özel” Bir Kutlama

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte’yi kabul etti

DÜNYA1 hafta önce

FETÖ’cülere Kimler yardım ediyor ?

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı’nda konuştu

DÜNYA2 hafta önce

Türk Hava Yolları, Hizmet İhracatında Liderliğini Sürdürüyor

DÜNYA2 hafta önce

OKA – DOKAP PROJELERİ TOPLU AÇILIŞI

GENÇLER2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’nde basın toplantısı düzenledi

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avustralya Başbakanı Albanese ile görüştü

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MIKTA üyesi ülkelerin liderleriyle bir araya geldi

DÜNYA2 hafta önce

“Gazze’de derhal ve kalıcı ateşkesin sağlanması çağrısında bulunuyorum”

GÜNCEL2 hafta önce

G20 Liderler Zirvesi Brezilya’da başladı

GÜNCEL2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ile görüştü

GÜNCEL2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Brezilya’da

DÜNYA2 hafta önce

FETÖ’cüler İnsanlara kumpas kurarak adli sicil kayıtlarını kirletmek için her türlü yolsuzlukları yapıyorlar | FETÖ’cülere Kimler yardım ediyor ?

DÜNYA3 hafta önce

GÖKYÜZÜNÜN YILDIZI İSTANBUL HAVALİMANI

DÜNYA3 hafta önce

Türkiye “Nükleer Enerjiyi Üç Katına Çıkarma Deklarasyonu”nu imzaladı

DÜNYA3 hafta önce

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş Türkiye’nin Girişimci Kadınları İşbirliği Protokolü İmza Töreni’ne katıldı

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli’yi kabul etti

DÜNYA3 hafta önce

Katar Emiri Şeyh Temim Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ile görüştü

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile bir araya geldi

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Başbakanı Starmer ile bir araya geldi

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya Liderleri İklim Zirvesi’ne katıldı

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Azerbaycan’da

DÜNYA5 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mesajı

DÜNYA5 yıl önce

Metin Aslım : İş ve Cemiyet Hayatının Sevilen Siması

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Emel USLU ATİK ;

İYİ Kİ VARSIN4 yıl önce

İyi ki varsın Nurten ÖZTÜRK

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Aysu YAVUZ

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Beril ÇAVUŞOĞLU

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın ZEHRA KARAKAŞ BEGEN

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Hüseyin ÇEŞMECİOĞLU :

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Nuray ÖZÇELİK;

DÜNYA2 yıl önce

Ankara-Yerköy-Kayseri Hızlı Tren Hattı temeli atıldı

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Nalan Gazezoğlu

GÜNCEL4 yıl önce

Sektöre Yön Verenler Berfu GÜVEN

DÜNYA4 yıl önce

Sektöre Yön verenler ; Eda DEMİRHAN

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Gül ALCANSOY;

DÜNYA3 yıl önce

İyi ki varsın Prof. Dr. Başak SOLMAZ

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın AYSUN ŞAHANOĞLU KABA ;

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Nazlıhan ALKAN

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Hüseyin ÇALIŞKAN

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Hande ORTAY

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Yusuf Burak ASLANPINAR;

DÜNYA2 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Michel ile görüştü

ENERJİ3 yıl önce

İyi ki Varsın Mehmet Gültekin

İYİ Kİ VARSIN4 yıl önce

İyi ki varsın Semra Aman Akyürek

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Sadık KUTANOĞLU

DÜNYA2 yıl önce

İyi ki varsın Özgür AKIN

DÜNYA2 yıl önce

İyi ki varsın, Haşim İzol

ENERJİ4 yıl önce

Tekfen Holding “Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu” ödülünü üçüncü kez aldı!

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Doç. Dr. Esin Yalçınkaya

DÜNYA4 yıl önce

İyi ki varsın Semra İĞTAÇ

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu ,
MAVİ YOLCULUK5 yıl önce

TEKNE KİRALAMA | İZMİR ÇEŞME ALAÇATI

GÜNCEL4 yıl önce

Başarımız, Başarınız olacak HANTEK KALIP

DÜNYA2 yıl önce

İyi ki varsın Ebru Milat Sezgin

DÜNYA4 yıl önce

Sektöre Yön Verenler Esra KANDEMİR

DÜNYA5 yıl önce

İyi ki varsın Sibel Şeref KANCAOĞLU ;

DÜNYA4 yıl önce

Sektöre Yön Verenler Nurullah DOĞAN

DÜNYA2 yıl önce

İyi ki Varsın Sibel Kılıçarslan Metin

DÜNYA4 yıl önce

Türkiye’nin En Etkin 50 CFO’su belli oldu

DÜNYA5 yıl önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile ortak basın toplantısı düzenledi

DÜNYA3 yıl önce

İyi ki varsın Vahide Ayşit

DÜNYA3 yıl önce

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Turizm Yatırım Forumu’na katıldı

YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

GÜÇLÜ TÜRKİYE
GÜÇLÜ TÜRKİYE

GENÇ GAZETECİLER | TÜRKİYE

GENÇ İŞ DÜNYASI

seers cmp badge