Bakan Karaismailoğlu, Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleştirilen Uzakdoğu-Avrupa taşımacılığına doğu-batı ekseninde alternatif olabilecek en uygun rotanın, ülkemizden geçen “Orta Koridor” olduğunu vurguladı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Ever Given” gemisinin karaya oturması sonrasında ticaretin durma noktasına geldiği Süveyş Kanalı ile ilgili olarak, “Süveyş kanalı üzerinden gerçekleştirilen Uzakdoğu-Avrupa taşımacılığına doğu-batı ekseninde alternatif olabilecek en uygun rota, ülkemizden başlayan, Kafkaslar bölgesine, buradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve Çin’e ulaşan Hazar Geçişli ‘Orta Koridor’dur” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Ever Given” gemisinin karaya oturması sonrasında ticaretin durma noktasına geldiği Süveyş kanalındaki son durum ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Bakan Karaismailoğlu, 23 Mart Salı sabahı Panama bandıralı Ever Given adlı geminin, Çin’den Hollanda’nın Rotterdam Limanı’na giderken şiddetli rüzgar ve kanalın bank etkisi nedeniyle karaya oturarak dünyanın en işlek ticaret yollarından biri olan Süveyş kanalının kapanmasına neden olduğunu hatırlatarak, “Ever Given, dünyanın üretim merkezi Çin’de fabrikaların kapandığı Çin Yeni Yılı’nın ardından ticaretin toparlanmaya başladığı, işletmelerin koronavirüs kısıtlamalarının gelecek aylarda hafifletileceği umuduyla stoklarını yenilemeye çalıştığı yoğun bir dönemde karaya oturmuştur” dedi.
“Gemiden konteynerleri tahliye edecek kapasiteye sahip bir yüzer vinç bölgede bulunmamaktadır.”
Gemiyi kurtarma çalışmalarının halen sürdüğünü, yaklaşık 20 bin ton kumun geminin saplandığı bölgeden çıkarıldığını, geminin kıç tarafında 30 dereceye yakın oynama sağlanması ve dümenin hareket ettirilmesine rağmen geminin kurtarılamadığını hatırlatan Bakan Karaismailoğlu, “Kurtarma ekipleri bölgedeki gelgit zamanlarını yakından takip etmekte ve kurtarma çalışmalarını özellikle yüksek su saatlerinde gerçekleştirmektedir. Bugün kurtarma operasyonun başarıya ulaşmaması halinde, gemideki konteynerlerin yerinin değiştirilmesi planlanmakla birlikte gemiden konteynerleri tahliye edecek kapasiteye sahip bir yüzer vinç bölgede bulunmamaktadır” bilgisini aktardı.
Ortadoğu’ya gelip giden petrol tankerleri için de önemli bir rota olan Süveyş kanalının, Kızıldeniz ve Akdeniz arasında yer aldığını, ayrıca Asya ile Avrupa arasındaki en kısa yol olduğunu kaydeden Karaismailoğlu, “Üretilen milyonlarca ton mal, Çin ve Güney Asya’dan kanal yoluyla Avrupa’ya taşınmaktadır. Yıllık ortalama 19 bin geminin kullandığı kanaldan yıllık 1.2 milyar ton yük taşınmaktadır. Bu rakam dünya ticaretinin yüzde 8’ine tekabül etmektedir. Küresel denizcilikte gemilerin istatistiklerini tutan Lloyd’s List şirketine göre, kanalı her iki yönde tıkayan 400 metre uzunluğundaki dev geminin günlük tahmini 9.6 milyar dolar zarara yol açtığı ifade edilmektedir. Bu miktar, kanalda batı yönündeki trafiğin günde 5.1 milyar dolar, doğu yönündeki trafiğin ise yaklaşık 4.5 milyar dolar değerinde olması üzerinden hesaplanmıştır” açıklamasında bulundu.
“Kazadan dolayı, 28 Mart 2021 tarihi ile toplam 340 gemi kanal geçişi yapmak için beklemektedir.”
Kazadan dolayı, 28 Mart 2021 tarihi itibarı ile güney girişinde 137 gemi, kuzey girişinde 160 ve Büyük Acı Gölde 43 gemi olmak üzere toplam 340 geminin kanal geçişi yapmak için beklediğini kaydeden Bakan Karaismailoğlu, “Bunlardan 80’i dökme yük, 28’i kimyasal tanker, 85’i konteyner, 32’si ham petrol, 22’si LNG ve LPG, 29’u genel kargo ve 64’i diğer cins gemi. Kanaldan geçmek için bekleyen gemi sayısı her geçen saat artmakta olup geçiş için bekleyen gemilerin daha fazla beklemeden rotalarını Afrika’nın güneyine Ümit Burnuna çevirmektedirler” ifadelerini kullandı.
Çin’den Avrupa’ya uzanan 3 büyük ticaret yolu göz önüne alındığında bir konteynerin, Türkiye üzerinden 7 bin kilometre yol alarak 10-15 günde, Rusya Kuzey Ticaret yolu üzerinden 10 bin kilometre mesafe kat ederek 15-20 günde, Süveyş üzerinden 20 bin kilometre seyrederek 45-60 günde Avrupa’ya ulaştığının altını çizen Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
“Dünya ticaretinde zaman kavramının önemi düşünüldüğünde ülkemiz konumu itibariyle avantajlı bir durumda bulunmaktadır. Bu kaza sonucu kritik mal ve ekipmanlar ilgili ülkelere ulaştırılamamış, petrol fiyatları Çarşamba gününden itibaren yükselişe geçmiş ve beraberinde de diğer sıkıntıları doğurmuştur. Geçen yıl deniz yoluyla taşınan günlük 39,2 milyon varil ham petrolün 1,74 milyonu Süveyş Kanalı’ndan geçmiştir. Ham petrol ve akaryakıtlar, Süveyş Kanalı’nda her iki yönde de taşınmaktadır. Kaza sebebiyle tanker gemilerinin navlun fiyatlarının ikiye katlandığı görülmektedir. Kaza tarihi itibariyle halen 100’den fazla tanker tipi gemi her iki uçta beklemektedir. Süveyş Kanalı, küresel sıvılaştırılmış doğal gaz ticaretinde de yüzde 8’lik paya sahiptir. Nisanın ilk haftasında Avrupa’daki LNG terminallerine varması planlanan, şu anda Süveyş’den Akdeniz’e geçmeyi bekleyen 3 dolu LNG gemisi bulunmaktadır.”
“Alternatif olabilecek en uygun rota, ülkemizden başlayan ve Çin’e ulaşan Hazar Geçişli ‘Orta Koridor’dur”
Son yaşanan olayların ticaret rotalarında alternatifler oluşturulmasının önemini bir kez daha ortaya çıkardığını vurgulayan Bakan Karaismailoğlu, “Bu kapsamda, Süveyş kanalı üzerinden gerçekleştirilen Uzakdoğu-Avrupa taşımacılığına doğu-batı ekseninde alternatif olabilecek en uygun rota, ülkemizden başlayan, Kafkaslar bölgesine, buradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve Çin’e ulaşan Hazar Geçişli ‘Orta Koridor’dur. Süveyş krizi ile birlikte tarihi İpek Yolu’nun yani günümüzde ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesinin maliyet ve zaman açısından en güvenli rota olduğunu öngörmekteyiz. Türkiye bu projede ‘Orta Koridor’ olarak adlandırılan güzergahta yer almakta. Bu konudaki kararlılığımızı geçen yıl Çin’e gönderilen ilk ihracat trenimizin iki kıta, iki deniz ve beş ülke geçerek 10 günde varış noktasına ulaşmasıyla göstermiş bulunmaktayız. Orta Koridor, bir diğer koridor olan Kuzey Koridoruna oranla daha hızlı ve daha ekonomik, 2 bin kilometre daha kısa, iklim koşulları bakımından da daha elverişli olup, deniz yoluna kıyasla ulaşım süresini yaklaşık 15 gün kısaltmaktadır. Orta Koridor ayrıca, ülkemizin liman bağlantıları sayesinde Asya’daki yük trafiğinin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Akdeniz bölgesine ulaşması için önemli fırsatlar sunmaktadır. Ülkemizdeki lojistik altyapılarına bu kapsamda ciddi yatırımlar yapılmış olup yatırımlarımız halen devam etmektedir” şeklinde konuştu.
“Orta koridorun, Süveyş kanalının kapanması ile önemi ve değeri bir kez daha anlaşıldı”
Orta Koridor rotasının etkin kullanıldığı takdirde halen yıllık 600 milyar dolar tutarında olan Avrupa-Çin ticaret trafiğinden Türkiye’nin ve Orta Asya ülkelerinin ekonomik fırsatlar elde edilebileceğinin değerlendirildiği bilgisini de paylaşan Bakan Karaismailoğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu itibarla, Süveyş kanalında yaşanan krizi, Orta koridor ülkeleri bir fırsat olarak görüp krizi fırsata çevirerek Süveyş koridorunun alternatifinin orta koridor olduğunu dikkate alarak, tüm ülkeler ile işbirliği halinde bu ticaret yolunun gelişmesi için gerekli çalışmaları yapmalıdır. Orta koridorun, Süveyş kanalının kapanması ile önemi ve değeri bir kez daha anlaşıldı. Ülkemiz ve Karadeniz üzerinden geçen orta koridor, son yıllarda hayata geçirdiğimiz devasa demiryolları projelerimiz ile dünya ticaretinin yoğunlukla gerçekleşeceği bir rota olacaktır.”
Gerek yaşanan pandemi sonrası tüm dünyada olduğu gibi ihracatçı ve ithalatçıların maruz kaldığı tedarik sıkıntısı gerekse Süveyş Kanalına bağımlı ticaret yolunda meydana gelen bu tıkanıklığın, alternatif taşıma rotalarının en kısa zamanda oluşturulması gerekliliğini gözler önüne serdiğini de dile getiren Karaismailoğlu, “Orta koridor gibi ihracat ve ithalatçımızın alternatif rotalara olacak talepleri, süreci kısaltacaktır. Yeni açılan Ro-Ro hatlarına, gerek ticaret erbabı gerekse kara taşıyıcılarımızın vereceği talep desteği alternatif rotaların oluşmasına şüphesiz ciddi katkı sağlayacaktır” ifadelerini aktardı.
Bakan Karaismailoğlu sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Kanal İstanbul için oluşturacağımız otonom gemicilik ve seyrüsefer sistemimiz ile dünyanın en güvenli lojistik geçişini oluşturacağız. Ne ülkemizi ne de global ekonomiyi etkileyecek arızalar yaşanmayacak.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin (AYM) 62. kuruluş yıl dönümü ve Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Prof. Dr. Ömer Çınar’ın yemin töreni vesilesiyle düzenlenen programa katıldı.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene gelişinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra törenin düzenlendiği salona geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Çınar’ın üyelik yeminini ve kisvesinin giydirilmesi töreni ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya’nın konuşmasını takip etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “2021-2027 yıllarını kapsayan Ufuk Avrupa Programı’nda, 2021 yılından bu yana 1107 Türk yürütücünün dahil olduğu 486 proje aracılığıyla 243 milyon avro hibe desteğini Türkiye’ye kazandırdık.” dedi.
Bakan Kacır ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Üyesi Iliana Ivanova, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde basına kapalı düzenlenen Türkiye-Avrupa Birliği, Bilim, Araştırma, Teknoloji ve Yenilik Yüksek Düzeyli Diyalog 2. Toplantısı’na katıldı. Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kacır, Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısı’nın, ikili ilişkileri daha odaklı bir şekilde, en üst mercilerden ele almayı amaçlayan bir mekanizma olduğuna işaret ederek, toplantı çerçevesinde AB ile ikili ilişkileri en üst seviyede ele alarak önemli ve kapsamlı bir gündem etrafında verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
BİLİM VE TEKNOLOJİ POLİTİKALARI
Kacır, bilim ve teknoloji politikaları, sanayinin yeşil ve dijital dönüşümü, Türkiye’nin AB fonlarından daha etkin yararlanması, bilim ve AR-GE ile ilgili AB yapılarına katılımının artmasının da aralarında yer aldığı konularda önemli istişarelerde bulunduklarını belirterek, “Ülkemizin Avrupa Araştırma Alanı’na entegrasyonunu artırabilmek amacıyla önerilerimizi ve iyi uygulama örneklerimizi karşılıklı olarak paylaştık. Bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarımızdaki önceliklerimizi ortaya koyduk. Yeşil ve dijital dönüşüm alanında son dönemde kaydettiğimiz ilerlemeleri paylaştık. İkiz dönüşümde ortak hedeflerimizin gerçekleştirilmesi için ‘Ufuk Avrupa’ ve ‘Dijital Avrupa’ başta olmak üzere ‘Birlik’ programları ile ‘Katılım Öncesi Yardım Aracı’ arasındaki sinerjinin artırılması gerekliliğini ele aldık. Son olarak inovasyon eko-sistemlerimizin entegrasyonunu sağlamak amacıyla teknoloji transferi ve girişimcilik alanında iş birliği fırsatlarını değerlendirdik.” ifadelerini kullandı.
243 MİLYON AVRO HİBE DESTEĞİ
Araştırma ve inovasyon alanında, Avrupalı ortaklarımızla somut iş birliğinin örnekleri arasında dünyanın en büyük sivil AR-GE programı Ufuk Avrupa’da ülkemizin başarı grafiğinin yer aldığını belirten Kacır, “2021-2027 yıllarını kapsayan Ufuk Avrupa Programı’nda, 2021 yılından bu yana 1107 Türk yürütücünün dahil olduğu 486 proje aracılığıyla 243 milyon avro hibe desteğini Türkiye’ye kazandırdık. Buna ilave olarak, çok ortaklı projelerde koordinatör olarak yer alan kuruluş sayısını da 40’a yükselttik. 700 milyon avroyu aşan fon büyüklüğüyle yeşil ve dijital dönüşüm başta olmak üzere, AR-GE, teknoloji transferi ve ticarileştirme projelerini destekleyen Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA), AB-Türkiye arasındaki bilim, teknoloji ve inovasyon iş birliğini kuvvetlendirmede kilit rol üstlenmekte.” diye konuştu.
DİJİTAL VE YEŞİL DÖNÜŞÜM
Geçen yıl Türkiye’nin Dijital Avrupa programına katıldığını belirten Kacır, “AB’nin dijitalleşme ve inovasyon alanında inşa ettiği altyapılardan yararlanılmasına imkan tanıyacak, ülkedeki KOBİ’lerin dijital ve yeşil dönüşümüne katkı sunacak, beşeri sermayenin yeni dijital beceriler kazanmasını sağlayacak programda da Türkiye’nin aktif olarak yer alması için çalışmaları sürdürdüklerini anlattı.
YOL HARİTAMIZI HAZIRLADIK
“AB ile ihracatımızın yüzde 12,7’sine karşılık gelen, alüminyum, çelik, gübre ve çimento sektörlerinin sera gazı salımının azaltılması için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının desteği ve ilgili paydaşlarımızla birlikte yol haritalarımızı hazırladık.” diyen Kacır, “TÜBİTAK tarafından tasarlanan ‘Sektörel Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritaları’ ile ekonomimiz için hayati öneme sahip, birçok sektöre temel girdi sağlayan ve karbon emisyonu açısından öne çıkan demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, plastik ve kimya sektörlerindeki sanayi kuruluşlarımızın teknolojik ihtiyaçlarını tespit ettik.” şeklinde konuştu.
FİNANSMAN ALTYAPISI
Bakan Kacır, diğer yandan yeşil dönüşümü başarı ile gerçekleştirmelerine imkan sağlayacak finansman altyapısını da oluşturduklarını vurgulayarak, “Dünya Bankasıyla işbirliği içerisinde hayata geçirdiğimiz ‘Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’ ve ‘Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’yle sanayimizin yeşil dönüşüm odaklı gerçekleştireceği yatırımlar ve teknoloji geliştirme çalışmaları için 750 milyon dolarlık bir finansmanı harekete geçirdik.” diye konuştu.
GÜMRÜK BİRLİĞİ
Bakan Kacır, “Gümrük Birliğinin mevcutta yaşanan sıkıntılar ve küresel ticarette yaşanan gelişmeler dikkate alınarak revizyonu, Türkiye ile AB arasında karşılıklı ticaretin ortak fayda temelinde daha ileriye taşınması için bir tercihten öte zorunluluk halini almıştır. Bu kapsamda Avrupalı ortaklarımızla karşılıklı somut girişimlerimiz ve çalışmalarımız devam edecektir. Türkiye’nin AB ile sürdürülebilir, güçlü, tam üyelik hedefiyle uyum içinde olan, bilimsel ve teknolojik iş birliğine dayalı taahhüdü, karşılıklı ilerleme ve ortak refah elde etmeye yönelik gösterdiği özverinin bir kanıtıdır.” şeklinde konuştu.
TÜRK ARAŞTIRMACILARA DESTEK
AB Komisyonu’nun Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Üyesi Iliana Ivanova da bugün özellikle yeşil dönüşümün desteklenmesinde eğitim, araştırma ve inovasyonun oynadığı önemli rolün altını çizmek üzere buluştuklarını dile getiren Ivanova, AB ile Türkiye arasında bilim araştırma, teknoloji ve inovasyon alanındaki işbirliklerine değindi. Ivanova, “Geçtiğimiz 20 yılda Türkiye’den araştırmacılar, bilim insanları ve inovasyoncular programlarımızdan 743 milyon avro kazandı. Türkiye’de bir Avrupa İnovasyon Konseyi ve Teknoloji Topluluğu Merkezi kuracağız.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır.” dedi.
Türkiye Uzay Ajansının (TUA) ev sahipliğinde düzenlenen Space Technology Conference (STC) 2024 Orta Avrasya Uzay Teknolojileri Konferansı Ankara JW Marriott Otel’de başladı. Bakan Kacır, açılış için gönderdiği video mesajda, etkinlik kapsamında uzay sektörünün büyüyüp geliştiği bir dönemde dünyanın dört bir yanındaki uzay topluluklarını bir araya getirmenin önemine işaret etti. Kacır, uzayın daha erişilebilir hale geldikçe ve uzay yarışına yeni katılımcılar dahil oldukça, küresel uzay sektörünün hızlı bir ilerleme kaydettiğini, bu büyümenin evreni kavrayış açısından önemli bir gelişmeye yol açtığını anlattı.
TÜRKİYE FIRSATLARDAN YARARLANMAYA HAZIR Bakan Kacır, uzay sektörünün artık her yerde insanların günlük yaşamlarını etkilediğini ve küresel ekonominin tüm sektörlerinde değer yaratma kapasitesine sahip olduğunu belirterek, “Uzay ekonomisinin 2035’e kadar 1,8 trilyon dolar büyüklüğünde bir pazara ulaşması ve önümüzdeki 12 yıl boyunca küresel ekonominin 2 katı büyüyeceği öngörülüyor. Türkiye, son 22 yılda geliştirdiği sağlam altyapı sayesinde uzayın sunduğu sınırsız fırsatlardan yararlanmaya fazlasıyla hazır. Uzaya dair yeteneklerimiz artık kendi uydularımızı geliştirmemize, test etmemize ve üretmemize olanak sağlıyor.” dedi.
BİLSAT, RASAT, GÖKTÜRK ve İMECE uydularıyla görüntüleme uydularının üretiminde önemli kabiliyetler kazandıklarının altını çizerek, yakında ilk milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’yı fırlatarak, bu alanda yetkin 11 ülkeden biri olacaklarını belirten Kacır, “Uzaydaki varlığımızı sürdürmeyi ve onu barış içinde tüm insanlığın yararına kullanmayı hedefliyoruz. Kaynaklarımızı, yeteneklerimizi, insan sermayemizi ve altyapımızı istikrarlı bir şekilde geliştiriyoruz. Türkiye Milli Uzay Programı, keşif ve inovasyonun sınırlarını zorlama kararlılığımızı örnekleyen 10 yıllık cesur girişimleri, stratejileri ve hedefleri özetleyen vizyoner bir yol haritası belirliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde Milli Uzay Programı’mızın kilometre taşlarından biri de insanlı ilk uzay bilim misyonumuz oldu. Küresel uzay yarışında önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktığımızı ve keşif, yenilik ve ilerlemeye olan sarsılmaz bağlılığımızı göstererek, bu tarihi görevi başarıyla tamamladık.” ifadesini kullandı.
“YERLİ VE MİLLİ HİBRİT ROKETLE AYA ULAŞACAĞIZ” Kacır, Türk Astronot ve Bilim Misyonu’nun, uzayda yeni yetenekler arayışlarında büyük önem taşıdığını belirterek şöyle devam etti: “Uluslararası Uzay İstasyonu’nda daha fazla bilimsel araştırma yapılması, uzay teknolojilerinde AR-GE ve üretim kapasitelerinin güçlendirilmesi için programlar başlatacağız. Yeni nesil uydu geliştirmede küresel bir oyuncu olmayı, bölgesel konumlandırma ve zamanlama sistemimizi geliştirmeyi ve uzay limanı kurarak uzaya erişimi güvence altına almayı hedefliyoruz. Yerli ve milli özgün hibrit roketle aya ulaşacağız.”
“UZAY TEKNOLOJİSİNDE İLERME KAYDETMEYE KARARLIYIZ” Kacır, her yaştan ve kesimden binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen Gökyüzü Gözlem Şenlikleri’nin de uzay ile toplumu buluşturduğunu vurgulayarak, “Uzay bilimi ve teknolojisinde insan kaynağımızı güçlendirmeye yönelik adımlar atmaya devam edeceğiz. Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır.” dedi.
TÜM KATILIMCILARI 2026 ULUSLARARASI UZAY KONGRESİ’NE DAVET ETTİ Milli Uzay Programı’nın başarısında uluslararası işbirliğinin kritik rolünün bilinciyle, uzay çalışmalarında Türk devletleri arasında işbirliği ve dayanışmayı artırmaya odaklandıklarını belirten Kacır, bu yıl Türk Devletleri Teşkilatı Bilim, Teknoloji, Yenilik ve Sanayi Bakanları Açılış Toplantısı’na İstanbul’da ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu söyledi. Kacır, bu tarihi buluşmanın sonuçlarının, ülkeler arasında bilim ve teknoloji alanında işbirliğinin geliştirilmesinde son derece faydalı olacağına inandığını belirterek, “Ortak hedeflerimizin birleşik ve stratejik ilerlemesini daha da sağlamak için Uzay Ajansı toplantısının tutanaklarını Bilim, Teknoloji, Sanayi ve Yenilik Bakanları Toplantısı tarafından sağlanan işbirlikçi çerçeveye entegre etmenin önemini kabul ediyoruz. Uluslararası işbirliğini destekleyen, birlikte iddialı projelere imza atma yeteneğimizi artıran girişimler geliştirmeye ve uygulamaya devam edeceğiz. Bu önemli etkinliğe ev sahipliği yapmak, kaynakları bu amaç için harekete geçirme kararlılığımızın bir kanıtıdır. Ayrıca, her birinizi Antalya’daki 2026 Uluslararası Uzay Kongresi’ne katılmaya içtenlikle davet ediyorum. Bu, uluslararası işbirliğini geliştirmek ve Türkiye’nin uzay teknolojisindeki ilerlemelerini küresel sahnede sergilemek için paha biçilmez bir fırsat olacak.” diye konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.