Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atlas 1948 İstanbul Sinema Müzesi’nin açılış programında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, turizm sektöründe dünyanın lideri olmaya giden bir ülke olduğunu vurgulayarak, “Tarihî ve kültürel zenginliklerimizi ne kadar iyi korur ve geliştirirsek, millet olarak o kadar çok kazanırız. Aynı zamanda bu bizim hem medeniyet birikimimize, hem coğrafi mirasımıza sahip çıkma sorumluluğumuzun da gereğidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beyoğlu’nda Atlas 1948 İstanbul Sinema Müzesi’nin açılış programına katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beyoğlu Kültür Yolu Projesi’nin en önemli eserlerinden biri olan Atlas 1948 İstanbul Sinema Müzesi’nin hayırlı olmasını diledi.
“ATLAS SİNEMAMIZ AYNI ZAMANDA YAŞAYAN BİR MÜZE OLACAK”
Atlas Sineması’nın Yeşilçam’da çekilen filmlerle bir devrin sembolü ve herkesin gönlünde taht kuran ustalarla özdeşleşmiş bir mekân olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atlas Sineması’nın Sultan Abdülaziz döneminde 1870’lerde inşa edilen tarihî binasıyla da İstanbul’un en güzel mimarı eserlerinden biri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1948 yılından beri İstanbullulara hizmet veren Atlas Sineması’nı sahnesinden koltuğuna, ses sisteminden fuayesine kadar aslına uygun şekilde yenilediklerini kaydetti.
Artık Atlas Sineması’nda gala ve prömiyer gösterimleri dahil sinema sanatının en nadide eserlerinin seyircisiyle buluşacağı müjdesini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Tarihî geçmişi ve modern alt yapısıyla Atlas Sinemamız aynı zamanda yaşayan bir müze de olacak. Türk sinema tarihinin tüm bilgilerini içeren dijital hafıza havuzu da yine bu eserin bünyesinde yer alıyor. Elbette ülkemiz sinemasının kazandığı tüm önemli ulusal ve uluslararası ödüller de burada sergilenecek. Beyoğlu Kültür Yolu Projemizin önemli duraklarından biri olan Atlas 1948 İstanbul Sinema Müzesi’nin şehrimize ve ülkemize kazandırılmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kültür ve sanat alanında sahip olunan köklü birikimi tüm insanlığın hizmetine sunmanın en başta gelen görevlerinden biri olduğunu dile getirerek, “Bu bakımdan dünyada yıldızı giderek parlayan bir ülke olduğumuzun en önemli göstergesi misafir ettiğimiz özellikle yabancı turist sayının 52 milyonu bulmuş olmasıdır” açıklamasında bulundu.
Salgın nedeniyle turist sayısında yaşanan düşüşün normalleşmeyle daha yüksek sayılara ulaşacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nitekim seyahat kısıtlamalarını kaldıran veya hafifleten her yerde ülkemize yönelik rezervasyonlarda adeta patlama yaşanıyor. İnşallah hep birlikte yeniden sağlıklı ve bereketli günlere kavuşacağımız vakitler yakındır” diye konuştu.
“İstanbul hep olduğu gibi bugün de en büyük turizm, kültür ve sanat değerimizdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu güzel şehri hâlâ hakkıyla değerlendiremediğimize inanıyorum bir İstanbullu olarak. Tarihî ve tabi güzellikleri, insani zenginlikleri, kültür ve sanat iklimi bakımından İstanbul ile kıyas dahi edilemeyecek yerler çok yüksek rakamlarda turist çekiyor. Bu tabloya baktığımızda İstanbul’un tek başına 50 milyonluk, hatta 100 milyonluk bir turist ağırlama potansiyelini barındırdığını söyleyebiliriz. Hiç şüphesiz bunun için hem İstanbul’da hem de ülkemizin her köşesinde tarih, kültür, sanat, tabii güzellik ve insan hazinesi potansiyelimizi hareket geçirmemiz gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda Türkiye’nin turizm potansiyelini ortaya çıkarmak için önemli yatırımlar yaptıklarına işaret ederek, “Kültür, sanat faaliyetlerinin gerçekleştirildiği mekân sayımızı, bu ifade çok önemli, 858’den 4 bin 139’a çıkarırken, etkinlik sayımızı 34 binden 110 bine yaklaştırdık. Bu etkinliklere katılan izleyici sayısı da 114 milyonu buldu” bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tiyatro, sinema, kültür merkezi, müze, ören yerleri, sanat merkezleri, opera salonları ve tarihi yapılar gibi nice kültür varlığının vatandaşların ve tüm insanlığın hizmetinde olduğunu vurguladı.
Beyoğlu Kültür Yolu’nun Atlas 1948 Sineması’nın yanı sıra Galataport, Galata Kulesi, Galata Mevlevihanesi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Narmanlı Han, Mehmet Akif Ersoy Müze Evi, Serkildoryan Binası, Taksim Camii ve Atatürk Kültür Merkezini de içeren dev bir proje olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben artık Atatürk Kültür Merkezi demiyorum, çünkü orayı biz hakikaten bir opera binası olarak şu anda hazırlamış durumdayız. Bu yılsonuna varmadan inşallah bitirip açılışını da gerçekleştireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılın sonunda açılması planlanan Atatürk Kültür Merkezi’ni salgın sebebiyle 2022’nin en geç ortasında İstanbul halkının hizmetine sunacaklarını belirterek, Taksim Camiini de 2022 yılı Ramazan ayına yetiştirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
“İSTİKLAL MARŞIMIZIN ŞAİRİ MEHMET AKİF ERSOY’UN EVİNİ MÜZEYE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”
Taksim Camii’nin ibadet yanında kütüphanesi, geleneksel sanatlar atölyeleri, sergileriyle de bir kültür ve sanat merkezi olarak da faaliyet göstereceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tabi Serkildoryan Binası ve bünyesindeki Emek Sineması 1983 yılında çıkan bir yangında adeta mahvolmuştu. Biz bu güzel eseri restore ettik ve 2016 yılında yeniden İstanbul’umuza kazandırdık. Bugün Emek Sineması şehrimizin kültür sanat faaliyetlerinin en önemli adreslerinden biridir. İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’un hayatının son günlerini yaşadığı Mısır Apartmanındaki evini müzeye dönüştürüyoruz. Projesi hazır, inşallah bu müzeyi de 12 Mart’ta yani İstiklal Marşımızın kabulünün 100. yılında hizmete açıyoruz. Narmanlı Han İstiklal Tünelinin girişinde 1831 yılından beri nice ünlü ismi ağırlamış bölgemizin sembol imkânları arasındadır. Burası da özel sektör girişimiyle restore edilerek yeniden hayat buldu. Geçtiğimiz Haziran ayında kapılarını tekrar açan Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi bünyesindeki tiyatro salonları ve aynı amaca hizmet eden birimleriyle İstanbul’un sanat damarlarından biridir. Aynı şeklide merkezin sinema salonları sektörün her kesiminden insana destek olan etkinlikleriyle müzik salonları da konserleriyle İstanbul’a nefes vermeyi sürdürüyor. Galata Mevlevihanesi 1491 yılından beri tasavvuf dünyamıza ışık tutan, bunun yanında kültür ve edebiyat alanında pek çok önemli isme ev sahipliği yapan bir ibadethanedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul siluetinin ayrılmaz bir parçası Galata Kulesinin de restore edilerek yeniden şehre kazandırılan eserler arasında yer aldığını açıkladı.
“GALATAPORT, DÜNYA ÇAPINDA BİR PROJEDİR”
Galataport projesinin de çok önemli bir proje olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tamamlandığında İstanbul’un hem kültür-sanat hayatına, hem turizmine çok büyük katkılar sunacak bir atılımdır. Dev turizm gemilerinin yanaşacağı bir yer hâline gelecek. Sadece turizm sektörüne 5 milyar dolarlık ilave katkı sağlaması beklenen Galataport, 25 milyon ziyaretçi, 7 milyon turist ve 1,5 milyon gemi yolcusu potansiyeliyle gerçekten dünya çapında bir projedir” değerlendirmesinde bulundu.
Dünyanın tüm önemli markalarının Galataport’ta yer almak için şimdiden arayış içinde olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, proje içindeki tarihî Tophane Saat Kulesi’nin de yıl boyunca pek çok ulusal ve uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapacağını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabi bunları bu kadar böyle iştahlı anlatırken bir derdim var; bu mekân benim doğup büyüdüğüm bir mekân ve buranın dili olsa da bize anlatsa veya biz ona anlatsak, böyle bir durumumuz var. Bir Beyoğlu çocuğu olarak burada doğdum, burada büyüdüm, burada yetiştim ve dolayısıyla da heyecan biraz da buradan geliyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul Modern ile İstanbul Resim ve Heykel Müzelerinin de küresel düzeyde ilgi gördüğünü işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nisan ayından itibaren Galataport’un faaliyete geçmesini beklediğini, salgın şartlarına rağmen sadece bu yıl 350 bin yolcu taşıyan 200 kurvaziyer gemisinin Galataport’a demirlemek için rezervasyon yaptırdığını söyledi.
“İSTANBUL VE TÜRKİYE İÇİN BELİRLEDİĞİMİZ TÜM HEDEFLERE ULAŞACAĞIZ”
Beyoğlu Kültür Yolu’nun, Galataport’un tarihî yarımadaya çekeceği ilave ilgiyi bölgenin diğer güzellikleriyle buluşturma amacıyla geliştirildiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah şehrimizin hâlâ geliştirilmeyi bekleyen nice güzelliklerini de yeni projelerle hizmete alarak İstanbul ve Türkiye için belirlediğimiz tüm hedeflere ulaşacağız” diye konuştu.
Türkiye’nin, turizm sektöründe dünyanın lideri olmaya giden bir ülke durumunda olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihî ve kültürel zenginliklerimizi ne kadar iyi korur ve geliştirirsek, millet olarak o kadar çok kazanırız. Aynı zamanda bu bizim hem medeniyet birikimimize, hem coğrafi mirasımıza sahip çıkma sorumluluğumuzun da gereğidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kültür meselesini önceliklerinin en başına alarak maddi altyapı atılımlarını güçlü bir içerikle de tahkim edeceklerini belirtti.
Açılışı yapılan Atlas 1948 İstanbul Sinema Müzesi’nin hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy olmak üzere eserin İstanbul’a kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik etti.
Açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, programa katılan sanatçılar Ediz Hun, Orhan Gencebay, Serdar Gökhan ve ABD’li ünlü aktör Jason Statham ile de sohbet etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin (AYM) 62. kuruluş yıl dönümü ve Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Prof. Dr. Ömer Çınar’ın yemin töreni vesilesiyle düzenlenen programa katıldı.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene gelişinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra törenin düzenlendiği salona geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Çınar’ın üyelik yeminini ve kisvesinin giydirilmesi töreni ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya’nın konuşmasını takip etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “2021-2027 yıllarını kapsayan Ufuk Avrupa Programı’nda, 2021 yılından bu yana 1107 Türk yürütücünün dahil olduğu 486 proje aracılığıyla 243 milyon avro hibe desteğini Türkiye’ye kazandırdık.” dedi.
Bakan Kacır ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Üyesi Iliana Ivanova, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde basına kapalı düzenlenen Türkiye-Avrupa Birliği, Bilim, Araştırma, Teknoloji ve Yenilik Yüksek Düzeyli Diyalog 2. Toplantısı’na katıldı. Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kacır, Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantısı’nın, ikili ilişkileri daha odaklı bir şekilde, en üst mercilerden ele almayı amaçlayan bir mekanizma olduğuna işaret ederek, toplantı çerçevesinde AB ile ikili ilişkileri en üst seviyede ele alarak önemli ve kapsamlı bir gündem etrafında verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
BİLİM VE TEKNOLOJİ POLİTİKALARI
Kacır, bilim ve teknoloji politikaları, sanayinin yeşil ve dijital dönüşümü, Türkiye’nin AB fonlarından daha etkin yararlanması, bilim ve AR-GE ile ilgili AB yapılarına katılımının artmasının da aralarında yer aldığı konularda önemli istişarelerde bulunduklarını belirterek, “Ülkemizin Avrupa Araştırma Alanı’na entegrasyonunu artırabilmek amacıyla önerilerimizi ve iyi uygulama örneklerimizi karşılıklı olarak paylaştık. Bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarımızdaki önceliklerimizi ortaya koyduk. Yeşil ve dijital dönüşüm alanında son dönemde kaydettiğimiz ilerlemeleri paylaştık. İkiz dönüşümde ortak hedeflerimizin gerçekleştirilmesi için ‘Ufuk Avrupa’ ve ‘Dijital Avrupa’ başta olmak üzere ‘Birlik’ programları ile ‘Katılım Öncesi Yardım Aracı’ arasındaki sinerjinin artırılması gerekliliğini ele aldık. Son olarak inovasyon eko-sistemlerimizin entegrasyonunu sağlamak amacıyla teknoloji transferi ve girişimcilik alanında iş birliği fırsatlarını değerlendirdik.” ifadelerini kullandı.
243 MİLYON AVRO HİBE DESTEĞİ
Araştırma ve inovasyon alanında, Avrupalı ortaklarımızla somut iş birliğinin örnekleri arasında dünyanın en büyük sivil AR-GE programı Ufuk Avrupa’da ülkemizin başarı grafiğinin yer aldığını belirten Kacır, “2021-2027 yıllarını kapsayan Ufuk Avrupa Programı’nda, 2021 yılından bu yana 1107 Türk yürütücünün dahil olduğu 486 proje aracılığıyla 243 milyon avro hibe desteğini Türkiye’ye kazandırdık. Buna ilave olarak, çok ortaklı projelerde koordinatör olarak yer alan kuruluş sayısını da 40’a yükselttik. 700 milyon avroyu aşan fon büyüklüğüyle yeşil ve dijital dönüşüm başta olmak üzere, AR-GE, teknoloji transferi ve ticarileştirme projelerini destekleyen Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA), AB-Türkiye arasındaki bilim, teknoloji ve inovasyon iş birliğini kuvvetlendirmede kilit rol üstlenmekte.” diye konuştu.
DİJİTAL VE YEŞİL DÖNÜŞÜM
Geçen yıl Türkiye’nin Dijital Avrupa programına katıldığını belirten Kacır, “AB’nin dijitalleşme ve inovasyon alanında inşa ettiği altyapılardan yararlanılmasına imkan tanıyacak, ülkedeki KOBİ’lerin dijital ve yeşil dönüşümüne katkı sunacak, beşeri sermayenin yeni dijital beceriler kazanmasını sağlayacak programda da Türkiye’nin aktif olarak yer alması için çalışmaları sürdürdüklerini anlattı.
YOL HARİTAMIZI HAZIRLADIK
“AB ile ihracatımızın yüzde 12,7’sine karşılık gelen, alüminyum, çelik, gübre ve çimento sektörlerinin sera gazı salımının azaltılması için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının desteği ve ilgili paydaşlarımızla birlikte yol haritalarımızı hazırladık.” diyen Kacır, “TÜBİTAK tarafından tasarlanan ‘Sektörel Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritaları’ ile ekonomimiz için hayati öneme sahip, birçok sektöre temel girdi sağlayan ve karbon emisyonu açısından öne çıkan demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, plastik ve kimya sektörlerindeki sanayi kuruluşlarımızın teknolojik ihtiyaçlarını tespit ettik.” şeklinde konuştu.
FİNANSMAN ALTYAPISI
Bakan Kacır, diğer yandan yeşil dönüşümü başarı ile gerçekleştirmelerine imkan sağlayacak finansman altyapısını da oluşturduklarını vurgulayarak, “Dünya Bankasıyla işbirliği içerisinde hayata geçirdiğimiz ‘Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi’ ve ‘Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’yle sanayimizin yeşil dönüşüm odaklı gerçekleştireceği yatırımlar ve teknoloji geliştirme çalışmaları için 750 milyon dolarlık bir finansmanı harekete geçirdik.” diye konuştu.
GÜMRÜK BİRLİĞİ
Bakan Kacır, “Gümrük Birliğinin mevcutta yaşanan sıkıntılar ve küresel ticarette yaşanan gelişmeler dikkate alınarak revizyonu, Türkiye ile AB arasında karşılıklı ticaretin ortak fayda temelinde daha ileriye taşınması için bir tercihten öte zorunluluk halini almıştır. Bu kapsamda Avrupalı ortaklarımızla karşılıklı somut girişimlerimiz ve çalışmalarımız devam edecektir. Türkiye’nin AB ile sürdürülebilir, güçlü, tam üyelik hedefiyle uyum içinde olan, bilimsel ve teknolojik iş birliğine dayalı taahhüdü, karşılıklı ilerleme ve ortak refah elde etmeye yönelik gösterdiği özverinin bir kanıtıdır.” şeklinde konuştu.
TÜRK ARAŞTIRMACILARA DESTEK
AB Komisyonu’nun Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Üyesi Iliana Ivanova da bugün özellikle yeşil dönüşümün desteklenmesinde eğitim, araştırma ve inovasyonun oynadığı önemli rolün altını çizmek üzere buluştuklarını dile getiren Ivanova, AB ile Türkiye arasında bilim araştırma, teknoloji ve inovasyon alanındaki işbirliklerine değindi. Ivanova, “Geçtiğimiz 20 yılda Türkiye’den araştırmacılar, bilim insanları ve inovasyoncular programlarımızdan 743 milyon avro kazandı. Türkiye’de bir Avrupa İnovasyon Konseyi ve Teknoloji Topluluğu Merkezi kuracağız.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır.” dedi.
Türkiye Uzay Ajansının (TUA) ev sahipliğinde düzenlenen Space Technology Conference (STC) 2024 Orta Avrasya Uzay Teknolojileri Konferansı Ankara JW Marriott Otel’de başladı. Bakan Kacır, açılış için gönderdiği video mesajda, etkinlik kapsamında uzay sektörünün büyüyüp geliştiği bir dönemde dünyanın dört bir yanındaki uzay topluluklarını bir araya getirmenin önemine işaret etti. Kacır, uzayın daha erişilebilir hale geldikçe ve uzay yarışına yeni katılımcılar dahil oldukça, küresel uzay sektörünün hızlı bir ilerleme kaydettiğini, bu büyümenin evreni kavrayış açısından önemli bir gelişmeye yol açtığını anlattı.
TÜRKİYE FIRSATLARDAN YARARLANMAYA HAZIR Bakan Kacır, uzay sektörünün artık her yerde insanların günlük yaşamlarını etkilediğini ve küresel ekonominin tüm sektörlerinde değer yaratma kapasitesine sahip olduğunu belirterek, “Uzay ekonomisinin 2035’e kadar 1,8 trilyon dolar büyüklüğünde bir pazara ulaşması ve önümüzdeki 12 yıl boyunca küresel ekonominin 2 katı büyüyeceği öngörülüyor. Türkiye, son 22 yılda geliştirdiği sağlam altyapı sayesinde uzayın sunduğu sınırsız fırsatlardan yararlanmaya fazlasıyla hazır. Uzaya dair yeteneklerimiz artık kendi uydularımızı geliştirmemize, test etmemize ve üretmemize olanak sağlıyor.” dedi.
BİLSAT, RASAT, GÖKTÜRK ve İMECE uydularıyla görüntüleme uydularının üretiminde önemli kabiliyetler kazandıklarının altını çizerek, yakında ilk milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’yı fırlatarak, bu alanda yetkin 11 ülkeden biri olacaklarını belirten Kacır, “Uzaydaki varlığımızı sürdürmeyi ve onu barış içinde tüm insanlığın yararına kullanmayı hedefliyoruz. Kaynaklarımızı, yeteneklerimizi, insan sermayemizi ve altyapımızı istikrarlı bir şekilde geliştiriyoruz. Türkiye Milli Uzay Programı, keşif ve inovasyonun sınırlarını zorlama kararlılığımızı örnekleyen 10 yıllık cesur girişimleri, stratejileri ve hedefleri özetleyen vizyoner bir yol haritası belirliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde Milli Uzay Programı’mızın kilometre taşlarından biri de insanlı ilk uzay bilim misyonumuz oldu. Küresel uzay yarışında önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktığımızı ve keşif, yenilik ve ilerlemeye olan sarsılmaz bağlılığımızı göstererek, bu tarihi görevi başarıyla tamamladık.” ifadesini kullandı.
“YERLİ VE MİLLİ HİBRİT ROKETLE AYA ULAŞACAĞIZ” Kacır, Türk Astronot ve Bilim Misyonu’nun, uzayda yeni yetenekler arayışlarında büyük önem taşıdığını belirterek şöyle devam etti: “Uluslararası Uzay İstasyonu’nda daha fazla bilimsel araştırma yapılması, uzay teknolojilerinde AR-GE ve üretim kapasitelerinin güçlendirilmesi için programlar başlatacağız. Yeni nesil uydu geliştirmede küresel bir oyuncu olmayı, bölgesel konumlandırma ve zamanlama sistemimizi geliştirmeyi ve uzay limanı kurarak uzaya erişimi güvence altına almayı hedefliyoruz. Yerli ve milli özgün hibrit roketle aya ulaşacağız.”
“UZAY TEKNOLOJİSİNDE İLERME KAYDETMEYE KARARLIYIZ” Kacır, her yaştan ve kesimden binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen Gökyüzü Gözlem Şenlikleri’nin de uzay ile toplumu buluşturduğunu vurgulayarak, “Uzay bilimi ve teknolojisinde insan kaynağımızı güçlendirmeye yönelik adımlar atmaya devam edeceğiz. Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır.” dedi.
TÜM KATILIMCILARI 2026 ULUSLARARASI UZAY KONGRESİ’NE DAVET ETTİ Milli Uzay Programı’nın başarısında uluslararası işbirliğinin kritik rolünün bilinciyle, uzay çalışmalarında Türk devletleri arasında işbirliği ve dayanışmayı artırmaya odaklandıklarını belirten Kacır, bu yıl Türk Devletleri Teşkilatı Bilim, Teknoloji, Yenilik ve Sanayi Bakanları Açılış Toplantısı’na İstanbul’da ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu söyledi. Kacır, bu tarihi buluşmanın sonuçlarının, ülkeler arasında bilim ve teknoloji alanında işbirliğinin geliştirilmesinde son derece faydalı olacağına inandığını belirterek, “Ortak hedeflerimizin birleşik ve stratejik ilerlemesini daha da sağlamak için Uzay Ajansı toplantısının tutanaklarını Bilim, Teknoloji, Sanayi ve Yenilik Bakanları Toplantısı tarafından sağlanan işbirlikçi çerçeveye entegre etmenin önemini kabul ediyoruz. Uluslararası işbirliğini destekleyen, birlikte iddialı projelere imza atma yeteneğimizi artıran girişimler geliştirmeye ve uygulamaya devam edeceğiz. Bu önemli etkinliğe ev sahipliği yapmak, kaynakları bu amaç için harekete geçirme kararlılığımızın bir kanıtıdır. Ayrıca, her birinizi Antalya’daki 2026 Uluslararası Uzay Kongresi’ne katılmaya içtenlikle davet ediyorum. Bu, uluslararası işbirliğini geliştirmek ve Türkiye’nin uzay teknolojisindeki ilerlemelerini küresel sahnede sergilemek için paha biçilmez bir fırsat olacak.” diye konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.