Bakanı Pekcan: “Aralık ayında ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16 artışla 17 milyar 844 milyon dolar olmuştur. Bu tüm zamanların en yüksek aylık ihracat tutarıdır”
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 2020 yılını ihracatta tarihi bir rekor ile kapattıklarını belirterek, “169,5 milyar dolarlık ihracat, ihracatçılarımızın başarısıdır, Türkiye’nin başarısıdır.” dedi.
Pekcan, Bakanlığın 2020 Yılı Dış Ticaret Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 2020’nin sıra dışı bir yıl olduğunu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının sağlık alanında yarattığı risk ve kayıpların yanında, sosyal yaşantıdan ekonomik hayata kadar pek çok açıdan derin etkiler yarattığını söyledi.
Türkiye’nin tüm dünya ile birlikte önemli bir sınav verdiğine ve vermeye de devam ettiğine dikkati çeken Pekcan, süreci mümkün olan en az kayıpla atlatabilmek için devletin, tüm imkanlarını seferber ettiğini vurguladı.
Pekcan, salgının ve belli başlı diğer küresel ve bölgesel faktörlerin gölgesinde bir yılı geride bıraktıklarını dile getirerek, 2020 yılında dış ticarette önemli bir direnç sergilediklerini bildirdi.
Bakan Pekcan, küresel ticarette 2020 yılında yaşanan nominal düşüş oranının yüzde 11,7 olarak tahmin edildiğinin altını çizerek, reel olarak ise 2010-2019 döneminde ortalama yüzde 3,8 büyüyen dünya ticaret hacminin 2020 yılında yüzde 9,2 daralmasının beklendiğine dikkati çekti.
Gelecek yıla ilişkin tahminlere göre küresel ekonomi ve ticarette toparlanma beklenmekle birlikte genel olarak 2019 yılındaki salgın öncesi seviyelere ulaşılamayacağının öngörüldüğünü ifade eden Pekcan, dünya ekonomisinin 2021 yılında yüzde 5,2 büyüyeceğinin tahmin edildiğini belirtti.
“2020 yılını ihracatta tarihi bir rekor ile kapattık”
Pekcan, 2020 yılı aralık ayı ve yılın tamamına ilişkin verileri paylaşarak, 2020 yılını ihracatta tarihi bir rekor ile kapattıklarını duyurdu.
Geçen yıl ekim ayında 17,3 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamını yakaladıklarını hatırlatan Pekcan, şöyle devam etti:
“2020 yılının son ayında bu rekorumuzu daha da geliştirmenin memnuniyetini yaşadık. 2020 Aralık ayında ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16 artışla 17 milyar 844 milyon dolar olmuştur. Bu tüm zamanların en yüksek aylık ihracat tutarıdır. 2020 gibi zor bir yılın, böylesine önemli bir rekorla kapatılmasını temin eden ihracatçılarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. 17,8 milyar dolarlık ihracat, Türkiye’nin dış ticaretteki gücü ve dinamizminin somut bir göstergesidir. Bu şekilde 2020 yılını 169,5 milyar dolarlık ihracatla kapamış olduk. Başta Avrupa Birliği olmak üzere, pek çok ihracat pazarımızda yaşanan ciddi ekonomik küçülmeye ve dış talep daralmalarına rağmen gerçekleştirilen 169,5 milyar dolarlık ihracat, ihracatçımızın başarısıdır, Türkiye’nin başarısıdır.”
OVP hedefi aşıldı
Pekcan, 2020 yılında gerçekleştirilen 169,5 milyar dolarlık ihracatla Orta Vadeli Program’da 2020 yılı için hedeflenen 165,9 milyar dolar ihracat hedefinin aşıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Pandeminin etkisiyle ihracatımız yılın ikinci çeyreğinde 32,4 milyar dolara kadar gerilemiştir. Yılın üçüncü çeyreğinde ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 33,8 oranında hızlı bir toparlanma ile 43,3 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Şimdi sürpriz, yılın son çeyreğinde artık büyüme fazına geçilmiş ve çeyreklik ihracatımız ilk defa 50 milyar dolar seviyesinin üzerinde gerçekleşmiştir. En büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği’nde salgında ikinci dalganın yaşandığı ve kısıtlama tedbirlerinin alındığı yılın son çeyreğinde ihracatımız bir önceki çeyreğe göre yüzde 18,4, 2019 yılının son çeyreğine göre ise yüzde 6,7 artarak 51,2 milyar dolar olmuştur. Dolayısıyla, 2020 yılı aralık ayı ile gelen en yüksek aylık ihracat rekorunun yanında, 2020 yılı son çeyreği itibarıyla 51,2 milyar dolarlık ihracatla en yüksek çeyrek dönem ihracat rekoru da kırılmıştır.”
“2020 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,3”
Bakan Pekcan, aralık ayı ithalatının 2019’un aynı ayına göre yüzde 11,7 artışla 22,4 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ifade ederek, “Altın hariç aralık ayı ithalatımız 20,3 milyar dolardır. 2020 yılı geneli ithalatımız yüzde 4,3 artışla 219,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ancak altın hariç olarak baktığımızda ise 2020 yılı ithalat değeri 194,2 milyar dolardır, bu da 2020 yılı için ithalatımızda yüzde 2,4’lük bir düşüşe karşılık gelmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Pekcan, nisanda yüzde 66,2 seviyesine kadar gerileyen ihracatın ithalatı karşılama oranının aralık ayında yüzde 79,6’a çıktığını bildirdi.
Altın ticareti hariç tutulduğunda ise nisan ayında yüzde 68,8’e kadar gerileyen ihracatın ithalatı karşılama oranının aralık ayında yüzde 86,8’e ulaştığını ifade eden Pekcan, “2020 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,3 iken altın hariç tutulduğunda ise yüzde 85,8 olarak gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2020 yılının 3. çeyreğinden itibaren artmıştır. Son çeyrekte, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 81, altın hariç tutulduğunda ise yüzde 89,4 olarak kaydedilmiştir.” diye konuştu.
“2020 yılında ülkelere göre ihracatta, ihracat rekoru kırdığımız 44 ülke bulunmaktadır”
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 2020 yılında 44 ülkeye yapılan ihracatta rekor kırıldığını bildirdi. Pekcan, IMF’ye göre 2020 yılında dünya mal ihracatının nominal olarak yüzde 11,7 azalmasının öngörüldüğünü, Türkiye’deki düşüşün ise bunun çok altında yüzde 6,3 oranında gerçekleştiğini söyledi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle azalan ticari aktivitelere rağmen Türkiye’nin ihracatının dünya ihracatına göre daha iyi bir performans gösterdiğine işaret eden Pekcan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İhracatımızda özellikle ikinci çeyrek sonrası dönemde hızlı bir toparlanma süreci başlamıştır. Türkiye diğer bölgelerle karşılaştırıldığında, pandemi sonrası alınan politika önlemlerine en hızlı olumlu tepkiyi veren ve pozitif ayrışan ülkelerden birisi olmuştur.
Bu çerçevede Türkiye, 2018’in üçüncü çeyreğinden itibaren, reel olarak ihracatını Asya, Avrupa, Afrika, Güney/Orta Amerika ve dünya ortalamasına kıyasla daha fazla artırarak; risklere karşı dayanıklılığını, üretim ve ihracatta süreklilik sağlayabileceğini ispatlamıştır.
Dünyada 4. çeyrek dış ticaret verilerinin açıklanmasıyla birlikte Türkiye’nin daha pozitif ayrışacağını öngörüyoruz. İhracatımızın tabana yayılması ve küresel değer zincirlerine entegrasyonumuzun artırılması ile bu trendi devam ettirmeyi ve Türkiye’nin küresel ticaretteki yerini daha da olumlu bir noktaya taşımayı hedefliyoruz.”
Türkiye’nin 2019 yılında küresel ihracattan aldığı payı binde 9,6’ya çıkararak Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre 1948 yılından bu yana en yüksek seviyeyi yakaladığına işaret eden Pekcan, “Pandeminin etkilerinin derinden hissedildiği 2020 Ocak-Ekim döneminde ise verisi açıklanan ülkelerin toplam ihracatı içerisindeki payımız ilk defa yüzde 1’i aşarak, yüzde 1,03 seviyesine çıkmıştır.” dedi.
44 ülkede ihracat rekoru
Bakan Pekcan, ülkelere göre ihracata bakıldığında 2020 yılında en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkenin yaklaşık 16 milyar dolar ile Almanya olduğunu belirtti.
Almanya’yı 11,2 milyar dolar ihracat ile İngiltere izlerken üçüncü sırada 10,2 milyar dolar ihracat ile Amerika Birleşik Devletleri’nin yer aldığını dile getiren Pekcan, ayrıca 2020 yılında bir önceki yıla göre İsrail ve Rusya Federasyonu’na ihracatta artış gözlendiğini ifade etti.
Ülke bazlı ihracat rakamları açısından da bazı rekorlar gerçekleştiğini vurgulayan Pekcan, “2020 yılında ülkelere göre ihracatta, ihracat rekoru kırdığımız 44 ülke bulunmaktadır. Bunlardan ilk 3’ü sırasıyla Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Güney Kore olmuştur.” diye konuştu. Fasıllara göre ihracata bakıldığında, 2020 yılında en fazla ihracat yapılan fasılların yüksek ve orta-yüksek teknoloji gruplarında olduğuna değinen Pekcan, şu bilgiler verdi:
“Nitekim 2020 yılında en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz fasıl, 22,1 milyar dolarlık tutar ile motorlu kara taşıtları faslı olmuş; söz konusu faslı 16,8 milyar dolar ihracat ile kazanlar, makineler faslı izlemiştir. En çok ihracat gerçekleştirdiğimiz üçüncü fasıl ise 9,3 milyar dolar ihracat ile elektrikli makine ve cihazlar grubu olmuştur. 2020 yılında sektörlere göre ihracatta, 29 fasılda ihracat rekoru kırdığımız görülmektedir. Plastik ve mamulleri, meyveler ve halılar gibi fasıllarda bugüne kadarki en yüksek ihracat seviyeleri yakalanmıştır.”
18 bin 123 firma ilk kez ihracat yaptı
Ruhsar Pekcan, tüm bunların yanında, ihracatçı sayısındaki artışın sürmesinin de ayrıca önemli ve değerli olduğunu söyledi. Pekcan, “2020 yılında ihracatçı sayımız bir önceki yıla göre yüzde 3,6 artarak 87 bin 400’ü aşmıştır. Bu itibarla, aralık ayında ihracatçı firma sayımızda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,5 artış yaşanmıştır. Ayrıca 2020 yılında ilk defa ihracat gerçekleştiren firma sayısı 18 bin 123 olarak gerçekleşmiştir.” dedi.
Pekcan, öte yandan 1 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştiren ihracatçı sayısı 2019’da 14 bin 481 iken, bu rakamın salgın koşullarına rağmen 14 bin 620’ye yükseldiğini ifade etti.
İthalatta cep telefonu ve tablet etkisi
İthalattaki gelişmelere ilişkin de bilgiler veren Pekcan, 2020 yılında en fazla ithalatın Çin’den gerçekleştirildiğini söyledi. Bu artışta, salgın şartlarındaki talebe de bağlı olarak, cep telefonu ve tabletler gibi elektronik ürün ithalatındaki artışın etkili olduğunu anlatan Pekcan, Çin’i Almanya ve Rusya’nın takip ettiğini belirtti.
2020 yılında en fazla ithalat yapılan faslın 2019’da olduğu gibi mineral yakıtlar olduğunu ifade eden Pekcan, “Bu fasılda 29 milyar dolarlık ithalat yapılmıştır. Bu faslı 26,6 milyar dolar ile kıymetli taşlar ve 25,3 milyar dolar ile kazan ve makinalar izlemiştir. Aralık ayında altın ithalatı 2019 yılı aralık ayına kıyasla yüzde 45,4 artışla 2,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılı genelinde ise bir önceki yıla göre yüzde 123,5 gibi önemli bir artış ile 11,3 milyar dolardan 25,2 milyar dolara ulaşmıştır. Bu noktada, ithalatımızda kayda değer bir yer tutan altının, büyük oranda tasarruf ve yatırım saikiyle ithal edildiği değerlendirilmektedir.” diye konuştu.
Salgının ticaret üzerindeki etkileri
Hizmet ticaretine ilişkin verileri de paylaşan Pekcan, salgının tüm dünyada en fazla turizm ve taşımacılık gibi hizmet sektörlerini vurduğunu dile getirdi.Hizmet ihracatının 2020 yılının 10 ayında 2019 yılı aynı dönemine kıyasla yüzde 49,5 azalışla 27,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirten Pekcan, hizmet ithalatının ise aynı dönemde yüzde 7,1 azalışla 20,8 milyar dolar olduğunu bildirdi. Salgın sebebiyle yaşanan bir diğer problemin tedarik sürecinde gözlenen aksamalar olduğuna işaret eden Pekcan, “Küresel firmalar için tedarikçilerin yakın bölgelere kaydırılarak tedarik mesafeleri ve sürelerinin kısaltılması öncelikli hale gelmiştir. Tedarikin daha sık ve daha küçük partiler halinde yapılması ile tedarik güvenliğinin yanında ara ve nihai malların stratejik lokasyonlarda stoklanması da öne çıkan eğilimler olarak değerlendirilmektedir. Böylece tedarik zincirlerinde küreselleşmenin yerini bölgeselleşmenin aldığı ‘adalaşma’ dönemine girilmiştir.” dedi.
“Türkiye konumunu güçlendirerek çıkıyor”
Salgının, dünya ekonomisini derinden etkileyerek tarihi bir resesyona neden olduğunu ifade eden Pekcan, şunları kaydetti:
“Pandemi, arz ve talep yönlü şoklar yaratırken dünya ticareti önemli oranda daralmış ve bu gelişmeler neticesinde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de ihracatı düşüş göstermekle birlikte; yılın üçüncü çeyreğindeki güçlü toparlanmadan sonra yılın son çeyreğinde ihracat tarihimizde ilk defa 50 milyar doları aşmış ve büyüme fazına girilmiştir. Ülkemiz bu performansı ile ihracatta diğer ülkelerden olumlu yönde ayrışmıştır. Ayrıca 2020 yılında Orta Vadeli Program’da hedeflenen ihracat düzeyini aşmayı başarmıştır. Temassız ticaret, sanal ticaret organizasyonları, kağıtsız gümrük gibi alınan tedbirlerin neticesinde Türkiye, pandemiye rağmen, dünya ihracatındaki payını yüzde 1,03 gibi tarihi seviyeye yükseltmiştir ve pandemi döneminden küresel ticaretteki konumunu güçlendirerek çıkmaktadır.”
“Ülkemizi ticarette cazibe merkezi haline getirecek projeler geliştireceğiz”
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Güçlü İç Ticaret, Güçlü Dış Ticaret” hedefi doğrultusunda Türkiye’yi ticarette cazibe merkezi haline getirecek projeler geliştireceklerini söyledi. Pekcan, geçen yıl ihracatı destekleyici pek çok adım atıldığını, özellikle pandemi süreci de dikkate alınarak iş insanları ve ihracatçıya yönelik hizmetlerin etkinlikle sürdürüldüğünü ifade etti. Bakanlığın tüm faaliyetlerinin 2021 yılında da aynı titizlik ve etkinlikle süreceğini dile getiren Pekcan, pek çok yeni çalışmanın da hayata geçirileceğini belirtti.
Pekcan, bakanlığın iç ticaret, gümrükler, kaçakçılıkla mücadele ve tüketicinin korunması gibi alanlarda farklı çalışmaları ve önemli projeleri olduğuna dikkati çekerek, “Önümüzdeki günlerde bu alanlardaki çalışma ve projelerimizi de farklı etkinlik ve platformlarda sizlerle paylaşacağız. Eximbank 2020 Yılı Faaliyetleri ve Stratejik Dönüşüm Programı, yurt dışı müteahhitlik ve müşavirlik faaliyetlerimiz, kaçakçılıkla mücadele çalışmalarımız, yeni ürün güvenliği yasamız ve etkileri, esnaf ve kooperatifçilik çalışmalarımız, iç ticaretin düzenlenmesine yönelik faaliyetlerimiz ve yıllık e-ticaret verilerinin açıklanması gibi çalışmalarımızın tanıtımı kapsamında sizlerle yakın zamanda yeniden bir araya gelebilmeyi ümit ediyoruz. ” dedi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla küresel tedarik zincirlerinde ortaya çıkan dönüşümü iyi okuyarak, küresel ticarette güçlenen Türkiye’nin konumunu daha da yukarı çıkaracak aksiyonları hızla alacaklarını belirten Pekcan, “İhracatta 184 milyar dolarlık program hedefine ulaşmak için çalışacağız.” dedi. Pekcan, “Ticareti daha kolay, daha güvenli ve daha verimli hale getirerek ticaret kapasitemizi çok daha büyütecek çalışmalar yapacağız. ‘Güçlü İç Ticaret, Güçlü Dış Ticaret’ hedefi doğrultusunda ülkemizi ticarette cazibe merkezi haline getirecek projeleri geliştireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Pekcan, açıkladığı rekorların, Türkiye’nin dış ticaretteki dinamizmini göstermenin yanı sıra 2021 yılı için de umut ve güç veren çok önemli göstergeler olduğunu dile getirdi. Bakan Pekcan, şunları kaydetti:
“Umuyoruz, 2021 ve sonrasında ülkemizin gerçek potansiyelini değerlendirecek ihracatlar yaparak, katma değerli ihracatımızı artırarak ülke olarak hedeflerimize doğru yolumuza en iyi şekilde devam edeceğiz.”
“2021 yılında ihracatçılara desteğimizi 4,1 milyar liraya çıkardık”
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından olumsuz etkilenen esnaf ve gerçek kişi tacirlere yönelik destek paketine bu sabah itibarıyla e-Devlet üzerinden 1 milyon 200 bini aşkın başvuru yapıldığını bildirdi.
Bakan Pekcan, Ticaret Bakanlığı’nın geçen yıl gerçekleştirdiği proje ve faaliyetlere ilişkin bilgi verdi. Kovid-19 salgını koşullarında ticaretin korunması ve geliştirilmesine yönelik önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Pekcan, Habur, Kapıkule ve Kapıköy gümrük kapılarında ve Ro-Ro limanlarında temassız ticaret uygulamasını hızla hayata geçirdiklerini söyledi.
Pekcan, ticari araçların giriş-çıkış işlemlerini, tampon bölgede ve Ro-Ro limanlarında konteyner, dorse ve şoför değişimi yoluyla yaptıklarını ifade ederek, “Bu sayede, Habur ve Kapıkule’de pandemi öncesi dönemlere yakın bir sevkıyat akışı sağladık.” dedi. Bakanlığın birçok alandaki faaliyetlerinin dijital ortama taşındığına işaret eden Pekcan, şöyle konuştu:
“Pazara Girişte Dijital Faaliyetlerin Desteklenmesi Hakkında Karar uyarınca mayıs ayından bu yana toplam 15 sanal fuar organizasyonu 92 bini aşkın ziyaretçiyle gerçekleşmiştir. 43 sanal ticaret heyetinde yaklaşık 7 bin ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi. Bakanlığımızca onaylanan e-ticaret sitelerine üyelik giderleri, 2020 yılı için yüzde 80, takip eden yıllarda yüzde 60 oranında desteklenmektedir.”
Bakan Pekcan, Kovid-19 salgınından olumsuz etkilenen esnaf ve gerçek kişi tacirlere yönelik destek paketi açıkladıklarını anımsatarak, “e-Devlet üzerinden başvurular alınmaya başlanmış olup, bugün itibarıyla desteğe 833 bini aşkın esnaf ve sanatkarımız ile gerçek kişi tacirlerimiz başvurmuştur ama benim gördüğüm bu sabah itibarıyla 1 milyon 200 bini aşmıştı bu rakam.” ifadelerini kullandı.
“e-Ticaret Olarak KOBİ’lerin Yanındayız” kampanyasının önemine dikkati çeken Pekcan, “Kampanyadan yaklaşık 135 bin KOBİ yararlanmış, 3 bin 761 KOBİ’miz ilk defa e-ticaretle tanışmış ve KOBİ’lerimize vadesinden önce 1,2 milyar lira aktarılmıştır.” bilgisini verdi.
“İhracatçılara desteğimizi 4,1 milyar liraya çıkardık”
Pekcan, ihracatın geliştirilmesine yönelik destekler kapsamında 2020 yılında salgın sebebiyle fiziki fuarların ertelenmesine ve desteklerinin verilememesine rağmen, mal ve hizmet ihracatçılarına toplamda 3 milyar 150 milyon lira destek ödemesi gerçekleştirdiklerini aktararak, şöyle devam etti:
“2021 yılında ihracatçılara desteğimizi 4,1 milyar liraya çıkardık. 2020 yılında kredi ve sigorta finansman desteği olarak Eximbank toplamda yüzde 3,6 artışla 45,6 milyar dolar desteğe ulaşmış ve bu desteğin içinde toplam kredi desteği ise yüzde 6,7 artışla 28,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında yüzde 24,3 olan ihracata destek oranı 2020’de yüzde 26,9 olmuştur.”
“İhracatçı portföyü içindeki KOBİ oranı yüzde 71”
Kredi ve sigortayla toplam 13 bin 102 ihracatçıya destek verdiklerini belirten Pekcan, ihracatçı portföyü içindeki KOBİ oranının yüzde 71 olarak gerçekleştiğini dile getirdi.
Pekcan, ihracata ilk hazırlıktan pazarlama kabiliyetlerinin geliştirilmesine, dış pazarda tutunup markalaşmadan yüksek katma değerli ürün ihracatına kadar firmaların yetkinlik düzeyine göre farklılaşan 14 ayrı ihracat desteği olduğunu bildirdi.
İhracatçılara sunulan destekleri “Destek Yönetim Sistemi” ile tek bir çatı altında birleştirdiklerini hatırlatan Pekcan, tüm desteklere e-Devlet aracılığıyla çevrim içi başvuru imkanı sağladıklarını ifade etti.
“17 bin 514 ihracatçımıza hususi damgalı pasaport temin ettik”
Bakan Pekcan, “İhracatçılarımızın dünyanın her noktasında daha aktif ve görünür olmalarını sağlamak amacıyla bugüne kadar 17 bin 514 ihracatçımıza hususi damgalı yeşil pasaport temin ederek pek çok ülkeye vizesiz girişin önünü açtık.” dedi.
“81 İlde İhracata İlk Adım Programı” çerçevesinde 78 ilde 18 bin 403 potansiyel ihracatçı firma tespit ettiklerini aktaran Pekcan, bu firmalara yönelik mentorluk çalışması başlatarak ihracatçı olmalarını teşvik edeceklerini ve programı en kısa zamanda 81 ile yayacaklarını kaydetti.
Pekcan, kullanıcılara ülke bazında somut pazar bilgisi ve öneriler sunan Kolay İhracat Platformu’na yakın zamanda ülke ve ürün bazlı ithalatçı listeleri gibi bilgilerin de ekleneceğini işaret ederek, platforma 28 Ağustos’tan bugüne kadar 81 binin üzerinde kullanıcı tarafından erişim sağlandığını aktardı.
Ayrıca, “kolaydestek.gov.tr” adresinde firmaların desteklere daha kolay ulaşabilmeleri için bilgiler paylaşıldığına dikkati çeken Pekcan, “Sitemiz yayına alındığı günden bu yana 360 bin kayıtlı kullanıcıya erişmiş, 1 milyon 750 bin kez ziyaret edilmiştir.” bilgisini paylaştı.
Pekcan, iç ve dış ticaret, girişimcilik ve e-ticaret konularında eğitimlerin sunulduğu Sanal Ticaret Akademisinin 81 ilden 30 binin üzerinde kullanıcıya ulaşarak, bugüne kadar eğitimlerini tamamlayan 5 bini aşkın kullanıcıya sertifika takdim ettiğini bildirdi.
“e-Ticaret hacmi 2020’nin ilk 6 ayında yüzde 64 arttı”
e-Ticaretin Türkiye’nin dijital ekonomiye adaptasyonu için stratejik önem arz ettiğini vurgulayan Pekcan, ülkedeki e-ticaret altyapısının gelişimi için yürüttükleri çalışmaları da anlattı.
Pekcan, Türkiye’de e-ticaret sektörüne ilişkin verileri ilk kez bu yıl açıkladıklarına dikkati çekerek, “Ülkemizde e-ticaret hacmi 2020 yılının ilk 6 ayında 2019’un aynı dönemine göre yüzde 64 artarak 91 milyar 700 milyon lira oldu.” diye konuştu.
Hizmete açıldığı günden bu yana e-Ticaret Bilgi Platformu’ndan 440 binden fazla kullanıcının yararlandığını belirten Pekcan, şunları kaydetti:
“e-Ticaret Akademisinde yer alan eğitimlerimizden faydalanan kullanıcı sayısı yaklaşık 55 bini buldu. Güven Damgası Sistemi uygulaması kapsamında şu ana kadar 20 e-ticaret sitesi ‘Güven Damgası’ almıştır. Ülkemizde e-ticaretin etkin ve güvenli biçimde kullanılmasının yaygınlaştırılması için çalışmalarımız yoğun biçimde devam edecektir.”
Pekcan, DigiKamp Dijital Dönüşüm Yarışması ile girişimcilik ekosistemini hareketlendirmek, yeni fikirlere erişmek ve Türkiye’den yeni ‘unicorn’ların çıkması için kurumsal bir altyapı oluşturmak istediklerini belirterek, “Yarışmayı son derece önemsiyoruz. Tek seferlik olmayıp ileriki dönemlerde de geliştirilerek her sene tekrarlanacak bir yarışma olacak.” ifadelerini kullandı.
“139 kooperatife 14,3 milyon lira hibe desteği”
Kadın ve genç girişimciliğine yönelik faaliyetler kapsamında 2020’de düzenlenen 12 Export Akademi Programı’na yaklaşık 3 bin 700 girişimcinin katılım sağladığı bilgisini veren Pekcan, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu programlarımız Uluslararası Ticaret Merkezinin SheTrades Outlook Platformu tarafından dünyadaki iyi uygulama örnekleri arasında gösterilmiş olup, 12’nci DTÖ Bakanlar Konferansı’nda da örnek çalışma olarak ele alınacaktır. Kadın Girişimci Fiziki/Online Network Ağı Projemiz kapsamında, 2020 yılında 34 ilimizden 800 kadın girişimcimize ulaştık.”
Pekcan, Kooperatiflerin Desteklenmesi (KOOP-DES) Programı’na ilişkin de bilgi verirken, program kapsamında bugüne kadar 41 ilden 139 kooperatifin toplam proje bedeli yaklaşık 19 milyon lira olan 149 projesine 14,3 milyon lira hibe desteği verildiğini söyledi. Geçen yıl kadın kooperatiflerine yönelik 7 toplantı düzenlendiğini ifade eden Pekcan, 2 bin 570 kadına, kadın kooperatifçiliği, girişimcilik ve e-ticaret başlıklarında eğitim verildiğini anlattı.
“İngiltere ile ticaretimizin imzalanan yeni STA sayesinde daha da gelişmesini umuyoruz”
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İngiltere ile imzalanan serbest ticaret anlaşmasıyla (STA), Gümrük Birliği’nden bugüne kadar elde edilen kazanımın korunduğunu ve iş insanları açısından belirsizliğin ortadan kaldırıldığını belirterek, “İngiltere ile ticaretimizin imzalanan yeni serbest ticaret anlaşması sayesinde daha da gelişmesini umuyoruz.” dedi.
Bakan Pekcan, geçen yıl, Türkiye’deki 18 serbest bölgede 21,9 milyar dolarlık ticaret hacmi sağlandığını söyledi. Bu serbest bölgelerde 80 bin kişilik istihdam oluşturulduğuna işaret eden Pekcan, “Toplam satışlar içinde ihracatın payı yüzde 63 olmuş ve ihracatta yüksek teknoloji payı yüzde 9 gibi önemli bir düzeyde gerçekleşmiştir.” ifadesini kullandı.
Pekcan, yüksek teknolojili ihracata ilişkin imkanları daha da artırmak amacıyla serbest bölgelere yeni bir nitelik kazandırdıklarını ve “İhtisas Serbest Bölge” modelini hayata geçirdiklerini dile getirererek, şunları kaydetti:
“Haziran ayında yayımlanan ilgili Cumhurbaşkanı Kararı çerçevesinde, İhtisas Serbest Bölge olarak tanımlanacak bölgelerde Ar-Ge yoğun, yüksek katma değerli, inovasyon ve teknoloji odaklı sektörlerde ihracat hedefiyle faaliyet gösterecek firmalara ve bu bölgeleri kuracak olan ana yatırımcılara önemli ilave teşvik ve destekler sunulacaktır.”
Bu kapsamda ilk olarak İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’ni belirlediklerinin ve 30’u aşkın firmaya ruhsat vererek yeni yatırımların önünü açtıklarının altını çizen Pekcan, Bakanlık olarak İstanbul, İzmir, Eskişehir gibi diğer illerden de gelen kurulum taleplerini değerlendirmeye aldıklarını bildirdi.
Yurt dışı lojistik merkezler
Pekcan, Türk ürünlerinin rekabetçiliğinin artırılması ve dünya pazarlarına daha kolay ulaşması amacıyla çok önemli bir karar olan “Yurt Dışı Lojistik Merkezlerinin (YDLM) Desteklenmesi Hakkında Karar”ın yayımlandığını anımsatarak, söz konusu Karar uyarınca, ihracatçıların talep ve ihtiyaçları çerçevesinde yurt dışındaki kritik noktalarda kurulacak lojistik merkezlerinin Bakanlıkça desteklenebileceğini kaydetti.
YDLM’lerin Türk ihracatçısının yurt dışı tedarik ve dağıtım süreçlerine önemli katkı sağlayacağını anlatan Pekcan, merkezlerin, Türkiye’nin yurt dışı pazara erişim ve ihracat kapasitesine orta ve uzun vadede büyük ve kalıcı bir etki yapabilecek nitelikte olduklarını dile getirdi.
Pekcan, bu merkezlerin aynı zamanda, ülkedeki e-ticaret girişimlerinin lojistikle ilgili ihtiyaç duyabilecekleri birçok konuda hizmet ve destek sağlayabileceklerini de ifade etti.
Bakanlığa bağlı dış temsilciliklerin çalışmalarının izlenebilirliğini, raporlanabilirliğini, etkinliğini, kurumsal hafızasını ve kapasitesini daha da güçlendirdiklerinin altını çizen Bakan Pekcan, “Dijitalleşme çalışmalarımız kapsamında bu yıl devreye aldığımız Dış Temsilcilikler Yönetim Bilgi Sistemi ile iş dünyamız ve Bakanlığımızın yurt dışı teşkilatında görev yapan temsilcilerimiz arasında bilgi akışını kolaylaştırdık, 320 bin firma talebine geri bildirimde bulunduk.” dedi.
Öte yandan, 2020’de 48 hedef ülkeye yönelik gerçekleştirilen 50 e-sohbet etkinliğine 10 binin üzerinde firma temsilcisinin katıldığını belirten Pekcan, e-sohbet toplantılarının kayıtlarının Bakanlık YouTube sayfası üzerinden iş dünyasına sunulduğunu söyledi.
Pekcan, ithalattan kaynaklanan haksız rekabet ve zarara karşı yerli üreticileri korumak amacıyla ithalat politikası araçlarını etkin bir şekilde uyguladıklarına dikkati çekerek, yine yerli üreticileri ithalat baskısına karşı korumak için de muhtelif ürünlerde ilave gümrük vergisi getirdiklerini, mevcut ilave gümrük vergilerini artırımlı olarak uyguladıklarını kaydetti.
“2020 yılında iç piyasada yaklaşık 11 milyon ürün adet denetlendi”
İthalat-ihracat denetimleriyle piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerini etkinlikle sürdürdüklerini belirten Pekcan, şu ifadeleri kullandı:
“2020 yılında yaklaşık 13 milyon güvensiz ürünün ülkemize girişine izin vermedik. 2020 yılında iç piyasada yaklaşık 11 milyon adet ürün denetlendi. Öte yandan, yurt dışında Türk malı imajını korumak amacıyla geleneksel tarım ürünlerimizle ilgili olarak ihracat işleminden önce uyguladığımız ticari kalite denetimi çerçevesinde, 2020 yılında 531 bin ihracat partisi ürünü denetleyip, yaklaşık 2 bin 100 parti ürünün ihracatına izin verilmemiştir.”
Pekcan, 2020 yılı içerisinde de etkin bir ticaret diplomasisi izlediklerinin altını çizerek, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının getirdiği fiziki kısıtlamalara rağmen yıl genelinde, çoğu video konferans yoluyla olmak üzere bakan ve bakan yardımcıları seviyesinde 173 ikili üst düzey resmi görüşme gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Bakan Pekcan, 2020 yılında Karma Ekonomik Komisyon ve Ekonomik ve Ticaret Ortaklık Komitesi mekanizmaları başta olmak üzere, ikili ve çok taraflı diyalog platformlarını ve ticaret diplomasisi araçlarını aktif ve yoğun olarak kullandıklarını kaydetti.
Dünya Ticaret Örgütü Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması’nın aktif şekilde kullanıldığını belirten Pekcan, “Ülke çıkarlarımız ve ihracatçılarımızın ihtiyaçlarına uygun olarak, gerekli olduğu değerlendirilen konularda açtığımız davalarla ülkemize karşı açılan davalar, Bakanlığımızca etkinlikle takip edilmektedir.” dedi.
STA müzakerelerinde son durum
Halihazırda 22 STA’nın yürürlükte olduğunu dile getiren Pekcan, şöyle konuştu:
“En fazla ihracat yaptığımız ikinci ülke olan İngiltere ile anlaşma imzalanarak, bugüne kadar Gümrük Birliği’nden elde edilen kazanım korunmuş, iş insanlarımız açısından belirsizlik ortadan kaldırılmıştır. İngiltere ile ticaretimizin imzalanan yeni serbest ticaret anlaşması sayesinde daha da gelişmesini umuyoruz. Japonya, Ukrayna, Tayland ve Endonezya ile STA müzakereleri, Rusya ile hizmet ticareti ve yatırım anlaşması müzakereleri devam etmektedir.”
Pekcan, Libya ile firma alacaklarına ilişkin ihtilafların çözülmesine yönelik bir mutabakat zaptı imzaladıklarına dikkati çekerek, Türkiye-Azerbaycan Tercihli Ticaret Anlaşması’nı 25 Şubat 2020’de imzaladıklarını anımsattı.
Özbekistan ile Tercihli Ticaret Anlaşması imzalanması konusunda son aşamaya geldiklerini anlatan Pekcan, “Elektronik ticaret ve dijital ekonomi alanında Çin Halk Cumhuriyeti ile bir iş birliği anlaşması üzerinde uzlaştık. Bunun da bir sonraki Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı’nda imzalanması için hazırlanıyoruz.” diye konuştu.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi
Pekcan, hem mevcut ticari ilişkilerde yaşanan sorunların çözümü hem de Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinin başlatılabilmesi için Avrupa Birliği (AB) kurumları ve üye ülke temsilcileri ile, 40’ı bakan düzeyinde, 57 üst düzey görüşme gerçekleştirdiklerine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Son olarak, 28 Aralık’ta Ticaret Komiserliği görevini de üstlenen Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Sayın Valdis Dombrovskis ile bir görüşmemiz oldu. AB yetkilileri ve üye ülke temsilcileri ile yapılan görüşmelerde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi hususuna ilave olarak, Kovid-19 pandemisi ile mücadele, Brexit süreci, AB tarafından demir ve çelik ithalatında uygulanan korunma önlemlerine yönelik ülkemiz talepleri ve Avrupa Yeşil Mutabakatı konuları görüşülmüştür.”
Anlaşmalı veya anlaşmasız bütün Brexit senaryolarına karşı hazırlıklarını tamamladıklarını belirten Pekcan, şöyle devam etti:
“Nihayet, AB ve Birleşik Krallık’ın prensip anlaşmasından sonra 29 Aralık’ta Birleşik Krallık ile serbest ticaret anlaşmamızı imzaladık. 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan bu anlaşma ile ikili ticaretimizin aksamamasını ve tercihli ticaret rejiminin devamını sağlamış olduk. Noel Bayramı’ndan sonraki ikinci iş gününde böyle kapsamlı ve hayati bir anlaşmayı imzalamış olmamız ülkemiz için büyük bir ticari diplomasi zaferidir. Ülkemizin Gümrük Birliği’nden sonraki en önemli ikinci ticaret anlaşmasının imzacısı olmaktan onur duyuyorum.”
Avrupa Yeşil Mutabakatı
Pekcan, ülkeyi Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) kapsamında öngörülen değişikliklere hazırlamak ve gerekli uyum çalışmalarını başlatmak üzere, Bakanlığın koordinasyonunda ve ilgili tüm kurumların katılımıyla şubatta bakan yardımcısı düzeyinde AYM Çalışma Grubu kurulduğunun altını çizdi. Pekcan, AYM’nin Bakanlık, AB, üye ülkeler ve AB sektörleriyle temaslarında da öncelikli gündem maddesi haline getirildiğini belirterek, “Bu doğrultuda, sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın Gümrük Birliği kapsamında ticari bir engele dönüşmemesi, AB ve ülkemiz sektörleri arasında iş birliklerinin geliştirilmesi ve ülkemizin AB finansman mekanizmalarına erişimine yönelik beklentilerimiz gündeme getirilmektedir.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, terör örgütünün silah bırakmasıyla ilgili olarak, “Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs İttifakı, Kurtuluş Savaşı’nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da gerçekleştirilen AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı.
İstişare toplantısının ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 vilayet ve 922 ilçenin her birinde AK Parti’nin büyümesi, güçlenmesi, zirvedeki yerini koruması için aşkla koşturan tüm dava ve yol arkadaşlarına selamlarını gönderdi.
Yurt dışında hareketlerini gururla temsil eden mensup ve gönüldaşlarına saygılarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Yüzyılı’nı kutlu bir şafak bilen tüm kardeşlerimi, partimizin emektarlarını, kadın ve gençlik kollarımızı, genel merkezinden mahalle temsilcisine kadar her kademede fedakârca görev yapan tüm yol ve dava arkadaşlarımı buradan hürmetle selamlıyor, bu davaya gönül vermiş, bu dava için yüreğini ortaya koymuş her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Rabbim, muhabbetimizi daim eylesin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dava ve yol arkadaşı, aynı zamanda danışmanı Yiğit Bulut’u dün Hakka uğurladıklarını anımsattı. Bulut’un, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Kızılcahamam’daki bu istişare toplantımız vesilesiyle merasime katılamıyoruz ama teşkilatımız orada bu merasime katılacaklar. Ağır bir rahatsızlık geçirdi. O rahatsızlık sebebiyle kendisini hastanede ziyaret ettiğimde gerçekten çok çok ağır durumdaydı ama biz hep şunu söylüyoruz: Kaderin üstünde bir kader var. Temkinli olduğunu, teslimiyet içerisinde olduğunu gördüm. Rabbim taksiratını hasenata tebdil eylesin, mekânı cennet olsun inşallah.”
Hizmeti yolculukları esnasında aralarından ayrılanlara Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Malumunuz, altı gün önce 12 vatan evladını, 12 kahramanı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz dağlandı. Pençe-Kilit bölgesindeki arama faaliyetleri esnasında metan gazına maruz kalarak şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabrıcemil diliyorum. Onlar Rabbimiz indinde nübüvvetten sonra en büyük paye olan şehitlik makamıyla şereflendiler. Ebedi dirlik müjdesine inşallah nail olurlar. Hepsinden Allah razı olsun. Mevla rahmetiyle onları kuşatsın. Mekânları inşallah cennet olsun.”
SREBRENİTSA SOYKIRIMI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönem insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden biri olan Srebrenitsa Soykırımı’nın 30. yıl dönümü olduğunu anımsattı.
“Boşnak kardeşlerimizin 30 yıl önce yaşadığı o tarifsiz acıyı milletçe dün olduğu gibi bugün de paylaşıyor, yüreğimizde hissediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ortaya çıkarılan her toplu mezar, ebedi istirahatgâhına uğurladığımız her şehit, 30 yıl öncesinin şehitleri olarak o kara günleri bizlere tekrar hatırlatıyor. Türkiye olarak bir daha benzer acıların yaşanmaması için her şart altında, ihtiyaç duydukları her anda Bosna Hersek’in ve Boşnak kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Vefatından önce merhum Aliya’ya verdiğimiz söze bugüne kadar sadık kaldık, inşallah bundan sonra da emanetine halel getirmeyeceğiz.
Ziyaret ettiğimde ‘Bu topraklar size emanet. Burası Evlad-ı Fatihan. Evlad-ı Fatihan olarak bu insanlara siz sahip çıkacaksınız’ demişti. O gün, bugün bu görevimizi yerine getiriyoruz. Partimizin bu anlamlı toplantısı vesilesiyle Batı’nın gözleri önünde alçakça katledilen 8 bin 372 şehidimizi bir kez daha rahmetle anıyorum. Yine buradan, tıpkı Boşnak kardeşlerimiz gibi medeni dünyanın gözleri önünde tam 22 aydır soykırıma uğrayan mazlum Gazze halkına da dualarımızı gönderiyor, zulme ve işgale karşı yürüttükleri onurlu mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu ve olacağımızı tekrar ifade ediyoruz.”
Türk siyasetinde bir marka hâline gelen istişare toplantılarının 32’ncisini gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıyı, “Milletin Gücüyle Sınırları Aşan Liderlik” temasıyla yaptıklarını söyledi.
Bugün ve yarın düzenleyecekleri oturumlarda güvenlikten kalkınmaya, ekonomiden siyasete farklı başlıklarda istişareler yapılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkenin, milletin ve dünyanın gündemini meşgul eden konuların yanı sıra partimiz ve geleceğimiz açısından önemi haiz hususları da iki gün boyunca mütalaa edeceğiz. İstişare toplantılarımızın ayırt edici özelliği, ortak akla vesile olmasıdır. Katılımcı tüm arkadaşlarımız, samimiyetin ve muhabbetin egemen olduğu demokratik bir ortamda görüşlerini sunacak, fikirlerini dile getirecek, tenkit ve tekliflerini hazirunla paylaşacak, böylece hakikatin ışığı doğacak” ifadelerini kullandı.
AK Parti’nin istişare kültürünün kurumsallaştığı bir siyasi hareket olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşundan itibaren işlerin hep ortak akılla, meşveretle, milletin sözüne kulak vererek, millete danışarak yürütüldüğünü dile getirdi.
“MİLLETE EN GÜZEL ŞEKİLDE HİZMET ETMENİN GAYRETİNDE OLDUK”
Erdoğan, “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin” emrini kendilerine rehber edindiklerine işaret ederek, şunları kaydetti: “Her zaman daha iyinin, daha etkin ve verimli çalışmanın, millete en güzel şekilde hizmet etmenin gayretinde olduk. Farklı fikirleri zenginlik bildik. Yapıcı eleştiriyi, yolumuzu aydınlatan bir fener olarak gördük. Şurası bir gerçek ki istişare sadece ortak akla vesile olmaz. Aynı zamanda bereketi artırır, basireti derinleştirir, feraseti kuvvetlendirir, ufku genişletir, kadrolar arasındaki uhuvvet ve dayanışmayı daha da güçlendirir. 32’nci toplantımızı da yine bu anlayışla icra ediyoruz. İstişare toplantımız, daha öncekiler gibi yine partimize ayna tuttuğumuz, kendimizi sigaya çektiğimiz, ülke siyasetine dair tüm meselelerin hassas ayarda fotoğrafını çektiğimiz bir zemin işlevi görecektir. Sizlerden gönlünüzden ve zihninizden geçenleri bizimle açık yüreklilikle paylaşmanızı özellikle rica ediyorum. Şimdiden bütün katılımcı kardeşlerime değerli fikirleri, önerileri ve yapıcı eleştirileri için teşekkür ediyorum.”
“ŞEHİTLERİMİZ, HER ZAMAN BAŞIMIZIN TACI OLACAK”
Bundan 41 yıl önce 14 Ağustos 1984’te Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütünün ilk eylemini yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu terör saldırısında iki askerimizi şehit verdik, dodkuz sivil vatandaşımız da yaralandı. Bu tarihten itibaren bölücü örgüt, güvenlik güçlerimize ve sivillere yönelik saldırılar düzenledi. 10 bine yakın güvenlik görevlimizi terörle mücadelede şehit verdik. 50 bine yakın vatandaşımız yine terör olaylarında hayatını kaybetti. Öncelikle şehitlerimize, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız inşallah ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız inşallah ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanıyla sulayan, ay yıldızlı bayrağımızı al kanlarıyla boyayan şehitlerimiz, her zaman başımızın tacı olacak.”
“HUKUK VE MEŞRUİYET DIŞI MÜCADELE YÖNTEMLER, TERÖRÜ KÖRÜKLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1984’teki ilk eyleminden sonra terörün Türkiye’de her geçen gün tırmandığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: “O günden sonra nice hükûmetler geldi. Her biri ‘terörün kökünü’ kazıyacağını söyledi ama terör ne topraklarımızda ne de üs edindiği başka ülke topraklarında bitirilemedi. Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar, faili meçhuller, Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Yakılan köyler, bir gecede göçe zorlanan insanlar, evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamayan analar işte bu yanlış uygulamalardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı mücadele yöntemleri, terörü bitirmek yerine tam tersine körükledi, büyüttü, terör örgütüne istismar edeceği elverişli bir zemin sundu.”
Hataların bedelinin hep beraber ödendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece güvenlik güçlerimizi şehit vermekle kalmadık, sadece siviller hayatını kaybetmedi, Türkiye bu terör saldırılarıyla istikrarsız hâle geldi. Ekonomide 2 trilyon doları bulan bir faturayla karşılaştık. Her şeyden önemlisi terör örgütü ülkemizin huzuruna, dirliğine, birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine çok ağır hasarlar verdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiklerinde terör meselesini çok boyutlu ele aldıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutmanın mücadelesini verdik. Terör örgütünün, Kürt kardeşlerimizi tuzağa düşürmesini, devletten ve milletten uzaklaştırmasını önlemek için tedbirler aldık. Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi nitelikte adımlar attık. İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda ‘sessiz devrim’ niteliğinde reformlar yaparken, dışarıda çok yoğun diplomasi trafiği yürüttük. Bütün bunlarla birlikte savunma sanayimizi geliştirdik, dışa bağımlı kalmadan terörle mücadele silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı tam kontrol altına aldık. 15 Temmuz o hain darbe girişiminin ardından FETÖ’yü başta silahlı kuvvetlerimiz ve emniyetimiz olmak üzere tüm kurumlarımızdan temizledik. Böylece terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık. Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini hemen, tamamen kırdık. Terör eylemlerinin resmi ya da sivillere zarar vermesinin önüne geçtik. Irak sahasındaki harekâtlarımız ve Suriye’de gerçekleşen 8 Aralık devrimi, terörle mücadelede elimizi daha da güçlendirdi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak ortakları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tarihî çağrısıyla “Terörsüz Türkiye” projesini gerçekleştirmek için bir dizi adım attıklarını söyledi.
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE PROJESİ; BİR MÜZAKERENİN, BİR PAZARLIĞIN, BİR AL VER SÜRECİNİN NETİCESİ DEĞİL”
Güvenlik birimlerinin, tam bir koordinasyon içinde çalıştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin önünde açılan bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok hassas, çok temkinli bir süreç yönettiklerini belirtti.
Terör örgütü PKK’nın, İmralı’nın çağrısıyla kongresini topladığını ve kendisini feshettiğini açıkladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün de örgüt aldığı kararı hayata geçirdiğini, özellikle de bir merasim yaparak silahlarını bıraktı. Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir. Türkiye uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibarıyla kapatmaya başlamıştır. Bugün unutmayalım, yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün büyük Türkiye’nin, güçlü Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı’nın kapılarını ardına kadar aralanmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün 1984’teki ilk eylemi sonrasında, Türkiye’nin terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurduğunu belirterek şunları kaydetti: “Dünyadaki örneklerine bakılarak terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denenmiştir. Ancak hiçbirinde başarı sağlanamamıştır. Son dönemde takip ettiğimiz Terörsüz Türkiye Projesi; bir müzakerenin, bir pazarlığın, bir al ver sürecinin neticesi değildir. Onun için başından beri çok dikkatliydik. Bugün daha da dikkatliyiz. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek, acıları hafifletecek, kardeşliği güçlendirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz. Ancak herkes şundan emin olsun; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurunu gururunu çiğnetmeyiz. Türkiye’nin başını öne asla eğdirmeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ projemizi de işte bu anlayışla izliyoruz. En başta bütün Türkiye’nin şunu bilmesini isterim; İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, vatanseverliğini, Türkiye aşkını sorgulamak, takdir edersiniz ki, hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve burada olanlarla ve olmayanlarla birlikte AK kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini ve Türkiye aşkını da hiç kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin haddi de değildir, hakkı da değildir.”
“NE YAPIYORSAK TÜRKİYE İÇİN YAPIYORUZ”
MHP Genel Başkanı Bahçeli ve kadrosu ile beraber “Terörsüz Türkiye” için canlarını, kanlarını, bütün tecrübelerini, hayatlarını ortaya koyduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmadıklarını söyledi.
Bugün de anlayışlarının, politikalarının, istikametlerinin ve çabalarının sadece Türkiye’nin hayrına olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin hayrına olan her girişimde bizi en önde göreceksiniz. Türkiye’nin hayrına olmayan her girişimde de bizi o girişimin tam karşısında yine en önde görürsünüz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hiç kimse korkmasın, tedirgin olmasın, endişeye kapılmasın. Kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın. Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz. Ne yapıyorsak milletimiz için yapıyoruz. İstiklalimiz için yapıyoruz. İstikbalimiz için yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün daha en başından itibaren karşıtlarıyla bir sektör, bir ekosistem oluşturduğunu söyledi.
Terör eylemlerinden, terör tarafındakilerin nemalandığı kadar, terör karşıtı gibi görünenlerin de nemalandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Milleti istismar ettiler, istikrarsızlığı körüklediler. Terör saldırılarından kendi kirli emellerine rant devşirmeye yeltendiler. İşte onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor. Çünkü rant kapıları kapanıyor. Çünkü çıkarları zedeleniyor. Çünkü tezgâhları bozuluyor. Çünkü ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak için, zihinleri karartmak için yoğun bir gayret içindeler. Milletim işte bunları görsün, milletim bunları gördükçe çok daha güçleneceğimizi unutmasınlar. ‘Milliyetçiyiz’ diyorlar değil mi?. ‘Vatanseveriz’ diyorlar. Terör bitiyor, sevinsenize ama sevinemiyorlar. Niyet okuyarak, hayaller kurarak, komplo teorileri üreterek, korku yayarak, açıkça yalan söyleyerek, milletin sevincini gölgelemeye, yeşeren umutlarını kırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar terör bitecek, göreceksiniz hepsi işsiz kalacak.”
“TÜRKİYE KAZANMIŞTIR, MİLLETİM KAZANMIŞTIR”
Terör biterken terör istismarının da bittiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimin bu sahte kahramanları görmesi de bugün artık en büyük arzumuzdur. Kimsenin zihninde soru işareti olmasın. Hükûmet olarak, AK Parti kadroları olarak son 23 yıldaki mücadelemiz, içerideki ve dışarıdaki baskılarımız, gayretlerimiz neticelenme yoluna girmiştir. Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır. Türk, Kürt, Arap 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kasteden, kastedecek hiçbir girişimin içinde olmayız, böyle girişimlere asla ve asla müsaade etmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik ayaktadır ve hatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün, düne göre çok daha kudretlidir, azametlidir, gururludur, onurludur ve en önemlisi istikbali için düne göre çok daha umutludur. Hamdolsun 41 yıllık parantez kapanmaktadır. Milletimizin fertleri arasına örülen terör duvarı yıkılmaktadır. Bırakınız tedirgin olmayı, aziz milletimizin her bir ferdi bu tablodan dolayı sevinmeli, bayram etmeli, Türkiye’nin her sokağı, caddesi, her hanesi ay yıldızlı bayrağımızla donatılmalıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türklerin tarih sahnesine dün çıkmış bir millet olmadığına, İskitler ve Sakalar isimleriyle milattan önce 8. yüzyıldan bugüne tarih sahnesinde var olduklarına dikkati çekti.
Türklerin, 751 yılında Talas Savaşı’nda kitleler hâlinde İslam’la tanıştığını, Müslümanlıkla müşerref olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O günden itibaren Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince de en çok Türk akla gelir. Mekke-i Mükerreme’den, Medine-i Münevvere’den sonra Semerkant, Buhara, Rey, Merv, İsfahan, Tebriz, Herat, Diyarbakır, Konya, Bursa, İstanbul, Ankara ve daha nicesi Türklerin ve Müslümanların medeniyet, ilim, sanat, devlet merkezi oldular” diye konuştu.
Selçuklu ordularının Bağdat, Şam ve Malazgirt’e ulaşırken orada Kürt ve Arap kardeşleriyle kaynaştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Malazgirt Zaferi, Kudüs’ün Fethi, İstanbul’un Fethi, Çanakkale savunması, İstiklal Savaşı, Türk, Kürt, Arap ve daha nice Müslüman halkın ortak savaşları, zaferleridir. Binbir Gece Masalları’nın Bağdat’ını Türk, Kürt ve Arap inşa etmiştir. Kudüs’ü Selahaddin Eyyubi’nin komutasında Türk, Kürt, Arap fethetmiştir. Şam bizim ortak şehrimizdir. Diyarbakır bizim ortak şehrimizdir. Mardin, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Halep, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir” ifadelerini kullandı.
Türkler, Kürtler ve Arapların ittifak yaptığında atlarının rüzgârının Çin denizinden Adriyatik’e serin esintiler yaydığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı. Kılıç şakırtıları bu bölgeye barış getirdi. Kılıçlarımızı gerektiğinde kınından çıkarıp omuz omuza savaştık. Gerektiğinde hançerlerimizle bir dilim ekmeği üçe böldük. Gerektiğinde kılıçlarımızı, hançerlerimizi kınına koyduk. Kalemlerimizi çıkardık. Yeryüzüne, gökyüzüne birbirimizin yüreğine La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah hattını hep beraber kazıdık. İttifak yaptığımızda atlarımızın, kılıçlarımızın, kalkanlarımızın, naralarımızın, tekbirlerimizin önünde hiç kimse duramadı. İttifak yaptığımızda medeniyetimizle, sanatımızla, ilmimizle, refah seviyemizde hiç kimse yarışamadı. Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır. Ayrıştıklarında, bölündüklerinde, uzaklaştıklarında ise mağlubiyet, hezimet, hüzün vardır. Moğol orduları acımasızca İslam beldelerini yıktı. Çünkü Türk, Kürt, Arap ayrışmıştı. Haçlılar İslam beldelerine saldırdı. Çünkü Türk, Kürt, Arap birbirinden kopmuştu. Birinci Dünya Savaş’ını kaybettik, aramıza sınırlar çizildi, duvarlar örüldü. Kudüs’ü yitirdik çünkü tefrika vardı. Ne zaman ayrıldık, kaybettik, yenildik. Ne zaman ittifak yaptık, o zaman tarihe istikamet çizdik. Bugün Gazze’de, Filistin’de tarihin en acımasız, en vahşi, en barbar soykırımı icra ediliyor. Neden? Çünkü Türk, Kürt, Arap tarih boyunca olduğu gibi bir araya gelip ittifak kuramıyor.”
“BUGÜN TÜRK İLE KÜRT ARALARINDA ENGEL OLMAKSIZIN TEKRAR MUHABBETLE KUCAKLAŞIYOR”
Terörün nihai amacının Türkiye’yi bölmek olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ama bizi oyaladılar, bize zaman kaybettirdiler, ekonomik kayıp verdirdiler, enerjimizi harcadılar. En çok da Türk ile Kürt’ün arasına nifak sokmaya çalıştılar. 41 yılda kim kazandı? Terör baronları, terör sektörü, kandan beslenenler kazandı. Türk, Kürt, Arap üzerine kirli hesapları olanlar kazandı. İşte bugün bu kirli oyunu, bu kirli tezgâhı, bu nifak hareketini bozuyor, alt üst ediyoruz. Tarih tekerrür ediyor. Bugün Türk ile Kürt aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs İttifakı, İstiklal Savaşı’nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor. Şimdi oturup konuşacağız. Silahlarla, şiddetle değil, kavga için değil, muhabbet, kardeşlik için, aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle konuşacağız.” dedi.
Her meseleyi konuşarak çözeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu ülkenin her bir vatandaşı ister Türk, ister Kürt, ister Arap, ister Sünni, ister Alevi, sağcı, solcu, zengin, fakir her bir vatandaşı devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, çatısıdır. 86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz. Tüm farklılıklarımıza rağmen hep birlikte Türkiye’yiz. 23 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Ve inşallah Türkiye bu mücadeleyi taçlandırıyor. Kürt kardeşim meselen mi var? Arada silah, şiddet, terör olmadan oturup konuşacağız. Alevi kardeşim sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz. İnanın soframıza bereket gelecek. Geniş Türkiye hanemize huzur gelecek. O bereketle, huzurla her engeli aşacak, geleceğe yürüyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar. İşte ilk adım olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir komisyon kuracak, sürecin yasal ihtiyaçlarını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız. Altını çizerek söylüyorum, Cumhur İttifakı olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve DEM heyetiyle de birlikte bu süreci evelallah pişirerek geleceğe taşıyacağız” ifadelerini kullandı.
DEM Parti heyetinin dün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’la görüştüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazi Meclisimizin sürece sunacağı güçlü katkının yürütülen çalışmalar açısından kritik önemde olduğu kanaatindeyiz. İşte bu süreçte rahmetli Sırrı Süreyya kardeşimizle, ardından Pervin Buldan Hanımefendi’yle ve Mithat Sancar’la bu hafta bir araya geldik, oturduk, konuştuk. Beraber, birlikte bu yürüyüş için neler yapabiliriz bunları konuştuk. Demek oluyormuş, daha güzel şeyler olacak” değerlendirmesinde bulundu.
“SURİYE’DEKİ KÜRT KARDEŞİMİN DE HUZUR, EMNİYET İÇİNDE YAŞAMASI OLMAZSA OLMAZIMIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mümkün olan en geniş katılımla, yapıcı ve kolaylaştırıcı bir yaklaşımla Meclis’in de bu hayırlı süreci desteklemesini temenni ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Burada şunu da tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum; sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, Irak ve Suriye’deki Kürt kardeşimin meselesi de unutmayın bizim meselemizdir. Onlarla da bu süreci görüşüyoruz, konuşuyoruz ve onlar da çok mutlu. Türkiye’deki bu gelişmeler, hele hele dünkü atılan adımlar Irak’ta çok farklı sesler meydana getirdi. Suriye’deki Kürt kardeşimin de huzur, barış ve emniyet içinde yaşaması bizim olmazsa olmazımızdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi de olduğuna dikkati çekerek, “Onlar da Suriye’de görüşmeler, toplantılar yaptılar ve oradan verilen mesajlar da gerçekten çok çok olumluydu, bizler için de sevindiriciydi” dedi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, ESKİSİNDEN ÇOK DAHA GÜÇLÜ OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir iklimin süratle oluşması için yeni Suriye hükûmeti ile ve uluslararası ortaklarıyla çalışmayı sürdürdüklerini bildirdi.
Orada da terör defterinin kapanacağına, kardeşliğin, birlik, beraberlik ve bütünlüğün kazanacağına yürekten inandıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, DEM, biz en azından üçlü olarak bu yola beraber yürümeye kararı verdik. Derdimiz var, dertliyiz, derdimiz olduğuna göre, dertli olduğumuza göre, el ele verdiğimize göre Allah’ın izniyle biz bu engelleri aşarız. Şunu herkes bilsin ki artık yumrukları sıkmaya gerek yok. Musaffa edeceğiz, kucaklaşacağız, konuşacağız, birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz” diye konuştu.
El ele, gönül gönüle Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Terörün bitmesiyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, unutmayın eskisinden çok daha güçlü, çok daha özgüvenli olacaktır. Enerjimizi artık asli işimize vereceğiz. Kaynaklarımızı terörle mücadele için değil, kalkınma için refah için müreffeh ve muzaffer bir Türkiye için seferber edeceğiz. Türkiye kardeşlikle büyüyecek, Türkiye demokrasiyle güçlenecek, Türkiye istikrar ve güven içinde geleceğe yürüyecek. Göreceksiniz çok farklı bir Türkiye’ye en yakın zamanda kavuşacağız. Şunun altını çizerek tekrar söylüyorum; biz bir adım atana her türlü kolaylığı sağlarız. Unutmayın çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız ama sular tersine akarsa da gereğini yaparız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin tedirgin olmaması gerektiğinin altını çizerek, “Türk düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Kürt, Arap düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Acıları aşmak biliyorum kolay olmayacak, acı hatıraları geride bırakmak elbette kolay olmayacak. Kayıplarımız şüphesiz geri gelmeyecek ama gençlerimiz hayatlarının baharında aramızdan Allah’ın izniyle bir daha ayrılmayacak. İnşallah annelerimiz gözyaşı dökmeyecek, evlat acısı yaşamayacak” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, badireler atlattıklarına, tuzakları aşıp bugünlere geldiklerini belirterek, şunları kaydetti: “Yaralarımızı sarar, yolumuza çok daha güçlü, çok daha kararlı devam ederiz. Ülke ve millet olarak bu özgüvene, bu iradeye ziyadesiyle sahibiz. Hiç kimseyi incitmeden, üzmeden, kırmadan sürecin hassasiyetine uygun şekilde işin süratle nihayete ermesi için kolaylaştırıcı olacağız, silah teslimini kurulan mekanizma vasıtasıyla titizlikle takip edeceğiz. Şehit anaları, şehit babaları ellerinizden öpüyorum, hiç kimse şehitlerimizin aziz hatırasına el uzatamaz onların mirasına leke süremez. Evet, müsterih olun, gelinen nokta ile şehitlerimizin gayesi menzilini bulmuş olacak. Gazi kardeşlerim müsterih olun, gelinen nokta ile fedakârlığınız taçlanacak. Türkiye’yi buraya şehitlerimiz taşıdı, gazilerimiz taşıdı, her birine minnettarız ve onların hatırasını asla çiğnetmeyeceğiz.”
Bugün söylenmesi gerekeni Mehmet Akif Ersoy’un 104 yıl önce müjdelediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı’nın “Dalgalan sende şafaklar gibi ey şanlı hilal, olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal” dizelerini okudu.
“Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugünleri görmemize vesile olan kahraman ordumuzun kahraman mensuplarına, polis, jandarma, sahil güvenlik birimlerimize, teröre karşı en ön safta mücadele eden güvenlik korucularımıza, Millî İstihbarat Teşkilatımızın isimsiz kahramanlarına, muhterem gazilerimize ve şehitlerimizin değerli yakınlarına, yarım asırdır yaşadığı onca acıya rağmen bu topraklardaki ebedi kardeşliğine leke sürdürmeyen aziz milletime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye, sağduyulu bir üslupla süreci sahiplenen DEM Parti heyetine ve özellikle merhum Sırrı Süreyya Önder’e, farklı kulvarda olsak da millî meselelerde millî duruş sergileme basiretini gösteren siyasi partilere ve aktörlere, sorumlu yayıncılık çizgisiyle sürece destek olan basın kuruluşlarımıza ve gazetecilere, ayrıca isimleri bizde mahfuz diğer arkadaşlarımıza bugün bir kere daha kalpten teşekkür ediyorum. Güvenlik birimlerimizin çalışmalarına destek olan Irak merkezi hükûmeti ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne de buradan teşekkürlerimi iletiyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başdenetçisi Mehmet Akarca ve beraberindeki heyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.