Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Gerçekten 44 günlük bir savaş sonrasında ortaya çıkan netice Azerbaycan’daki kardeşlerimizi nasıl sevindirdiyse aynı şekilde Türkiye’deki kardeşlerini de sevindirmiştir. Bu gerek şahsımızda gerek tüm milletimizin şahsında yaşanan bir sevinçti” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Gençlik Sarayı’nda gerçekleştirdiği baş başa görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Karabağ zaferinin, başta liderliğini yapan İlham Aliyev olmak üzere, Aliyev’in şahsında tüm Azerbaycanlılara mübarek olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçekten 44 günlük bir savaş sonrasında ortaya çıkan netice Azerbaycan’daki kardeşlerimizi nasıl sevindirdiyse aynı şekilde Türkiye’deki kardeşlerini de sevindirmiştir. Bu gerek şahsımızda gerek tüm milletimizin şahsında yaşanan bir sevinçti” diye konuştu.
Gerek hükûmet gerekse parlamentonun büyük bir kısmı olarak bu sevinci beraber yaşadıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna yazılı ve görsel medyanın büyük kısmının da aynı şekilde katıldığını ve bu zaferi kutladığını, mesajlarını da bu istikamette verdiğini söyledi.
Bu törenlere Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in davetiyle geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Caddedeki o heyecanı gördüğümüz zaman, böyle bir zaferin neticesinde ancak coşku böyle olurdu, bu şekilde olurdu bunu gördük. Tabii ki böyle bir zafere tebrik etmek, mübarek olsun demek herhâlde bizim de görevimizdir. Rabbim undan sonraki süreci inşallah başarılarla dolu olarak devam ettirmeyi de nasip etsin” ifadelerini kullandı.
“RUSYA DEVLET BAŞKANI PUTİN’İN OLUMLU YAKLAŞIMLARI SÜRECİ OLUMLU İSTİKAMETTE GÖTÜRMEYE YARDIMCI OLDU”
Bugün Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le de Karabağ konusunun neden bugüne kadar sürüncemede kaldığını konuştuklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “30 sene niçin Karabağ’da bu çile çektirildi? Bu Minsk Üçlüsü denilen üçlünün işi neydi? Bunlar dünyanın en güçlü ülkeleriydi. Amerika, Rusya, Fransa niçin bu kadar oyalandı, neden neticelendirilmedi? Acaba bunu neticeye kavuşturamaz mıydılar, kavuştururlardı. Neden o zaman oyalandı? Fakat daha sonra çok daha olumlu mesajlar gelmeye başladı. Bunların başında da Fransa devamlı kardeşimi arıyordu, ondan neticeler elde etmeye çalışıyordu. Tabii zaman zaman bize de ulaşmak istedi ama doğrusu biz de dönmedik. Çünkü biliyorduk ki dert başkaydı ve bunu da özellikle kardeşlerimiz artık ‘göbeğimizi keseceğiz’ dediler, adımı attılar, adımı attıktan sonra da zaten iş yürümeye başladı. İş yürümeye başladıktan sonra da biz burada Sayın Putin ile görüşmeler yaptık. Aynı şekilde işin diplomasi boyutunu Dışişleri Bakanım Mevlüt Bey yürüttü. Özellikle bu noktada istihbarat boyutu yürütüldü, savunma boyutu yürütüldü. Bütün bu çalışmalarla birlikte de hava çok daha farklı şekilde gelişmeye başladı. Hele hele burada Sayın Putin’in yaklaşımlarını bir kenara koyamam, onun olumlu yaklaşımları da bu süreci olumlu istikamette götürmeye yardımcı oldu ve iş bu noktaya kadar da nitekim şu anda gelmiş bulunuyor.”
“BİZ BARIŞIN GÜVERCİNLERİ OLMAK İSTİYORUZ”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in ifade ettiği platform konusunu kendisinin de çok önemsediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aliyev’in “Gerekirse altılı bir platform da oluşturabiliriz” dediğini anımsattı.
Altlı platformu Rusya Devlet Başkanı Putin’in de kabullendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Neydi o altılı platform? Rusya-Türkiye-Azerbaycan-İran-Gürcistan eğer kabullenir, uyarlarsa Ermenistan da bu platformun içerisinde yer alabilir. Böylece altılı platformla bir bölgesel barışı tesis edelim dendi. Şimdi bölgesel barışın bu bölgedeki ülkelere getireceği yükler vardı. Bu yüklerin altyapı, üstyapı, siyasi, bunun yanında diplomatik birçok yüklediği görevler vardı. Bugün de yine kardeşime söyledim. Eğer bu konuda olumlu adım atıldığı takdirde biz de kapalı olan kapılarımızı açarız. Yeter ki bu olumlu adımlar atılmış olsun. Biz de kapılarımızı Ermenistan’a kapatalım diye bir derdimiz yok. Çünkü biz barışın güvercinleri olmak istiyoruz, barışın adımlarını yapmak istiyoruz. Bizim Ermenistan halkına bir kinimiz yok. Sıkıntı Ermenistan’ın yönetimiyledir. Benim ülkemde 100 bini aşkın Ermeni vatandaşım var.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermeni vatandaşlarının içinde vatandaşlık hakkını elde edenlerin yanında elde etmeyenlerin olduğuna dile getirdi. Vatandaşlık hakkını elde edemeyenleri misafir ettiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Niye? Bizim insanlara bir kinimiz yok. Maksat özellikle bu barışı hâkim kılalım, egemen kılalım, adımı da buna göre atalım ama burada liderlikler çok önemli. Kalkıp da sen Karabağ’ı kendi meclisinden geçirdiğin bir kararla ‘burası artık devlettir, biz burayı bu şekilde tanıdık’ deme hakkına sahip değilsin. Ya bunu kalkıp da Paşinyan bile kabul etmiyor. Sen kalkıyorsun Macron olarak böyle bir şey getirip meclisinden geçirmeye yöneliyorsun. Demek ki daha siyaseti öğrenememiş. Devlet yönetimini de anlamamış, öğrenmemiş. Nerede, ne, nasıl olur, bunu da bilmiyor. Yarın bana kızacak, belki bu akşam kızacak o ayrı mesele ama öyle de olsa biz hakkı söylemek zorundayız. Bunu söylemezsek zaten görevimizi yapmış olmayız ama bunları başaracağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün düzenlenen törenler ve heyecanın Azerbaycan’da farklı bir durum ortaya koyduğunu söyledi. Azerbaycan’ın bu yeni oluşumun ardından bölgede çok ciddi alt yapı ve üst yapı adımları atacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu adımlarla beraber süratle, temennimiz odur ki şöyle yaz mevsimiyle beraber yapılan yeni yollardan… Tabii öğrendiğim kadarıyla inşallah yollar yapılacak, demiryolları yapılacak. Bu konuda kararı zaten Sayın Başkan vermiş. Bütün bu yollarla beraber yani Nahçıvan’ın Zengilan’a, Zengilan’dan kuzeye bütün bu yollar yapıldığı zaman hava değişecek. Buraları bitin de ondan sonra Şuşa’ya gelelim dedik. Şuşa bir tarih. Şuşa’yı o tarihi ile yaşamak, görmek bizler için de bir aşk. Bunu da yaşayalım, gazilerimizin ruhlarını da şad edelim dedik. Gaziler verdik, şehitler verdik. Gazilerimiz yaralı. Onlara Allah’tan şifalar diliyoruz. Bu şehitlerimiz bir şeye inanarak şehit oldular. Bütün bu şehitlerimizin ruhaniyetini taltif etmemiz lazım. O ruhaniyetin, o mekânlarından bu sedayı bizim duymamız lazım. Duyar mıyız? Duyarız. Çünkü onlar ölü değildirler. Gazilerimizi görünce ayrıca mutlu olduk. Bunlar boşuna gazi olmadılar. Bu gazilik Karabağ’ı gerçek sahiplerine kazandırmak içindi. Bu gaziler bunu verdikleri şehitlerle beraber başardılar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Aliyev ilealt ve üst yapıya yönelik çalışmalar da yaptıklarını dile getirdi.
Ermenistan güçlerinin bulundukları yerlerde ne var ne yok her şeyi yakıp yıktıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Camileri yakıp yıktılar, hatta bunlar kiliseleri de yakıp yıktılar. Bunları anlamak, tanımak mümkün değil. 20 yıl önce geldiğimde nasıl bir Bakü vardı, bugün nasıl bir Bakü var? Tamamen değişti. İşte bunu 20 yıl öncesinden bugüne getiren Azerbaycan yönetimi orayı da hiç gecikmeden Allah’ın izniyle ben inanıyorum ki orayı da hiç gecikmeden üç beş yıl içerisinde çok daha farklı bir hâle getirecektir. Bu kudret İlham kardeşim de. Çünkü bunu ispatladı. Bugün kabir ziyaretlerindeyken Eski TBMM Başkanımız İsmail Kahraman Bey, çok farklı bir Bakü ve Azerbaycan gördüğünü söyledi. Ben bunu 20 yıl içinde çok yaşadım. Yaz mevsiminde bile geldiğimizde Karabağ’ın nasıl değiştiğini göreceğiz. Bugün atılan imzalar aslında sadece sembolik bazı imzalardır. Atılacak daha çok imzalar var. Bu imzalarla Azerbaycan, Karabağ çok daha farklı bir şekilde yükselişine devam edecektir. Allah yar ve yardımcınız olsun.”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’e ve Azerbaycan halkına başarılarının artarak devamını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere acil şifa diledi.
AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANI ALİYEV: “TÜRKİYE; DÜNYA İÇİN MERTLİK, CESARET VE GELİŞMİŞLİK ÖRNEĞİDİR”
Azerbaycan ordusunun Dağlık Karabağ’daki zaferinin Azerbaycan ve Türkiye birliğinin tecessümü olduğunu söyleyen Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savaş süresince yaptığı açıklamaların Azerbaycan halkı için çok değerli olduğuna işaret ederek, Türkiye’nin desteklerinin kendilerine moral verdiğini ve güçlerini pekiştirdiğini yineleyerek, dünyada Türkiye ve Azerbaycan kadar birbirine yakın olan ikinci ülkenin bulunmadığını ifade etti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, sözlerinin devamında “Erdoğan’ın liderliği sayesinde Türkiye, dünya çapında güç merkezine dönüşmüş durumda. Tükiye, ezilen halkların çıkarlarını savunuyor. Bugün Erdoğan Türkiye’si; dünya için bir örnektir. Bağımsızlık, mertlik, cesaret ve gelişmişlik örneğidir” diye konuştu.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Türkiye ve Azerbaycan birliğinin sadece iki halk için değil bölge için önem taşıdığını belirterek, şunları söyledi: “Tarihî zafer sonrasındaki yeni dönem için tam hazırlıklıyız. Bugün aziz kardeşimle bundan sonraki dönemle ilgili fikir alışverişinde bulunduk ve düşüncelerimizin örtüştüğünü gördük. Bölgede yeni bir iş birliği platformu oluşturmalıyız. Bu, çok taraflı platform olabilir ve tüm katılımcı ülkeler bundan faydalanır. Geleneksel Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan iş birliği var. Azerbaycan-Rusya-İran iş birliği var. Türkiye-Rusya-İran iş birliği var. Tüm bu iş birlikleri platformlarını birleştirerek, tek bir platform gibi sunabiliriz. Ermenistan yönetimi, savaştan doğru sonuç çıkarırsa ve kendi asılsız iddialarından vazgeçerek geleceğe bakarsa, o zaman onların da bu platformda yeri olabilir. Biz iş birliğine açığız. Biz bu sayfayı kapatmalıyız. Biz bu düşmanlığa son vermeliyiz.”
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Ortak basın toplantısı öncesinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in huzurunda iki ülke arasında üç anlaşma imzalandı.
Bu kapsamda “Azerbaycan Cumhuriyeti Hükûmeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında 25 Şubat 2020’de Bakü’de İmzalanan Karşılıklı Vize Muafiyetine Dair Anlaşma’ya Getirilen Değişikliklere Dair Azerbaycan Cumhuriyeti Hükûmeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında 1 Numaralı Protokol” Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov tarafından imza altına alındı.
“Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Medya Alanında Stratejik İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev tarafından imzalandı.
“Azerbaycan Cumhuriyeti Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Geliştirilmesi Ajansı ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Arasında Mutabakat Zaptı” da Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ile Azerbaycan Cumhuriyeti Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Geliştirilmesi Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Memmedov tarafından imza altına alındı.
BMC şirketiyle Bakü Ulaşım Başkanlığı arasında satış sözleşmesi, BMC AZ ile Azerbaycan otoyolları devlet acenteliği arasında 5 yıllık hizmet sözleşmesi de imzalandı.
Ayrıca iki ülke lideri, bugünkü geçit töreni anısına bastırılan posta pulu ve birinci gün zarflarını mühürledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malezya Federal Mahkemesi Başkanı Tun Tengku Maimun Binti Tuan Mat ile Malezya Temyiz Mahkemesi Başkanı Tan Sri Datuk Amar Abang Iskandar Bin Abang Hashim’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.
Kabulde, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya ve Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez de hazır bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile Yılı Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak hepimizin görevidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Aile Yılı Tanıtım Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, son kabine toplantısında 2025 senesini “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini, bu önemli haberi de milletle paylaştıklarını söyledi.
Aile Yılı kapsamında, ilgili bakanlıkların koordinasyonunda aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve değerlerin gelecek nesillere aktarılması amacıyla yıl boyunca çok önemli çalışmalar yapacaklarını ifade ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle şu hususu net bir şekilde tekraren ifade etmek istiyorum. Aile Yılı çerçevesinde icra edeceğimiz çalışmaları, etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü ve sürdürülebilir bir zemine taşımak, en büyük önceliklerimizden biridir. 25 Aralık’ta Aile Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösterecek iki önemli kurumu, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu’nu ihdas ettik. Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı, ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla Külliyemizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir beka meselesi olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek. Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın 41’inci maddesinde açıkça zikredildiği üzere ailenin toplumun temeli olduğunu vurguladı.
Bir başka ifadeyle “Aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir. Sosyal ve kültürel dokumuzun örülmesinde, asırlar ötesinden süzülüp gelen değerlerimizin bugüne ulaşmasında aile daima hayati rol oynamıştır. Toplumun özünü, cevherini, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu, millî manevi değerlerimizin muhafazasında, bizler için vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Tarihimize göz attığımızda, aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü bir konumda olduğunu görürüz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak, hepimizin görevidir. Tabii eğer aileyi güçlü kılmak istiyorsak, işe evvela aile fertlerinden başlamamız gerektiği de açıktır” diye ekledi.
“ÇOCUKLARIMIZI VE GENÇLERİMİZİ AİLE VE TOPLUM YAPIMIZI TEHDİT EDEN SAPKIN İDEOLOJİLERDEN KORUMAK HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞUDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel ne kadar sağlam atılırsa, binanın da o kadar kuvvetli, dayanıklı olacağını dile getirdi.
Bilinçli anne babaların yetiştireceği evlatların, geleceğin mimarları olarak millî kimliğin yanı sıra, aile kurumunu da koruyacağını, yaşatacağını, yarınlara taşıyacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çocuklarımızın gerek aile içinde gerekse eğitim kurumları bünyesinde bilgiyle, görgüyle, güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu gerçeği, ‘Bu cehalet yürümez, asra bakın asr-ı ulum, başlasın terbiyeniz ailelerden oğlum” ifadeleriyle dile getirmektedir. Evet, merhum Mehmet Akif’in bu veciz dizelerle ifade ettiği üzere, eğitim, ahlak, terbiye ve şahsiyet inşası, önce ailede başlar. Bilinçli bir ana babanın elinde, huzurlu bir yuvanın çatısı altında büyüyen çocuklar evvela ailelerine, daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı, örnek kişiler hâline gelir. Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen, bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kelimenin tam anlamıyla tuhaf zamanlarda yaşandığını, neo-liberal kültür akımlarının sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz ettiğini ve toplumsal dokuyu şekillendirdiğini söyledi.
Dijital platformlardaki yayınlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik, çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor. Gelinen noktada şunu çok net bir şekilde görebiliyoruz; LGBT’nin ‘koçbaşı’ olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir ve aile kurumunun kutsiyetidir” diye konuştu.
Daha önce de bu konuyu defalarca vurguladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta “kişisel tercih” denilerek meşrulaştırılmak istenen bu anomalinin bugün faşizan bir dayatmaya dönüştüğünü ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “LGBT eleştirisi, tıpkı siyonizme yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkûm edilmektedir. Bunun siyasetteki örneklerini hepimiz biliyoruz” diye konuştu.
“KÜRESEL CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKALARI KARŞISINDA KAZANILACAK HER MEVZİ, İNSANLIĞIN GELECEĞİ ADINA TARTIŞMASIZ BÜYÜK BİR BAŞARIDIR”
Bu zorbalığın sadece siyasetle de sınırlı olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasından medyaya, sinema sektöründen spora, oyunlardan dijital mecralara kadar hemen her alanda daha nobran, daha baskıcı, daha ürpertici bir gerçeklikle karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Henüz 2-3 yaşındaki masum sabiler bile oyunlar ve çizgi filmler üzerinden çok erken yaşlarda bu ‘şenaate’ muhatap oluyor. Birkaç ay evvel, tedbir uyguladığımız dijital bir oyun platformunda tespit edilen ahlaksızlıklar, bunun en çarpıcı örneğidir. Günden güne kesifleşen bu iklime, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dâhil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz. Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye’nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır.”
Birleşmiş Milletler bünyesinde verdikleri mücadelenin herkesin malumu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çabaları, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlara da teşmil ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek isterim; küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzi, insanlığın geleceği adına tartışmasız büyük bir başarıdır. İlgili kurumlarımızla birlikte akademi, medya, kültür sanat ve sivil toplum camiamızın bu konuda daha aktif sorumluluk alacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerin, millî varlığımızın taşıyıcı kolonlarına hamle yapan bu akımlara prim vermemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.”
“TÜRKİYE, GENÇ VE NİTELİKLİ NÜFUS BAKIMINDAN KAN KAYBETMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer önemli hususun, genç ve nitelikli nüfusun devamı olduğunu belirterek, her şeyden önce bunun demografik bir sınamadan öte, varoluşsal bir tehdit niteliğinde olduğuna işaret etti.
Bin yıldır bu topraklara mührünü vurmuş bilgisi, erdemi ve müktesebatıyla medeniyet coğrafyasını karış karış yeşertmiş güçlü nesillerin devamının, gelinen aşamada ülke için “hayat-memat meselesine” dönüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hâsılı, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız. Bunu hamaset yapmak için değil, bazı acı gerçeklerle yüzleştiğimiz için söylüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının alarm verdiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: “2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken, bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu dikkate alındığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yıllık nüfus artış hızımız ise 2022 yılında binde 7 iken, 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmış, ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır. Evlenme hızı 2023’te binde 6,63 olarak gerçekleşti. 1000 nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden ‘kaba boşanma hızı’ ise 2,01’e çıktı. Boşanmaların yüzde 33,4’ünün evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 21,7’sinin ise evliliğin 6 ila 10’uncu yılları arasında meydana geldiği göze çarpıyor. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26’ya, erkekler için ise 28’e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı, geçmişte görülmemiş biçimde, 29’u aşmış vaziyette. Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur; Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılarına dikilen bu tehlikeyi yaklaşık 20 sene evvel sezdiklerini, 2007’de doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına “en az üç çocuk” çağrısı yaptıklarını anımsattı.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İDEALİMİZİ GÜÇLÜ AİLE VE GÜÇLÜ NÜFUS YAPISIYLA GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”
Bu çağrıdan dolayı hem şahsen hem de hükûmet olarak ciddi baskı gördüklerini, itibar suikastlerine uğradıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona aydın taifesi, bizi özel hayata müdahaleyle suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı. Şimdi geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim, nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim. Tabii biz, doğru bildiğimiz yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmedik. Her fırsatta en az üç çocuk çağrımızı tekrarladık.”
Milletin istikbalini garanti edecek çalışmalara devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10’uncu Kalkınma Planı’na “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması” başlıklı dönüşüm programını ekleyerek, doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikasının öncelikli hedefi hâline getirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12’nci Kalkınma Planı ile doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileme seviyesinin üzerine çıkarılmasını kendilerine gaye edindiklerini vurgulayarak, “Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik. Hak ve özgürlükleri genişlettik, eksiklikleri giderdik, kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attık. İnşallah bundan sonra da büyük ve güçlü Türkiye idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini, bu kapsamda birçok yeni projeyi de hayata geçirdiklerini belirtti.
“AİLE KURMAYI TEŞVİK EDECEK MADDİ DESTEKLER, DANIŞMANLIK HİZMETLERİ VE GENÇ ÇİFTLER İÇİN KONUT DESTEKLERİ GİBİ UYGULAMALARI DEVREYE ALACAĞIZ”
14-28 Mayıs seçim sürecinde millete söz verdikleri “Aile ve Gençlik Fonu”nu geçen sene deprem bölgesinde başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu fonla evliliğe ilk adımını atan gençlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunulduğunu söyledi.
Bunu bir adım daha öteye taşıdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dâhilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonundan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek. Dünya evine girecek gençlerimiz bu imkândan faydalanmak üzere bugün itibarıyla başvurularını yapabilirler. Yuva kuracak tüm gençlerimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun, diyorum” şeklinde konuştu.
Bu yıl doğum yardımlarını da önemli ölçüde artırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu kapsamda, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını bundan sonra 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, ikinci çocuk için her ay bin 500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. Yeni doğacak ikinci ve sonraki çocuklar için hiçbir şart gözetmeksizin vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bu müjdemizin de ailelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkânları hayata geçireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan anne babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceklerini belirterek, çocuk sahibi olmayı teşvik edecek veya kolaylaştıracak tıbbi imkânları ailelerin istifadesine sunmayı da önemsediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun haricinde geniş bir alanda faaliyetleri, projeleri ve müjdeleri de yıl boyunca ailelerle paylaşacaklarını bildirdi.
“ÖYLE TALEPLER ÖNE SÜRÜLÜYOR Kİ GENÇLERİMİZ YUVA KURMAKTAN KORKUYOR”
Kanayan bir yaraya da dikkati çekmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamber Efendimiz, aile kurarken bakınız bizlere neyi öğütlüyor. ‘En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır’ buyuruyor. Dolayısıyla nikâh merasimlerinin sade, gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olması Efendimiz tarafından bizlere tavsiye ve telkin ediliyor. Ancak, son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte ataların tabiriyle “Eski köye yeni adetlerin” geldiğini gördüklerini söyledi.
“Öyle talepler, öyle listeler öne sürülüyor ki açık söylüyorum, gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor, çekiniyor, ürküyor, daha yolun başındayken umutları kırılıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlenenlerin ise ödemesi en az 4-5 yıl süren ağır faturalarla karşılaştığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genç çiftlerin, aynı çatı altında beraberce yaşamayı öğrendikleri hassas dönemde, mevcut sıkıntılara ilaveten popüler kültürün veya geleneğin dayatması sebebiyle yüklendikleri maddi külfetlerle uğraştığı değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken dönemde yaşanan boşanmaların ana nedenlerinden biri, ‘olmasa da olur’ diyebileceğimiz aşırı talepler dolayısıyla ortaya çıkan işte bu masraflardır. Gençlerimiz bundan fevkalade mustariptir, şikâyetçidir. Aileye, ahlaka, fıtrata, çocuklara yönelik saldırıların arttığı ve medeniyet değerlerimize uygun hayat sürmenin zorlaştığı günümüzde, yuva kurmak isteyen gençlerimize yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. İster kız tarafı ister erkek tarafı olsun her kim bunu zorlaştırıyorsa, gençlerin dünya evine girmesine engelliyorsa, büyük bir vebal altındadır. Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza gerçekten önemli görevler düşmektedir. İnşallah ‘2025 Aile Yılını’ vesile kılarak, bu sorunların da üzerine kararlılıkla gideceğimize inanıyorum. Rabb’im, evlenecek tüm gençlerimizin yardımcısı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 Aile Yılı’nın ülke, milleti ve tüm aileler için hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aydın-Denizli Otoyolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Siyasette bizim tek bir gayemiz vardır. O da işte bugün burada olduğu gibi, ülkemizi ve şehirlerimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır. Ulaştırma alanında, bugüne kadar tarihimizin en büyük atılımlarını gerçekleştirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aydın-Denizli Otoyolu Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, hem Aydın’ı hem de bölgeyi büyütmeye, kalkındırmaya, her alanda daha ileri noktalara taşımaya devam ettiklerini söyledi.
İller arasındaki kara yolu bağlantılarının çeşitlendirilmesi ve yolculuk sürelerinin azaltılmasının önceliklerinin ilk sıralarında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticari ve turistik trafiğin ana güzergâhlarından biri olan bölgenin ulaşım altyapısını daha önce hizmete açtıkları İstanbul-İzmir Otoyolu ve İzmir-Aydın Otoyolu ile önemli ölçüde güçlendirdiklerini anlattı.
“KESİNTİSİZ BİR OTOYOL AĞINI HAYATA GEÇİRMENİN GURURUNU YAŞIYORUZ”
Resmî açılışını yaptıkları Aydın-Denizli Otoyolu’yla Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri arasındaki kara yolu ağını biraz daha genişlettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “3 gidiş, 3 geliş olmak üzere 6 şeritli 140 kilometre ana yol ve 2 gidiş, 2 geliş olmak üzere 4 şeritli 23 kilometre bağlantı yolundan oluşan Aydın-Denizli Otoyolumuz toplam 163 kilometre uzunluğa sahip. Otoyol bünyesinde uzunluğu 5 bin 712 metreye ulaşan 61 köprü, 19 köprülü kavşak, toplam 11 bin 622 metre uzunluğunda 18 viyadük, 30 üst geçit, 80 alt geçit ve 5 otoyol hizmet tesisi yer alıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, otoyolun Kuyucak Kavşağı ile Kocabaş Kavşağı arasındaki 93 kilometrelik kesimini 3 Kasım 2023’te açtıklarını anımsatarak, “Aydın çevreyolundan başlayıp Kuyucak Kavşağı’nda son bulan 70 kilometrelik bölümünü ise 17 Ekim 2024’te hizmete vermiştik. Otoyol güzergâhının 3 Kasım 2023’te trafiğe açılan ilk etabı Kocabaş’tan başlayıp Pamukkale, Kumkısık, Sarayköy ve Buharkent’ten geçerek Kuyucak’a ulaşmıştı. 17 Ekim’de açılan ikinci etabı ise Kuyucak’tan başlayıp Nazilli, Yenipazar ve Köşk ilçelerini geçerek Aydın’da sonlanmıştı” dedi.
Otoyolun tüm kesimlerini resmî olarak Aydın’la birlikte tüm Ege Bölgesi’nin istifadesine sunduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “D-320 devlet yolu üzerinden 11 ilçe geçilerek 2 saati bulan yolculuk süresi, otoyolumuzun hizmete girmesiyle birlikte 1 saatin altına iniyor. Denizli-Batı Çevreyolu Kavşağı ile İzmir merkezi-Liman Kavşağı arasındaki 220 kilometrelik otoyol geçiş süresi 1 saat 40 dakikaya inmiş oluyor. Devlet yolu üzerinden Aydın’dan Denizli’ye ulaşım ile İzmir’den Denizli’ye ulaşım süresi ise birbirine eşit hâle geliyor. Böylelikle zamandan 6,4 milyar lira, akaryakıttan 1 milyar lira olmak üzere yıllık toplam 7,4 milyar lira tasarruf edeceğiz. Karbon emisyonunu 61 ton azaltmış olacağız. Projenin tamamlanmasıyla Kapıkule’den başlayıp İstanbul üzerinden Marmara ve Ege bölgelerini katederek Akdeniz’e ulaşan kesintisiz bir otoyol ağını hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz.”
“YOL DEMEK, BÖLGESEL VE KÜRESEL EKONOMİYLE ENTEGRASYON DEMEKTİR”
Her fırsatta “yol medeniyettir” gerçeğini hatırlattıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yol demek ulaşım demektir, sanayi, üretim, turizm, kültür, emniyet, kalkınma demektir. Yol demek, bölgesel ve küresel ekonomiyle entegrasyon demektir. Yol olmadan bunların hiçbiri olmaz. Aynı durum Aydın-Denizli Otoyolu için de geçerlidir. Aydın-Denizli Otoyolu’nun hizmete sunulmasıyla birlikte sanayi ve tarım ürünlerimiz, Denizli üzerinden bölgenin en önemli ihracat merkezi olan İzmir ve Aliağa Limanı’na çok daha kısa sürede nakledilecek. Bilhassa yaz aylarında yoğunluğun arttığı Pamukkale, Efes, Didim, Kuşadası gibi turizm merkezlerimize ulaşım daha az sürede ve konforlu bir şekilde sağlanacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve yabancı ziyaretçilerin turistik beldelerde daha fazla zaman geçirmelerine ve farklı yerleri keşfetmelerine imkân verecek bu durumun, turizm gelirlerini de artıracağını belirterek, “Aydın-Denizli Otoyolumuz, turizm sektöründe bölgeye yapılan yatırımları arttıracak, yeni turizm tesislerinin açılmasına öncülük edecek ve böylelikle yeni istihdam imkânları oluşturarak bölge ekonomisini kalkındıracaktır. Kısacası ticaret, turizm, taşımacılık, sanayi açısından gerçekten tarihî bir projenin açılışını bugün burada gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
“İNSANLARIMIZ SEYAHATLERİNİ DAHA HIZLI, GÜVENLİ VE KONFORLU BİR ŞEKİLDE YAPABİLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ulaştırma yatırımlarımızı eleştirenlere de iki çift lafım var. Sizinle bizim aramızda sadece vizyon ve ufuk farkı yok. Sizinle bizim aramızda niyet farkı, anlayış farkı, zihniyet farkı var. Biz ‘kule’ deyince para kulesi, ‘belediye’ deyince yeme aklına gelen bir kadro değiliz, hiçbir zaman da olmadık. Biz, 22 yıldır Türkiye’yi büyütmek ve kalkındırmak için çalışıyoruz. Siyasette bizim tek bir gayemiz vardır. O da işte bugün burada olduğu gibi ülkemizi ve şehirlerimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır. Ulaştırma alanında bugüne kadar tarihimizin en büyük atılımlarını gerçekleştirdik.”
Bölünmüş yol uzunluğunu da artırdıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin 714 kilometre olan otoyol ağımızı 2 bin 82 kilometre artırarak 3 bin 796 kilometreye ulaştırdık. Yollarımızda ortalama hız 40 kilometreydi. Şimdi yaklaşık 90 kilometre. Yani artık insanlarımız seyahatlerini daha hızlı, daha güvenli ve konforlu bir şekilde yapabiliyor. İnşallah, çok daha iyi seviyelere geleceğiz” bilgilerini verdi.
Dua edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aydın-Denizli Otoyolu’nun bu hâle gelmesinde emeği geçen başta Karayolları Genel Müdürlüğümüz olmak üzere, Ulaştırma Bakanlığımız, yüklenici firma olarak FERNAS’a, işçisinden, mühendisine, mimarına kadar hepsine şahsım milletim adına teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.