Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mevlid-i Nebi Haftası açılış programında yaptığı konuşmada, “Batı’da yükselen İslam karşıtlığı bugün artık kitabımıza, Peygamberimize ve tüm kutsallarımıza yönelik topyekûn bir saldırıya dönüşmüştür. Esasen farklı din mensuplarına yönelik tehcir, engizisyon ve soykırım uygulamaları, Avrupa’nın yabancısı olduğu bir pratik değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığınca Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen Mevlid-i Nebi Haftası açılış programına katıldı.
Katılımcılara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine “Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi hepimizin, hepinizin üzerine olsun. Allah’ın selamı, Hazreti Muhammed Mustafa’nın ve Ehl-i Beyt’inin, dostların en güzeli Ashab-ı Kiram’ın, Tabiîn’in, Tebeüttabiîn’in ve 14 asırdır hak yoldan ayrılmayan tüm Müslümanların üzerine olsun” diyerek başladı.
“Filistin’den Arakan’a, Türkistan’dan Afrika’ya kadar dünyanın dört bir ucundaki kardeşlerime selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum” diyerek sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mevlid-i Nebi Haftası açılış programı vesilesiyle Peygamber âşıklarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde, milletin evinde misafir etmekten büyük bir bahtiyarlık duyduğunu söyledi.
Mevlid-i Nebi Haftası’nın hayırlara vesile olmasını, bereketli geçmesini, kalpleri yumuşatmasını Allah’tan niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbime, bizleri ‘Adı güzel kendi güzel Muhammed’in’ dünyaya vasıl oluşunun bir sene-i devriyesine daha ulaştırdığı için hamdediyorum” dedi.
“ETNİK VE DİNÎ KİMLİĞİNDEN DOLAYI AYRIMCILIĞA UĞRAYAN MİLYONLARCA KARDEŞİMİZ VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların ve İslam âleminin Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece idrak edilecek Mevlit Kandili’ni tebrik ederek, Müslümanların bu gece hürmetine yaptığı duaların, kıldığı namazların, hayır ve hasenatların kabul olmasını diledi.
Bu yıl Mevlid-i Nebi’yi tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını ve bölgede yaşanan sıkıntılar nedeniyle biraz buruk karşıladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlardan koronavirüse karşı alınan tedbirlere uymalarını ve “Temizlik-Maske-Mesafe” kurallarına riayet etmelerini istedi.
“Ülkemizi, milletimizi, rızkının peşindeki insanlarımızı sıkıntıya sokmadan, dengeli, önü arkası iyi hesaplanmış adımlarla süreci yönetiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sıkıntı görülen alanlarda gereken müdahaleleri yapmaktan çekinmediklerini, ilgili bakanların tam bir koordinasyon içinde meseleyi takip ettiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam âleminin gerçekten sancılı, imtihan ve zorluklarla dolu günler yaşadığına işaret ederek, zulmün, terörün, işkencenin ve daha nice, İslam tarafından ve Hazreti Muhammed tarafından yasaklanmış fiilin, her gün, her an işlendiği bir dönemin içinde bulunulduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de, rejimin ve teröristlerin saldırıları sebebiyle 1 milyon kişinin hayatını kaybettiğini, 12 milyon kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını, Yemen’de 6 yıldır süren kirli savaşın tüm bedelini bir lokma ekmeğe, bir tas çorbaya muhtaç olarak ölen yüzbinlerce masum çocuğun ödediğini ve Libya’nın zengin yeraltı kaynaklarının, darbeciler ve batılı emperyalist güçler tarafından talan edildiğini anlattı.
“Asırlar boyunca barışla, ilimle, hikmetle anılan İslam beldelerinden; bugün ne yazık ki göğe ezan sesleri değil; anaların feryatları, çocukların çığlıkları, bombalarla enkaza çevrilen camilerin dumanları yükseliyor” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm dünyanın gözleri önünde Filistin’de zulüm, Arakan’da şiddet, Türkistan’da baskı, Irak ve Afganistan’da terör can almaya devam ediyor. Sırf Müslüman oldukları için öldürülen; evlerinden, yurtlarından kovulan yüzbinlerce Müslüman kardeşimiz var. Misyonerler tarafından din değiştirilmeye zorlanan, evlatları kendilerinden koparılan milyonlarca Müslüman var. Etnik ve dinî kimliğinden dolayı şiddet gören, baskı gören, ayrımcılığa uğrayan milyonlarca kardeşimiz var” dedi.
“AVRUPA ÜLKELERİNDE, İSLAM DÜŞMANLIĞININ VEBA GİBİ TOPLUMLARA SİRAYET ETTİĞİNİ GÖRÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, günümüzde Fransa ve Almanya’da yaşanan Müslümanlara yönelik şiddet olaylarının tüm dünyanın gözü önünde olduğuna işaret ederek, “Özellikle Hristiyan dünyasına sesleniyorum, Musevilere sesleniyorum; her şeyden önce insanız, insan olarak, bizim dinimizde Hristiyan olmak suç değildir, biz ona da sahip çıkıyoruz, aynı şekilde Musevi’ye de sahip çıkıyoruz ama gelin Fransa’da eğer Müslümanlara bir zulüm varsa hep birlikte biz oraya da sahip çıkalım diye buradan dünya liderlerine sesleniyorum” ifadelerini kullandı.
Özellikle Avrupa ülkelerinde, İslam ve Müslüman düşmanlığının âdeta veba gibi toplumlara sirayet ettiğini, Müslümanlara ait iş yerleri, evler, ibadethaneler ve okulların hemen her gün ırkçıların ve faşist grupların saldırısına maruz kaldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şimdi ben buradan milletime sesleniyorum; Nasıl ki Fransa’da ‘Türk markalı mal satın alınmayın’ diyorsa bende şimdi milletime sesleniyorum; Sakın Fransız markalara asla iltifat etmeyin, bunları satın almayın. Müslüman kadınlar kılık kıyafetlerinden dolayı sokakta, çarşıda, otobüste, vapurda ya hakarete, ya da fili tacize uğruyor. Müslüman çocukların hiç olmadık bahanelerle eğitim hakları ellerinden alınıyor. Gün geçmiyor ki, Müslümanlara ait bir ibadethaneye, mescide, derneğe yapılan saldırı haberini almayalım. Son olarak Almanya ve Avustralya. Daha önce Avustralya’da büyük bir felaket gördük. Şimdi yine ibadethanelere, oralara saldırı gördük. Aynı şeyi, Almanya’da gördük. Şansölye Merkel’e sesleniyorum; hani sizde din özgürlüğü vardı hangi sizde din veya dinini yaşayanlara karşı devletinizin güvencesi vardı. Peki bir sabah namazında nasıl oluyor da yüzü aşkın polis camiye saldırıyor. Bunların tam tersini siz bugüne kadar Türkiye’den duydunuz mu? Hayır niye çünkü bizde gerçek din özgürlüğü var. Gün geçmiyor ki, Müslümanların inanç ve ibadet hürriyetlerini kısıtlayan bir uygulamayla karşılaşmayalım. Gün geçmiyor ki, Peygamber Efendimizi, mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim-i hedef alan bir edepsizlikle, bir alçaklıkla muhatap olmayalım. Duvarlarda, Fransa’nın akli noktada kontrole muhtaç olan liderinin teşvikiyle bu saldırılar yapılmaya başlandı.”
“BU OLAYLAR, AVRUPALI MÜSLÜMANLAR İÇİN ÇOK VAHİM SONUÇLAR DOĞURABİLECEK BİR SÜRECİN İŞARET FİŞEĞİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, lafa gelince demokrasiyi kimse bırakmayan birçok batılı devlette, Müslümanlara yönelik hukuksuzlukların âdeta sıradanlaştığının altını çizerek, “İslam ve Müslüman düşmanlığı, kimi Avrupa ülkelerinde bizzat devlet başkanı seviyesinde teşvik edilen, desteklenen bir politika hâline gelmiştir. İşte siz gerçek manada faşistsiniz, siz gerçek manada Nazi’nin âdeta zincir halkalarısınız. Irkçı terörizm, medya ve siyaset eliyle, çoğu zaman da güvenlik birimlerinin göz yummasıyla toplumda yaygınlaşıyor. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’daki Musevilere karşı yürütülen linç kampanyasının bir benzerine bugün Müslümanlar maruz kalıyor. Avrupalı Müslümanlar bilinçli, planlı, kasıtlı bir şekilde kandan ve şiddetten beslenen yapıların kucağına itiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
İslam Peygamberi Hazreti Muhammed’in “Öyle bir zaman gelecek ki, dininin gereklerini yerine getirme konusunda sabırlı davranıp Müslümanca yaşayan kimse, avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır” hadisi şerifini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde şahit oldukları manzaranın bu olduğunu söyledi.
Günümüzde Batı’da Müslüman olmanın, Müslümanca yaşamanın, İslam’a göre hayat sürmenin giderek imkânsızlaştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “FETÖ gibi örgütler en üst düzeyde korunurken; dininin gereğini yapmaktan başka gayesi olmayan samimi müminler dışlanmakta, ötekileştirilmektedir. Müslümanların canına kast eden grupların önü açılırken, meşru zeminde faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları baskıya uğramaktadır. DEAŞ gibi teröristlerin işlediği cinayetlerin faturası, dinimize ve müminlere kesilerek, Müslümanlara yönelik kin ve nefret iklimi körüklenmektedir. Müslümanlara, farklı isimler ve kisveler altında, İslamsız bir dindarlık, profan bir din anlayışı dayatılmaktadır. Batı’da yükselen İslam karşıtlığı bugün artık kitabımıza, Peygamberimize ve tüm kutsallarımıza yönelik topyekûn bir saldırıya dönüşmüştür. Esasen farklı din mensuplarına yönelik tehcir, engizisyon ve soykırım uygulamaları, Avrupa’nın yabancısı olduğu bir pratik değildir. 80 yıl önce Musevilere karşı işlenen insanlık suçları, daha 25 sene önce Srebrenitsa’da Bosnalı kardeşlerimize yapılanlar hâlen hafızalardadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde yaşanan hadiseleri, devlet başkanları düzeyinde sergilenen hadsizlikleri ve sabah namazı vaktinde camilere yapılan polis baskınlarını sıradan vakalar olarak görmediklerinin altını çizerek, “Bu olaylar, oldukça tehlikeli, Avrupalı Müslümanlar için çok vahim sonuçlar doğurabilecek bir sürecin işaret fişeğidir” uyarısında bulundu.
“MÜSLÜMANLARI DÜŞMANLAŞTIRARAK ELDE EDEBİLECEĞİNİZ HİÇBİR KAZANIM YOKTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ciddi bir inanç buhranı içinde olan Batı toplumları, İslam’ı ve Müslümanları hedef alarak buradan çıkış yolu aramak gibi yanlışa düşmüşlerdir. Batılı siyasetçiler, iç ve dış politikadaki başarısızlıklarını, Müslümanları hedef hâline getirerek, örtmeye çabalıyor. Koronavirüs salgınının sebep olduğu ekonomik sıkıntıların faturası bile Müslümanlara ve göçmenlere kesilmeye çalışılıyor. Bu nefret ikliminin, günlük siyasetin olağan gerilimleriyle hiçbir bağının olmadığı açıktır. Korkarım çok daha karanlık, çok daha sinsi bir planın çarkları işlemektedir” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 milyon insanı Avrupa’da yaşayan bir ülkenin Cumhurbaşkanı olarak, muhataplarına şu ikazı yapmakta fayda gördüğüne işaret ederek, “Müslümanları düşmanlaştırarak elde edebileceğiniz hiçbir kazanım yoktur. Çapsızlığınızı perdelemek amacıyla girdiğiniz bu yolun sonu felakettir. İkinci Dünya Savaşında yaşanan katliamlardan herkes ders çıkarmalıdır. Irkçı terörizm, Avrupa’ya kan, gözyaşı ve iç çatışmadan başka bir şey getirmemiştir, getirmeyecektir. 2011 yılında Norveç’te Breivik denen bir caninin katlettiği 77 masum, izlediğiniz bu politikaların ne tür acı sonuçlar doğuracağını göstermiştir” diye konuştu.
Türkiye’nin vatandaşlarının hak, hukuk ve güvenliğini korumakta kararlı olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam düşmanlığını ve ırkçı terörizmi bir millî güvenlik meselesi olarak değerlendirdiklerini ve planlarını buna göre yaptıklarını aktardı.
“AVRUPA KONSEYİ, İSLAM DÜŞMANLIĞINI DAHA FAZLA GÖRMEZDEN GELEMEZ”
“DEAŞ’tan PKK’sına terör örgütlerine nasıl bakıyorsak Neo-Nazi terör örgütlerine de aynı nazarla bakıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’nın da kanser hücresi gibi yayılan bu örgütlerle ilgili artık daha tutarlı, kararlı ve medeni bir tavır alması gerektiğini yineledi.
Irkçı terör tehdidiyle mücadelede özellikle Avrupa Birliği kurumlarına çok ciddi sorumluluk düştüğüne inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Konseyi, İslam düşmanlığını daha fazla görmezden gelemez. Ülkemizle ilgili olur olmaz her konuda görüş bildiren Avrupa Parlamentosu, üç maymunu oynayarak bu meseleyi geçiştiremez. Avrupa’nın basiret, ahlak, vicdan sahibi liderleri, korku duvarlarını yıkmalı, İslam ve Müslüman düşmanlığı hakkında konuşmaya başlamalıdır. Aşırı sağcı fikirlerin, Avrupa’nın ana akım siyasetini esir almasına izin verilmemelidir. Avrupalı siyasetçiler, Fransa Devlet Başkanı Macron’un başını çektiği nefret kampanyasına artık bir ‘dur’ demelidir. Her ne kadar Macron’un hoşuna gitmese de önceki gün yaptığım çağrıyı burada tekrarlamak istiyorum. Irkçılık ve İslam düşmanlığı; görevi, konumu, makamı ne olursa olsun, insanın akli ve vicdani melekelerini yok eden bir psikozdur. Reddederek, yokmuş gibi davranarak bu sorunun üstesinden gelinmez. Ülkesinin ve vatandaşlarının geleceğini düşünen her siyasetçi, bunu kabul etmeli, yüzleşmeli, sorunu çözmenin yollarını aramalıdır.”
“HAKSIZLIK VE HUKUKSUZLUK KARŞISINDA SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Âl-i İmrân Suresinin “Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız” şeklindeki 110’uncu ayetini okuyarak, iyiliği emretmenin ve kötülükten vazgeçmenin her Müslümana farz olduğunu anlattı.
Müslümanın, şahit olduğu kötülükler karşısında sessiz ve tepkisiz kalamayacağını, etrafında yaşanan adaletsizliklere gözlerini kapayamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’den Libya’ya, Afrika’dan Avrupa’ya kadar dünyanın birçok yerinde hakkaniyeti, adaleti, barışı savunan tavırlarının gerisinde bu hakikatin bulunduğunu, şartlar ne olursa olsun mazlumun yanında durmak zorunda olduklarını vurguladı.
“Hakkın hatırını; edep, ahlak yoksunu, insanlık fukaralarının hoyratça çiğnemesine izin veremeyiz” sözlerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zulmü alkışlamamak, hak namına haksızlığa tapmamak, üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmamak, bizim milletimizin karakteridir. Bunun için dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, hangi inanca, kökene, kültüre sahip olursa olsun, haksızlık ve hukuksuzluk karşısında sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailelerden başlayarak toplumda iyiliğin, güzelliğin, İslami ve insani değerlerin yaygınlaşması için de çaba harcadıklarını dile getirerek, özellikle de istikbalin teminatı olan gençlerin ve çocukların en güzel şekilde yetiştirmenin mücadelesini verdiklerini kaydetti.
“İSLAM TARİHİNİ ANLATAN YENİLİKÇİ PROJELERİ TEŞVİK EDİYORUZ”
Dinî eğitim ve öğretim alanında son 18 yılda yapılan çalışmaları sayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuklarımızın, Efendimizin ve gönül dünyamızın kandillerinin örnek hayatlarını öğrenmesi için her türlü çabayı gösteriyoruz. ‘Karanlıktan Aydınlığa Asr-ı Saadet Radyo Tiyatrosu’ gibi dinî değerlerimizi ve İslam tarihini anlatan yenilikçi projeleri teşvik ediyoruz. ‘Peygamberimiz ve Çocuk’ temasıyla düzenlenen bu seneki Mevlid-i Nebi Haftasının da, Efendimizin kutlu hayatını öğrenme, evlatlarımıza öğretme bakımından önemli bir fırsat olduğuna inanıyorum. Zira Peygamberimiz; emin kişiliği, sade yaşantısıyla, edep ve hayâsıyla, insana ait değerli her ne varsa, onu kalbinde ve benliğinde müşahhas hâle getirmiş örnek bir şahsiyetti. Hazreti Peygamber, bir yetim ve öksüz olarak, en çok da yetim ve öksüzlerin, en çok da çocukların peygamberiydi. O sadece iki reyhanım dediği torunları Hasan ile Hüseyin’in değil, Medine ve Mekke’deki bütün çocukların sevgilisiydi. O, çocukların başını okşamanın sadaka olduğunu ifade edecek kadar çocuklara inanmış bir peygamberdi. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü bir cahiliye toplumunu, tüm insanlığa örnek gösterilecek seviyeye yine O taşıdı. Cömertlik, tevazu, muhabbet, uhuvvet, cesaret, ahlak, şefkat, merhamet, adalet, anne-babaya hürmet gibi, insanın özüne ait bütün iyi hasletleri bize hep sevgililer sevgilisi Peygamberimizi öğretti. Peygamber Efendimizin hayatında, ne bizim çocuklarımız ne de başka dinlere mensup toplumların çocukları için bir tek olumsuz an, bir tek olumsuz sahne dahi bulmak mümkün değildir. Kendi çocuklarımız gibi dünyadaki bütün çocukları da, böyle güzel bir örnekten, böyle güzel bir hayatı öğrenmekten mahrum etmemeliyiz. Mevlid-i Nebi Haftası’nın bu anlamda hayırlara, yeni ve özgün çalışmalara vesile olmasını diliyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, dünyayı nurla aydınlatan Nebi’nin güzel doğumun yıl dönümüne erişmeyi bizlere nasip ettiği için Rabbimize hamdediyorum. Hazreti Peygamberi, ehli beytini, ashabını bir kez daha selam ve salat ile yâd ediyor, şefaatine nail olmayı diliyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımıza bu güzel programı tertip ettikleri için tekrar teşekkür ediyorum. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun diyor, hepinizi Allah’a emanet ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında Hatay Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi.
Emine Erdoğan, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) yerleşkesinde yer alan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı), Valilik, HMKÜ, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı, Fiziksel Engelliler Vakfı ve Türk Telekom iş birliğinde yaptırılan merkezin açılış kurdelesini keserek “hayırlı olsun” dileklerini iletti.
Engellilerin özel ihtiyaçlarına yönelik tasarlanan modern bir yapıya sahip merkezi gezen Emine Erdoğan, burada Fiziksel Engelliler Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Tatar’dan merkezle ilgili bilgi aldı.
Ortez-protez rehabilitasyon hizmetlerinin sunulduğu alanda protez yapım aşamalarını izleyen Emine Erdoğan, burada 3D yazıcı ile protez ölçümü yapılan 8 yaşındaki erkek çocuğuyla özel ilgilendi.
Merkezde, 6 Şubat 2023’teki depremlerden sonra ampute edilen 10 ve 4 yaşlarındaki torunlarının tedavisine başlanan depremzede ile görüşen Emine Erdoğan, afette oğlu ve gelinini kaybeden kadına “geçmiş olsun” dileklerini iletti.
Emine Erdoğan, engellilere yönelik heykel, mozaik alanı, kütüphane, sinema-tiyatro, hamam ve kafenin yer aldığı merkezde engelli bireyler ve aileleriyle de bir araya gelerek onların yaşadıkları sorunları ve taleplerini dinledi.
Emine Erdoğan, merkezde bulunan Halil Paşa’nın “Göksu” isimli tablosunu görme engelli bireyler için özel tasarlanan “Telefon Kütüphanesi” uygulaması üzerinden sesli betimlemeli şekilde dinledi.
Emine Erdoğan, Tatar tarafından kendisine hediye edilen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğüyle kurulan Fiziksel Engelliler Vakfının “Protez-Ortez Atölyesi”nin açılışında çekilen fotoğraf karesinin bulunduğu tabloyu kabul etti.
Merkezin açılışına, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Safa Koçoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili ve Fiziksel Engelliler Vakfı Kurucu Üyesi Zeynel Abidin Okul, Vali Mustafa Masatlı ile eşi Esra Masatlı, HMKÜ Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk ile eşi Hande Öntürk, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile engelli çocuklar ve aileleri de katıldı.
“ENGELLERİN YENİDEN BAŞLAMAK İÇİN SADECE BİRER DURAK OLDUĞUNA İNANAN GÜÇLÜ BİREYLERİN AZMİ, HEPİMİZE İLHAM OLUYOR”
Emine Erdoğan, program sonrası yaptığı sosyal medya paylaşımında, şu ifadelere yer verdi: “Hatay’da depremin ardından uzuv kaybı yaşayan vatandaşlarımız için kurulan Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi’nin hayırlı olmasını diliyorum. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, engelleri aşma mücadelesine adanan bir gün. Bu anlamlı günde inanıyorum ki yalnızca bir kapı değil, yaşama dair yazılacak umut dolu hikâyelerin ilk sayfası aralandı. Merkezin ortez-protez ve rehabilitasyon ünitesini inceleyerek kültür, sanat, teknoloji atölyeleri ile eğitim alanlarını ziyaret ettim. Burada hayatın zorluklarına rağmen gülen gözleri, üreten elleri ve cesur yürekleri tanımaktan büyük bir mutluluk duydum. Engellerin yeniden başlamak için sadece birer durak olduğuna inanan güçlü bireylerin azmi, hepimize ilham oluyor. İlk günden bugüne asrın felaketinin yaralarının sarılmasında emek veren, bu anlamlı projeye katkı sunan herkese teşekkür ediyorum.”
MERKEZİN ÖZELLİKLERİ
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’teki depremlerde uzuvlarını kaybeden ampute bireyler için “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla uygulamaya konulan Hatay Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi, ilk olarak protez-ortez üretim merkezi olarak inşa edildi.
Daha sonra engelli çocuklar ve anneleri için dönüştürülen merkez sayesinde, fiziksel ve psikososyal iyileşmenin desteklenmesi ile yüksek teknolojili ve üretime uygun bir ortam sunulması amaçlandı.
Modern bir yapıya sahip merkezde, heykel, kil, origami, mozaik, ahşap oyuncak tasarım ve geleneksel oyun üniteleriyle kütüphane-sesli kütüphaneye yer verildi.
Engelli anneler ve kadınlar için üretim üssü olan merkezde, keşif ve atölye çalışmalarının yanı sıra sanal uğraş alanları, sinema-tiyatro salonu ile sportif beceri koordinasyon üniteleri de bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç ile gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Türkiye olarak dinî ve etnik bir mozaik olan Balkanlar’da huzuru, refahı ve istikrarı desteklemeye büyük önem verdiğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa görüşmelerinin ardından, ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Bu yıl Türkiye ile Karadağ arasındaki diplomatik ilişkilerin 145. yıl dönümü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Karadağ ile bu ortak geçmişle orantılı şekilde siyasi, ekonomik ve kültürel temelleri sağlam kapsamlı bir iş birliğinin bulunduğunu söyledi.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç’in Türkiye’ye bugün yaptığı ilk ziyaretinin de müstesna düzeydeki ilişkilerin bir nişanesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Görüşmemizde ikili münasebetlerimizi kapsamlı şekilde ele aldık, önümüzdeki dönemde atacağımız adımları değerlendirdik. Münasebetlerimizi kurumsal çerçeve kazandırmak amacıyla Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey kurulmasını kararlaştırdık. Ayrıca, bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunduk, Balkanlar’da istikrara atfettiğimiz önemi teyit ettik. Türkiye olarak dini ve etnik bir mozaik olan Balkanlar’da huzuru, refahı ve istikrarı desteklemeye büyük önem verdiğimizi bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum.”
“KARADAĞ’A EN FAZLA YATIRIM YAPAN ÜLKELERİN BAŞINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadağ’ı zengin kültürel ve etnik dokusuyla Balkanlar’da hoşgörü ve bir arada yaşama kültürüne örnek teşkil eden bir ülke olarak gördüğünü belirterek, şu bilgileri paylaştı: “2021 yılında Karadağ’a gerçekleştirdiğim ziyarette ikili ticaret hacmimizi 250 milyon dolara çıkarma hedefi koymuştuk. Kovid-19 salgını, Ukrayna’daki savaş ve küresel ekonomik sıkıntılara rağmen, hamdolsun bu hedefe ulaşmaya çok yakınız. Sayın Cumhurbaşkanı ile bu hedefi daha da yukarıya taşımak konusunda mutabık kaldık. Karadağ’a en fazla yatırım yapan ülkelerin başında geliyoruz. Müteahhitlik alanında firmalarımız Karadağ’da yaklaşık 500 milyon dolar değerinde 62 projeyi başarıyla tamamlamıştır. Firmalarımız özellikle altyapı, inşaat ve hizmet sektörlerine ilgilerini sürdürüyorlar. Bu ilginin bir neticesi olarak Karadağ’a doğrudan yatırımlarımızda 2023 ve 2024 yıllarında rekor artış yaşanmıştır. Önümüzdeki dönemde, 6. Karma Ekonomik Komisyon toplantısına ev sahipliği yapacağız. Bu vesileyle iş insanlarımıza verdikleri destekten ötürü kıymetli dostum Cumhurbaşkanı Milatoviç’e milletim adına teşekkür ediyorum.”
“TİKA, KARADAĞ’DA 500’DEN FAZLA PROJE VE FAALİYET GERÇEKLEŞTİRDİ”
Türkiye ile Karadağ arasında ekonomik ilişkiler gibi beşerî ve kültürel münasebetlerin de hızla geliştiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karadağ’da ikamet eden 25 bin vatandaşımıza ilave olarak, ülkemizde 150 binden fazla Karadağ kökenli vatandaşımız var. Türk Hava Yollarının öncülüğünde hava yolu sektörümüz çok sayıdaki uçuşuyla Karadağ’ı adeta tüm dünyaya bağlıyor. Şüphesiz bu seferler aramızdaki turizm ilişkilerine de önemli katkı sağlıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİKA’nın restorasyon, eğitim ve sağlık alanındaki projeleri ile Yunus Emre Enstitüsünün kültür-sanat faaliyetlerinin de iki ülke ilişkilerinde önemli olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi: “TİKA, Karadağ’da bugüne kadar toplam 30 milyon doları aşan 500’den fazla proje ve faaliyet gerçekleştirdi. Yunus Emre Türk Kültür Merkezimiz ise kuruluşundan bu yana 2 bin 500’ü aşkın öğrenciye Türkçe eğitim verdi. Keza, Türkiye Bursları kapsamında da 500’den fazla Karadağlı kardeşimiz ülkemizde eğitimlerine devam ettiler.”
“SURİYE’DE ANİDEN PATLAK VEREN GELİŞMELERİ ÇOK YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ”
Türkiye’nin kuzeyinden güneyine kadar geniş çevresinde barışın, huzurun ve istikrarın korunmasına büyük önem atfettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hem bizi hem de Karadağ’ı etkileyen Rusya-Ukrayna Savaşı’nda başından beri adil bir barışın tesis edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarında da aynı ilkeli tutumumuzu muhafaza ettik. Lübnan’da sağlanan ateşkese olan desteğimizi de açıkça beyan ettik. Gazze’de bir an önce ateşkesin sağlanmasını ümit ve arzu ediyoruz. Bölgemizdeki yangının söndürülmesi noktasında Türkiye olarak üzerimize düşen ne varsa dün olduğu gibi bugün de yapmaya hazırız. Son birkaç gündür komşumuz Suriye’de aniden patlak veren gelişmeleri de çok yakından takip ediyoruz. Gerek Dışişleri Bakanımız gerekse Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanımız muhataplarıyla sürekli temas hâlindeler, istişarelerini gerçekleştiriyorlar. Aslında uzun bir süredir Orta Doğu’daki şiddet sarmalının Suriye’yi de etkisi altına alma ihtimaline dikkat çekiyorduk. Son hadiseler Türkiye’nin haklılığını teyit ve tescil etmiştir. Suriye ihtilafında ülkemizin duruşu, hassasiyetleri, temel öncelikleri ve savuna geldiği politikanın parametreleri bellidir. Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve millî birliğinin korunması, 13 yıldır devam eden istikrarsızlığın, Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda mutabakatla son bulması en büyük temennimizdir. Ülkemizin millî güvenlik öncelikleri çerçevesinde sahadaki süreci anbean takip ve tahlil ediyor, bunlara halel getirecek herhangi bir farklı eylemin yaşanmaması adına gereken bütün tedbirleri alıyoruz.”
“BUGÜNE KADAR İSRAİL’İN VERDİĞİ SÖZLERİ TUTTUĞUNU GÖREMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere dair bir soru üzerine, şu yanıtı verdi: “Türkiye’den şu anda Karadağ’da yatırımları olan firmalarımız var. Bunları Sayın Cumhurbaşkanı ile de görüştük. Bu firmalarımızın bundan sonraki süreçte de atacakları adımları önemsediğimizi yine konuştuk. Bu firmalar Türkiye’de çok güçlü olan firmalar. Bundan sonraki süreçte özellikle sanayide ve savunma sanayinde buralarda birçok adımlar atabileceklerini kendileriyle paylaştım. Bu konuda kendilerinin de verecekleri destekler, atacakları adımların çok daha güçlü olacağını ortaya koyacaktır.”
Gazze’de ateşkesin sağlanmasına yönelik girişimlere dair diğer bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bugüne kadar İsrail’in verdiği sözleri tuttuğunu göremedik. Bundan sonraki süreçte acaba verdiği sözleri tutar mı, tutmaz mı noktasına gelince, bu konuda samimi bir yaklaşım bugüne kadar görmedik. Bundan sonra da göreceğimizi zannetmiyorum. Çünkü 50 bini aşkın insanın öldürüldüğü bu süreçte neyine inanacağız? En son Lübnan’da öldürülen insanların ardı ardına neyine inanacağız? Dolayısıyla ateşkes sözü veriyorlarsa bunu görelim. Uygulamada bu adımlar atılsın, biz de buna inanmış olalım.”
KARADAĞ CUMHURBAŞKANI MİLATOVİÇ: “TÜRKİYE, KARADAĞ’IN HEM EKONOMİK HEM DE STRATEJİK OLARAK EN ÖNEMLİ ORTAKLARINDAN BİRİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sayısız görüşmesinin iki ülke ilişkilerine verdiği önemi ifade ettiğini belirten Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Bu yıl Karadağ ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 145’inci yılını kutluyoruz. İki ülke arasında kurulan bu diplomatik ilişkiler sürekliliğin ve karşılıklı saygının göstergesidir” dedi.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Türkiye bugün Karadağ’ın önemli bir NATO müttefiki ve partneridir. Türkiye’nin Balkanlar’daki yapıcı rolü ile bölgede istikrar ve refaha verdiği katkıyı takdir ediyoruz” diye konuştu.
Savunma alanındaki iş birliğinin yakın zamanda Karadağ’da açılacak Podgoritsa Askerî Ataşeliği ile daha da güçleneceğini ifade eden Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, ekonomik ilişkilerin her yıl daha da geliştiğini söyledi.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Türkiye’den doğrudan yatırımlar bu yıl 100 milyon avroya ulaşacak. 250 milyon avroya ulaşan dış ticaret hacmi de ekonomik ilişkilere verdiğimiz önemi göstermektedir” diye konuştu.
Karadağ’ı ziyaret eden Türk turist sayısının da her geçen yıl arttığına dikkati çeken Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Türkiye, Karadağ’ın hem ekonomik hem de stratejik olarak en önemli ortaklarından biridir” dedi.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığına (TİKA) teşekkür ederek, TİKA’nın 500’den fazla projeyi hayata geçirdiğini ifade etti.
Karadağ’ın siyasi öncelikleri arasında Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin bulunduğunu söyleyen Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “2028’e kadar AB’nin 28’inci üyesi olacağımıza inanıyorum. Bu süreçten önce ve sonra Karadağ, Türkiye ile her alanda ilişkilerini en güçlü şekilde sürdürmeye devam edecek” ifadelerini kullandı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.