Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020-2021 Adli Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Adalet talebi, dünyanın en ücra köşelerine kadar tüm toplumların bünyelerinde filiz salmaktadır. Türkiye, insanlığın bu ortak özleminin sözcüsü olarak her platformda hak ve adalet talebini dile getiriyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen 2020-2021 Adli Yıl Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
“ADALETİ TAM MANASIYLA TESİS ETTİĞİNİZDE DİĞER HER ŞEY KENDİLİĞİNDEN GELİŞECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020-2021 Adli Yıl Açılış Töreni’ndeki konuşmasına, yeni adli yılın, yargı mensupları başta olmak üzere, ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını dileyerek başladı. Yeni adli yılda hâkimlere, savcılara, avukatlara ve adalet sisteminin tüm taraflarına başarı temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vazifeleri başında hayatlarını kaybeden hâkim ve savcılara da Allah’tan rahmet diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin yıldır, vatanın bekası için gözlerini kırpmadan canlarını veren tüm şehitleri de rahmetle yâd ederek, “Ülkemizin ve milletimizin istiklali ve istikbali, güvenliği, huzuru, gelişmesi, büyümesi, güçlenmesi için vazife icra eden tüm kamu personeline teşekkür ediyorum. Rabbimden ülkemizi her türlü beladan, musibetten, afetten korumasını, yürüttüğümüz mücadeleleri zaferle neticelendirmesini diliyorum” ifadesini kullandı.
Mahkeme salonlarının duvarlarında yazan “Adalet mülkün temelidir.” sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hazreti Ömer’e atfedilen bu söz, devletin orduyla değil, parayla değil, petrolle-doğal gazla değil, sanayiyle-ticaretle değil, adaletle yaşadığını belirtiyor. Çünkü adaleti tam manasıyla tesis ettiğinizde, diğer her şey zaten kendiliğinden gelişecek, yaşayacak, ülkeyi ve toplumu kuşatacaktır. Tarihin her döneminde adaletin üzerinde en çok durulan ve tartışılan kavram olmasının sebebi de budur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kur’an-ı Kerim’de ve kutsal kitaptan ilhamla vaaz edilen tüm görüşlerde adaletle davranmanın, hükmetmenin, adaleti gözetmenin önemine vurgu yapıldığına dikkati çekerek şöyle devam etti: “Mesela, Araf suresinde Allah’ın adaletle davranmayı emrettiği, Maide suresinde Rabbimizin adaletle hüküm yürütenleri sevdiği belirtilmektedir. Her cuma günü hutbede okunan, Nahl suresinin 90’ıncı ayetinde, ‘Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder, hayâsızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklar.’ buyrulmaktadır. Geçmişten bugüne isimleri tarihe altın harflerle kazınan devlet yöneticilerine, mücadele insanlarına baktığımızda, hepsinin de en başta gelen vasfının adalet konusundaki hassasiyeti olduğunu görüyoruz. İnsanlığa ışık tutan filozofların önemli bir kısmı da adaleti ‘erdemlerin en şereflisi, milletlerin gıdası’ olarak tarif etmektedirler. Sizler, işte böylesine ulvi bir vazife icra ediyorsunuz.”
“ADALET TALEBİ, DÜNYANIN EN ÜCRA KÖŞELERİNE KADAR TÜM TOPLUMLARIN BÜNYELERİNDE FİLİZ SALMAKTADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâkimler, savcılar, avukatlar ve adalet teşkilatında görev yapan her bir kişinin bu şuurla vazifesini yürüttüğüne olan inancını dile getirerek, “Elbette böylesine hayati bir vazife, aynı zamanda çok büyük sorumluluk, çok büyük vebal üstlenmek anlamına geliyor. Her kamu görevi kendine göre önemlidir ama adaletin tesisi için çalışmak bambaşka bir mana taşıyor. Bu ağır yükü başarıyla omuzlayan, kalbini ve zihnini sadece ve sadece adaletin tecellisine adayan sizlerin her birine, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.
Adaletin insanlığın varlığı ve geleceği için bu kadar önemli iken, günümüzde dünyanın dört bir yanından zulüm altında inleyen mazlumların, mağdurların, gariplerin feryatlarının yükseliyor olmasının ayrı bir tenakuz olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kendilerini büyük, güçlü, müreffeh, yenilmez olarak gören kimi devletlerin, diğerlerine karşı sergiledikleri zalimlikleri örtmeye artık siyasi ve diplomatik laf cambazlıkları da yetmiyor. Demokrasiye, güvenliğe ve refaha sadece dünyanın belli toplumlarının sahip bulunduğu, diğerlerinin onlara hizmet dışında önem taşımadığı çarpık anlayış artık ifşa olmuştur. Adalet talebi, dünyanın en ücra köşelerine kadar tüm toplumların bünyelerinde filiz salmaktadır. Türkiye, insanlığın bu ortak özleminin sözcüsü olarak her platformda hak ve adalet talebini dile getiriyor. Birleşmiş Milletler kürsüsünden, salondaki 200’e yakın ülkenin temsilcilerinin gözlerinin içine bakarak ifade ettiğimiz, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ itirazı, bunun en somut ve çarpıcı örneklerinden biridir.”
“DOĞU AKDENİZ’DEKİ, EGE’DEKİ FAALİYETLERİMİZİN DE ÖZÜNDE HAK VE ADALET ARAYIŞI VARDIR”
Suriye’den Libya’ya kadar fiilen sahada oldukları her yerde aynı inanç ve taleple çalışmaları yürüttüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Doğu Akdeniz’deki, Ege’deki faaliyetlerimizin de özünde hak ve adalet arayışı vardır. Türkiye’yi 780 bin kilometrekarelik devasa büyüklüğüne bakmadan, 10 kilometrekarelik bir ada üzerinden kıyılarına hapsetme girişimi, haksızlığın ve adaletsizliğin en açık ifadesidir. Çevresindeki her ülkenin hakkı olan Akdeniz’in zenginliklerinin üzerine âdeta çökme çabası, tam bir modern sömürgecilik örneğidir” diye konuştu.
“Tarih boyunca, hep başkalarının arkasına saklanarak varlığını sürdürmüş bir devleti önümüze atarak kendi gizli emellerini gerçekleştirmeye çalışanların yaptıkları da en büyük adaletsizliktir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz artık bu gölge oyunundan bıktık. Kendine bile hayrı olmayan bir devleti, Türkiye gibi bölgesel ve küresel bir gücün önüne atıp, yem etmeye çalışmak artık komik kaçmaya başladı. Asırlardır Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar sömürmedik yer, katletmedik toplum, zulmetmedik insan bırakmayanların devri sona eriyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu adalet uyanışını durduramayacaklardır. Ülkemizin bu konudaki öncülüğü sadece kendi adına değil, tüm mazlumlar adınadır.”
“BÖLGEMİZDE GÜVEN VE HUZUR ARAYAN HERKESE KAPIMIZI AÇIYORUZ”
Osmanlı gibi 600 yıllık bir devin külleri üzerinde inşa edilen Cumhuriyetin 100’üncü yılına yaklaşırken, coğrafyadaki bin yıllık varlığa daha da sıkı sarılmakta kararlı olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Medeniyetimizin ve tarihimizin bize bıraktığı mirası çok daha ileriye taşıyarak, evlatlarımıza büyük, güçlü, adil ve müreffeh bir gelecek bırakmak için gece gündüz çalışıyoruz. Türkiye’nin her başarısının, kalbini ve gözünü bize yöneltmiş tüm dostları ve kardeşleri için de yeni bir ümit ışığı yaktığımızı biliyoruz. Gücümüzün sadece kendimizi düşünmekten ve kendimiz için çalışmaktan değil, arkamızdaki bu geniş destekten de kaynaklandığının gayet iyi farkındayız. Bunun için bölgemizde güven ve huzur arayan herkese kapımızı açıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için dünyanın neresinden bir feryat yükselirse, tüm imkânlarımızla oraya yöneliyoruz. Bunun için her platformda hak ve adalet talebimizi en yüksek sesle dile getiriyoruz. Rabbim de bu hasbi ve samimi duruşumuzun mükâfatı olarak, her alanda önümüzü açıyor, tuzakları bozuyor, gücümüze güç katıyor. Husumet cepheleri ne kadar birleşirse birleşsin bu yükselişi durduramayacaklardır. İstiklal Marşı ‘korkma’ diye başlayan ve ‘Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal’ diye biten bir milleti yolundan döndürebilecek hiçbir güç tanımıyoruz” diye ekledi.
Türkiye’nin dostluğunun kıymetini bilenlerin, her geçen gün çoğalacağından emin olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeter ki biz kendi içimizde sağlam duralım. Yeter ki biz millet olarak birliğimize, beraberliğimize sahip çıkalım. Yeter ki biz tüm kurumlarımızla devletimizi hak ve adalet üzere ayakta tutalım. Yeter ki biz alametifarikamız olan değerlerimizden taviz vermeyelim. Yeter ki medeniyetimize ve tarihimize sıkı sıkıya sarılalım. Gerisinin kendiliğinden geleceğinden, zorlukların kolaya döneceğinden, düşmanlıkların dostluğa evirileceğinden şüphe duymuyoruz” dedi.
“DÜNYADA, DEVLET GEÇMİŞİ BİZİMKİ KADAR ESKİ PEK AZ MİLLET VAR”
Dünyada, devlet geçmişi Türkiye kadar eski ve geniş bir coğrafyaya yayılan pek az milletin bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı forsunda temsil edilen 16 devletin yanında, kurulan irili ufaklı pek çok devletin tarih kitaplarında kayıtlı olduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu’da da, Malazgirt Zaferi’nin ardından, Selçuklu ile başlayıp çeşitli beyliklerle devam eden, Osmanlı ile zirveye çıkan, Cumhuriyet ile günümüze ulaşan devletler silsilesine sahip olunduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Coğrafyamızdaki son 200 yılımız, hem çok büyük kayıplar hem çok büyük zaferler hem de yönetim sistemi arayışlarıyla geçmiştir. Tanzimat’tan Meşrutiyet’e tüm adımlar, bu sürecin bir parçasıdır. Avrupa’da başlayıp dünyayı saran modern yönetim sistemini bünyemize adapte etme gayretlerinin en keskin noktası, Cumhuriyetin ilanıdır. Osmanlı’yı, sevabıyla ve günahıyla tarihin tozlu raflarına kaldırıp, millî iradenin üstünlüğü üzerine kurulu yeni yönetim sistemimizi hayata geçirme sürecimiz de kendi içinde oldukça sancılı geçmiştir. Çok partili hayata geçtikten sonra maruz kaldığımız darbe, cunta, muhtıra tecrübeleri bize ağır siyasi, sosyal, ekonomik maliyetler getirmiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelişmiş ülkelerin en büyük atılımlarını yaptıkları dönemlerde, biz kendi iç çekişmelerimiz ve kavgalarımızla uğraştığımız için, pek çok fırsatı kaçırdık. Vesayetin ağır baskısı, demokrasiden sanayiye kadar her alandaki atılımlarımızın önünü keserek enerjimizi ve vaktimizi heba etti. Devlet ile millet arasındaki değer, anlayış, uygulama farkı, millî iradenin üstünlüğü ilkesinin tam manasıyla hayata geçirilmesine engel oldu. Uzun ve zahmetli bir mücadele döneminin ardından, yeni bir yönetim sistemine geçerek, bu alanda daha üst bir kulvara çıkmayı hamdolsun başardık” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin yasama, yürütme ve yargı arasındaki güçler ayrımını modern demokrasilerdeki netliğe kavuşturduğunu söyledi.
Millî iradenin tecellisine aykırı hiçbir güç temerküzüne izin vermeyen yeni yönetim sisteminin herkesin kendi işine odaklanmasını sağladığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Darbe dönemlerinde çok büyük tartışmalara yol açan görüntülerin ve uygulamaların tarihe karıştığı yeni bir döneme girdik. Bu yeni dönemin hasılasını, siyasi, ekonomik, askerî her türlü saldırıya ve baskıya hiç olmadığımız kadar mukavemetli hale gelerek, daha da önemlisi, gerçek gücümüzü kullanma imkânımızı bularak toplamaya başladık” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tabloda son 18 yıldır her alanda kesintisiz bir şekilde hayata geçirdikleri reformların büyük etkisinin bulunduğunu belirtti.
“ATTIĞIMIZ HER ADIMDA DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİNİ HEDEFLİYORUZ”
Yargının, bu reformların en yoğun ve etkin şekilde yaşandığı alanların başında geldiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amacımız, güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemini, tüm kurum ve kurallarıyla tesis etmektir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Attığımız her adımda demokrasinin güçlendirilmesini, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesini hedefliyoruz. Bu vizyon ışığında hazırladığımız Yargı Reformu Strateji Belgemizi, geçtiğimiz yıl milletimizle paylaştık. Belgede yer alan politikalar, ilgili tüm kurumların, kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin katılımıyla oluşturuldu. Geçmişteki reformların sonuçları, bugünkü beklentiler ve gelecekteki ihtiyaçlar ışığında hazırlanan bu belge oluşturulurken dünyadaki uygulamalar da yakından incelendi. Sadece belgeyi hazırlamakla kalmadık, burada yer alan politikaları süratle hayata geçirecek adımları da attık. Yürütme olarak biz kendi hazırlıklarımızı yaptık, yasama üzerine düşeni yerine getirip kanunları çıkardı, yargımız da bunları bilfiil uygulamaya koydu. Sadece bu tablo bile yeni yönetim sisteminin ülkemize kazandırdığı hızı, kaliteyi, kararlılığı göstermeye yeterlidir.”
“YARGININ İŞ YÜKÜNÜ HAFİFLETECEK YENİ HUKUKİ MÜESSESELER OLUŞTURDUK”
Geçen yıl kanunlaşan Birinci Yargı Paketi ile ceza adaleti sistemine dair pek çok tarihî değişikliği hayata geçirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sistemi rahatlatacak, vatandaşımıza daha iyi hizmet verilmesini sağlayacak, yargının iş yükünü hafifletecek yeni hukuki müesseseler oluşturduk. Uluslararası alanda yaygın olarak kullanılan bazı usul düzenlemeleri bize uygun modellerle sisteme dâhil ettik. Basit yargılama ve seri muhakeme gibi bu uygulamaları gerekirse daha da geliştirecek şekilde yakından takip ediyor, analizini yapıyoruz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel hak ve özgürlükler ile ifade özgürlüğünün güçlendirilmesini sağlamak amacıyla, istinafta kesinleşen bazı suçlar için temyiz yolunu açtıklarını dile getirdi.
İfade hürriyetinin bir parçası olan eleştiri ve haber verme hakkının mevzuatta daha güçlü bir temele sahip olmasını sağladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İnternet suçlarında sadece ilgili sayfaya erişimin engellenmesini mümkün hâle getirerek, tüm sitenin kapanmasının önüne geçtik. Soruşturma evresinde azami tutukluluk sürelerini yeniden belirleyerek, özellikle çocukları korumaya yönelik adımları attık. Cinsel şiddet mağduru çocuk ve kadınlar için özel görüşme odaları kullanılmasını zorunlu hâle getirdik. Hâkimlik, savcılık, avukatlık ve noterlik gibi hukuk mesleklerini icra edeceklerin, mezuniyet sonrası öncelikle ortak bir merkezi sınava girmesini mecbur kıldık. Kıdemi 15 yılı geçen avukatlara yeşil pasaport imkânı sağladık. Sesli ve görüntülü bilişim sisteminin idari yargıda da kullanılabilmesini temin ettik.”
İkinci Yargı Paketi ile infaz sistemini revize ederek süreleri, denetimli serbestlik uygulamalarını, özel infaz usullerini, iyi hâl usullerini yeniden belirlediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu paket dışında, ceza adaleti ve yatırım ortamının iyileştirilmesi gibi köklü düzenlemeleri de sisteme kazandırdıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İcra ve İflas Kanunu’nu, alacaklı ve borçluların menfaatlerini koruyacak şekilde yeniden düzenlediklerini aktardı.
Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini geliştirdiklerini, genişlettiklerini, yaygınlaştırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedef süre uygulaması ile soruşturma ve mahkeme aşamalarının daha hızlı bir şekilde yürümesini sağladık. Hâkimler Savcılar Kurulu, yargı mensuplarının uyması gereken etik kuralları belirleyerek kamuoyuna duyurdu. Yine bu kurul bünyesinde, mükerrer hataların önüne geçilmesi için Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ihlal kararları tetkik birimi oluşturuldu” ifadelerini kullandı.
“İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI’NI BU YIL İÇİNDE NETİCELENDİRMEK İSTİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin kapsamlı bir düzenlemenin kanunlaşarak sistemdeki yerini aldığını söyledi. Düzenlemeden beklentinin hukuk yargılamalarının çok daha kısa sürede sonuçlanması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlen çalışmaları süren İnsan Hakları Eylem Planı’nı bu yıl içinde neticelendirmek istiyoruz. Hukuk devleti niteliğimizi güçlendirecek bu planın hayata geçmesiyle ülke içinde ve uluslararası alanda maruz kaldığımız pek çok sıkıntıyı da çözeceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Her yerde olduğu gibi adalet sisteminin de asli öznesinin insan olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte yargı sisteminin tıkanmasının en önemli sebeplerinden birinin de ilk dereceden yüksek yargıya kadar her aşamada insan kaynağının yetersizliği olması olduğunu ifade etti.
“HÂKİM VE SAVCI SAYIMIZI 22 BİNE ÇIKARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminde en çok ihracın olduğu kurumlar arasında Adalet Bakanlığının da olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti: “Bu rağmen, hâkim ve savcı sayımızı 2002 yılındaki 9 bin 349 seviyesinden bugün 22 bin seviyesine çıkardık. Bakanlık teşkilatının tamamında görev yapan personel sayısını da 51 bin 681’den 150 binin üzerine yükselttik. Böylece hem hâkim ve savcılarımızın yaptıkları görevlerin hem de yargı sürecine destek veren çalışmaların, çok daha düzenli, hızlı ve yüksek standartlı şekilde yürümesini temin ettik. İstinaf Mahkemelerinin kuruluşu, Cumhuriyet dönemindeki en önemli yargı reformlarından biridir. Adli Yargıda 2016 yılında, İdari Yargıda 2017 yılında faaliyete geçen İstinaf Mahkemeleri sayesinde dava dosyalarının neticelenme süresi oldukça kısalmıştır. Elektronik tebligat uygulaması da hem zaman hem bütçe tasarrufu yoluyla kamuya katkı sağlamıştır. Lekelenmeme hakkı, son dönemde hukukumuza kazandırdığımız önemli ilkelerden biridir. Kişilerin mesnetsiz ihbarlar ve şikâyetler sebebiyle soruşturmaya maruz kalmasını engelleyerek lekelenmeme hakkını uygulamaya geçirdik.”
“YARGININ TEK İDEOLOJİSİ ADALET OLMAK ZORUNDADIR”
Nöbetçi noterlik ve konsolosluklardaki noterlik işlemleri örneklerinin Türkiye’den alınabilmesiyle vatandaşların işlerinin de kolaylaştırıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Adaletin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesini temin için yaptığımız reformları, önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. Ancak bu noktada yargı sistemimizin en önemli unsurlarından olan avukatlarımız ve onların meslek örgütleri olan barolarla ilgili bir rahatsızlığımı da ifade etmek istiyorum. Şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz’ı katleden terör örgütü mensuplarına destek için açlık grevine giden avukatları bu kararlarından vazgeçirmek için devlet üzerine düşeni yapmıştır. Buna rağmen ısrarla açlık grevini sürdüren bir avukatın ölümü üzerine İstanbul Barosu binasına asılan pankartın, şehidimizin kemiklerini sızlatmanın ötesinde anlamları olduğunu düşünüyoruz.”
Avukatların, teröristlerin bu kadar pervasızca yanlarında durabilmeleri, cübbeleriyle cenazesine katılabilmeleri, onları öven bildiriler yayınlayabilmelerinin kabul edilebilir davranışlar olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avukatlık, zulmü savunmak değildir. Avukatlık adaleti savunmak, adaletin yanında yer almak demektir. Bu yapılan işlemlerin müvekkil-avukat ilişkisiyle uzaktan yakından alakasının olmadığı açıkça ortadadır. Diğer kurumlarda terör örgütleriyle böylesine içli-dışlı olan kişiler nasıl mesleklerinden men edilebiliyorsa, avukatlar için de böyle bir yöntemin gerekip gerekmediği bana göre tartışılmalıdır. Uyuşturucu baronunu savunan avukat uyuşturucu tüccarlığına, katili savunan avukat cana kast etmeye, hırsızı savunan avukat hırsızlığa kalkışmıyorsa, teröristin avukatlığını yapanın da teröristliğe soyunması mümkün değildir. Hâkimin, savcının, polisin, askerin yapamadığını, kamusal bir vazife icra eden avukat da yapamamalıdır. Şayet yaparsa bunun bir müeyyidesi, sonucu, bedeli muhakkak olmalıdır. Dünyanın hiçbir ülkesinde, medeni ülkeleri kastediyorum, böyle çarpık bir duruma izin verilemez. Yargının hiçbir unsuru, herhangi bir ideolojinin emrine giremez. Yargının tek ideolojisi adalet olmak zorundadır. Bir adalet kurumu olması gereken kimi baroların, terör örgütlerinin arka bahçesi, propaganda aracı, yasa dışı faaliyetlerinin kılıfı hâline dönüşmesi çok acıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoklu baro sistemini getirmekteki amaçlardan birinin de baroları bu sorunlu yapıdan kurtarma umudu olduğuna işaret ederek merhum savcı Mehmet Selim Kiraz’ın katilleriyle ilgili gelişmenin bu endişelerde ne kadar haklı olunduğunu gösterdiğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda, “İnşallah önümüzdeki dönemde avukatlıktan teröristliğe uzanan bu kanlı yolun önünü kesmek için gerekeni yapacağız. Bu duygularla bir kez daha Selim Kiraz kardeşime Allah’tan rahmet diliyorum. 2020-2021 Adli Yılı’nın, yargı sistemimizin tüm tarafları için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hâkimlerimize, savcılarımıza, avukatlarımıza, adalet teşkilatı çalışanlarımıza, adliyelere işi düşen vatandaşlarımıza kolaylıklar temenni ediyorum. Rabbim hepsinin yar ve yardımcısı olsun” dedi.
Törene; TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve yüksek yargı üyeleri de katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında Hatay Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi.
Emine Erdoğan, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) yerleşkesinde yer alan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı), Valilik, HMKÜ, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı, Fiziksel Engelliler Vakfı ve Türk Telekom iş birliğinde yaptırılan merkezin açılış kurdelesini keserek “hayırlı olsun” dileklerini iletti.
Engellilerin özel ihtiyaçlarına yönelik tasarlanan modern bir yapıya sahip merkezi gezen Emine Erdoğan, burada Fiziksel Engelliler Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Tatar’dan merkezle ilgili bilgi aldı.
Ortez-protez rehabilitasyon hizmetlerinin sunulduğu alanda protez yapım aşamalarını izleyen Emine Erdoğan, burada 3D yazıcı ile protez ölçümü yapılan 8 yaşındaki erkek çocuğuyla özel ilgilendi.
Merkezde, 6 Şubat 2023’teki depremlerden sonra ampute edilen 10 ve 4 yaşlarındaki torunlarının tedavisine başlanan depremzede ile görüşen Emine Erdoğan, afette oğlu ve gelinini kaybeden kadına “geçmiş olsun” dileklerini iletti.
Emine Erdoğan, engellilere yönelik heykel, mozaik alanı, kütüphane, sinema-tiyatro, hamam ve kafenin yer aldığı merkezde engelli bireyler ve aileleriyle de bir araya gelerek onların yaşadıkları sorunları ve taleplerini dinledi.
Emine Erdoğan, merkezde bulunan Halil Paşa’nın “Göksu” isimli tablosunu görme engelli bireyler için özel tasarlanan “Telefon Kütüphanesi” uygulaması üzerinden sesli betimlemeli şekilde dinledi.
Emine Erdoğan, Tatar tarafından kendisine hediye edilen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğüyle kurulan Fiziksel Engelliler Vakfının “Protez-Ortez Atölyesi”nin açılışında çekilen fotoğraf karesinin bulunduğu tabloyu kabul etti.
Merkezin açılışına, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Safa Koçoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili ve Fiziksel Engelliler Vakfı Kurucu Üyesi Zeynel Abidin Okul, Vali Mustafa Masatlı ile eşi Esra Masatlı, HMKÜ Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk ile eşi Hande Öntürk, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile engelli çocuklar ve aileleri de katıldı.
“ENGELLERİN YENİDEN BAŞLAMAK İÇİN SADECE BİRER DURAK OLDUĞUNA İNANAN GÜÇLÜ BİREYLERİN AZMİ, HEPİMİZE İLHAM OLUYOR”
Emine Erdoğan, program sonrası yaptığı sosyal medya paylaşımında, şu ifadelere yer verdi: “Hatay’da depremin ardından uzuv kaybı yaşayan vatandaşlarımız için kurulan Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi’nin hayırlı olmasını diliyorum. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, engelleri aşma mücadelesine adanan bir gün. Bu anlamlı günde inanıyorum ki yalnızca bir kapı değil, yaşama dair yazılacak umut dolu hikâyelerin ilk sayfası aralandı. Merkezin ortez-protez ve rehabilitasyon ünitesini inceleyerek kültür, sanat, teknoloji atölyeleri ile eğitim alanlarını ziyaret ettim. Burada hayatın zorluklarına rağmen gülen gözleri, üreten elleri ve cesur yürekleri tanımaktan büyük bir mutluluk duydum. Engellerin yeniden başlamak için sadece birer durak olduğuna inanan güçlü bireylerin azmi, hepimize ilham oluyor. İlk günden bugüne asrın felaketinin yaralarının sarılmasında emek veren, bu anlamlı projeye katkı sunan herkese teşekkür ediyorum.”
MERKEZİN ÖZELLİKLERİ
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’teki depremlerde uzuvlarını kaybeden ampute bireyler için “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla uygulamaya konulan Hatay Engelli Sosyal Girişimcilik Merkezi, ilk olarak protez-ortez üretim merkezi olarak inşa edildi.
Daha sonra engelli çocuklar ve anneleri için dönüştürülen merkez sayesinde, fiziksel ve psikososyal iyileşmenin desteklenmesi ile yüksek teknolojili ve üretime uygun bir ortam sunulması amaçlandı.
Modern bir yapıya sahip merkezde, heykel, kil, origami, mozaik, ahşap oyuncak tasarım ve geleneksel oyun üniteleriyle kütüphane-sesli kütüphaneye yer verildi.
Engelli anneler ve kadınlar için üretim üssü olan merkezde, keşif ve atölye çalışmalarının yanı sıra sanal uğraş alanları, sinema-tiyatro salonu ile sportif beceri koordinasyon üniteleri de bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç ile gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Türkiye olarak dinî ve etnik bir mozaik olan Balkanlar’da huzuru, refahı ve istikrarı desteklemeye büyük önem verdiğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa görüşmelerinin ardından, ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Bu yıl Türkiye ile Karadağ arasındaki diplomatik ilişkilerin 145. yıl dönümü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Karadağ ile bu ortak geçmişle orantılı şekilde siyasi, ekonomik ve kültürel temelleri sağlam kapsamlı bir iş birliğinin bulunduğunu söyledi.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç’in Türkiye’ye bugün yaptığı ilk ziyaretinin de müstesna düzeydeki ilişkilerin bir nişanesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Görüşmemizde ikili münasebetlerimizi kapsamlı şekilde ele aldık, önümüzdeki dönemde atacağımız adımları değerlendirdik. Münasebetlerimizi kurumsal çerçeve kazandırmak amacıyla Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey kurulmasını kararlaştırdık. Ayrıca, bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunduk, Balkanlar’da istikrara atfettiğimiz önemi teyit ettik. Türkiye olarak dini ve etnik bir mozaik olan Balkanlar’da huzuru, refahı ve istikrarı desteklemeye büyük önem verdiğimizi bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum.”
“KARADAĞ’A EN FAZLA YATIRIM YAPAN ÜLKELERİN BAŞINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadağ’ı zengin kültürel ve etnik dokusuyla Balkanlar’da hoşgörü ve bir arada yaşama kültürüne örnek teşkil eden bir ülke olarak gördüğünü belirterek, şu bilgileri paylaştı: “2021 yılında Karadağ’a gerçekleştirdiğim ziyarette ikili ticaret hacmimizi 250 milyon dolara çıkarma hedefi koymuştuk. Kovid-19 salgını, Ukrayna’daki savaş ve küresel ekonomik sıkıntılara rağmen, hamdolsun bu hedefe ulaşmaya çok yakınız. Sayın Cumhurbaşkanı ile bu hedefi daha da yukarıya taşımak konusunda mutabık kaldık. Karadağ’a en fazla yatırım yapan ülkelerin başında geliyoruz. Müteahhitlik alanında firmalarımız Karadağ’da yaklaşık 500 milyon dolar değerinde 62 projeyi başarıyla tamamlamıştır. Firmalarımız özellikle altyapı, inşaat ve hizmet sektörlerine ilgilerini sürdürüyorlar. Bu ilginin bir neticesi olarak Karadağ’a doğrudan yatırımlarımızda 2023 ve 2024 yıllarında rekor artış yaşanmıştır. Önümüzdeki dönemde, 6. Karma Ekonomik Komisyon toplantısına ev sahipliği yapacağız. Bu vesileyle iş insanlarımıza verdikleri destekten ötürü kıymetli dostum Cumhurbaşkanı Milatoviç’e milletim adına teşekkür ediyorum.”
“TİKA, KARADAĞ’DA 500’DEN FAZLA PROJE VE FAALİYET GERÇEKLEŞTİRDİ”
Türkiye ile Karadağ arasında ekonomik ilişkiler gibi beşerî ve kültürel münasebetlerin de hızla geliştiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karadağ’da ikamet eden 25 bin vatandaşımıza ilave olarak, ülkemizde 150 binden fazla Karadağ kökenli vatandaşımız var. Türk Hava Yollarının öncülüğünde hava yolu sektörümüz çok sayıdaki uçuşuyla Karadağ’ı adeta tüm dünyaya bağlıyor. Şüphesiz bu seferler aramızdaki turizm ilişkilerine de önemli katkı sağlıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİKA’nın restorasyon, eğitim ve sağlık alanındaki projeleri ile Yunus Emre Enstitüsünün kültür-sanat faaliyetlerinin de iki ülke ilişkilerinde önemli olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi: “TİKA, Karadağ’da bugüne kadar toplam 30 milyon doları aşan 500’den fazla proje ve faaliyet gerçekleştirdi. Yunus Emre Türk Kültür Merkezimiz ise kuruluşundan bu yana 2 bin 500’ü aşkın öğrenciye Türkçe eğitim verdi. Keza, Türkiye Bursları kapsamında da 500’den fazla Karadağlı kardeşimiz ülkemizde eğitimlerine devam ettiler.”
“SURİYE’DE ANİDEN PATLAK VEREN GELİŞMELERİ ÇOK YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ”
Türkiye’nin kuzeyinden güneyine kadar geniş çevresinde barışın, huzurun ve istikrarın korunmasına büyük önem atfettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hem bizi hem de Karadağ’ı etkileyen Rusya-Ukrayna Savaşı’nda başından beri adil bir barışın tesis edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarında da aynı ilkeli tutumumuzu muhafaza ettik. Lübnan’da sağlanan ateşkese olan desteğimizi de açıkça beyan ettik. Gazze’de bir an önce ateşkesin sağlanmasını ümit ve arzu ediyoruz. Bölgemizdeki yangının söndürülmesi noktasında Türkiye olarak üzerimize düşen ne varsa dün olduğu gibi bugün de yapmaya hazırız. Son birkaç gündür komşumuz Suriye’de aniden patlak veren gelişmeleri de çok yakından takip ediyoruz. Gerek Dışişleri Bakanımız gerekse Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanımız muhataplarıyla sürekli temas hâlindeler, istişarelerini gerçekleştiriyorlar. Aslında uzun bir süredir Orta Doğu’daki şiddet sarmalının Suriye’yi de etkisi altına alma ihtimaline dikkat çekiyorduk. Son hadiseler Türkiye’nin haklılığını teyit ve tescil etmiştir. Suriye ihtilafında ülkemizin duruşu, hassasiyetleri, temel öncelikleri ve savuna geldiği politikanın parametreleri bellidir. Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve millî birliğinin korunması, 13 yıldır devam eden istikrarsızlığın, Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda mutabakatla son bulması en büyük temennimizdir. Ülkemizin millî güvenlik öncelikleri çerçevesinde sahadaki süreci anbean takip ve tahlil ediyor, bunlara halel getirecek herhangi bir farklı eylemin yaşanmaması adına gereken bütün tedbirleri alıyoruz.”
“BUGÜNE KADAR İSRAİL’İN VERDİĞİ SÖZLERİ TUTTUĞUNU GÖREMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere dair bir soru üzerine, şu yanıtı verdi: “Türkiye’den şu anda Karadağ’da yatırımları olan firmalarımız var. Bunları Sayın Cumhurbaşkanı ile de görüştük. Bu firmalarımızın bundan sonraki süreçte de atacakları adımları önemsediğimizi yine konuştuk. Bu firmalar Türkiye’de çok güçlü olan firmalar. Bundan sonraki süreçte özellikle sanayide ve savunma sanayinde buralarda birçok adımlar atabileceklerini kendileriyle paylaştım. Bu konuda kendilerinin de verecekleri destekler, atacakları adımların çok daha güçlü olacağını ortaya koyacaktır.”
Gazze’de ateşkesin sağlanmasına yönelik girişimlere dair diğer bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bugüne kadar İsrail’in verdiği sözleri tuttuğunu göremedik. Bundan sonraki süreçte acaba verdiği sözleri tutar mı, tutmaz mı noktasına gelince, bu konuda samimi bir yaklaşım bugüne kadar görmedik. Bundan sonra da göreceğimizi zannetmiyorum. Çünkü 50 bini aşkın insanın öldürüldüğü bu süreçte neyine inanacağız? En son Lübnan’da öldürülen insanların ardı ardına neyine inanacağız? Dolayısıyla ateşkes sözü veriyorlarsa bunu görelim. Uygulamada bu adımlar atılsın, biz de buna inanmış olalım.”
KARADAĞ CUMHURBAŞKANI MİLATOVİÇ: “TÜRKİYE, KARADAĞ’IN HEM EKONOMİK HEM DE STRATEJİK OLARAK EN ÖNEMLİ ORTAKLARINDAN BİRİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sayısız görüşmesinin iki ülke ilişkilerine verdiği önemi ifade ettiğini belirten Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Bu yıl Karadağ ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 145’inci yılını kutluyoruz. İki ülke arasında kurulan bu diplomatik ilişkiler sürekliliğin ve karşılıklı saygının göstergesidir” dedi.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Türkiye bugün Karadağ’ın önemli bir NATO müttefiki ve partneridir. Türkiye’nin Balkanlar’daki yapıcı rolü ile bölgede istikrar ve refaha verdiği katkıyı takdir ediyoruz” diye konuştu.
Savunma alanındaki iş birliğinin yakın zamanda Karadağ’da açılacak Podgoritsa Askerî Ataşeliği ile daha da güçleneceğini ifade eden Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, ekonomik ilişkilerin her yıl daha da geliştiğini söyledi.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Türkiye’den doğrudan yatırımlar bu yıl 100 milyon avroya ulaşacak. 250 milyon avroya ulaşan dış ticaret hacmi de ekonomik ilişkilere verdiğimiz önemi göstermektedir” diye konuştu.
Karadağ’ı ziyaret eden Türk turist sayısının da her geçen yıl arttığına dikkati çeken Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “Türkiye, Karadağ’ın hem ekonomik hem de stratejik olarak en önemli ortaklarından biridir” dedi.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığına (TİKA) teşekkür ederek, TİKA’nın 500’den fazla projeyi hayata geçirdiğini ifade etti.
Karadağ’ın siyasi öncelikleri arasında Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin bulunduğunu söyleyen Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, “2028’e kadar AB’nin 28’inci üyesi olacağımıza inanıyorum. Bu süreçten önce ve sonra Karadağ, Türkiye ile her alanda ilişkilerini en güçlü şekilde sürdürmeye devam edecek” ifadelerini kullandı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.