Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Siyasette, ekonomide, askerî alanda kendi kararlarını kendi alan, kendi hedeflerini kendi belirleyen, kendi projelerini kendi uygulayan bir Türkiye inşa ettik. İnşallah en zorlu dönemi geride bıraktık. Artık, ektiğimiz tohumların hasadını toplamanın, verdiğimiz emeklerin karşılığını görmenin, yaptığımız fedakârlıkların bedelini almanın vaktidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrası basın açıklaması yaptı.
“DEVLETİMİZ TÜM İMKÂNLARIYLA HALKIMIZIN YANINDA YER ALMIŞTIR”
Başta Giresun olmak üzere Karadeniz’de bazı illeri etkileyen afette hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yaralananlara da acil şifa dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlen arama çalışmaları süren vatandaşlarımızdan bir an önce mutlu haberler almayı temenni ediyoruz. Afetin duyulduğu andan itibaren, devletimiz tüm kurumları ve imkânlarıyla, halkımızın yanında yer almıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Vatandaşlarımızın yükünü daha da hafifletmek amacıyla, Giresun’daki vergi mükelleflerimizi, 22 Ağustos 2020’den 30 Kasım 2020 tarihine kadar mücbir sebep hâli kapsamına alıyoruz. Bu tarihler arasında verilmesi gereken beyanname ve bildirimlerin süresini 15 Aralık 2020’ye, yine bu bildirimlere istinaden tahakkuk eden vergilerin ödeme süresini de 31 Aralık 2020’ye kadar uzatıyoruz. 22 Ağustos tarihi öncesinde tahakkuk etmiş olup vadesi bu tarihten sonrasına rastlayan ya da resen veya idarece tarh edilen her türlü vergi, ceza, geçici veya gecikme faizinin ödeme sürelerini de 31 Aralık 2020’ye erteliyoruz. Sigortalıların mücbir sebep dönemine ilişkin prime esas kazanç ve hizmet bilgilerinin muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile bildirilmesinin zorunlu olması durumunda, bu beyannamelerin vergi kesintilerine ilişkin kısmının beyan ve sürelerini de uzatıyoruz. 2020 yılı 3’üncü geçici vergi dönemine ilişkin geçici vergi beyannamelerinin de alınmamasını kararlaştırdık. Yine mücbir sebep hâli kapsamındaki amme borçlularından 29 Ocak 2021 tarihine kadar başvuruda bulunanların, her türlü amme alacaklarını faizsiz bir şekilde 24 ay süreyle erteliyoruz.”
“YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE BIRAKACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin pek çok yeri gibi Karadeniz’de de geçmişte şartların zorlamasıyla yaşanılan, coğrafyanın gerçeklerini yeteri kadar dikkate almayan bir yapılaşma ortaya çıktığına dikkati çekerek, şöyle konuştu: “İrademizi ve gücümüzü aşan deprem, sel, heyelan gibi afetler bizi önceliklerimizi değiştirmeye mecbur bırakmıştır. Bir süredir bu konudaki hassasiyetimizi hem kentsel dönüşüm çalışmaları hem yeni imar planları hem estetik önceliği ile zaten hayata geçiriyorduk. Yaşadığımız her afet, bizi bu konuda daha kararlı hareket etmeye yöneltmektedir. İnşallah hep birlikte bizden sonraki nesillere her bakımdan daha güvenli ve yaşanabilir bir Türkiye bırakacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kalkınma mücadelesindeki en büyük sıkıntılarından birinin enerjideki yüksek oranlı dışa bağımlık olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye her ne kadar ufak tefek petrol ve doğal gaz kaynaklarına sahip olsa da bunların, ihtiyacın yanında adeta devede kulak misali kaldığına işaret ederek, “Büyüyen bir ülke olarak enerji ihtiyacımızın sürekli yükselmesi, dışarıya ödediğimiz kaynağın da hep artması anlamına geliyordu. İhracatımızı fevkalade artırmamıza rağmen enerjideki bu yapısal sıkıntı sebebiyle cari açığımızı bir türlü kapatamıyorduk” dedi.
Doğu Akdeniz’de yürüttükleri çalışmaları engellemek isteyenlere karşı gerektiğinde zor kullanma pahasına Türkiye’nin haklarına sahip çıkacaklarını gösterdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yetki alanları yanında Libya ile yaptığımız anlaşmanın ülkemize tanıdığı imkânları sonuna kadar kullanmak üzere harekete geçtik. Akdeniz’in en uzun kıyısına sahip devleti olarak ülkemizin hakkının, hukukunun, çıkarlarının gereğini tereddütsüz bir şekilde yerine getirdik. Bunlarla yetinmedik. Karadeniz’i de arama alanımıza dâhil ettik. Azim ve kararlılıkla bu çalışmaları hayata geçiren eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Albayrak ile hâlihazırdaki bakanımız Fatih Dönmez beylere buradan bir kez daha şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nihayet 9. sondajda ülkenin bugüne kadar tespit ettiği en büyük rezervi bularak emeklerinin karşılığını aldıklarını belirtti.
Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası adını verdikleri bölgede 320 milyar metreküp rezerve sahip doğal gaz kaynağı keşfettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin geleceği açısından hayati öneme haiz bu müjdeyi geçen cuma günü milleti ile paylaştıklarını hatırlattı.
“AKDENİZ’DE DE BENZER MÜJDELİ HABERLER ALACAĞIMIZI ÜMİT EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tespit edilen rezervin çok daha büyük bir kaynağın ilk habercisi olduğu yönünde kuvvetli bulgular var, inşallah bu müjdenin devamı gelecek. Tek kuyu değil, bu kuyuların sayısı 2, 3, 4 devam edecek. Bu kuyuların sayısının tabi fazla oluşu, oradaki ümitlerimizi çok daha artırıyor. Gazın fiilen milletimizin hizmetine sunulması 2023 yılını bulacak. Önümüzdeki süreçte, Akdeniz’de de benzer müjdeli haberler alacağımızı ümit ediyoruz. Ülkemiz, artık enerji liginde en üst basamağa çıkmış bulunmaktadır. Elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir kaynaklarla bağımsızlığını ilan eden Türkiye, doğal gaz ve petrolde de benzer bir seviyeye ulaştığında Allah’ın izniyle önünde yepyeni bir dönem başlayacaktır. Bu vesileyle güneş enerjisi konusunda büyük bir hamle başlatıp hem yerli ve yenilenebilir enerji potansiyelimizi yükselteceğimizi hem de atıl kaynakları ekonomiye kazandıracağımızı belirtmek istiyorum. Yıllardır dışarıya oluk oluk akıttığımız kaynaklarımızı artık kendi ülkemizin kalkınması, milletimizin zenginleşmesi, hedeflerimizin gerçekleşmesi için kullanacağız.”
“KAZANDIĞIMIZ HER BAŞARI, MİLLETİMİZİN ÖZ GÜVENİNİ YÜKSELTMEKTEDİR”
Kazandıkları her başarının milletin öz güvenini yükselttiğini, daha büyük projelere yönelmesini sağladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Yıllarca bu milletin önünü kesenlerin kullandığı araçların tümünü yerle yeksan ediyor, insanımızın önünde yepyeni ufuklar açıyoruz. ‘Yapılamaz’ denilen ne varsa yaptık, ‘cesaret edilemez’ denilen ne varsa cesaret ettik. ‘İzin vermezler’ denilen ne varsa izin istemeden yapılabileceğini gösterdik. ‘Bedel ödetirler’ dedikleri ne varsa gerektiğinde bedelini ödeyerek başardık. Bize ‘yıkılmaz kaleler’ olarak gösterilen sırça köşkleri harekâtlarımızla tuzla buz ettik. Bize ‘aşılmaz bentler’ olarak gösterilen kilden duvarları cesaretimiz ve atılganlığımızla yıktık geçtik. Bize önünde ayakta kalınamaz seller gibi gösterilen yaptırım tehditlerini sağlam duruşumuzla birer birer boşa çıkardık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Maruz kaldığımız çifte standartlara, çiğnenen teamüllere, ihanet edilen değerlere, ayaklar altına alınan ilkelere rağmen girdiğimiz yoldan geri dönmedik. Siyasette, ekonomide, askerî alanda kendi kararlarını kendi alan, kendi hedeflerini kendi belirleyen, kendi projelerini kendi uygulayan bir Türkiye inşa ettik. İnşallah en zorlu dönemi geride bıraktık. Artık ektiğimiz tohumların hasadını toplamanın, verdiğimiz emeklerin karşılığını görmenin, yaptığımız fedakârlıkların bedelini almanın vaktidir. Bu zorlu mücadelede ülkemizin ve milletimizin yanında yer alan herkesten Allah razı olsun diyorum. Yine bu süreçte kendi halkının safında yer almak yerine gavurun kılıcını çalmayı, Amerika’da, Avrupa’da, Körfez’de hazırlanan senaryoların figüranlığına soyunmayı tercih edenleri de milletimize havale ediyoruz. Rabbim kimseyi teröriste terörist diyemeyen, darbeye darbe diyemeyen, düşmana düşman diyemeyen, milletinin sevinci ile sevinemeyen, üzüntüsüyle üzülemeyen mankurtlardan eylemesin diyorum” dedi.
“ÜLKEMİZ, TOPLAMDA 90 MİLYAR DOLARA YAKLAŞAN REZERVİYLE GAYET İYİ DURUMDADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer alanlarda ülkeye diş geçiremeyenlerin hep yaptıkları gibi yine ekonomiye saldırdıklarını vurgulayarak, “Klasik hâle gelen döviz kuru, faiz, enflasyon şer üçgenini bir kez daha başımıza musallat etmek için tüm güçleriyle yükleniyorlar. Hâlbuki ülkemiz, toplamda 90 milyar dolara yaklaşan rezerviyle gayet iyi durumdadır. Merkez Bankamızın mevcut rezervinin 45,4 milyar doları döviz ve 42,8 milyar doları da altın cinsindedir” bilgisini verdi.
Türkiye’nin, döviz ve altın kıymetleri bakımından gerçekten önemli bir güce sahip olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “En büyük rezervi de Karadeniz’in altında bulduğumuzu tekrar hatırlatmak isterim. İnşallah bu müjdenin de devamı gelecek. Diğer alanlardaki çalışmalarımızla Türkiye çok yakında doğal gazda dünyanın en büyük rezervlerinden birine inşallah sahip olacaktır. Buradan elde edilen her kuruş kazanç, doğrudan milletimizin hayat kalitesinin yükselmesini sağlayacak çalışmalara gidecektir. Doğal gazın ucuzlamasıyla konuttan sanayiye kadar her alanda milletimizin cebine ilave kaynak girişi sağlayacağız. Yani burada afaki bir buluştan değil, ülkemizi ve milletimizi gerçek anlamda zenginleştirecek somut bir kaynaktan bahsediyoruz. Bu hakikate rağmen ülkemizle ilgili olumsuz hava pompalayanların bir kısmı bunu zaten doğrusuna yanlışına bakmaksızın taammüden yapıyor. Amaçları aslında siyasi sonuç almaktır. Ekonomiyi bir araç olarak kullanıyorlar. Türkiye aleyhinde pozisyon alanların bir kısmı ülkemizde yanlış mecralardan beslendikleri için yanıltılmak suretiyle böyle bir konuma sürükleniyorlar.”
“TÜRKİYE KENDİ DEĞERLERİ ÜZERİNDE KARARLILIKLA YOLUNA DEVAM EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı en başarılı mücadele yürüten ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Buna rağmen Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti düşmanlarının Türkiye’yi en kötüler arasına sokma çabasında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Aynı şekilde tüm dünyanın takdirini kazanan bir doğal gaz rezervi keşfinin ardından ekonomi notumuzu olumsuza çevirenlerin de bu aklı nereden aldığını, ülkemizdeki kimi manşetlerden ve beyanatlardan görebiliyoruz. Tüm dünyanın borç batağına sürüklendiği, sürekli para basarak ayakta kalmaya çalıştığı bir dönemde Türkiye kendi değerleri üzerinde kararlılıkla yoluna devam ediyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin maruz kaldığı onca saldırıya rağmen dimdik ayakta kalmasını hazmedemeyenlerin yeni oyun, tuzak ve senaryolar peşinde koşmalarının şaşırtıcı olmayacağını dile getirerek, “Dışarıda yazılan senaryolara içeride figüranlık yaparak sürekli ülkesi aleyhine malzeme üretenler, gerçekleri ters yüz edip anlatarak önümüze engeller dizenler istedikleri kadar uğrasınlar başaramayacaklar” dedi.
“ORUÇ REİS ÇOK DAHA KARARLI HAREKET EDECEKTİR”
Oruç Reis gemisiyle yürütülen sismik araştırmalarla ilgili Navtex adı verilen duyurunun süresinin 27 Ağustos’a kadar uzatıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Nokta mı, virgül mü? Buraya ben şimdi bir virgül koyayım. Çünkü bundan sonrası da bunun var. Türkiye’nin Uluslararası Denizcilik Örgütü kurallarına uygun şekilde yürüttüğü bu faaliyetlere karşılık Yunanistan yetkisiz şekilde ve şımarıkça bir edayla kendi Navtex mesajını yayınlamıştır. Her şeyden önce Yunanistan’ın bölgede böyle bir Navtex ilanına hakkı yoktur. Yapılan bu açıklama bölgede bulunan tüm gemilerin kıyı ve seyir emniyetini tehlikeye atan bir şımarıklıktır. Uluslararası hukukta, iyi niyete, komşuluk ilişkilerine aykırı bu tutumuyla Yunanistan kendi kendini içinden çıkamayacağı bir kaosun içine atmıştır. Bundan sonra bölgede yaşanabilecek her olumsuzluğun tek müsebbibi Yunanistan, tek zarar gören de yine bu ülkenin kendisi olacaktır. Yunanistan’ı Türk donanmasının önüne atanların, yarın yaşanacak bir sıkıntıda asla ortada gözükmeyeceklerini bizim kadar Yunanlı komşularımızın da bilmesinde fayda mülahaza ediyorum. Türkiye, ne Oruç Reis gemimizin ne ona refakat eden donanma unsurlarımızın faaliyetlerinden en küçük bir geri adım atmayacaktır. Tam tersine bu bölgede hakkını ve hukukunu koruma konusunda çok daha kararlı hareket edecektir. Bundan sonrasını düşünecek ve ortaya çıkacak sonuçlara katlanacaklar, Navtex ilan ettiğimiz bölgede karşımıza çıkacak olanlardır.”
“BATI, BİZİ HİÇBİR ZAMAN KENDİSİ GİBİ GÖRMEDİ”
Türkiye’nin yaklaşık 200 yıldır demokrasi, insan hakları, hukuk devleti gibi Batı merkezli doğup gelişen ve fakat evrensel değerler hâline dönüşen bir çizginin takipçisi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu değerlerin önemli bir kısmının ve çok daha ilerisinin milletin medeniyet ve kültür tarihinde mevcut olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin, yaşanılan kayıplara ve acılara rağmen bu değerleri sonuna kadar korumayı yaşatmayı başardığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: “Öyle ki Batı toplumlarının tamamının sömürge peşinde koştuğu bir dönemde biz dost ve kardeş olarak gördüğümüz halkların güvenliği ve esenliği için kendi canımızı vermeye devam ediyorduk. Petrol kaynakları için insan canının hiçe sayıldığı dönemlerde, biz önceliğimizi daima yaşamaya ve yaşatmaya vermiş bir milletiz. Bu erdemli duruş Batı’nın kurduğu demokratik ve ekonomik sistemin dünya çapında egemen olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Nitekim biz de Osmanlı’dan itibaren aşama aşama bu sistem içinde yerimizi almanın gayreti içinde olduk. Cumhuriyetin ilanıyla bu doğrultuda çok daha keskin ve geri dönüşü olmayan bir tercihte bulunduk. Gerçi biz bu tercihi yaptık ama Batı’nın bize hiçbir zaman aynı niyetle yaklaşmadığını da kabul etmek durumundayız.”
“Hangi reformu yaparsak yapalım, hangi adımı atarsak atalım, hangi değerlerimizden taviz verirsek verelim Batı bizi hiçbir zaman kendisi gibi görmedi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu gerçeği Avrupa Birliği tam üyelik sürecinde bizzat yaşamış bir kişiyim. Avrupa Birliği ile olan görüşmelerin hep içindeydim. Ama Avrupa Birliği liderlerinin hep tutarsızlıklarıyla karşı karşıya olduk. Hiçbir zaman dürüst olmadılar. Hiçbir zaman sözlerinin arkasında durmadılar. Ülkemizin tam üyeliği için hangi şartları önümüze getirdilerse ‘tamam’ dedik, ne dedilerse yaptık, ne istedilerse taahhüt ettik. Fakat sonuçta ortaya çıktı ki Avrupa Birliği’nin bizi tam üye yapmaya en başından beri niyeti yokmuş. O güne kadar önümüze getirilen her şey oyalama taktiğinden ibaretmiş.”
“TÜRKİYE’YE KARŞI SERGİLEDİĞİ İKİYÜZLÜ TAVIR, AVRUPA BİRLİĞİ’NİN SONUNUN DA İLANI OLMUŞTUR”
Söz konusu süreçte Avrupa Birliği’nin bir değerler ve ilkeler bütünü değil, bir grup ülkenin saplantılarının esiri bir yapı olduğunu gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hâlâ da aynı saplantıyla bize yaklaşıyorlar. Ülkemize karşı teröristleri destekliyorlar. İşte Yunanistan’dan teröristler giriyor, FETÖ’sü giriyor, PKK’sı giriyor. Gittiği yer neresi Almanya. Almanya’da bunlara oturum da veriyorlar. Bir diğer kısmı da bakıyorsunuz Fransa’ya gidiyor. Bir diğer kısmı bakıyorsun bir başka yere gidiyor ve onlara buralarda ev sahipliği yapıyorlar. Dostluk bu mu? Bunlarla baş başa oturup konuştuğumuz zaman maalesef bunları inkâr da ediyorlar. Her türlü marjinal grubu destekliyorlar, her türlü sapkınlığı destekliyorlar. Bir tek bu ülkenin istiklali ve istikbali uğrunda gerektiğinde hayatını feda etmeyi göze alan milletine saygı duymuyor, onun yanında yer almıyorlar. Türkiye’ye karşı sergilediği ikiyüzlü tavır Avrupa Birliği’nin sonun da ilanı olmuştur. Artık dünyada hiç kimse bu birliğe bir değerler ve ilkeler manzumesi olarak bakmıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika’daki kimi çevrelerden de benzer bir yaklaşıma maruz kaldıklarına işaret ederek, şunları kaydetti: “Bu ülke yıllarca NATO ittifakının doğu kanadının en önemli üyesi olan Türkiye’yi terör örgütleri ile mücadelesinde yalnız bırakmıştır. DEAŞ’a karşı Suriye’de başlattığımız ve bugün dördüncü yıl dönümü olan Fırat Kalkanı Harekâtımıza bile bu ülke destek vermedi. Ne yazık ki bir terör devleti kurulmasını da önünü açtılar. Bu terör devletinin kurulması ile ilgili olarak da her türlü silah desteğini binlerce kamyonlarla, evet Fırat’ın doğusuna yığdılar. Bunları konuştuğumuz zaman kendileriyle ‘yok böyle bir şey’ dediler. Hepsi var. Kayıtlarımızda var, istihbari bilgilerimiz de var, var oğlu var. Hatta bununla kalmamış PKK/YPG terör örgütüyle bir olup ülkemize karşı pozisyon almışlardır. Demokratik hukuk devleti yerine terör örgütleriyle hareket etmeyi tercih eden bu hastalıkta zihniyet Amerikan siyasetini esir almıştır. Ülkemiz, terör örgütlerinin saldırılarına uğradığında kafasını çeviren, darbeye maruz kaldığında heyecanla neticeyi bekleyen, darbeciler yenilince hepsine kucak açan bu zihniyet demokrasinin yüz karasıdır. Daha acısı, Amerika’daki politikacıların Türkiye’yle ilgili faşist planlarını, niyetlerini, hesaplarını gizleme gereği dahi duymadan ifşa edebilmesidir.”
ABD Başkan Adayı Joe Biden’ın açıklamalarına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de darbeyle yapamadıklarını muhalefeti destekleyerek gerçekleştirmeyi düşündüklerini’ kameralar önünde söylemekten çekinmiyorlar. Ya dostluğumuz var, oturup konuşmuşluğumuz var, en azından bir oturup çay içmişliğimiz var. Böyle bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırsın ama kullandılar” değerlendirmesinde bulundu ve bu hezeyana cevap vermesi gerekenin kendilerinden önce muhatap olarak gösterilen muhalefet olduğunu vurguladı.
Kendisinin bu açıklamalara cevap vermediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemiz muhalefeti, bu ağır ithama tepkisini tüm şiddetiyle ortaya koymak yerine konunun niye aylar sonra gündeme geldiği gibi bir zırvanın arkasına sığınmayı tercih etmiştir. Çünkü bunların kafasında askerî darbeden hukuk ve emniyet darbesine, siyasi darbeden toplumsal kaosa ve teröre kadar her türlü faşist yol ve yönteme yer vardır. Hayatlarının hiçbir döneminde umutlarını millete bağlamamış, gözleri hep dışarıya dönük olan bu siyasi anlayış Türkiye’nin en büyük ayıbı ve kayıbıdır. Seçimlerde delikanlıca milletin karşısına çıkıp yarışmaya bile cesaret edemiyorlar. Bunun yerine şeytana pabucunu ters giydirmeyi hedefleyen binbir alavere dalavere ile siyaset mühendisliği oyunu oynuyorlar. Türkiye ve Türk milleti için kalplerinde hiçbir hayali, kafalarında hiçbir projesi olmayanların tek yapabildikleri onun külahını buna, bunun külahını ona giydirmek suretiyle illüzyon peşinde koşmaktır. Biz, ‘harbi olun, hasbi olun, mert olun, delikanlı olun, yenileneceksiniz, öyleyse şerefinizle yenilin’, bunu söylüyoruz. Onlar Amerika’dan Avrupa’ya, terör örgütlerinden marjinal gruplara kadar gördükleri her melanete sarılıyorlar. Kin, husumet ve bağnazlıkla kararan gönüller gözleri de kör ediyor. Hem de öyle bir kör ediyor ki kimlerle yürüdüklerine, kimlerden destek aldıklarına, kimlere hizmet ettiklerine dahi bakmıyorlar.”
“MİLLETİMİZİN DESTEĞİYLE SANDIKLA GELDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye siyasetinin tek mottosunun “Tayyip Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin” hâline dönüşmesinin yüreklerini acıttığına işaret etti.
“Biz milletimizin desteğiyle sandıkla geldik, gideceksek de öyle gideriz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun kararını, terör örgütlerinin, marjinal sapkın grupların, ABD’nin, Avrupa’daki husumet odaklarının veremeyeceğini, tek karar merciinin millet olduğunu vurguladı.
Milletin iradesi dışında yol ve yöntem arayanların Türkiye’ye tek verebildiklerinin, vesayet, cunta, darbe, terör, kaos, fakirlik ve huzursuzluk olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin bu çarkı millî iradenin üstünlüğüyle kırdığı için 18 yıldır iktidarda bulunduğunu, çareyi millette değil de dışarıda arayanlar için bundan daha büyük örnek ve ibretin olmayacağını söyledi.
Allah’ın izni ve milletin desteğiyle 2023’te de Türkiye’ye hizmet etmeyi sürdüreceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin ısrarla sarıldığı faşist kafayı değiştirmediğinde de 2028 seçimlerinde aynı şeylerin konuşulacağını aktardı.
“KORONAVİRÜS SALGINIYLA MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR”
Dünyayla birlikte Türkiye’yi de etkisi altına Kovid-19’la mücadelenin sürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde bu konuda olumsuz bir görünümle karşı karşıya kalındığına değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Düğün, cenaze, taziye ve tatil gibi toplu etkinlikler, virüsün yayılma alanları hâline dönüştü. Hele hele plajlar, buralar ayrı bir felaket. Buralarda yayılma alanı çok çok fazla. Can kaybında küçük de olsa bir artış yaşanıyor. Bundan dolayı üzüntülüyüz. Milletimizden bir kez daha, ‘TMM’ diye ifade ettiğimiz, temizlik, maske ve mesafe kurallarına sıkı şekilde riayet etmesini istiyoruz.”
Temizliğe dikkat etmeyen, maskesini takmayan, fiziki mesafeye uymayan her kişinin kendisiyle birlikte temas ettiği herkes için sonu ölüme kadar varan bir tehdit kaynağı hâline dönüştüğünü unutmamasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazılarının taşıyıcı oldukları için hastalığın ağır etkilerini hissetmeyebileceğini vurguladı.
Bu kişilerin, virüs bulaştırdıkları insanların büyük acılar çekmesine, hayatını kaybetmesine yol açtıklarını hiçbir zaman akıllarından çıkarmaması gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi ailesine, sevdiklerine veya hiç tanımadıklarına böylesine bir kötülük yapmanın, akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin altına giremeyeceği vebal olduğunu dile getirdi.
“Milletimden bir kez daha rica ediyorum, Türkiye şu illeti yenene kadar lütfen kurallara uyalım, uymayanları ikaz edelim” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Lütfen, şu sigaralarınızı artık çöpe atın. Biliniz ki en büyük tehdit unsurlarından biri de o sigaradır. Kendi kendinize adeta ölüm fermanını imzalıyorsunuz, o sigaranın dumanıyla. Bunu da bir kenara koymanız lazım. Her türlü toplu etkinliğe bu sürede ara verelim. Düğünlerimizi az sayıda katılımla ve kısa sürede yapmanın bize hiçbir maliyeti olmaz” şeklinde konuştu.
“Taziyelerimizi telefonla bildirmek, Fatiha’mızı uzaktan okumak aynı sonucu verir. Tatilimizi kısa tutmak ve izole şekilde yapmak bizi aynı şekilde dinlendirir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizin normalleşme adımlarını daha ileriye taşımak için bu mücadeleyi başarıya ulaştırmak mecburiyetindeyiz. Hasta, yoğun bakım ve vefat sayılarını belirli bir çizginin altına düşürmeden hiçbirimiz rahata, huzura ve güvene kavuşamayız. Türkiye’nin, üretimde, istihdamda, ihracatta hedeflerine ulaşabilmesinin yolu da salgının seyrinin düşüşünden geçiyor. Libya’dan Suriye’ye, Doğu Akdeniz’den Karadeniz’e kadar geniş bir alanda tarihi mücadele yürüten bir ülke olarak gücümüze, dikkatimize, enerjimize sahada ihtiyacımız var. Bu büyük potansiyeli salgına kurban vermeyelim. Denizi geçtiğimiz bir yerde derede boğulmamak için hep birlikte çok daha dikkatli, dirayetli, kararlı hareket edelim.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aydın-Denizli Otoyolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Siyasette bizim tek bir gayemiz vardır. O da işte bugün burada olduğu gibi, ülkemizi ve şehirlerimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır. Ulaştırma alanında, bugüne kadar tarihimizin en büyük atılımlarını gerçekleştirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aydın-Denizli Otoyolu Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, hem Aydın’ı hem de bölgeyi büyütmeye, kalkındırmaya, her alanda daha ileri noktalara taşımaya devam ettiklerini söyledi.
İller arasındaki kara yolu bağlantılarının çeşitlendirilmesi ve yolculuk sürelerinin azaltılmasının önceliklerinin ilk sıralarında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticari ve turistik trafiğin ana güzergâhlarından biri olan bölgenin ulaşım altyapısını daha önce hizmete açtıkları İstanbul-İzmir Otoyolu ve İzmir-Aydın Otoyolu ile önemli ölçüde güçlendirdiklerini anlattı.
“KESİNTİSİZ BİR OTOYOL AĞINI HAYATA GEÇİRMENİN GURURUNU YAŞIYORUZ”
Resmî açılışını yaptıkları Aydın-Denizli Otoyolu’yla Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri arasındaki kara yolu ağını biraz daha genişlettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “3 gidiş, 3 geliş olmak üzere 6 şeritli 140 kilometre ana yol ve 2 gidiş, 2 geliş olmak üzere 4 şeritli 23 kilometre bağlantı yolundan oluşan Aydın-Denizli Otoyolumuz toplam 163 kilometre uzunluğa sahip. Otoyol bünyesinde uzunluğu 5 bin 712 metreye ulaşan 61 köprü, 19 köprülü kavşak, toplam 11 bin 622 metre uzunluğunda 18 viyadük, 30 üst geçit, 80 alt geçit ve 5 otoyol hizmet tesisi yer alıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, otoyolun Kuyucak Kavşağı ile Kocabaş Kavşağı arasındaki 93 kilometrelik kesimini 3 Kasım 2023’te açtıklarını anımsatarak, “Aydın çevreyolundan başlayıp Kuyucak Kavşağı’nda son bulan 70 kilometrelik bölümünü ise 17 Ekim 2024’te hizmete vermiştik. Otoyol güzergâhının 3 Kasım 2023’te trafiğe açılan ilk etabı Kocabaş’tan başlayıp Pamukkale, Kumkısık, Sarayköy ve Buharkent’ten geçerek Kuyucak’a ulaşmıştı. 17 Ekim’de açılan ikinci etabı ise Kuyucak’tan başlayıp Nazilli, Yenipazar ve Köşk ilçelerini geçerek Aydın’da sonlanmıştı” dedi.
Otoyolun tüm kesimlerini resmî olarak Aydın’la birlikte tüm Ege Bölgesi’nin istifadesine sunduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “D-320 devlet yolu üzerinden 11 ilçe geçilerek 2 saati bulan yolculuk süresi, otoyolumuzun hizmete girmesiyle birlikte 1 saatin altına iniyor. Denizli-Batı Çevreyolu Kavşağı ile İzmir merkezi-Liman Kavşağı arasındaki 220 kilometrelik otoyol geçiş süresi 1 saat 40 dakikaya inmiş oluyor. Devlet yolu üzerinden Aydın’dan Denizli’ye ulaşım ile İzmir’den Denizli’ye ulaşım süresi ise birbirine eşit hâle geliyor. Böylelikle zamandan 6,4 milyar lira, akaryakıttan 1 milyar lira olmak üzere yıllık toplam 7,4 milyar lira tasarruf edeceğiz. Karbon emisyonunu 61 ton azaltmış olacağız. Projenin tamamlanmasıyla Kapıkule’den başlayıp İstanbul üzerinden Marmara ve Ege bölgelerini katederek Akdeniz’e ulaşan kesintisiz bir otoyol ağını hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz.”
“YOL DEMEK, BÖLGESEL VE KÜRESEL EKONOMİYLE ENTEGRASYON DEMEKTİR”
Her fırsatta “yol medeniyettir” gerçeğini hatırlattıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yol demek ulaşım demektir, sanayi, üretim, turizm, kültür, emniyet, kalkınma demektir. Yol demek, bölgesel ve küresel ekonomiyle entegrasyon demektir. Yol olmadan bunların hiçbiri olmaz. Aynı durum Aydın-Denizli Otoyolu için de geçerlidir. Aydın-Denizli Otoyolu’nun hizmete sunulmasıyla birlikte sanayi ve tarım ürünlerimiz, Denizli üzerinden bölgenin en önemli ihracat merkezi olan İzmir ve Aliağa Limanı’na çok daha kısa sürede nakledilecek. Bilhassa yaz aylarında yoğunluğun arttığı Pamukkale, Efes, Didim, Kuşadası gibi turizm merkezlerimize ulaşım daha az sürede ve konforlu bir şekilde sağlanacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve yabancı ziyaretçilerin turistik beldelerde daha fazla zaman geçirmelerine ve farklı yerleri keşfetmelerine imkân verecek bu durumun, turizm gelirlerini de artıracağını belirterek, “Aydın-Denizli Otoyolumuz, turizm sektöründe bölgeye yapılan yatırımları arttıracak, yeni turizm tesislerinin açılmasına öncülük edecek ve böylelikle yeni istihdam imkânları oluşturarak bölge ekonomisini kalkındıracaktır. Kısacası ticaret, turizm, taşımacılık, sanayi açısından gerçekten tarihî bir projenin açılışını bugün burada gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
“İNSANLARIMIZ SEYAHATLERİNİ DAHA HIZLI, GÜVENLİ VE KONFORLU BİR ŞEKİLDE YAPABİLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ulaştırma yatırımlarımızı eleştirenlere de iki çift lafım var. Sizinle bizim aramızda sadece vizyon ve ufuk farkı yok. Sizinle bizim aramızda niyet farkı, anlayış farkı, zihniyet farkı var. Biz ‘kule’ deyince para kulesi, ‘belediye’ deyince yeme aklına gelen bir kadro değiliz, hiçbir zaman da olmadık. Biz, 22 yıldır Türkiye’yi büyütmek ve kalkındırmak için çalışıyoruz. Siyasette bizim tek bir gayemiz vardır. O da işte bugün burada olduğu gibi ülkemizi ve şehirlerimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır. Ulaştırma alanında bugüne kadar tarihimizin en büyük atılımlarını gerçekleştirdik.”
Bölünmüş yol uzunluğunu da artırdıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin 714 kilometre olan otoyol ağımızı 2 bin 82 kilometre artırarak 3 bin 796 kilometreye ulaştırdık. Yollarımızda ortalama hız 40 kilometreydi. Şimdi yaklaşık 90 kilometre. Yani artık insanlarımız seyahatlerini daha hızlı, daha güvenli ve konforlu bir şekilde yapabiliyor. İnşallah, çok daha iyi seviyelere geleceğiz” bilgilerini verdi.
Dua edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aydın-Denizli Otoyolu’nun bu hâle gelmesinde emeği geçen başta Karayolları Genel Müdürlüğümüz olmak üzere, Ulaştırma Bakanlığımız, yüklenici firma olarak FERNAS’a, işçisinden, mühendisine, mimarına kadar hepsine şahsım milletim adına teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Denizli 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Bize güvenen, bize inanan, en zor günlerimizde bizi yalnız bırakmayan vefakâr milletimize mahcup olmamak için gece gündüz demeden çalıştık. Türkiye’ye son 22 yılda Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarını, yatırımlarını, eserlerini kazandırmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hasan Güngör Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Denizli 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin Denizli 8. Olağan İl Kongresi’nde konuştu: (1)
Denizli halkını selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vefat eden AK Parti eski milletvekili Ahmet İyimaya’ya Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve parti teşkilatına başsağlığı diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İyimaya’nın engin hukuk bilgisinin yanı sıra nezaketiyle temayüz etmiş, samimiyeti ve vakur kişiliğiyle milletin kalbinde yer edinmiş, ilim ve kitap aşığı, gerçek anlamda bir gönül insanı olduğunu belirtti.
Denizli’yi “sanayinin, ihracatın, üretimin, turizmin ve tarımın kalbi” olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Tarihî ve tabii güzellikleriyle şiirlere, türkülere, şarkılara ilham veren Denizli’yi şairin şu mısralarıyla yürekten selamlıyorum; ‘Yaylasında yürüklerin yaylanır, iner gelir ovasında eğlenir, türküsün, şiirsin, aşksın Denizli, sözün en güzeli sana söylenir. Kayalarda olur şahin yuvası, canlara can verir suyu havası, ölür yine sevdiğinden vazgeçmez, ömür değer Denizli’nin sevdası.’ Sevdası ömür süren Denizli’de bizi tekrar buluşturan, bu kardeşlik atmosferinde gönüllerimizi kucaklaştıran Rabb’ime hamdolsun. Coşkuyla, heyecanla, aşkla partisine ve davasına sahip çıkan Denizlili kardeşlerime bugün bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin AK Parti’ye, teşkilata, kente ve ülkeye hayırlar getirmesini dileyerek, “Denizli teşkilatımıza hizmet eden ama artık aramızda bulunmayan dar-ı bekaya irtihal etmiş yol ve dava arkadaşlarımızı rahmetle anıyorum. Bayrağı devreden kardeşlerime teşekkür ediyor, nöbeti devralan yol arkadaşlarıma da Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum. İnancım ve duam odur ki bu kongre sonrasında AK Parti, Denizli’de daha da güçlenecek, adalete, kalkınmaya daha çok hizmet edecek, kardeşliğe daha çok katkı sunacaktır. El ele, gönül gönüle vererek, inşallah Denizli’de AK Parti’mizi görkemli günlerine tekrar kavuşturacağız” ifadelerini kullandı.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde yaşanan yol kazasını aşkla çalışarak telafi edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle ülkeye ve millete hizmet, davamıza emek, katkı ve destek veren, aktif olarak görev almasa dahi hayır duasını bizden eksik etmeyen tüm kardeşlerimden Allah razı olsun diyorum” diye konuştu.
İstiklal Harbi’nde ve terörle mücadelede, Türkiye’nin istiklali için “adeta gül bahçesine girercesi”ne kara toprağa düşen şehitlere Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, her biri millî varlığa ve birliğe, söze ve ezgiye kazınmış mührü olan Denizli kültürünü, Denizli türkülerini ve Denizli’yi dünyaya tanıtan Hayri Dev ile Özay Gönlüm’ü de rahmetle andığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak Âşık Veysel’in “Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz, gündüz gece” ifadeleriyle bundan 24 sene önce yola revan olduklarını, gayelerinde de Yunus Emre’nin “Dostun evi, gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik” sözlerinden ilham aldıklarını söyledi.
“YOLA ÇIKARKEN İSTİKAMETİMİZİ MİLLET BELİRLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Ağustos 2001’den beri yılmadan ve yorulmadan bu kutlu yolda sabırla yürüdüklerini, yola çıkarken istikametlerini milletin belirlediğini bildirerek, o günden bugüne milletin çizdiği rotadan asla sapmadıklarını, Türkiye’ye hizmet etme tutkusunun hiçbir zaman eskimediğini ve eksilmediğini vurguladı.
Kendilerine güvenen, inanan ve en zor günlerinde yalnız bırakmayan vefakâr millete mahcup olmamak için gece gündüz demeden çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye son 22 yılda Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarını, yatırımlarını ve eserlerini kazandırmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve karşılaştırın. Göreceksiniz ki; 22 yıl öncesinin Denizli’siyle bugünün Denizli’si arasında dağlar kadar fark var. 22 yıl öncesinin Türkiye’siyle, günümüzün Türkiye’si arasında her alanda devasa farklar var” ifadelerini kullandı.
Ekonomide, ihracatta, üretimde, istihdamda, tarımda ve turizmde 22 yıl öncesine göre muhteşem ve muazzam bir başarı bulunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Biliyorsunuz, geçen hafta 2024 yılına dair dış ticaret rakamları açıklandı. Geçen seneyi 262 milyar dolarlık ihracat rakamıyla kapattık. Bu meblağ göreve geldiğimizde neydi biliyor musunuz? Sadece 36 milyar dolardı. Yani 22 yılda, 8 kata yaklaşan bir artışı ülkemize yaşattık. 262 milyar dolar Cumhuriyet tarihimizin yıllık bazda en yüksek tutarı. Bu tarihi başarıda elbette Denizlimizin de çok önemli payı bulunuyor. 2002’de Denizli’den dünyaya yapılan ihracat neydi? 680 milyon dolardı. 2024 yılında Denizli’den yapılan ihracat 4 milyar 218 milyon dolara çıktı. Bir önceki yıla kıyasla Denizli’nin ihracatı yüzde 4,3 oranında arttı. 2024 yılında Denizli’de üretilen mamuller aralarında İngiltere’nin, Almanya’nın, Amerika’nın da olduğu dünyanın 206 ülkesine ihraç edildi. Şu rakam da çok çarpıcı. Denizli’nin Birleşik Krallık’a ihracatı 2023 yılında 634 milyon dolarken, 2024 yılında yaklaşık 90 milyon dolarlık bir artışla 727 milyon dolar olarak gerçekleşti.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de tüm dünyaya yapılan ihracatın çok daha fazlasını, bugün Denizli’nin yalnızca bir ülkeye gerçekleştirdiğini belirtti.
Tekstil ürünlerinin yanı sıra sebzeden meyveye, makine aksamından kimyevi ürünlere geniş bir yelpazede Denizli menşeli ürünlerin dünyaya gönderildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de gittikleri her ülkede Denizli’de yapılan ürünleri, Denizli’den dünyaya ulaşmış markaları gördüklerini ve bundan da iftihar ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası’nın rezervlerine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bankamızın rezervlerini göreve geldiğimizde hangi rakamdan aldık biliyor musunuz? 27,5 milyar dolardan devralmıştık. Aralık ayında bankamızın rezervleri 163,5 milyar dolarla rekor kırdı. Nereden nereye? Hesap bilmeyenler bu işi anlamaz. Sayın Özel, millî gelirimizi nereden aldı, biliyor musun? 236 milyar dolardan. 2023 yılında bu nereye çıktı biliyor musunuz? 1 trilyon 130 milyar dolara çıktı. Nereden nereye? Şimdi 2024 sonunda bu rakamın 1 trilyon 331 milyar dolara, kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz.”
Bu tablodan kıvanç duymak için AK Partili olmaya, bu başarıya sevinmek için Cumhur İttifakı’na gönül vermeye, Denizli’nin ve ülkenin bu başarısını takdir etmek için muvafık veya muhalif olmaya gerek olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizli’nin başarısının diğer 80 vilayetin de başarısı olduğunu kaydetti.
“GÜÇLENEREK, HEDEF VE ÖLÇEK BÜYÜTEREK YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizlili ihracatçıların, üreticilerin ve sanayicilerin başarısının 85 milyonun tamamının gurur kaynağı olduğunu belirterek, milletin her bir ferdinin iktidarda kimin, hangi partinin olduğuna bakmadan ülkesinin gelişmesini ve kalkınmasını isteyeceğini anlattı.
Kendilerinin “Biz her şey Denizli için, her şey Türkiye için” ifadelerini bir slogan, bir seçim sözü olarak söylemediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tam tersine tüm kalbimizde inandığımız için bunu ifade ediyoruz. Denizli için olan her şey, Türkiye içindir. Türkiye için olan her şey, Denizli içindir. Bugüne kadar hep bu anlayışla hareket ettik. İnşallah bu çizgimizi asla bozmayacağız. Bu ülkeye, bu millete hayal kırıklığı yaşatmadık, bundan sonra da asla ve asla yaşatmayacağız. Her dem tazelenerek, her dem kendimizi yenileyerek, güçlenerek, hedef ve ölçek büyüterek yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.
Türkiye’nin bütün başarılarını müzmin muhalefete rağmen elde ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Yol yaptık, karşı çıktılar, havalimanı yaptık, çamur attılar. Hızlı tren hattı yaptık, takoz koydular. Tünel, köprü, baraj yaptık, mutlaka bir kulp taktılar. Millete ve memlekete hayrı dokunan hiçbir işin ucundan tutmadılar. Bırakın destek olmayı, muhalefet bize köstek olmasaydı, emin olun çok daha büyük başarı hikâyelerine imza atardık. Kuyu kazan, çelme takan, Türkiye’yi paçasından tutup aşağı çeken bir muhalefet olmasaydı, ülkemiz bugün çok farklı konumda olurdu. Niçin biliyor musunuz? Çünkü iş yapacağımız vakti, bunların önümüze çıkardığı bariyerleri ortadan kaldırmak için kullandık. Hizmet üreteceğimiz enerjiyi muhalefetin sabotajlarını savuşturmak için harcadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gerçeği özellikle söylemek istediğini ifade ederek, “Muhalefette isimler değişse de maalesef zihniyet değişmiyor. CHP’nin genel başkanlık koltuğunda oturan isimler değişse de hizmet ve yatırım düşmanlığı asla asla değişmiyor. Ne iş yapma gibi bir niyetleri var ne de bizim çalışmamıza tahammül ediyorlar. Sebebini de açıklayayım. Bunlar çalışmayı sevmiyor değerli kardeşlerim çünkü bunlar tembel” diye konuştu.
Denizli’nin bunları anlatan çok sevdiği bir atasözü olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “‘Tembele kapıyı ört demişler, yel eser de örter.’ demiş. Bunların durumu da aynen öyle. ‘Ağzımızın tadı kaçmasın. Aman konforumuz bozulmasın.’ havasındalar. Millete hizmet yolunda şantiye tozu yutmak yerine çilingir sofrasında kadeh tokuşturmak, bunların daha çok hoşlarına gidiyor. Üretmeden, ter dökmeden, emek vermeden, hizmet etmeden siyaset yaptıklarını zannediyorlar. Var ya bir söz; ‘On dönüm bostan, yan gel, yat Osman.’ Bu söz bunlarda adeta ete kemiğe bürünmüş” ifadelerini kullandı.
“SURİYE’DEKİ ÇATIŞMALARIN OLUMSUZ ETKİSİNİ EN FAZLA HİSSEDEN ÜLKELERDEN BİRİYDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, meselenin daha vahim tarafının, haset siyasetlerini ülkeye husumete kadar vardırmaları olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Öyle bir ruh hâli içindeler ki, ‘AK Parti ve Cumhur İttifakı yıpransın da Türkiye’ye ne olursa olsun.’ diyorlar. Bu ülkenin başarılarına, iftihar vesilelerine sevinemiyorlar. Türkiye’nin diplomatik, ekonomik, askeri ve siyasi kazanımlarından dahi mutlu olamıyorlar. Sevgili yol ve dava arkadaşlarım, bunun en son örneği Suriye krizidir. Eminim sizler de yakından takip ettiniz. Suriye’de 13 yıl süren kanlı katliamlar sonrasında 8 Aralık’ta Esed rejimi devrildi, Baas diktatörlüğü çöktü. Muhalifler Şam’ı tekrar fethetti. Aralarında bizim de desteklediğimiz unsurların bulunduğu muhaliflerin 13 yıllık zulme son vermesinden Türkiye olarak biz de memnuniyet duyduk.”
“Suriye’nin özgürleşmesi tıpkı milyonlarca Suriyeli kardeşimiz gibi bizi de sevindirdi, bizi de mesut ve mesrur etti” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan daha doğal bir şey zaten olamazdı çünkü 911 kilometrelik sınırımızın olduğu Suriye’deki çatışmaların olumsuz etkisini en fazla hisseden ülkelerden biriydik. Terör eylemlerinden ülkemize yönelik saldırılara kadar pek çok alanda ciddi bedeller ödedik. Bölücü terör örgütü PKK ve DEAŞ, bu ülkedeki istikrarsızlıktan beslendi. Yabancı güçlerin destekleriyle bu örgütler palazlandırıldı. DEAŞ bahanesiyle bölücü örgüte binlerce tır dolusu silah ve mühimmat gönderdiler. Zalim Esed ve avanesi, Suriye’yi devasa uyuşturucu üretim çiftliğine dönüştürmüştü. Zalim Esed’in özellikle aile olarak ürettikleri haplar, bunların hepsi bizim malumumuzdur. Ölüm ve işkence merkezine çevrilen hapishaneleri, yargısız infazları, evlatlarının önünde katledilen, tecavüz edilen kadınları ben burada saymıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de gövdesinde taş yerine kalp taşıyan herkesin mutlu olacağı büyük halk ihtilali gerçekleştiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Ama bakıyorsunuz CHP tarafında bir matem havası var. Şam’daki müttefiklerini kaybetmenin şokunu halen atlatamadılar. Fikri akrabalıkları olan Baas rejiminin düşmesini hazmedemediler. Suriye’de ülkemize müzahir bir yönetimin olmasını içlerine sindiremediler. Hadi eski genel başkanlarının kuyruk acısını biliyoruz. Onun Baas rejimi ve Esed sevgisinin altında farklı sebepler vardı ama yeni genel başkanının Suriye’deki halk devriminden niçin bu kadar rahatsız olduğunu hepimiz merak ediyoruz. Buradan şimdi Sayın Özel’e soruyorum. Halep Kalesi’ne asılan ay yıldızlı al sancak CHP’ye niye dokunuyor? Hama’nın, Humus’un, Şam’ın, Dera’nın camilerinde Türkiye için yapılan dualar, sizde neden hazımsızlık oluşturuyor? Emevi Camisi’nde kılınan namaza, edilen duaya, CHP yönetiminin bu kadar tepki göstermesinin asıl sebebi nedir? Suriye’nin 13 yıldır hasretini çektiği istikrara ve huzura kavuşacak olması, Allah aşkına CHP Genel Merkezi’nde neden sorun çıkartıyor? 1 milyon evladını kaybetmiş mazlum Suriye halkıyla alıp veremediğiniz nedir sizin? Haktan, hukuktan dev vurmayı seviyorsunuz. Öyleyse niçin belediye başkanlarınızın hukuk tanımazlıklarına sesinizi çıkarmıyorsunuz? Açıkça ırkçılık yaptığını, hukuku çiğnediğini ekranlarda itiraf eden şahısla ilgili bir açıklamanız, bir kınamanız olacak mı Sayın Özel?”
“TÜM DÜNYA LİDERLERİ TÜRKİYE’NİN BAŞARISINI TEYİT EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların Özel’in ve CHP yönetiminin cevap veremeyeceği sorular olduğunu belirterek, “Lafa gelince ‘Atatürk’ün kurduğu partiyiz.’ derler. Ömrünün üçte biri savaş meydanlarında geçen gazinin, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da verdiği mücadeleyi bilmezler. Tek parti faşizminin, ırkçı, oryantalist kodlarından kendilerini bir türlü kurtaramadılar. İşte biz böyle bir muhalefete, böyle bir zihniyete rağmen Türkiye’yi bu seviyelere taşıdık” dedi.
22 yılda sadece Türkiye’nin ekonomisini, diplomasini, ihracatını değil, aynı zamanda itibarını, etkinliğini, Türkiye’nin gücünü de büyüttüklerini kaydeden Erdoğan, “Şu anda Avrupa’sı ve Amerika’sı dâhil tüm dünyada Türkiye konuşuluyor. CHP’nin örnek aldığı ve millete de örnek gösterdiği ülkelerin tamamında Türkiye’nin askeri, savunma sanayi ve diplomatik başarıları konuşuluyor. Sayın Trump dâhil tüm dünya liderleri Türkiye’nin başarısını, Türkiye’nin artan bölgesel nüfuzunu teyit ediyor. Türkiye zincirlerinden kurtuldukça, ayağına ve zihnine vurulan prangaları parçaladıkça, gücünü ve potansiyelini en üst seviyede kullanıyor. Ülkemizdeki muhalefet ne yazık ki bunların hiçbirini görmüyor. Şunu da bilmenizi isterim. Bunlar sadece birer başlangıç. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedefleriyle aralarına kimsenin girmesine izin vermeyeceklerini kaydetti.
Millî ülküleri olan Türkiye Yüzyılı’nı mutlaka inşa edeceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aşkımız erdi bahara kışı bitti yazı kaldı/Kapandı yıllanmış yara çoğu bitti azı kaldı” dizelerini seslendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeniden Büyük ve Güçlü Türkiye, vizyonumuzun gerçeğe dönüşmesi için çoğu gitmiş, azı kalmıştır. Bunun için sizlerden bu süreçte partimize, dava ve yol arkadaşlığımıza ve Cumhur İttifakı’na özellikle sahip çıkmanızı istiyorum. Şunu lütfen unutmayın, kaderin cilvesi olarak tarihi bir sorumluluk üstlendik. Dünyada kartların yeniden karıldığı bir dönemde AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak ağır bir mesuliyetle karşı karşıyayız. Türkiye’yi sadece bu süreçten güçlenerek çıkarmayacağız, aynı zamanda asırlık hayallerimizi de Allah’ın izniyle gerçeğe dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Bu yolculukta rehavete kapılmak gibi lükslerinin olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadrolarımız arasında küskünlüğe, kırgınlığa, gönül koymaya yer yok. Muhalefetin sahte gündemlerinin peşine takılmaya vaktimiz yok. Biz, işimize bakacağız, kendi gündemimize odaklanacağız, güçlü taraflarımızı tahkim edecek, zayıf yanlarımızı güçlendireceğiz. Milletimizle olan muhabbetimizi, yakınlığımızı her zamankinden çok daha canlı ve taze tutacağız. Bu konuda sizlere güveniyorum” diye konuştu.
Katılımcılardan “gün bugündür” düsturuyla daha fazla çalışmalarını beklediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim işimiz laf üretmek değil, hizmet ve eser üretmektir. Son 22 yılda Denizli’ye güncel rakamlarla ne kadar kamu yatırımı yaptık biliyor musunuz? 385 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Adalette 2 milyar lira, eğitimde 26 milyar lira, gençlik ve sporda 3 milyar lira, sosyal yardımlarda 38 milyar lira, sağlıkta 4 milyar lira, çevre ve şehircilikte 8 milyar lira, ulaştırmada 69 milyar lira, tarım ve ormanda tarımsal hibe destekleri dâhil 66 milyar lira. Sanayi ve teknolojide 2 milyar lira, enerjide, kamu ve özel toplam 86 milyar lira, kültür ve turizmde 2 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte toplam 11 milyar lira yatırım yaptık. Denizli’ye 69 adet spor tesisi kazandırdık. Toplamda 630 yataklı, 14 hastane dâhil, 39 sağlık tesisi inşa ettik. 400 yataklı Denizli Acil Durum Hastanemizi bu yılsonuna kadar tamamlayıp devreye alacağız. Bin yataklı Denizli Şehir Hastanemizi ise 2027 yılı içerisinde hizmete sunacağız.”
“65 KİLOMETREDEN DEVRALDIĞIMIZ BÖLÜNMÜŞ YOL UZUNLUĞUNU TOPLAM 513 KİLOMETREYE ULAŞTIRDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ vasıtasıyla 14 bin 242 konut projesi başlattıklarını, bunlardan 12 bin 449 konutun hak sahiplerine teslim edildiğini, 1793 konutun yapımının da sürdüğünü belirtti.
Denizli’de sekiz millet bahçesi projesi bulunduğunu, bunların dördünün bittiğini, birinin yapımının, birinin projesinin, ikisinin ise yer seçim çalışmalarının sürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “65 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu toplam 513 kilometreye ulaştırdık. Bitümlü sıcak karışım kaplamalı yol ağını ise 18 kilometreden 465 kilometreye yükselttik. Bugün Aydın Denizli Otoyolu’nun resmî açılışını yapıyoruz. Böylece Denizli’den Aydın ve İzmir’e kesintisiz otoyol ağıyla hızlı ve konforlu ulaşım imkânı sunuyoruz. Aydın ve Denizli arasında genellikle 1 buçuk ila 2 saat süren yolculuk süresi bu vesileyle 55 dakikaya inmiş oluyor. İzmir üzerinden İstanbul İzmir Otoyolu ile Marmara Bölgesi ve Avrupa sınırına kadar direkt otoyol bağlantısını sağladık. Ayrıca Denizli’yi, Afyonkarahisar Bölünmüş Yolu üzerinden Ankara ve tüm İç Anadolu Bölgesi’ne kesintisiz bir şekilde bağladık. Denizli Çevreyolu ile 2 bin 640 metre uzunluğundaki Honaz Tüneli’ni hizmete sunarak şehir içindeki trafik yoğunluğunu rahatlattık. Denizli-Muğla Bölünmüş Yolu, Çivril-Dinar Yolu, Denizli-Uşak Yolu, Denizli-Acıpayam Yolu, Denizli-Çardak Yolu gibi 13 kara yolu projesinde çalışmalarımız devam ediyor. Selçuk-Ortaklar, Ortaklar-Aydın, Aydın-Denizli Hızlı Tren etüt ve proje işlerini bitirdik. Millî Sinyalizasyon Projesi kapsamında 176 kilometre uzunluğundaki Ortaklar-Aydın-Denizli hattında çalışmalarda sona yaklaştık inşallah mart ayında tamamlamayı planlıyoruz.”
Kalkık Lojistik Merkezi’ni şehre kazandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çardak Havalimanı’na yeni bir terminal binası yaparak, havalimanını büyüttüklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, su ve sulama yatırımlarında sekizi baraj, 11’i hidroelektrik santrali ve beşi yeraltı depolaması olmak üzere toplam 249 tesis inşa ettiklerini, 18 tesisin inşasının devam ettiğini söyledi.
Denizli’ye iki yeni organize sanayi bölgesi, iki teknopark, 14 araştırma geliştirme merkezi ve 12 tasarım merkezi kurduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Babadağ, Bekilli, Beyağaç ve Güney’e önümüzdeki birkaç yıl içinde doğal gaz arzı sağlamayı planlıyoruz. Denizli bize destek verdikçe inşallah çok daha fazla yatırımı ve eseri şehrimize kazandıracağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Kongremizin bir kez daha hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Allah’a emanet olunuz diyorum” ifadelerini kullandı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.