Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, üretimi ve istihdamı desteklemek için tüm imkânları kullandıklarını belirterek, “Temmuz ayıyla birlikte çok daha büyük bir sıçrama içine gireceğimizden şüphe duymuyoruz. Yıl sonuna ulaştığımızda, Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada kayıp olarak görülen 2020’yi, inşallah bir kez daha herkesi şaşırtan bir büyüme oranıyla kapatacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezinde gerçekleştirilen, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na video konferans yöntemiyle bağlanarak, katılımcılara hitap etti.
Astana Formatında Türkiye-Rusya Federasyonu-İran üçlü video konferans zirvesi dolayısıyla toplantıya katılamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede özellikle İdlib, Suriye ve bölgedeki gelişmeleri ele alacaklarını söyledi.
“TÜRKİYE, SALGIN DÖNEMİNİ BAŞARIYLA GEÇİREN BİR ÜLKE OLARAK DÜNYADA TAKDİRLE İZLENMEKTEDİR”
Türkiye’nin, salgın dönemini başarıyla geçiren bir ülke olarak, dünyada takdirle izlendiğini, bu başarıya rağmen Avrupa başta olmak üzere, kimi ülkelerin Türkiye’ye yönelik kısıtlayıcı politikalar izlemesinin sebebinin de siyasi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar ülkemizin önüne çıkartılmış her engeli nasıl adım adım aştıysak, bunların da üstesinden geleceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, normalleşme takvimiyle birlikte, salgın sürecinde ara verilen tüm ticari faaliyetlerin kademeli olarak başladığına işaret ederek, üretimi ve istihdamı desteklemek için devletin imkânlarını sonuna kadar kullandıklarını kaydetti.
“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIMIZA İNANIYORUZ”
“Her ne kadar içeride ve dışarıda birileri kötümserlik havası estirse de biz ülkemize güveniyoruz ve hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Haziran ayıyla ilgili ilk veriler, bu doğrultuda ümit verici gelişmelere işaret ediyor. Temmuz ayıyla birlikte çok daha büyük bir sıçrama içine gireceğimizden şüphe duymuyoruz. Yıl sonuna ulaştığımızda, Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada kayıp olarak görülen 2020’yi, inşallah bir kez daha herkesi şaşırtan bir büyüme oranıyla kapatacağız” diye konuştu.
Yılın tamamına yayılan yoğun bir açılış takvimleri bulunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma günü Konya Ovası sulamasının, Cumartesi günü Kartal Devlet Hastanesi ile Gelir İdaresi Başkanlığı Ataşehir Hizmet Binasının, Pazar günü yapımı tamamlanan hidroelektrik santrallerinin açılışını yapacaklarını açıkladı.
Hak ve hakikat siyaseti yaparak yola devam edeceklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer yandan, sınırlar içinde ve dışında Türkiye’nin güvenliğini sağlamaya yönelik operasyonların da salgın döneminde kesintisiz sürdüğünü söyledi.
Bölücü terör örgütüne tarihinin en büyük darbelerini vurduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Alçakça şehit edilen hiçbir vatandaşımızın ve güvenlik görevlimizin kanını yerde bırakmadık. Irak sınırlarımızda ülkemize yönelik saldırılar için neredeyse 40 yıldır üs olarak kullanılan bölgeleri birer birer teröristlerden temizliyoruz. Aynı şekilde Suriye’de terör örgütünü adım adım takip ediyor, kimin ardına saklanırlarsa saklansınlar, gerektiğinde kafalarını eziyoruz. Hiçbir bölgesel hesabın, ülkemizin güvenlik önceliklerinin önüne geçemeyeceğini, muhataplarımıza her fırsatta söylüyoruz. Benzer bir mücadeleyi Doğu Akdeniz ve Libya’da da veriyoruz. Libya’nın meşru hükûmetinin, ülkenin birliği, bütünlüğü, geleceği için yürüttüğü mücadeleyi destekliyoruz. Lafa geldiğinde demokrasiyi, insan haklarını, hukuku kimseye bırakmayan kimi devletlerin, darbecilere kol-kanat germesini ise ibretle takip ediyoruz. Türkiye, Libya halkını darbecilerin insafına bırakmayacak, uluslararası meşruiyet sınırları içinde hareket etmeyi sürdürecektir. Salgın döneminde kendi vatandaşlarının yardım çığlıklarına kulak tıkayanların, Türkiye’nin insan hakları ve hukuk alanındaki duruşunu sorgulama hakkı yoktur. Dünya 21’nci yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamaya doğru giderken, bazılarının hala sömürgeci reflekslerinden kurtulamamış olması ise kendi ayıplarıdır. Biz, medeniyetimizden ve tarihimizden aldığımız ilhamla, kendimiz ve dostlarımız için doğru olanları yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz.”
AK Parti’nin istişareye verdiği önemi anlatarak aldıkları her kararda, yapılan her icraatta 83 milyon vatandaşın sorumluluğunun bilinciyle hareket ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seçimlerde aldığımız oyun, potansiyelimizin sadece bir bölümünü oluşturduğunu asla unutmuyoruz. Ülkesine, milletine, değerlerine, tarihine düşman bir avuç Mankurt’u bir kenara bırakacak olursak, AK Parti’nin bu ülkede yeterince gayret göstermesi halinde ulaşamayacağı ve gönlünü kazanamayacağı hiç kimse yoktur. Daha da önemlisi, küresel düzeyde, özellikle de savunduğumuz misyon ve ilkelerle, kendi vatandaşlarımız yanında tüm ümmeti ve insanlığı kuşatan bir mesuliyetin de altında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
“2023 KADROLARIMIZI OLUŞTURUYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, parti teşkilatlarına herkesi kucaklamaları, herkesin gönlünü kazanmaları tavsiyesinde bulunarak, “Halktan kopuk, kapısı 24 saat insanlara açık olmayan, herkesin derdiyle dertlenmeyen, çözülebilecek her meseleyi önüne katıp neticelendirmeyen bir il başkanı asla AK Parti’ye yakışmaz” uyarısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başarılarımızı elbette kendi çabamızla elde ettik. Ama kaybettiklerimizin de sorumlusu biziz. Bu kayıpların sebebi rakiplerimizin mahareti değil, kendi beceriksizliğimiz veya hatalarımızdır. Zaferin hikmetini kendinde hezimetin sorumluluğunu başkasında gören yanlış yapar. Biz çalışırken hasbi olduğumuz kadar, muhasebe yaparken de samimiyeti elden bırakmayacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Belde, ilçe ve il kongrelerinin tamamlanmasının ardından 7. Olağan Büyük Kongre tarihini açıklayacaklarını ve bu süreçte parti kadrolarını değer merkezli siyaseti ilke edinmiş, çalışkan, gayretli, kabiliyetli kişilerle zenginleştirmek istediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adeta ilmek ilmek örerek 2023 kadrolarımızı oluşturuyoruz. Bu vesileyle bir kez daha, büyük ve güçlü Türkiye heyecanını paylaşan, ülkemizin yetişmiş tüm değerlerini, özellikle de gençleri ve kadınları, partimizde görev almaya davet ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile olarak son birkaç gündür can acıtıcı bir meseleyle karşı karşıya bulunduklarını kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biliyorsunuz önceki gece sekizinci torunum Hamza Salih dünyaya geldi. Rabbim cümle evlatlarımızla birlikte Hamza Salih’e de hayırlı, sağlıklı ve uzun bir ömür nasip etsin. Berat Bey, evladının doğumunun sevincini yazdığı bir sosyal medya mesajıyla kamuoyuyla paylaştı. Bu mesajın altına on binlerce kişi tabii olarak tebriklerini ve iyi dileklerini ifade eden yorumlar yazdı. Ancak sayıca az da olsa, bırakınız ahlakı, namusu, haysiyeti, insanlıktan dahi nasibi almamış, kalbi kararmış bazı alçaklar içlerindeki kötülüğü sergileyen hakaretlerle bu güzel iklimi kirletmeye çalıştı. Yargı ve emniyet teşkilatlarımız hemen harekete geçip bu haysiyetsizlerin kimliklerini tespit etmeye ve işlem yapmaya başladı. Dünyaya gözlerini henüz açmış bir bebek üzerinden saatler, daha yeni doğmuş bir bebek üzerinden ailesine ve onların temsil ettiğini düşündükleri değerlere saldıran bu alçakların peşini bırakmayacağız. Hukuk önünde bu esfel-i safilinlerin her birinden işledikleri suçun hesabını elbette soracağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda bu tür ahlaksızlıkların artmasında hem mecraların kontrolsüzlüğünün hem de organize saldırılarının kolaylaşmasının rolü olduğuna dikkati çekerek, “Niçin YouTube? Niçin Twitter? Niçin Netflix? Niçin şu, bu gibi sosyal medyalara karşı olduğumuzun ne demek olduğunu anlıyor musunuz? İşte bu ahlaksızlıkları ortadan kaldırabilmek için” ifadesini kullandı.
“Burada üzerinde durmamız gereken asıl konu medya ve özellikle sosyal medya mecralarının nasıl olup da böyle bir kokuşmuşluğun aracı hâline dönüştükleridir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yalanın, iftiranın, kişilik haklarına saldırının, itibar suikastlarının alıp başını gittiği bu mecraların bir düzene sokulması şarttır. Bu millete, bu ülkeye bu tür mecralar yakışmıyor. Onun için de bir an önce biz bunları Parlamentomuza getirip ve Parlamentomuzdan sevgili vatandaşlarım, biz bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz” açıklamasında bulundu.
“83 MİLYONUN SOSYAL MEDYA TERÖRÜ KARŞISINDA ELİ KOLU BAĞLI KALMASINI KABUL EDEMEYİZ”
Sosyal medya mecralarını kontrol eden küresel firmaların, Batı ülkelerinde açtıkları temsilciliklerle içerikle ilgili her türlü hukuki ve mali sorumluluğu üstlendiklerini ancak bunu Türkiye’de yapmaktan ısrarla kaçındıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç kimsenin izzetinefsini koruma hakkı elinden alınamaz. Bir kişinin yüzüne karşı ifa edildiğinde suç olan her şey medya ve sosyal medya mecralarında yapıldığında da aynı sonuçla karşılaşmalıdır. İnternet mecralarını kullananlar suç işleme konusunda layüsel değildir” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Amerikalısı, Avrupalısı, Çinlisi bu imkâna sahipken 83 milyon Türk vatandaşının sosyal medya terörü karşısında eli kolu bağlı kalmasını kabul edemeyiz. Bu konuda kapsamlı bir hukuki düzenleme üzerinde çalışıyoruz. İnternet ve sosyal medya mecralarının ülkemizde bir an önce hukuki ve mali muhataplık tesis etmeleri için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Hukuki düzenleme tamamlandığında erişim engeli ile adli ve mali yaptırımlar dâhil her türlü yöntemi devreye sokacağız. Türkiye, bir muz cumhuriyeti değildir. Bu ülkenin idari ve adli kurumlarını hiçe sayanları biz de hiçe sayarız. Hukuk devleti ilkesi, demokrasinin vazgeçilmez bir şartıdır. Asıl bu konuda gerekeni yapmazsak, demokrasiye ve hukuka aykırı davranmış oluruz. Buradan Adalet Bakanlığımıza, Meclis Grubumuza ve ilgili tüm kurumlarımıza konuyla ilgili düzenlemenin süratle hazırlanması ve yürürlüğe sokulması çağrısında bulunuyorum. Yasama dönemi bitmeden bu meseleyi halletmiş olacağımızı ümit ediyorum. Artık bu tür konularda kim ne der yerine, ülkemizin neye ihtiyacı var sorusuna cevap arayacağız. Türkiye’ye karşı çifte standart uygulayanları da kendi ilkesizlikleri ve onursuzluklarıyla baş-başa bırakacağız.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
BAE Devlet Başkanı Al Nahyan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından BAE Devlet Başkanı Al Nahyan tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve BAE bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve BAE Devlet Başkanı Al Nahyan daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey’in ilk toplantısına başkanlık etmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, 15 Temmuz zaferini bir sanat başyapıtı ile ölümsüzleştirmek amacıyla gerçekleştirilen “En Uzun Gece” destanının ilk temsiline katıldı.
“En Uzun Gece” temsilinde, dönemin Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan’ın, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması süreci ve bunu haber alarak yakalanacaklarını anlayan terör örgütü üyelerinin harekete geçmesi sonucu, gece boyu can pahasına verilen vatan ve bağımsızlık mücadelesi anlatıldı.
15 Temmuz gecesi, Ankara-İstanbul ekseninde, mücadelenin en çetin geçtiği Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü arka planları kullanılarak sahneye taşındı.
En Uzun Gece destanı için Mehmet Akif Ersoy’dan “Birlik”, “Cenk Marşı”, “Yeis Yok”, “Şehitler Abidesi İçin”, Bahtiyar Vahapzade’den “Allah”, Sezai Karakoç’tan “Sürgün Ülkelerden Başkentler Başkentine”, Nurullah Genç’ten “Uyan Artık Yiğidim”, Abdurrahim Karakoç’tan “Aydınlık” ve “Tut Ellerimden”, Attila İlhan’dan “Ben Sana Mecburum” şiirlerinden bestelenen müziklerle 15 Temmuz’un birlik, beraberlik ve kahramanlık ruhu sahnede büyük bir coşkuyla yeniden canlandırıldı.
253 ŞEHİDİN İSMİ PERDEYE TEK TEK YANSITILDI
Temsilde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe girişimi gecesi vatandaşları meydanlara çağırma anı ve darbe girişiminin başarısızlığa uğratıldığı anlardan görüntüler yer aldı. Sahnede açılan dev Türk bayrağı izleyiciler tarafından uzun süre alkışlandı. Temsilin sonunda 253 şehidin ismi perdeye tek tek yansıtıldı.
Temsilin ardından, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı 15 Temmuz gazisi Turgut Aslan ve eşi Nadire Aslan, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığında darbeci generali vurduktan sonra şehit edilen Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir’in ailesi sahneye davet edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan projede emeği geçenleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, “FETÖ ile mücadelemiz hız kesmeden, aynı kararlılıkla devam edecek. Burada toprağa düşen kahramanların kanını asla yerde bırakmayacağız. Devletine ihanet edenler, milletine kurşun sıkanlar, ruhunu 1 dolara satan alçaklar bunun bedelini mutlaka ödeyecekler” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gölbaşı Özel Harekât Başkanlığı’nda düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında hain kalkışmanın 9. yılında 51 vatan evladının şehit edildiği Özel Harekât Başkanlığı’nda bulunduklarını hatırlatarak, “FETÖ’cü hainler 15 Temmuz gecesi bu noktaya F-16 uçaklarıyla iki ayrı saldırı düzenlediler. İlk saldırıda Havacılık Daire Başkanlığımızda görevli yedi kardeşimiz, ikinci saldırıda ise Özel Harekât Daire Başkanlığımızda vazifeli 44 kardeşimiz burada şehit düştü. Çoğu hayatının baharında gözlerini kırpmadan şehadete yürüyen bu kardeşlerimiz hem şahsiyetleri hem de kabiliyetleriyle temayüz eden vatan müdafileriydi” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin hepsinin ay yıldızlı al bayrağa sevdalı, memleketin her bir karışına aşkla bağlı olduğunu söyledi.
Şehit edilen her bir polisin vakar, merhamet ve cesaret abidesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlar Türkiye’nin akıncı beyleriydi. Selam olsun bu milletin akıncı beylerine, can feda olsun kahraman polisin özel harekât erlerine. Kahraman şehitlerimizin kabirleri pürnur olsun. Rabb’im onları Peygamber Efendimize inşallah komşu eylesin. Malumunuz şehit, ‘şahit olan, hazır bulunan’ demektir. Onlar şu anda bizleri görüyor, bizleri duyuyor. Rabb’imizin lütuf ve keremine de inşallah mazhar oluyorlar. Peygamberlikten sonraki en yüce makamda gönül huzuruyla oturuyorlar” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz 2016’da bu topraklardaki bin yıllık tarihin en ağır ihanetlerinden birine uğradıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazi Meclisimiz, Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz, Genelkurmay Başkanlığımız, Ankara Emniyetimiz, TRT ve TÜRKSAT’ın yanı sıra Gölbaşı’ndaki Özel Harekât Başkanlığımız da saldırıya maruz kaldı. 21. asrın haşhaşileri olan FETÖ’cü alçaklar ülkemize, millî iradeye ve geleceğimize yönelik büyük bir pusu kurdu. Demokrasimizi hedef alan FETÖ’cü hain sürüsünün o geceki saldırılarında tam 253 vatandaşımız şehitlik mertebesine ulaştı. Bıyıkları daha yeni terleyen delikanlılardan, Nene Hatun misali namlulara meydan okuyan hanım kardeşlerimize, bir yıllık hasadını feda etmekten çekinmeyen çiftçilerimizden, ‘Gün vatana sahip çıkma günüdür’ diyerek öne atılan akademisyenlerimize kadar nice kardeşimizi, dostumuzu, yakın mesai arkadaşımızı o gece şehit verdik. 2 bin 740 vatandaşımız ise yaralandı ve gazilikle müşerref oldu. Yurdu yaşatmak için can veren, ama canından aziz bildiği vatanını işgalcilere teslim etmeyen kahramanların haklarını asla ödeyemeyiz.”
“FETÖ’CÜ ALÇAKLAR SONSUZA KADAR NEFRETLE HATIRLANACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hain darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 gecesinde al kanıyla toprağı sulayan şehit polislerden birinin de Komiser Yardımcısı Cennet Yiğit olduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Adı Cennet, inşallah cennetlik. Komiserimizin aklında, yüreğinde, duasında hep şehadet vardı. Akademideki eğitiminin sonlarına doğru, özel harekâta niçin geçmek istediğini anne ve babasına telefonda şu sözlerle ifade etmişti. ‘Babacığım benim şehit olmamı istemiyor musun? Anneciğim bizler şehit olacağız, sizler evlerinizde rahat edeceksiniz’ Şehit Cennet Yiğit, hepimizin yüreğine dokunan işte bu sözleri söylemişti. Şehadet arzusunu dillendiren Özel Harekât Dairemizin bir diğer şehidi ise Emniyet Müdürü Önder Güzel’di. Merhum şehidimiz, darbe girişiminden bir gün önce yaptığı bir konuşmada yol arkadaşlarına, ‘Özel harekâtı bırakmayın, ölüm Allah’ın emridir’ diyordu. Özel Harekât Daire Başkanlığı’nda görevli şehit Akif Altay eşine, ‘Rabb’im seni çocuklarım için, beni de vatan için yaratmış’ diyen bir memleket aşığıydı. Şüphesiz buradaki her şehidimizin ayrı bir hikâyesi var. Kendilerini vatan uğruna, istiklal ve istikbalimiz uğruna feda eden her kardeşimin bambaşka hayalleri, bambaşka umutları vardı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu herkesin, özellikle de şehit yakınlarımızın bilmesini isterim. Milletin kendilerine emanet ettiği silahlarla, bu kardeşlerimizi ailelerinden ve bizden koparan FETÖ’cü alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, sonsuza kadar lanetle, nefretle hatırlanacaklar. Şehitlerimiz ise daima hayırla yâd edilecek. Bu milletin gönlünde ayrı bir yer tutacak. Duayla, minnetle, rahmetle anılacaklar. Şehit ve gazilerimize olan vefa borcumuzu hiçbir zaman unutmayacak genç nesillerin de daima hatırlamasını sağlayacağız” diye konuştu.
“TEDBİRİ VE TEYAKKUZU ASLA ELDEN BIRAKMAMAMIZ GEREKTİĞİNİN ALTINI TEKRAR ÇİZİYORUM”
“Örgütten gelen en büyük tehditleri, en büyük taarruzları başarıyla atlattık. Önce 17/25 Aralık’ta, ardından 15 Temmuz’da hainleri bozguna uğrattık. Ancak hâlen FETÖ virüsünü bünyeden tamamen söküp atamadık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “FETÖ ile mücadelemiz hız kesmeden, aynı kararlılıkla devam edecek. Burada toprağa düşen kahramanların kanını asla yerde bırakmayacağız. Devletine ihanet edenler, milletine kurşun sıkanlar, ruhunu 1 dolara satan alçaklar bunun bedelini mutlaka ödeyecekler. Gevşemeden, rehavete kapılmadan, hata yapmadan, sulandırmadan, masumla mücrimin tefrikini çok iyi yaparak, bu hain örgütü ülkemiz için bir tehdit unsuru olmaktan inşallah çıkartacağız. Bunun için tedbiri ve teyakkuzu asla elden bırakmamamız gerektiğinin altını tekrar çiziyor, Rabb’im hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özel Harekât Başkanlığı’ndaki 51 şehitle birlikte 15 Temmuz’da ebediyete uğurlanan 253 şehidin tamamına Allah’tan rahmet dileyerek, Mehmet Akif Ersoy’un “Birlik” şiirinden “Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz/ Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz/ Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun/ Meğerki harbe giden son nefer şehit olsun” dizelerini okudu.
Şehit ailelerine ve millete bir kez daha başsağlığı ve sabr-ı cemil dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zaferin Adı Türkiye” temasıyla düzenlenen anma programına katılan tüm misafirlere şükranlarını sundu, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nü tebrik etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.