TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Ankara’da Stratejik Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen “Yıllık Diplomatik Akşam Yemeği” etkinliğinde konuk büyükelçilere hitap etti.
TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Stratejik Düşünce Enstitüsü tarafından Ankara’da bir otelde düzenlenen yıllık diplomatik akşam yemeğinde “Pandemi sonrası uluslararası sistemin geleceği” konulu toplantıda konuştu.
Şentop, konuşmasında, Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle her kıtadan, her ırktan, her dilden, her dinden 10 milyonu aşkın kişinin enfekte olduğunu ve 500 binden fazla insan hayatını kaybettiğini söyledi.
Dünya olarak bu salgına ortak çözüm bulunması gerektiğine dikkati çeken Şentop, “Virüsle mücadele için en ön safta görevlerine fedakarca devam eden bütün sağlık çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum. Ümit ederim ki aşı ve ilaç çalışmaları en kısa zamanda başarılı sonuçlara ulaşır. Yüce Allah’tan tüm insanlığı bu musibetten bir an evvel kurtarmasını niyaz ediyorum.” diye konuştu.
Mustafa Şentop, şimdiye kadar böyle büyük bir salgının yaşanmadığını ancak insanlık tarihinin veba salgını gibi önemli tecrübeler geçirdiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Salgının tepe noktasına ulaşılıp ulaşılmadığını veya ne zaman son bulacağını şimdiden kesin olarak söylemek mümkün değil ancak şurası açıktır ki koronavirüs salgını bundan böyle hayatın her alanında az veya çok etkilerini gösterecektir. Salgının psikolojik, sosyolojik, siyasi, ekonomik, ticari, kültürel ve diğer birçok alanda etkilerini önümüzdeki dönemde yaşayarak göreceğiz.”
“Mevcut durumu, kontrolden tamamen çıkmış bir kriz, tarihi kökten değiştirecek bir dönüm noktası olarak görenlerden değilim.” diyen Mustafa Şentop, şöyle devam etti:
“Biz, karşı karşıya olduğumuz vaka ve bu vakanın etkilerini aklıselim ve sabırla yönetme kabiliyet ve iradesine sahibiz. Salgın sonrası radikal değişiklikler beklemesem de, pek tabii uluslararası ilişkiler ortaya çıkan etkilerden tamamen vareste kalmayacak. Korona salgınının uluslararası ilişkilerde nasıl bir etkisi olacağına dair tartışmalar her mecrada devam ediyor. Bu tartışmalarda, terazinin bir kefesine ‘korumacı ve güçlü ulus devlet’ koyulurken, diğer kefeye ‘güçlü küreselleşme ve daha etkili uluslararası ve uluslar üstü örgütler’ anlayışı yerleştiriliyor. Bazıları birinin, bazıları da diğerinin ağır bastığını savunuyor. Bir tarafta salgının başlangıcından itibaren, esas görevlerinden biri bu tür salgın süreçlerini yönetmek olan Dünya Sağlık Örgütüne yöneltilen eleştiriler var. Avrupa Birliği üyeleri arasında yaşanan çekişmeler ve varoluş gayesine aykırı olarak tekrar yükselen sınırlar var. Dünyanın en gelişmiş ve zengin addedilen ülkeleri arasında yaşanan tırnak içinde ‘maske savaşları’ var. Medeni dediğimiz bir ülkenin bir diğerinin tıbbi malzemelerine korsanvari bir şekilde el koyduğu bir ortamdan bahsediyoruz. Kendi vatandaşlarına tedavi imkanı sunamayan, yıllardır topladığı sosyal kesintilerin karşılığını veremeyen ve hatta maalesef vatandaşlarının yaşamlarını tercih konusu yapmak zorunda kalan devletlerden bahsediyoruz. Bunları bir devlet adamının başka bir devleti eleştirisi olarak değil, insan olarak duyduğum derin üzüntüyü paylaşmak için dile getiriyorum.”
Bu süreçte uluslararası ve uluslar üstü örgütlerin hayal kırıklığı yarattığını vurgulayan TBMM Başkanı Şentop, “İnsanların vatandaşı oldukları devletin güçlü bir ulus devlet olmasını beklemesini ve talep etmesini anlayışla karşılamamak mümkün değil. Doğal olarak siyasiler de bu seslere kulak tıkamayacaklardır. Malumunuz güçlü ulus devlet, yükselen duvarlar, korumacılık gibi kavramlar salgın öncesinde de rağbet gören, yükselişte olan kavramlardı. Şimdi daha da güçlü bir şekilde dile getiriliyorlar.” diye konuştu.
Şentop, bu dönemde hiçbir ülkenin her ihtiyacını kendi başına karşılayamadığı ve başka ülkelerin yardımına ihtiyaç duyduğu gerçeğini hatırlatarak, şunları ifade etti:
“Bir tedavi ya da aşı üretildiğinde tüm insanlığın bunlara erişimini koordine edecek, başka bir salgın çıktığında bilgi akışını yönetecek uluslararası bir örgütün aslında ne kadar elzem olduğunu da müşahede ettik. Aşırı korumacı ve güçlü ulus devlet anlayışının uluslararası sistemde yol açabileceği arızaları tahmin edebiliyoruz. Giderek derinleşen ve yayılan bölgesel ve küresel sorunlara ancak güçlü birçok taraflılık ve iş birliği ile mukabele edilebileceğini göz ardı edemeyiz.”
TBMM Başkanı Şentop “güçlü ulus devlet” ile “güçlü küreselleşme ve daha etkili uluslararası ve uluslar üstü örgütlerin” birbirinin ikamesi değil, mütemmim cüzü olduğunu kaydetti.
“Yaşananlardan derslerimizi çıkarmak, her iki alanda da eksiklerimizi gidermek ve çok daha güçlü bir şekilde vatandaşlarımıza hizmet etmek zorundayız.” diyen Şentop, şunları vurguladı:
“Biz Türkiye olarak her zaman bu anlayışla hareket ettik. Bir yandan milletinin hadimi, kendine sığınanların hamisi, güçlü bir devlet inşası için çalışırken diğer taraftan başka devletlerle ikili ilişkilerimizi geliştirmek, uluslararası örgütleri güçlendirmek için gayret gösterdik. Elimizdeki terazinin dengesini kurmanın yollarını aradık.”
Şentop, Birleşmiş Milletlerin, kuruluş amaçlarında öngörülen misyonu yerine getirmekten çok uzakta olduğuna dikkati çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu durumu, “Dünya beşten büyüktür” sözleriyle dile getirdiğini hatırlattı.
Şentop, yaşananların Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin yapısında bir reforma ihtiyaç olduğu gerçeğini aşikar hale getirdiğini vurguladı.
Konuşmasında Birleşmiş Milletler 75. Genel Kurul Başkanlığına TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır’ın seçilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Şentop, “Kendisini destekleyen tüm ülkelere teşekkür etmek istiyorum. Kıymetli ve çok tecrübeli bir devlet adamı olan Sayın Bozkır’ın bahsettiğim reform taleplerinin yükseldiği bir dönemde başkanlığa seçilmiş olmasının büyük anlam taşıdığına inanıyorum.” ifadesini kullandı.
Mustafa Şentop Türkiye’nin hem güçlü bir ülke hem de uluslararası sistemin etkili bir paydaşı olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Türkiye, bu salgın dönemini en az hasarla atlatan ülkelerin başında yer alıyor. Hastane koridorlarında çaresizce çırpınan insan görüntüleri, üst üste yığılan cenaze fotoğrafları, iş yükünün altında yıkılıp kalan sağlık personeli manzaralarıyla karşılaşmadık. Her bir vatandaşımız en yüksek kalitede sağlık hizmetinden en hızlı, en kapsamlı ve ücretsiz şekilde faydalanma imkanı buldu.”
Türkiye’nin aynı zamanda kapsamlı ekonomik ve sosyal destek paketleriyle zor bir sınavı başarıyla verdiğinin altını çizen Şentop, “Bu başarıda Türkiye’nin altyapı ve temel hizmetler alanında son yıllarda kat ettiği mesafenin değeri çok büyük.” dedi.
Şentop, Türkiye’nin bu süreçte aynı zamanda tüm insanlığa omuz vermeye çalıştığını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
“Bu zorlu süreçte pek çok ülkeye dostluk elimizi uzatarak yakın coğrafyamızdan okyanus ötesine kadar 125 ülkeyle kaynaklarımızı paylaştık. Tarihimizin en büyük tahliye operasyonlarından birine imza atarak yaklaşık 131 ülkeden 85 bini aşkın vatandaşımızın ülkemize geri dönüşünü sağladık. Sadece kendi vatandaşlarımızın değil, 90 ülkeden 36 bini aşkın başka ülke vatandaşının da güvenli bir şekilde tahliye olmalarına, ailelerine kavuşmalarına destek verdik. Henüz dünyanın en zengin ülkesi olmayabiliriz ancak dünyanın en cömert ülkesi olmakla gurur duyuyoruz.”
Türkiye’nin pandemi döneminde uluslararası örgütlerle de iş birliğini sürdürdüğünü vurgulayan Şentop, “Uluslararası örgütlerin kapasitelerinin insani gayretler için nasıl kullanabileceğinin örneklerini gösterdik. NATO çerçevesinde askeri uçuşların tek sefer numarası kullanarak operasyonlarında vakit kaybetmemesi imkanından faydalanarak ABD ve Birleşik Krallığa tıbbi malzeme ve kişisel koruma eşyası gönderdik. Burada altını çizeceğim husus, bu operasyonla tek sefer numarası uygulaması ilk kez kullanılmış oldu.” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Pro. Dr. Mustafa Şentop, bu salgın tecrübesinin ardından dünyanın ne yöne evrileceği konusunun tartışıldığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye, yeni dünyada da söz ve iddia sahibi olacaktır. Bu denli emin olmamızın iki esaslı sebebi vardır: Evvela, dünya artık bu çarpık ve adaletsiz düzenle daha fazla idare edilemez. İkinci olarak da Türkiye büyük ve diri bir hamle olarak insanlığın ufkunda parlamaktadır. Türkiye birçok ülkenin acz içine düştüğü bu son dönemde hastalıkla mücadelede gösterdiği üstün performansı, devlet ve milletiyle el ele sergilediği güçlü duruşu ve tüm dünyaya karşı gösterdiği kucaklayıcı tavır ile bu iddiasını ispatlamıştır. Türkiye, tüm diplomasi masalarında her sorunda ve krizde çözüme katkısı aranan bir aktör olarak bulunmaya devam edecektir.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ile Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde akşam yemeğinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, UEFA İstanbul Temsilciliği Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye olarak olimpiyatlar dahil her türlü uluslararası spor etkinliğinin altından kalkacak kapasiteye ziyadesiyle sahibiz. Spor yatırımları noktasında Türkiye’yi çok farklı bir lige taşıdık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) İstanbul Temsilciliği Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, UEFA İstanbul temsilciliğin Türk futbolu için hayırlara vesile olmasını temenni ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm misafirlere, medeniyetlerin, barışın, hoşgörünün, tarihin, kültürün ve bütün bunlarla birlikte bir spor ile futbol şehri olan güzel İstanbul’a gelmelerinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Farklı inançları asırlardır bağrında misafir eden İstanbul’un, bugünkü açılışla birlikte çok kültürlü kimliğini daha da güçlendireceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, UEFA Başkanı Aleksander Ceferin’in şahsında tüm UEFA yönetimine, Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’na emekleri, destekleri, gayretleri için teşekkür ettiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TFF’nin 1962 yılından beri UEFA’ya tam üye olduğunu anımsatarak, “Tam 63 yıldır UEFA’yla yakın koordinasyon içinde beraberce çalışıyoruz. Sadece 20 senede, 2005 ve 2023 yıllarında UEFA Şampiyonlar Ligi finallerine, 2009’da UEFA Kupası Finali’ne, 2013 yılında FİFA U20 Dünya Kupası’na, 2019’da ise UEFA Süper Kupa Finali’ne başarıyla ev sahipliği yaptık” diye konuştu.
“SPOR YATIRIMLARI NOKTASINDA TÜRKİYE’Yİ ÇOK FARKLI BİR LİGE TAŞIDIK”
Türk takımlarının UEFA’nın organizasyonlarında her sene boy gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “A Millî Futbol Takımımız 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda çeyrek final oynarken, oynadığı futbolla futbolseverlerin gönüllerini fethetti. 2025 yılında A Millî Futbol Takımı tarihinde ilk kez Uluslar ligi A Ligi’nde yer alma hakkını elde etti. 2026 UEFA Avrupa Ligi ve 2027 UEFA Avrupa Konferans Ligi finallerine inşallah ev sahipliği yapacağız. 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı ise İtalya’yla birlikte ülkemizde düzenleyeceğiz” ifadesini kulandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu bugün bir kez daha çok net söylemek isterim. Türkiye olarak olimpiyatlar dahil her türlü uluslararası spor etkinliğinin altından kalkacak kapasiteye ziyadesiyle sahibiz. Böylesine iddialı konuşmamızın arkasında hamaset değil ülkemize son 23 yılda kazandırdığımız eserler ve projeler vardır. Spor yatırımları noktasında Türkiye’yi çok farklı bir lige taşıdık. İllerimizin ihtiyaçlarına göre yeni spor tesislerini hizmete açtık. Toplam spor tesisi sayısını 1575’ten 4470’e yükselttik.”
Sentetik futbol, basketbol ve voleybol sahalarını mahallelere kadar yaydıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Futbol sahası sayımız 595’ten, iki kattan fazla artışla 1365’e çıktı. Türkiye’nin her köşesine stadyumlar, yüzme havuzları, futbol sahaları, gençlik merkezleri, spor salonları, atletizm pistleri inşa ettik” bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, spor salonlarının sayısını 372’den 904’e ulaştırdıklarını, futbolda çoğu ömrünü tamamlamış olan stadyumları yıkıp yerlerine uluslararası standartlara sahip yüksek kapasiteli yeni tesisler inşa ettiklerini, ülke genelinde yaptıkları stadyumlardan 38’inin hizmete girdiğini, 4 tanesinin yapımının, 4 tanesinin de proje ve ihale çalışmalarının devam ettiğini aktardı.
Levent’teki UEFA İstanbul Temsilciliğinin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sporu etkileyen altyapı eksikliklerini önemli ölçüde tamamladıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle hızlı tren, havalimanları, otoyolları, bölünmüş yollar, köprüler ve diğer projelerle ulaştırma altyapısını tahkim ettiklerini, 26 olan havalimanı sayısının Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın da hizmete alınmasıyla 58’e çıktığını söyledi.
“İSTANBUL’UN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRDİK”
Türkiye’nin lokomotif şehri İstanbul’da da çok önemli projelere imza attıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asrın projesi Marmaray’dan Avrasya Tüneli’ne, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden dün önemi daha iyi anlaşılan Kuzey Marmara Otoyolu’na, üç pistin aynı anda kullanıldığı İstanbul Havalimanı’ndan toplam uzunluğu 362 kilometreyi bulan raylı sistem projelerine ve daha burada saymaya kalksak akşamı yapacağımız nice eser, yatırım ve hizmetle İstanbul’un çehresini değiştirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sporda hak ettiği seviyeye gelmesi ve bu alandaki altyapısının dünya standartlarına kavuşması için 23 yıl boyunca seferberlik ruhuyla çalıştıklarını ifade ederek, “Şimdi bütün bu çabaları UEFA İstanbul Temsilciliğinin açılmasıyla birlikte bir üst aşamaya taşımış oluyoruz. UEFA Londra ve Brüksel’den sonra ilk kez Türkiye’de temsilcilik açıyor. Bu temsilcilik vasıtasıyla Türk futbolumuzun gelişimi adına UEFA’yla daha fazla temas kuracak ve birlikte ortak projelere imza atacağız. Temsilcilik aynı zamanda UEFA’nın bölge federasyonlarıyla daha hızlı iletişim ve koordinasyon sağlamasını kolaylaştıracaktır. Temsilciliğin bilhassa önümüzdeki yıllarda düzenleyeceğimiz çeşitli futbol organizasyonlarında da önemli roller üstleneceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.