Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Sayıları 11’i bulan şehir hastanelerimiz hem inşa ve işletme yöntemi hem de hizmet kalitesiyle küresel düzeyde bir model hâline gelmiştir. Aynı şekilde salgın döneminde iki ayı bulmadan inşasını tamamlayıp hizmete sunduğumuz acil durum hastanelerinin örnek alınacak bir model olduğuna inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin açılış törenine katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hastanenin İstanbul’a, Türkiye’ye ve millete hayırlı olmasını dileyerek, Sağlık Bakanlığı ile Rönesans firmasını bu güzel hizmeti Türkiye’ye kazandırdıkları için tebrik etti.
“TÜRKİYE, GÜÇLÜ SAĞLIK ALTYAPISIYLA SALGIN SÜRECİNDE DİKKATLERİ ÜZERİNDE TOPLAMIŞ BİR ÜLKE”
Prof. Dr. Murat Dilmener başta olmak üzere Koronavirüs salgınında hayatını kaybeden sağlıkçıları saygıyla yâd ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Murat Dilmener Hocamız, iyi bir doktor, kendi alanında iyi bir uzman olmanın yanında insanlara hizmet etmeyi hayat gayesi hâline getirmiş gerçek bir gönül adamıydı. Hocamız kendisine gelen her hastayı inancına, kökenine, meşrebine, statüsüne bakmaksızın bir eşrefi mahlûkat, yani yaratılmışların en şereflisi olarak görüp tüm imkânları ve samimiyetiyle kucaklamış birisiydi. Son nefesine kadar bu hizmetlerini sürdüren hocamızın ismi, elbette gönüllerde hep yaşayacaktır” dedi.
Türkiye’nin sahip olduğu güçlü sağlık altyapısı ve genel sağlık sigortası sistemiyle salgın sürecinde dikkatleri üzerinde toplamış bir ülke olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, uygulanan genel sağlık sigortası sistemine gıptayla bakıldığını, son 18 yılda da mevcutların çok büyük bir bölümü baştan aşağı yenilenen, cihazlarla teçhiz edilen bir sağlık altyapısına sahip olunduğunu anlattı.
“TAMAMLAYIP HİZMETE SUNDUĞUMUZ ACİL DURUM HASTANELERİ ÖRNEK ALINACAK BİR MODEL”
“Doktorundan hemşiresine ve destek personeline kadar 1 milyon 100 bini bulan sağlık ordumuzla milletimizin hizmetindeyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sayıları 11’i bulan şehir hastanelerimiz hem inşa ve işletme yöntemi, hem de hizmet kalitesiyle küresel düzeyde bir model hâline gelmiştir. Aynı şekilde salgın döneminde iki ayı bulmadan inşasını tamamlayıp hizmete sunduğumuz acil durum hastanelerinin örnek alınacak bir model olduğuna inanıyorum. Dünyada pek çok ülkenin geçici sahra ve prefabrik hastaneler kurarak çözmeye çalıştığı sorunu, biz çok daha kısa sürede kalıcı hastane inşa ederek aşmayı başardık. Tabii bu hastanelerimizin başka özelliği de var, o da nedir? Feriha Öz Hastanesi askerî havaalanının hemen bir ucunda yapılmış, dolayısıyla herhangi bir hasta buraya uçakla gelip hemen şöyle adeta yaya mesafede hastaneye ulaşacağı bir yer. Burası, bizim Yeşilköy Havalimanı’mız. Burada da yine aynı şekilde yurt dışından bir hasta geliyorsa uçakla gelip hemen bir yaya mesafede hastaneye gelecek, tedavisini olacak ve tedaviden sonra da yine uçakla buradan nereye gidecekse, uluslararasıysa uluslararası, ulusal ise ulusal olarak hemen ulaşabileceği menziline ulaşacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni açılan hastanelerle oluşturulan kapasiteye ihtiyaç kalmadan salgının yayılma hızının kırıldığını, ihtiyaç olması hâlinde de bu hastanelerin 10 binlerce, 100 binlerce canın kurtarılmasına hizmet edeceğini dile getirerek, “Gerektiğinde tamamı yoğun bakım için de kullanılabilecek 1008 yatağıyla bu sağlık kurumları ülkemizin yüz akı olacaklardır. 1008 burası, 1008 Sancaktepe’deki Feriha Öz. Bu hastaneler yurt dışından ülkemize teşhis ve tedavi için gelecek kişilere hizmet verecek” diye konuştu.
Türkiye’nin sağlık alanında çekim merkezi hâline geldiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık turizminde çok ciddi bir sıçrama yaptıklarını vurguladı.
“TÜRKİYE’NİN İHTİYACI KAVGA DEĞİL ESER SİYASETİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’u gurur verici sağlık yatırımlarıyla donattıklarını kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Geçmişte ülkemizin hazine değerindeki yıllarının nasıl boş tartışmalarla, kavgalarla, darbelerle, ataletle geçirildiğini bu süreçte ortaya çıkan neticeyle daha iyi gördük. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in, rahmetli Menderes’in, merhum Özal’ın ülkemize yaptığı hizmetlerin kıymeti bu süreçte çok daha iyi ortaya çıktı. Buna karşılık tek parti faşizminin sadece milletimizin değerlerine değil kalkınmasına, büyümesine vurduğu darbelerin ağır maliyetini de müşahede ettik. Koalisyonlu yılların Türkiye’yi nasıl dibe ittiğinin en çarpıcı ispatı, son 18 yılda elde ettiğimiz kazanımlardır. Türkiye’nin ihtiyacı kavga değil eser siyasetidir. Milletimizin beklentisi polemik değil inşa siyasetidir. Bizden sonraki nesillere bırakacağımız en büyük miras; işte bu doğrultuda gerçekleştireceğimiz zihniyet devrimidir. Tek numaraları ülkemizin ortak değerlerinin istismarı olanların devri artık kapanıyor. Laf yerine eserlerin yarıştırıldığı yepyeni bir Türkiye için milletimizle gönül içine veya gönül gönle el ele çalışmayı, mücadele etmeyi sürdüreceğiz. 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımız göstermiştir ki bu ülkede artık hiç kimse millî iradeyi zorla alaşağı edemez, milletin vermediği hiçbir gücü kullanamaz. Demokraside ve ekonomide milletimize beklediği hizmetleri sunamayanların vesayet oyunlarıyla iktidar devşirdiği dönemler geride kalmıştır. Her kim Türkiye’de demokrasiyi, özgürlükleri, adaleti, güvenliği, dış politikayı, kültürü, sanatı daha ileri seviyeye götüreceğine milleti ikna ederse ülke ona teslim edilir.”
“DEMOKRASİDEN VE KALKINMADAN BAŞKA ALTERNATİF YOKTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her kim ülkeyi daha ileriye taşıyacağının güvenini verirse, milletin ona yöneldiğini, o kişiye destek verdiğini dile getirerek, “Her kim daha çok yatırım, daha çok üretim, daha çok istihdam, daha çok iş, daha çok aş, daha yüksek hayat standardı sağlayacağı konusunda halkın desteğini alırsa ülkeyi o yönetir. Bunun dışındaki yöntemlerin, zorlamaların, iç ve dış ayak oyunlarının tamamı da millî irade duvarına çarpıp dağılmaya mahkûmdur. Türkiye’nin önünde özellikle demokrasiden ve kalkınmadan başka bir alternatif yoktur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde yavaşlayan ekonomik faaliyetlerin tüm ülkelerle birlikte Türkiye’de de olumsuz etkileri olduğuna değinerek, şöyle devam etti: “Ancak Türkiye bu tür zorlu dönemlere aşina, hatta bir anlamda şerbetli bir ülkedir. Mesela ilk çeyrekte Amerika yüzde 4,8, Çin yüzde 6,8, Fransa 5,8 daraldı. Türkiye ise ilk çeyrekte sağladığı yüzde 4,5 oranındaki büyümeyle bu tablodan ayrıştı. Dünya ekonomisinin önde gelen tüm ülkeleri salgın döneminde yaşadık kayıpları nasıl telafi edebileceklerini henüz bilmiyorlar. Ülkemiz için ikinci çeyrek bir parça sıkıntılı gözükse de sonrası aydınlıktır. Gelişmeler ve işaretler salgın sonrası yeniden yapılanacak küresel ekonomide ülkemizin çok avantajlı bir konuma oturacağını gösteriyor. Üretimi tek merkezde toplamanın riskini gören tüm ülkeler ve kurumlar yeni arayışlara girerken, alternatiflerin ilk başında Türkiye geliyor.”
“HER ALANDA ÖNCE HIZLI TOPARLANMA VE ARDINDAN ÇOK DAHA HIZLI ATILIM İÇİNE GİRECEĞİZ”
Salgının kontrol altına alınmasına paralel şekilde başlatılan normalleşme adımlarının yeniden yapılanma sürecinin gerisinde kalınmamasını temin edeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskisinden daha çok çalışarak, daha çok üreterek, daha çok dünyaya açılarak bu fırsatı değerlendirme kararındayız. Bu konuda 83 milyon vatandaşımızın her birine büyük sorumluluk düşüyor. Üç kavram çok önemli, maske, mesafe, temizlik, bu hassasiyetlere tavizsiz bir şekilde riayet ederek salgının yeniden hortlamasının önüne kesinlikle geçmemiz şart” ifadelerini kullandı. Sanayiden tarıma, ticaretten turizme kadar her alanda önce hızlı bir toparlanma ve ardından çok daha hızlı bir atılım içine girileceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nitekim yarından itibaren bu adımı atıyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşmak için seferberlik ruhuyla hep birlikte bu sürece destek vermeliyiz, milletimize güveniyoruz, ülkemize güveniyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda açılışı yapılan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin İstanbul’a, Türkiye’ye ve tüm insanlığa hayırlı olması temennilerini yineleyerek, hastanenin yapımında emeği geçenleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva, hastaneye ismi verilen Prof. Dr. Murat Dilmener’in kızı Fulya Gençoğlu ile birlikte, açılış kurdelesini kesti ve hastanede incelemelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
BAE Devlet Başkanı Al Nahyan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından BAE Devlet Başkanı Al Nahyan tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve BAE bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve BAE Devlet Başkanı Al Nahyan daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey’in ilk toplantısına başkanlık etmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, 15 Temmuz zaferini bir sanat başyapıtı ile ölümsüzleştirmek amacıyla gerçekleştirilen “En Uzun Gece” destanının ilk temsiline katıldı.
“En Uzun Gece” temsilinde, dönemin Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan’ın, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması süreci ve bunu haber alarak yakalanacaklarını anlayan terör örgütü üyelerinin harekete geçmesi sonucu, gece boyu can pahasına verilen vatan ve bağımsızlık mücadelesi anlatıldı.
15 Temmuz gecesi, Ankara-İstanbul ekseninde, mücadelenin en çetin geçtiği Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü arka planları kullanılarak sahneye taşındı.
En Uzun Gece destanı için Mehmet Akif Ersoy’dan “Birlik”, “Cenk Marşı”, “Yeis Yok”, “Şehitler Abidesi İçin”, Bahtiyar Vahapzade’den “Allah”, Sezai Karakoç’tan “Sürgün Ülkelerden Başkentler Başkentine”, Nurullah Genç’ten “Uyan Artık Yiğidim”, Abdurrahim Karakoç’tan “Aydınlık” ve “Tut Ellerimden”, Attila İlhan’dan “Ben Sana Mecburum” şiirlerinden bestelenen müziklerle 15 Temmuz’un birlik, beraberlik ve kahramanlık ruhu sahnede büyük bir coşkuyla yeniden canlandırıldı.
253 ŞEHİDİN İSMİ PERDEYE TEK TEK YANSITILDI
Temsilde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe girişimi gecesi vatandaşları meydanlara çağırma anı ve darbe girişiminin başarısızlığa uğratıldığı anlardan görüntüler yer aldı. Sahnede açılan dev Türk bayrağı izleyiciler tarafından uzun süre alkışlandı. Temsilin sonunda 253 şehidin ismi perdeye tek tek yansıtıldı.
Temsilin ardından, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı 15 Temmuz gazisi Turgut Aslan ve eşi Nadire Aslan, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığında darbeci generali vurduktan sonra şehit edilen Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir’in ailesi sahneye davet edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan projede emeği geçenleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, “FETÖ ile mücadelemiz hız kesmeden, aynı kararlılıkla devam edecek. Burada toprağa düşen kahramanların kanını asla yerde bırakmayacağız. Devletine ihanet edenler, milletine kurşun sıkanlar, ruhunu 1 dolara satan alçaklar bunun bedelini mutlaka ödeyecekler” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gölbaşı Özel Harekât Başkanlığı’nda düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında hain kalkışmanın 9. yılında 51 vatan evladının şehit edildiği Özel Harekât Başkanlığı’nda bulunduklarını hatırlatarak, “FETÖ’cü hainler 15 Temmuz gecesi bu noktaya F-16 uçaklarıyla iki ayrı saldırı düzenlediler. İlk saldırıda Havacılık Daire Başkanlığımızda görevli yedi kardeşimiz, ikinci saldırıda ise Özel Harekât Daire Başkanlığımızda vazifeli 44 kardeşimiz burada şehit düştü. Çoğu hayatının baharında gözlerini kırpmadan şehadete yürüyen bu kardeşlerimiz hem şahsiyetleri hem de kabiliyetleriyle temayüz eden vatan müdafileriydi” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin hepsinin ay yıldızlı al bayrağa sevdalı, memleketin her bir karışına aşkla bağlı olduğunu söyledi.
Şehit edilen her bir polisin vakar, merhamet ve cesaret abidesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlar Türkiye’nin akıncı beyleriydi. Selam olsun bu milletin akıncı beylerine, can feda olsun kahraman polisin özel harekât erlerine. Kahraman şehitlerimizin kabirleri pürnur olsun. Rabb’im onları Peygamber Efendimize inşallah komşu eylesin. Malumunuz şehit, ‘şahit olan, hazır bulunan’ demektir. Onlar şu anda bizleri görüyor, bizleri duyuyor. Rabb’imizin lütuf ve keremine de inşallah mazhar oluyorlar. Peygamberlikten sonraki en yüce makamda gönül huzuruyla oturuyorlar” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz 2016’da bu topraklardaki bin yıllık tarihin en ağır ihanetlerinden birine uğradıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazi Meclisimiz, Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz, Genelkurmay Başkanlığımız, Ankara Emniyetimiz, TRT ve TÜRKSAT’ın yanı sıra Gölbaşı’ndaki Özel Harekât Başkanlığımız da saldırıya maruz kaldı. 21. asrın haşhaşileri olan FETÖ’cü alçaklar ülkemize, millî iradeye ve geleceğimize yönelik büyük bir pusu kurdu. Demokrasimizi hedef alan FETÖ’cü hain sürüsünün o geceki saldırılarında tam 253 vatandaşımız şehitlik mertebesine ulaştı. Bıyıkları daha yeni terleyen delikanlılardan, Nene Hatun misali namlulara meydan okuyan hanım kardeşlerimize, bir yıllık hasadını feda etmekten çekinmeyen çiftçilerimizden, ‘Gün vatana sahip çıkma günüdür’ diyerek öne atılan akademisyenlerimize kadar nice kardeşimizi, dostumuzu, yakın mesai arkadaşımızı o gece şehit verdik. 2 bin 740 vatandaşımız ise yaralandı ve gazilikle müşerref oldu. Yurdu yaşatmak için can veren, ama canından aziz bildiği vatanını işgalcilere teslim etmeyen kahramanların haklarını asla ödeyemeyiz.”
“FETÖ’CÜ ALÇAKLAR SONSUZA KADAR NEFRETLE HATIRLANACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hain darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 gecesinde al kanıyla toprağı sulayan şehit polislerden birinin de Komiser Yardımcısı Cennet Yiğit olduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Adı Cennet, inşallah cennetlik. Komiserimizin aklında, yüreğinde, duasında hep şehadet vardı. Akademideki eğitiminin sonlarına doğru, özel harekâta niçin geçmek istediğini anne ve babasına telefonda şu sözlerle ifade etmişti. ‘Babacığım benim şehit olmamı istemiyor musun? Anneciğim bizler şehit olacağız, sizler evlerinizde rahat edeceksiniz’ Şehit Cennet Yiğit, hepimizin yüreğine dokunan işte bu sözleri söylemişti. Şehadet arzusunu dillendiren Özel Harekât Dairemizin bir diğer şehidi ise Emniyet Müdürü Önder Güzel’di. Merhum şehidimiz, darbe girişiminden bir gün önce yaptığı bir konuşmada yol arkadaşlarına, ‘Özel harekâtı bırakmayın, ölüm Allah’ın emridir’ diyordu. Özel Harekât Daire Başkanlığı’nda görevli şehit Akif Altay eşine, ‘Rabb’im seni çocuklarım için, beni de vatan için yaratmış’ diyen bir memleket aşığıydı. Şüphesiz buradaki her şehidimizin ayrı bir hikâyesi var. Kendilerini vatan uğruna, istiklal ve istikbalimiz uğruna feda eden her kardeşimin bambaşka hayalleri, bambaşka umutları vardı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu herkesin, özellikle de şehit yakınlarımızın bilmesini isterim. Milletin kendilerine emanet ettiği silahlarla, bu kardeşlerimizi ailelerinden ve bizden koparan FETÖ’cü alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, sonsuza kadar lanetle, nefretle hatırlanacaklar. Şehitlerimiz ise daima hayırla yâd edilecek. Bu milletin gönlünde ayrı bir yer tutacak. Duayla, minnetle, rahmetle anılacaklar. Şehit ve gazilerimize olan vefa borcumuzu hiçbir zaman unutmayacak genç nesillerin de daima hatırlamasını sağlayacağız” diye konuştu.
“TEDBİRİ VE TEYAKKUZU ASLA ELDEN BIRAKMAMAMIZ GEREKTİĞİNİN ALTINI TEKRAR ÇİZİYORUM”
“Örgütten gelen en büyük tehditleri, en büyük taarruzları başarıyla atlattık. Önce 17/25 Aralık’ta, ardından 15 Temmuz’da hainleri bozguna uğrattık. Ancak hâlen FETÖ virüsünü bünyeden tamamen söküp atamadık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “FETÖ ile mücadelemiz hız kesmeden, aynı kararlılıkla devam edecek. Burada toprağa düşen kahramanların kanını asla yerde bırakmayacağız. Devletine ihanet edenler, milletine kurşun sıkanlar, ruhunu 1 dolara satan alçaklar bunun bedelini mutlaka ödeyecekler. Gevşemeden, rehavete kapılmadan, hata yapmadan, sulandırmadan, masumla mücrimin tefrikini çok iyi yaparak, bu hain örgütü ülkemiz için bir tehdit unsuru olmaktan inşallah çıkartacağız. Bunun için tedbiri ve teyakkuzu asla elden bırakmamamız gerektiğinin altını tekrar çiziyor, Rabb’im hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özel Harekât Başkanlığı’ndaki 51 şehitle birlikte 15 Temmuz’da ebediyete uğurlanan 253 şehidin tamamına Allah’tan rahmet dileyerek, Mehmet Akif Ersoy’un “Birlik” şiirinden “Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz/ Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz/ Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun/ Meğerki harbe giden son nefer şehit olsun” dizelerini okudu.
Şehit ailelerine ve millete bir kez daha başsağlığı ve sabr-ı cemil dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zaferin Adı Türkiye” temasıyla düzenlenen anma programına katılan tüm misafirlere şükranlarını sundu, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nü tebrik etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.