4000 yıllık tarihi geçmişiyle,Roma ve Bizans dönemlerini yaşayan,Fatih Sultan Mehmet’in Fethettiği, Yavuz Sultan Selim’in Valilik yaptığı,Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün üç kez ziyaret ettiği şehir, Evliya Çelebi seyahatnamesinde Trabzon dan bahsederken. “”Tuğra-bozan“ yakıştırması” ve “Bu şehre küçük İstanbul denilse yeridir. İrem bağları gibi süslü bir şehirdir burası”ifadelerini kullanmıştır. .Yeşiliyle, doğasıyla insanı büyüleyen ,sadece yaylalarında değil ,şehrin her yerinde yılın her döneminde mutlak bir şenlikle ,yöresel lezzetleri ile horon edilen yapısının yanı sıra zengin bir liman kenti…TRABZON ..
Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İBİŞ 30 Mart 1958 Trabzon da doğdu.Öğrenim yıllarının bir bölümünü doğup büyüdüğü şehir Trabzon da tamamlayan Erkan İBİŞ :1977 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ni kazanarak ANKARA da eğitim hayatına devam etti. 1982 yılında bu okuldan mezun olan Erkan İBİŞ; 1989 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde Nükleer Tıp alanında; UZMAN, 1991 de Doçent, 1997 yılında Profesör oldu, Halen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Öğretim üyesi olup, evli ve 2 çocuk babasıdır.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Yönetim Kurulu Üyeliği, TAEK Danışma Kurulu Üyeliği, Türk Rus Toplumsal Forumu Eğitim-Bilim Komitesi Başkanlığı, Üniversite Sporları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği yanı sıra; Başhekim Yardımcılığı, Başhekimlik, Rektör Yardımcılığı, Ana Bilim Dalı Başkanlıkları gibi görevleri de yerine getiren, 6 Ağustos 2012 tarihinden itibaren,Ankara Üniversitesi Rektörü olarak görevini sürdüren Erkan İBİŞ, aynı zamanda ÜNİVERSİTE HASTANELERİ BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI görevini de yapmaktadır.
Ankara Üniversitesi “Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Üniversitesi”unvanını taşımaktadır. Hukuk (1925) ve Dİlve Tarih, Coğrafya (1935) fakültelerinin kuruluşunu bizzat yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatları doğrultusunda Ankara Üniversitesi Başkentimiz Ankara’da Hukuk, DTCF, Tıp (1945) , Fen (1943), Veteriner (1842, 1933) ve Ziraat (1846,1933) Fakültelerinin bir araya getirilmesi ile 1946 yılında kurulmuştur. Kökleri Oldukça eski olan ve önce İstanbul’da mektep olarak açılan Veteriner Fakültesi (1842) ve Ziraat Fakülteleri (1846) 1933’de Ankara’ya alınmış ve üniversitenin kuruluşunun temel taşlarından olmuşlardır. Siyasal Bilgiler Fakültesi diğer adıyla Mekteb-i Mülkiye (1859) 1949’da üniversite bünyesine dahil edilmiştir. Fakültelerinin tek çatı altında toplanmasıyla oluşturulmuş Ankara Üniversitesinde daha sonra diğer fakültelerin açılmasıyla ülkemizin ve dünyanın en saygın ve gelişmiş üniversitelerinden biri haline gelmiştir..Bir devlet üniversitesi olan 700’den fazla programı olan Ankara Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçe olmakla birlikte, İngilizce ve diğer dillerde uluslararası programlarda da eğitimler verilmektedir. Ankara Üniversitesinde 2020 yılı itibari ile 18 Fakülte , 11 Meslek Yüksek Okulu, 1 Devlet Konservatuarı, 14 enstitü ve biner yataklı 2 Üniversite Hastanesi bulunmakta olup, 70 bine yakın öğrenci vardır.
Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İBİŞ ; Sivil Toplum Kuruluşları hakkında görüşlerini ifade ederken; Ülkemiz de vatandaşların ortak bir amaç uğruna bir araya geldiği, buna bağlı olarak daha iyi yaşam şartları için gerekli faaliyetlerin kolektif ve bağımsız bir biçimde yürütüldüğü topluluk anlamına gelmektedir. “Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı ifade eder. STK, bir ülke de demokrasinin, yaşam standartlarının, birey ilişkilerinin, aktif ve sorumlu vatandaşlık bilincinin gelişmesinde önemli rol oynar. Akademisyenlerin yanı sıra gönüllü bireylerin de deneyimleri ile katkı verdikleri, maddi çıkarın gözetilmediği, dostlukların kurulduğu, acıların sevinçlerin paylaşıldığı, topluma yararlı bireylerin de kazandırıldığı ortak yerlerdir. Kısacası; STK, devletin bütünlüğü, insan hakları ve ötekileştirmeme ilkeleri esasında ülkeleri daha çağdaş ve demokratik hale getirme çabasındaki kurumdur diye tanımlamak istiyorum.
Bu tanımlamam sanıyorum Ankara Üniversitesinin STK’na bakış açısını da ortaya koyuyor. Hem üniversitemizin, hem toplumumuzun hem de ülkemizin kazanımı, gelişimi için STK ile güçlü işbirliği içinde olmamız gerekir. Bu bilinçle çaba gösteriyoruz. İster sosyal, ister kültürel, ister ekonomik, ister bilim amaçlı olsun tüm STK’nı ve onlarla işbirliğini önemsiyoruz. STK ile birlikte çalışmalar yapıyoruz.”diyor Sözlerinin devamında Ankara Üniversitesi, tüm bu söylediklerim temelinde bir düşünceye sahip. Sosyal sorumluluğun kendi sorumluluğu da olduğu bilincinde. Bunun için gıdadan sağlığa, eğitimden teknolojiye, doğadan insana, çocuktan yaşlıya kadar çok farklı konularda sosyal sorumluluk projeleri üretmek üzere kolları sıvadık. Öncelikli uygulamalarımız eğitim, çocuk, yaşlı, çevre, doğa. Bunları geliştirerek sürdüreceğiz. Dedi. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof.. Doktor Sayın Erkan İBİŞ ‘in aldığı ödül ve Beratlar bulunmaktadır. Bunların bazılarından bahsetmek gerekirse;
Takdim Edilen Ulusal Ödül ve Beratlar 2015 yılı : TÜSİAV tarafından “Sivil Toplum Dostu Beratı” 2017 yılı : Kızılcahamam Belediyesi tarafından “Fahri Hemşerilik” Beratı 2017 yılı : Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından “Sivil Toplum Dostu” Beratı : Beypazarı Beledisi tarafından “Fahri Hemşerilik” Beratı 2019 yılı : Ankara Gazeteciler ve Yazarlar Derneği tarafından “Ankara’ya Değer Katanlar” Ödülü 2019 yılı : Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından “Sivil Toplum Gönüllüsü” Beratı
Takdim Edilen Uluslararası Devlet Nişanları 2018 : Romanya Devleti tarafından tevdi edilen “Romanya Devlet Nişanı (Award of Merit) 2019 : İtalyan Cumhurbaşkanı tarafından tevdi edilen “İtalya Devlet Nişanı” (Commendatore) 2019 : Macaristan Cumhurbaşkanı tarafından tevdi edilen Macaristan Devlet Nişanı (Magyar ErdemrendTisztikeresztje)
Bilim Ödülleri
Genç Araştırmacı Ödülü, Türkiye Nükleer Tıp Derneği, 2018
Behçet Hastalığı Araştırma Ödülü, TÜBiTAK, 1999
Editörlük/Yayın Kurulu Üyeliği
TurkishJournal of MedicalSciences, TÜBİTAK
Journal of NuclearSciences, Ankara Üniversitesi
TurkishJournal of MedicalSciences, TÜBİTAK, Yayın Kurulu Üyeliği
Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri, Yayın Kurulu Üyeliği,
MolecularImagingandRadionuclideTherapy, Yayın Kurulu Üyeliği
Yükseköğretim ve Bilim Dergisi Yayın Kurulu Üyeliği
Bilişim-Eğitim-Sağlık sektörleri dahil olmak üzere daha bir çok platformda da sayısız ödüllerle taçlandırılan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.SayınErkan İBİŞ e ,Genel Başkanlığını yapmakta olduğum,Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu (ASTOP) tarafından , 2020 yılının Haziran ayının ilk haftasında düzenleyeceğimiz “YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ” takdim edilecektir.
Sinerjik ve iletişim odaklı bir yönetim anlayışını benimseyen Ankara Üniversitesi Rektörümüz , Prof.Dr.Erkan İBİŞ , takım ruhu ve liyakat tabanlı yaklaşımlara önem vermektedir. İyi oyunun “iyi kurallar kadar iyi oyuncularla” mümkün olabileceğine inanmakta ve bu doğrultuda çalışmaktadır.
Prof. Dr.Erkan İBİŞ’ in :
Ülkesine olan sevdası ,girişimci ruhu ,vefalı ve uzlaşmacı bilge kişiliği ,Eğitim Camiası başta olmak üzere Devlette ,Kamuda teknoloji ve Bilişim alanında, yaratıcılık özelliği gibi vasıfları ile toplumun sevgisini ve takdirini almış şahsiyeti ile , gelecek de de ,insanlık adına faydalı çoğu kapsamlı projeleri ,hayata kazandıracağını biliyorum. “Engin deneyim,bilgi,beceri,başarılarının Akademisyen ruhunun devam etmesinin,Ülkemiz adına Eğitim,Teknoloji,Sanayi,Bilişim ve iletişim alanlarında katacağı pozitif değerlerin”bilinci ile ;
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bu destan kökü bu topraklarda olan cesur insanların ruhuyla birlikte vatanını da satan mankurtlara galip gelişidir. Bu destan milletçe bir ve beraber olduğumuzda ne denli iri, diri, güçlü ve yenilmez olduğumuzun en son örneğidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de “Zaferin Adı Türkiye” temasıyla düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz destanının 9. yıl dönümünde Gazi Meclis’te olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Ateşten gömlek giydikleri o imtihan gecesinde olduğu gibi yine güçlü bir şekilde omuz omuza vermiş, birbirlerine sıkıca kenetlenmiş durumda olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seyrettikleri videoda o meşum geceyi bir kez daha hatırladıklarını, acıyla, hüzünle öfkeyle birlikte dayanışmayı cesareti ve direnişi de tekrar gözlerinin önünden geçirdiklerini ifade etti.
İstiklal ve istikbale sahip çıkan, bu uğurda canlarını feda eden aziz şehitlerin ruhları için Fatiha Suresi okuduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rabbim dualarımızı, kahraman şehitlerimizin ruhlarına nail eylesin. 15 Temmuz gecesi cesur ve vakur bir tavırla hainlere karşı duran, gövdesini siper edip o hayâsız akını durduran, baş verip ama işgalcilere baş eğmeyen tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Yine o gece canlarını ortaya koyarak vatanına, devletine, ezanına bayrağına sahip çıkan tüm gazilerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Darbe girişiminin ilk anlarından itibaren sokakları, caddeleri, meydanları dolduran, havalimanlarına akın eden, geleceğine ve iradesine sahip çıkan; zilleti esaret, şehadeti nimet bilen tüm vatandaşlarıma aynı şekilde şükran duygularımı ifade ediyorum. O gece eli yüreğinde bizler için dua eden, nerede olursa olsun tepkisini güçlü bir şekilde ortaya koyan yurt dışındaki 7 milyon vatandaşımıza, gönül coğrafyamızın dört bir tarafında bize destek olan, Türkiye ve Türk milleti için kaygılanan dost ve kardeşlerimize de minnettarlığımı iletiyorum.”
“TÜRKİYE’NİN TÜRKİYE’DEN BÜYÜK OLDUĞU HAKİKATİ, 15 TEMMUZ GECESİ BİR KEZ DAHA ANLAŞILMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gece İstanbul’da okunan ezanların, Bursa’da yükselen salaların, Üsküp’te, Bakü’de Kahire’de yankılandığını dile getirdi.
Pakistan’dan Endonezya’ya, Bosna’dan Somali’ye binlerce kilometre ötede ellerin Türkiye için, Türkiye’nin selameti, kurtuluşu için semaya kalktığını, duaların Türkiye için edildiğini, Kur’anların Türkiye için okunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Dost ve kardeşlerimiz, dualarıyla direnişlerimize, gözyaşlarıyla zaferimize ortak oldular. Ufku ve vicdanı dünyanın dört bir yanına uzanan bu mübarek toprakların ışığı, yeryüzünün farklı köşelerini de aydınlattı. O gece millet olmanın şuuruna bir kez daha erdik. O gece ümmet olmanın ne manaya geldiğini bir kez daha gördük. O gece cihanşümul kardeşliğimizin sırrına bir kez daha vakıf olduk. Türkiye’nin Türkiye’den büyük olduğu hakikati, 15 Temmuz gecesi bir kez daha hem de çok güçlü bir şekilde anlaşılmıştır. Asırlardır şehit kanlarıyla sulanan bu topraklar, tarihe yön veren destanların yazıldığı topraklardır. Engin birikimiyle, müstesna seciyesiyle, taşıdığı güçlü imanla bu millet, tam bin yıldır mazlumlara umut, düşmanlara korku veren bir millettir. İşte o millet Çanakkale ve Millî Mücadele’den sonra 15 Temmuz gecesi canıyla, kanıyla, bütün varlığıyla kıyamete kadar iftiharla anılacak şanlı bir destan yazmıştır.”
Bu destanın, çıplak ellerin tanklara, uçaklara, bombalara karşı zaferi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu destan kökü bu topraklarda olan cesur insanların, ruhuyla birlikte vatanını da satan mankurtlara galip gelişidir. Bu destan milletçe bir ve beraber olduğumuzda ne denli iri, diri, güçlü ve yenilmez olduğumuzun en son örneğidir. Son nefesini 10 bin kilometre ötede vatansız olarak verdikten sonra tam da cibilliyetine yakışır şekilde bir çukura atılan FETÖ elebaşının kurduğu tuzak, 15 Temmuz gecesi milletimizin dik duruşuyla, cesur duruşuyla, kahramanca direnişiyle darmadağın olmuştur. FETÖ’cülerin ülkemizi sürüklemek istediği kirli bataklık, o gece sabaha kadar verilen kararlı mücadeleyle ebediyen kurutulmuştur. Milletimiz, göğsünü kurşunlara siper ederek sadece hain darbeyi boşa çıkarmakla kalmamış, aynı zamanda bir işgal girişimini de püskürtmüştür” diye konuştu.
“O GECE AKI DA KARASI DA GEÇİTTE BELLİ OLMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi, hem devlet hem de millet olarak alnımızın akıyla verdiğimiz zorlu sınav, tarihimizin en kritik dönemeçlerinden biri oldu” ifadesini kullandı.
O gece uğranılan büyük ihanetin tarihte eşinin benzerinin olmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “15 Temmuz milletimiz için bir turnusol kâğıdı vazifesi gördü. Atalarımızın sözüyle ifade edersek, o gece akı da karası da geçitte belli olmuştur. Bir yanda milletimiz tanklara, uçaklara, mermilere karşı kahramanca direnirken, diğer yanda birileri ‘geç bile kalınmıştı’ diyordu. Şehitlerimiz, gazilerimiz, bu milletin öz evlatları, asker üniforması giymiş teröristlere geçit vermezken kimileri bu kutlu direnişe ‘tiyatro’ diyor, ‘oyun’ diyor, ‘senaryo’ diyor; ahlaksızca ‘kontrollü darbe’ iftirası atıyordu. Birileri de güvenli evlerde, önlerine koyulan keyif kahvelerini yudumlayarak bekle gör stratejisi izliyordu. Bunları ve çok daha fazlasını o gece hep beraber yaşadık. Üstat Necip Fazıl’ın ‘Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir’ mısralarında anlamını bulan o derin tenakuza birlikte şahitlik ettik. Meydanlara koşanlar ile bankamatiklere koşanları, çıplak elleriyle darbeye direnenler ile darbecileri elleri patlayıncaya kadar alkışlayanları, gün vatana sahip çıkma günüdür diye öne atılanlar ile pusuya yatıp kimin kazanacağının hesabını yapanları gördük, yaşadık, bizzat tecrübe ettik. Şundan kimsenin şüphesi olmasın. Tüm bunlar, milletimizin hafızasında silinmemek üzere yerlerini almıştır. Darbeye alkış tutanlar, 15 Temmuz’da yazılan şanlı destana gölge düşürmeye çalışanlar, milletin zaferine çamur atanlar ve gidişata göre pozisyon alanlar emin olun daima utançla anılacaklardır. O gece burada bu yüce çatı altında millî iradeye sahip çıkanların isimleri de aynı şekilde milletimizin kalbine altın harflerle nakşedilmiştir.”
“EZELİ VE EBEDİ KARDEŞLİĞİMİZE GÜVENİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin sokakta kahramanca istiklalini savunurken milletvekillerinin de Meclis’te demokrasiye, milletin muazzez iradesine canları pahasına sahip çıktığını söyledi.
“Gazi Meclis’in şanına yaraşır bir şekilde tıpkı Millî Mücadele günlerinde olduğu gibi milletin emanetine gölge düşürmediniz. Siyasi parti ayırmaksızın o gece milletin istiklal ve istikbal mücadelesine destek olan tüm milletvekillerimize şahsım, milletim adına teşekkür ediyor, Cenabı Allah hepinizden razı olsun, diyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunu da çok açık ve net ifade etmek durumundayım; şehitlerimizin fedakârlıkları asla boşa gitmedi ve gitmeyecek. Gazilerimizin mücadeleleri asla boşa gitmedi ve gitmeyecek. Adım adım inşa ettiğimiz Terörsüz Türkiye inşallah onların eseri olacaktır. Ülkemiz yarım asırlık terör boyunduruğundan kurtuldukça her alanda şahlanışa geçecek; ekonomide, savunmada, kalkınmada, güvenlikte, iç ve dış politikada yepyeni bir dönem başlayacak. Terörsüz Türkiye, terörsüz bölgeye giden sürecin kilidini açacak. Türkiye Yüzyılı’nın inşası daha da hızlanacak. Çok kutuplu dünyada Türkiye’miz yeni bir kutup başı olarak inşallah hak ettiği yeri alacaktır. Bundan asla ve asla şüphe duymuyoruz. Çünkü biz milletimize güveniyoruz. Ezeli ve ebedi kardeşliğimize güveniyoruz. Demokrasimizin sorun çözme kapasitesine sonuna kadar güveniyoruz. TBMM’nin tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi tüm farklılıkları bir yana bırakıp dayanışma içinde ülkemizin terörden kurtulma mücadelesine de güçlü destek vereceğine yürekten inanıyorum.”
15 Temmuz şehitleriyle birlikte tüm şehitleri yâd eden ve gazilere hayırlı ömür temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiklaline aşık, böyle asil, aziz ve cesur bir millete hizmetkarlık yapmayı bizlere nasip eden Rabbime sonsuz hamdediyorum” dedi.
Törenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Meclis Başkanvekili Celal Adan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve eski Başbakan Tansu Çiller ile bir süre sohbet etti.
FETÖ; dini istismar ederek İslam diniyle alakası olmayan yeni bir siyasi, ekonomik ve toplumsal düzen kurmayı amaçlayan yasadışı bir yapılanmadır. Baskı, şantaj, tehdit, suikast, kumpas, casusluk, kara para aklama, yargı gücünü çıkarı için kullanma gibi pek çok suç teşkil eden faaliyet yürüten FETÖ, 15 Temmuz hain darbe girişiminde daha da ileri giderek milletimizin egemenlik haklarına, demokrasimize ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine doğrudan ve açıktan bir saldırı gerçekleştirmiştir.
15 TEMMUZ
15 Temmuz, milletimizin kararlılığıyla yazılan onurlu bir direnişin ve ölümsüz bir zaferin adıdır. Ve o zaferin adı, hiç şüphesiz Türkiye’dir. Cesaret timsali yürekler o gece, tanklara karşı dimdik durmuş, kurşunlara yürümüş, bölünmez bir bütün olarak karanlığa geçit vermemiştir.
Canı pahasına istiklâlini savunan bu yüce duruş, vatan toprağına imanla kazınmış bir iradenin ifadesidir.
Bu büyük birlik ve beraberliğin ilelebet sürmesini diliyor, aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz.
GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE
“Bir FETÖ’cü nasıl anlaşılır? “
Yalan söylemekte, Kumpas kurmakta, Dikizlemekte, Devlet imkanlarını örgüt için kullanmakta, Kamu ve insanların malına konmakta, adam öldürmekte uzmandır bunlar! merhamet ve vicdanları yoktur Makam mevki ve para için her şeyi yaparlar Hak yediler Soru çaldılar, insanlara kumpas kurdular, özellerini teşhir ettiler, o görüntülerle tüm istediklerini aldılar. İşyerlerine Kamu kurumlarına sitelere evlere kameralar kurdular hem insanları izlediler hem dinlediler insanların özel hayatlarına girdiler evlerine gizli kameralar kurdular bu yolla insanları ,şirketleri ,tehdit ettiler .her türlü yolsuzluğu yaptılar Bunlar ne kadar insanlık suçu varsa işledi hala işlemeye devam ediyorlar 40 yıl boyunca sinsi sinsi örgütlendiler. Suçsuz insanları kumpas kurup hapse attırdılar merhametsizler Türkiye’nin ve şirketlerin sırlarını sattılar Casusluk yaptılar. Devleti ele geçirmek için her şeyi yaptılar. Kaç masum insanın yuvasını yıktılar kim bilir? Nice esnafı iflas ettirdiler kurdukları kumpaslarla Mallarını ele geçirdiler Paravan holding ler kurdular insanların Mallarına el kondular. Karşı çıkanı da ölüme yolladılar… Vicdandan yoksun, gaddar, zalim merhamet yoksunudur bunlar Her türlü iftirayı atabilecek, her yalanı söyleyebilecek kadar zalimdirler. FETÖ terör örgütü kadar zalim, başka bir çete ne duyduk ne gördük! “FETÖ’ye bağlı Takım elbiseli Ticari teröristler”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin 68 gün boyunca 90 bin kilometre yol kat edeceğini ve 100 binden fazla yolcuyu taşıyacağını bildirdi. Bakan Uraloğlu, “Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak. Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zaferin Adı Türkiye” temalı “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Treni’nin uğurlama töreninde konuştu. Bakan Uraloğlu, milletin tarihine altın harflerle kazınmış bir destanı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü anmak ve bu şuuru gelecek nesillere taşımak için bir araya geldiklerini kaydetti.
15 Temmuz 2016 gecesinin, bu toprakların gördüğü en karanlık gecelerden biri olduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Hain FETÖ mensupları, bu aziz milletin iradesine, bağımsızlığına ve geleceğine kastettiler. Tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle, milletin silahını millete doğrulttular. Millet Meclisi’mizi bombaladılar, sokaklarda masum canlara kıydılar. Ama unuttukları bir şey vardı: Bu millet, söz konusu vatan olduğunda, canını bir an bile düşünmeden feda eder! O gece, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Milletimizi meydanlara davet ediyorum!’ çağrısıyla, milyonlar sokağa döküldü. Kadın, erkek, genç, yaşlı demeden, ellerinde bayrakları, yüreklerinde imanları, tek bir ses oldular: Ya istiklal ya ölüm!”
“Bu Millet, Tankların Gücüne Değil, İmanının Gücüne İnandı”
TÜRKSAT’ta Ahmet Özsoy ve Ali Karslı gibi kahramanların, hainlerin yayınları kesme girişimini canları pahasına engellediğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Cumhurbaşkanımızın sesi milletimize ulaştı, milletimiz iradesine sahip çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın o tarihi gecede söylediği gibi: ‘Bu millet, tankların gücüne değil, imanının gücüne inandı!’ İşte o iman, o kararlılık, 40 yıllık hain planları bir gecede yerle bir etti. 15 Temmuz, milletimizin yeniden diriliş destanıdır. Bu destan, ‘Zaferin adı Türkiye’ diye yazılmıştır!” dedi.
68 Gün Boyunca 90 Bin Kilometre Yol Kat Edecek
Bu destanı yaşatmak, o geceki ruhu yeniden hissettirmek için, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TCDD Taşımacılık Genel Müdürlüğü eliyle giydirilen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Treni’ni uğurladıklarını belirten Bakan Uraloğlu, trenin 68 gün boyunca, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Eskişehir, Konya-İstanbul, Eskişehir-İstanbul ve Ankara-Karaman hatlarında, tam 90 bin kilometre yol kat edeceğini söyledi. Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“100 binden fazla yolcuyu taşıyarak, geçtiği her istasyonda, her şehirde, her yürekte 15 Temmuz’un ruhunu yeniden canlandıracak. Bu tren, sadece yolcu taşımayacak; aynı zamanda birliği, dirliği, vatan sevgisini ve millet iradesini taşıyacak.”
Güzergâhında; Ankara, Eskişehir, Konya, Karaman, Bilecik, İzmit ve İstanbul’da milyonlarca vatandaşın, trenin üzerindeki mesajlarla o kahramanlık destanını bir kez daha yâd edeceğini dile getiren Bakan Uraloğlu, “Trenlerimizde gösterilecek videolar ve asılacak afişler, bu büyük zaferi ve alınacak dersleri nesilden nesle aktaracak.” açıklamasında bulundu.
“Milletimizin Yolunu Açmanın Gururunu Yaşıyoruz”
15 Temmuz’un, ikinci Kurtuluş Savaşı olduğunu söyleyen Bakan Uraloğlu, o gece, milletin bir kahramanlık destanı yazarak; 251 vatan evladının şehadet şerbeti içtiğini 2 bin 740 gazinin ise bu büyük zaferin simgesi olduğunu kaydett. Bakan Uraloğlu, “Onlar, bu vatanın istiklalini, çocuklarımızın geleceğini, milletimizin onurunu korudu. Bizler de demiryollarımızın 168 yıllık köklü mirasıyla bu aziz vatanın her karışına hizmet etmenin, milletimizin yolunu açmanın gururunu yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’un adsız kahramanlarını, vatan için can veren tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anan ve gazilere şükranlarını sunan Uraloğlu, “Cenab-ı Allah bu millete bir daha böyle acılar yaşatmasın. Birliğimiz, dirliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun. ‘Zaferin Adı Türkiye!’ diyerek, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Trenimizin yolunun açık olmasını diliyor, tüm yolcularımıza hayırlı yolculuklar diliyorum. Yolumuz ve bahtımız açık olsun.” dedi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.