Türk İş Dünyası - 2008

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin maruz kaldığı virüs tehdidinin en kısa sürede bertaraf edilmesi için devlet olarak tüm imkânlarımızı seferber ettik”

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Ülkemizin maruz kaldığı virüs tehdidinin en kısa sürede bertaraf edilmesi için devlet olarak tüm imkânlarımızı seferber ettik. Bu süreçte en büyük görev fert fert milletimize düşüyor. Milletimin her bir ferdinden ricam, Kovid-19 tehdidi geçene kadar mümkün olduğu kadar evlerinden çıkmamalarıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni tip Koronavirüsle (Kovid-19) mücadele kapsamında Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı’nın ardından, millete seslenerek, alınan kararları kamuoyuna açıkladı.

Kamuoyu ile canlı olarak paylaşılan toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum.

Sözlerimin hemen başında Çanakkale Deniz Zaferimizin 105. yıl dönümünde aziz şehitlerimizi bir kez daha hürmetle yâd ediyorum. Bu vesileyle, asırlardır ülkemizin bağımsızlığı için canlarını feda eden bütün şühedaya, terörle mücadelede 15 Temmuz’da ve sınır ötesi harekâtlarımızda şehit düşen tüm güvenlik güçlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

Çanakkale Savaşlarının muzaffer komutanı, İstiklal Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını da burada rahmetle yâd ediyorum. Rabbim şehitlerimizin makamlarını âli, mekânlarını Cennet eylesin. Rabbim bizi şehitlerimizin kutlu yolundan ayırmasın.

“SALGINLAR, AYNI ZAMANDA BÜYÜK SİYASİ, SOSYAL VE EKONOMİK DÖNÜŞÜMLERİN DE TETİKLEYİCİSİ OLMUŞTUR”

Aziz milletim, değerli basın mensupları; insanlık tarihi boyunca her dönemde salgın hastalıklar ve tabii felaketler çok ciddi can kayıplarına yol açmıştır. Tarih kitaplarında Avrupa nüfusunun 3’te 1’iyle 3’te 2’si arasında bir bölümünün ölümüyle sonuçlanan salgın hastalıklardan söz ediliyor. Aynı şekilde kendi tarihimizde de İstanbul nüfusunun yarısına yakınının hayatını kaybettiği salgınlarla ilgili bilgilere rastlıyoruz.

Dünyada ağır sonuçları olan salgınlar, aynı zamanda büyük siyasi, sosyal, ekonomik dönüşümlerin de tetikleyicisi olmuştur. Osmanlı’nın Avrupa’yı fethi ve Rönesans başta olmak üzere insanlık tarihine damga vuran pek çok hadisede bu sürecin izlerini görmek mümkündür. Yakın zamanda da dünyamız 2002 yılında SARS ve 2012 yılında MERS adı verilen salgın hastalıklarla hatırlayalım mücadele etmiştir. Ayrıca, dünyamız 2009 yılındaki domuz gribi, 2014’teki Ebola salgını, 2016’daki Zika virüsü gibi tehditlerle yüzleşmişti. Koruyucu sağlık ve tedavi hizmetleriyle ilaç sektöründe yaşanan gelişmeler virüs salgınlarının eskisi kadar büyük can kayıplarına yol açmasının önüne geçmektedir. Nitekim şu anda dünyada insan ölümlerine yol açan hastalıklar arasında bu tür salgınların payı oldukça düşüktür. Ancak, önüne geçilmediği takdirde salgın hastalıkların kitlesel ölümlere yol açma tehlikesi hâlâ vardır. Bunun için de her türlü salgın hastalığa karşı hızlı ve etkin önlemler alınması gerekiyor.

“TÜRKİYE BU SÜRECE OLABİLECEK EN HAZIRLIKLI ŞEKİLDE YAKALANMIŞTIR”

Özellikle son aylarda hep birlikte şahit olduğumuz gelişmeleri bu perspektiften değerlendiriyoruz. Yaşadığımız sürecin insanlık üzerinde ne gibi sonuçlar ortaya çıkartacağını henüz bilemiyoruz. Sanayileşme, ardından gelen teknoloji ve bilgi devrimleriyle şekillenen bugünkü dünyanın nasıl bir geleceğe evrileceğini kestirmek şu anda zordur. Ancak, artık hiçbir şeyin eskisi gibi gitmeyeceği, gidemeyeceği de açıkça ortadadır. Küresel ekonomik, siyasi ve sosyal düzende köklü değişiklikler yaşanması muhtemel yeni bir döneme giriyoruz. Türkiye’nin bu fotoğrafı özellikle kendi içinde avantajlı bir yerde durdurarak oraya bunu döndürmesi şarttır.

Özellikle son 17 yılda ülkemizin temel hizmet alanlarında ve altyapısında gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşüm sayesinde hamdolsun Türkiye bu sürece olabilecek en hazırlıklı şekilde yakalanmıştır. Ülkemizin uyguladığı dengeli politikalar bir yandan özel sektörün üretim gücünü desteklerden, diğer yandan eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi alanlardaki hizmetlerin kamu garantisiyle kesintisiz sürmesini sağlamıştır. Batı ülkeleri ise yıllarca tüm temel kamu hizmetlerini görünüşte özel sektöre terk ederek, ama aslında başından savarak vatandaşını adeta sahipsiz bırakmıştır. Daha düne kadar liberalizmin en hararetli savunucusu olan kimi Avrupa ülkeleri, bugün hastaneleri ve diğer kimi temel hizmet kurumlarını devletleştirmeye başladı. İnsan hakları savunuculuğunu kimseye bırakmayan kimi ülkelerin de salgını kendi hâline bırakarak, ölen ölür, kalan sağlar ile devam ederiz anlayışıyla hareket ettiğini görüyoruz. Kriz derinleştikçe bu tür tartışmalar da atacaktır.

Yaşadığımız süreci, gerisindeki bu derin arka planı ve belirsiz geleceği göz önünde bulundurarak değerlendirmemiz gerekiyor. Bir yandan önümüzdeki sorunun çözümü için gayret edecek, diğer yandan da geleceğimizi en güçlü şekilde inşa etmenin mücadelesini vereceğiz. Bunun için büyük ve güçlü Türkiye hedefimize, 2053 ve 2071 vizyonlarımıza olan bağlılığımızı artırarak hep birlikte daha çok çalışacağız. Dünyanın yöneldiği istikamette önceden mesafe kat etmiş bir ülke olarak inşallah 21. asra Türkiye’nin asrı hâline getireceğiz.

KORONAVİRÜS SALGINI

Aziz milletim, değerli basın mensupları; bilindiği gibi yeni Koronavirüs veya Kovid-19 hastalığı ilk olarak 2019 yılı Aralık ayında Çin’in Wuhan şehrinde tespit edildi. Ocak ayının birinci yarısında hastalığın tam teşhisinin konmasının ardından ilk ölüm haberi geldi. Hemen ardından hastalık Tayland, Japonya ve Amerika’da da görüldü. Ocak ayının son haftasında Çin yöntemi Wuhan’dan başlayarak virüsün görüldüğü şehirleri karantinaya almaya başladı. Kovid-19 Avrupa’da ilk olarak 27 Ocak’ta Fransa’da tespit edildi, Dünya Sağlık Örgütü Ocak ayının sonunda acil durum ilan etmeye karar verdi.

Şubat ayı başında Çin’de ölümler hızla artarken, Avusturalya, Kanada, Almanya, Singapur, Birleşik Arap Emirlikleri, Vietnam, Filipinler gibi ülkelerden yeni vaka haberleri geldi. Yolcu gemilerinden sınır kapılarına, uçaklardan trenlere kadar tüm ulaşım araçlarında karantina tedbirleri yaygınlaştırılmaya başlandı. Şubat 10’una gelindiğinde Kovid-19 teşhisi konanların sayısı 40 bini geçerken ölenlerin sayısı 1000’e yaklaştı ve SARS salgınındaki can kaybını geride bıraktı.

Filipinler, Japonya, Fransa, Güney Kore gibi Çin dışındaki ülkelerde de ölümlerin başlamasıyla salgının dünya çapındaki faturası ağırlaştı. Şubat’ın üçüncü haftasında İran’da ve hemen ardından İtalya’da virüs salgınının hızla yayıldığı görüldü. Şubat’ın son haftasında virüs Güney Asya’dan Kuzey Avrupa’ya kadar geniş bir alanı etkisi altına almıştı. Suudi Arabistan 27 Şubat itibariyle umre ziyaretlerini askıya aldığını açıkladı. Mart’ın ilk haftasında İran’daki, ikinci haftasında ise İtalya’daki ölümler dikkat çekici şekilde arttı.

Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart’la dünya çapında Koronavirüs pandemisi, yani salgını ilan etti. Pek çok ülke hava yolu ulaşımı başta olmak üzere sınırlarını insan trafiğine kapatmaya yönelik tedbirler aldı. Aynı şekilde insanların günlük hayatlarında evlerinde kalmalarını sağlamaya yönelik pek çok önlemler açıklandı.

Bugün itibariyle dünyada Kovid-19 hastalığı teşhis edilen kişi sayısı, burası çok önemli, 200 bine, bu hastalıktan dolayı ölen kişi sayısı ise 8 bine yaklaşmıştır. Hastalık teşhisi konanlardan 80 bini iyileşirken, kalanlarının tedavisi sürmektedir.

“TÜRKİYE, TEDBİRLERİ SÜRATLE HAYATA GEÇİRDİ”

Aziz milletim, değerli basın mensupları; her ülke Kovid-19 tehdidine karşı farklı tedbirlerle şüphesiz ki mücadele etmektedir. Kimi hızla sınırlarını kapatıp sıkı karantina yöntemlerine başvururken, kimileri de hastalığın serbestçe seyrine izin vererek doğal bağışıklık sistemini harekete geçirmeyi tercih etmektedir.

Türkiye en başından itibaren bu hastalıkla ilgili gelişmeleri yakından izlemiş, tedbirlerini de süratle alarak hayata geçirmiştir. Henüz işin çok başında, 6 Ocak’ta Sağlık Bakanlığımız bünyesinde bir operasyon merkezi, 10 Ocak’ta da Bilim Kurulu oluşturarak gelişmeleri anbean takibe aldık.

14 Ocak’ta Kovid-19 hastalığı rehberinin ilk versiyonunu hazırlayarak konuyla ilgili herkesi teşhisten tedaviye kadar tüm süreçlerle ilgili bilgilendirdik.

20 Ocak’tan itibaren hastalığın görüldüğü Çin’in Wuhan şehri, Hong Kong, Hindistan, Endonezya, Malezya, Myanmar,  Filipinler, Singapur, Tayland, Tayvan, Amerika, Rusya ve Vietnam’dan gelen tüm yolcuları ülkemize girişte taramadan geçirmeye başladık.

YÖK’ten ve 12 üniversiteden akademisyenlerin katılımıyla oluşturulan Bilim Kurulumuzun belirlediği tedbirlerin ilgili kurumlar tarafından süratle hayata geçirilmesini temin ettik.

27 Ocak’ta Dışişleri Bakanlığımız seyahat uyarılarını yayınlamaya başladı. 1 Ocak’ta Dışişleri, Sağlık ve Millî Savunma Bakanlıklarımızın iş birliğiyle Çin’in Wuhan kentindeki vatandaşlarımızı askerî bir uçakla ülkemize getirerek karantinaya aldık. Karantina sonunda bu yolculardan hiçbirinde hamdolsun virüs çıkmadı.

Riskli bölgelere yapılan tüm uçuşlarda yolcuların termal kamerayla taranması ve uçakta bilgilendirilmesi işlemine geçtik. 3 Şubat’ta Çin’e olan tüm uçuşları durdurduk. Bu tarihten sonra da aşamalı olarak önlemleri genişlettik. 23 Şubat’ta hastalığın ortaya çıktığı ve yayılmaya başladığı İran’dan ülkemize olan tüm hava, kara ve demir yolu geçişlerini kapattık. 27 Şubat’ta İran, Irak ve Gürcistan’la olan 8 sınır kapımızda sahra hastaneleri kurduk. 29 Şubat’ta İtalya ile ülkemiz arasındaki tüm yolcu trafiğini durdurduk. 2 Mart’ta umreden dönen herkesin sağlık muayenesinden geçirilmesini kararlaştırdık ve vatandaşlarımıza 14 günlük karantina kuralına uymalarını tavsiye ettik. 6 Mart’ta son 14 gün içerisinde İtalya’da bulunan yabancı uyrukluların ülkemize girişini yasakladık, ülkemiz vatandaşları için de 14 günlük evde karantina zorunluluğunu getirdik. 10 Mart’ta Sağlık Bakanımız ülkemizde ilk defa Avrupa’dan gelen bir vatandaşımızda Kovid-19 testinin pozitif çıktığı bilgisini kamuoyuyla paylaştı. Ben de kendilerine Allah’tan rahmet diliyorum.

“BÜTÜN HEDEFİMİZ İNSAN HAYATIDIR”

12 Mart’ta şahsımın Başkanlığında yapılan toplantıda oldukça önemli tedbirler alarak hemen uygulamaya geçirdik. Bunlar arasında, okulların tatil edilmesi ve uzaktan eğitime geçilmesi, kamu çalışanlarının yurt dışı görevlerinin ertelenmesi, spor müsabakalarının seyircisiz oynanması gibi hususlar da yer alıyordu. Birileri farklı şeyler söyleyebilir, değerli kardeşlerim, bizim bütün hedefimiz insan hayatıdır. Altyapısı uygun mesleki ve teknik Anadolu liselerimizi dezenfektan ve cerrahi maske üretim yapabilecek hâle getirdik. Uzaktan eğitimi hem internet, hem televizyon aracılığıyla vererek tüm çocuklarımızın erişebilmesini imkân sağladık. Haziran ayında yapılacak liselere geçiş sınavı ve üniversiteye giriş sınavının soru hazırlıkları da tatil süreleri göz önünde bulundurularak yapılacaktır. Gelişmelere göre bu sınavları da ileri bir tarihe ertelemeyi gündemimize alabiliriz.

Bu vesileyle, bugün 20 bin öğretmenimizin daha atamasını gerçekleştirdiğimizin müjdesini milletimizle paylaşmak istiyorum, hayırlı olsun. Hani diyorlar ya işte istihdam durdu? 20 bin öğretmen, hayırlı olsun dedik.

13 Mart’ta ülkemizdeki vaka sayısı 5’e çıktı. Aynı gün yine şahsımın başkanlığında yapılan kapsamlı bir toplantıda yeni kararlar aldık; Almanya, Fransa ve İspanya dâhil 9 Avrupa ülkesiyle olan hava yolu ulaşımını durdurduk. Hastanelere ziyaretçi sınırlaması getirdik. Kamuda çalışan hamilelere, süt izninde olanlara, engellilere ve 60 yaş üzeri personele 12 gün idari izin verdik. Özel kreşleri, gündüz bakımevlerini, özel çocuk kulüplerini takip ettik. Kışlalardaki askerlerin çarşı izinlerini durdurduk. Ceza infaz kurumlarındaki görüşler ile nakillere ara verdik. Acil olmayan duruşmaların ve diğer adli işlemlerin ertelenmesinin de yolunu açtık. Kültür, sanat faaliyetlerini nisan sonuna kadar erteledik. İlaçları rapora bağlı yaşlıların ve kronik hastalığı olanların rapor süresi bitiminde hastaneye gitmeden ilaçlarını almaya devam edebilmelerine imkân tanıdık. Nisan ayı sonuna kadar programlanan tüm ulusal ve uluslararası bilimsel faaliyetleri, açık-kapalı toplantıları, kongreleri, konferansları, askerî tatbikatları, bedelli askerlik celplerini tehir ettik.

İLK AŞAMADA ALINAN TEDBİRLER

İhracatçılarımızın alınan önlemlerden etkilenmemesi için gümrük kapılarında gereken her türlü tedbiri aldık. Salgının yaygın olduğu İran üzerinden yapılan Orta Asya ihracatlarının tır güzergâhlarını Gürcistan ve Azerbaycan’a yönlendirdik. Bakü-Tiflis-Kars demir yolundan yapılan seferleri günlük 2500 tondan 6000 tona çıkartacak çalışmaları başlattık. İtalya ve Fransa’ya yapılan Ro-Ro seferlerini insan teması olmaksızın gerçekleşir hâle getirdik.

Vatandaşlarımıza fahiş fiyatlarla mal satmaya çalışan firmalara özellikle bütün birimlerimizi devreye sokarak denetimlerimizi yoğunlaştırdık, cezai müeyyideleri de etkinleştirdik.

İş dünyasıyla ortaya çıkan yeni durum karşısında alınabilecek tedbirleri sürekli istişare ettik ve çözümleri hızla hayata geçirdik.

14 Mart’ta umreden dönen bir vatandaşımız yeni vaka olarak o da kayıtlara geçti. 15 Mart’ta umreden dönen vatandaşlarımızın öğrenci yurtlarında karantinaya alınması uygulamasını başlattık, sadece Ankara ve Konya’da umreden dönen 10 bin 330 vatandaşımızı karantinaya aldık.

Bar, gazino, gece kulübü gibi eğlence yerleriyle müze ve kütüphanelerin faaliyetlerini durdurduk.

Aynı gün Avrupa’dan ve Amerika’dan gelen yeni vakaların belirlenmesiyle Kovid-19 teşhisi konan hasta sayısı 18’e ulaştı.

16 Mart’ta uçuşların durdurulduğu ülkelerden gelen her vatandaşımızın 14 gün karantinada tutulmasını kararlaştırdık.

Diyanet İşleri Başkanlığımız Cuma namazlarının ve vakit namazlarının cemaatle kılınmayacağını, herkesin namazını evinde veya isterse camide ferdi olarak eda edebileceğini Din İşleri Yüksek Kurulunun kararı olarak Başkanımız açıkladı.  Böylece yaşları sebebiyle en yüksek risk grubunda bulunan cami cemaatinin korunması konusunda önemli bir adımı atmış olduk.

İnsanların toplu olarak bulunduğu kahvehane, kafe, gazino, sinema, tiyatro, konser salonu, düğün salonu, hamam, spor salonu, internet kafe, kapalı çocuk oyun alanı, taziye evi gibi mekânların faaliyetlerine geçici süreyle ara vermesini kararlaştırdık.

Genel kurullar ve eğitim çalışmaları gibi insanların zorunlu olarak bir araya geldiği faaliyetleri de erteledik. Ben partimin bu noktadaki bütün faaliyetlerini şu anda MYK, MKYK bunların hepsini erteledik.

Hızlı sonuç veren Kovid-19 testlerinin yapıldığı laboratuvar sayısının 4’ten 16’ya çıkartılmasına karar verdik ve bu gerçekleşti.

17 Mart’ta İngiltere ve Suudi Arabistan’ın da aralarında bulunduğu 6 ülkenin daha ilavesiyle uçuş yasağı koyduğumuz ülke sayısı 20’ye ulaştı.

Sağlık Bakanımız da Kovid-19 teşhisi konulan kişi sayısının 47’ye yükseldiğini kamuoyuyla paylaştı. Dün itibariyle Kovid-19 teşhisi konan hastalarımızın sayısı 98’e çıkarken, maalesef 89 yaşında bir vatandaşımızı da kaybettik.

Bu süreçte Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklar olarak aldığımız tedbirlere destek veren, ikazlara riayet eden, meseleye ahlaklı ve vicdanlı bir şekilde yaklaşan herkese şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK GÜCÜ BİRLİĞİ VE BERABERLİĞİDİR”

Elbette bu süreçte adeta virüs ülkemize gelmekte niye geç kaldı diye dizlerini dövenler, yalan haberlerle milletimizin moralinizi bozmaya, kaos çıkarmaya çalışanlar da çıktı. Ama milletimizle birlikte ülkemize yönelik her saldırıyı nasıl dirayet ve kararlıkla göğüslemişsek, bu sıkıntıyı da aynı şekilde karşıladık. Ellerini ovuşturarak bu virüsün ülkemizi esir almasını bekleyen muhterislere aradıkları fırsatı vermedik, vermeyeceğiz. Hep söylediğimiz gibi, Türkiye’nin en büyük gücü birliğidir, beraberliğidir, kardeşliğidir. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu sıkıntılı süreci de bırakınız tökezlemeyi veya yıkılmayı, daha da güçlenerek atlatacağımıza tüm kalbimle inanıyorum.

Aziz milletim, değerli basın mensupları; biz önce insan diyen öyle bir medeniyetin, insanı yaşat ki devlet yaşasın diyen bir kültürün mensuplarıyız. Bunun için aldığımız her tedbir insanlarımızın hayatını ve geleceğini korumaya yöneliktir. Bu tür hastalıklar pek çok insanın farkında olmadan virüse maruz kalması ve yine farkında olmadan virüsü başkalarına bulaştırmasıyla yayılıyor. Sağlıklı insanlar hastalığı rahatça atlatırken, herhangi bir rahatsızlığı olan, bağışıklık sistemi zayıf kişiler ölümcül sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyor. Henüz aşısı ve kesin tedavisi olmayan bu hastalıktan en iyi korunma yolu, virüsün bulaşmasını engellemektir.

“TEDBİRLER SALGIN RİSKİ ORTADAN KALKANA KADAR GEÇİCİ OLARAK UYGULANACAKTIR”

Alınan ve tavsiye edilen tedbirlerin tamamı hem kendimizin, hem de diğer insanların sağlığını koruma amaçlıdır. Kovid-19 hastalığından en iyi korunma yöntemi, herkesin kendi kendine alacağı tedbirler. Hiç kimse bencilliği veya özensizliği sebebiyle tüm toplumun sağlığını tehlikeye atma hakkına sahip değildir. Toplumun tamamının sağlığı ve huzuru için bireyler olarak her birimizin fedakârlıkta bulunma sorumluluğu vardır. Dünyadaki diğer ülkeler gibi Türkiye’deki tedbirler de salgın riski ortadan kalkana kadar geçici olarak uygulanacaktır.

Açıklanan tedbirlere hep birlikte hassasiyetle riayet edersek, evde kalma süresini 3 haftayla sınırlı tutabiliriz. Bu süreçte en çok hassasiyet göstermemiz gereken husus bireysel temizliğimize ve diğer unsurlar, bunun yanında diğer insanlarla olan mesafemize dikkat etmektir. Bilim insanları Kovid-19 virüsüne karşı en etkili tedbirin temizlik olduğu konusunda hemfikirler. Hem inancımızda, hem kültürümüzde, kalp temizliği yanında vücut temizliği, hane temizliği, çevre temizliği de çok büyük önem taşır. Temizliğin imandan geldiği öğüdüne uygun şekilde günde 5 vakit elini yüzünü, kollarını, başını ayaklarını yıkayan kişi İslami olarak da, tıbbi olarak da en ideal temizliği yapan kişidir.

Kültürümüzde musafahalaşmak, sarılmak, küçüklerin yüzlerinden, büyüklerin ellerinden öpmek elbette önemli bir yer tutar. Zira sevgisini dokunarak göstermeyi seven bir milletiz, ancak yaşadığımız süreç bir müddet buna ara vermemizi gerektiriyor. Salgın tehlikesi tamamen ortadan kalkana kadar sevgimizi yüreğimizle göstermekle ve dilimizle ifade etmekle yetineceğiz, onun için gönül selamı.

“MİLLETİMİN HER BİR FERDİNDEN RİCAM, KOVİD-19 TEHDİDİ GEÇENE KADAR MÜMKÜN OLDUĞU KADAR EVLERİNDEN ÇIKMAMALARIDIR”

Peygamber Efendimiz veba olan yere gidilmemesini, veba olan yerden de çıkılmamasını tavsiye ediyor. Bugün bize düşen de hadisi şerife uygun şekilde Kovid-19 virüsünün bulaşma ihtimali olan yerlerden uzak durmak, virüse maruz kalmışsak da iyileşene kadar diğer insanlarla teması kesmektir. Hazreti Ömer Şam’a gitmek üzere yola çıkacakken orada bir salgın hastalık başladığının haberini alıyor ve yolculuktan vazgeçiyor. Bunun üzerine sahabeden birisi Hazreti Ömer’e, Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun diye soruyor. Hazreti Ömer’in bu soruya cevabı çok manidardır, evet, ‘Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz’. Bugün bize düşen görev de, gereken her türlü tedbiri alarak takdiri Allah’a bırakmaktır. İşte bu anlayışla ülkemizin de maruz kaldığı bu virüs tehdidinin en kısa sürede bertaraf edilmesi için devlet olarak tüm imkânlarımızı seferber ettik. Bu süreçte en büyük görev fert fert milletimize düşüyor.  Milletimin her bir ferdinden ricam, Kovid-19 tehdidi geçene kadar mümkün olduğu kadar evlerinden çıkmamalarıdır. Kontrol altında tutamayacağımız her türlü temas bizi virüs taşıyıcısı hâline getirebilir. Kendimiz zarar görmesek de taşıdığımız virüsü Allah muhafaza sevdiklerimize bulaştırarak hastalanmalarına, hatta ölümlerine yol açabiliriz.

Sosyal mesafeyi ne kadar korur ve sosyal hareketliliği ne kadar azaltırsak virüsün yayılma hızını, dolayısıyla yol açtığı tehdidi o derece düşürürüz. Toplu ulaşım araçları ve kapalı mekânlar başta olmak üzere insanların çok yakın mesafede bulundukları ortak kullanıma açık her yer virüsün potansiyel yayılma alanlarıdır. Bakın birer koltuk ara verdik, bu hassasiyetimizin önemi, dikkat edeceğiz, başka çaremiz yok. Herhangi bir şekilde virüse maruz kalmış tek bir kişinin ikazları dinlemeyip gereksiz yere dışarıda dolaşması hâlinde gün içinde yüzlerce kişiye bunu bulaştırma imkânı vardır.

Hâlbuki vakit gönlümüzce gezme değil, tedbir, tefekkür, tevekkül, okuma, dinginlik vaktidir. Vakit, yapabileceğimiz her şeyi evimizden yapma, dış dünya ile fiziki irtibatımızı asgariye indirme vaktidir. Vakit, sevdiklerimiz başta olmak üzere toplumun tamamı için kendimizden fedakârlık etme vaktidir. Altını çizerek bir kez daha tekrarlıyorum, mecburiyeti olmayan hiçbir vatandaşımız tehdit ortadan kalkana kadar evinden çıkmamalı, kimseyle temas etmemelidir. İşlerine giden vatandaşlarımız mesai bitimiyle birlikte hemen evlerine dönmeli, kapıdan girer girmez de kimseyle temas etmeden ilk iş sabunla ellerini, yüzünü yıkamalıdır. İster kamu, ister özel olsun, ister iş yerlerinde de virüsün yayılma ihtimalini en aza indirecek tedbirlerin tamamı alınmalıdır.

Çocuklarımızdan dışarıya çıkmadan evde kitap okuyarak, derslerine çalışarak vakitlerini değerlendirmelerini istiyoruz.

En büyük risk grubunu oluşturan yaşlılarımızın sadece evden çıkmamakla yetinmeyerek bir süre ailenin dışarıyla irtibatı olan diğer fertleriyle de mesafeli şekilde hayatlarını sürdürmeleri daha doğru olacaktır.

Kimi Avrupa ülkelerinin dezavantajlı grupları, özellikle de yaşlıları adeta gözden çıkartan anlayışlarına asla katılmıyoruz. Tam tersine, bizim kültürümüzde yaşlılarımızı el üstünde tutmak, dünya ahiret sadedinin temel şartlarından biri olarak kabul edilir, bunun için yaşlılarımızı koruyacak ve kollayacağız.

Bilim Kurulumuzun önerisiyle önce İstanbul ve Ankara’da başlatılacak bir çalışmayla 65 yaş üzerindeki tüm yaşlılarımıza koruyucu maske ve kolonya dağıtacağız. Yalnız yaşayan 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasında devlet kadar yakınlarına ve komşularına da görev düşüyor. Bu insanlarımıza hep birlikte yardımcı olarak süreci suhuletle geçirmelerini temin etmeliyiz.

Değerli dostlar; kamu bankalarımız 76 yaş üzeri emeklilerimizin maaş ödemelerini isterlerse evlerinde yapacaklardır.

Huzurevlerindeki doktor sayısını da artırarak yaşlılarımızın sağlığını daha yakından takip edeceğiz.

“TÜM SAĞLIK PERSONELİMİZE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”

Bir diğer önemli konu, sağlık sistemimizi güçlü bir şekilde ayakta tutmaktır, bunun için sağlık kuruluşlarımızın üzerine binecek yükü hafifletmemiz gerekiyor. Vatandaşlarımızdan hayati olmayan sağlık sorunlarına mümkün olduğu kadar aile hekimleri vasıtasıyla çözüm aramalarını özellikle rica ediyorum. Unutmayınız, salgın hastalıklar durumlarında hastaneler aynı zamanda virüs buluşma ihtimali en yüksek yerler hâline gelmektedir.

Yüksek ateş, kuvvetli öksürük ve nefes darlığı gibi hastalık belirtileri ortaya çıkan vatandaşlarımız ise paniğe kapılmadan öncelikle Sağlık Bakanlığımızın Alo 184 hattını aramalıdır. Buradan yapılacak yönlendirmeye göre hareket edilmesi hâlinde sağlık kurumlarımızdan en yüksek verimle istifade edebiliriz.

Bu vesileyle, takdire şayan bir fedakârlıkla ve sabırla görev yapan tüm sağlık personelimize şükranlarımı şahsım ve milletim adına sunuyorum.

Kovid-19 hastalığına karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarını da tüm hızıyla devam ettiriyoruz. Araştırma-geliştirme çalışmalarını yürüten Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız bu konudaki tüm önemli araştırmacıları ve kurumları bir araya getirdi. Tanı kiti konusunda çok iyi bir üretim potansiyelimiz var.

Önceki gün Almanya, Fransa, İngiltere liderleriyle, dün de İtalya Başbakanıyla yaptığım telefon görüşmesinde ülkemizin bu salgın hastalık konusunda muhataplarına yapabileceği katkıları ele aldık. Salgın ilk başladığında Çin’e de tıbbi malzeme desteği vermiştik. Aynı şekilde Türkiye olarak biz de bu ülkelerin tecrübelerinden istifade edeceğiz.

Ülkemizin bayrak taşıyıcı kurumu olan Türk Hava Yolları hem dünyanın çeşitli yerlerindeki vatandaşlarımızın ailelerine kavuşturulması, hem de kargo taşımacılığını kesintisiz sürdürerek temel ihtiyaçların karşılanması konusunda çok büyük gayret gösterdi. Krizden en çok etkilenen kuruluşların başında gelen Türk Hava Yollarımıza da gereken desteği vereceğiz.

Aziz milletim, değerli basın mensupları; görüldüğü gibi virüs salgınının ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren Türkiye olarak hızlı kararlar alarak ve süratle uygulamaya geçirerek ülkemizin bu krizden en az şekilde etkilenmesi için elimizden geleni yaptık, yapmaya devam ediyoruz.

Nitekim çevremizdeki ülkelerde çok yoğun görülmesine, ciddi kayıplara yol açmasına rağmen virüsün ülkemize sirayeti hem oldukça geç, hem de oldukça sınırlı olmuştur. Aldığımız tedbirlerin etkisiyle ortaya çıkan bu olumlu görüntüyü sürdürmekte kararlıyız. Bunun için tehlikenin kapımızı çalmasını beklemeden sürekli yeni ve etkili tedbirler alıyor, uygulamaya geçiriyoruz.

“YAŞADIĞIMIZ SÜRECİN EKONOMİMİZE OLUMSUZ ETKİSİNİ AZALTMAK AMACIYLA ÖNEMLİ KARARLAR ALDIK”

Bu çerçevede, biraz önce de bakanlarımızın, iş dünyasından temsilcilerimizin, resmî, sivil ilgili tüm kurumlarımızın temsilcilerinin katılımıyla kapsamlı bir değerlendirme toplantısını gerçekleştirdik. Özellikle yaşadığımız sürecin ekonomimize, piyasaya, üretime, istihdama olumsuz etkisini azaltmak amacıyla çok önemli kararlar aldık.

Esasen hastalığın çıktığı ilk günden itibaren arkadaşlarımız sürecin diğer boyutlarının yanı sıra, ekonomik etkilerini yakından takip ediyorlar. Ülkelerin aldığı önlemleri, yaşanan ekonomik türbülansa karşı geliştirdikleri yöntemleri tek tek analiz ediyorlar. Özellikle de ekonomi yönetimimiz ve ilgili bakanlarımız, kurumlarımız tüm iş dünyasının taleplerini ve öngörülerini toplayarak hazırlıklarını yaptı. Karşımızdaki fotoğrafa göre bir yol haritası belirledik. Son yıllarda ekonomimize hedef alan saldırılara karşı verdiğimiz mücadele sayesinde küresel türbülanslara, özellikle söylüyorum, güçlü bir bağışıklık sistemini geliştirerek biz oraya hedefimizi koyduk ve yolumuza böyle devam ettik. Şimdi bu 2 aylık direnme sürecini de en iyi şekilde atlatacağımıza inanıyorum.

Daha önce örneği görülmemiş bir süreç yaşıyor ve bundan dolayı da hasarın boyutları kestirilemiyordu. Bunun için bizim tüm senaryolara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Ancak bu dönemde de gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışan bir ülke konumunda bulunduğumuz bir gerçektir.

Hindistan borsasının yüzde 18, Japonya’nın yüzde 20, Amerika’nın yüzde 21, İngiltere’nin yüzde 22, Almanya’nın 26, İtalya’nın yüzde 32 değer kaybettiği 28-16 Mart tarihleri arasında bizi kaybımız yüzde 17’de kaldı. Aynı tarihlerde Türk Lirası olarak da gelişmekte olan ülkelerin hepsinden daha iyi bir direnç gösterdik. Şimdi ekonomimiz için koruma kalkanı olacak bir paketi devreye alıyoruz.

Dün Merkez Bankamız piyasalar açısından oldukça önemli bazı adımları atarak likidite sıkıntı yaşanmayacağının garantisini ortaya koydu. Bu kapsamda Merkez Bankamız ihracatçımız için de çok önemli uygulamalar başlattı.

Nisan, Mayıs ve Haziran ayı vadeli açık reeskont kredi anapara ve faiz ödemeleri Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ertelenerek azami vade 1 yıl uzatıldı.  Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında vadesi dolan reeskont kredilerinin taahhüt kapama süresi de yine 1 yıl uzatıldı. Böylece ihracatımız bu süreçteki belirsizliği rahat bir şekilde atlatabilecek.

“EN BÜYÜK ÖNCELİĞİMİZ, ÜRETİM VE İSTİHDAMIN SEKTEYE UĞRAMAMASIDIR”

En büyük önceliğimiz, üretim ve istihdamın sekteye uğramamasıdır. İnşallah bu süreçten kamu-özel sektör dayanışması ise daha da güçlenerek çıkacağız.

Birazdan açıklayacağımız paketteki imkânlardan istifade edecek firmalar için ön şartımız, istihdam kaybına yol açmamalarıdır. Herhâlde burada anlaşıyoruz değil mi?

Finansal kurum ve kuruluşlarında kredi limiti olan firmaların likidite ve nakit ihtiyacına yönelik taleplerinin hızlıca karşılanması, ayrıca kredi limitlerinin kullandırılmasında kısıtlamaya gidilmemesi de önemlidir. Finans kuruluşlarından bu ortamda istihdamın mahfazası ve ekonomik büyümenin sürdürülmesi için kredi şartlarının esnetilmesine yönelik adımlar bekliyoruz.

Tüm finans kuruluşlarının kredi geri çağırma, mevcut kredi limitini kullandırmama, fiyat artırma, teminat şartlarını zorlaştırma uygulamalarından özenle kaçınmasını istiyoruz.

Bunun yanında, kurumsal firmaların, KOBİ’lerin, bireysel kesimin geçici iş ve ciro kaybı veya benzeri nedenlerle gelir kaybı yaşayanların kredi borçlarıyla ilgili taksit, öteleme, yapılandırma, düzenleme taleplerine süratle ve olumlu cevap verilmelidir.

“100 MİLYAR LİRALIK BİR KAYNAK SETİNİ DEVREYE ALIYORUZ”

Ekonomik istikrar kalkanı adını verdiğimiz bir paketle Kovid-19 salgının etiklerini azaltmak için toplamda 100 milyar liralık bir kaynak setini böylece devreye alıyoruz.

Bu çerçevede devreye sokacağımız tedbirler şunlardır:

1- Perakende, AVM, demir-çelik, otomotiv, lojistik, ulaşım, sinema, tiyatro, konaklama, yiyecek-içecek, tekstil-konfeksiyon ve etkinlik-organizasyon sektörleri için Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay erteliyoruz.

2- Konaklama Vergisini Kasım ayına kadar uygulamayacağız.

3- Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemelerini Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 6 ay süreyle erteledik.

4- İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranını yüzde 18’den yüzde 1’e indiriyoruz.

5- Kovid-19 salgınıyla ilgili tedbirlerden etkilendiği için nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz ödemelerini asgari 3 ay öteleyecek ve gerektiğinde bunlara ilave finansman desteği sağlayacağız.

6- İhracattaki geçici yavaşlama sürecinde kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçıya stok finansmanı desteği vereceğiz.

7- Bu dönemde işlerinin olumsuz etkilendiğini beyan ederek talepte bulunan esnaf ve sanatkârların Halkbank’a olan kredi borçlarının Nisan, Mayıs ve Haziran anapara ve faiz ödemelerini 3 ay süreyle ve faizsiz olarak erteleyeceğiz.

8- Kredi Garanti Fonu limitini 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkartacak, kredilerde önceliği gelişmelerden olumsuz etkilendiği için likidite ihtiyacı oluşan ve teminat açığı bulunan firmalar ile KOBİ’lere vereceğiz.

9- Vatandaşlarımız için uygun ve avantajlı şartlarda sosyal amaçlı kredi paketleri devreye alınmasını teşvik edeceğiz.

10- 500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarını yüzde 80’den yüzde 90’a çıkartacak, asgari peşinatı yüzde 10’a düşüreceğiz.

11- Koronavirüs etkisiyle Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline “mücbir sebep” notu düşülmesini sağlayacağız.

12- Asgari ücret desteğini devam ettireceğiz.

13- Mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hâle getirilmesini temin edeceğiz.

14- Kısa çalışma ödeneğini devreye alacak, bundan faydalanmak için gereken süreçleri kolaylaştırılacak veya hızlandırılacağız. Böylece faaliyetine ara veren işyerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği verirken, işverenlerin de maliyetini azaltmış olacağız.

15- En düşük emekli maaşını 1.500 liraya yükseltiyoruz.

16- Emeklilerin bayram ikramiyesini Nisan ayı başında ödüyoruz.

17- Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar için ilave 2 milyar liralık bir kaynak ayırıyoruz.

18- İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık telafi çalışma süresini 4 aya çıkartıyoruz.

19- Tek başına yaşayan 80 yaş üstü yaşlılarımız için sosyal hizmet ve evde sağlık hizmetlerinden oluşan periyodik takip programını devreye alıyoruz.

Alınan kararların milletimize ve ekonomimize hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum. Basın toplantımıza iştirakiniz ve dikkatiniz için sizlere teşekkür ediyorum.

Hiçbir virüsün Türkiye’den, Türk milletinin birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden aldığımız ve alacağımız tedbirlerden daha büyük olamayacağını tekrar ederek hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.”

DÜNYA

“Türkiye, ülkenin ve toplumun önünü açan, ufkunu genişleten bir anayasayı hak ediyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM 28. Dönem 2. Yasama Yılı açılışında yaptığı konuşmada

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM 28. Dönem 2. Yasama Yılı açılışında yaptığı konuşmada, “Türkiye, ülkenin ve toplumun gerisinde kalan değil, önünü açan, aydınlatan, ufkunu genişleten bir anayasayı hak ediyor. 15 Temmuz gecesi darbecilerin ölüm kusan silahlarına meydan okuyan bu necip millet, demokrasi mücadelesini sivil anayasayla taçlandırmayı fazlasıyla hak ediyor” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. Dönem 2. Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın genel kurulda yaptığı konuşma ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 28. Dönem 2. Yasama Yılı’nın, milletvekillerimizle birlikte ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Sözlerimin hemen başında 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde iradelerini sandığa özgürce yansıtarak demokrasimizin gücüne güç katan tüm vatandaşlarıma tekrar teşekkür ediyorum. Bu vesileyle, millî iradenin temsilcisi olarak Meclis’teki yerlerini alan 28. Dönem Milletvekillerimizi bir kez daha tebrik ediyorum.

Meclisimizin faaliyete geçtiği 23 Nisan 1920’den günümüze kadar, bu yüce çatı altında ülkemize hizmet eden milletvekillerimizin her birine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Meclisimizde görev yapmış milletvekillerimizden vefat edenlere Mevla’dan rahmet niyaz ediyorum.

Büyük Millet Meclisimizin ilk Başkanı, millî iradenin özellikle ilk kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle anıyorum. Hangi ünvanla olursa olsun, Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi, güçlenmesi için emek veren, ter döken herkese, milletim adına teşekkür ediyorum.

Vatan topraklarının müdafaası, milletimizin birliği, ülkemizin bütünlüğü, devletimizin bekası uğrunda bin yıldır canları pahasına mücadele eden şehitlerimizi ve gazilerimizi tazimle yâd ediyorum. Rabbim tüm şehitlerimizin ruhlarını şad, mekânlarını cennet eylesin.

“MECLİSİMİZİN HER AÇILIŞINDA, 103 YIL ÖNCEKİ HEYECANI TEKRAR YAŞIYORUZ”

Meclisimizin her açılışında, 103 yıl önceki heyecanı tekrar yaşıyoruz. Yeni yasama yılında; teklifleriyle, muvafık-muhalif görüşleriyle, temsilcisi oldukları milletle olan yakın irtibatlarıyla, millî iradenin üstünlüğü ilkesine bağlılıklarıyla bu çatı altında ülkemize, milletimize, şehirlerimize hizmet edecek, katkı verecek tüm milletvekillerimize başarılar diliyorum. Sizlerden millî ülkümüz olan Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışır fikri ve fiili eserler bekliyoruz.

Maziden atiye kurduğumuz köprüyü ne kadar sağlam tutarsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirme azmimiz de o kadar güçlü olacaktır. Bunun için, topyekûn millet ve onun temsilcileri olarak, farklılıklarımızı zenginlik hâline dönüştürerek, ortak hedeflerimize sıkı sıkıya sarılmalıyız.

“YENİ VE SİVİL BİR ANAYASAYA KAVUŞMALIYIZ”

Geçtiğimiz 21 yılda ülkemizin kalkınma ve demokrasi altyapısının eksiklerini tamamlayarak, bu doğrultuda atılacak daha büyük adımların zeminini hazırladık. Hamdolsun artık Meclis’in kapısına kilit vurulduğu, milletvekillerinin istiskale maruz bırakıldığı, Başbakanların ve bakanların idam sehpasına gönderildiği, vesayetin millî iradeyi hiçe saydığı dönemler geride kalmıştır. Meclisimiz ve milletimizle omuz omuza vererek hep birlikte yazdığımız 15 Temmuz Destanı, bu bakımdan bir dönüm noktasıdır.

İki asırlık yönetim sistemi arayışlarımızın zirvesi olan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçişin, tarihimizde ilk defa siyasetin, Meclis’in ve milletin ortak kararıyla gerçekleşmesi de aştığımız bir diğer önemli eşiktir.

Şimdi önümüzde yeni bir görev ve yeni bir fırsat var. Bu da ülkemizi, Cumhuriyetin ilk yıllarının ardından tekrar yeni ve sivil bir anayasaya kavuşturmaktır.

Genel Kurul salonumuzdaki Başkanlık kürsüsünün hemen arkasında yazan ‘Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir’ ilkesinin hakkını, ancak bu şekilde verebiliriz. Türkiye’yi, 12 Eylül darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anayasa kamburundan kurtarmak, hepimizin en öncelikli sorumluluğudur.

41 yıllık tarihinde uğradığı irili ufaklı 20’den fazla değişiklikle adeta yamalı bohçaya dönen bu anayasanın 2023’ün Türkiye’sini taşıyamadığı açıktır. Bu gerçeğe ekonomiden diplomasiye, adaletten hak ve özgürlüklere çok geniş bir yelpazede farklı vesilelerle şahit oluyoruz.

“SÖZÜ VE TEKLİFİ OLAN HERKESİ YENİ ANAYASA ÇAĞRIMIZA KATILMAYA DAVET EDİYORUZ”

Her anayasanın ayrı bir hikâyesi vardır. Türkiye; 1921, 1924, 1961 ve 1982 anayasalarıyla, dönemlerinin olağanüstü şartları içinde tanıştı. Bugün ülkemizin şartlarının, ilk defa demokratik sistemin kendi tabii işleyişi içinde bir anayasayı hazırlamaya ve milletin takdirine sunmaya uygun olduğuna inanıyoruz. Türk demokrasisinin ulaştığı olgunluk seviyesi, anayasa meselesinde, 27 Mayıs 1960 darbesiyle başlayan kötü geleneği tamamen sona erdirmeye fazlasıyla yeterlidir.

Elbette anayasanın başarısı, her siyasi partinin, her toplumsal kesimin, her bireyin kendini içinde bulacağı ve ‘benim’ diyerek sahipleneceği kapsayıcı bir metin olmasıyla orantılıdır.

Devletin ve milletin ortak geçmişini ve ortak geleceğini kuşatmayan bir anayasa ülkeye fayda getirmez.

Cumhurbaşkanı olarak şahsım ve Cumhur İttifakı partileri olarak; grubu olsun olmasın tüm partileri, tüm milletvekillerini, tüm toplumsal kesimleri, bu konuda sözü ve teklifi olan herkesi, yapıcı bir anlayışla yeni anayasa çağırımıza katılmaya davet ediyoruz. Darbecilerin direktifi olarak değil, gerçekten millî, yerli, sivil, vizyoner bir anayasa isteyen herkes bu çağrının muhatabıdır.

Anayasa metninin kısa veya uzun olacağı, hangi konuları içerip hangilerini alt düzenlemelere bırakacağı, milletin her bir ferdinin ortak manifestosu niteliğini nasıl taşıyacağı, bütün bunların tamamını hep birlikte konuşup, tartışıp, kararlaştırabiliriz.

“CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINI YENİ ANAYASAYLA TAÇLANDIRALIM”

Yeter ki meseleye, ülkenin ve milletin temel değerlerine, kırmızı çizgilerine, Türkiye Yüzyılı hedefimize uygun şekilde hüsnü niyetle ve uzlaşmaya açık şekilde yaklaşabilelim. Bunu başardığımızda diğer tüm konuların üstesinden geleceğimizden asla şüphe duymuyorum.

Türkiye, milletimizin hayali olan böyle bir anayasayı hak ediyor. Türkiye, ülkenin ve toplumun gerisinde kalan değil, önünü açan, aydınlatan, ufkunu genişleten bir anayasayı hak ediyor. 15 Temmuz gecesi darbecilerin ölüm kusan silahlarına meydan okuyan bu necip millet, demokrasi mücadelesini sivil anayasayla taçlandırmayı fazlasıyla hak ediyor. Biz de diyoruz ki, bu özlemi daha fazla geciktirmeyelim. Cumhuriyetimizin 100. yılını yeni anayasayla taçlandıralım.

“YAKINDA İNŞASI TAMAMLANAN DEPREM KONUTLARININ HAK SAHİPLERİNE TESLİMİNE BAŞLIYORUZ”

Toplumlar, sadece ortak zaferlerle değil, ortak acılarla da yoğrularak millet olur, devlet olur. Türkiye, 6 Şubat’ta işte böyle bir ortak acıyla güne uyandı. Ülkemizin 11 şehrindeki 14 milyon insanı etkileyen, 50 binin üzerinde can kaybına ve 850 bin bağımsız birimin kullanılamaz hâle gelmesine yol açan bu deprem, yakın tarihimizin en büyük felaketlerinden biridir.

Dünyada böylesine büyük bir alanda, bu kadar çok insanı etkileyen bir afet karşısında, bu derece hızlı toparlanıp önce arama kurtarma, ardından acil yardım ve barınma hizmeti sağlayabilen başka devlet örneği yoktur. Buna rağmen elbette kimi aksaklıklar, eksiklikler, gecikmeler olmuştur, belki hâlâ da vardır. Ancak milletimizin bu felaket karşısında gösterdiği birlik, beraberlik ve dayanışma asırlar boyunca hayırla yâd edilecek, tüm insanlığa örnek gösterilecektir. Devlet olarak imkânlarımızın tamamını bölgenin en hızlı şekilde ihyasına hasretmiş durumdayız.

Yakında inşası tamamlanan deprem konutlarının hak sahiplerine teslimine başlıyoruz. Bu yılki ek bütçeyle bölgeye 762 milyar lira tahsis etmiştik, 2024’te bu rakam 1 trilyon lirayı geçecek.

Eylül’ün ilk haftası açıkladığımız Orta Vadeli Program’daki önceliklerimizin başında da deprem bölgesindeki yaraların sarılması yer alıyor. Depremin ülkemize toplam maliyetinin 105 milyar doları bulacağı hesaplanıyor. Böyle bir meblağ, gelişmiş ülkeler dâhil tüm ekonomiler için çok büyük bir yüktür.

“MİLLETİMİZİN CANINI YAKAN HAYAT PAHALILIĞINI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN NE GEREKİYORSA YAPMAKTA KARARLIYIZ”

Dünya genelinde enflasyon oranları son 60-70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Gıdadan enerjiye, ticaretten istihdama kadar her alanda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Gelişmiş ülkeler dâhil hemen hiç kimse önünü net bir şekilde göremiyor. Türkiye olarak biz de ister istemez bu olumsuzluklardan etkileniyoruz.

Seçimlerin ardından, hem mevcut küresel ekonomik görünümü, hem de önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz muhtemel tehditleri dikkate alan bir politikaya yöneldik. Amacımız, bu hassas dönemden ülkemizi en az kayıpla ve şayet arzu ettiğimiz neticeleri alabilirsek en büyük kazançla çıkarmaktır.

Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme stratejimiz, ekonomi politikamızın omurgası olmaya devam ediyor. Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.

“SON TERÖRİST BERTARAF EDİLENE KADAR, MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”

Ülkemize 40 yıldır çok ağır insani ve ekonomik bedeller ödeten bölücü terör meselesini, sınırlarımız içinde büyük ölçüde çözdük. Terör örgütünün sınırlarımız dışındaki varlığını da ortadan kaldırarak, emperyalistlerin bölge halkının başına musallat ettiği bu belayı, ülkemiz için bir tehdit kaynağı olmaktan tamamen çıkartmak istiyoruz. Bu çerçevede son yıllarda elde ettiğimiz tarihî, siyasi ve askerî başarıları, yeni kazanımlarla daha da ileriye taşımak için hazırlıklarımızı yapıyoruz. İçeride veya dışarıda son terörist de bertaraf edilene kadar, mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Terör örgütünün siyaseti yönlendirmesine ve ülkemizin kutlu yürüyüşünü engellemesine müsaade etmeyeceğiz. Bu sabah, emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesi neticesinde iki caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır. Vatandaşın huzuruna ve güvenliğine kast eden alçaklar, emellerine ulaşamamıştır, asla da ulaşamayacaktır. Olaya müdahale esnasında yaralanan polislerimize Allah’tan acil şifalar diliyor, Ankaralı kardeşlerimize geçmiş olsun temennilerimi iletiyorum.

Güney sınırlarımızın tamamını en az 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik şeridiyle koruma, onun ötesindeki faaliyetleri de mutlak denetim altında tutma stratejimiz bakidir. Atacağımız yeni adımlar sadece hazırlık, zaman ve ortam meselesidir. Bunun için, ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ sözü, kulaklardan hiç eksik olmasın, diyoruz.

“BU ÜLKEDE BİR DAHA ASLA FETÖ YENİDEN DİRİLEMEYECEK”

FETÖ ihanet şebekesinin, bilhassa yurt dışında yuvalanan militanları vasıtasıyla yaymaya çalıştığı ‘yıkılmadık, ayaktayız’ havası, bir çeşit mezarlıkta ıslık çalma gayretidir. Açık ve net konuşuyorum… Bu ülkede bir daha asla FETÖ yeniden dirilemeyeceği gibi, benzer örgütlerin de yeni ihanetler sergileyebilmesi mümkün değildir. Ne devletimiz ne milletimiz ne de siyaset kurumu böyle bir durumun ortaya çıkmasına izin verecektir.

“TAM ÜYELİK SÜRECİMİZDE YENİ DAYATMALARA, YENİ ŞARTLARA TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI”

Biz Avrupa Birliği’ne verdiğimiz her sözü tuttuk, ama onlar bize verdikleri sözlerin neredeyse hiçbirini yerine getirmediler. Yönetimler değişse de, Avrupa Birliği’nin ülkemize yönelik adaletsiz ve ahde vefa ilkesiyle bağdaşmayan tarafgir tutumunda bir değişiklik olmadı. Kâğıt üzerinde ortaya koydukları ilkeleri, kuralları, süreçleri hiçe sayan bir yaklaşımla ülkemize haksızlık üzerine haksızlık yapıyorlar. Türkiye olarak, 60 yıldır kapısında bekletildiğimiz Avrupa Birliği’nden herhangi bir beklentimiz yok.

Şayet, bize karşı örtülü bir yaptırım gibi kullandıkları vize dayatması başta olmak üzere haksızlıklarından geri dönerlerse, kendi yanlışlarını düzeltmiş olurlar. Yapmazlarsa; siyasi, sosyal, ekonomik ve askerî olarak bizden herhangi bir beklentiye girme hakkını tümüyle kaybederler. Eğer, artık iyice lafta kalan tam üyelik sürecini sonlandırmak gibi bir niyetleri varsa, işin o tarafı da kendi bilecekleri bir iştir.

Biz, demokrasi, adalet ve özgürlükler noktasında Kopenhag Kriterleri’ni gerekirse Ankara Kriterleri yapar, yine yolumuza devam ederiz. Son 21 yılda hak ve özgürlükler konusunda hayata geçirdiğimiz, ‘sessiz devrim’ olarak nitelenen tüm reformları, birileri istediği için değil, milletimiz en iyisine, en ilerisine layık olduğu için yaptık. Avrupa Birliği’ne rağmen sabırla bugünlere getirdiğimiz tam üyelik sürecimizde yeni dayatmalara, yeni şartlara tahammülümüzün kalmadığını burada tekrar ifade etmek istiyorum.”

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN TBMM 28. DÖNEM 2. YASAMA YILI AÇIŞ KONUŞMASI

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Yasama Yılı Açılış Toplantısı’na katıldı

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. Dönem 2. Yasama Yılı Açılış Toplantısı’na katıldı.

TBMM’ye gelişinde, TBMM Başkanvekili Celal Adan tarafından resmî törenle karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören kıtasını selamladıktan sonra Genel Kurul Salonu’na geçti.

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Türk Hava Yolları, Türkiye ve Japonya Arasındaki Kültürel İş Birliğini Güçlendiriyor

Türkiye’nin en değerli markası Türk Hava Yolları

Genç Gazeteciler

Haber Burada

Tarih

Türkiye’nin en değerli markası Türk Hava Yolları, Prens Mikasa Vakfı ile birlikte Türkiye’de kültürel mirasın korunmasına yönelik yürütülen arkeolojik çalışmalara ve tanıtım projelerine destek veriyor.

Bayrak taşıyıcı, kültürel mirasın korunması ve Kırşehir Kaman’daki Kalehöyük’ün tanıtımının teşvik edilmesi amacıyla Prens Mikasa Vakfı ile bir ortaklık anlaşması imzaladı. Kültürel iş birliği anlaşması, Japonya’nın başkenti Tokyo’daki Türk Büyükelçiliği’nde Prenses Akiko, Prens Mikasa Vakfı Başkanı Sachihiro Omura ve Türk Hava Yolları Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Fatmanur Altun’un katılımlarıyla düzenlenen törenle imzalandı. Bu iş birliği ile Türk Hava Yolları, Prens Mikasa’nın öncülüğünde tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Kırşehir Kaman’da 1986 yılında başlayan kazı çalışmalarına destek olacak.

Türk Hava Yolları Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Fatmanur Altun ; ‘’ Ülkemizin bayrak taşıyıcısı olarak, dünyada en fazla uluslararası noktasına uçuyor ve ülkemizin tanıtımına katkı sağlayacak iş birliklerine imza atıyoruz. Japonya devleti ile yıllardır süregelen özel dostluğumuzu bu çalışmayla pekiştiriyoruz. Prens Mikasa Vakfı tarafından yürütülen bu projenin eserlerini görmek için herkesi Kırşehir Kaman’daki Kalehöyük Arkeoloji Müzesi’ne davet ediyoruz. ’’ dedi.

Prens Mikasa Vakfı, Tarihi İpekyolu üzerinde bulunan Kırşehir Kaman’da 38 yıldır arkeolojik kazı çalışmalar yürütüyor ve bugüne kadar 10 binden fazla eserin ortaya çıkarılmasını sağladı. Prens Mikasa Vakfı tarafından desteklenen Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü, Türk arkeolojisi ve tarihi üzerine araştırmalar yapıyor, genç arkeologları yetiştiriyor ve kültürel mirasın korunması için çalışmalar geliştiriyor.

OKUMAYA DEVAM ET

YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

TAKVİM

Mart 2020
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  

HER ŞEY GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN

TOGG | Türkiye’nin Otomobili

TANAP Avrupa Bağlantısı Açılış Töreni #TANAPtamam

GENÇ GAZETECİLER BURADA

REKLAMLAR

TÜRK AKIM PROJESİ AÇILIŞ TÖRENİ

TÜRKİYE YÜZYILI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale 1915 Köprüsü Kule Tamamlama Töreni

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih sondaj gemisini #MilliEnerjideYeniMüjde

ENERJİ PETROL MEDYA GRUP – YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

DÜNYA9 saat önce

“Türkiye, ülkenin ve toplumun önünü açan, ufkunu genişleten bir anayasayı hak ediyor”

DÜNYA9 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Yasama Yılı Açılış Toplantısı’na katıldı

DÜNYA2 gün önce

Türk Hava Yolları, Türkiye ve Japonya Arasındaki Kültürel İş Birliğini Güçlendiriyor

DÜNYA2 gün önce

Bakan Ersoy, ‘Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış Konferansı’nda konuştu

DÜNYA2 gün önce

BAKAN ERSOY, BEYOĞLU KÜLTÜR YOLU FESTİVALİ’NİN TANITIMINI GERÇEKLEŞTİRDİ

DÜNYA2 gün önce

Ticaret Bakanı Bolat, Afrika Ülkelerinin Ankara’daki Büyükelçileriyle Bir Araya Geldi

DÜNYA2 gün önce

“Türkiye’yi savunma sanayii başta olmak üzere, her alanda başarıdan başarıya koşturduk”

DÜNYA3 gün önce

Nejla AYKAÇ, Başarı Onu O BAŞARMAYI Seviyor

DÜNYA3 gün önce

Turkish Airlines World Golf Cup Turnuvası’nın İstanbul Ayağının Kazananları Belli Oldu

DÜNYA3 gün önce

WIDECT, E-Ticaret Ekosistemini Büyütmek için Yola Çıkıyor

DÜNYA3 gün önce

SANAYİ VE TEKNOLOJİ İŞ BİRLİKLERİ GÖRÜŞÜLDÜ

DÜNYA3 gün önce

İZMİR’DE TEKNOFEST COŞKUSU

DÜNYA3 gün önce

TCDD’NİN 167’NCİ KURULUŞ YILDÖNÜMÜ.

DÜNYA6 gün önce

70’İ AŞKIN ASTRONOT BURSA’DA

DÜNYA6 gün önce

“Nahçıvan, Azerbaycan’la ilişkilerimizde özel bir yere sahiptir”

DÜNYA7 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi’nde resmî törenle karşılandı

DÜNYA7 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Nahçıvan’da

DÜNYA1 hafta önce

DÜNYACA ÜNLÜ ASTRONOTLAR TÜRKİYE’DE BULUŞUYOR

DÜNYA1 hafta önce

Türk Hava Yolları, Üçüncü Kez “World Class” Ödülüne Layık Görüldü

DÜNYA1 hafta önce

Emine Erdoğan, New York’ta “Dünyaya Yön Veren Kadınlar” etkinliğine katıldı

DÜNYA1 hafta önce

Emine Erdoğan, ABD Başkanı’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldi

DÜNYA1 hafta önce

Emine Erdoğan: “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir”

DÜNYA1 hafta önce

“Amerika’yla ilişkilerimizi siyasi düzlemde ilerletirken, ekonomik alandaki iş birliğimizi de çeşitlendirmemiz gerekiyor”

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya Başbakanı İbrahim ile bir araya geldi

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları Temsilcilerini kabul etti

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Afrika Devlet Başkanı Ramaphosa ile bir araya geldi

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile görüştü

DÜNYA1 hafta önce

Emine Erdoğan, Türkevi’ndeki sergide Anadolu tekstilini devlet başkanlarının eşlerine tanıttı

DÜNYA1 hafta önce

Emine Erdoğan, New York’ta “Şiddetin Önlenmesi ve İyileşme Günü”nü anma programına katıldı

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu ile bir araya geldi

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya Başbakanı Meloni ile görüştü

DÜNYA1 hafta önce

Emine Erdoğan, BM Sıfır Atık Danışma Kurulu üyeleriyle bir araya geldi

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polonya Cumhurbaşkanı Duda ile görüştü

DÜNYA1 hafta önce

Emine Erdoğan, New York’ta Kolombiya Cumhurbaşkanı’nın eşi Garcia ile bir araya geldi

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile görüştü

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’ta Ahıska Türkleri ile bir araya geldi

DÜNYA1 hafta önce

Emine Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Al Sani’nin annesi Şeyha Moza’yla görüştü

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gürcistan Başbakanı Garibashvili ile görüştü

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tesla ve SpaceX’in kurucusu Musk’ı kabul etti

DÜNYA1 hafta önce

Emine Erdoğan, New York’ta “Küresel Sıfır Atık Hareketine Doğru” programına katıldı

DÜNYA4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mesajı

DÜNYA4 sene önce

Metin Aslım : İş ve Cemiyet Hayatının Sevilen Siması

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Emel USLU ATİK ;

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Aysu YAVUZ

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın ZEHRA KARAKAŞ BEGEN

İYİ Kİ VARSIN3 sene önce

İyi ki varsın Nurten ÖZTÜRK

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Nuray ÖZÇELİK;

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Hüseyin ÇEŞMECİOĞLU :

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Beril ÇAVUŞOĞLU

DÜNYA1 sene önce

Ankara-Yerköy-Kayseri Hızlı Tren Hattı temeli atıldı

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Nalan Gazezoğlu

DÜNYA3 sene önce

Sektöre Yön verenler ; Eda DEMİRHAN

GÜNCEL3 sene önce

Sektöre Yön Verenler Berfu GÜVEN

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Gül ALCANSOY;

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın AYSUN ŞAHANOĞLU KABA ;

DÜNYA2 sene önce

İyi ki varsın Prof. Dr. Başak SOLMAZ

DÜNYA1 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Michel ile görüştü

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Nazlıhan ALKAN

İYİ Kİ VARSIN3 sene önce

İyi ki varsın Semra Aman Akyürek

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Yusuf Burak ASLANPINAR;

ENERJİ3 sene önce

Tekfen Holding “Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu” ödülünü üçüncü kez aldı!

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Hande ORTAY

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu ,
MAVİ YOLCULUK4 sene önce

TEKNE KİRALAMA | İZMİR ÇEŞME ALAÇATI

GÜNCEL3 sene önce

Başarımız, Başarınız olacak HANTEK KALIP

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Doç. Dr. Esin Yalçınkaya

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Semra İĞTAÇ

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Hüseyin ÇALIŞKAN

DÜNYA3 sene önce

Sektöre Yön Verenler Esra KANDEMİR

DÜNYA3 sene önce

Türkiye’nin En Etkin 50 CFO’su belli oldu

DÜNYA4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile ortak basın toplantısı düzenledi

DÜNYA1 sene önce

İyi ki varsın Özgür AKIN

DÜNYA1 sene önce

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Turizm Yatırım Forumu’na katıldı

DÜNYA4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kyoto’da Ara Güler Fotoğraf Sergisi’ni açtı

DÜNYA3 sene önce

İyi ki varsın Sadık KUTANOĞLU

DÜNYA4 sene önce

İyi ki varsın Sibel Şeref KANCAOĞLU ;

DÜNYA4 sene önce

MAN TÜRKİYE’den Ankara’ya dev yatırım

DÜNYA2 sene önce

Sektöre yön verenler, Ahmet ÇALLI

DÜNYA1 sene önce

İyi ki varsın Ebru Milat Sezgin

Tekne Firmaları Türkiye2 sene önce

Yatlar Burada | Türkiye

ENERJİ2 sene önce

İyi ki Varsın Mehmet Gültekin

DÜNYA2 sene önce

“Türkiye, son 19 yılda, diğer pek çok alan gibi savunma sanayiinde de âdeta bir devrim gerçekleştirmiştir”

GÜNCEL2 sene önce

HATAY’ ın Güçlü Kadınları

DÜNYA2 sene önce

ELMADAĞ MOBİLYACILAR İHTİSAS OSB’NİN TEMELİ ATILDI

DÜNYA3 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Genç İş Adamları heyetini kabulünde açıklamalarda bulundu

DÜNYA3 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “OECD İstanbul Merkezi Açılış Töreni”ne Video Mesaj Gönderdi

DÜNYA3 sene önce

Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri sahiplerini buldu

DÜNYA3 sene önce

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, ETİ Maden Lityum Üretim Tesisi Açılış Töreni’nde konuştu

DÜNYA3 sene önce

Dev Yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sarıkamış-Karakurt-Horasan yolu açılış töreninde konuştu

DÜNYA3 sene önce

Dev Yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan milli helikopter motoru teslim töreninde önemli açıklamalar

DÜNYA4 sene önce

“EVLATLARIMIZA MİRAS KALACAK BİR GÖNÜL KÖPRÜSÜ KURDUĞUMUZA İNANIYORUM”

DÜNYA4 sene önce

“G-20 platformu, küresel meselelerin çözümünde daha etkin ve güçlü bir mecra olmalı”

DÜNYA4 sene önce

“TÜRKİYE VE JAPONYA’NIN DOSTLUĞU; KÖKLÜ, DERİN VE SAMİMİ”

DÜNYA4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kyoto’da Ara Güler Fotoğraf Sergisi’ni açtı

DÜNYA4 sene önce

“TÜRKİYE İLE JAPONYA ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİNİN DEĞERİ DAHA DA YÜKSELMİŞTİR”

DÜNYA4 sene önce

“TÜRKİYE İLE JAPONYA ARASINDAKİ DOSTLUK VE YAKIN İŞ BİRLİĞİ TAKDİRLE KARŞILANIYOR”

www.teknetuccari.com

YENİ NESİL MEDYA | TÜRKİYE

REKLAMLAR
REKLAMLAR

GENÇ İŞ DÜNYASI