Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuala Lumpur Zirvesi açılış oturumunda yaptığı konuşmada, son yıllarda katıldığı tüm platformlarda dünya sisteminin adalet ve hakkaniyet eksenli yeni bir yapılanmaya ihtiyaç duyduğunu söylediğini belirterek, “İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri tarafından kendi çıkarlarını korumak gayesiyle kurulan; 1,7 milyarlık İslam âleminin kaderini Güvenlik Konseyi daimi üyesi beş ülkenin keyfine bırakan sistem artık ömrünü tamamlamıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da gerçekleştirilen Kuala Lumpur Zirvesi açılış oturumuna katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile zirveye katılan diğer devlet ve hükûmet başkanları Kuala Lumpur Konferans Merkezi’ne gelişlerinin ardından aile fotoğrafı çektirildi. Aile fotoğrafı çekiminin sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya Kralı Sultan Abdullah Riayatuddin Mustafa Billah Şah ile konferansın açılış oturumunun gerçekleşeceği salona geçti.
Zirve’nin açılış oturumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılara hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasında, Malezya’nın öncülüğünde bu yıl ilk kez liderler düzeyinde yapılan Kuala Lumpur Zirvesi’nde bulunmaktan duyduğu heyecanı dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, daveti ve misafirperverliği için Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed’e şükranlarını sundu.
“İSLAM DÜNYASI GÜÇSÜZ DEĞİLDİR”
Kuala Lumpur Zirvesi’nin katılımcı ülkelerin dayanışmasını güçlendirerek ümmetin vahdetine katkı sağlamasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zirve’de sürdürülebilir kalkınma, güvenlik ve savunma, ticaret ve yatırım ile teknoloji ve internet başlıklarında iş birliği imkânlarını değerlendireceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam düşmanlığından teröre, tefrikadan iç kavgalara, mezhep ve etnik temelli çatışmalara kadar birçok meseleyi özgürce konuşma fırsatı bulacaklarına işaret ederek, “1,7 milyarlık nüfusuyla dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslüman dünyanın durumunu, imkânlarını, kalkınma potansiyelini ve elbette bu potansiyelin harekete geçmesine engel olan hususları da ele alacağız. Daha güçlü, müreffeh ve ekonomik açıdan bağımsız bir İslam dünyası için fikirlerini bizimle paylaşan ve paylaşacak olan her bir kardeşime şimdiden şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ülkelerinin bir araya geldiği platformların en büyük sıkıntısının uygulama eksikliği olduğunun altını çizerek, “Şayet Filistin davasında hâlen hiçbir mesafe alamamışsak, kaynaklarımızın sömürülmesine mani olamıyorsak, mezhepçilik üzerinden coğrafyamızın lime lime edilmesine ‘dur’ diyemiyorsak sebebi budur. Yoksa İslam dünyası güçsüz değildir, zayıf değildir, çaresiz asla değildir. Müslümanların kaynak, nüfus ve coğrafi konum bakımından rakipleri ile arasında hiç bir fark yoktur. Hatta tüm bu alanlarda İslam dünyası diğer ülkelere kıyasla çok daha iyi bir durumdadır” değerlendirmesinde bulundu.
“ALDIĞIMIZ KARARLARI İCRAATA DÖNÜŞTÜRMELİYİZ”
“Allah’ın bizlere bahşettiği onca imkâna, petrole, nüfusa, doğal kaynağa rağmen hâlâ Müslümanların önemli bölümü açlık, kıtlık, fakirlik ve cehaletle boğuşuyorsa hatayı önce kendimizde aramamız gerekiyor” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi hatalarımız için başkalarını suçlamak kolaycılık olacaktır. Müslümanlar son iki asırda ne çekmişse meseleleri ile yüzleşmek yerine kolaycılığa kaçtıkları için çekmiştir. Aldığımız kararları icraata dönüştürebildiğimiz ölçüde değişime de öncülük edeceğimize inanıyorum” diye konuştu.
Türkiye’nin Asya, Avrupa ve Afrika’nın merkezinde bir ülke olarak bu coğrafyalarda yaşanan her hadiseden en fazla etkilenen ülke olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin komşusu Suriye’deki savaştan, zulümden ve terör örgütlerinin baskısından kaçan 3 milyon 700 bin Suriyeliye sahip çıktığını, bunun yanın da Irak’tan Afganistan’a kadar yüz binlerce muhacire ensarlık yaptığını anlattı.
Zirveye, Birleşmiş Milletler öncülüğünde ilk kez düzenlenen Küresel Mülteci Forumu’ndan geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cenevre’deki toplantıda hem Suriye’de hem de bölgede yaşanan insani dramlara dikkat çektiğini, çıkar odaklı bakış açısı yerine insanı ve vicdanı merkeze alan bir anlayışla küresel sorunlara çözüm bulunması gerektiğini ifade ettiğini söyledi.
Son yıllarda katıldığı veya sorumluluk üstlendiği tüm platformlarda insanların ve Müslümanların karşılaştığı sıkıntıları gündeme taşıdığını, dünya sisteminin adalet ve hakkaniyet eksenli yeni bir yapılanmaya ihtiyaç duyduğunu söylediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri tarafından kendi çıkarlarını korumak gayesiyle kurulan 1,7 milyarlık İslam âleminin kaderini Güvenlik Konseyi daimi üyesi beş ülkenin keyfine bırakan sistem artık ömrünü tamamlamıştır” dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı gibi platformların etkinliğini artıracak şekilde güncellenmesinin şart olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin üç yıl yürüttüğü İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanlığı sırasında bu konulara özel önem verdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece konuşmadıklarını, sorunları tespit ederek, alınan kararların fiiliyata geçmesini sağladıklarını belirtti ve şöyle devam etti: “İsrail yönetiminin hukuk tanımaz tacizleri karşısında Kudüs’ün ve Filistin’in onurunu korumak için mücadele ettik. Türkistan’dan Arakan’a, Yemen’den Libya’ya, Suriye’ye kadar her türlü hukuksuzluğa tepki gösterdik. İslam dünyasının potansiyelini harekete geçirecek, ticaretimizi artıracak, ekonomik kalkınmamızı hızlandıracak, teknoloji ve finans alanında iş birliğimizi güçlendirecek pek çok proje yürüttük. Teşkilatın tarihinde ilk defa üst düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı ile Sosyal Gelişim Bakanları Konferansına ev sahipliği yaptık. Ancak bu dönemde İslam dünyasının sessizliğinden, Müslümanların ataletinden, parçalanmışlığından beslenen çevreleri ise çok ciddi rahatsız ettik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizi terörle, sokak olaylarıyla dize getirmeye çalıştılar. Besleyip büyüttükleri FETÖ’cü taşeronlarıyla bizi yolumuzdan vazgeçirmek istediler. Uluslararası medyadaki kiralık kalemleriyle ülkemize ve şahsıma iftira attılar. Teröristlere on binlerce tır ve uçak dolusu silah vererek ülkemizi terör koridoruyla kuşatmaya kalktılar. İçeride ve dışarıda Türkiye’yi susturmak, sesini kısmak için iftira, darbe, ekonomik terör dâhil her türlü yolu denediler. Allah’a hamdolsun bunların hiçbirisine boyun eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz. Onlar susturmaya çalıştıkça biz ısrarla Filistin diyoruz, Gazze diyoruz, Arakan, Libya, Somali, Suriye diyoruz. Onlar üzerimize geldikçe biz daha gür bir sesle ‘Dünya beşten büyüktür’ diyoruz. Onlar bizi bölmeye, parçalamaya çalıştıkça, kardeşliğimize çok daha sıkı bir şekilde sarılıyoruz” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrım yapmadan tüm terör örgütleriyle mücadele ettiklerini, DEAŞ ve PKK-YPG ile mücadelede başarı elde ettiklerini ifade ederek ekonomi alanında da bağımsızlığı tahkim edecek millî paralarla ticaret gibi stratejik projelere ağırlık verdiklerini, bundan sonra da mücadeleyi “Müslümanlar kardeştir” inancıyla sürdüreceklerini vurguladı.
“ENERJİMİZİ İÇ KAVGALARLA HEBA EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ülkelerinin ticaretten siyasete, dış politikadan savunma sanayii ve teknolojiye kadar hemen her alanda potansiyellerinin çok altında rakamlarla karşı karşıya olduklarına dikkati çekerek, İslam ülkelerinin dünya ekonomisindeki toplam payının yüzde 10’u dahi bulmadığını anlattı.
En zengin İslam ülkesi ile en yoksulu arasındaki gelir farkının 200 katı aştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel petrol rezervlerinin yüzde 59’una, doğal gaz rezervlerinin ise yüzde 58’ine sahip İslam ülkelerinde 350 milyon Müslümanın aşırı yoksulluk şartlarında hayatta kalma mücadelesi verdiğini söyledi.
Dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanların küresel sağlık harcamalarındaki payının sadece yüzde dört olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya genelinde okuryazarlık oranı yüzde 82,5 iken bu oranın bu oranın İslam dünyasında yüzde 70 civarında seyrettiğini, İslam ülkelerinin millî gelirlerinin yalnızca 3,7’sini eğitime ayrılırken diğer ülkelerin ortalama yüzde 4,8’ini tahsis ettiğini aktardı.
Şu an dünya genelinde yaşanan çatışmalarda ölenlerin yüzde 94’ünü Müslümanların oluşturduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hâlihazırda dünyada satılan her üç silahtan biri Orta Doğu’ya gidiyor. Yani Müslümanlar çoğu zaman basit sebeplerle birbirine kurşun sıkarken, kaynaklarını eğitim, sağlık, araştırma-geliştirme yerine silahlanmaya ayırırken zenginleşenler Batılı silah tüccarları oluyor. Az önce izledik yapay zekânın, kuantum bilgisayarlarının, robotik teknolojilerin konuşulduğu bir dönemde ne yazık ki biz enerjimizi iç kavgalarla heba ediyoruz. Yüz milyonlarca Müslümanın sorumluluğunu taşıyan liderler olarak hiçbirimizin bu tablodan mutmain olmadığını biliyorum. Ancak biz her zorlukla beraber muhakkak bir kolaylığın olduğunu müjdeleyen bir dinin mensuplarıyız. Biz ‘Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikin’ buyuran Peygamberimiz Aleyhissalatu Vesselam’ın ümmetiyiz. Ümitsizliğe kapılmak, yeise düşmek, karamsar olmak bize yakışmaz. Şartlar ne olursa olsun, ne kadar zor olursa olsun âlemlerin Rabbinden ümit kesilmez. Zira her kriz beraberinde mutlaka fırsatları da getirir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların birlik, kardeşliğe önem vererek geçmiş yerine geleceğe odaklanmasıyla sorunları çözebileceğine vurgu yaparak; sürekli sorunları konuşmak yerine çözüme odaklanmak gerektiğini, potansiyeli harekete geçirerek, birbirlerinin eksikliğini giderecek projelere ağırlık vermek gerektiğini bildirdi.
Savunma, enerji, ileri teknoloji, finans başta olmak üzere stratejik önemi haiz alanlarda iş birliğini daha da ilerletmeleri gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî paralarla ticaretten yatırımlara, zekât müessesesinin ihyasından israfının önlenmesine, çevreden eğitime, sağlığa, turizme kadar kısa süre içerisinde atılabilecek pek çok adım olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının hayırlara vesile olmasını diledi ve ev sahipliği için Malezya Başbakanı Muhammed’e ve Malezya halkına teşekkürlerini yineledi.
Zirve’nin açılış oturumuna eşi Emine Erdoğan ile katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, oturumun ardından, “Kalkınmanın Önceliği ve Sınamalar” temalı yuvarlak masa toplantısına iştirak etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra; Malezya Kralı Sultan Abdullah, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Malezya Başbakanı Muhammed ile Kuala Lumpur Zirvesi’nin sergi alanını gezdi.
Zirve programı çerçevesinde Malezya Kralı Sultan Abdullah Riayatuddin Mustafa Billah Şah tarafından devlet ve hükûmet başkanları ile Kuala Lumpur Zirvesi misafirleri onuruna verilen öğle yemeğine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yemekte eşi Emine Erdoğan eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Metin Kıratlı’nın yemin törenine katıldı.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene gelişinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra törenin düzenlendiği salona geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Kıratlı’nın üyelik yeminini ve kisvesinin giydirilmesi töreni ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya’nın konuşmasını takip etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Yerel Kalkınma Hamlesi ile de şehirlerin yerel potansiyelinin tamamını harekete geçirerek ülke sathına yaydıklarını belirterek, “Yakın dönemde kamuoyuyla detaylarını paylaşacağımız Yerel Kalkınma Hamlesi Programımızla şehirlerimizin potansiyelini, yetkinliklerini ve ihtiyaçlarını dikkate alan yatırım projelerini destekleyeceğiz.” dedi.
Bakan Kacır, Isparta Süleyman Demirel OSB’deki fabrikaların açılışını yaptı. Halı dokumacılığında marka şehrin mirasını dünyayla buluşturacak, mermer kaynaklarını katma değere dönüştürecek, yenilenebilir ve çevre dostu enerji üretim altyapısına güç kazandıracak, yatırım büyüklüğü 1,8 milyara yaklaşan ve 160 istihdam sağlayacak 3 tesisin Isparta’ya hayırlı olmasını dileyen Kacır, şunları söyledi:
AR-GE VE İNOVASYON: Millî Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda; Türkiye’yi üretimde, yatırımda, Ar-Ge ve inovasyonda öncü ülkeler arasına dahil edebilmek için gayretlerimizi sürdürüyoruz. Sanayide ve teknolojide son 22 yılda büyük kazanımlar elde ettik. Ar-Ge harcamalarını 1,2 milyar dolardan, 12 milyar dolara, Ar-Ge personeli sayısını 29 binden 272 bine çıkardık.
OSB SAYISINDA ARTIŞ: Sanayide çalışan sayımız 3 milyon 900 binden, 6 milyon 700 bine yükseldi. Sayıları 191’den 360’a yükselen organize sanayi bölgeleri ve kurduğumuz 45 endüstri bölgesi, Türkiye’nin üretim üsleri hâline geldi. Otomotiv üretimimiz yıllık 357 binden, 1,5 milyona yükseldi. Türkiye, Avrupa’nın üçüncü büyük otomobil üreticisi oldu. Beyaz eşya üretimimiz 6,7 milyon adetten, 32,3 milyon adete yükseldi. Türkiye, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ikinci büyük beyaz eşya üreticisi oldu. Demir-çelik üretimimiz 16 milyon tondan, 34 milyon tona çıktı.
MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ: Millî Teknoloji Hamlemizin işaret fişeğini yakan savunma sanayimizin millî ve özgün ürünleri bugün dünyada savaş paradigmasını değiştiren ve jeopolitik dengeleri belirleyen unsurlar hâline geldi. Uydu teknolojilerinde gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla ülkemizi kendi haberleşme ve görüntüleme uydularını geliştirebilen, test edebilen, üretebilen az sayıda ülkeden biri kıldık.
GÜVEN VE İSTİKRAR: Milletimizin 60 yıllık yerli ve millî otomobil hayalini Togg ile gerçeğe dönüştürdük. Bölgesinde güvenin ve istikrarın adresi ülkemiz, küresel ve bölgesel sınamalara rağmen yatırım, istihdam, üretim, icat ve ihracat rotasında kalkınma yolculuğuna emin adımlarla ilerliyor. Sadece 22 yıla sığdırdığımız asra bedel kazanımlarla Türkiye Yüzyılı’nda yenilerini ekleyecek, Türk sanayisinin rekabetçiliği güçlendirecek destek enstrümanlarını adım adım devreye almaya devam edeceğiz.
KATMA DEĞER VE YÜKSEK TEKNOLOJİ: Katma değerli ve yüksek teknolojili üretimi önceleyerek, sanayimizin yeşil ve dijital dönüşümünü gerçekleştirecek, nitelikli insan kaynağımızı en üst düzeyde harekete geçirerek ülkemizin küresel üretim ve teknoloji geliştirme üssü rolünü perçinleyecek projeleri hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
YTAK PROGRAMI: Hızla hayata geçirdiğimiz Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programıyla; ekonomimizin yükselişine katkı verecek teknolojik ve stratejik yatırımların gerçekleştirilmesi için uzun vadeli ve uygun koşullarda finansmana erişim imkânı sunuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ile Türkiye’yi yüksek teknoloji yatırımlarının odağı hâline getirecek tarihimizin en büyük ölçekli teşvik programını geçtiğimiz ay devreye aldık.
YEŞİL VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM: Yeşil ve dijital dönüşüm destek programlarıyla işletmelerin ikiz dönüşümde kısa, orta ve uzun vadeli ihtiyaçlarına cevap verecek destek mekanizmalarını onlara sunuyoruz. Başlattığımız Yerel Kalkınma Hamlesi ile de şehirlerimizin yerel potansiyelinin tamamını harekete geçirerek ülke sathına yayıyoruz. “Halka hizmet Hakk’a hizmettir” anlayışıyla; yatırım teşvikleriyle, sanayi alanlarıyla, KOBİ’lerimize sağladığımız imkânlarla ve bölgesel kalkınma projelerimizle Isparta için, Ispartalılar için çalışmaya devam edeceğiz.
3 BİN 150 İLAVE İSTİHDAM: Son 22 yılda OSB’lerimiz için sağladığımız 550 milyon lira finansmanla 3 bin 150 ilave istihdamı Isparta’da oluşturduk. Şehrimize yapılacak yeni ya da ilave yatırımlar için verdiğimiz 850 yatırım teşvik belgesi düzenledik, 55 milyar lira sabit yatırımın ve 11 bin 500 nitelikli istihdamın önünü açtık.
205 PROJE, 791 MİLYONLUK DESTEK: Gülleri kadar güzel gönüllü insanlarıyla maruf Isparta’nın sahip olduğu potansiyeli kalkınma ajanslarımız ile de harekete geçiriyoruz. Batı Akdeniz Kalkınma Ajansımız eliyle şehrimizde; kamu kurumlarımızın, mahalli idarelerimizin, üniversitelerimizin, özel sektörümüzün ve sivil toplum kuruluşlarımızın 205 projesine 791 milyon lira destek olduk.
KOBİ’LERE DESTEK: Yerel kalkınmanın sac ayağı, başat aktörü olan KOBİ’lerimizi desteklemeyi sürdürüyoruz. 22 yıl öncesine kadar şehrimizde KOSGEB desteklerinden bir elin parmağı kadar KOBİ yararlanmışken son 22 yılda 10 bin 400’den fazla KOBİ’mize 1,2 milyar lira destek sağladık. Şehrimizin araştırma ve inovasyon altyapısını güçlendirecek teknoparkımızı ve Ar-Ge merkezimizi Isparta’ya kazandırdık. TÜBİTAK akademik, bilim insanı ve özel sektör Ar-Ge destek programları kapsamında 728 projeye ve 2 bin 300 bilim insanımıza 1,7 milyar liranın üzerinde destek olduk.
ÖNCÜ ŞEHİR: Şehrimizin bereketli topraklarıyla yoğurulmuş eşsiz lezzetleriyle beraber yerel ve geleneksel değerlerinin de yer aldığı 20 ürünü coğrafi işaretle tescilledik. Tarihinde nice medeniyetlere, beyliklere, imparatorluklara yoldaş olmuş Isparta’mızı Türkiye Yüzyılı’nın da öncü şehri yapmak için gayretimizi sürdüreceğiz. Toroslar’ın yiğidi bol şehri Isparta, yeni yatırımlarla beraber sadece turizmin, kültürün değil sanayinin de öncüsü olacak.
GÜCÜNE GÜÇ KATACAK: Şehirlerimizin gücüne güç katacak, üretime, kalkınmaya, istihdama, büyümeye katkı koyacak tüm yatırımcılarımızın her daim destekçisi olacağız. Önümüzdeki dönemde de ilgili tüm kurumlarımızla yakın iş birliği yürüterek 81 şehrimizde sanayimizin katma değer, yüksek teknoloji rekabet ve verimlilik odaklı dönüşümünü daha da hızlandıracağız.
YERELDEN GENELE: Yakın dönemde kamuoyuyla detaylarını paylaşacağımız Yerel Kalkınma Hamlesi Programımızla şehirlerimizin potansiyelini, yetkinliklerini ve ihtiyaçlarını dikkate alan yatırım projelerini destekleyeceğiz. Türkiye Yüzyılı’nda Isparta’mız Yerel Kalkınma Hamlemiz ile üreten, katma değerini artıran, daha da büyüyen güçlü şehirler için başlattığımız seferberlikten güçlü şekilde nasibini alacak. Isparta’mızı yeni yatırımlarla buluşturarak inşallah yerelden genele yükselen bir güç merkezi hâline getireceğiz. Isparta’ya ektiğimiz bu fideler meşhur gülleri gibi şehrimizin yarınlarına kök salacak, çiçek açacak.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.